YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
660647aee5cfd
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 5 8 8
Bugün : 9831
Dün : 16551
Bu ay : 405039
Geçen ay : 338123
Toplam : 22730989
IP'niz : 52.87.200.112

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

“Ey Âdemoğulları! Şeytan Anne ve babanızın (Hz. Adem’le Havva’nın) edep yerlerini kendilerine göstermek (ve şehvetlerini tahrik etmek) için; elbiselerini sıyırtıp soyarak, onları cennetten çıkardığı gibi, (dikkat edin) sizi de bir fitneye düşürmesin (ve cinsi sapıklığa sürüklemesin)” (Araf Suresi Ayet: 27)

“Şeytan kendilerinden örtünüp gizlenmesi (gereken) çirkin-edep yerlerini açığa çıkarmak (böylece cinsi tahrikle şehvet tuzağına kaptırmak) için onlara vesvese verdi” (Araf Suresi Ayet: 20)

gibi ayeti kerimelere göre: şeytanın en büyük tuzaklarının başında; şehveti ve cinsi münasebeti tahrik ederek insanları haram ilişkilere ve ahlaksız işlere yöneltmesi gelmektedir. Günümüzde şeytanların ve Siyonist Yahudi şarlatanların bu görevini PORNO SİTELERİ yürütmektedir.

Yapılan araştırmalar ve cinsel saldırı ve suçlarla ilgili karakol ve mahkeme kayıtları göstermektedir ki; şehveti tahrik eden porno yayınları, onları seyredenleri, gayrimeşru cinsel tatmin yöntemlerine teşvik etmektedir.

“Her kim yabancı bir kadına bakıp iştahı kabarırsa gidip helal eşiyle tatmin olsun” (İmam Ahmet, Müslim ve Tirmizi. İhyai Ulumiddin. C 3. Nikâh adabı bölümü)

hadisi şerifi de kadınları şehvetle takibin insanları fikren tahrike ve sonunda fiilen tatbike sürükleyeceğini haber vermektedir.

Seyrettiği porno filmler ve hikâyeleriyle şehvet sarhoşuna dönüşen erkek ve kadınlar, bu kabaran duygularını tatmin için çareler düşünmekte, her fırsatı değerlendirme yoluna gitmekte ve böylece; amir-memur, bürokrat-sekreter, patron-işçi, öğretmen-öğrenci, satıcı-müşteri, komşu-misafir gibi birlikte ve özel hizmet ilişkisi içinde bulunan kimseler arasında gizli ve kirli cinsel münasebetler yaygın hale gelmektedir.

Bunların neticesi, çalışma düzeni ve iş yapma disiplini bozulmakta, üretim yavaşlamakta, saygı ve itaat kaybolmakta, genel toplum ahlakı yozlaşmakta ve devletin ve milletin temel çekirdeği olan aile yuvası dağılıp yıkılmaktadır.

Hatta seyrettiği porno yayınlar nedeniyle şehvet budalasına dönüşen, akli ve ahlaki melekeleri körleşen kişiler; maalesef ensest (aile içi) sapkın ilişkilere kalkışmakta, yeğen, yenge, kuzen, kayın, enişte, baldız gibi yakın akraba olduğu kimselerle ve daha da beteri evlenmesi ebediyen haram ve yasak olan kızı, gelini, kardeşi, teyzesi gibi kişilerle cinsi münasebetler yaşanmaktadır.

Bu hale gelmiş insanlar, ciddi şeyler düşünmeyi, Milli çıkarlarını gözetmeyi, manevi ve uhrevi sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyi, başkalarının haklarına ve namusuna riayet etmeyi bırakacaktır.

Bunlar Siyonist Yahudi felsefesinin gönüllü takipçileri, İsrail’in dünya hâkimiyetinin hazır hizmetçileri ve emperyalizmin beyinleri şehvetle körelmiş köleleri halini alacaktır.

Porno yayınlarının ve her türlü cinsi sapıklık ve ahlaksızlığın kaynağı, Yahudi ve Hıristiyanların KİTABI MUKADDES dediği, kendi elleriyle yazıp yozlaştırıp Allah kelamı diye insanlara yutturulan tahrif edilmiş TEVRAT ve İNCİL nüshalarıdır.

İşte Kitabı Mukaddes Şirketi tarafından bastırılıp dağıtılan (Yalçın Ofset. İST. 1993) tarihli, Tevratı Şerif (Eski Ahit Kitabından porno hikâyeler ve öğütler)

  • (Haşa) Kızlarının şarap içirip sarhoş ederek Hz. Lut ile cima etme hikayeleri.. (Bak: TEKVİN, BAB 19, Ayet: 30-38 sh: 17)
  • Kız kardeşleriyle sevişme ve aşk şiirleri (Bak: neşideler neşidesi BAB:8 Ayet: 1-10 sh: 672 BAB:4 Ayet: 8-12 sh: 669)
  • En büyük din adamının kendi geliniyle zina etmesi (Bak: TEKVİN BAB:38 Ayet: 13-19 sh: 39)

Kethuboth Talmutu (1936 The Son-cine Pres baskısı)

  • Küçük kız ve erkek çocuklarla zina yapmanın ve kendi karısına dübüründen yaklaşmanın usulleri (Bak: BAB: 11)
  • Karşılıklı rıza ile yapılmak şartıyla, kız ve erkek kardeşlerin cinsi ilişkilerinin caizliği
  • Dul kalan annesiyle cinsi ilişkide bulunup onu tatmin etmesinin, erkek evladına görev olarak verilmesi
  • Yahudi bir dul kadının, kendini tatmin için her yola başvurabileceği ve her türlü hayvanla ilişkiye girebileceği. (Bak: Yebamoth Talmut’u 56-a ve 59-b)

Gizli yapmak ve suç kanıtı bırakmamak şartıyla;

a) Her türlü günahın yapılması için Yahudilere ruhsat verildiği

b)Yahudilerin galibiyet ve hâkimiyeti uğrunda her çeşit haksızlık ve ahlaksızlığın işlenebileceği

c) Yahudi olmayan bütün herkese karşı “onlardan görünmenin, riyakârlık etmenin, onları aldatıp yalan söylemenin, aralarında fitne fesat yürütmenin ibadet hükmüne geçeceği

d)Sadece Yahudilerin insan görüleceği, başka din ve kavimlere hayvan muamelesi yapmak gerektiği (Bak: Talmut Hoşem Hamişpat 369 Şultan Aruh sh: 117)

Oysa aynı Kitabı Mukaddes Levililer Bölümü BAB: 18 sh: 117 ve 118’de bu safsata ve sapıklıkların tam aksine, aile efradıyla, yakın akrabalarıyla ve nikâhsız başka kadınlarla zina yapılamayacağı öğütlenmekte, böylece kendi içinde açıkça çelişkiye düşülmektedir. Bu durum Tevrat ve İncil’de Hala aslına uygun bazı kısımlar bulunsa da, sonradan akıl ve ahlakla bağdaşmayan konuların katıldığını göstermektedir.

Bugün pek çok Batılı bilim ve düşünce adamı:

“En tehlikeli ve en zehirleyici porno hikâyeleri içerdiği için önce yozlaştırılmış TEVRAT ve İNCİL’in yasaklanmasını önermektedir.

Yani bugünkü porno film ve hikâyeler zaten asırlardır Yahudiler ve onların saptırdığı bazı Hıristiyan mezhepler arasında zaten yaygın olarak yaşanan şeylerdir.

Sözde Kutsal Kitapları bile böylesine ahlaksız ve azdırıcı porno hikâyeler ve şiirlerle dolu olan AVRUPA BİRLİĞİNE girmek için can atanların oturup bir daha düşünmeleri ve Türkiye’yi nasıl bir felakete sürüklediklerini görmeleri gerekir.

Ve hele Dinlerarası Diyalog safsatası ve Ilımlı İslam – Protestan Müslüman havası içindeki FETULLAHÇI’ların; ve yine  “Kültürler İttifakı” kılıfıyla ahlaksız Batıya yamanma hesabı güden AKP iktidarının, Türkiye’deki bu porno rezaletiyle niçin mücadele etmedikleri, hatta dolaylı destek verdikleri de dikkatle düşünülmelidir.

İslam’a göre, porno haramdır, hayâsızlıktır ve fuhşa hazırlıktır.

Cenabı Hak:

“Sakın Zinaya yaklaşmayın, gerçekten o çirkin bir hayâsızlık ve kötü bir yoldur” (İsra Suresi Ayet: 32)

Buyurmaktadır. Bu nedenle zinaya zemin hazırlayan ve sonunda fuhşiyata yaklaştıran sebepler de yasaklanmıştır.

“Müminlere söyle: gözlerini (haram olan kadınları ve ahlaksız yayınları seyretmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar” (Nur Suresi Ayet: 30)

ayeti de açıkça porno yapmayı, yaymayı ve bakmayı yasaklamaktadır.

Buhari’de

geçen bir hadisinde Hz. Peygamberimiz “Göz zinasından sakındırmaktadır” Çünkü göz zinası gönlün fuhşa kaymasına ve nefsinde bu arzularını tatmin için gayrimeşru ve mel’un yollar araştırmasına sebep olmaktadır.

Peygamber Efendimiz, Hac mevsiminde Arafat’tan inerken, devesinin terkisine aldığı amcası Hz. Abbas’ın oğlu Fazl’ın gözü sağdan soldan geçen kadınlara bakıp kalbi bozulmasın diye onun başını bir oyana bir buyana çevirip: “Bakış şeytanın zehirli oklarından bir oktur” buyurarak yabancı kadınlara şehvetle bakışın insanın kalbinde ve kafasında ne şaytani tasavvurlar oluşturacağına ve kötü sonuçlarına vurgu yapılmıştır.

Şimdi, Hac gibi kutsal bir ibadet sırasında ve baştan tırnağa kapalı kadınlar arasında bile, kötü niyetli bakışlar böylesine şiddetle yasaklanırsa; peki, sınır tanımaz bir hayâsızlıkla hazırlanan porno yayınlarını hangi vicdan ve izan ehli mubah sayacaktır?

Yine Hz. Peygamber Efendimiz, “muhannes” denen, kadınlığa özenen, kadın gibi süslenip bezenen ve erkeklere cilveleşen bazı bozuk karakterli erkekleri de –ki bugün homoseksüel denilmektedir- lanetlemiş ve böylelerine yüz verilmemesini emir buyurmuşlardır.

“Livata” denen, erkeklerin birbirleriyle, hayvanların bile işlemediği bir edepsizlikle cinsi ilişkiye girmeleri de, dinimizde kesinlikle ve şiddetle yasaklanmıştır, haramdır ve lanetli bir hayâsızlıktır. Bu ahlaksızlığı işleyen Lut kavminin acı ve alçaltıcı akıbetini Kur’an-ı Kerim ibret ve tehditle anlatmaktadır. (Bak: Ankebut Suresi Ayet: 29-30, Hud Suresi Ayet: 82-83)

Fuhşa fırsat verilmemesi için İslam’ın “Tesettür: yüz, el ve ayak hariç, kadınların kapanması, nikâhı düşen erkek ve kadınların bir yerde yalnız bulunmalarının sakıncalı sayılması, şehveti azdıran bakışların yasaklanması” gibi önleyici tedbirler alması dışında, ZİNA ve LİVATA gibi suçlara en ağır cezaları öngörmesi,

  • Toplumda genel ahlakın ve sosyal huzur ortamının sağlanması,
  • Aile kutsiyetinin ve nesil emniyetinin garantiye alınması
  • Namus ve iffet kavramı yanında toplumun ruh ve beden sağlığının korunması
  • Çok yönlü kalkınma ve huzurlu yaşama şartlarının oluşturulması amaçlıdır.

İslam Dini tedbir olarak evlenmeyi; çabuklaştırmış, kolaylaştırmış ve yaygınlaştırmıştır.

“İçinizden bekâr olanları, imkânsız ve kimsesiz bulunanları evlendirin. Eğer fakir iseler Allah kendi fazlından onları zengin kılacak (geçim ve rızık kapıları açılacaktır)”(Nur Suresi Ayet: 32)

ayeti, devlete, yerel yöneticilere, sivil örgütlere ve kanaat önderlerine ve aile büyüklerine evliliğin kolaylaştırılması ve yaygınlaştırılması konusunda görevler yüklemektedir. Çünkü helal ve meşru yollarla tatmin edilmeyen cinsi ihtiyaçlar, harama ve gayri meşru kanallara yönelecektir.

Üstelik evlenip yuva kurmayı en önemli SÜNNETİ (hayat prensibi) sayan Peygamber Efendimiz, nikâhsız birliktelik, gayrimeşru ilişki kadar, takva perdesi altındaki bekâr yaşama girişimlerini de şiddetle kınamış ve “Benim sünnetimden uzaklaşan benden değildir” (Buhari, Müslim) demiştir.

Çünkü “Evlenen kişi dinin yarısını koruma altına almıştır; diğer yarısı için de artık Allah’a sığınmalıdır” (İbni Cezvi) buyuran da yine Peygamberimizdir.

Yine Allah’ın Resulü: “Sizden (maddi ve bedeni) gücü yeten evlensin. Çünkü evlilik gözü gönlü haramdan, ferci (namusu) ise zinadan korur. Maddi gücü yetmeyenler ise oruç tutsun. Çünkü orucun “vica”sı (nefsin şehvetini burup kırması) vardır” (Müslim-Buhari) buyurmuşken, bunun tam aksine hem de tıka basa sürekli yemek, hem de çıplak kadınları ve porno yayınları izlemek, elbette insanı şehvet azgınına çevirecektir. Bu tipler artık çevrelerindeki kız ve erkek çocukları, bütün kadınları, hatta hayvanları sadece şehvet aracı görecek, her türlü tecavüz ve terbiyesizliğe tevessül edecektir.

Bu nedenle ailelere düşen, eğitimini ve mesleğini tamamlayan çocukların biran evvel sade bir şekilde evlenip yuva kurmalarına öncülük etmektir.

Porno yayınları ve çıplak kadınları seyretmek yerine, ebedi cennet nimetlerini düşünmek, HURİ ve GILMANLARI hatırlayıp hayalen saadet ülkesinde dolaşıp ferahlamak ve o sonsuz ve kusursuz lezzetlerden mahrum ve cehenneme mahkûm olmamak için, burada nefsi dürtülerine gem vurmak gerektiğini bilip ona göre davranmak lazımdır.

“Orada (aşk ve sadakat) bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş, (güzellik ve tazelikleri gönül okşayan öyle) kadınlar vardır ki, daha önce kendilerine ne bir insan ne de bir cin dokunmuş değildir. (sürekli temiz ve bakiredir)” (Rahman Suresi Ayet: 56)

“Gerçek şu ki, Biz onları, (mümin erkek ve kadınları ahrette) yeni bir yaratma ile (cennete layık özellik ve güzellikte) tekrar inşa edip yarattık.

Onları sürekli bakireler (gençliği ve çekiciliği pörsümeyen kimseler) kıldık.

Öyle ki eşlerine (muhabbet ve şehvetle) tutkun hep (aynı) yaşıt (mutlu çiftler yaptık)” (Vakıa Suresi Ayet: 35-37) gibi ayetleri inançla okuyup cennetleri arzulamak ve oraya kavuşma hazırlığı içinde teselli bulmak müminlerin şiarı olmalıdır.

Ve özellikle, Hz. Peygamber Efendimizin:

“Çöplükte biten yeşillik ve çiçeklerden sakınınız” (Dare kutni El-ifrad) buyurduğu, inançsız ve ahlaksız ortamlarda yetişen, her türlü fuhuş ve hayâsızlıkla iştigal eden, makyaj süsleri ve tahrik edici elbiseleriyle dikkatleri üzerine çeken kız ve oğlan fahişelerin tuzağına kapılmamak, sağlımızı ve İslami vakarımızı tehlikeye atmamak için dikkatli davranmalıdır.

Evli karı-kocalar eşlerinin doğal ihtiyaç ve arzularına asla karşı çıkmayıp hemen tatmine çalışmalıdır.

Resulüllahın amcası oğlu, büyük müfessir İbni Abbas (R.A.) anlatıyor:

Haysam kabilesinden bir kadın Allah Resulüne gelip evlenmek istediğini ve kocanın kadın üzerindeki haklarını bilmediğini söyleyince, Efendimiz ona şunları öğütlemişti:

  • Kocası onun nefsini istediği (yatağa girmeyi arzu ettiği) zaman, kadın devenin sırtında bile olsa (yani sağlık sorunları dışında, önemli meşguliyet ve mazeretleri de bulunsa) kocasının arzusunu yerine getirmelidir.
  • Kocasının izni olmadan onun malını başkasına vermemeli (lüzumsuz yerlere sarf etmemelidir)
  • Kocasının rızasını sormadan nafile oruç tutup (ev işlerinde ve kadınlık görevlerinde) gevşeklik göstermemelidir.
  • Kocasının haberi ve müsaadesi dışında rastgele evini terk edip dışarılarda gezmemeli (kocasını ve yakınlarını şüpheye düşürüp bezdirmemelidir)

Böyle yaptığı halde, evinden dönünceye ve tevbe edinceye kadar melekler ona lanet edecektir” (Beyhaki, İbni Ömer’den naklediyor)

Sonuç olarak:

“Her nerede( ve ne halde) iseniz O sizinle beraberdir, Allah yaptıklarınızı görendir” (Hadid Suresi Ayet: 4)

“Allah gözlerin hainliklerini (gizlice ve çirkince seyrettiklerini) ve göğüslerin (kalplerin) sakladığı (kirli ve şehvetli düşünceleri) elbette bilir.”(Mümin Suresi Ayet: 19)

Ayetlerinin belirttiği gibi, her yerde ve her halde Rabbimizin gözetimi altında ve Onun huzurunda imtihan veriyor olmanın şuuruyla hareket etmek müminlik göstergesi ve hidayet alametidir. Ama gaflet ve şehvet içinde nefsi ve hayvani duygularının peşinde sürüklenmek ise, edepsizlik ve erdemsizliktir.

Ey canlar, kendisinden utanılmaya ve rızasına göre davranılmaya en layık olan Allah (c.c.) değil midir?!…

“(Gerçek ve örnek Mü’minler ki) Onlara Allah’ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlar…

Sonra onların ardından, öyle nesiller türedi ki, namazı (ibadet ve istikamet duyarlılığını) kaybedip bıraktılar. Ve (hayasızca sınır tanımadan) şehvetlerine kapılıp uydular. Elbette bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklar.. (Meryem:58-59)

ayetlerinin tehdidinden sakınmamız gerekir…

1 1 vote
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Nejat HAKKUL

Nejat HAKKUL

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
1 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Hasan Erden

Türkiye’de ’Eşcinsellik bombaları
ABD’de Pentagon yetkilileri savaşlarda kullanılmak üzere, insanları gay/eşcinsel yapan bir bomba yapımı konusunda gizli bir proje üzerinde 1994’te çalıştıklarını doğrulamışlar.(1)

Böyle bir silah şu anda var mıdır ve kullanılıyor mudur, bilmiyoruz. Ama, ABD’nin, bu silahın soğuk savaş versiyonu olan, bombadan daha tesirli sessiz patlayan programları var. Türkiye’de son yıllarda hayli yoğunlaşan, kitleleri eşcinselliğe sürüklemek amaçlı, çoğunlukla Amerika’dan desteklenen ve fonlanan faaliyetler, böyle programların hangi boyutlarda uygulandığını gösteriyor.
Bilindiği gibi Amerikan sineması Hollywood, Pentagon’un kontrolünde faaliyet yapan bir organdır. Amerikan sinemasında senaryoların önceden Pentagon tarafından kontrol edildiği, hatta filmlerin çekilmesinden sonra da bu kurum tarafından denetlendiği biliniyor.(2) Amerikan sömürgeciliğinin eşcinsellik bombalarını en çok patlattığı alanlardan birisi sinema olduğuna göre, eşcinselliği teşvik eden ve özendiren filmlerin de Pentagon’un bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğinde hiç şüphe yoktur.
Hollywood filmlerinin işgali altında bulunan Türkiye’de televizyonlarda ve sinemalarda gösterime sunulan Pentagon’dan programlanan Amerikan filmleri içerisinde eşcinsellik konulu filmler de bulunuyor.

Bu konuda bir televizyon kanalında yayınlanan bir komedi dizisini örnek verebiliriz.
Alt yazılı yayınlanan yabancı komedi dizisinde, şöyle bir olay sahneleniyor: Komşu bir ailenin çocuklarının eşcinsel olmasına gıpta ile bakan ve özenen bir anne ve baba, kendi çocuklarının da eşcinsel olduğunu söylemesi üzerine büyük bir sevince ve coşkuya kapılıyorlar, adeta havalarda uçuyorlar.
Bu ne rezalet, bu ne çirkeflik?

Asıl rezillik ve çirkeflik elbette böyle bir filmin Müslüman Türk milletine seyrettirilmesinde…
Eşcinselliği teşvik eden böyle daha nice filmler seyrettiriliyor insanlarımıza, nice sessiz bombalar patlatılıyor da haberimiz olmuyor.
TV kanallarında böyle çirkef filmlerin yayınlanmasına Müslüman kesimlerin oy verdiği bir iktidarın RTÜK’ü nasıl izin verebiliyor?
Üstüne üstlük iktidar bundan sonra Türkiye’de çekimi yapılacak Hollywood filmlerine ülkemizi tanıtıyor diye, teşvik tasarısı hazırlamış bulunuyor. Bu tasarıya göre, Kültür Bakanlığı, Türkiye’de çekilecek Hollywood filmlerinin masrafının yüzde 25’ini yapımcılara verecek.(3) Bu karar sonuçta eşcinsellik gibi Amerikan ahlaksızlıklarını yansıtan Hollywood filmlerine Türkiye yüzde 25 sponsor oluyor, anlamına gelmiyor mu?
Bu uygulamayı başka izah edebilmek mümkün müdür?

AB: İSTANBUL’DA EŞCİNSEL BELEDİYE BAŞKANINA HAZIR OLUN!
Eşcinsellik bombaları sadece sinemalarda ve TV filmlerinde patlatılmıyor. Batı’dan Türkiye’ye gelen diğer sosyal etkinliklerde ve Avrupa Birliği’nden ülkemize yönelen siyasi dayatmalarda da patlatılıyor.
Hatırlarsanız, Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Eş Başkanı Daniel Cohn-Bendit, 2007 yılının Kasım ayında Türkiye’ye geldiğinde Türk İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) Genel Merkezi’nde yaptığı konuşmada “İlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın eşcinsel/homoseksüel olabileceğine şimdiden kendinizi hazırlamalısınız.”(4) demişti.
Bu , Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğe hazır hale getirilmesi adına başlatılmış bulunan değişim operasyonlarının nereye kadar varacağını gösteren bir işarettir. Böyle işaretler AB otoriteleri tarafından yıllardan beri zaman zaman verilmiştir.
Örnek olarak, 2004’ün sonunda Fransa Eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Fransız TF-1 kanalına verdiği açıklamasında Türkiye’ye şöyle yol göstermişti: “Türkiye’nin bizim arzuladığımız her şeye katılması doğal olarak gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, Türkiye’nin değerlerini, yaşam tarzını, kurallarını derinden değiştirmesi gerekmektedir.(…) Yaşam tarzını benimsemesi için on yıl, on beş yıl, yirmi yıl sürecek kayda değer çabalar göstermesi gerekecektir. Bizim paylaştığımız tüm değerleri benimsemesi (…) gerekir.” (5)
Fransız Eski Cumhurbaşkanı’nın, Türkiye’nin kabul etmesini şart koştuğu Avrupa toplumlarının yaşam biçimleri arasında, eşcinselliğe kadar varan çirkeflikler de bulunuyor.

Nitekim Ankara’nın AB’ye üye olmaya karar vermesinden itibaren, toplumumuzun kabullerini, hayat anlayışını ve yaşantısını değiştirmeğe ve Avrupalı toplumların değerlerine ve yaşantısına dönüştürmeye yönelik başlatılan değişim sürecinde, Batılı toplumların eşcinsellik rezaletinin de memleketimizde yaygınlaşması için yoğun çalışmaların yapıldığı görülüyor.

AB’DEN VE DÜNYA BANKASINDAN EŞCİNSELLİK PROJELERİ
Türkiye’de ilk defa 2004 yılında Gay ve Lezbiyen Filmleri Festivali’ne izin verildi.(6) Yine ilk defa 2005 yılında eşcinsel otelinin Fethiye’de açılmasına (7) müsaade edildi.

CİNSELLİK VE EŞCİNSELLİK EĞİTİMİ: AB’den 2004 yılında, 335.878 Avro ve 248.126 Avro olmak üzere iki kez para aldığı bilinen (8) Türkiye Aile Sağlığı ve Planlama Vakfı (TAP), 2007 yılının ilk aylarında, ‘Aile Sağlığı Eğitimi’ adı altında İstanbul’da, Milli Eğitim Müdürlüğü’nden izin alarak okullarda cinsellik eğitimi verdi. Programda homoseksüellik ve lezbiyenlik normal bir yönelim olarak anlatıldı.(9) Bu olayın AKP İktidarının Milli Eğitim Bakanlığının bilgisi ve haberi dışında meydana gelmesi mümkün müdür?
DÜNYA BANKASINDAN EŞCİNSELLİĞE TEŞVİK: Ankara siyasetinin izniyle 2006 yılında Kaos Gay ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL) Dünya Bankası’ndan (Dünya Bankası’nı ABD sömürgeciliğinin kontrolü dışında bir kuruluş olarak görmemek gerekir) aldığı hibeyle ebeveynler için eşcinsellik konusunda broşür hazırladı. Dernek, 2007 yılında da aynı kuruluştan 5 bin 143 dolar aldı. (10) Dünya bankası ayrıca gençler için “Anneler Günü” için “Anne! Baba! Ben eşcinselim” adlı bir kitabı da finanse etti.(11)

Eşcinselliği normal göstermeğe ve özendirmeğe yönelik operasyonların televizyon, basın ve internet kanadı daha geniş kitlelere hitap etmektedir.
Basında her türlü sapıklığa evet diyen Ahmet Altan gibi, eşcinselliği “normal” karşılayanlar (12) çıktığı gibi, bu kötü ahlakı teşvikte ve özendirmekte, Fatih Sultan Mehmet’in de “gay” (eşcinsel) olduğunu iddia edecek kadar ileri giden ve onu malzeme olarak kullananlar (13) bile görülüyor.

İnsanlarımız, internette eşcinsellik konusunda, çok daha büyük boyutlarda saldırılarla karşı karşıya bulunuyor. Nitekim eşcinselliğin İslam’la ve Müslüman toplamlarla bağdaştığını iddia eden bir site buna bir örnektir. “Gayislam”dan söz edilen sözkonusu sitede “İslam’a göre eşcinselliğin caiz olduğu” ileri sürülüyor. Türkiye’de eşcinsellerin Diyanet’ten kendileri için özel cami ve özel imam istediklerini anlatan haberlere ve yazılara yer veriliyor. Bu yayınlar saldırının ne kadar ciddi boyutlara vardığını gösteriyor.
Peki Diyanet İşleri’nin, Ekim 2009 ayında yapılması planlanan 4. Din Şura toplantısında eşcinselliğin “hastalık mı, yoksa tercih mi olduğunun” tartışılmasının programa alınmasına (14) ne demeli? İslam’da hükmü açıkça belli olan, Yüce Allah’ın azabına ve gazabına yol açan bu büyük günah konusunda tartışmaya gerek var mıdır?
Sonuç olarak diyebiliriz ki, Lut Kavminin helakine yol açan büyük günah, Türkiye’de meşru ve normal hale getirilip yaygınlaştırılmak isteniyor.

Üstelik büyük bir çoğunlukla Müslüman ve muhafazakar kesimlerin oylarını alarak başa geçmiş bir iktidar buna izin veriyor ve yolları açıyor.

Bu gaflet, anlaşılamıyor ve izah edilemiyor..
Peki seçimlerde oy verenlerin bu gaflete tepki göstermeleri gerekmiyor mu?

Gaflet gösteren sorumluları ve gaflete tepki göstermeyenleri, Allah katında, tarih ve millet nazarında, vebalden kurtarabilecek ve mazur gösterebilecek herhangi bir mazeret bulunabilir mi?
Sevgiler, saygılar…
Herden1950@hotmail.com
Hasan Erden
_______________________
Hürriyet, 13 Haziran 2007
2 Zaman Gazetesi, 17.09.2002 ve 17 Haziran 2002 tarihli Akşam ve Milliyet, gazeteleri.
3 Sabah Gazetesi, 23.05.2009
4 Sabah, 21.11.2007
5 Yeni Mesaj, 17.12.2004
6 Vakit Gazetesi, 27.09.2004
7 Hürriyet-Kelebek, 10 Kasım 2005, Pasta, 31.05.2007
8 Yılmaz Dikbaş, http://www.kalinka.com.tr/
9 Zaman Gazetesi, 16 Mart 2007
10 Milliyet, 15.03.2007
11 Milliyet, 13.05.2007
12 Kadınca Dergisi, 1985 Eylül sayısında yer alan söyleşi.
13 25 Kasım 2007 Hürriyet Gazetesi’nin pazar ekinde Fatih Sultan Mehmet’e ağır hakaret cümleleri yer aldı. “Kültürazzi” müstearıyla yazan kişi, Hilmi Yavuz’un, Roxy tarafından çıkartılan Gaste’sinde Fatih’in eşcinsel olduğu ileri sürüldüğünü ve “Gay Padişah olur da gay belediye başkanı olmaz mı” dendiğini nakletmiş.
14 http://www.haber7.com/haber/20090420/Diyanet-escinselligi-tartismaya-aciyor.php

YORUMLAR

Son Yorumlar
1
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx