Reklam
Reklam
Reklam

DARWINİZMİN YIKILIŞI, HAK DİNİN YÜKSELİŞİ!

Kullanıcı Değerlendirmesi: / 3
ZayıfMükemmel 

 

DARWİN'İN DÜDÜKLERİ:

Radikal Gazetesi, Harun Yahya eserlerinin bir tanıtım ilanını yayınlamış... Tatilden dönen genel yayın yönetmeni İsmet Berkan bu ilanı görünce hırsından kanı beynine fırlamış... 25.6.2005 tarihli yazısında durumunu şöyle açıklamış.

"O ilan, tatil günümü karartmaya ve bir haftalık dinlenmenin bütün etkilerini bir anda silmeye yetti.

İlan, Harun Yahya takma adını kullanan ve kamuoyunda daha çok Adnan Hoca diye bilinen Adnan Oktar adlı kişinin yazdığı birtakım kitapların tanıtımı için verilmişti!

 

Evrim Teorisi'nin yerine yaradılışı okul kitaplarına sokmaya çalışmak, dinsel doğmaların eğitimine sızmasına izin vermek demektir. (Yaradılışçıların son kalesi akıllı tasarım adı verilen şey ama şimdi o konuya girmenin çok sırası değil, belki ileride ona da girerim).

Bu arada o görüşlerin Radikal'e sızmaması için de elimden geleni yaparım. Yaradılışı savunan makalelerin gazetemde yayımlanmasına izin vermem."

Aynı gün İstanbul üniversitesinden Prof. Haluk Ertan, Allah'ın ve yaratılışa inananlara: "safsata tüccarları" diye sataşmış ve Darwini Göklere çıkaran yazısı Radikalde yayınlanmıştı...

İşte size, bağnazlığın, yobazlığın ve cambazlığın kuru gürültüsü... İşte maymunzadelerin hoşgörüsü ve içgüdüsü...!

Mustafa Akyol'un dediği gibi:

Türkiye'de Darwin teorisine karşı akılcı ve tartışmacı bir yaklaşım sergileyenlere ve Bilimsel bir teoriye; "bağnazca tepki gösteren dinciler" diye saldırmak ve karalamak kolay geliyor. Oysa; Darwin karşıtlarının çoğundaki "dindarlığı" görürken, Darwin taraftarlarının çoğundaki "din karşıtlığını" da görmek gerekiyor. Darwin, din konusunda bir yorum yapmamış, örneğin "Tanrı Yoktur" dememişti; ama bunu demeyi mümkün kılan teorisi ilk günden itibaren ateistlerin baş tacı oldu. Çünkü günümüzün önde gelen devrimcilerinden Oxford zooloğu Richard Dawkins'e göre, Darwin ateistlere "entelektüel yönden tam tutarlı ateistler olma şansı sağladı". Dolayısıyla "tarafgirlik", her iki tarafta da vardır. Nitekim Prof. Ertan da, Radikal'deki makalesinde, "din", "öbür dünya" ve "safsata" kavramlarını üstüne basa basa aynı dizi içinde kullanarak, dine karşı gayet açık ve alçakça bir taraf sergiliyor.

Ama bu konuda asıl önemli olan, Darwinizm'e yönelik çağdaş itirazların "din temelli" değil, "bilim temelli" çıkışıdır. Elbette bazı insanlar, "Darwinizm'e karşıyım; çünkü inancıma aykırı" diyor; ama bu gün bilim dünyasında tartışılan darwiniz'in bilimsel açmazlarıdır. İlk hücre nasıl var oldu? Canlı bedenlerindeki karmaşık biyokimyasal makineler nasıl ortaya çıktı? Genetik bilginin kökeni nedir? Neden bilinen tüm temel hayvan grupları (filumlar) aynı jeolojik dönemde (Kambriyen devirde) aniden, kendilerine benzer ataları olmadan ortaya çıktılar? Bu gibi sorulara Darwinistlerin verebildikleri hiçbir yanıtları yok. Ve işin ilginç yanı, bilim ilerledikçe Darwinizm'in haklılığı değil, yanlışlıkları artıyorlar ama bu durumda teori eldeki kanıtlara değil geleceğe yönelik bir umuda (yani inanca) dayalı hale geliyor...

Peki, Darvvinizm yaşamın kökenini açıklayamıyorsa, onu nasıl açıklamak gerek? Son yıllarda ABD'de gelişen "Akıllı Dizayn" (Intelligent Design) teorisi, işte bu soru­ya cevap getiriyor. Danvinizm, canlılığı doğa kanunları­nın ve rastlantıların eseri olarak yorumlarken, bu teori üçüncü bir etken daha öne sürüyor: Dizayn! Dizayn te­orisi, "yaratılışçılık" değil. Çünkü Dizayn bilimsel kanıt­lara, Yaratılışçılık ise dinî kaynaklara dayanıyor. Dizayn'ın dayanağı, Kitab-ı Mukaddes veya Kur'an değil; canlılardaki kompleks sistemler. Nemrut Dağı'nın tepe­sindeki heykelleri görünce, bunların "doğal etkilerle" oluşmadığını, dizayn edildiğini nasıl anlıyorsak, canlılı­ğın dizayn edildiğini de öyle anlıyoruz. (Tabi bu akıl yü­rütmenin belirli bir metodolojisi de var, Baylar Üniversitesi matematikçisi Prof. William Dembski tarafından kurulanti "Canlıları kim dizayn etti?" sorusuna ise bilimin verebileceği bir cevap yok. Buna insanlar inançları ve fel­sefeleri doğrultusunda kişisel cevaplar verebilirler; ama bunlar bilimin alanı dışında.  Bu nedenle Dizayn teorisi, dinlere uygun; ama dinî olmayan bir düşünce.

Genom projesi neyi kanıtladı?

Ve bu teori ABD'de giderek güçleniyor. Teorinin bilimsel merkezi durumundaki Discovery Insitute tarafından yayımlanan "Darwinizm'e kuşkulu Bakış" Deklerasyonunu imzalayan bilim adamı sayısı 400'ü aştı. Georgia, New Mexico, Ohio gibi eyaletlerde, Dizayn teorisinin bazı argümanları, Darwinizm'e alternatif olarak ders kitaplarına girdi. Kansas'taki durum ise önümüzdeki haftalarda bel­li olacak. Türkiye'deki Darwinistler ise tüm bu bilimsel muhalefete " dincilik" diye dudak büküp, sonra da Darwinizm'in aslında her şeyi gümbür gümbür açıkladığını ileri sürüyorlar. Örneğin Prof. Ertan, "insan genom projesi"nin evrime ilişkin çok güçlü bilgiler ortaya koyduğunu ileri sürmüş. Oysa söz konusu proje hiç de öyle bir so­nuç vermedi. Aksine, denebilir ki, canlılığın kompleksliği­ni biraz daha açığa vurarak, Dizayn tezine destek sağladı. Projeyi yürüten Celera Genornics şirketinin bilim adamla­rından Gene Myers'ın şu sözleri, medyada hayli yankı bul­muştu: "Beni şaşırtan, yaşamın mimarisi. Sistem olağanüstü derecede kompleks tasarlamış gibi..."

Maymun neslinden ve hayvan cinsinden geldiğini sananların bu tercihi bir safsata olsa da, saygı duyarız. Ama, Maymun soylulardan, müslümanlara saygı göstermesini ummayız!..

Müslümanlar, yani Hakka ve hayra inananlar bu ülkeyi bize vatan yaptılar. Osmanlı Avrupayı medeniyetle tanıştırdı. Maymundan geldiklerini savunan mason Tanzimatçılar ve ittihatçılar ise Osmanlıyı batırdılar ve maalesef memleketi sattılar.

Müslümanlar Çanakkale destanını yazdılar. Yüzbinlercesi şehadete koştular, seve seve kurban oldular. Ama maymun soylular, soysuz Batı ile işbirliği yaptılar... Müslümanlar ve kuvayı milliye şuuru taşıyanlar kurtuluş savaşını başlattılar ve başardılar... Ama Darwin kafalı masonlar Atatürkün başına ne işler açtılar ve cumhuriyeti yozlaştırıp çamurlaştırdılar.

Tesadüfen meydana geldiklerine ve maymundan türediklerine inananlar ve hayvani hürriyeti medeniyet sayıp, ahlaklı ve akıllı yaşamayı öngören islama saldıranlar, işte 70 yılda, Türkiye'yi bugünkü, ekonomik sefaletin, ahlaki rezaletin ve siyasi felaketin eşiğine taşıdılar... Kısaca; vatanımıza ve Ezanımıza düşman gavurların gönüllü eşekliğinden şeref duydular.

ÇÜNKÜ DARWİNİZM İNSANLIK TARİHİNİ EN HİLELİ VE EN TEHLİKELİ YALANIDIR!

DARWINİZM ÇIKTIĞI YERE DOĞRU ÇEKİLMEYE BAŞLADI...

VE ARTIK DÜNYAYI ALDATAMIYOR!

1. Darwinizm artık proteinlerin evrimle oluşabileceğini iddia edemiyor. Çünkü tek bir proteinin bile tesadüfen doğru dizilimle oluşma ihtimali teorik olarak 10950'de 1'dir. Bu ise, gerçekleşmesi matematiksel olarak imkansız bir ihtimaldir.

2. Darwinizm artık fosilleri evrime delil olarak gösteremiyor. Çünkü, 19. yüzyılın ortalarından bu yana dünyanın dört bir yanında yapılan arkeolojik çalışmalarda, evrimcilerin milyonlarca olduğunu iddia ettikleri "ara geçiş formu" fosillerinden tek bir tane bile bulunamadı. "Kayıp halkaların" bilim dışı bir efsane olduğu belirlenmiştir.

3. Evrimciler bugüne kadar bulunmuş olan sayısız fosil karşısında çaresiz kalmışlardır. Çünkü bulunan tüm fosiller yaratılışı destekler ve Yüce Yaratıcının varlığını ispat eder mahiyettedir.

4. Evrimciler artık Archaeopteryx'in kuşların atası olduğunu iddia edemiyor. Çünkü, Archæopteryx fosilleri üzerinde yapılan son incelemeler bu canlının "yarım kuş" olduğu iddiasını çürütmüştür. Archæ-opteryx'in uçuş için gerekli anatomi ve beyin yapısını kusursuz olarak barındırdığı yani bir kuş olduğu anlaşılmış, böylece "kuşların evrimi masalı" evrimciler için savunulamaz hale gelmiştir.

5. Darwinizm artık "At Serisi" diye ortaya konulan sahte dizilimi kullanamıyor. Çünkü bu sahte serinin geçmişte farklı devirlerde ve farklı coğrafyalarda yaşamış bağımsız canlı türlerinden ibaret olduğu kesinleşmiştir.

6. Darwinizm artık sudan karaya çıkış hikayesi için Coelecanth isimli fosili kullanamıyor. Çünkü soyu tükenmiş bir ara-form olduğu iddia edilen bu canlının halen yaşamakta olan bir dip balığı olduğu ortaya çıkmıştır ve bu canlı bugüne kadar 200'den fazla sayıda -canlı olarak- yakalanmış ve bilim erbabına gösterilmiştir.

7. Darwinizm, Ramapithecus, Australopithecus Serisi (A. Bosei, A. Robustus, A. Aferensis, Africanus vb.), gibi canlıların insanların ataları oldukları iddiasını artık savunamıyor. Çünkü bu fosiller üzerinde yapılan araştırmalar, bunların insan ile hiçbir ilgisi olmadığını ve tamamının geçmişte yaşamış maymun türlerinden ibaret olduğunu ispat etmiştir.

8. Darwinizm Rekonstrüksiyon (canlandırma) çizimlerle artık insanları kandıramayacak. Çünkü eskiden yaşamış hayvanların kalıntılarına dayanılarak yapılan bu canlandırmaların (rekonstrüksiyon) hiçbir bilimsel değere sahip olmadığı ve tamamen güvenilmez oldukları bilim adamlarınca açıkça bildirmiştir.

9. Darwinizm artık "Piltdown Adamı"nı evrime delil olarak gösteremiyor. Çünkü, yapılan araştırmalar "Piltdown Adamı" diye bir fosilin hiçbir zaman var olmadığını, insana ait bir kafatasına orangutan çenesi eklenerek insanların 40 yıl boyunca kandırıldığını belgelemiştir.

10. Darwinizm "Nebraska Adamı"nın ve sözde ailesinin evrimi ispatladığını artık savunamıyor. Çünkü "Nebraska Adamı" hikayesinin dayandırıldığı azı diş kalıntısının aslında soyu tükenmiş yabani bir domuza ait olduğu tespit edilmiştir.

11. Darwinizm artık "Doğal Seleksiyon'un evrime sebep olduğu iddiasını savunamıyor. Çünkü söz konusu mekanizmanın canlıları evrimleştiremeyeceği, onlara yeni özellikler kazandıramayacağı bilimsel olarak kanıtlanıp gösterilmiştir.

Darwinistlerin yukarıda sayılanlardan başka daha pek çok yanlış bilgilendirme ve sahtekârlıkları vardır. Bunların tamamının geçersizliği zaman içinde ortaya çıkmıştır. Örneğin; evrimleştirici özelliği olduğu iddia edilen mutasyonların tamamen tahrip edici özelliğe sahip olduğu ve canlılara gelişme değil hastalık, sakatlık veya ölüm getirdiği kesin olarak ispatlanmıştır... Darwinistlerin insan embriyosunda solungaç olarak gösterdiği yapının gerçekte insanın orta kulak kanalının, paratiroidlerinin ve timüs bezlerinin başlangıcı olduğu anlaşılmış, üstelik embriyo çizimlerinde evrimi desteklemek için kasıtlı oynamalar yapıldığı ve tam bir sahtekârlığın söz konusu olduğu da ortaya çıkmıştır. Bakterilerdeki antibiyotik direncine ait genetik bilginin, bakterinin "var olduğu andan itibaren" DNA'sında bulunduğu ortaya çıkarılmıştır...

Üstad Bediüzzaman Hz.leri:

"Bizden sonra, aradan başkası yok O gelecek" demişti...

"O zat:

  • 1. Diyanet 2. Siyaset 3.Hilafet Aleminde hizmet görecek ve beklenen saadet devrini gerçekleştirecek" diye müjde vermişti.

"Biz, Risale,i Nur eserleriyle O zatın Diyanet alemindeki imanı tahkik hizmetlerinde , bir nevi Ona vekaleten istihdam ediyoruz" anlamında sözler söylemişti.

"O baharda gelecek... Şimdi kış mevsimindeyiz... Biz bu hizmetlerimizde bahara hazırlık görmekteyiz." "o zat, dinsizlik felsefesini ve Darwinizmi çürütme, iman hakikatlerini ve İslam ahlakını ilmi delilleriyle yerleştirme hizmetlerinde, Risale-i Nuru da bir programı olarak neşr ve tatbik edecek" yolundaki haberlerin hepsi gerçekleşmişti.

Bilim Araştırma Vakfı (BAV) 40 (Kırk) dilde ve 80 (Seksen) ülkede bu fikri inkılabın, bu İslami ve insani inkişafın ilmi öncülüğünü yürütmekteydi... Böylece büyük Mehdiyet Medeniyetinin Mimarı; asırlardır kirlenen gönülleri ve körlenen beyinleri yeniden imar etmekteydi..

2002 senesi ve bahar mevsimiydi, Milli Çözüm Ekibinden Osman Eraydın ve Nail Kızılkan kardeşlerimiz, Ahmet Akgül Hocamızla birlikte, BAV ekibinden Seral Beyin refakatiyle, Adnan Oktar Bey'i bir istek üzerine ziyarete gitmişlerdi...

Çok samimi ve seviyeli bir sohbet esnasında, Adnan Oktar bey Ahmet Hocamıza: " Bütün bu bilgiler ve belgeler bize bir şekilde malum merkezden gönderilmekte, bizler ise bunları ihtiyaca göre derleyip düzenleyerek insanlığın hizmetine arz etmekteyiz" itirafını dile getirmişti. Bu insaflı ve mütevazi tavrı, bizler tarafından da takdir ve tebrik edilmiş ve bu teslimiyet ve istikametin devamı dilenmişti...

Gerçekten, kırk farklı dilde ve seksen ülkede yayınlanan ve tüm dünyayı kuşatan, devletlerin bile başaramayacağı çok büyük bir zihniyet inkılâbına yol açan binlerce kitap, belgesel, dergi ve cdlerin altında imzası bulunan bir şahsiyetin, asla şımarıklık ve taşkınlık göstermeyip; böylesine bir hakperestlik ve haddini bilirlik içinde davranması yüksek bir mahfiyet ve örnek bir fazilettir.

Daha sonra "Adnan Oktar beyin, fahri başkanlığını yaptığı iki vakfın, gazetelere sahife boyu ilanlar verip, dolaylı biçimde: " AB'yi kurtuluş köprüsü, AKP'yi de hürriyet ve huzur öncüsü" gibi gösterme gafletleri ise;

Hem Milli Gazete başyazısıyla, hem de Milli Çözümdeki ikazlarımızla tenkit edilmişti.

Evet Harun Yahya serileri ve tüm eserleri, Dinsizliğin ve Deccalizmin fikri temelini oluşturan Darwinizmi, ilmi ve akli delillerle çürütüp çöpe atmış, bazı sapık Yahudilerin şeytan adına, dünyaya Hakimiyet hedefi olan Siyonizmin bütün kirli çamaşırları ve gizli amaçlarını gün yüzüne çıkarılmıştır.

Dünyada Darwinizm'i ve Dinsizliği çökerten en etkili ve ilmi çalışmaları Bilim Araştırma vakfı'nın gerçekleştirdiği anlaşıldı...

Bilim Araştırma Vakfı (BAV), kurulduğu 1990 yılından itibaren, bilimsel konularla ilgili çalışmalarıyla önce ülkemizde, daha sonra da dünyada kendinden söz ettirmeye devam ediyor. BAV, bugüne kadar özellikle "Darwin Teorisi'nin yanılgılarını tümüyle ortaya koyan ve canlılığın "yaratıldığını" bilimsel yönüyle açıklayan ulusal ve uluslararası yaklaşık 1500 konferans düzenledi.

Bilim Araştırma Vakfı'nın Fahri Başkanı Adnan Oktar'ın Harun Yahya müstear ismiyle kaleme aldığı 250 kitabın, yaklaşık 100 tanesi "Darwinizm"i çökerten bilimsel eserlerden meydana geliyor. Bu kitaplar dünyanın 41 diline tercüme edilmiş ve 80 ülkede satılıyor. Bu konuyla ilgili olarak, yazarın eserlerinden faydalanılarak hazırlanmış olan yaklaşık 100 adet de DVD belgesel filmi var. Ayrıca Harun Yahya'nın internet sitelerinde tüm bu kitaplar ve belgesel filmler okuyuculara ücretsiz olarak sunuluyor. Bu internet sitelerine her ay yaklaşık 2,5 milyon kişi giriş yapıyor. Harun Yahya'nın sitelerinden, her ay yaklaşık 400 bin kişinin bilgisayarlarına kitap, 300 bin kişinin de belgesel film indirdiği istatistiklerde kendini gösteriyor. İnternetten bu çalışmaları en çok takip eden ülkelerin başında da Amerika Birleşik Devletleri geliyor. BAV'ın yaptığı Darwinizm ile ilgili çalışmalar Amerika'da oldukça yankı uyandırıyor. Bunlardan birkaç örnek vermek gerekirse;

Amerikan Bilim Eğitimi Ulusal Merkezi (National Center for Science Education) tarafından yayınlanan Reports Dergisi'nin, 10 Kasım 1999 tarihli sayısının kapağı, Harun Yahya'nın "Evrim Aldatmacası" kitabının resmine ve derginin yaklaşık 30 sayfası Harun Yahya'nın evrim teorisini çökerten ve yaratılışı ortaya koyan çalışmalarına ayrılmış. 22 Nisan 2000 tarihli New Scientist Dergisi ise, "Burning Darwin" başlıklı bir makalesinde, dünyada evrim teorisine karşı yürütülen entelektüel kampanyada yazar Harun Yahya'nın eserlerinin önemli bir yeri olduğunu vurgulamış. New Scientist şöyle yazmış: "Harun Yahya uluslararası bir kahraman. Kitapları İslam Dünyası'nın her yanına yayılmış durumda." Bilim dünyasının lider dergisi Science'ın, 18 Mayıs 2001 tarihli ve "Yaratılışçılık Asya ve Avrupa'nın Birleştiği Yerde Kök Salıyor" (Creationism Takes Root Where Europe, Asia Meet) başlıklı bir makalesinde ise; "Harun Yahya'nın kitaplarının pek çok yerde ders kitaplarından bile daha etkili olduğu" belirtilmiştir.

Hatırlanacağı üzere BAV, 1998 yılının Nisan ve Temmuz aylarında, aralarında Duan Gish'in de bulunduğu, kendi alanlarında dünyaca ünlü ve ödüllü (ICR Enstitüsü'ne bağlı) 6 Amerikalı profesörü Türkiye'ye getirmişti. İstanbul Cemal Reşit Rey konferans salonu ve Ankara Sheraton Oteli de dahil olmak üzere BAV'ın organizasyonu olan bir dizi konferans veren bu dünyaca ünlü bilim adamlarının ortaya koyduğu gerçek, canlılığın, Darwinizm'in iddia ettiği gibi tesadüfen oluşmadığı; canlılığı ve tüm varlık alemini sonsuz akıl sahibi Allah'ın yarattığı gerçeğidir.

Türkiye'de önemli bir dönüşüm oluşturan bu bilimsel çalışmalar, daha sonra gelişerek etkisini dünyanın birçok ülkesinde ve özellikle de bu bilimsel konuların beşiği olan ABD'de gösterdi. BAV'ın bu etkili çalışmalarının arasında ABD'nin önde gelen bilim adamlarına ve aydınlarına Harun Yahya'nın Darwinizm'i çökerten bilimsel eserlerinin gönderilmesi, ABD'de bu konuda uzman çevrelerle birlikte konferanslar düzenlenmesi sayılabilir. Bunlarla birlikte Amerika'da birçok yayınevinin Harun Yahya'nın kitaplarını satıyor olması da bu ülkede Darwinizm'in gündeme gelmesinde ve tartışılmasında önemli bir etkendir.

"Intelligent Design" (Akıllı Tasarım) adı altında bir oluşum meydana getiren Prof. Dr. Michael Behe gibi ABD'nin önde gelen bazı bilim adamları, BAV'ı ülkelerine davet ederek ortak konferans düzenlediler. BAV Başkan yardımcısı Burak Abacı'nın bir tebliğ sunduğu bu konferansa ve Amerika'daki diğer konferanslara, vakfın Darwinizm konusundaki uzmanlarından Dr. Cihat Gündoğdu, Dr. Ömer Ilıcalı ve Sadun Engin de konuşmacı olarak katılıp ilmi görüş ve gerçekleri dile getirmişlerdir.

ABD'de yıllardan beri süren bu etkili bilimsel çalışmalar neticesinde, ABD'de son yıllarda bazı eyaletlerin ders kitaplarından Darwinizm'in çıkarılması gündeme geldi. Son olarak da, Amerika'nın Kansas Eyaleti'ndeki bir mahkemede "Darwin'in Evrim Teorisi"nin ders kitaplarından çıkarılması yargılama konusu haline gelmiştir.

Türkiyemiz'in bir sivil toplum kuruluşunun dünyada bu kadar etkili olması, üstelik bunu da bilimsel alanda gerçekleştirmesi ülkemiz adına gurur vericidir.[1]

Evrimci Profesör Ümit Sayın yaratılışçılara karşı Sürdürdükleri Mücadeleyi kaybettiklerini İtiraf Etti:

Evrimciler "evrim teorisinin çöküşünü" onayladı.

Evrenin ve yeryüzündeki tüm canlılığın tesadüfler sonucunda meydana geldiğini savunan evrim teorisi, bugün Yaratılış Gerçeği karşısında yenilgiye uğramıştır. Var olan tüm bilimsel delil ve belgeler, evreni ve yeryüzündeki canlılığı Allah'ın yarattığını bir kez daha ispat etmiştir. Bu bilimsel gerçek dünya çapında da kabul görmüştür.

Amerika Birleşik Devletleri'nde evrim teorisinin bazı eyaletlerde ders kitaplarından çıkartılması gündemde. Örneğin Kansas'ta evrim teorisinin ders kitaplarından çıkartılması eyalet mahkemelerine yansıdı ve dava halen görülmektedir.

Günümüzde evrim teorisinin bir "bilim sahtekârlığı" olduğunun anlaşılmasında, Bilim Araştırma Vakfı'nın ve Fahri Başkanı Harun Yahya'nın eserlerinin büyük payı olduğu dünya basınının da gündeminde yer alıyor. BAV'ın dünya çapındaki bu başarısının altında, 1500'ün üzerinde düzenlediği "Evrim Teorisinin Çöküşü ve Yaratılış Gerçeği" başlıklı ulusal ve uluslararası konferansların çok büyük etkisi olduğu öğrenildi. Uzmanların katılımıyla bilimsel düzeyde gerçekleştirilen konferansların yanı sıra, ilanlar, kitaplar, belgeseller ve internet yayınları sayesinde dünya toplumları evrim teorisinin bir aldatmaca olduğu konusunda bilinçlendirildi.

Bilim Araştırma Vakfı (BAV), dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ABD'de de bu konuda konferanslar düzenledi. Ayrıca Harun Yahya'nın kaleme aldığı Darwinizm'i bilimsel olarak çökerten yüzlerce eser ABD'de de okurlarıyla buluştu. Harun Yahya'nın eserleri bu, ülkenin bilim çevrelerinde oldukça büyük bir yankı uyandırdı. İlgiyle takip edildi.

Geçtiğimiz günlerde çarpıcı bir gelişme daha yaşandı. Amerikan www.pitch,com adlı internet sitesindeki bir haberde, Truman Üniversitesi'nden evrimci Taner Edis, BAV'ın başarısının sırrı olarak Harun Yahya'nın kitaplarının büyük popülaritesini gösteriyor. "Bu kitaplar oldukça iyi kalite kâğıda basılmış, renkli resimlerle dolu ve bu kitaplar her yerdeler..." diyerek sözlerine devam eden Edis, "Batı Dünyası'nda bulabileceğiniz her türlü bilimsel yayınla rekabet ediyorlar, Türkiye'de Harun Yahya kitapları birçok bilimsel yayından çok daha iyi basılmış kitaplar olarak görülüyor" dedi. Ayrıca Taner Edis, 2001 yılında Science dergisinin BAV'ı dünyanın en güçlü evrim karşıtı kuruluşlarından olarak tanımladığının altını çizerek, Harun Yahya'nın kitaplarının İngiltere ve Endonezya'da olduğu gibi dünyanın her yerinde popülarite kazandığını söyledi.

Haberde görüşüne yer verilen ünlü evrimci Profesör Ümit Sayın ise, evrimciler adına fikri yenilgilerini kabullenerek, "Artık Yaratılışçılara karşı bir savaş yok. Savaşı onlar kazandılar, 1998'de Türkiye Bilimler Akademisi'nden altı profesörü yaratılışçılara karşı konuşmaları için motive etmiştim. Artık, bugün bir kişiyi bile motive etmek imkansız" açıklamasını yaptı ve çaresizliğini dile getirdi. Haberin devamında ise; Türkiye'den, evrim teorisini savunanların neredeyse tamamen yenilgiye uğradığı bir ülke olarak bahsediliyor. Ve BAV'dan; "kendi ülkesinde o kadar başarılı  oldu ki, şimdi Kansas Davalarında kendilerine uzman bir temsilci göndererek ABD'Ii yaratışçılara yardım  etmesi isteniyor. " açıklamasına yer verildi.[2]



[1] 14 Mayıs 2005 - Milli Gazete

[2] 22 Mayıs 2005 - Milli gazete


Bu yazarin diger makaleleri

ALLAH’TAN KORK, RASÜL’DEN UTAN!      Davası dünyadır, Dini istismar Ganimet rüşveti, lopuyla...
Devami
  Graham Fuller Siyonisti şunları söylemişti: Türkiye'de Mustafa Kemal modeli...
Devami
 Başbuğ TSK’ya kurulan kumpası tek tek anlatıyor, ama nedense Cemaatin...
Devami
  Müminler için en etkili ve en tehlikeli "azdırıcı"lar, Nas suresinde...
Devami
  NE HALE GELDİK?      Gafletle dolaştım, gayesiz gezdim Hayallere daldım, uzun emelli! Zatından...
Devami
Dünya, Gerçek mi, Rüya mı? Canlı ve cansız bütün varlıklar... Yerler,...
Devami

Makale Paylaşım Sayısı: 4904

Yorum ekle

Yazdığınız her yorumla birlikte IP adresinizin kayıt edildiğini ve Türkiye Cumhuriyeti hukuk kurallarına aykırı, iftira ve genel ahlaka aykırı tarzda yorumlarınızdan hukuken ve vicdanen sorumlu tutulacağınızı tekrar hatırlatırız...


Güvenlik kodu
Yenile

SON YORUMLAR