“Âlimin ölümü, âlemin çöküşüdür!”
TAZİYE MESAJI
“Âlimin ölümü, âlemin çöküşüdür!”
Elazığ’da yetişen sayılı âlimlerden ve saygın kanaat önderlerinden SEYDA MOLLA BAHRİ Hz.leri 06 Nisan 2014 Pazar günü vefat edip bu fani dünyadan ayrılmıştır. 30 Mart yerel seçimlerine az bir zaman kala kızımız Ayşe (Akgül,) şöyle bir rüya gördüklerini aktarmıştı: Saadet Partisi Elazığ’da oldukça coşkulu, şuurlu ve huzurlu bir miting hazırlamış (sanki hayattaymış gibi) Erbakan Hocamızın teşrifi bekleniyordu. Ama bir anda herkesin telefonuna bir mesaj gönderiliyor ve mikrofonlardan şu duyuru yapılıyordu: “Erbakan hocamız; Elazığ mitingine katılmayacaklarını, çünkü (Rahmetullah Molla Bahri, Molla Said ve Molla Ahmet gibi mücahit ve muhterem zevat kastedilerek) büyük ulama’nın bu davaya sahip çıktıklarını, (Kur’ani hakikatlerin tercümanı ve Erbakan’ın gönüllü avukatı olan) Ahmet (Akgül) Hocamın orada bulunduklarını ve (sadık insan) Hafız Cuma’nın zaten çalıştıklarını ve bunların kendisine ihtiyaç bırakmadıklarını” belirterek başka illere ulaşacaklarını beyan ediyor, Milli Görüş camiasına selam ve dualarını iletiyordu… Elazığ SP mitingine katılan dava erleri, hem Hocamızın gelemeyişinden dolayı mahzun, hem de bu ilgi ve iltifatlarından ötürü mutlu bir vaziyette dağılıyordu”
Evet bir asra yaklaşan bütün ömrünü; ilim, ibadet ve İslam’a hizmet üzerinde değerlendiren, büyük bir müderris olarak yüzlerce icazetli talebe yetiştiren, en yakın çevresinin tepki ve taleplerine rağmen bile vicdani kanaatinden ve siyasi istikametinden asla vazgeçmeyen; çok muhterem, muttaki ve müstakim bir hak dostu; âlim, abit ve arif bir zat olan SEYDA MOLLA BAHRİ (TUNÇ) Hz.lerini Rahmeti Rahmana uğurlamış bulunuyoruz. Kendilerine Yüce Mevla’dan afv-u mağfiretle beraber, cennet ve rü’yet diliyor, ahirette bize şefaatçi kılınmasını umuyor; ailesine, talebelerine ve sevenlerine sabr-ı cemil niyaz ediyor ve tüm okurlarımızdan dua ve Fatihalar bekliyoruz.
MİLLİ ÇÖZÜM DERGİSİ
Âlim ve Fadıl İnsan MOLLA BAHRİ HZ.leri
Muhterem, muttaki; ilmiyle amil
İsmi Bahri, ilmi; bahri ummandır!
Edep erdem ile, insanı kamil
Ender bir şahsiyet, rehber gümandır!
Tahsil talim etti, ilmi şeriat
Erbabı zikirdir, ehli tarikat
Cehdü ibadetle, nuri hakikat
Eylemiş tecelli, fadlı Rahmandır!
Nefsin tepeledi, oldu Haydari
Erbakan’a sadık, buldu Hak yâri
İnşallah cennette, görür didari
Şeriat tarikat, Onda harmandır!
Mücahit müderris, layıktır izzet
Binler talebeye, verdi icazet
Kanaat ehlidir, çeker riyazet
Bil Ledün ilmine, hak tercümandır!
Dönmedi davadan, görse de cefa
Hakta sabitkadem, ahdine vefa
Umarız yoldaşı, Ashabı Suffa
Seyda’nın sohbeti, derde dermandır!
Hatır kıymet için, iş bu satırlar
Nurlu yüzün gören, Hakkı hatırlar
Sahibin tekmeler, huysuz katırlar
Nankörün çelmesi, kati yamandır!
Sen şerre maniydin, hayra delalet
Kadrini bilmedik, hakkın helal et
Halk hidayet verip, alır dalalet
Hak batıl karışmış; vah, toz dumandır!
Âlimler gidince, âlem göçüyor
İslam yozlaşıyor, ahlak çöküyor
Bidat batağında, iman çürüyor
Kimi Karun olmuş, kimi Haman’dır!
Cenneti Alaya, girsin sorgusuz[1]
Yaşasın huzurla, dertsiz kaygusuz
Sözlerim anlamaz, cahil duygusuz
Bizim bin canımız, dosta kurbandır!
Ahmet Hoca sakın, Hak yoldan cayıp
Dünyalık kazanmak, en büyük kayıp
Ne gafil yatarsın, ayıptır ayıp
Din elden gidiyor, Ahir zamandır!
[1] “İşte o gün insan ve cinden (bazı seçkin kullarına) günahından sorulmaz” (Rahman Suresi ayet:39)
< Önceki | Sonraki > |
---|