YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
662083a621bde
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 6 2 9
Bugün : 11164
Dün : 32103
Bu ay : 436199
Geçen ay : 453014
Toplam : 23215163
IP'niz : 3.137.199.162

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

“Sözleri ve tespitleri asla taklit ve istismar edilemeyecektir”

 

İran’ın ruhani lideri Ayetullah Hamaney’in: “Ey Müslümanlar Mehdi geliyor birleşelim.” Çağrısı anlamlı ve önemliydi.

Yakında ‘Mehdi’nin geleceğini iddia eden İran’ın ruhani lideri Ayetullah Hamaney, ‘Türkiye de dahil tüm İslam ülkelerinin silahlı güçlerini birleştirerek hazırlanması’ gerektiğini söylemişti. Yapılan açıklamada, “Milli Savunma Güçlerimizi, Mehdi’nin gelişini engellemeye kalkışabilecek ABD ve İsrail gibi ülkelere karşı eğitmeliyiz. İran silahlı kuvvetleri, Hamaney’e bağlıdır ve Mehdi’nin emirlerini yerine getirecektir” sözleri dikkat çekiciydi.

El Arabiya Televizyonuna göre; Ayetullah Hamaney’in, Sözcüsü Ali Saidi: “Türkiye, Irak, Lübnan, Pakistan ve Afganistan, güçlerini birleştirip el Mehdi-el-Muntazar’ın kutlu dönüşüne ve köklü değişikliklere hazırlıklı olmalıyız” demişti.

Ali Bulaç İran’ı jurnallemişti.

ZAMAN Gazetesi yazarı Ali Bulaç’ın bu çağrıları: “İslam dünyası kendi içinde birleşmek istiyor. İran, 1979’dan bu yana ABD’ye karşı savaşarak, İslam dünyasının patronajlığına oynuyor ve kısmen de başarılı oluyor. 160-200 milyon arası olduğu düşünülen Şii nüfus üzerinde bir nüfuz kuruyor bunu da mehdiye ve mehdiliğe dayandırıyor. Türkiye’yi işin içine katıyor. Türkiye’nin Batı’nın yanında, İslam dünyasının karşısında olmasını istemiyor. İran Türkiye’yle, Türkiye ise İran’la karşı karşıya gelmekten çekiniyor. Bu iki ülkenin karşı karşıya gelmesi, ABD ve Batı’nın kontrol edemeyeceği boyutlara varabilir. Bölgemizdeki bütün güçlerin yeniden durum almasını gerektirir. Hamaney’in açıklamasını hafife almamak lazım.” Şeklindeki değerlendirmesi, acaba Erbakan Hoca’nın yıllardır savunduğu, çok yönlü İslam Birliğine destek mahiyetinde miydi? Yoksa ABD, AB ve İsraili uyarı niteliğinde miydi?

BÜYÜK Larousse Ansiklopedik Sözlüğü’nde mehdi, deccal ve mesih şöyle tarif ediliyor:

Mehdi: İslami inanca göre, kıyametten önce dünyada adaleti, dirlik ve düzenliği sağlamak için çıkıp, dünyayı egemenliği altına alacağına inanılan şahsiyettir.

Deccal: Kıyametten az önce meydana çıkacağına ve Hazreti İsa tarafından ortadan kaldırılacağına inanılan yalancı ve şeytansı bir kişi veya düşünce sistemidir. 40 gün ya da 40 yıl saltanat sürdükten sonra, Filistin ya da Suriye’de, İsa ya da mehdi tarafından öldürülecektir.

Mesih: İbranilerin kutsal kitabı Eski Ahit’te, İsrailoğulları’nın kurtarıcısı ve Yehova’nın saltanatının kurucusu olarak beklenir. Yeni Ahit metinlerinde ve Hıristiyan inancında ise, mesih, “Tanrı’nın oğlu”, olarak kötülüğe bulaşmış insanların günahlarını bağışlatacak İsa’nın ruhaniyetidir. Bu arada Venezüella Devlet Başkanı olan ve Asrı Saadetteki Necaşi’yi çağrıştıran Hugo Chavez’in İran’ı ziyareti sırasında Ahmedi Nejad’la birlikte “Mehdi ve Mesih müjdesini dillendirmeleri, çok önemli mesajlar içermekteydi.

Sağlam kaynaklarda, büyük medeniyet devrimi yaklaştığında:

1 – Bir sürü sahte Mehdi ve Mesihlerin ortaya çıkacağı

2 – Mehdiyet konusunun sıklıkla gündeme taşınacağı, rivayet edilmektedir.

Bunlar aynı zamanda tarihi ve talihli değişimlerin yaklaştığına birer alamettir.

Hz. Mehdi’nin, Deccal düzeni olan Yahudi siyonizminin beyin ekibiyle ve en üst şebekesiyle, yani Mesih-i Deccal ile mücadele edeceği bildirilmektedir.

Kur’an-ı Kerim’in Enbiya suresi 18. Ayeti de bunu haber vermektedir.

“Hayır, Biz Hakkı Batıl’ın üzerine fırlatırız, O da onun beynini darmadağın eder”

Mehdi, zalim ve Batıl Dünya düzeninin karar mekanizmalarını ve beyin takımını hedef alıp dağıtırken ve bütün şeytani planlarını boşa çıkarırken, “oldukça etkin, keskin ve kesin ifadeler kullanacağına ve gerçeğin tercümanı olan bu sözlerin asla hedefinden saptırılamayacağına” işaret edilmektedir.

Hz. Mehdi’nin tebliğ ve tespitlerine karşı; “Hafife alıp küçümseme, hayali gösterme” gibi tepkiler dışında, bunları kendi hesapları doğrultusunda kullanmaya asla girişemeyeceklerdir.

İsrail ve destekçisi olan Siyonist Yahudilerin, Hıristiyanların Protestan ve avenjelik kesiminin; diğer İslam büyüklerinin bazı sözlerini kendi hesaplarına yorumlayıp-yozlaştırıp kullanma gayretleri görülse de, şeytani amaçları için Mehdi’nin sözlerinden yararlanma, hatta onları taklide çalışma hevesleri hep başarısızlıkla neticelenecektir. Bu da Hz. Mehdi’nin bir “alameti ferikası”, yani fark edilen bir fazilet özelliğidir.

Evet, Mehdi’nin sözleri, hiçbir kesim tarafından ve hiçbir şekilde istismar edilemeyecektir. Onun tespit ve prensipleri, tebliğ ve projeleri masonik ve münafık çevrelerce, kendi çıkarları istikametinde yararlanılmak üzere asla dile getirilemeyecektir.

Yunus Emre, Mevlana, Bediüzzaman gibi mübarek ve muhterem zevatın ifade ettikleri binlerce hakikat içinden cımbızla seçtikleri bazı sözlerini, kendilerine siper ve simge edinerek, “Her şeyi hoş gör, boş ver” safsatalarını “ılımlı İslam ve Dinler arası Diyalog” tuzaklarını yutturmaya çalışmaları tam bir sahteciliktir.

Ama büyük Medeniyet Devriminin Mimarı olan Zat’ın:

“İslam, insanlığın yegâne saadet ve selamet reçetesidir.

Kapitalizm ve sosyalizm Siyonist timsahın iki çenesidir. Her ikisinin kıskacına düşen ülkeler ve milletler ezilmekte ve inlemektedir.

Batıl bir inançla, kendilerini seçilmiş ve üstün bir kavim, başkalarını sürülmeye ve sömürülmeye layık insan görünümlü behaim (hayvan) gören bu sapık düşüncenin sinsi kafa yapısını ve şeytani planlarını bilmeden, huzur ve kurtuluşa ermek mümkün değildir.

Faizi helal kılmak için Hıristiyanlığı yozlaştırıp Protestanlığı uyduran ve Avenjeliklerin de desteğini sağlayan;

Karşılıksız kâğıt para olan DOLAR’la dünya ekonomisini;

Farklı din ve kavimleri siyonizmin hizmetinde kullanmak üzere kurdukları MASON Tarikatlarıyla organizeli insan potansiyelini kontrol ve güdümlerine alan bu şeytan şebekesinin tek ve gerçek korkusu İslam Dini ve Adalet Düzenidir.

Bu nedenle “ılımlı İslam, Dinler arası Diyalog” dalaveresiyle Müslümanların zulme karşı gayretini körletmeye, böylece Milli-insani hareketleri kösteklemeye girişmişlerdir. Çünkü İslam gerçek ve yüksek bir diriliş ve direniş dinamiğidir.

Ve Adil Düzen sadece Müslümanlara değil, Yahudiler dahil bütün din mensuplarına ve tüm insanlığa huzur, refah ve hürriyet getirecektir. Çünkü İslamın temeli: “Halık’a tazim ve hürmet, mahluka şefkat ve merhamettir.”

Bu şerefli ve tarihi görev ise, öncelikle, asırlar boyu insanlara adalet ve hürriyet rehberliği ve medeniyet muallimliği yapmış Aziz Milletimize düşmektedir.”

Şeklindeki sözlerinin hiçbirini gündeme getirmemekte, sürekli örtüp gizlemekte ve bir kelimesini bile istismar edememektedir.

İşte hiçbir tebliğ ve teşebbüsünün istismar ve suiistimal edilememesi, Hz. Mehdi’nin en önemli farkı ve faziletidir.

Hz. Mehdi, yüzyıllardır İslam ümmeti tarafından beklenmektedir. Ancak gerek geçmiş alimlerin izah ve yorumlarından, gerekse günümüzde ve yakın geçmişte yaşayan İslam alim ve mütefekkirlerinin öngörüş ve tariflerinden, Hz. Mehdi’nin çıkışının içinde bulunduğumuz döneme denk geldiği sezilmektedir. Nitekim rivayetlerde Hz. Mehdi’nin çıkış alameti olarak bildirilen olayların pek çoğunun aynen ve kısa aralıklarla art arda gerçekleşmesi, bu büyük şahsın tarihi devriminin yakın olduğunun ve hazırlıklara çoktan başlamış bulunduğunun açık bir göstergesidir. Hz. Peygamberimiz (sav)’in mütevatir ve sahih hadislerinde açıkça haber verilen ve pek çok İslam aliminin eserlerinde detaylı olarak bildirilen ve beklenen Mehdiyet konusunda, İslami literatürde pek çok rivayet ve açıklama bulunması da bu konunun önemindendir.

Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

İbni Hacer Askalani Fethü’l-Bari’de; “Mehdi’nin bu ümmetten olacağı ve Hz. İsa (A.S.)’nın onun arkasında namaz kılacağına dair hadisler tevatür etmiştir” denmektedir. Şevkani de Hz. İsa’nın ineceğine dair hadislerin sayısının 29’a ulaştığını söyleyerek, bunları bir bir nakletmiş ve sonunda: “Bizim naklettiğimiz hadisler görüldüğü gibi tevatür haddine ulaştı. Bu beyanımızla şu sonuca varılıyor ki, beklenen Mehdi hakkındaki hadisler, Deccal hakkında hadisler ve İsa’nın inmesine dair hadisler mütevatirdir” demiştir. (Sünen-i İbn-i Mace 10/338)

Mehdi’nin geleceğine dair olan sahih hadisler tevatür niteliğine erişmiştir taşımaktadır. (Kıyamet Alametleri, s. 193)

“Muhakkak ki, yeryüzü zulüm ve haksızlık ile dolduğu sırada, Allah’ın halifesi hazırlık görüp kıyam edecek, yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak… Genel kazancı halk arasında eşit olarak paylaştıracak, halka adaletle hükmedecek, ülke ve dünya çapındaki anlaşmazlıklarda hakemlik yapacak… Allah onun işini bir gecede düzene koyacak, zafer hep onun önünde yürüyecek, talihi yar olacak. Ayağını Peygamberin ayağının yerine koyacak (onun izinde yürüyecek) ve hiçbir zaman sapmayacak… Dağınık dinleri (batıl inançları) ortadan kaldırıp, sadece Hak Dini hakim kılacak…”  (Muhyiddin Arabi, el-Futuhat El Mekkiye, 366. bab, C.3, s. 327-328)

Hz. Mehdi ile ilgili hangi güvenilir kaynaklarda hadisler rivayet edilmiştir?

1)    Tirmizi’nin Sünen‘inde 3 tane,

2)    Ebu Davud’un Sünen‘inde 8 tane,

3)    İbn-i Mace’nin Sünen‘inde 8 tane,

4)    Ahmed bin Hanbel’in Müsned‘inde 12 tane,

5)    Abdülrezzak b. Hemmam’ın el-Musannef‘inde 8 tane,

6)    İbn Ebi Şeyhe’nin el-Musannef‘inde 14 tane,

7)    İbn Hibban’ın Sahih‘inde 7 tane,

8)    Heysemi’nin Zevaid‘inde 20 tane,

9)    Suyuti’nin Cami’us Sağır‘ında 8 tane,

10)  El-Muttaki el-Hindi’nin Kenzü’l Ummal‘inde 59 tane,

11)  Hakim’in Müstedrek‘inde 12 tane,

12)  Deylemi’nin el-Firdevs‘inde 7 tane,

13)  Darekutni’nin Sünen‘inde 1 tane olmak üzere, bu kaynaklarda Hz. Mehdi ile ilgili toplam 159 güvenilir hadis-i şerif nakledilmiştir.

Ayrıca büyük İslam alimlerinden,

İbn Kesir 3,

Hafız Busuri 2,

Zehebi 5,

Munziri 1,

Azimabadi 6,

Elbani 6 güvenilir hadis-i şerife eserlerinde yer vermişlerdir.

Bunlar Hz. Mehdi ile ilgili hadislerin bulunduğu güvenilir kaynakların sadece bir kısmıdır. Bunların dışında da daha pek çok güvenilir kaynakta Hz. Mehdi konusundaki hadisler ve açıklamalar vardır.

Hz. Mehdi’nin ismi ve cismi:

Peygamber Efendimiz (sav)’in pek çok hadisinde, Hz. Mehdi’nin adının Peygamberimiz (sav)’in adına “muvafık” yani “uygun” olacağı bildirilmektedir. Yani Resulüllahın Kur’andaki isim ve sıfatları ona uygun düşecektir.

O (Mehdi) güzel bir delikanlıdır, güzel yüzlüdür. Yüzünün nuru başına ve saçlarının siyahına kadar yükselir. (Mehdilik ve İmamiye, s. 153 /İkdüd Dürer’den)

Yüzü parlayan yıldız gibi nurlu bir kimsedir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 33/Kitab-ül Burhan Fi Alamatil-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 22)

Yüzü gökyüzünde parlayan yıldız gibidir. (Deylemi, c. IV, s. 221, İbnu’l Cevzi, c. II, s. 558; Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi”)

Enes b. Malik, Peygamber (sav)’in rengi hakkında: “Beyaz idi. Fakat beyazı esmer kırmızıya çalıyordu.” demektedir (İbni Kesir, Şemail’ür- Resul, s. 28)

Esmerden maksat bembeyaz olmayıp az kırmızılığı ispat etmektir. Çünkü Resul-ü Ekrem Hazretleri’nin rengi, hamamdan henüz yeni çıkmış ve kendisine kızıllık gelmiş olan bir beyaz kimsenin o andaki rengi gibidir. Yani Resul-ü Ekrem Hazretleri’nin mübarek rengi, kırmızı ile karışık nurani beyaz idi. (İbni Kesir, Şemail’ür- Resul, s. 28)

Hz. Mehdi’nin boyu, posu sanki Beni İsrail ricalindedir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 36-29)

İri gövdelidir… (Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

O, alnı açık, omuzları ve karnı mütenasip, iki uyluk arası açık birisidir… (Fevaidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar, s. 13)

Hikmet ve anlayış gücü çok yüksektir

Hadislerde Hz. Mehdi’nin Allah’ın kendisine verdiği özel bir güce sahip olduğu bildirilmektedir:

O kimsenin bilmediği gizli bir duruma kılavuzlandığı için kendisine “Mehdi” denilmiştir…” (Ahir zaman Mehdi’sinin alametleri, Ali Bin Hüsameddin el Muttaki, sf.77)

Mehdi işi sıkı tutacak. (Çok disiplinli ve prensip-projeleri hareket edecektir.) (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 175)

İnsanlar hakka dönünceye kadar (fikri ve siyasi) mücadelesine devam edecektir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Kimseye tenezzül etmemesi

O, benim ümmetimden, tenezzül etmeyen (Allah’tan başka hiçbir varlığa minnet duymayan) bir şahsiyettir. (Suyuti, el-havi, 2/24)

Kab’dan rivayet edildi ki: O, kimsenin bilemediği ve akıl erdiremediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)

Muhakkak ki o, insanların karşılaştıkları şerler ve zulümler sebebiyle, Mehdi kendilerine en sevgilisi olmadıkça (yani çaresizlik ve içtenlikle bir kurtarıcı aramadıkça)  çıkacak değildir. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 27)

Onun kumandanları insanların en hayırlılarıdır. Önlerinde Cebrail, arkalarında Mikail bulunacaktır. Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kadın, yanlarında hiç erkek olmaksızın rahatlıkla hacca yolculuk yapacaklardır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)

Rabbin meleklere vahyetmişti ki: “Şüphesiz Ben sizinleyim, iman edenlere sağlamlık katın…” (Enfal Suresi, 12)

Sen müminlere: “Rabbiniz’in size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez mi?” diyordun. (Al-i İmran Suresi, 124) ayetleri, bu gerçeği buyurmaktadır.

Hadislerde, Müslümanlar arasında da Hz. Mehdi’yi destekleyen insanların sayılarının son derece az olacağı bildirilmiştir:

Sayıları Bedir Ashabı (313) kadardır. Evvelkiler onları geçmediği gibi, sonrakiler de onlara yetişemezler. Onların sayıları Talud ile nehri geçenler kadardır. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-i Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57)

Bu 313 kişi gece abid (çok ibadet eden kimse) gündüz kahraman niteliğini taşımaktadırlar. (Kıyamet Alametleri, s. 169)

“Gerçek şu ki bunlar azınlık olan bir topluluktur.” (Şuara Suresi, 54)

… “Zaten Onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti.” (Hud Suresi, 40) ayetleri de açıktır.

Hz. Mehdi’nin cemaatinden ayrılanlar olacak mıdır?

Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde, sayıca çok az olacak olan Hz. Mehdi cemaatinden ayrılanların olacağı bildirilmiştir. Bu da yine Allah’ın büyük bir mucizesidir. Bu kimseler Hz. Mehdi’yi çok yakından tanıdıkları, onun hadislerde bildirilen özelliklere sahip olduğuna ve yalnızca Hz. Mehdi’nin yapabileceği bildirilen faaliyetleri gerçekleştirdiğine yakından şahit oldukları halde makam ve menfaat hırsıyla onun yanından ayrılıp gideceklerdir. Demek ki halkın büyük çoğunluğu gibi, bu kadar yakından tanıma fırsatı elde eden bu insanlar da Hz. Mehdi’nin manevi özelliğini fark edemeyeceklerdir.

Hadislerde Hz. Mehdi’nin cemaatinden ayrılanlar olacağı şöyle bildirilmektedir:

… Zaman zaman o çetin görevi üstlenememek rahatlık meyli; can, mal, mevki korkusu gibi çeşitli sebeplerle kendisinden ayrılanlar olacaktır… (Ramuzü’l Ehadis, s. 476) (İbni Mace’den)

Hz. Muaviye b. Kirra (ra)’dan rivayet edilmiştir:

Ümmetimden bir taife (topluluk) kıyamet kopuncaya kadar yardım görmekte devam eder. Kendilerini terk edenlerin ayrılmaları da onlara bir zarar vermez. (Ramuz El-Ehadis, s. 472) (Hz. Muaviye İbni Kırra (ra))

Ayrılanlar da, muhalifler de ona zarar veremeyecek. O kendisinden ayrılanlara rağmen muzaffer olarak yoluna devam edecektir. (Ramazü’l-Ehadis, s. 487) (Taberani’nin Kebir’inden)

Mehdi benim neslimdendir. Göreve başladığında O 40 yaşındadır. Sanki yüzü parlak bir yıldızdır… (Mer’iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi  “Fevaidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

 

 

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Nejat HAKKUL

Nejat HAKKUL

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx