YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
66065606ee953
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 5 8 8
Bugün : 10138
Dün : 16551
Bu ay : 405346
Geçen ay : 338123
Toplam : 22731296
IP'niz : 54.198.108.174

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

Bismillahir-Rahmanir-Rahim

 

   “Böylece helak olacak kişi, açık bir delil ve beyyineden (sonra, bilerek ve hiçbir bahane göstermeyerek) helak olsun; (manen ve vicdanen) diri kalacak (ebedi huzur ve hayat bulacak) kişi de apaçık delilden-belgeden (ve her şeyi bilerek ve sorumluluğunu yerine getirerek) dirilik kazanıp (mutluluğa kavuşsun diye bu ayetler gelmekte ve insanlar ikaz edilmektedir) (Enfal : 42 son kısım)

   Bazı gazete sayfalarında, sosyal medyada ve kulis odalarında çarpıtılarak konuşulan ve aleyhimize bir karalama kampanyasına dönüştürülmeye çalışılan bir konuyu açıklığa kavuşturmak, dostlarımızı ve merak duyanları rahatlatmak amacıyla bu açıklama bir ihtiyaç halini almıştır.

   23 Şubat 2015 tarihinde (1 hafta öncesinde ve sonrasında da tekraren) bize telefon açan SP Elazığ İl Başkanı değerli kardeşim İbrahim Hacıbekiroğlu Bey:

   “Teşkilat mensuplarımızın büyük çoğunlukla bizi 1. Sıra Milletvekili adayı yazdıklarını, fikren ve fiilen zaten birlikte olsak da, artık resmen de hizmete katılmamızı ve aramızdaki soğukluğun kaldırılmasını arzuladıklarını ve bu konuyu Oğuzhan Asiltürk’e de (telefonda) açtıklarını ve olumlu karşıladıklarını, bu nedenle Ankara’ya gidip bir kahvesini içmemizin çok iyi olacağını” belirtip kanaat ve kararımızı sormuşlardı. (Not: Bu görüşmeler ve karşılıklı söyleşiler her ikimizin cep telefonlarında kayıtlıdır.)

   Biz kendilerinin bu samimi arzularına ve duyarlılıklarına teşekkür ettikten sonra, haklı ve hayırlı davamıza resmen ve sorumluluk yüklenerek hizmet etmeyi bir şans ve şeref sayacağımızı belirtip şunları hatırlatmıştık;

   “Merak ediyorum, bizim Genel Başkanımız Mustafa Kamalak Bey olduğu halde, neden bu konuları Onunla değil de, Onun altındaki istişare heyeti başkanıyla konuşmaktasınız? Sn. Kamalak, -haşa- sadece bir vitrin mankeni ve Oğuzhan Asiltürk’ün kuklası ise, bu toplumun partimize itibar ve itimat etmesini beklemekte ne kadar haklıyız? Allah’ın izni ve inayetiyle partimiz iktidar olacaksa, yetkili Başbakan Mustafa Kamalak mı, Oğuzhan Asiltürk mü olacaktır. Yani halkımız hangisine oy atacaktır? Oğuzhan Asiltürk bu denli mutemet ve mübarek bir insan ise, niye Aziz Hocamız kendisinden sonra Genel Başkanlığa onu değil de, Sn. Mustafa Kamalak Beyi işaret ve tensip buyurmuşlardır? Biz evrensel proje ve prensiplere sahip bir siyasi cihat teşkilatı mıyız, yoksa Oğuzhan Asiltürk Tarikatı mıyız?” dedikten sonra kendilerine şu maruzatımızı aktarmıştık:

   “Türkiye’nin en sıkıntılı ve partimizin en zayıf ilinde 1. değil, en son sıradan aday olmaya hazırım. Hiç aday yapılmadan da istediğiniz bölgede bütün gücümle çalışmaya varım ve bunu kutlu bir görev sayarım. 40 yıldır şahsıma yönelik bütün haksız suçlama ve dışlamaları da asla hesaba katmayacağım. Ancak masonik ve münafık çevrelerce:

   “Bosna’ya yardım paralarını iç etti” “Partiye verilen devlet yardımını zimmetine geçirdi” şeklindeki haksız ve dayanaksız iddialara muhatap ve mahkûm olan Aziz Erbakan Hocamız’a yönelik: “Davaya hizmet için toplanan paraları -güya- el konulmasın ve zayi olmasın diye mala çevirip kendi üzerine tapuladı ve bunları çocuklarına miras bıraktı; Onlar da beytül malın üzerine yattı!” şeklindeki alakasız ve ahlaksız bir iftirayı hiç kimse yapmamış ve zalim çevrelerin ağzına sakız atmamıştır.

   Elbette bu iddia ve iftirada, asıl suçlanmak ve sorumlu tutulmak istenen çocukları değil, bizzat Erbakan olduğunu anlamamak için, ya AHMAK veya ALÇAK olmak lazımdır! Çünkü defalarca ve İslami kaynaklarıyla yazdığımız gibi “Beytülmalı, cihat paralarını, hatta ganimet paylarını, her ne sebep ve bahaneyle olursa olsun; kendi şahsi mülküne-zimmetine geçiren, vefatı ve tutuklanması halinde bunların hizmete iadesi için şahitli vasiyet belgesi ve durum bildirgesi düzenlemeyen yetkili kişiler, en büyük vebal altındadır ve açık hadislerle Hz. Peygamber Efendimizin lanetine uğramıştır!?”

   Aziz Hocamız bu tür bayağılıklardan elbette uzak ve müstesna bir zattır. Öyle ise, ilk yapılması gereken ve bizim de kesin beklentimiz; Aziz Hocamızın ruhaniyetini töhmet altında tutan bu asılsız ve asaletsiz ithamların yalan ve yanlış olduğunun, Milli Gazetemizde ve TV5’te acilen yayınlanmasıdır.

   “Yahu, şimdi bunların sırası mıdır, birlik dirlik zamanıdır!” gibi sözler, maalesef “hakarete mazeret kılıfı uydurmak” ve sorumluluktan kaçmaktır. Hocamız gibi Zat’a, hatta herhangi bir insana, böylesine iftiraları dışarıdakiler atarsa günah, içerdekiler atarsa mübah mıdır? Başkalarının haksız ve ahlaksız iddialarına karşı susmak “dilsiz şeytanlık” da, kendisini YİK Başkanı sayanların alakasız ve dayanaksız isnatlarına karşı el bağlayıp pusmak kahramanlık mıdır? Ya da, Erbakan’a asılsız isnatlarda bulunup töhmet altında tutmak bir hak da, Oğuzhan’ın bu iddiasına karşı çıkmak yasak mıdır? Bu nasıl bir vicdan, bu nasıl bir iz’an, bu nasıl bir İslam ve insanlık anlayışıdır? Yoksa bütün bunlar, Erbakan’a duyulan gizli kin ve intikam duygusunun dışa vurulması mıdır?

   Ancak 28 Şubat’ta yapılacak İl Başkanları toplantısına katılacağını, orada bu yapıcı ve yaraları sarıcı temennilerimizi gündeme taşıyacağını ve bizi neticeden haberdar kılacağını söyleyen İbrahim Bey her nedense o tarihten günler geçmesine rağmen maalesef bir daha dönüp bizi aramamışlardı. Artık akıl ve vicdan sahibi olan kardeşlerimizin, kimlerin hangi niyet ve mahiyet sahibi olduklarını ve herkesin gerçek ayarını ve amacını anlamaması için hiçbir bahanesi kalmamıştı. Bu uyarılılarımızın ne anlam taşıdığı ise, çok yakında gayet net olarak ortaya çıkacaktı!

   Anlaşılan Sn. İl Başkanımıza bu samimi ve gerekli hatırlatmayı yapma fırsatı ya hiç tanınmayıp lafı ağzına tıkılmış ve caydırılmış veya bu haklı, barışçıl ve yatıştırıcı açıklamayı yapmayı, gurur ve kibir ehli iftiracılar şanlarına yakıştıramamışlardı.(!) İşte bu kafaların yönettiği bir organizede resmen aday olmak onların Erbakan iftiralarına meşruiyet kazandırmak ve yalanlarını doğrulamak anlamı taşıyacağından, buna iz’anımız ve imanımız asla razı olamazdı. Biz kutlu davamıza yine serbest ve samimi olarak hizmete devam etme kararı aldık.

   Allah aşkına, bu konulardaki uyarı ve duyarlılıklarımıza karşı; “bunlar doğrudur ve gerçeği yapılmalıdır…” veya “Bunlar yanlıştır, asılsızdır…” diyecek ve bizi ikaz edecek veya destekleyecek bir yiğit dava adamı çıkmayacak mıdır? Asla unutmayalım ve ona göre davranalım ki, şu üç esas imanın lazımı (gereği ve tabii sonuçları)dır: (3 “G” esası)

   1- Ulvi GAYRET ve CEHD: Şehadet getirerek Allah’a (C.C) ve Resulüne (S.A.V) iman eden kimse; artık kesinlikle Allah için sevip, Allah için buğz edecek, Dinin gayretini çekecek, din düşmanlarına karşı cihat edecek, İslam’a aykırı her türlü haksızlık ve ahlaksızlığı, kimden görürse ona müdahale edecektir.

   2- Ulvi GAYE ve GAİLE: Gerçekten iman eden bir Mü’min, Onun nizamını hâkim kılmayı ve sonunda rızasına ulaşıp Rabbine kavuşmayı en kutsal gaye bilecektir. Asıl derdini ve endişesini bunlar teşkil edecek, dünyevi gayeler için dini ve vicdani görevlerini ertelemeyecektir.

   3- Ulvi GAVİL ve GAVİY (sağlam) irade: Sadık Mü’min, Allah’a ve Hak davasına verdiği biat ve itaat sözünden asla vazgeçmeyecek, ancak en yetkili ve etkili makamda bulunanların bile İslam’a ve insanlığa aykırı söz ve davranışlarına kesinlikle müdahale edecek, riyakârlık ve yalakalık göstermeyecek, kınanmak ve dışlanmak endişesiyle “neme lazım” demeyecektir.

   Ve asla hatırımızdan çıkarmayalım ki: Etkinliği, yetkinliği ve etiketi ne olursa olsun, biz Hak’ta ve Hayırda sağlam durdukça, Allah bizi herkesin elinden kurtaracak; ama yalancılık ve yalakalık yapar ve haksızlıklar karşısında susup pusarsak, hiç kimse bizi Allah’ın elinden alamayacaktır!

   Arkadaşlarımıza bunun yapılması ve aday olmamız halinde, Türkiye’deki bütün adayların katıldığı bir mecliste, kısaca şu konuşmayı yapacağımızı da vurgulamıştık:

   “Böylesine onurlu ve huzurlu bir topluluğa nutuk atmak haddimi aşmaktadır. Zor zamanların ve dar ortamların sağlam adamları olduklarını, bu şartlarda bile hizmet aşkıyla aday olarak ispatlamış olan bu seçkin ve samimi topluluk, elbette sorumluluklarının farkında ve şuurundadır. Yüksek müsamahanıza ve sabrınıza sığınarak, inşallah ilk ve son olarak; teşkilat mensuplarımızın kafalarını kurcalayan ve çalışma azmini kıran bir hususun kökünden çözüme kavuşturulması ve herkesin rahatlaması için ve sadece Allah rızası için çok kısaca bir maruzatımı, genel kanaatlere ve endişelere tercüman olarak dinleme lütfunda bulunacağınızı umuyorum.

   Hak davalar, onun rehberi ve şahsı manevisi olan zatlarla anılır ve sahip çıkılır. “Her kavmin (her dönemin) bir hadisi (hidayet rehberi, Hakka ve hayra hizmet lideri) vardır” (Rad: 7) ayetinin sırrıyla Milli Görüş davamızın Lideri ve şahsı manevisi de Aziz Hocamızdır. Bu bir Sünnetullahtır ve şeytanın değişmez bir tuzağıdır ki, insanları hayırlı davalarından soğutmak ve caydırmak için önce, onun şahsi manevisi olan Zat’a yönelik yoğun karalama kampanyaları başlatılır. Hocamıza yönelik “Bosna yardım paralarını zimmetine geçirdi” “Devletin partiye verdiği bütçe desteğini şahsi harcamalarına nakletti” gibi, elbette asılsız ithamlar, kasıtlı ve marazlı çevrelerce ağızlarına sakız yapılırken, bir de parti yetkililerince sarf edilen; “Davaya hizmet için toplanan paraları, zayi olmasın ve el konulmasın diye Hoca mala çevirip üzerine tapuladı ve bunu miras alan çocukları da Beytülmalın üzerine yattı” şeklindeki bazı iddiaları kendilerine dayanak yaparak, Erbakan üzerinden Milli Görüş’ü güvenilmez gösterme gayretleri hızlandırılmıştır.

   Şimdi parti yetkililerince, bu tür itham ve iddiaların yanlışlığını, ve çarpıtıldığını Milli Gazete ve TV5’te açıklamaları; bu seçimde rahat ve huzurlu çalışmamız, içimize sokulmaya çalışılan fesatlıkları aşmamız açısından oldukça lüzumlu ve yararlıdır. Eğer böyle bir şey varsa, Hoca 40 gün hastanede vuslatını beklerken, neden bunu düzeltme ve fitneleri önleme tedbiri almamıştır? Ve yine bu itham ve iftiralar doğruysa, haberi olan yetkililer neden bir sefer olsun sağlığında Aziz Hocamızı uyarmamış da, vefatından sonra ve kendini savunamaz konumda iken gündeme taşımışlardır? Yok eğer sağlığında Hoca uyarılmış ve kulak asmamışsa, neden bu durumu o gün gizli tutanlar, şimdi açığa vurmuşlardır? Bunlar nasıl bir Mü’minlik ve mertlik sayılacak, hatta bu tutarsız tavırların sahibi üstelik mürşit konumuna taşınacaktır?

   Doktora yapmak için gittiği Almanya’da, Rusya soğuklarında donan ve çalıştırma çaresi bulunmayan meşhur LEOPAR tanklarının ateşleme sistemini yeniden icat ederek; hem mazot, hem benzin, hem gazyağı ile çalışabilecek bir keşif geliştirince, bunun patentini satın almak üzere kendisine Alman yetkililer tarafından bir servet değerinde para teklifi yapıldığında:

   “Hayır bunu size para karşılığı satmayacağım, sadece bu projemi daha da geliştirip size hediye olarak bırakacağım… Ancak bunun için özel patent merkezinizi bana açmanız ricasında bulunacağım” diyerek Alman’ların bilimsel şifreli kozmik odası sayılan ve ancak özel devlet kararıyla bazı ilim adamlarına açılan çok gizli arşivler üzerinde 1 yıl çalışma yapan ve hepsini hafızasına yazan bir yüksek dehaya ve örnek dava adamına böyle bir menfaat fırsatçısı yaftası yapıştıranlar ne kadar vicdansızdır!

   Şimdi birileri kalkıp “Efendim, teşkilat içi sorunlar, kendi aramızda ve kapalı ortamlarda konuşulup tartışılmalıdır. Bunların alenen yazılması yanlıştır!” bahanesine de sığınmamalıdır. Çünkü Hocamıza dönük asılsız isnat ve iftiralar gizli ve özel sohbetlerde değil, bütün kamuoyu huzurunda ve TV. ekranları karşısında yapılmıştır. Öyle ise başta İmamı Gazali bütün İslam uleması ve Ahlakiyatçıları “Böyle halkın önünde işlenen iftiraların, yine toplum nezdinde itiraf edilmesi gerektiğini” şart koşmuşlardır. Particilik ve sahte liderlik rolü oynamıyor, İslam’a göre davranıyorsak işte gerçekler bunlardır.

   Sn. Ekrem Şama’nın yaptığı ve Milli Gazetede yayınlayıp “Allah Dostu Erbakan” kitabına da aldığı Sn. Süleyman Arif Emre Bey röportajında;

   “1970 senesinde ve Milli Nizam Partisi sürecinde Erbakan Hoca’nın kendisini çağırıp: “Bugün yanıma Oğuzhan Asiltürk isminde mühendis bir genç geldi. Partide bekçilik ve hizmetçilik dahil her işi yapmaya hazır olduğunu söyledi. Ben kendisini tanımıyorum, lütfen araştırıver ve değerlendir” dediğini, kendisinin de ona il başkanlığı verdiğini, ama beceremediğinden sonra vaz geçtiğini aktarmaktadır. Şimdi aynı kitapta Oğuzhan Asiltürk kendisi: “İTÜ’de 1. Sınıfta iken orada doçent olan Erbakan Hoca’yı 1954 yılında tanıdığı, dava arkadaşlığına başladığı ve o tarihten sonra hiç ayrılmadığı” iddiasında bulunmaktadır. Oysa 1954 ile, Süleyman Arif Bey’in anlattığı 1970 arasında tam 16 yıl bulunmaktadır. Bir iki ay veya yıl olsa, haydi karıştırıldı deme imkanı vardır. Ama Süleyman Arif Bey’in “1970 yılında ilk defa tanıdık” dediği Asiltürk, bu 16 yıllık yanlışı nasıl konuşmaktadır ve böyle palavra ve patavatsızlıklarla bizi aldatıp yanıltan kişilerle nereye varılacaktır? Kaldı ki Erbakan Hoca 1954 yılında (Mayıs 1954’e kadar Almanya’da) Üniversite’de bulunmayıp askerlik yapmaktadır. (Mayıs 1954’te başlayıp, 18 aylık süreci Ekim 1955’te Teğmen olarak tamamlamıştır.)

   Bunun gibi Oğuzhan Asiltürk’ün; Siyasi çalışmaların başlangıcı olan, Bağımsızlar Hareketi ortaya çıktı. O dönemde, Hoca Konya’dan, diğer arkadaşlar çeşitli illerden aday oldu. Sonra Milli Nizam Partisi’nin kuruluşu için harekete geçildi. Kars’ta inşaat mühendisi olarak görev yaparken, Hoca telefonla beni MNP’nin kuruluşuna davet etti. Sonra Hoca MNP’nin genel başkanı, ben ise Ankara il başkanı oldum. Arkasından ilk kongrede de beni GİK’e uygun gördü. Belli bir süre sonra, MNP kapatıldı”[1] iddiaları da Süleyman Arif Emre Beyin anlattıklarından tamamen farklıydı, aykırıydı ve uydurmacaydı! Çünkü Arif Emre Bey “Hoca’nın hiç tanımadığı bir mühendisin gelip kendisinden görev istediğini” aktarmıştı.

   Biz samimi duygularımızı ve sorumluluklarımızı ortaya koymuş bulunmaktayız. Parti içinde ilim ve irfan ehli zevatın ve yine akıl ve vicdan erbabının bu yazdıklarımızdaki yanlışlık ve haksızlıkları delilleriyle ortaya koymaları ve bizi uyarmaları imani ve insani bir vecibedir, farzdır. Aksine, bunlar doğru olduğu halde uyulmuyor ve gereği yapılmıyorsa artık vebal onların sırtındadır. “Zaten onlar da buna layık ve ehil idiler” (Fetih Suresi: 26. Ayet son kısmı) hükmü ve hikmeti gereği, Cenabı Hak hem hidayeti, hem de inayeti ve zaferi, layık ve sadık kullarına nasip edeceğinden, önünde sonunda hainlerin de içini dışa dökeceğinden asla şüphe duyulmamalıdır.

   “Kim Allah’a (Onun Kur’an’ına ve Resulünün buyruklarına) davet edene icabet etmezse, artık o yeryüzünde (Allah’ı-haşa) aciz bırakacak(ve kaderin hükmünü değiştirip bozacak) değildir” (Ahkaf: 32)

   “Böylece helak olacak kişi, açık bir delil ve beyyineden (sonra, bilerek ve hiçbir bahane göstermeyerek) helak olsun; (manen ve vicdanen) diri kalacak (ebedi huzur ve hayat bulacak) kişi de apaçık delilden-belgeden (ve her şeyi bilerek ve sorumluluğunu yerine getirerek) dirilik kazanıp (mutluluğa kavuşsun diye bu ayetler gelmekte ve insanlar ikaz edilmektedir) (Enfal :42 son kısım)

   Her şeye rağmen, bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de Allah rızası ve sorumluluk duygusuyla Milli Görüş davası daha iyi anlaşılsın ve Saadet Partimiz bir oy daha fazla alsın diye Milli Çözüm Dergisi Ekibi olarak bütün gücümüzle çalışacağımızdan hiç kimse şüphe duymamalıdır. Kesinlikle biliyor ve bekliyoruz ki, elbette sonunda sadıklar kazanacak, sahtekarlar elenecek ve rüsvay olacaktır.

   Çünkü “farz-ı ayın” olan bir ibadeti, yani herkesin bizzat yapması gereken bir hizmeti yerine getirmek için resmi bir görev ve yetki de şart değildir. Örneğin dini hizmetleri organize etmek üzere kurulan Diyanet işleri teşkilatında, ya yetersiz ve gereksiz görülerek veya başka bir sebeple müftü, vaiz, imam gibi resmi görevler verilmeyen bir mümin, bunları bahane ederek camiye gitmekten ve Müslümanları namaza teşvikten geri durması asla caiz değildir. Bunun gibi ya zararlı görülerek veya kasıtlı engellenerek siyaset yoluyla halka ve hayra hizmet partisinde resmen görev verilmeyen kimselerin, bu bahane ile Milli ve manevi mesuliyetlerini terk etmesi Hakkın hakimiyeti için gayret göstermemesi büyük bir vebaldir. Yanlışlık ve haksızlık yapanlar ise hesabını Allah’a kendileri verecektir.

   Bizim duamız: “Biz Allah’a tevekkül ettik, Rabbimiz bizi zalim kesimlerin fitne aleti kılma! Ve bizi kafirler topluluğunun (hile ve hakaretinden) rahmetinle kurtar!”(Yunus:85-86) ayetleridir.

   Ey Allah’ın bize lütfettiği ilim, hikmet ve istikamet makamımız ve Kur’an ayetleriyle uyarılarımız kendilerine ağır gelenler (kıskançlık-düşmanlık gösterenler!) Biz Yüce Allah’a tevekkül edip bu Hak yola girmişiz. Bütün şeriklerinizi (dış güçlerinizi ve işbirlikçilerinizi) toplayıp üzerimize hücum etseniz bile, bizi Hak davamızdan çevirmeye gücünüz yetmeyecektir! (Bak: Yunus:71 ayetinin meali ve tefsiri)

   Bütün dava arkadaşlarıma ve dostlarıma selam ve saygılarımla.

 

Ahmet AKGÜL

 



[1] 16.12.2012 – Milli Gazete / Anadolu Gençlik Dergisi Aralık sayısı (ENES YASİR-MİLLİ GAZETE)

 

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

AHMET AKGÜL KİMDİR?

 

Araştırmacı-Yazar, Düşünür ve Siyaset Bilimci olarak tanınan Ahmet Akgül, Milli Görüş çizgisinde önemli bir fikir adamıdır. Olaylara insan eksenli ve İslam endeksli yaklaşmaktadır.

2004 Ocak ayında, arkadaşlarıyla birlikte İstanbul’da aylık olarak yayınlanan “Milli Çözüm” Dergisini çıkarmaya başlamıştır.

Uzun süreli, ciddi ve çileli bir mücadele dönemi yaşamış ve bu duyarlı, tutarlı ve kararlı tavrını hiç bırakmamıştır. Bu yüzden pek çok sıkıntı ve saldırılara uğramış, defalarca mahkeme açılıp tutuklanmış ve hapis yatmıştır.

İnancımız ve ihtiyacımız olan evrensel hukuk kurallarının; bütün insanlığın ortak değeri ve hayat düzeni haline getirilmesi, “Demokrasi, Laiklik ve özgürlükler” gibi çağdaş kurum ve kavramların; ilmi ve insani temellere göre yeniden şekillenmesi… Ve Türkiye’nin yeni bir barış ve bereket medeniyetine öncülük etmesi konularında yoğunlaşmıştır.

Üstadımızın, başta “İnsanın Yozlaşması”, ardından “Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya” ve yine “Barış ve Bereket Nizamı “İslam Davası” ve YozlaştırılanCihad Kavramı” gibi birçok kitapları İngilizceye çevrilip merkezi Londra’daki Cagaloglu Yayıncılık organizesiyle; Amazon ve Bornes&Noble (bn.com) gibi dünya genelinde dağıtım yapan yüzlerce online sitesinde ve dijital (e-kitap) sayesinde 120 kadar ülkede yayınlanıp okunmaktadır. Ayrıca Üstadımızın “Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı” başlıklı Meal-i Kerim yorumları İngilizce ve Rusça tercümeleri ile “Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya” kitaplarının Rusça, Arapça, Çince, Japonca ve İspanyolca tercümeleri tamamlanıp basılmış olup; Almanca, Fransızca, Kırgızca ve Farsça tercümelerinde de sona yaklaşılmıştır.

Milli siyaset ve sorumluluk düşüncesini farklı bir boyutta ele alan ve yorumlayan Hocamız; yaklaşık 40 yıldır Türkiye’mizin her yerinde, Avrupa’da ve İslam ülkelerinde, önemli seminer ve konferanslara katılmaktadır.

Mili Görüş’e çöreklenmiş bazı şaibeli kişilerin gizli niyet ve tertiplerini haber vermesi, uzun vadeli hedefler ve stratejik tavizler sonucu Parti’ye girdiklerini sezmesi ve söylemesi nedeniyle, Ahmet Akgül’ün teşkilatlarda ve Milli Görüşçü kuruluşlarda hizmet vermesi engellenmeye çalışılmış; Erbakan Hoca ise, kendisinin daha bağımsız davranabilmesi ve nifak çarkı içinde körletilip kirletilmemesi için bu girişimlere karşı çıkmamış, ama kendisini uzaktan destekleyip yönlendirmekten de geri durmamıştır. Erbakan’ın “Adil Düzen” projeleri, AKP’nin siyasi hileleri ve karanlık ilişkileri, Fetullahçı Cemaatin gizli mahiyeti konularında sayılı uzmanlardandır.

1949 Elazığ doğumlu olan, çeşitli konularda yayınlanmış ve hazırlanmış 105 (yüz beş) eseri bulunan yazarımız, evli ve beş çocuk babasıdır.

 

Hocamız’ın Başlıca Kitapları:

● Yüce Kur’an’ın Manası ve Mesajı (Türkçe Meal-i Kerim. Abdullah Akgül Yayına Hazırladı.) (İngilizce ve Rusçaya çevrildi.)

Milli Sorunlarımız ve Sorumluluklarımız (2 Cilt)

Dünyanın Değişimi ve Erbakan Devrimi

Refah-Yol’la Rantiyenin Savaşı

Cemaatin Cılkı, Erdoğan’ın Çarkı, Erbakan’ın Farkı

Türkiye Kuşatılırken, Kuklaların Kapışması

Adil Düzen ve Yeni Bir Dünya (İngilizce, Rusça, Çince, Japonca, Arapça ve İspanyolcaya çevrildi.)

Bizim Atatürk

Küresel Fesatçılık ve Fetullahçılık

Dış Politika Yazıları (I) BOP’un Temel Taşları (1988-1998)

Dış Politika Yazıları (II) Tarihin En Talihsiz Yılları (2002-2015) 

Siyaset ve Strateji Bilgeliği

Osmanlı Sistemi ve Abdülhamit Siyaseti

İslam Davası ve Cihad Kavramı (İngilizceye çevrildi.)

● “İnsan”ın Yozlaşması (İngilizce ve Rusçaya çevrildi.)

Ah-u Figan’ım (Şiir)

Başörtüsü İnkârı ve İstismarı

İslamcı Münafıklar

Milli Şuur ve Ordu

20 Yıl Öncesinden; AKP Gerçeği ve Akıbeti

Bilge(!) Erdoğan’dan, İlkeli(!) Numan’a AKP Tezgâhı

Cezaevinde Yazdıklarım

Siyonizm-Deccalizm Ortaklığı

Devrim Simsarları ve Din İstismarcıları

Dilin Düğümü Çözüldü (Şiir)

Din Dengedir İslam İlericiliktir

Din – Devlet ve Demokrasi

Ergenekon Senaryosu “At Değiştirme” Operasyonu muydu?

(Kadiri - Haydari Tarikatı) Gönül Seması ve Tasavvuf Kapısı

Medeniyet Mücadelesi ve Mehdiyet Müjdesi

● Teşkilatçılık (İletişim ve İşbirliği Sanatı) Mesaj ve Metod

Milli Görüş’ün Marazlıları

● Hak Davanın Hokkabazları

ABD’li Siyonistlerin, AKP’li Piyonistleri

İsrail’in Şımarması ve Armageddon Savaşı

BDP’nin Özerklik Kalkışması

Bir Devrim Yaşanıyordu!

Dünya Dönüşüme Hazırlanıyordu

Hidayet Kıvılcımı ve Hikmet Kılıcı (Şiir)

Katı Ulusalcıların ve Ilımlı İslamcıların Din ve Devlet Tahribatı

Osmanlı’dan Cumhuriyete Kripto Yahudiler ve Pakraduniler

Yüz Kur'ani Kavram ve Yorumları

Konularına Göre: Kur’an-ı Kerim Fihristi

Siyaset Şehveti ve AKP’nin Şerbeti (Yayına Hazırlayan: Ufuk Efe)

AKP’nin Akreplikleri (Yayına Hazırlayan: Ufuk Efe)

Terör-Masonluk ve Mafia Medeniyeti

Cumhuriyet Türkiye’sinde Nifak Hareketleri

Ruhlar-Sırlar ve Uzaydaki Yaratıklar

Sabah Yakın Değil miydi?

Tarikatların Hizmet Sahası ve Islahı

Tuz Kokarsa…

Gaflet miydi, Hıyanet miydi?

Tahribat Ortakları: AKP’nin Arkası, MHP’nin Markası

Türkiye Tarihi Dönemeçteydi!

Yakın Tarihimizde Yüceler ve Cüceler (2 Cilt)

Zafer Muştuları ve Fetih Hazırlıkları

Erbakan’dan İntikam Alanlar

Suriye’de Yaklaşan Hilal-Haç Kapışması

Başkanlık Diktatoryası

15 Temmuz Hıyanetinin Gizemi: Bir Darbe Analizi ve Sistem Krizi

Pazarlık Partisi ve Palavra İktidarı

Kemalizm-Tayyibizm Uyarlaması

Başka Çare Kalmamıştı

İslam’dan Uzaklaştıkça, İnsanlıktan Çıkılması

Dert Söyletir Aşk İnletir (Şiir)

● Hainleri Haşlama, Zalimleri Taşlama (Şiir)

● İstanbul Sözleşmesi ve Ailenin Çözülmesi

Türkiye'nin Erdoğan'la Sınavı ve Ukrayna Savaşı

● Hamas, Şeytanı Şaşırtmış ve Dünyayı Uyandırmıştı

 

Üstadımızın hazırladığı; İlköğretimden, Üniversiteye kadar öğrencilerimize inanç ve ahlâk esaslarını ve Milli-İnsani sorumluluklarını öğretecek Ders Kitapları:

● İlkokul 4-5: Çocuklar Sizin İçin Yaratılış Harikaları ve Din Ahlâkı

● Ortaokul-1: İslam; Doğal Hayat ve Güzel Ahlâktır

● Ortaokul-2: Allah'a İman ve Ahlâk Kuralları

● Ortaokul-3: Bilimin Işığında Allah’ın Varlık Kanıtları ve İslam Ahlâkı

● Lise-1: Yaratılışın Bilimsel Kanıtları

● Lise-2: İslam'ın Aydınlığı ve İmtihanın Şartları

● Lise-3: Müslüman; Güzel Ahlâk ve Sorumluluk Taşıyandır

● Lise-4: "Gençliğin Ahlâki Sorunlarına Milli Çözüm Programı"

● Üniversite-1: Yaratılış Sırları ve İslam’ın Esasları

● Üniversite-2: Allah'ın Varlığı ve İmtihanın Sırrı

● Üniversite-3: Olgun Müslümanın Hayatı ve İslam’ın Amacı

 

Üstadımızın Kitaplarından Derlenen Yeni Kitaplar:

Ahmet Akgül’e Göre; Laiklik, Demokrasi ve Cumhuriyet Kavramları

(Hazırlayan: Nevzat Gündüz)

Üstat Ahmet Akgül’ün; Milliyetçilik Anlayışı

(Hazırlayan: Orhan Atay)

Ahmet Akgül’ün; Alevilik, Bektaşilik ve Şiilik Yaklaşımı

(Hazırlayan: Veysel Uzun)

Üstat Ahmet Akgül’e Göre; Kemalizm’le Atatürkçülük Farkı

(Hazırlayan: Ufuk Efe)

Ahmet Akgül’e Göre; Ülke Sorunları ve Çözüm Yolları

(Hazırlayan: Okan Ekinci)

Ahmet Akgül’e Göre; Genel Ahlâk Esasları ve Temel İnsan Haklarına Saygı

(Hazırlayan: Fatma Betül Erişkin)

Üstat Ahmet Akgül’ün; Siyonizm Saptamaları

(Hazırlayan: Ali Çağıl)

Ahmet Akgül’e Göre; Yaratılış Sırları ve İman Unsurları

(Hazırlayan: Halil Yaman)

Ahmet Akgül’e Göre; Din İstismarcıları ve Devrim Simsarları

(Hazırlayan: Akın Cengiz)

Üstat Ahmet Akgül’e Göre; Tarikat Yozlaşması ve Tasavvuf İhtiyacı

(Hazırlayan: Abdussamet Çağıl)

Üstat Ahmet Akgül’ün; Adil Medeniyet Programları

(Hazırlayan: Osman Nuri Çelik)

Ahmet Akgül’ün; Tarih Yorumları – 2 Cilt

(Hazırlayan: Kâzım Gülfidan-Halil Altuntaş)

Üstat Ahmet Akgül’ün; İlginç Anıları ve Rüyaları

(Hazırlayan: Ramazan Yücel)

Ahmet Akgül’ün; İçtihad Perspektifi ve Orijinal Projeleri

(Hazırlayan: Abdullah Akgül)

Ahmet Akgül’ün; Hikmet Uyarıları ve Veciz Uyarlamaları

(Hazırlayan: Neslihan Bayraktar)

Üstat Ahmet Akgül Hocamızın; Tenkit (ve Tebrik) Yazıları – 2 Cilt

(Hazırlayan: Mus’ab Eryıldız-İsmail Erkut)

Ahmet Akgül’den; Siyaset ve Strateji Kuralları

(Hazırlayan: Necati Akgül-Ali Mert)

Ahmet Akgül’e Göre; Yönetme ve Liderlik Sanatı

(Hazırlayan: Yakup Gözübüyük)

Ahmet Akgül’ün Saptamalarıyla; Erbakan ve İnsanlık Davası

(Hazırlayan: Ahmet Cömert)

Ahmet Akgül’e Göre; Erdoğan ve Takımının Ayarı ve Tahribatları – 3 Cilt

(Hazırlayan: Nail Kızılkan-Sezai Kurt-Mehmet Sıtmapınar)

Ahmet Akgül’e Göre; Fetullah Gülen’in Perde Arkası

(Hazırlayan: Mehmet Akif Avcı)

Ahmet Akgül’ün Gözüyle; Farklı Kesimlerden İnsan Manzaraları – 2 Cilt

(Hazırlayan: Osman Eraydın)

Ahmet Akgül Üstadımızdan; Erbakan Hoca’ya Yönelik İthamlara Yanıtlar

(Hazırlayan: Necmettin Musa Bişkin)

Ahmet Akgül'den Kahramanlık Şiirleri (Hazırlayan: İsmet Sezgin)

Ahmet Akgül’den; Seçme Şiirler (Hazırlayan: Ömer Çağıl)

Ahmet Akgül'den Şiirler Harmanı (Hazırlayan: Orhan Yılan)

Ahmet Akgül'den Edep-İstikamet-Hikmet ve Hakikati Öğreten Şiirler

(Hazırlayan: Yalçın Gözübüyük-Erdem Kaya)

 

Hocamızın Önsözünü Yazdığı Milli Çözüm Yayınları:

Üstad Ahmet Akgül’ün Özgeçmişi ve Öğretileri

(Yakup Gözübüyük)

● Haykırış (Şiir - Ali Çağıl)

AKP Yönetimi ve Tahribat Yöntemi Sistem Tahlili ve Siyaset Tenkidi

(Nevzat Gündüz)

● Sözün Çözüme Dönüşmesi (Siyasi Fıkralar - Osman Eraydın)

● Ayar Aynası ve Nokta Atışı (Sosyal ve Siyasi Fıkralar - Erdoğan Bişkin)

Milli Çözüm Ekibinden: İlginç Rüyalar ve Manevi Uyarılar – 2 Cilt

(Hazırlayanlar: Fatma Betül Erişkin – Nail Kızılkan – Neslihan Bayraktar)

 

 

INTRODUCTION OF USTADH AHMET AKGÜL

 

Before the ADİL DÜZEN (JUST ORDER) conference at the Kyrgyzstan Arabayev University, which we were attended, an academician had introduced Ustadh Ahmet Akgül in the following way:

Ahmet Akgül is an outstanding scholar and thinker in Türkiye who amalgamate ideas of; Islamic principles and human needs, Atatürk's thoughts on change, Positive Nationalism, and social balance. He has written around 100 books, some in three volumes, all original and unique works. Ten of these books have been translated into English, Russian, Japanese, Persian, French and Arabic. He is considered the most distinguished disciple and follower of Türkiye's legendary Prime Minister Prof. Dr. Necmettin Erbakan. For about 40 years, he has participated in scientific conferences throughout Türkiye, Europe, and the Islamic world. He is a man of wisdom and a visionary who has sensed and explained significant developments in Türkiye, the region, and the world decades in advance, facing many difficulties and attacks, yet always proving to be right in the end. He is the editor in chief of the MİLLİ ÇÖZÜM MAGAZINE (A strategic magazine published in Türkiye) which closely followed by Türkiye's military and civilian senior bureaucrats, university professors, prominent writers and commentators, and state officials. Our Ustadh advocates for original ADİL DÜZEN (Just Order) programs based on reason, science, history, conscience, and the Quran, incorporating the beneficial aspects of capitalist, socialist, and liberalist systems while discarding their harmful elements. He is 74 years old and has five children. He leads a modest life, far from luxury and comfort, never accepting royalties for any of his books, magazines, articles or conferences with all expenses covered by about 40 voluntary and dedicated friends of the cause and for the sake of Allah. He maintains that it is forbidden to preach religion and knowledge for money, position, and personal gain, thus owing no favors to any group or power. Besides his nearly 105 books, our Ustadh has also prepared RELIGION and ETHICS textbooks suitable for scientific truths and the essence of Islam without adhering to any sects, for Primary School (grades 4-5), Secondary School (grades 1-2-3), High School (grades 1-2-3-4), and University (grades 1-2-3), topics often overlooked even by political parties and governments.

During our so special conversations, as his sincere students and followers, we asked him: 'How did you prepare these (over 100) books? How did you manage your time?' Our Ustadh Ahmet Akgül answered us in a way that would be an example and encouragement for us:

"1- Except for serious illness and major difficulties, for almost 60 years, I have never put off today's work until tomorrow, and even beyond that, I never attempted to delay the morning's work to the afternoon or the afternoon's to the evening. Because it was necessary not to waste my limited lifetime capital on idle pursuits, which the Quran warns against as 'LAĞVİYAT' (futile activities).

2- I never hesitated to listen to and learn from anyone who had knowledge and experience in a subject, even if they were much younger than me... or just an ordinary and simple person, because the biggest obstacle to learning and acquiring knowledge is pride and arrogance.

3- I have tried to read and understand every piece of writing and book by people, whether local or foreign, left-wing or right-wing, known or unknown to me, loved or disliked by me.

4- From these or from what I heard on TV programs and in conferences, I took notes of the information that I learned and found important, and never hesitated to write and convey them, mentioning their sources.

5- Without getting stuck on the whimsical desires and objections of my closest ones, my fellow companions, my Political Party members, those in active and competent positions... Or considering the account and favor of my personal comfort and interests, I never hid the TRUTHS that my mind and conscience found beneficial and right, nor did I wrap them in various covers to make them difficult to understand.

6- I strived to help all people whom I met on any occasion, whom I had enough closeness to drink a tea or share a traveling on a plane for an hour, to gain and enhance their moral and conscientious awareness and honor, and especially their eternal and spiritual peace. In other words, my aim was not to benefit from their position, resources and compliments, but to be beneficial to them.

7- Perhaps as a fruit and grace of these sincere goals and effortsAnd certainly, as a grace and blessing of Almighty God (Allah), thankfully, it became easy for us to read an average 700-page book in an hour or two, to read quickly, and to produce intended 10-page notes of congratulations and criticism about that book."

 

 

رسالة تعريفية لمعلمنا أحمد أكجول

قبل مؤتمر النظام العادل في جامعة قيرغيزستان أراباييف، والذي حضرناه، قدم أحد المحاضرين أستاذنا أحمد أكجول على النحو التالي: أحمد أكجول موجود في تركيا؛ إنه عالم ومثقف نادر جدًا يجمع بين المبادئ الإسلامية والمتطلبات الإنسانية، وفكر أتاتورك في التغيير والقومية الإيجابية والتوازن الاجتماعي. ألف حوالي 100 كتاب، بعضها في 3 مجلدات، وجميعها أعمال فريدة وأصيلة. 10 من الكتب؛ تمت ترجمته إلى الإنجليزية والروسية واليابانية والفارسية والفرنسية والعربية. البروفيسور الراحل، أحد رؤساء وزراء تركيا الأسطوريين. دكتور. ويعتبر من أكثر الطلاب المميزين وأتباع نجم الدين أربكان.
لقد حضر المؤتمرات العلمية في جميع أنحاء تركيا وأوروبا والجغرافيا الإسلامية منذ ما يقرب من 40 عامًا. إنه رجل حكيم تنبأ وشرح التطورات المهمة في تركيا ومنطقته والعالم قبل عقود، وتعرض للعديد من المشاكل والهجمات لهذا السبب، لكنه كان دائما على حق في النهاية. وهو رئيس تحرير مجلة الحل الوطني، التي يتابعها عن كثب كبار البيروقراطيين العسكريين والمدنيين، وأساتذة الجامعات، والكتاب والمعلقين المهمين، ومسؤولي الدولة في تركيا. ضد الأنظمة الرأسمالية والاشتراكية والليبرالية في العالم؛ فهو يحتوي على الجوانب الجيدة والمفيدة لجميعها، لكنه يترك الجوانب السيئة والضارة؛ سيدنا، الذي أعد ودافع عن برامج النظام العادل الأصلية القائمة على العقل والعلم والتاريخ والضمير والقرآن، يبلغ من العمر 74 عامًا وأب لخمسة أطفال. لا يتقاضى إتاوات أبدًا عن أي من كتبه أو مجلاته أو مقالاته أو مؤتمراته، ويعيش حياة متواضعة بعيدًا عن الترف والراحة، ويغطي نفقات كل ذلك بحوالي 40 من الرفاق المتطوعين والمخلصين في سبيل الله. المعلم الذي يدافع عن "حرمة التبشير بالعلم" وبالتالي لا يدين بالشكر لأي مركز أو حكومة. باستثناء ما يقرب من 105 من أعمال أستاذنا، حتى الأحزاب والحكومات تظل غير مبالية؛ الدين والأخلاق في المرحلة الابتدائية: 4-5، المرحلة المتوسطة: 1-2-3، المرحلة الثانوية: 1-2-3-4 والجامعة: 1-2-3، وفقاً للحقائق العلمية وجوهر الإسلام. ولكن بغض النظر عن أي طائفة، فقد أعد كتب العلم. خلال أحاديثهم المميزة جداً، كتلاميذه ومتابعيه المخلصين: "كيف أعددتم هذه (100) كتاباً يزيد عن مائة، كيف رتبتم وقتكم؟" أجاب أستاذنا أحمد أكجول على أسئلتنا كالتالي، ليكون قدوة وتشجيعًا لنا:



1- منذ ما يقرب من 60 عامًا، باستثناء الأمراض الخطيرة والصعوبات الكبيرة؛ ولم أؤجل عمل اليوم إلى الغد، كما أنني لم أحاول تأجيل عمل الصباح إلى الظهر أو عمل الظهر إلى المساء. لأنه لا ينبغي لي أن أضيع رأس مال حياتي المحدود في مساعي فارغة ومجانية يسميها القرآن الإلغاء ويحرمها

 

2- حتى لو كان شخصًا لديه معرفة وخبرة في موضوع ما، حتى لو كان أصغر منا كثيرًا... حتى لو كان شخصًا عاديًا وبسيطًا، فأنا لا أشعر بالإهانة أبدًا عند الاستماع إليه أو تعلم شيء ما، لأن أكبر عائق أمام التعلم والحصول على العلم هو الكبرياء والكبر

-3ما حصلنا عليه؛ حاولت أن أقرأ وأفهم كتابات وكتب الجميع، محليًا أو أجنبيًا، يساريًا أو يمينيًا، أعرفه أو لا أعرفه، أحبه أو أكرهه.
4- كنت أسجل المعلومات التي تعلمتها وأجد أهميتها منها أو مما سمعته في البرامج والمؤتمرات التليفزيونية، ولم أتردد قط في كتابتها ونقلها بذكر أصحابها
5- من خلال الوقوع في الرغبات والاعتراضات التعسفية من أقرب أقاربي ورفاقي وأعضاء الحزب وذوي المناصب ذات النفوذ والكفاءة... أو من منطلق حرصي على راحتي ومصالحي الشخصية، لم أخفي أبدًا الحقيقة التي قالها لي يجدها العقل والضمير نافعة ومفيدة، ولم أصعب فهمها بتغليفها بأغلفة مختلفة
6- كل الأشخاص الذين التقينا بهم في أي مناسبة وأصبحنا قريبين بما يكفي لتناول كوب من الشاي أو السفر لمدة ساعة على متن الطائرة؛ حاولت مساعدتهم على اكتساب وزيادة وعيهم الأخلاقي والضميري وكرامتهم، وخاصة سلامهم الروحي والعالمي. بمعنى آخر، كنت أهدف إلى أن أكون مفيداً له، وليس أن أستفيد من منصبه وفرصه ومجاملاته.
7- ولعل ذلك يعتبر ثمرة ومعجزة للأهداف والجهود المخلصة... وطبعا بفضل الله تعالى وفضله لا بد من قراءة كتاب ما يقارب 700 صفحة بسرعة في ساعة أو ساعتين. وتهنئة هذا الكتاب وانتقاده عمدا، والحمد لله أن إنتاج ملاحظات من 10 صفحات أصبح أسهل بالنسبة لنا.
أطيب التحيات…
Yorumu Takip Et
Bildir
guest
29 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
BERAT DEMİR

hakikat
işte benim sevdiğim insanlar beni hiç yanıltmadılar.ahmet hocam siz hayatın süzgecinden geçmiş inşaallah bu yolda pişmişsiniz.biz acizin duası sizin gibi insanların fenayı bulması bekada var olmasıdır.ahmet hocam sizin mehdiyetle ilgili çalışmalarınızı biliyorum.o sebepten yorum yazmıştım.tabi biraz farklı taraflara gitti.ama ben asla kırılmadım.kardeş olmak öyle kolay mı.neyse cevabınız beni çok mutlu etti.mevlam sizi iki cihanda aziz etsin.mümkün olursa yazışmak isterim.çünkü mehdi as ın zuhurunun işaretleri bir bir çıkıyor.ellerinizden öperim hocam.

A. Akgül ün mesajı

Berat Demir Kardeşime
[i][b]Ahmet Akgül’ün Mesajı[/b][/i]

[b]Selam ve duadan sonra…[/b]

Önce duyarlı ve saygılı gayretinizden dolayı tebrik ve teşekkür ediyorum. Aslolan ve ölçü alınan, şahıslar değil, İslamdır. Dine hizmet gayesi güdenlere de hüsnü zan etmek esastır. Ancak [i][b]”manevi tamirat görüntüsüyle İslami tahribat yapanları”[/b][/i] uyarmak ve bunları topluma tanıtmak’ta farzdır. Bu gibi kişiler ve hareketlerle ilgili iddialarımızı, gerçekci bilgi ve belgelere dayalı yazdığımız ve bunu halis niyetle yaptığımız halde, eğer yanılıyorsak bir sevap, isabet ediyorsak 2 sevap kazanılır.

Bize de; dine ve davaya zarar verdiğimiz kanaatiyle buğzedenler yine bir sevap kazanır ve hakkımız onlara helaldir.

Duanızı bekliyorum ve AllaH’a emanet ediyorum.

BERAT DEMİR

hakikat
tebliğinize hayran kaldım cevabınız mükemmel olmuş.çemkirmek değil benimki soru sormak.neyse yine diyorum bekleyip görelim.o zamanları görürsek yine yazışırız birbirimize hakaret etmeden.zamanını da yazıverelim.karkısa musul şeysabani süfyan ve melhamede inşaallah.bi de benim hakkımda kendinizce sui zan ediyorsunuz.ahmet hocamı da çok seviyorum.ALLAHA EMANET OLUNUZ.

Zulkarneyn

Camdan cama muhabbete döndü
Berat bey en azından ben 1 tane de olsa bir site takip ediyorum fakat bu cahil anadınızdan da anlaşıllıyor ki siz hiç bir site takip etmiyorsunuz. Önce başınızı kumdan çıkartın derin bir nefes alın ve ondan sonra söyle bir etrafınıza bakın…. Google’ı açıp Fetulah Gülen falan yazın….

Zamanında inanmak istemeyenlere de Hz. Peygamber (SAV) güneşi yarıp göstermişti, sihirbaz dediler, ben size brezilya dizileri gibi gibi 33 sezonluk video göstersem ne olacak montaj diyecen, yandaş diyecen…..

Ayrıca sen çifte standartlık yapıyorsun, ve senin asıl iftira atmak istediğin kişi de ben değilim ve burada hoş göünmeye çalıştığın Ahmet Akgül bey nezdinde MilliÇözüm ekibidir, hem hocam, canım diyecen hem de güya bana seslenerek bana bir delil gösterin diyerekten bu dergiye ile alakalı akılları karıştıracan , eeee madem sen bana soyle senin iddiana göre ortada deill falan yok ise severim, sayarım dediğin Ahmet Akgül bunca kitabı nereden yazdı? Fetullah gülen hareketinin müspet bir hareket olmadığını ve bunların hıyanet içinde olduklarını her yerde haykırdı, bunları senin iddiadana göre hiç bir delil olmadan mı yazdı??

Bak şimdi Berat bey, senin ağzını büzüşünden Ömer diyeceğin belli idi….
Senin derdin gerçeği bulmak, hakkı görmek değil, cambazlık yaparak burada delili ile, onca Fetullah Gülen in de bizzat şahsen mahkemeler açmasına fakat her mahkemenin onun aleyhine ve Milli Çözümün lehine sonuçlanarak, yanlış yazmadıkları mahkemelerce kanıtlanmasına rağmen, inanmak istemeyen, menfaat ve çıkar ilişkisi olan kimseler hala bu yazılanlara inanmamaktadırlar…

Onun için var sen git kumda oyna… Hala bir video ara, ama meraklanma yakında öyle b ir video çıkar ki sen ve senin gibiler bir daha ağzına o kimselerin adını ağzına bile alamaz…

Burayı camdan cama muhabbet edilem mahalle arasında çevirmeye gerek yok..

Var sen git çamdan çemkireceğin bir başkasını bul…

BERAT DEMİR

hakikat
zülkarneyn kardeşim sen tek site takib ediyorsun bence.okurum ve de sormak benim hakkım.o dediklerini kim söylemiş cıa ajanı olduğunu?yine cıa demiş.nerde kovduğu ajanları.siz bana delil sarı çizmeli mehmet ağayı gösteriyorsunuz.nasıl ki erbakan hocam siyonistle iş birliği yapıyor görünüp onları kullandıysa ve de atamız fethullah hocaefendi de aynen öyledir.hataları elbette vardır.insandır sonuçta.bence sizde inanan inanacak ve hidayet bulacaklara karşı hüsnü zan ediniz.isminiz nedir sizin biliyormusunuz.neyi tamsil ediyor güneşin doğup battığı her yere hakkı götüren doğruyu götüren.bir tek video gösterin diyorum ılımlı islam veya dinlerarası diyaloğun islam olmamak adına yahudi vre hristiyanı cennete soktuğuna dair.iddianızı böyle de isbat edebiilirsiniz.siz de onu sevmiyorsunuz diye biz de sevmeyecek değiliz.sonuçta sevmek farz değil.ama gıybeti var zannı var ahireti var bu işin.adam demedim dediği halde siz dedi diyorsunuz.ben de sizden sadece bi video diyorum.ben erbakan hocamı da hocaefendiyi de seviyorum.ikisi de milli devlet adamı.bekleyip görelim.

Zülkarneyn

OKU Yaradan Rabbinin adı ile oku
Arkadaşım siz sorular sormuşsunuz adamlar da size OKU demiş…. Siz başım ağrıyor demişsiniz, adamlar size ağrı kesici vermiş, yut geçer demiş, sen yutmamışsım hala bana derdime derman deyip başını tutup duruyorsun…. Yahu aç oku, onlarca makale, ona yakın kitap var ki Fetullah Gülenin hıyanetinden bahseden, din ile alakalı hıyanetlerinden bahseden, adam gitti Siyonist korumasında çiftliklerde oturuyor….

Erbakan daha ne desin de ikna olacaksın, Fetullah Gülen Erbakan ve Mili Görüş aleyhine o kadar hakaretler etti, şimdi sen diyeceksin duymadım, ne yapalım sen merak edip okumadı isen, araştırmadı isen….
Adamın yurt dışındaki okullarının hepsi CIA karargahı çıktı, bir çok ülke sınırdışı ediyor bu adamları…

hele hele hükümet ile yaşadıkları çıkar çatışması sonucunda ne kadar kirli çamaşırları varsa onlarda ortaya çıktı, adam kuyuruğuna basılınca diyalog hoşgörü demedi nerde ise sin kaflı sövecek pensilvanyadan….

Senin bir şeyi ZAN ettin diye buradaki insanlar senin gönlün olsun diye He diyecek halleri yok….

Aç oku sadece bı siteyi okudan dahi anlarsın gerçeği…

Ama eğer F-tipi ile bir çıkarın yok ise, bu çıkardan kaynaklı bir vicdan sıkışması yaşamıyorsan…..

Adamlar sana bedava kitap bile gönderelim demişler, istedinmi bilmiyorum ama daha ne yapsınlar..

OKU ondan sonra anlamadığını sor gari…

BERAT DEMİR

hakikat
milli görüşçüyüm.erbakan hocamı osmanlıyı atatürkü tüm cemaat tarikat ve hizmet hareketini seviyorum ali haydar babamızın buyurduğu gibi allahıma kul peygamberime sav ümmet olmak kaydıyla herkese hakkımı helal ediyorum demiştir.itibar son nefesedir.siz kalbini yarıb baktınız mı?belki o küçümsediğiniz hristiyan yahudiden mecusiden putperestten nice müminler çıkacak.ya iman bizden alınıp onlara verilirse?neslihan kardeşim aptal da imansız da ve ne olursa olsun tebliğ size de bize de farzdır.bu anlamaz boşver ahmaktır aptaldır demek bize düşmez.bizim vazifemiz son nefese kadar anlatmak.o verdiğiniz videodan yola çıkarak pek çok video izledim.hocaefendinin ne üstadımız said nursi hakkında ne vatan hakkında ne de yahudi hristiyan kendi inancında ölürse cennete girer dediğini duymadım.hep tebliğ de hoşgörülü olmak diyorikardeşlerim diyalog yahudi hristiyanı cennete sokmak mı?diyalog iki veya daha çok kişi arasındaki karşılıklı konuşma demek doğrumudur?neslihan kardeş siz benim bi soruma bile tahammül edemiyerek böyle bi cevabı bana hak görüyorsunuz.peki ben müslümanken bana böyle davranıyorsunuz hiç dinden imandan peygamberden gusülden haberi olmayan bi kafire tebliğiniz nasıl olurdu?allah azze ve celle musa as a firavuna bile güzellikle tebliğ et buyurdu.efendimiz sav e de güzel sözle tebliğ et buyurdu.yine kafirliklerine devam edrlerse harb etmesini buyurdu.siz almanya ve avrupa da binlerce papazın ve ortodoksun ve katoliğin müslüman olduğunu biliyormusunuz?şimdi gizleniyorlar.ama mehdi as çıktığında onun as ın yanıda olacaklar.said nursi hz. leri şualarda amerika ve avrupanın islama gebe olduğunu buyurdu.bir insanı silahla öldürmek mi daha iyi yoksa onu doğru yola ulaştırmak veya gayret etmek mi.itibar son nefese.ALLAH CC I SEVİYORSANIZ YAYINLARSINIZ.

BERAT DEMİR

hakikat
ben yine soruyorum açıkça rte yi ölene kadar deşifre eden hocamız niye isim vermedi diyorum.insanlara iran ile işbirliğini ısrarla belirtti bak cübbeli hoca maalesef iranla düşmanlığı körüklüyor.niye erbakan hocamızı bizden iyi tanıyordu.hoş aptalmıydı kendisi alim.insan bilemez bu işin aptallıkla alakası yok.fitne öyle büyük ki bi anda insan tepetaklak gidebilir. lafın tamamı aptala söylenir demiş kardeşimiz.ben de diyorum ki tekrar da yarar vardır.hocamız demezmiydi siyoniste hizmet etmem diye diye sizi askeri yapar.biz aklımıza mı güveniyoruz bu iş akılla olmaz.mevlaya sığınmakla olur.kimse benim ayağım kaymaz demesin.tüm yazıları okudum mesele o değil ılımlı islam asla yoktur.ama fethullah hocanın nerde ılımlı islam dediğini bir tek delille gösterebilirmisiniz.dinlerarası diyalog ise şu yahudı ve hristiyan veya mecusi veya ateist olan insana islamı anlatmak.allah cc aşkına 200 -300 dolara gidip hiç bilmediğimiz yere dinimizi türkiyeyi anlatmak ancak bu şuur ile olabilir.peki bukadar kafiri sadece savaşla mı müslüman yapacağız.neslihan kardeşim o videolarda hocamızın hizmet hareketine hiç bi eleştirisi yok.dinimize vatanımıza kim hizmet ediyorsa ben duacıyım.sonuçta bu hizmeti edenler benim din kardeşim.itibar son nefese sonuçta kimin nasıl ne itikatla öleceğini mevlam bilir.alimlerin ifşaatlarında abd amik ovasında ruslarla savaşta bizim yanımızda olacaklar mehdi as çıktıktan sonra çoğu müslüman olacak.özellikle almanya ingiltere hollanda islama gebe.isa as ı gördüklerinde çoğu hristiyan da müslüman olacak.ve bir insan kafir olsa bile bizim önce müslüman olduğumuza çok şükredip onların da imanla şereflenmesi için dua etmeliyiz.bizim hiç bi çabamız oldu mu müslüman olmak için .ilk defa islamı anlatacağımız birisine en önce cihat mı namaz mı oruç mu anlatılır yoksa önce allah cc sonra rasulullah sav sonra kitap … vs. elhamdülillah milli görüşçüyüm.atatürkçüyüm vatanımı ordumuzu ve alevi sünni şii arap cemaat tarikat hiç bir ayırım yapmadan inananları seviyorum.hatadan beri olan ALLAH CC tır.size biraz zaman geçtikten sonra müjdeli bi haber vereceğim.bi de şimdi yorumlarınızda bana yükleneceksiniz eyvallah.ama ben hizmet hareketine yine de hüsnü zan edeceğim.bi de ben eğer delil gösterecekseniz birebir fethullah hocanın ağzından duymak istiyorum. mış miş demiş gazete yazmış benim için delil değil.

Neslihan BAYRAKTAR

ARİFE TARİF GEREKİR Mİ ?
En büyük nimet iman nimetidir … iman nimetinden sonra ise akıl nimeti gelir …
Allah (C.C.) adil-i mutlaktır …aklı vermediği kulunu imtihandan muaf tutmuş … akıl verdiğinden ise “akletmez misiniz ?” diye bir çok ayet-i kerime de şiddetle akıl nimetinin hakkını vermesini emretmiştir …
Aklımızı da vahyin ışında kullanmamızı ,olayları ,işleri ,olan biten her şeyde Kur’an ve Sünneti ölçü alıp , akılla da mukayese yapmamızı ; bunu böyle yapar isek hakka ,
ama hevamızı ölçü alır isek batıla sapacağımızı da bize bildirmiştir …

Farz edelim ki ;Erbakan hocamızı tanımıyorduk ve fetullah gülenin ne mal olduğunu anlamamız gerekiyordu ?
ne yapacaktık?

Kaldı ki , Aziz hocam ,sayısız konferanslar vermiş ve ılımlı islam projesini anlatmıştır ….
Sanırım siz dikkatle takip edememişsiniz Berat bey kardeşim…

https://www.youtube.com/watch?v=mv2Fnzg_RlQ

https://www.youtube.com/watch?v=mXqfD_-qTdY

E ılılmlı islam projesinin de kimlere ihale edildiğini de anlamak için illa ki isim mi kullanmak gerekiyor …Belki de Hocam kendisini dinleyenlerin aptal olmadıklarını düşünmüş olabilir …

Çünkü derler ki : ” Lafın tamamı aptala söylenir.” …

yasin

Dur denen yerde olmak!
Milli Çözüm-Ahmet Akgül Hoca yine Kitab’ın -ol- dediği yerde oluyor-duruyor!
Zihinlerin çarpıklaştığı,vicdanların körletildiği bu karmakarışık süreçte olayları müslümanca değerlendirip öylece tavır alma adına hakikaten Milli Çözüm bir klavuzluk görevi görüyor.
Rıza-i Bari’den gayrı hiç bir hesabına şahit olmadığımız bu çizgi; Büyük Lider ve Genel Tanzimci Erbakan Hocamızın tüm alt ve üst yapılarını hazırlayıp finale ulaştırdığı projelerinin neticeye ulaşmasında en şuurlu ,etkin çalışmaları yapıyor-yapacak.
Ne mutlu Sadıklarla beraber -Hakikat Davasına-hizmet edenlere!…

Ufuk EFE

Sn. Berat Demir…
[quote name=”BERAT DEMİR”]ahmet hocam rahmetli erbakan hocamız son nefesine kadar düşmanı bize tarif etti.yani düşmanımızı mübareğimiz sayesinde babamızın oğlunu tanıdığımız gibi tanıyoruz.benim anlamadığım hocamız bu kadar her şeyi deşifre etmişken neden fethullah gülen hakkında hiç bir açıklaması yok.çok güvendiğim bi kaynak erbakan hocam ve hocaefendinin milli devlet adamı olduğunu söyledi .aydınlatırsanız sevinirim.[/quote]

Sn. Berat bey…. Sitenin en çok okunan makalesi olan “Fetullah Gülen Dosyası” bundan tam 12 sene önce yazılmış ve yine dergimiz içinde adı geçen kimse ile alakalı onlarca makale vardır ve yine bundan onlarca sene önce (30 küsür sene önce) Sn. Ahmet Akgül hocamız tarafından yazılmış olan ve 2006 -2007 tarihinde yeni baskısı çıkan kısaca adı ile “Nifak Haretleri” kitabında da Fetullah Gülen ve hareketi ile alakalı uyarıcı ve bilgilendirici yazılar yazılmıştır. En son olarak ise kısa adı “Cemaatin Cılkı…” adı ile çıkarılmış olan kitabı ile yine ağırlıklı olarak Gülen hareketi ile alakalı insanımız uyarılmıştır.

Dilerseniz size bu kitapları adresinize ücretsiz olarak ulaştırabiliriz…

Kaldı ki Fetullah Gülen’in Milli Görüş ve Rahmetli Erbakan hocamızı hedef alan açıklamaları, Ilımlı İslam adı altında dinimize ve vatanımıza yaptıkları tahribatlar ve son zamanlarda İktidar sahipleri ile düştükleri çıkar çatışmasının neticesinde tüm kirli heasp , kitap, düzen ve çamaşırları ortalığa saçılmışken, hala , zorlama bazı gayretler ile bu tür şahıslar hakkında hüsnü zan beslemek şaşılacak bir durumdur….

Nihayetinde Şeriat (Adelet, hukuk sistemi) zahire hükmeder prensibi ile, aynası iştir kişinin lafa bakılmaz, hareketin icraatları ve Ilımlı İslam-Dinler Arası Diyalog adı altındaki faaliyetlerini tarttığımızda Gülen hareketinin kantarın topuzunu çoktan kaçırdığı görülmektedir…

O “çok güvenilir” kaynaklarınıza bir daha sorun, bu hükümlerini hangi Kitaba (Kur’an mı?) ve Gülen’in hangi hizmetlerine göre çıkarmışlardır…

Cemaat’ın Cılkı Erdoğan’ın Çarkı – Erbakan’ın Farkı
http://www.kitapyurdu.com/index.php?route=product/product&filter_name=ahmet%20akg%C3%BCl&product_id=328418

Cumhuriyet Türkiyesinde Nifak Hareketleri
http://www.kitapyurdu.com/kitap/cumhuriyet-turkiyesinde-nifak-hareketleri/92006.html&filter_name=Nifak%20hareketleri

BERAT DEMİR

hakikat
şuna inanıyorum.hz.ibrahim as kabeyi yapınca mevlamız ona ebu kubeys dağına çıkıp kullarıma seslen buyurdu.ibrahim as Allahınm burada bizden başka kimse yok kimi çağırayım dedi.Mevlamız sen çağır ben senin sesini duyururum dedi.yani bizim şu anki en büyük cihadımız tebliğ.zaferi de seferi de muvaffakiyeti de mevlam nasib edecek inşaAllah.asıl cihadımız şimdi başlıyor.ahmet hocam mevlam bize de sizdeki cesaret basiret ve hocamıza davasına sadakatiniz gibi haller nasib etsin.başarı da muvaffakiyet yalnız ALLAH CC ın yardımı iledir vesselam.

BERAT DEMİR

hakikat
ahmet hocam rahmetli erbakan hocamız son nefesine kadar düşmanı bize tarif etti.yani düşmanımızı mübareğimiz sayesinde babamızın oğlunu tanıdığımız gibi tanıyoruz.benim anlamadığım hocamız bu kadar her şeyi deşifre etmişken neden fethullah gülen hakkında hiç bir açıklaması yok.çok güvendiğim bi kaynak erbakan hocam ve hocaefendinin milli devlet adamı olduğunu söyledi .aydınlatırsanız sevinirim.

Zülkarneyn

İslam neyi emretti ise onu…..
[quote name=”BERAT DEMİR”]camide namaz kılıp kilisede mum mu yakcaz.ALLAH CCaşkına biri bize yol göstersin.mehdi as a az kaldı. ne hazırlık yapalım.[/quote]

Mehdi A.S. zaten Kur’an ne diyrosa aynısın söylecek, Hz. Allah C.C’ın Kuranla bildirdiği ve Hz. Peygamberin hayatı ve sünneti ile de göstermesi ile yapılacakları bildirmiş ve din olarak bize İslamı seçtiğini ve dinimi ise Hz. Peygamber ile kemale erdirdiğini söylemiştgir…

Yani Kur’an ve Hz. Peygamber ile, sahabe ve ondan sorna gelen halis,muvahhid müslümanlar her ne yaptı ve yapıyor ise onu yapacaksınız….

Erbakan hocvamızın sözü ile İman edip, Cihad edeceksiniz….

Zira;

Hayat İman ve Cihaddır…

Zülkarneyn

Yazıyı iyie okuyun lütfen….
[quote name=”BERAT DEMİR”]ahmet hocamızın bizi kesinlikle oy konusunda yönlendirmesi gerekiyor.çünkü rahmetli erbakan hocamız bir oyun bile çok önemli olduğunu söylerdi.şimdi biz saadete verirsek oğuzhan heba edecek oyumuzu.yani fitne ateşine katkımız olur mu ALLAH CC korusun.böyle devam edrlerse oy yok onlara.[/quote]

Arkadaşım yukarıdaki yazıda Hocamız zaten yapılması gerekeni söylemiş….

[quote]Her şeye rağmen, bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de Allah rızası ve sorumluluk duygusuyla Milli Görüş davası daha iyi anlaşılsın ve Saadet Partimiz bir oy daha fazla alsın diye Milli Çözüm Dergisi Ekibi olarak bütün gücümüzle çalışacağımızdan hiç kimse şüphe duymamalıdır. [/quote]

BERAT DEMİR

hakikat
camide namaz kılıp kilisede mum mu yakcaz.ALLAH CCaşkına biri bize yol göstersin.mehdi as a az kaldı. ne hazırlık yapalım.

BERAT DEMİR

hakikat
ahmet hocamızın bizi kesinlikle oy konusunda yönlendirmesi gerekiyor.çünkü rahmetli erbakan hocamız bir oyun bile çok önemli olduğunu söylerdi.şimdi biz saadete verirsek oğuzhan heba edecek oyumuzu.yani fitne ateşine katkımız olur mu ALLAH CC korusun.böyle devam edrlerse oy yok onlara.

BERAT DEMİR

hakikat
hocam kime oy vereceğiz

Zülkarneyn

Gün ışıyınca yarasalar kaçışırmış
“Mü’minin ferasetinden sakınınız, (sığınınız), Çünkü o Allah’ın Nuru ile bakar”…

Bir kul Allah’ın Nuru ile baktığıo vakit, kilit üstüne kilit, duvar arkasında duvarların ardında her ne hile, fesat, hurda, nifak düzenlenirse düzenlensin o Mü’mine engel olmaz…. Zira artık onun gözlerinde, ne kulaklarında bir engel vardır… O her şeyi duyar, görür ve bunların içindeki Müslümanların aleyhine dönen her türlü hile ve fesadı çözer ve bunlara karşı en hayırlı karşı hamleyi de yapar, asla savunmada kalmaz zira bilir ki İslam asla savunma diniş değildir, her daim Cihadı emreden bir din nasıl savunmada kalıp da düşmanın, batılın hamlesini bekler ki….

Bu yazı ile birlikte batılın, fitnenin Saadet Partisine ve Milli Görüş davasının içine dal budak salmış uzantıların hileleri daha başlamadan başlarına çalınmıştır…. Lakin kimsenin azğı torba değil ki büzesin, hala bu azgın cehennem bekçisi “Kerberos” ların enikleri havlayarak, efendilerine yaranma peşindedirler… Buna da mecburdurlar zira o düştükleri kuyudan bu güne kadar da çıkana rastlanmamıştır, o Gayya kuyusunda debelenip duracaklardır…

Sözün en güzeli yine kitapların en güzelinden:

“Kim Allah’a (Onun Kur’an’ına ve Resulünün buyruklarına) davet edene icabet etmezse, artık o yeryüzünde (Allah’ı-haşa) aciz bırakacak(ve kaderin hükmünü değiştirip bozacak) değildir” (Ahkaf: 32)

“Böylece helak olacak kişi, açık bir delil ve beyyineden (sonra, bilerek ve hiçbir bahane göstermeyerek) helak olsun; (manen ve vicdanen) diri kalacak (ebedi huzur ve hayat bulacak) kişi de apaçık delilden-belgeden (ve her şeyi bilerek ve sorumluluğunu yerine getirerek) dirilik kazanıp (mutluluğa kavuşsun diye bu ayetler gelmekte ve insanlar ikaz edilmektedir) (Enfal :42 son kısım)

Orhan Atay

Sesiniz gür
İnanarak ve Ahmet Akgül hocamı tanıyarak yazıyorum bu satırları.Erbakan hocam gibi mümtaz iman haya ve vazgeçilmez bir dünya liderini milli görüşçülere ve Saadet partililere anlatmak kadar zor ve bir okadarda ayıp ne olabilirdi.Yazıkki bu gün bir çok il ve ilçe teşkilatlarında yazıkki Ahmet hocamın ısrarla olmadığını anlattığı konular konuşulmakta bir sürü akıldan imandan yoksun bu insanlar bunlara inanmakta.Ne bir belge ne bir delil nede bir mahkeme kararı olmamasına rağmen, vefatından sonra aşağılıkça iftiralar üretilerek bir sürü insan inandırılmakta yazık.Bu iftaraları üretenlerde belli, demedim deyip mahkemede çark edende aynı şahısta belli, dedi kodusu aslından beterdir deyip devam ediyorlar yazıklar olsun lafı azbilesize. İftira domuz eti gibi haramdır amma müslüman degilse devam ne ala yiyorlar yemeye devam etsinler.El yıkanan suyla abdest alınmazmış derler,Milli çözüm ekibi Pınar’ın doğduğu kaynaktan abdest alır namazını öyle kılar. Abdestsiz namaz ‘a duranlarla necis su ile abdest alanlarla işi olmaz. Dava Erbakan Hocam ın ve bütün inanmışların davasıdır, boş küpe bağırıp gürültü çıkaranlar çıkardıkları gürültüden kendileri koyuyorlar.En gür ve anlaşılır ses hakkıyla Ahmet Akgül hocamın sesidir, şahidim Allah ‘ım doğrudur ve haklıdır.Erbakan hocam ‘ın emanetlerine, Ahmet hocamın işaret ettik lerine ömrümüzün sonuna kadar her hayırlı işteki besmele gibi sadık olacağız İnşallah.Nezaman ve nerede? Bir görev verilirse Size hemen yanı başınızda milli çözüm ekibini bulacaksınız Allah’ın izniyle, önemli olan insanlar önce samimi olsunlar.Riyakarlığa siz zaten cevabınızı vermişsiniz çok şükür. Elinize dilinize ömrünüze sağlık ve bereket diliyorum ALLAH ‘tan.Sesiniz gür kaleminiz keskin olsun.

Zafer Bayram

SON HAMLE …MUHTEŞEM FİNAL…
Dışardaki düşman, içeridekinden daha az tehlikeliydi …

Ve asıl şedid düşman içimizdeki gizli dönmeler ve hainlerdi…

Pirincin içindeki beyaz taş misali; içimizdeki hainler ve kahpeler

yıllardır her türlü iftira ve zulmü Ahmet Hocamıza reva gördüler …

Kahpe içerden olunca kapı kilit tutmaz derler …

Ama Cenab-ı Hak Hayrul Mâkirindi…

Tuzak kuranların en hayırlısıydı…

Muhterem Ahmet Hocamız bu yazıyla tüm şeytanileri şaşkına çevirdi …

Altın vuruşunu yaptı …

Ve hepsi açığa düştü …

Finaliniz Muhteşem Oldu Muhterem Ahmet Hocam …

Tüm İnsanlığa Hayırlı Olsun …

Mustafa

Erbakan Hocanın ölümünden sonra
Erbakan Hocanın ölümünden sonra sayın Asiltürk ve ekibi tarafından bu davanın düşürüldüğü durum ortada. Milli Görüşçüler adeta iğdiş ediliyor, tıpkı Numan döneminde yapılmak istendiği gibi. Dirayet, feraset, ihlas, şuurlanma diye birşey bırakmadılar. Tam da akp’liler ve onların arkasındaki küresel güçlerin istediği gibi uslu çocuk rolü oynuyorlar. En basitinden bir TV 5’in düşürüldüğü acıklı durum aslında herşeyi somut bir şekilde ortaya koyuyor. TV 5, ilk kurulduğu dönemlerde, Hocanın sağlığının yerinde olduğu dönemlerde çok etkili, akp’nin maskelerini düşüren, şuurlandırıcı yayınlar yapıyordu. Şimdilerde ise adeta reklam ve pazarlama kanalına dönüştü, neredseyse hiçbir şuurlandırıcı proğramı yok. Günümüzde herşey medya üzerinden algı operasyonlarıyla kotarılıyor, bu nedenle TV 5’in durumu çok çok önemli. Milli Gazete yazarlarının birkaçı hariç hepsi gizliden akp politikalarını macunluyor. SP’nin alt kademelerdeki teşkilat mensuplarının samimiyetleri aslında çok iyi. Ancak tepeden aşağıya birileri bu camiayı pasifize etmeye çalışıyor ve başarıyor da…Bu nedenle bu camianın tekrar Erbakan’ın istediği çizgiye çekilmesi gerekiyor. Mesele kimin lider olacağı değil, nasıl bir lider ve zihniyetin hakim olacağıdır…

emin yüksel

tek kelime ile harika bir aciklama
Ahmet hocamdan rabbim razi olsun tasi gedigine oturtturmus.
Bu yüce dava ancak ve ancak milli görüsü bilerek ve anlayarak sahip cikan insanlarin omuzlarinda hedefe ulaşacak inşallah.
Budava temiz ve samimi insanlara nasib olur .

MİLLİ GÖRÜŞÇÜ

ÇOK HAYIRLI OLDU
ŞU YAZI ÇOK HAYIRLI OLDU. ÇÜNKÜ İNSANLARA O KADAR YANLIŞ YANSITILMIŞTIKİ OLAY SANKİ PARTİ AHMET HOCAYA MİLLETVVEKİLLİĞİ TEKLİF ETMİŞ ODA HEMEN KABUL ETMİŞ HAVASI OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILMIŞTI. AMA BU YAZI İLE HAİNLERİN PLANLARI YİNE BAŞLARINDA PATLADI. GERÇEK ORTAYA ÇIKTI. KAFALARDAKİ SORU İŞARETLERİ TEMİZLENMİŞ OLDU. GERÇEK VE ŞUURLU DAVA ADAMI AHMET AKGÜL BİR KEZ DAHA İHANET ŞEBEKESİNİN PLANLARINI ALT ÜST ETTİ. TÜM DÜNYA BU GERÇEĞİ MUHATABINDAN ÖĞRENMİŞ OLDU. UCUZ KAHRAMANLIK PEŞİNDE KOŞANLARIN İŞİ KARALAMA DEDİKODU FİTNE ÇIKARARAK SAMİMİ DAVA ADAMLARINA ÇAMUR ATMAK VE İNSANLARIN KAFASINDA SORU İŞARETİ BIRAKMAKTIR. BU İŞİ OĞUZHAN, ŞEVKET ONLARIN AHMAK TAKIMI BUGÜNE KADAR YAPMIŞLARDIR. AMA SONUNDA YAPTIKLARI HAİNLİKLER DÖNÜP BAŞLARINDA PATLAMIŞTIR. TIPKI YUKARIDA BELİRTİLEN DURUM GİBİ. BÜYÜK KAHRAMANLAR İSE YAPICIDIR, BİRLEŞTİRİCİDİR, MERHAMETLİDİR, HAKSIZLIKLAR KARŞISINDA CESARETLE VE TAM BİR İMANLA DİK DURURLAR, TEŞKİLAT KONULARINDA TEŞKİLAT ESASLARINA GÖRE HAREKET EDERLER, GERÇEKLERİ KINAYANIN KINAMASINA BAKMADAN, BAŞLARININ GİDECEĞİNİ DAHİ BİLSELER ARKALARINA BAKMADAN İFADE EDER VE YAZARLAR, MAKAM, MEVKİ, DÜNYALIK HEVES UĞRUNA KENDİLERİNE SUNULAN TEKLİFLERİ ELLERİNİN TERSİYLE İTER DAVALARINA VE LİDERLERİNE SAHİP ÇIKARLAR. İŞTE BUNUN EN GÜZEL ÖRNEĞİ YUKARIDAKİ YAZIDANDA ANLAŞILACAĞI GİBİ AHMET HOCADIR. ALLAH RAZI OLSUN.

A.HAKAN

“AHMAKLIK İMANSIZLIKTIR”
ARTIK BU YAZIDAN SONRA BİLMEDİM, DUYMADIM ANLAMADIM, DEMEK AHMAKLIKTIR. “AHMAKLIK İMANSIZLIKTIR”

Fatih

Kabul etmek
Yapılan isnata cevap vermemek iki şekilde yorumlanır; birincisi isnadı yapanı kaale almamak ikincisi isnadı kabul etmektir. Ahmet hocaya gel aday ol demek onu kaale alıp önemsediklerinin göstergesidir. Ahmet hocanın iddalarinin,yazılarının,konuşmalarının kabul edilip doğrulanması demektir. Oğuzhan Asiltürk, Ahmet Akgülü partiye çağırarak Durmuş Durduyan olduğunu kabul etmiştir. Ey milli görüşçüler daha nasıl bir işaret bekliyorsunuz.

Salih

hayırlısı
ben yaşım itibari ile ahmet akgülün 3 veya 4 sefer sohbet ve konferansına katılmışımdır. ve şunu belirtmek istiyorumki o sohbetlerden o kadar çok etkilendimki o gün bu gündür milli görüş saflarında canla başla mücadele etmek benim için büyük şeref. ve ömrümün sonuna kadarda inşaallah bu yolda mücadele edeceğim. ahmet hocamın yazısını okudum. bundan daha güzel nasıl ifade edilebilirki. yazıyı okuyupta hala daha anlamamazlıktan gelenlerin ya aklı kıttır, ya ayarı bozuktur, yada aşırı kıskançtırlar veya olaya herzamanki gibi önyargılı yaklaşıyorlardır. ben ahmet hocanın haklı olarak bu çağrıyı yaptığına inanıyor kendisine dua ediyorum.

NECMEDDİN HARUN GÜL

SÖZÜN ÖZÜ
YAZIYI OKUYUPTA GERÇEĞİ GÖRMEMEK MÜMKÜN MÜ? ANLATILMAK İSTENENİ ANLAMAMAK MÜMKÜN MÜ? EVET OĞUZHAN VE AVANESİ SAMİMİ ŞUURLU VE GERÇEK MİLLİ GÖRÜŞÇÜLERE KARŞI KUMPAS KURMANIN PLANLARINI YAPARKEN, HESAP EDEMEDİKLERİ BİRŞEY VARDI. O DA ONLARIN PLANI VARSA ELBETTEKİ ALLAHIN DA PLANI VARDI VE ALLAHIN PLANI HERZAMAN GALİP GELECEKTİ. OĞUZHAN VE KUKLALARI BU DURUMDA DUVARA TOSLAMIŞLARDI. AHMET HOCANIN MİLLİ GÖRÜŞ İÇERİSİNDEKİ İHANET ŞEBEKESİNİ AÇIKÇA DEŞİFRE ETTİĞİ BU YAZI KARŞISINDA HAİNLER NASIL BİR AÇIKLAMA İLE KENDİLERİNİ TEMİZE ÇIKARTIP KURTARACAKLAR BEKLEYİP GÖRECEĞİZ. YANİ ACI VE SON AKIBETLERİNİN NASIL OLACAĞINA HEP BİRLİKTE ŞAHİTLİK EDECEĞİZ İNŞAALLAH. HEM VAKARLI VE TAM BİR FERASET VE DİRAYETLİ TAVRINDAN VE HERZAMAN OLDUĞU GİBİ BUGÜNDE DAVASINDAN TAVİZ VERMEYİP DİK DURDUĞUNDAN DOLAYI AHMET HOCAMIZDAN ALLAH RAZI OLSUN. ELİNİZE, YÜREĞİNİZE VE KALEMİNİZE SAĞLIK ALLAH YOLUNUZU AÇIK ETSİN.

erhan

duyuru
EVET İŞTE BU KADAR SAMİMİYETİNİZ VARMI YOKMU ŞİMDİ BELLİ OLUR .MİLLİ GÖRÜŞÜ VE ADİL DÜZENİ BELLİ HAİN MERKEZLERİN ENGEL VE YASAKLARINA RAĞMEN 40 YILDIR YILMADAN USANMADAN KÖY,KÖY İLÇE ,İLÇE GİTMEDİK YER BIRAKMADAN CESARETLE BİLGE KİŞİLİĞİYLE VE SADAKATLE ÇALIŞIP ,CAMİAMIZI VE TOPLUMU KİMSENİN FARK ETMEDİĞİ ,VE CESARET EDEMEDİĞİ KONULARI ,YORULMADAN ANLATIP,MİLLİ GÖRÜŞÜN MAYASINI OLUŞTURACAK SADIKLAR TOPLULUĞUNUN BİLİNÇLENMESİ VE CESARETLENMESİ, ÜMİTVAR OLMASINI SAĞLYAN ÜSTADIMIZ AHMET AKGÜL DÜR .ÜSTADIMIZIN ZORUNLU GÖRDÜĞÜ AÇIKLAMASINA EĞER SAMİMİYETİMİZ VARSA GEREKLİ YETKİLİ MERCİLERE ULAŞTIRALIM .HADİ UYANALIM EY..MİLLİ GÖRÜŞCÜLER.ŞİMDİ UYANMASSAK DAHA NEZAMAN UYANACAĞIZ..

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
29
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx