YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
66222e55ec819
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 6 3 2
Bugün : 4165
Dün : 26845
Bu ay : 456045
Geçen ay : 453014
Toplam : 23235009
IP'niz : 3.141.24.134

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

Trafik komiseri Temel, helikopterle otobanı kontrol etmektedir. Ters bir durumda merkeze rapor  verip gerekli önlemlerin alınmasını istemekle görevlidir. Bu sırada, Mercedes markası takılmış bir Anadol arıza yapıp yolun sağına çekmiş, kendisine yardım edecek birini beklemektedir.

Derken Mor bir Ferrari durur ve Anadol marka arabayı ilk benzin istasyonuna kadar çekebileceğini söyler.

Ancak; “Eğer alışık olduğum şekilde hızlı gider de sıkıntı verirsem, selektör yaparak beni uyarırsın, yavaşlarım” diye tembihler.

Anadol, mor ferrarinin arakasına bağlanır ve yola çıkarlar; Ferrari hızlanmaya başlar. Sürati arttıkça, Anadol selektör üstüne selektör yapar ve Ferrari yavaşlar. Bu şekilde devam ederken ferrarinin yanından son model bir devrim otomobili geçer. Ferrari ve Devrim kapışırlar. Ferrarinin arkasına bağlı Anadol sürekli selektör yapmaktadır. Çünkü o hıza dayanamayarak nerdeyse parçalanacak durumdadır. Ama Ferrari dinlemez, çünkü “Devrim”le kapışmışlardır.

İşte bu esnada, kapışmayı helikopterle havadan izleyen Temel merkeze telsizle anons geçer:

Bulundukları mevkiyi belirterek, olayı şöyle anlatır: “Otabanda bir Devrimle bir Ferrari sürat yarışı yapmaktadır. Devrim çok rahat ve önde, Ferrarinin motoru tutuşmuş dumanları çıkmaktadır. Anadol ise her ikisine birden sürekli selektör yaparak yol istemekte ve sollamaya çalışmaktadır.!”

Bu fıkradaki Devrim otomobili yerine Milli Devleti, Mor Ferrarinin yerine İsrail’i, Mercedes markası takılmıs Anadol’un yerine ise AKP’yi koyarsanız, Türkiye’nin gidişatını daha rahat okuyacaksınız.

Erbakan Hocam, siz ne harikasiniz… AKP’yi bile siyonizme çektirmeyi başarırsınız!.

Ve tabi, hem Hoca’yı, hem de Siyonist odakları sollayacağı sanılan AKP’ye de kahkaha atmalısınız!

Bu arada Recep Tayyip ve taifesini hala “Mücahit ve Milli Görüşçü kahraman” sanan ve hatta bunu bir sürü safsatalarla ispatlamaya çalışan zavallıları da normal karşılamalısınız. Çünkü madenlerde ve maddi cisimlerde zıt-aksi kutupların (eksi ve artının) birbirlerini cezp edip yaklaştıklarını, ama ruhani ve manevi varlıklarda ise aynı kutupların birbirleriyle uzlaşıp uyuştuklarını hatırlamalısınız. Yani bu dava döneklerini ve işbirlikçi hainleri muhterem ve muhteşem görenlerin; karakterlerinin de, kriterlerinin de ve tabi kıymetlerinin de aynı ayarda olduğunu hesaba katmalısınız..

Evet, müminler müminleri, hainler hainleri, zalimler zalimleri sevip sahiplenmekte ve kendilerine yakın hissetmektedir.

Milli Görüşün 40.Yıl Kutlaması ve Erbakan’ın Hatırlattıkları

Abdi İpekçi spor salonunda 28 Şubat 2009 tarihindeki anlamlı ve muhteşem kutlamalar Muhterem Hocamızın katılımlarıyla yapılmıştı.

İsrail siyonizminin dehşetlerine, Barbar Batı emperyalizminin vahşetlerine ve işbirlikçi tereslerin gizli hıyanetlerine nedense hiç değinilmeyen konuşmalar, sanki Erbakan Hoca’ya hiç zaman ve fırsat bırakmamak ve Ankara’ya döneceği saat kesinlikle bilinen uçağa yetişmek üzere salondan ayrılmasını sağlamak üzere, sırıtacak ve vicdanları sıkacak şekilde uzatılmıştı.

Zatı Muhteremlerin, aslında bilmedikleri ve benimsemedikleri “MİLLİ GÖRÜŞÜ”, bu evrensel projelerin mimarı Erbakan Hoca’ya anlatmaya ve kendilerini o şuurlu ve coşkulu topluluğa kanıtlamaya çalışmaları, bize Hacca gidip, Hz. Peygamber Efendimize “telkin duası” okuyan saf arkadaşımızı hatırlatmıştı.

Bu arkadaşımız, bize gelip, Hac esnasında okumak için sürekli üzerinde taşıyabileceği küçük ebatlı bir cep dua kitabı rica etmişti. Kendisine tedarik ettiğimiz kitapçığın son kısmında ise, vefat edenlerin kabri başında okunan “telkin duası” varmış ve isim olarak da örnek olsun diye “Muhammed” ismi yazılıymış…

Bu arkadaşımız hac dönüşü hatıralarını anlatırken:”Bir gün, Mescidi Nebi’de, Peygamber Efendimizin kabri şerifinde dua ederken, Arap görevliler, az daha beni öldüreceklerdi..” deyince, merak edip okuduğu yeri göstermesini istedik.

Bize “Telkin Duası”nı gösterince, kendisine:

“Aziz dostum, siz Hz.Peygamber Efendimize iman telkin etmeye ve İslamın inanç esaslarını öğretmeye kalkışmışsınız. Suud Polisleri sizin bu işi, Arapça anlamadığınız ve saygısızlık amacı taşımadığınızı bilmediklerinden, haklı olarak aşırı tepki göstermişler” dedik..

Evet, Erbakan Hoca’ya, Milli Görüşü anlatmaya kalkışanlar da, Hz. Peygambere “telkin duası” okuyanlara benzemekteydi…

Ve nihayet, hasretle ve hararetle beklenen tarihi konuşmasını yapan ve “yaklaşan yerel seçim öncesi, siyasi ağırlıklı bir konuşma”dan ziyade, temeli Hak ve Batılı tanımak ve hayırlı tarafa tabi olmak olan iman esaslarını, İslami ve insani sorumluluklarımızı; Türkiye’nin, bölgemizin ve insanlık aleminin sorunlarını ve çözüm yollarını anlatan Hocamız, bazıların saflıkla, bazılarının da sahtekarlıkla yaptıkları şu saptırmalara özellikle dikkat çekiyordu.

“Bize bile gelip söylüyorlar, ben bunları dinliyorum. Neymiş “Bu Erbakan öyle dahi bir adam ki, iki partiyle birden çalışıyor.

Bir, AKP’yi kurmuş, onunla çalışıyor, bir de Saadet partisi ile çalışıyor; böylece bir takım planlar uyguluyor” iddiasında bulunuyorlar. Yahu, Erbakan dediğiniz adam ben isem, işte buradayım. Peki, “ben buradayım” ne demek? Şurada oturuyorum anlamında değildir. Ya, Saadet Partisi Gençlik Teşkilatının kalbinin içindeyim demektir”

Evet, bu talihli iltifatı ve bu tarihi itirafı duyan Milli şuurlu Gençlik… İzzetli ve onurlu Gençlik… Aziz Hocalarıyla buluşma heyecanıyla nasipli ve huzurlu gençlik ve kutlu davasına sadık bu ekip, haklı olarak coşuyor ve sloganlarıyla şeytanları çatlatıyordu.

Ve Furkan feraseti ve iman basiretiyle, Hocasının yukarıdaki sözlerinden şunu anlıyordu:

Siyonist merkezlerin; AKP’yi Milli Derin Devletin güdümüne girmekten, Türkiye’yi ise Erbakanın istikametinden koparmak için verdikleri hiçbir taviz işe yaramıyor, hatta daha büyük tavizler vermek zorunda bırakıyordu. Çünkü süper bir akıl ve çok yüksek bir stratejik mantık, son andaki manevra ve manipülasyonlarla Siyonist çetenin, AKP eliyle başlattığı bütün hıyanet girişimlerini, aziz Milletimizin ve mazlum insanlık aleminin lehine çeviriyor, ırkçı emperyalist zalimlere ve işbirlikçi hainlere ise, sadece bu işlerin beygirliği kalıyordu. Böylece “Cenabı Hak dilerse, kafir, zalim ve fasıklar eliyle de Dinini ihya eder” hikmeti ortaya çıkıyordu. Allah, Şeytan’ın taifesi olan Siyonist şebekeyi de, işbirlikçilik şerefine(!) erişenleri de israf etmiyor, kendi muradına ve kader programına hizmet ettiriyordu. Ve tabi bu hizmetten iblisin ve İsrail’in hissesi ne ise, AKP’nin de nasibine o düşüyordu.

Ve hele Sn.Numan KURTULMUŞ’un 22 Mart 2009’daki Çağlayan mitinginde:

a) Konuşmasına, en asgari bir nezaket gereği olarak, malum mazeretlerine ve yüksek kemaline rağmen İstanbul’a teşrif buyuran ve yanında oturan Milli Görüş Lideri Muhterem Erbakan’a bir “hoşgeldiniz” dileklerini ve saygı ifadelerini bile belirtmeden başlaması ve bitirirken dahi Aziz Hocamıza vefa ve şükran duygularını ağzına almaması..

b) Normalde saat 16:00’da bitmesi gereken Mitingi,  eften büften meseleler ve şiirlerle ta 16:30’a kadar uzatmaları ve sanki Hocaya sıra gelemeden topluluğun dağılmasını sağlamaya çalışır gibi davranmaları ve buna rağmen Hocanın konuşmasını kısa kesmesi için ikazda bulunmaları bunları nasıl bir asalet ve fazilet ehli olduklarını gösteriyordu.

İşte Hocamızın o tatlı ve hakikatli konuşmasından alabildiğimiz notlar.

Milli Selamet partimizin il gençlik teşkilatı mensuplarını tebrik ediyorum. (Not: Hocamız Saadet yerine Milli Selamet Partisi demesi, acaba sadece dil sürçmesi miydi, yoksa Milli Görüşü kimse asli çizgisinden ayıramaz mesajımı vermekteydi?) (İsim vermeden) SP’nin Genel Başkanınıda tebrik ve takdirlerimi sunuyorum.

Şu 4 konu hakkında maruzatta bulunarak siz hasretle özlediğim aziz gençliği kucaklamak istiyorum. (Bize gelip, Hocam bize Milli Görüşü anlatan Kitaplar verin, diyen ve özür dileyen önemli insanlar hatta parti başkanları olduğunu görüyorum.)

1.                  Allah Kemal sıfatı gereği olarak Kainatı ve insanı yaratmıştır. İnsanlar iradei cüziye ile hayrı ve şerri yapabilecek yetenekle donatılmış, hayrı ve hakkı tercih ederse Meleklerden bile üstün kılınmıştır.

2.                  Bu imtihan sırrının gereği olarak, yeryüzünde hak ve batıl yaratılmıştır. Ve Saadet ancak hakkın hakimiyetiyle mümkün olacaktır.

“Batıl tek merkezden yönetilmektedir. Son 350 senedir, Batılın hâkimiyeti altında insanlık ezilmekte, sömürülmekte ve inlemektedir.”

Kabbalist Yahudiler şu sapık ve ırkçı düşünceye inanıyorlar:

1.                  Yahudiler seçkin ve efendi olarak gönderilmiş bir halktır. Başkaları ise bize köle olmak üzere yaratılmıştır.

Bu nedenle:

·                     Bütün Yahudiler İsrail’e toplanacak.

·                     Arzı Mev’ud (Türkiyenin yarısını, Irak, Suriye, Mısır ve Arabistan topraklarını içine alan bölge) İsrailin olacak

·                     Mescidi Aksa yıkılıp Süleyman mabedi yapılacak

·                     Ve sonunda Hz. Mesih gelip dünya hakimiyetimizi tescil edip noktalayacak diye, bekleniyor ve bu maksatla her türlü haksızlık ve saldırganlık mübah görülüyor.

Bu maksatla:

1.                  Para gücünü (Doları)

2.                  İnsan gücünü (organizeli masonik örgütleri) elimize geçirmiş bulunuyoruz, kimse önümüzde duramaz deniliyor.

Batı emperyalizmi ve Siyonizm, terbiye edilmemiş bir aygır gibi insanlığı tekmeleyip duruyorlar. Siyonizm timsahın üst çenesi ABD, alt çenesi AB, kuyruğu İsrail, gövdesi ise işbirlikçi İslam yöneticilerdir.

1990 dan önce insanları ikiye ayırıyorlardı: Sağcı mısın, solcu musun? Diye sorarlardı.

Ama Sovyetlerin çözülmesinden sonra:

1.                  Sen Siyonist İsrailci ve işbirlikçi misin?

2.                  Yoksa Milli Görüş çizgisinden misin diye sormak lazımdır.

Bize ziyarete gelen çok önemli şahsiyetler Hocam, eğer Milli Görüş bu ise, biz zaten fikren ve kalben Milli görüşçüyüz… diyorlar.

Bizde onlara: Elbette, geçte olsa bu gerçeğin farkına vardınız!

Ve şayet buradan Milli Görüşçü olmazsanız, öldükten sonra zaten mecburen olacaksınız!?

Siyonist İsrail’in Kuruluş Aşamaları:

Theodor Herzl siyonizmin siyasi hâkimiyet planlarını yaptı,

Emanuel Karaosso Osmanlının yıkılışını hazırlayıp en büyük engeli ortadan kaldırdı.

Haim Nahum ise Anadolunun İslamdan uzaklaştırılması stratejisini tavsiye edip uygulattı.

Lozan’ın perde arkası patronlarına: “Türkiyeyi ve Türk Milletini ortadan kaldırmak savaşla ve zorbalıkla mümkün değildir” gerçeğini anlattı.

Haim Nahum doktrininin esasları:

1.                  Bunları aç ve muhtaç hale sokmak

2.                  İşsiz ve çaresiz bırakmak

3.                  Borca batırmak, batıya esir yapmak.

4.                  Dininden uzaklaştırmak, maneviyatını ve ahlakını bozmak

5.                  Bölüp parçalamak, kamplara ayırmak

6.                  Bu parçaları birbiri ile boğuşturmak

7.                  Yumuşak lokma yapmak ve İsrail’e vilayet olmaya hazırlamak

İyi niyetli halkımıza şunlar öğretiliyor: “CHP din düşmanıdır. O nedenle AKP’ye sahip çıkmak ve iktidara taşımak lazımdır. Zaten AKP’yi de perde arkasından Erbakan Hoca kurup yönetmektedir. SP’yi de o idare etmektedir. Bunlar aynı gaye ve gayret içindedir” denilerek gerçekler çarpıtılıyor… Oysa bir kişi veya kesim, eğer şuurlu bir Milli Görüşçü değilse, farkında olsun veya olmasın, Siyonizmin askeridir, ona hizmet etmektedir” gerçeğini asla unutmamak gerekir.

Milli Görüşün Kimyası:

1.Hakkı üstün tutmak

2.Maneviyatçı olmak

3.Nefse hakim bulunmaktır.

İşbirlikçiler ise:

1.Materyalist ve menfaatçidir.

2.Kaba kuvvetçidir ve güçlünün kölesidir.

3.Nefse esirdir, dinini ve ahretini değil, dünyasını önemsemektedir.

Milli Görüşçüye üç büyük ilahi hediye verilir:

1.Hidayet (Hak ile Batılı seçme) ve hakkın tarafına geçme

2.Feraset (Hak dava içindeki ve Müslüman cephedeki Münafıkları fark etme)     

3.Dirayet (İnancının ve insanlığın gereğini yerine getirme ve görevini ciddiyet ve cesaretle yürütme)

Milli Görüşün 40.Yıl Tarihçesi:

a)                  II. Dünya Savaşı sonrası Churchill Türkiyeye gelip İsmet İnönü’ye, çok partili hayata geçmesi gerektiği tavsiyesini yaptı.

b)                  Türkiye yıllarca; sağ-sol diye aynı batıl görüşün, farklı görünüşlü partileriyle oyalandı.

c)                  1969’da Milli Görüş kurulup tarihi hizmetlerine başladı.

a.                  1.5 yıl MNP

b.                  8 yıl MSP

c.                  15 sene RP

d.                  4 Yıl FP ile hak davaya ve milli çıkarlarımıza sahip çıktı.

e.                  22 Temmuzdan günümüze ise, 8 yıldır SP olarak hizmet vermektedir.

Bugün AKP’ye Milli Görüş sanılarak oy verilmektedir. Bu yanılgı düzeltilirse Milli Görüşün oy oranı  yüzde 70’tir.

Şimdi SP 3.şahlanışını yapmaya hazırlanıyor.

Bugün her partiden önemli şahsiyetler hatta liderler bize gelip “Ne varsa sizde vardır. Başka türlü ülkenin kurtuluş imkânı kalmamıştır diyorlar. Çünkü maalesef Türkiye Milli olan neyi varsa hepsini yitirmiş bulunmaktadır.

Unutmayın, kasanın anahtarı bizdedir! Huzur ve Saadetin programı elimizdedir. Bakınız: Çağlayanda muhteşem bir miting yaptık, Herkes Davosta sırt üstü yere yıkılmıştır. (Yani Siyonistler Recebi kahraman yapma ve Saadetin önünü tıkamak için bu tavize yanaşmak mecburiyetinde kalmışlardır.)

Tayyip çıkıp şu kadar okul ve hastane yaptık diye övünüyor. Bre adam, aynı dönemde İngiltere Ugandada senden çok dershane ve hastane yaptı. (Yani sen ülkemizdeki dini ve milli eğitimin önündeki engelleri, imam hatip ve başörtüsü problemini kaldırmadıkça, materyalist kafalı ve Siyonist uşağı yetiştiren okulların, misyoner kurumlarından ne farkı kalır?)

Artık bekleyecek vaktimiz yoktur. Rahmetli Necip Fazıl: Ne zaman ki statlar (ve spor salonları)  maç niyetleriyle değil, milli mesuliyetli gençlerle dolup taşarsa o vakit kurtuluş yakındır” diyordu. İşte bu gece bunu yaşıyoruz. Bu akşam burada bir ihtilal ve bir inkılap yapıldığına şahit oluyoruz!.”

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
İsmet SEZGİN

İsmet SEZGİN

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx