ÇAY TV'de BİR ÇAYLAK!
Ucuz politikalarla, kuru kahramanlıklarla ve hamasi nutuklarla Milli Görüşte meşhur olmuş, sonradan cilası dökülüp foyası ortaya çıkmış bir zavallı, Çay TV'de kendini satmaya çalışıyor ve ayarını ortaya koyuyor:
- "On yıl önceki bizim davalarımız bu davanın şerefini kurtarmıştır.."
Hadi ordan, haddini bilmez adam! Hiç kimse bu Hak davaya şeref katamaz ve hele "şerefini kurtarmak" iddiasında bulunamaz.. Bu dava zaten şereflidir, katılanlar ise, kendileri şeref kazanır.
- "Bana sadece Akit sahip çıktı. Yıllarca emek verdiğim gazete sahip çıkmadı.."
Çünkü öyle haltlar işledin ki, ancak Akit gibi ayarı seninle aynı olanlar sahip çıkabilir.
(AKP'den mi, Milli Görüşten mi, anlamında) "Siz hangi taraftasınız?" sorusuna:
- "Bunu cevaplamayı uygun görmüyorum. Ne İsa'ya ne Musa'ya yaranabildim" cevabını veriyor.
İşte samimiyetsizliğin, "müzebzebine beyne zalik"liğin ve renksizliğin itirafı..
- Biz Mehmet Akif'lerin, Halide Edip'lerin yaptıklarını yaptık..."
Mehmet Akif'e asla değil, ama Halide Edip Adıvar'la ahlakınız ve ayarınız tıpatıp uyuyor. Doğru bir itiraf..
Çünkü sizin davanıza ve Hocanıza hıyanet ve hakaretinizin aynısını, Halide Edip Sabataisti Mustafa Kemal'e yapmış, İzmir suikastına karışmış ve korkusundan, senin gibi yurt dışına kaçıp, ta İnönü Paşası Cumhurbaşkanı oluncaya kadar oralarda saklanmıştı..
- "Birkaç kişinin yanlışı orduya mal edilemez.."
Aferin. Alkış toplamak ve kahramanlık satmak hatırına savurduğun sorumsuz ve seviyesiz küfürlerin kefaretini ödüyor gibisin...
- "Biz yirmi kişi "Refahı birinci parti yapıp iktidarda bitirelim" düşüncesine alet olmamak için, Refah-Yol koalisyonuna karşı çıktık.. Ama derdimizi kimseye anlatamadık.."
Vah canııım! Zaten sizin gibi muhterem ve muhteşem zevatın, mübarek görüşlerine, Erbakan Hoca uymadığı için bunlar başımıza geldi(!?)...
Di haydi, marifet ve meziyetini göstermenin tam zamanı... Kurtar bu mazlumları!..
- "1957'de Bağdat Paktı, yani D-4'lerin mimarı Menderes'tir. Ona da sahip çıkılmadı."
Bağdat Paktı girişimini, Erbakan Hoca'nın tarihi D-8'ler hareketine benzetmek ve ona D-4'ler demek için, sadece bilgi fukaralığı ve feraset kısırlığı yetmez... Aynı zamanda çok ustalaşmış bir hinlik ve cinlik lazım.. (Tekrar, AKP ile Saadet arasındaki tarafı sorulunca)
- "İhtilaf anında taraf olmak değil, arayı bulmak gerekir" diyor.
Sanki AKP ile Saadet Partisinin ikisi de haklı ve hayırlı çizgide, ikisi de milli ve manevi hizmet gayretindeymiş de, sadece bazı yöntem farklılıkları varmış havasıyla konuşabilecek kadar mert ve net insan(!)
Oysa AKP ile Milli Görüş arasında ihtilaf değil, iftirak (Hak'tan kopma) ve inhiraf (Sıratı mustakimden sapma) söz konusudur. Ama bu zavallı, AKP'nin akrepliğini anlatmayı, Kerbela olayına benzetecek kadar konuyu çarpıtıp durur.
Peki, AKP'nin çıkardığı petrol yasası için ne diyorsunuz? sorusunu:
- "Bunlara Hükümetin cevap vermesi gerekir" şeklinde yanıtlıyor.
İyi de, yıllar boyu tekrarladığın: "Haksızlık ve yanlışlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır" hadisini nasıl unuttun?
- "Siyaseti bırakmadım, koltuğu bıraktım.."
Nasrettin Hoca'nın eşekten düşünce: "Zaten inecektim!." Hesabı..
- "Belli bir yaştan sonra, ombudsman olmak ve gençlere bırakmak gerekiyor"
Bre zavallı, Yahudiler ve kiraladıkları kalemler de yıllardır Erbakan Hoca için hep bu masalı tekrarlıyor.
Siyasete girmeyi düşünüyor musunuz? sorusuna:
- "Toplumdan talep gelmeden olmaz" diyor.
Recep Tayyip'te de böyle başlamıştı. Toplum taparlık perdesi altında, Siyonist odaklara: "Ben de kullanılmaya hazırım, hem de bu işi hemşerim Recep'ten daha iyi yaparım" mesajı..
- "Ben gerçekleri konuşurum. Hocamı severim ama tenkit de ederim."
Yani AKP'li dönekler gibi, ben de Milli Görüş davasına ve Erbakan Hoca'ya, tenkit bahanesiyle tahkir etmeğe hazırım.
- "Tebliğ ve irşat makamını Cumhurbaşkanlığına değişmem.."
Asmadaki üzüm salkımına yetişemeyen Tilkinin "daha olgunlaşmamış, henüz koruk ve ekşidir, koparmaya değmez" misali.. Peki o zaman adama sormazlar mı, madem irşat ve tebliğ makamı tercihin idi, niye belediye başkanı ve milletvekili olmak için bin türlü riyakarlık ve hilekarlığa tenezzül ettin?..
- Ancak, ortalık tilkilere kalırsa, meydanı onlara bırakmam" diye kükrüyor.
Kendini kaplan sanan uyuz kediler, tilkilere meydan okuyor!.. Hani makam ve mansıpta gözün yoktu?
- "28 Şubatın en büyük mağduru Hocamızdır. (AKP'lileri kastederek) Kardeşlerimizin bir kadirşinaslık göstererek Hocamızı cumhurbaşkanı yapmaları gerekir.."
Yani dava dönekleri AKP'lilerden Erbakan'a iyilik ve ikram bekliyor. Onların, Hoca'ya hıyanet karşılığı iktidara taşındığını ve boyunlarına Yahudi Lobilerinin esaret madalyası takıldığını ve Siyonist Patronlarından bağımsız davranamayacaklarını sanki bilmiyor..
- "Hatalarım olmuştur, ama ihanetim olmadı.."
Acaba sadakat nedir, hiç tanıdın ve tattın mı? Almanya dönüşü Erbakan Hoca'ya yönelik o talihsiz ve terbiyesiz çıkışların hıyanet değilse, siyonizme sadakat gösterileri miydi?
AKP'nin yabancılara toprak satışıyla ilgili soruya:
- "Bu gibi satışlar, bizim Hükümetimiz de dahil, her dönemde olmuştur" diyor.
Yani AKP'yi aklamak ve vatan topraklarını peşkeş çekişini meşrulaştırmak için, Milli Görüş'e bile iftira edip bu suça ortak etmekten sakınmıyor ve sıkılmıyor.
İşte kof bir kahramanın kendisini pazarlama reklamı...
- Ben hiçbir zaman Milli kuruşçu olmadım" diyerek yıllarca ekmeğini yediği Milli Görüşçülere gönderme yapmaktan utanmıyor. Ama herhalde birileri çıkıp:
Kaç yıl boyunca Milli Görüş kasasından ve her ay kaç bin Mark-Euro bedavadan maaş aldığını da mı inkar ediyorsun be nankör!? diye soracaktır..
Hz Peygamber Efendimizin şu hadisleri, aslında her şeyi açıklıyor:
"Ben ve diğer bütün peygamberlerin ortak hikmet sözü şudur:
Eğer utanmazsan (yani haya ve hesap duygusundan yoksunsan) istediğini yapmak ve konuşmakta serbestsin.!"
Bu yazarin diger makaleleri
< Önceki | Sonraki > |
---|