Milli Çözüm, Şifa Aştır
YİYEMEZSİN DEMEDİM Mİ?
İz’an ehli, isen zalim
Öğemezsin, demedim mi…
Vicdan ehli, isen yetim
Döğemezsin, demedim mi…
Bu imtihan, sanma oyun
Ne kurt ol sen, ne de koyun
Hakk uğrunda, bize boyun
Eğemezsin, demedim mi…
Siper ettin, tarikatı
Aştım sandın, barikatı1
Sen korkaksın, hakikatı
Diyemezsin, demedim mi…
Fetva uydur-dun her halta2
Tuzak kurdun, düştün alta
Hakk ölçüsü, çelik balta
Eğemezsin, demedim mi…
Öldür fitne, vebasını
Söndür nifak, sobasını
Ey dost takva, libasını
Giyemezsin, demedim mi…
Cihat yoksa, hayatında
İhlas yoksa, taatında3
Sahtekârsan, bey’atında4
Değemezsin, demedim mi…
Velev senin, canın yansa
Damarında, asil kansa
Dosdoğru ve, adil şahsa
Söğemezsin, demedim mi…
Türlü şekil, denenmeden
Defalarca, elenmeden
Davan için, bilenmeden
Beğenilmezsin, demedim mi…
Ben dedim ya, aldırmadın
İkaz ihtar, kaldırmadın
Kur’an derya, daldırmadın
Yüzemezsin, demedim mi…
Meyve vermez, kuru heves
Emek gerek, tüket nefes
Bu beden ki, ruha kafes
Geçemezsin, demedim mi…
Dava atan, olmaz şatır5
Allah hida-yet karartır
Artık geçmez, gönül hatır
Tüyemezsin6, demedim mi…
Çakıl da, elmas da taştır
Biri ayak, biri baştır
Milli Çözüm, şifa aştır
Yiyemezsin, demedim mi…
1- Barikat: Engel.
2- Halt: Bilerek işlenen hatalar.
3- Taat: İbadet, hayır-hasenat.
4- Bey’at: Biat, bağlılık.
5- Şatır: Şen, şakrak, neşeli, huzurlu.
6- Tüymek: Gizlice kaçıp kaytarmak.
Elhamdülillah..
Mısralarda hazine gizli, hazine içinde o en değerliyi bulabilen (anlayabilen) kullarından eyle bizleri Allah’ım..
Sen dedin de ben dinlemedim
Vicdanım seslendi hep direndim
Şükür ki doğru yolu buldum
Milli çözüm yoluna girdim
Davan hakkı haykırmak anladım
Şeytan ise en büyük düşmanım
Putlarımı bir bir yere serdim
Sadıklardan olmak büyük amacım..
Kutlu Hareketlerin Vazgeçilmez Şartları
Zalimi övenlerin; Milli Çözümün, akıllara, kalplere sunduğu şifadan istifade edemeyeceği vurgulanmaktadır.
Aynı zamanda,
Kurt veya koyun olanların, kendini “hakikat yolundaki cabadan, hizmetten” müstağni görüp “biz bunları aştık” havasıyla hareket edenlerin, hakikati söylemekten korkanların, haltına kusuruna gafına tembelliğine fetva uyduranların, cihadı hayatından çıkaranların, adil rehber şahsiyete dil uzatanların, ikazlardan gereken dersi çıkarmayanların, Hak için emek nefes tüketme derdinde olmayanların; Milli Çözümün şifalı aşını yiyip her geçen gün manen merhale kat edemeyeceği de kıymetli yazarımız tarafından vurgulanmaktadır.
Şiirdeki hatırlatmalar, her bir Müslümanı yakından ilgilendirmekle birlikte; kutlu hareketlerin vazgeçilmez şartlarını da içerisinde barındırmaktadır.
LÜTFET NANKÖRLERE YAZDIRMA BİZİ! AMİN..
Nefse uyup, şımararak, Ya Rabb azdırma bizi
Kendim birşey zannederek, Ya Rabb azdırma bizi
Bunca nimet yetmez diyerek, Ya Rabb azdırma bizi
Hem zelil mahcup ederek, Ya Rabb azdırma bizi
Ey Hakk nankörler defterine, lütfet yazdırma biz…
Amin Amin Amin…
KUL
GÖZLER GÖRÜR ,AKIL BİLİR!
TÜRLÜ NİMET ÖNÜNE SERİLİR !
NANKÖR OLMA ELİNDEN GİDER!
KULLUĞUN NASİP EYLE ALLAH ‘IM…
AMİN
Milli Çözüm, Şifa Aştır
Şeytan düşman sakın uyma
Haktan sapıp, şerre koşma
Bak geçici, fani Dünya
Sana kalmaz, demedi mi
İman ateş, koru artar
Elde tutsan, elin yanar
Bırakırsan, ayak kayar
Tutamazsın, demedi mi
Kur’an söyler, haktır vardır
Adil Düzen, vakit azdır
Cihad etmek, kula farzdır
”Kün” der olur, demedi mi
Milli Çözüm, mihenk taşı
İkaz uyarı, bini aştı
Kalpte yoksa, iman aşkı
Cennet hayal, demedi mi
Nefs putun, yıkıp dövün
Sabır dua, eriyip sönün
Tövbe edip Hakka dönün
Allah Tevvâb, demedi mi
Cahil Yalçın, neyin vardır
Gözün mü kör, kulak sağır
Çekmez isen, dava hatır
Ziyan sonun, demedi mi
Akgül’üne, gönül verdim
Hak yolunda, boyun eğdim
Bin bir sevda, feda ettim
Ben Mecnunum, demedim mi.
Hayat imkan ve fırsattır olarak bakanlar bu aşı yiyemezler ancak hayat iman ve cihattır olarak bakanlar inananlar bu şifa aştan istifade edebilirler!.. Çünkü İman hakka tarafgirliktir
[u]TEVBE SURESİ 111. AYET[/u]
[b]Hiç şüphesiz Allah, mü’minlerden -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere- canlarını ve mallarını satın almıştır. Ki onlar Allah yolunda çalışıp-çarpışırlar,[/b] (gerektiğinde) [b]öldürürler ve öldürülürler[/b]; (bu) [b]Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da O’nun üzerine gerçek olan bir va’addir. Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde [/b](ey mücahit mü’minler) [b]yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip-müjdeleşiniz. İşte ‘büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur.[/b] (Çünkü mücahit mü’minler ebedi cennete erişeceklerdir.)
[u]TEVBE SURESİ 112. AYET[/u]
Bunlar: (Hatalarından ve haksızlıklarından) Tevbeye yönelen (ve samimiyetle özür dileyenler, bütün hayatlarını ve icraatlarını İlahi emir ve yasaklar çerçevesinde dizayn ve disipline ederek) ibadet (şuuru ve huzuru içinde hareket) edenler, (her an kendisine lütfedilen sayısız nimet ve faziletlerin sahibi olan Allah’a teşekkürle) hamd edenler, (İlmi, İslami ve insani gaye ve gayretler için) seyahat edenler, (İlahi emirlere ve adil devlet yönetimine itaatle boyun eğerek) rükû ve secde edenler, iyilikleri emredecek ve kötülükleri nehyedip engelleyecek (bir adalet düzeni kurulsun diye) hizmet verenler ve Hududullahı (Allah’ın sınırlarını, Kur’an’ın kurallarını) muhafaza edenler; (çevresinde, ülkesinde ve yeryüzünde; her türlü haksızlık ve ahlâksızlığa, İlahi değer ve dengelerin bozulmasına karşı mücadele verenler, işte bunlar gerçek ve örnek mü’minlerdir.) Sen, (bu özellikleri taşıyan ve Allah’ın sınırlarını koruyan) mü’minleri müjdele (onlar kurtuluşa ve sonsuz mutluluğa erişenlerdir).
[u]YUNUS SURESİ 62. VE 63. AYETLER[/u]
İyi bilin ki; Evliyaullah’a (Allah’ın dinine ve düzenine sahip çıkan ve Allah tarafından sevilen veli kullara) asla korku (ve kuşku, stres ve bunalım) yoktur; onlar mahzun (ve mahrum) da olmayacaklardır! (Çünkü iman tevhidi, tevhid teslimi, teslimiyet tevekkülü ve Rabbine güveni, bu ise dünya ve ahiret saadetini gerektirmekte ve getirmektedir.)
Onlar, (hakkıyla) iman edenler ve (Allah’tan) korkup (kötülükten sakınan, takva sahibi) olan kimselerdir.
Allah Korkusu – Allah Sevgisi – Allah c.c. nün rızasını kazanmaya yönelik gayret ve çaba sarfedenler, şiirde bahsedilen imtihanlardan geçerli ve yeterli puan almaları ve o şifa aş olan nimetlerden istifade edebileceklerdir. “Allah-u Teâlâ Hz. her yüzyılın başında bu dini ikame edecek birini bahşeder.” İşte müminlerin ilk vazifesi sayılabilecek bu Rehber şahsiyeti aramak bulmak asli vazifesidir. Yüzyılımızın tercümanı Aziz Erbakan Hocamızın sadık talebe ve takipçisi Üstad Ahmet Akgül Hocamız , ülkemiz aleyhine insanlık aleyhine siyasal sosyal askeri ekonomik kültürel bir kısım zulüm içerikli plan ve projelere karşı eliyle diliyle hakkı haykırmaktadır.
Fetö denen terör örgütüyle olan mücadelesi başta olmak üzere, Kahraman ordumuzun yıpratılması projelerine karşı kalemiyle konferanslarıyla söyleşileriyle yazılarıyla kitaplarıyla ilgili mercileri ikaz hatırlatma vazifesini her türlü sıkıntıya çileye tehdit karakol mahkeme vs. hiçbirşeyden çekinmeden sadece ALLAH’A DAYANARAK ALLAH’A GÜVENEREK ALLAH’TAN KORKARAK hak bildiklerini haykırmaktadır. Milli Çözümden gayrıda ALLAH’A HAKKIYLA GÜVENEN VE ALLAH’TAN KORKAN DA HAKKI HAYKIRABİLECEK BAŞKA KİMSEDE MALESEF KALMADI… Bu esnada Tevbe Suresi 119. Ayet aklımıza geliverdi.. Rabbimiz buyuruyorlar ki:
Ey iman edenler! (Her konuda) Allah’tan korkun (Kur’an’ın ve Resulüllah’ın yoluna uyun) ve (Hakk davasında sağlam duran) doğru (sadık)larla birlikte olun (ki iman Hakka tarafgirliktir).
Rabbimiz hakiki manada Milli Çözüm şuuru ve ruhuyla gayret ve çaba gösterebilmeyi cümlemize lütfeylesin… Amin.
hedefe Rabbimizin rızasını koyarak ve tecelli ipine sımsıkı tutunarak…
“İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki, dininin gereklerini yerine getirme konusunda sabırlı/dirençli davranıp Müslümanca yaşayan kimse, avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır.” (Tirmizî, Fiten,73; Ebu Davud, Melahim,17).
Bu hadisi şerifin tecellisi Milli Çözüm’dür el-Hakk…
Gerçekten hakiki manada imanlı kalkıp, imanlı yatabilmek çok zor. Şiirde şifreleri verilen olgun iman sahibi olabilmek adına mücadele etmek, hemde hiç usanmadan, azimle, şevkle, hedefe Rabbimizin rızasını koyarak ve tecelli ipine sımsıkı tutunarak yaşamak asıl imtihanımız. Rabbim kolaylaştırsın, af ve afiyet lütfetsin, ayaklarımızı sabit kılsın. amin…
Bu aşı yemek cennete talip olmaktır, hak ile var olmaktir .
İslam davası ve insanlık Sevdası ile yola çıkanlar.
ve asla hedefinden şaşmayanlar.!
Nefsi arzularını yaşamak için değil,
Kutsi değerleri ve duyguları yaşatmak için yanıp tutuşanlar.
Resmiyet ve mecburiyetle değil ,samimiyet ve Teslimiyetle çalışanlar.
En dayanılmaz sarsıntılar ve en aşılmaz görünen sorunlar karşısında kısaca Kur’an’ın yüreklerin Hançereye dayandığı anlar “diye tarif ettiği durumlarda bile Metanet ve istikametini bozmayan ve Allah’ın razı olduğu tavırdan ayrılmayanlar. Kısaca ömür boyu küfürle ve kötülüklerle boğuşanlar sonunda ayetlerin haber verdiği şekilde yeryüzünün varisi ve insanlığın hamisi olacaklardır.
Kısacası Milli Çözüm aşını yemek yürek ister …
NAKÖR OLMA!..
Hakikatın, temsilcisi
Kurtuluşun,tek adresi
Tahkik iman-ın mektebi
Ey Dîl bu yol,bilmedin mi?!..
Milyarda bir,nimet ile
Şereflendin,Çözüm ile
Esir olma ,nefs iblise
Nankör olma,demedim mi?!..
“Her kim kendisine ‘dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan (hidayet ve hakikati bilip tanıdıktan, Hakk ile Bâtıl’ın farkına ve şuuruna vardıktan) sonra, (dünyalık makam ve menfaat hırsıyla) Elçiye (Peygambere ve Hakk dava rehberine) muhalefet edip (haklı ve hayırlı hareketten ayrılırsa) ve mü’minlerin yolundan başka bir yola (Siyonist ve Haçlı İttifakına ve şeytani kurallarına) uyarsa, onu dönüp gittiği yanda (şerli ortam ve ortaklıkta) bırakırız (bu hıyanet ve hakaretinden dolayı tekrar Hakka ve hidayet yoluna dönmesine fırsat tanımayız ve hidayetini karartırız) ve (ahirette de) cehenneme sokarız. O ne kötü ve sürekli bir (zindan) karargâhıdır! [Not: İmamı Şafii: Bu ayet, “icma”ya ve Hakk hâkim olsun diye ortaya çıkan oluşuma bağlı kalmayı gerekli sayan en önemli ayetlerin başındadır” buyurmaktadır. Bak: Razi. Cilt: 11 Sh: 43]”Nisa 115
“(Ey iman edenler ve toplum düzenine girenler!) Sakın Elçinin (ve temsilcilerinin talimat ve) davetini, aranızda herhangi birinizin diğerini (hizmete) çağırması gibi değerlendirmeyin. Allah sizden, birbirinizin (ve uydurma mazeretlerin) arkasına gizlenerek sıvışıp kaçanları (ve görevden kaytaranları çok iyi) bilir. Elçinin (Kur’an’ın Adil Düzenine davet ve hizmet görevlilerinin) emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir belanın çarpmasından, yahut kendilerine acı bir azabın dokunmasından korkup çekinmelidirler!..”Nur 63
Kıymet biliriz inşallah
Kıymet bilmez nankör olur
Yollar gider yolsuz kalır
Sayılı nefes tükenir
Sanılmasın garanti var
Canın varsa imtihan var
Affet Allah’ım
Âl-i İmran 105
(Sakın ha) Kendilerine açık deliller (ve kesin Kur’ani hükümler) geldikten sonra ayrılığa düşüp ihtilaf edenler (ve Hakk’tan kayıp gidenler) gibi olmayın! İşte bunlar için büyük bir azap vardır.
https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/105