Reklam
Reklam
Reklam

LOZAN 2005'İN AMAÇLARI

Kullanıcı Değerlendirmesi: / 1
ZayıfMükemmel 

 

1.                        Lozan çıkarması, bütün dünyaya ve özellikle emperyalist ve Siyonist hıyanet odaklarına, onurlu bir meydan okumadır.

  • Kıbrıs tan Türkiye'ye silah gösterenlere
  • Kuzey Irakta Kukla Devlet heveslilerine ve dış destekçilerine
  • Cumhuriyet ve hürriyet düşmanı, ABD ve AB yanaşması gerici ve istismarcı çevrelere

Vatanımızın ve halklarımızın, gerekirse, kurtuluş savaşında olduğu gibi, yine kanla ve silahla savunulacağının mesajıdır.

 

2.                        Lozan'da sallanan bayrak tüm mazlum ve mağdur ülkeler ve insanlar adınadır.

3.                        Bir uyarımız da Avrupa'yadır. Emperyalist Amerika'nın peşine takılmak ve suçlarına ortak olmak, bir nevi intihara kalkışmaktır.

4.                        Lozan şahlanışı, aziz Milletimize bir moral ve özgüven aşısıdır.

5.                        Lozan 2005, Milli Güçlerin tabii bir koalisyonu ve tarihi bir operasyonu olarak, çok kutlu ve mutlu bir başlangıçtır.

6.                        Bize Washington'dan, Londra'dan talimat ve tehdit yağdıranlara, Avrupa'nın ortasından, Lozan'dan haysiyetli ve cesaretli haykırışımızdır.

7.                        Ülkemizi ve Cumhuriyetimiz kendisine yönelik tehdit ve tehlikelerden ancak, yeni ve milli bir devrimle kurtulacaktır.

8.                        Lozan 2005, Milli hükümet ve ümitli günlere, bir yürüyüş startıdır.

Tüm Kuvayı Milliye akıncılarını ve kurmaylarını saygıyla selamlıyorum.

Sizlere Milli Görüşçü bir kardeşiniz olarak sesleniyorum. Bizi tanımak isteyenlere:

"Siyasi şuur ve Milli sorumluluk bakımından itikatta Mezhebimiz (düşünce ekolümüz) Kuvayı Milliye

Amelde Mezhebimiz ( hizmet yolumuz) Milli Görüş Mektebi olduğunu söylüyoruz.

Niçin Lozan'dasınız? Diye soranlara:

Atatürk'ün Nutkunun 1.cildinin ilk konusunu okumalarını salık veriyoruz. Çünkü bugün Türkiyemizin aynen o günlerde olduğu gibi, içten ve dıştan kuşatıldığını görüyoruz.

Öyle ise bizler, tarihi bir sorumluluk, Milli ve insani bir olgunluk içinde hareket etmeliyiz. Artık, amaçları ve bakış açıları farklı parti ve derneklerin değil, Kuvayı Milliyenin temsilcileriyiz...

Kuvayı Milliye'nin genel anlamda üç temel toplum dayanağı olan:

  • 1. Maneviyatçı Milli Görüşçüler
  • 2. Milliyetçi Ülkücüler
  • 3. Solcu özgürlükçüler olarak, ortak paydamız Türkiye Cumhuriyetinin yıkılmaya... Hayat ve hürriyet gemimizin batırılmaya, yani güvenliğimizin ve geleceğimizin karartılmaya çalışıldığı bir ortamda, farklılıklarımızı ve aykırılıklarımızı bir kenara bırakmak mecburiyetindeyiz.

Buradan ayrıldıktan sonra; Eğer bir ülkücü kardeşim, karşılaştığı bir solcu hemşerisine...

Bir solcu Hocam, başörtülü ve dindar bir talebesine

Bir Milli Görüşçü, bunların hepsine hala selam verip saygı gösteremiyor ve birbirlerini aynı vücudun parçaları gibi göremiyorsa:

Halkı kucaklayıp desteğini almamız ve toplumun her kesimiyle kucaklaşıp kurtuluş hedefine koşmamız, lafta kalacak demektir.

Ve hele toplumun inancıyla barışmayan ve İslam dinamizmine şaşı bakan bir ulusalcılık anlayışı, sonuçta, dolaylı biçimde USAcılığa hizmetten öteye geçmeyecektir.

Dostlarım,

Mustafa Kemal, "Aç kalmanın zehir yutmaktan hayırlı" olduğunun bilincindedir. Evet, inanç boşluğu, bir nevi açlık gibidir. Ama şuursuz, basmakalıpçı ve istismarcı bir dincilik, yani riyakârlık ve münafıklık zehirdir.

İşte Atatürk, İslam'la değil, köhnemiş ve özelliğini yitirmiş bazı kurum ve kavramlarla mücadele etmiştir. Kader Ona, Osmanlı enkazını yıkıp Türkiye Merkezli Yeni bir Medeniyet arsasını hazırlama görevini vermiştir. Ama ne yazık ki, Atatürk'ten sonra bu süreç tersine çevrilmiştir. Ve maalesef bunun suçu da haksız ve kasıtlı olarak İslam'a ve Müslümanlara yüklenmiştir.

Canlarım...

Bir yazarımız: "Beş "K" düşerse bir "T" çöker demiştir.

Yani:

Balkanlarda Kosova, Karadeniz'de Kırım, Kafkaslarda Krozni, Irakta Kerkük ve Akdeniz'de Kıbrıs düşerse, Türkiye çökertilecektir. Şimdi maalesef bu kalelerin hepsi düşürülmüş, sıra Kıbrıs'a gelmiştir.

Biraz önce konuşan Sn. Cumhurbaşkanımız ve baş tacımız Rauf Denktaş'ın endişelerine ve önerilerine kulak kesilmelidir.

Lozan 2005 çok tarihi bir girişim ve talihli bir gelişmedir. Önayak olanları ve katılımcıları kutluyor ve tekrar saygılar sunuyor ve başarılar diliyorum.

İSVİÇRE

 

Ülkenin konvansiyonel adı: İsviçre Konfederasyonu; Uluslar arası adı: Switzerland

Yerel dillerde: Schweiz(Almanca), Suisse (Fransızca), Svizzera (İtalyanca)

Yönetim türü: Federal Cumhuriyet

Başkent: Bern

Kuruluş: 1 Ağustos 1291

Anayasa: 29 Mayıs 1874 kabul edilmiştir. Seçme yaşı 18'dir.

İsviçre, tarihte tapınak şövalyelerinin ülkesidir. Şimdi ise Siyonist sermaye sahiplerinin güdümünde, gizli bir İsrail'dir.

Bizdeki TUSİAD üyesi ENKA Holdingin Moskova'da yaptığı 5 yıldızlı oteli İsviçreli sahipleri Yahudi Swissotel'in işletmesi size bir şeyler hatırlatabilir.

Konya ilimizin yüzölçümü İsviçre'den büyüktür, İstanbul'un nüfusu İsviçre'den büyüktür.

Avrupa'nın en küçük, dünyanın en zengin ülkesi... Muhteşem doğasıyla Avrupa'nın çatısı, sanki masallar ülkesi. Ulaşım sorununu Dünya'da en iyi çözmüş ülke. Gideceğiniz yere ulaşamadıysanız mutlaka geç kalmışsınızdır.İsviçre'de trenler, tramvaylar, otobüsler gecikmez. 2005 Dünya yaşam kalitesinin en iyi olduğu kentler sıralamasında ikinci sırayı Cenevre ve üçüncü sırayı Zurih Şehri almıştır. Avrupa birliğine üye değildir. 1nci ve 2nci Dünya savaşına girmemiş tek Avrupa ülkesidir. GSMH'(gayri safi milli hasıla) sı en yüksek ülke dağlar, göller, bankalar ülkesi. çikolatası, saatleri, inekleri ve peynirleri vazgeçemediklerimiz.

            Dünya'ya kendilerini tarafsız tanıtmışlar, ama bu tarafsızlık adı altında kendilerine sayısız kazançlar sağlamışlardır. Dünya olayları hakkında hep keskin eleştiriler yapmışlar ama kendileri hiçbir zaman Dünya'nın içine dahil olmamışlardır. Hemen hemen bütün Avrupa'nın üye olduğu BM(UNO)'lere tarafsızlığımız bozulur diye hep karşı çıkmışlar 3 MART 2002 referandumuyla karar vermişler ve 2003 yılında üye olmuşlardır. AB'ye üye olmadıkları halde Türkiye'nin AB üyeliğine en büyük yaygarayı İsviçre basını yapmış ve hakkımızda hiç de pozitif şeyler yazmamışlardır. Bütün komşularında yıllar önce kadınlar için seçme seçilme hakkı varken İsviçre'de bu hak ilk defa 1971 yılında verilmiştir.(1918 Avusturya, 1919 Almanya, 1944 Fransa, 1945 İtalya)

            Şu anda bile "3K" (Kilise, Çocuk ve ev işi) sistemini benimseyen ve kadınları oy kullanamayan kantonları vardır.

            Yakın geçmişte Bayan Elizabeth Kok Adalet bakanı olmuş ama kocasının hortumculuğuna göz yumması nedeniyle görevinden alınmıştır.

            Şu anda bile İsviçre'de tek bir kadın başhekim, müdür, genel müdür, rektör olan tek bir kadın bulunmamaktadır.

            Hala her kadın, aynı işi yapan erkeklerden 1 derece aşağı maaş almaktadır.

            SON:

            İsviçre dünya emperyalistlerinin özel bankasıdır. Bankaları çok emin ve dakiktir ve paranız her zaman garanti altındadır. Son birkaç yıl öncesi diktatörlerin, mafya babalarının, dolandırıcının, soyguncunun, hortumcunun velhasıl bütün karanlık insanların umudu idi İsviçre bankalarıdır. AB baskılarına göstermelikte olsa

            Bütün ülkeler paraya faiz verirken, İsviçre çoğu zaman para yatırandan bir masraf alıyor çünkü daha garantili beklediğinden.


Bu yazarin diger makaleleri

  Aziz Hocam, Asil insan!.. Yıllardır, bir yandan dış güçlerle,...
Devami
  En sondan başlayalım: S-1 - Birkaç ay önce % 65'i...
Devami
  Danıştay'ın basılmasının, başörtüler ve İmam Hatiplerle ilgili kararlarıyla hedef...
Devami
  2. nci ama sahici 11. Cumhurbaşkanı İçin mi Referandum...
Devami
Demo-krasi, Latince halk idaresi, halkın kendi yöneticilerini seçmesi anlamındadır. Ama "Demon-krasi"...
Devami
  'Susurluk'tan daha çirkef çamurlu olan ‘Şemdinli' hıyanetleri; CIA MOSSAD...
Devami

Makale Paylaşım Sayısı: 5673

Yorum ekle

Yazdığınız her yorumla birlikte IP adresinizin kayıt edildiğini ve Türkiye Cumhuriyeti hukuk kurallarına aykırı, iftira ve genel ahlaka aykırı tarzda yorumlarınızdan hukuken ve vicdanen sorumlu tutulacağınızı tekrar hatırlatırız...


Güvenlik kodu
Yenile

SON YORUMLAR