YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
670bcbb107603
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 0 4 5
Bugün : 19350
Dün : 34178
Bu ay : 416044
Geçen ay : 1024615
Toplam : 28286084
IP'niz : 44.220.184.63

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

FİLİSTİN'DE İNSANLIĞIN İFLASI
VE
SİYONİST İSRAİL'İN DÜNYAYA FATURASI

5 23 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Yorumu Takip Et
Bildir
19 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Örgütlü Terör Örgütü olan İsrail’in Gazze’ye uyguladığı hunharca zalimlikler ve saldırılara bir cevap olarak Hamas’ın başlatmış olduğu 7 Ekim – Aksa Tufanı neticesinde bir anda bu savaş tüm dünyayı fiilen-cebren sarmasa bile ülkeler bir taraf olmuşlardır. Zalimden taraf olanlar ve Mazlumdan taraf olanlar. Ve hatta Zalimden taraf olan ülkelerin yönetimleri bile kendi halkları tarafından eleştirilmiş, protestolara maruz kalarak aslında bir Hak-Batıl çatışmasının tezahürü sergilenmiştir ve bunu canlı tarihi hepimiz yaşamaktayız.

Fakat bu gelişmelere nazarında bakıldığında Hamas’ın gerek esirlere yapmış olduğu Müslümana yakışır davranışlar, gerek se Tüm Filistin halkının vatanlarını savunmak için, tarihte görülmemiş bir asimetrik güce karşı göstermiş oldukları vakur ve kahramanca davranış tüm dünya uluslarının, halklarının haklı dikkatlerini çekmiş ve bu vakarlı durulun arkasında yatan asıl sebebi, yani İslam’ı inceleme ve araştırmaya başlamışlardır.

Meydanlarda; dini, ırkı, görüşü her ne olursa olsun tüm insanlık Filistin’e özgürlük, Kahrolsun İsrail” sloganları ile inlemekte ve yürüyüşler yapmaktadır. Bütün bunlara ilaveten ise sosyal medyada, bir çok videoda insanlar bu şerefli duruşun arkasında yatan İslam ve Kitabı Kur’an’ı Kerimi inceleme ve anlamaya çalıştıkları ve bir çoğunun ad kalbinin yumuşadığını ve hatta birçok Müslümanlığa geçiş hikayeleri de görülmektedir…

Bu gerçek de orada zaten şehit olarak ölen ve kalanların ise Gazi olarak kazandıkları şereflerin yanında, bir insanın Hidayetine vesile olarak daha da bir şeref kazanmış olmaktadırlar…

Bütün bu olayların ışığında sosyal medya üzerinde zamanında Üstad Bediüzzaman’ın “LEYLE-İ KADÎR’DE İHTAR EDİLEN BİR MESELE-İ MÜHİMME
On Üçüncü Sözün İkinci Makamının Zeyli” isminde bir yazısına rastladım. Üstad bu makalede her ne kadar ikinci dünya harbinden sonraki olaylara atıfta bulunmuşsa da,
Üstadın yazılarının bir çoğunun;
(kendisi tarafından kendi zamanında vuku bulacağı veya kendi zamanında göre yorumlamış olsa da )
kendi zamanından sonraki bir zamana ışık tuttuğu anlaşılmış ve özelikle Mehdiyet hususundaki yorumlarında zamanlama hususunda yanıldığını ve ancak kendisinin bu Kutlu Şahsiyete bir zemin oluşturduğu yorumları kuvvet kazanmıştır.

Yukarıda ismi geçen yazı da (Allahu Alem) zamanımızda yaşanan gelişmelere bakıldığında bu Aksa Tufanı ve akabinde gelişen olaylar çerçevesinde yeniden yorumlanabilecek bir tarzda yazı olarak dikkat çekmektedir…

Zira İsrail Terör Örgütünün yapmış olduğu asimetrik ve adeta bir soykırım halini alan ve hiçbir vicdana sığmayan saldırıları ve güya, modern dünyanın Dünya barışısın temin etmek için kurulduğu söylenen kurumların ve dünya üzerinde , güya, halkı özgür iradeleri ile seçimle iktidara gelen siyasi iktidarların ve hatta nerede ise bütün Müslüman ülkelerin yöneticilerinin birer İsrail Kuklası oldukları gerçeğinin bütün insanlık tarafından fark edilmesi ve bu koca dünyada inandıkları medeniyetin ise tek dişi kalmış bir canavar olduğunun görülmesi ile gelecek yaşam korkusu ile arayışa düşmüş olmaları da bu bu yazıda geçen arayışla örtüşmektedir…

Filistin halkının kararlı ve keskin duruşu ile birlikte artık Kur’an yeniden tüm dünya halklarını dilinden konuşmaya başlamış ve Kur’an’ın keskin sözleri birer insanların vicdanlarındaki düğümleri birer birer kesip atmaya başlamıştır, inşallah…

Üstad Bediüzzaman’ın ifadesiyle; o dönem Kur’an’a tercüman olan Risale-i Nur’ken, zamanımızda ise bu vazifeyi bihakkın Milli Çözüm ve Şahsı Manevisi yapmaktadır, elhamdülillah…

….

İlgili Yazı:

LEYLE-İ KADÎR’DE İHTAR EDİLEN BİR MESELE-İ MÜHİMME

On Üçüncü Sözün İkinci Makamının Zeyli

Leyle-i Kadîrde kalbe gelen pek geniş ve uzun bir hakikate, pek kısaca bir işaret edeceğiz. Şöyle ki:

Nev-i beşer bu son Harb-i Umumînin eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdadıyla ve merhametsiz tahribatıyla ve birtek düşmanın yüzünden yüzer masumu perişan etmesiyle ve mağlûpların dehşetli meyusiyetleriyle ve galiplerin dehşetli telâş ve hâkimiyetlerini muhafaza ve büyük tahribatlarını tamir edememelerinden gelen dehşetli vicdan azaplarıyla ve dünya hayatının bütün bütün fâni vemuvakkat olması ve medeniyet fantaziyelerinin aldatıcı ve uyutucu olduğuumuma görünmesiyle ve fıtrat-ı beşeriyedeki yüksek istidadatın ve mahiyet-i insaniyesinin umumî bir surette dehşetli yaralanmasıyla ve gaflet ve dalâletin, sert ve sağır olan tabiatın, Kur’ân’ın elmas kılıcı altında parçalanmasıyla ve gaflet vedalâletin en boğucu, aldatıcı, en geniş perdesi olan siyaset-i rû-yi zeminin pek çirkin, pek gaddârâne hakikî sureti görünmesiyle, elbette ve elbette, hiç şüphe yok ki: Şimalde, garpta, Amerika‘da emareleri göründüğüne binaen, nev-i beşerinmâşuk-u mecazîsi olan hayat-ı dünyeviye böyle çirkin ve geçici olmasından, fıtrat-ı beşerin hakikî sevdiği, aradığı hayat-ı bâkiyeyi bütün kuvvetiyle arayacak.

Ve elbette, hiç şüphe yok ki: Bin üç yüz altmış senede, her asırda üç yüz elli milyon şakirdi bulunan ve her hükmüne ve dâvâsına milyonlar ehl-i hakikattasdik ile imza basan ve her dakikada milyonlar hafızların kalbinde kudsiyet ile bulunup lisanlarıyla beşere ders veren ve hiçbir kitapta emsali bulunmayan bir tarzda beşer için hayat-ı bâkiyeyi ve saadet-i ebediyeyi müjde veren ve bütünbeşerin yaralarını tedavi eden Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyanın şiddetli, kuvvetli ve tekrarlı binler âyâtıyla, belki sarihan ve işareten on binler defa dâvâ edip haber veren ve sarsılmaz, kat’î delillerle, şüphe getirmez hadsiz hüccetleriyle hayat-ı bâkiyeyi kat’iyetle müjde ve saadet-i ebediyeyi ders vermesi; elbette nev-i beşerbütün bütün aklını kaybetmezse, maddî veya mânevî bir kıyamet başlarına kopmazsa, İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere‘nin Kur’ân’ı kabul etmeye çalışan meşhur hatipleri ve Amerika‘nın din-i hakkı arayan ehemmiyetli cemiyeti gibi rû-yi zeminin geniş kıt’aları ve büyük hükûmetleri Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyanı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh u canlarıyla sarılacaklar. Çünkü bu hakikat noktasında, kat’iyen Kur’ân’ın misli yoktur ve olamaz ve hiçbir şey bu mucize-i ekberin yerini tutamaz.

Saniyen: Madem Risale-i Nur, bu mucize-i kübrânın elinde bir elmas kılıç hükmünde hizmetini göstermiş ve muannid düşmanlarını teslime mecbur etmiş. Hem kalbi, hem ruhu, hem hissiyatı tam tenvir edecek ve ilâçlarını verecek bir tarzda hazine-i Kur’âniyenin dellâllığını yapan ve ondan başka me’hazı ve mercii olmayan ve bir mu’cize-i mâneviyesi bulunan Risale-i Nur o vazifeyi tam yapıyor. Ve aleyhindeki dehşetli propagandalara ve gayet muannid zındıklara tam galebeçalmış. Ve dalâletin en sert, kuvvetli kalesi olan tabiatı, Tabiat Risalesi ile parça parça etmiş. Ve gafletin en kalın ve boğucu ve geniş daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Mûsâ’daki Meyvenin Altıncı Meselesi ve Birinci, İkinci, Üçüncü, Sekizinci Hüccetleriyle gayet parlak bir tarzda gafleti dağıtıp nur-u tevhidi göstermiş.

Said Nursi

“Biz Kitapta (Levh-i Mahfuz’da -kader programında-, olacakları önceden bildiğimizden) İsrailoğullarına şu hükmü verip (kararlaştırdık): ‘Muhakkak siz yer(yüzün)de iki defa (çok yaygın ve azgın bir fesatlıkla) bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle böbürlenip şımaracaksınız. (Ekonomik, askeri ve siyasi gücü ele geçirecek ve bölgeye hükümran olacaksınız. Ne var ki bununla şımaracak; haksızlığa ve ahlâksızlığa başlayacaksınız.)’”

“Nitekim (bunlardan) ilk vaid (birinci azgınlığınızı cezalandırma vakti) geldiği zaman güç ve şiddet sahibi kullarımızı (İslam kaynaklarında Buhtunnasr, Batılılarca Nabukadnezar denen komutanı ve ordularını) üzerinize gönderdik de sizi evlerin aralarına kadar girip araştırıp (buldular, yurtlarınızı ve zulüm saltanatlarınızı yıktılar). Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü (ve tarihte aynen gerçekleşmiş bulunmaktaydı.)”

“Sonra size tekrar ‘güç ve kuvvet sağlayıp onların (insanların) üzerine geri döndürmüş olacağız’, size mallar ve çocuklarla destek çıkacağız, (karşılıksız dolarla ve masonik organizasyonlarla Siyonist sömürü saltanatını kuracaksınız) ve sizin cemaat ve teşkilatınızı da (etkinleştirip) çoğaltacağız. (Örneğin, BM ve NATO gibi kuruluşları güdümünüze alıp söz sahibi olacak ve kötü amaçlarınız için kullanmaya kalkışacaksınız!..)”

“İşte (böyle bir durumda) şayet iyilik (ve adalet) ederseniz, kendi nefsinize (ve menfaatinize) iyilik olacaktır. Yok, eğer kötülük (ve zulüm) ederseniz, o da kendi aleyhinize (sonuçlar doğuracaktır. Ama siz maalesef yine zulüm ve kötülük yoluna sapacak, elinizdeki ve emrinizdeki imkân ve iktidarları Siyonist hayallerinizi ve şeytani niyetinizi gerçekleştirmek için korkunç bir haksızlık ve ahlâksızlık yolunda kullanacaksınız. Dünya’yı savaş ve soygun alanına çevirecek ve insanları birbirine kırdıracaksınız.) Arkasından bu sonuncu (sapkınlık ve şımarıklığınızı cezalandırma) zamanı gelince, size öyle (Mü’min ve Mücahit kullarımızı göndereceğiz ki), yüzlerinizi kötüleştirsinler (servet ve saltanatınızı yıkıp sizi dize getirsinler, yüzlerinizi yere sürdürsünler) ve ilk kez girdikleri (Buhtunnasr veya Hz. Ömer döneminde Kudüs’ü fethettikleri) gibi tekrar yine Mescid’i (Aksa’ya) girsinler ve ele geçirdikleri (hainleri, katilleri ve mel’ânet merkezlerini) mahvu perişan etsinler. (Böylece Siyonist saltanatınıza son versinler ve İsrail denen beşeriyet bünyesindeki kanser urunu kesip temizlesinler. Ey Beni İsrail, bu Allah’ın va’adi ve tehdididir ki, mutlaka yaşayacaksınız!)” (İsrâ Suresi: 4-5-6-7)

Bugün aynen Atatürk’ün uyardıkları gibi:

Millet fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş durumdadır. Cumhuriyet’in ilk yirmi yılında yapılan bütün şeker fabrikaları, kâğıt fabrikaları, zeytinyağı fabrikaları ve tüm limanlar ile Erbakan iktidarlarında yapılan bütün fabrikalar şu anda iktidar olan AKP hükümeti tarafından (asıl ortakları yabancı ve Siyonist bağlantılı) yandaş şirketlere yok pahasına satılmıştı…

Hamas bu mecburi ve tarihi operasyonuyla:

a) BM’yi, NATO’yu, ABD’yi, AB’yi ve pek çok İslam ülkesinin başındaki işbirlikçi hükümetleri velhasıl tüm dünyayı bir avuç Siyonist odakların yönettiği gerçeğini ortaya çıkarmıştı!

b) Aydın ve bilgin geçinen ahmaklar takımının “Komplo Teorisi” dedikleri, Siyonizm gerçeğini ve bu kuduz İsrail’in, artık gebereceğini kanıtlamıştı.

c) Hamas bu stratejik harekâtıyla, ABD’nin haksızlık ve ahlâksızlığını ve BM’nin tutarsızlığını ve yine İsrail kuklalığını ve çapsızlığını açığa vurmuşlardı.

ç) AB ülkelerinin “İnsan Hakları” palavralarını, bir paçavra gibi yüzlerine çalmışlardı.

d) Arap İslam devletlerinin ve AKP Türkiyesinin, İsrail’le normalleşme gaflet ve hıyanetinin perde arkasına projektör tutmuşlardı.

e) Askeri yönden süper güç sanılan İsrail istihbaratının ve diğer hazırlıklarının fos çıktığını kanıtlamışlardı.

f) AKP Türkiyesinin de sahiplendiği “İbrahimi İttifak”a göre, İsrail’in; bağımsız bir Filistin değil, özellikle İsrail’e bağlı bir Filistin istediğini dünyaya göstermeyi başarmıştı.

g) Ukrayna’daki savaş suçları ve sivil hedeflere saldırıları nedeniyle Rusya lideri Putin hakkında; “yargılanmak üzere yakalama” kararı çıkartan BM ve Dünya İnsan Hakları örgütleri, Siyonist İsrail’e karşı niye suskun kaldıklarının(?!) asıl yanıtını vermiş oluyorlardı.

h) Ayrıca Hamas; ya insanlığın baş belası bu terörist İsrail’den kurtarılması ya da tüm dünyanın büyük bir felaketin kucağına atılacağı gerçeğini tüm dünyaya göstermiş oluyorlardı.

ABD’nin gönderdiği generalle, fiilen İsrail’in güvenlik yönetimine el koyduğu açıktı. ABD’nin gerekli hazırlıkları tamamladıktan sonra kara saldırısını başlatmayı düşündüğü anlaşılmaktaydı. ABD, patriot gibi savunma sistemleriyle de İsrail’e bir kalkan oluşturma çabasındaydı. ABD’nin İsrail’e her türlü istihbarat, teknoloji ve iletişim kolaylığını sağlayacağı açıktı. Ama bütün bunlar İsrail’i korumaya ve kurtarmaya yeterli olmayacaktı; İsrail mutlaka yıkılacak, arkasındaki ABD ve AB ise, burunları kırılıp hizaya sokulacaklardı!?

Mesele basit gebereceksin

https://youtu.be/mzrrASa3R1I?si=QJsZ6QWNGMdU7RJx

Bugün aynen Atatürk’ün uyardıkları gibi:

Millet fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş durumdadır. Cumhuriyet’in ilk yirmi yılında yapılan bütün şeker fabrikaları, kâğıt fabrikaları, zeytinyağı fabrikaları ve tüm limanlar ile Erbakan iktidarlarında yapılan bütün fabrikalar şu anda iktidar olan AKP hükümeti tarafından (asıl ortakları yabancı ve Siyonist bağlantılı) yandaş şirketlere yok pahasına satılmıştı…

Ülkemizin bütün yer altı madenleri çeşitli dalaverelerle yabancı şirketlere aktarılmıştı. Şu anda Erdoğan iktidarınca verilmiş 2600 maden arama ve çıkarma ruhsatı vardı. Uşak’ta, Fatsa’da, Elazığ’da, Kaz Dağları’nda yabancı şirketler yanlarına uyduruk yandaş Türk şirketlerini alarak o bölgeleri maden çıkarmak için kazmaya ve doğal hayatı kökten kazımaya başlamışlardı. Devlet sadece yüzde 5’ini almaktaydı.

Uyduruk HES’lerle Karadeniz’in coşkulu sularını kurutmuşlardı. 6 Nisan 2006 tarihli özel kanunla Manavgat sularımızı İsrail’e satmışlardı. Harran Ovası’nın, Iğdır Ovası’nın, Suruç Ovası’nın artık İsraillilerin eline geçtiğini bilmeyen kalmamıştı. Trakya’da Bulgarlar sürekli emlak alıyorlardı” diye yakınanlar haklıydı. Ve bütün bu talan ve tahribatlar da dindar kahramanlık kılıfı ve manevi duyguların istismarıyla yapılmaktaydı!

“İki devletli çözüm… ’67 sınırlarına geri dönüş”sözleri
Filistin davasına bütünüyle ihanettir.
Muharref Kabala Tevratına göre ise ise aykıdır..

Böyle bir sözde çözüm ve barış yönteminden hem Gazze-Filistin cephesi memnun kalmayacak hem de Terörün merkezi İsrail karşı gelecektir..
O halde akla – vicdana – hukuka – tarihi bilince uygun bir çözüm bulmaktan başka çare kalmamıştır..
Çare :
♦️ Türkiye’nin acilen Akp iktidarından kurtulması
♦️ Adil Düzen iktidarına geçiş yapması
♦️ Türkiye öncülüğünde hemen hızlı, güçlü ve planlı bir İslam Savunma Paktının oluşturulması.
♦️ Bin yıllar öncesinden kendi halinde yaşayan zararsız Yahudiler hariç, Siyonist bir amentüye sahip olan şeytani Siyonist uca sahip olan aşırı uçların tamamının Güney Amerika’ya, Yeni Zelandaya on beş yirmi gün içerisinde gönderilmesi.
♦️ O bölgede kadın çocuk tüm insanların barış içinde yaşayacağı Barış ve bereketin hakim olduğu tam bağımsız Güçlü bir Filistin Devletinin kurulmasıdır.

Çanakkale ye gelen Haçlı sürüleri şimdi aynen Akdeniz’e gelmiş bulunmaktadır. Bu bir işgal planıdır. Filistin – sonrası İran ve Türkiye dir. Mevcut yöneticiler bu plana ancak hizmet ederek Siyonizmin uşaklığını yapmaktadırlar. 
   Erbakan Hocamız ın buyurdugu gibi, ıspanaktan yağ çıkmaz. Tarihde eşi benzeri görülmemiş, Filistin de yapılan katliama sessiz veya uyduruk tepkilerle zaten İslam ülkelernin yöneticileri ve Türkiye hükümeti tavırlarını ortaya koymaktadırlar.
    Siyonizm laftan değil güçden anlar diye haykıran, Aziz Erbakan Hocamız a ve davasına ihanet etmeleri karşılığında iktidara gelen AKP icraatları ile tavrını ortaya koymaktadır. 
 Bu  böyle gitmez. Acilen yeni bir dirilişe ve Millî bir Hükümete ihtiyaç vardır.

Cumhur ittifakı neden Siyonizm’in aleyhinde tek bir adım dahi atamıyor?!
AKP’nin; 28 Şubat’ın gayrimeşru ürünü olduğu, dış mihraklar tarafından desteklenip iktidara taşındığını, iktidar yalakası yandaş yazarlar dahi itiraf etmiş bulunmaktaydı…

Cumhur İttifakının; fuhuş, kumar, uyuşturucu, kara para aklama, tehdit, şantaj, hırsızlık, mafya ilişkileri, yolsuzluk vb bütün gizli çamaşırları bir bir ortaya çıkmaktaydı.

Örneğin; Siyonizm, kara para aklamak için kullandığı maşalarla, hem ciddi bir kazanç elde ediyor, ayrıca bu paraları aklarken, işbirlikçi hükümetleri kullanıyor, paranın bir bölümünü aç gözlü siyasetçilere yedirken kayıt altına alıp şantaj olarak kullanıyorlardı..

Daha önce kahraman TSK’mız Suriye’de operasyon yaparken ABD’den gelen, “ailenin mal marlığını açıklarız!” şantaj o sonrasında yaşananlara şahit olmuştuk.

Siyonistler tarafından iktidara taşınan veya satın alınan siyasetçilerin ipleri, Siyonistlerin ellerinde bulunmakta ve bu siyasetçiler, her fırsatta Siyonizm’e olan bağlılıklarını direkt veya dolaylı olarak göstermektelerdi..

Milli Çözüm hariç bütün ülkeyi kandıran Fetö, bir gecede, hoca efendiyken, hain ilan edilmişti!

Elbette bu ülkede deruni derin devlet, namuslu bürokratlar, vatanını seven hakimler ve savcılarda vardı! Ülkemizi uçurumun kenarına getirenler elbette not ediliyordu.

Soysuza, “suç işleri bakanı” demek ifade özgürlüğü sayılmıştı ve bu mesaj gereken yerlere ulaşmış, Siyonistlerle birlikte işbirlikçilerinde tahtları sallamaktaydı!

Hasan Nasrullah ve ABD’li ünlü aktivisten Erdoğan hükümetine tepki gelmişti..
İsrail’e yakıt ve Doğalgaz sağlayan Erdoğan’a, Lübnan Hizbullah’ı, karikatürlerle tepki göstermekteydi.
Hatta ABD’li ünlü aktivist, İsrail’e yakıt sağlayan Erdoğan’ı, sosyal medyadan eleştirmişti..

Müslüman geçinen münafıklar, vicdanlı Gayrimüslümlerin bile tepkisini çekmeye başlamıştı.

Kim bilir belki de devlet aklı “bir gece ansızın” aldıkları notları ifşalarlardı?!
Zira hükümet, kirli çamaşırlarını ifşalayan mafya babalarını bile susturamamıştı…

Arınç, Siyonist İsrail’in tahtını sallayan Hamas’a niçin kin kusmuştu?

Acaba Siyasal İslamcıların atası Menderes gibi olmaktan mı korkmaktalardı?

Yoksa Nato ile birlikte ülkesini parçalattıkları Kaddafi’nin ahı mı akıllarına gelmişti?

Korkunun ecele faydası yoktu, bu kibir abideleri yıllardır değersiz bir piyon olduklarını unutmuşlardı. Ancak devlet gerektiği zaman, kime neyi hatırlatması gerektiğini unutmazdı…

Züppeli gibi Hamas’ı suçlayan münafıklar unutmasınlardı! kurtuluş mücadelesi veren Atatürk’ün karşısın da duran hoca kılıklı Bel’amların acı akıbetlerine nasıl olmuştu?

Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti yıkmak isteyen zalimlerin ve işbirlikçi hainlerin saltanatlarının yıkılmasına ramak kalmıştı.. İnşallah.

Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!!!

  • FİLİSTİN BÜYÜK ACIMIZ

Milletler Cemiyeti’nin adı kalmış

Müslüman birliklerinin harfi kalmış

Türkiye’de, Cumhur’un sazı kamış

İşin özü Filistin sahipsiz kalmış

Hak ile batılın mücadelesinin, dört koldan, son hızla devam ettiği bu ahir zaman diliminde;
Allah’ım öncelikle ülkemizde adil bir nizam kurulmasını, bu düzenin sonra tüm Müslümanları kucaklayıp, birleştirmesini arz ediyorum.

Zafer inananlarındır. Ve zafer yakındır.

Kamer suresinin:

41- Andolsun, Firavun âline (ve zalim yöneticilerine) de uyarılar gelmiştir.

42- (Ancak) Bizim ayetlerimizin tümünü yalanlayıvermiş (zulüm ve küfürde diretmiş)lerdi. Biz de onları Aziz ve muktedir alan (Allah)ın yakalayışıyla yakalayıp (düzenlerini devirdik).

43- (Şimdi, ey bu çağın gafil ve cahilleri!) Sizin kâfir (yöneticileriniz ve süper güç)leriniz onlardan daha mı hayırlıdır? Yoksa sizin kutsal kaynaklarda (kurtulacağınıza ve başıboş bırakılacağınıza dair) bir beraat mı var ki?

44- Veya: ‘Biz, ‘birbiriyle yardımlaşıp öcünü alan’ “Birleşik bir Cemiyetiz” mi diyorlar?

45- Yakında o “Birleşik Cemiyet” bozguna uğratılacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır.

46- Daha doğrusu onlara va’dedilen (asıl azab) saati yaklaşmaktadır. O saat, ‘kurtuluşu mümkün olmayan çok korkunç bir bela’dır ve çok acıdır.[3]

Ayetleri ABD ve AB’yi kullanan Siyonist zalimlerin, acı sonlarını ve yakında yıkılacaklarını müjdelemektedir.

Hamas; 7 Ekim 2023 saldırısıyla, ya İsrail’in ortadan kaldırılması, veya tüm dünyanın tehlikeye atılacağı gerçeğini ispatlamıştı.

Hamas bu mecburi ve tarihi operasyonuyla:

a) BM’yi, NATO’yu, ABD’yi, AB’yi ve pek çok İslam ülkesinin başındaki işbirlikçi hükümetleri velhasıl tüm dünyayı bir avuç Siyonist odakların yönettiği gerçeğini ortaya çıkarmıştı!

b) Aydın ve bilgin geçinen ahmaklar takımının “Komplo Teorisi” dedikleri, Siyonizm gerçeğini ve bu kuduz İsrail’in, artık gebereceğini kanıtlamıştı.

c) Hamas bu stratejik harekâtıyla, ABD’nin haksızlık ve ahlâksızlığını ve BM’nin tutarsızlığını ve yine İsrail kuklalığını ve çapsızlığını açığa vurmuşlardı.

ç) AB ülkelerinin “İnsan Hakları” palavralarını, bir paçavra gibi yüzlerine çalmışlardı.

d) Arap İslam devletlerinin ve AKP Türkiyesinin, İsrail’le normalleşme gaflet ve hıyanetinin perde arkasına projektör tutmuşlardı.

e) Askeri yönden süper güç sanılan İsrail istihbaratının ve diğer hazırlıklarının fos çıktığını kanıtlamışlardı.

f) AKP Türkiyesinin de sahiplendiği “İbrahimi İttifak”a göre, İsrail’in; bağımsız bir Filistin değil, özellikle İsrail’e bağlı bir Filistin istediğini dünyaya göstermeyi başarmıştı.

g) Ukrayna’daki savaş suçları ve sivil hedeflere saldırıları nedeniyle Rusya lideri Putin hakkında; “yargılanmak üzere yakalama” kararı çıkartan BM ve Dünya İnsan Hakları örgütleri, Siyonist İsrail’e karşı niye suskun kaldıklarının(?!) asıl yanıtını vermiş oluyorlardı.

h) Ayrıca Hamas; ya insanlığın baş belası bu terörist İsrail’den kurtarılması ya da tüm dünyanın büyük bir felaketin kucağına atılacağı gerçeğini tüm dünyaya göstermiş oluyorlardı.

Kansız İsrail gavurunu,dünya anladı
Din istismarcısı hainler,bilmezden gelir
Binler mazlum acı-duası,Arş’a ulaştı
Azizün Züntikâm hükmü bak ,tez elden gelir!..

Tarafsız bile değil,israile mal satar
İncirlik -Kürecik’ten,zalimlere yol yapar
Lakin perde önünde,ahmaklara rol yapar
Hak sillesi Deccal’e ,hem Süfyan’a an gelir!..

Makalede ifade edilen :


“ABD’nin resmen terör örgütü saydığı bir Siyonist parti, şu anda İsrail katliam hükümetinin ortağıydı. Yani Amerika fiilen bir terör şebekesine arka çıkmaktaydı. İspanyol Bakan Belarra, Avrupa ülkelerine, İsrail’le ilişkileri kesme çağrısı yapmıştı! İspanya Sosyal Haklar Bakanı Bayan lone Belarra’nın tüm AB ülkelerine yaptığı bu cesur ve sorumlu tavrı, güya dindar kahraman Cumhur İttifakı ortaya koyamamıştı!”

İspanyol Bakan’ın bu tavrını, ülkemizin dindar kahraman diye sahiplenilen ERDOĞAN VE AKP HÜKÜMETİ bu İspanyol Bakan’ın tavrının benzerini uygulayamadı dile getiremedi . Mesela Ey Erdoğan ve Avaneleri : Küreciği ve İncirliği kapattında CHP mi engel oldu, İsrail ile normalleşme anlaşmasını belirli süre veya tamamen rafa kaldıralım dedin de BAY ÖZGÜR ÖZEL VEYA CHP mi engel oldu, Manavgat suyunu İsrail’e gitmesini – vanaların kesilmesi emrini verdin de CHP mi engel oldu ama tam aksine İsrail’E yardım tırları gittiği gerçeğiyle yüzyüzeyiz , Filistin’e İHA SİHA gönderdinde CHP mi engel oldu, Filistinli Müslüman kardeşlerimize TSK ‘mızı gönderdin de CHP mi engel oldu…..vb.

Evet müslümanlar ve tüm insanlık alemi ERBAKAN GİBİ BİR ER BEKLEMEKTE…
Bu ER , Erbakan Hocamızın ifadeleriyle şöyle olmalıydı :
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”

Son düzenleme 10 ay önce Osman Nuri tarafından

Zulüm ebedi olamaz!. Kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır!
Prof.Dr.Necmettin Erbakan❤️
Rabbim sen zalimin cezasını Müslüman Türk Milli Çözümcülerin eliyle ver…
Filistin’e zafer Dünyaya Adil Düzenin kurulmasını nasip et

“Numan Kurtulmuş’un ve Cumhur İttifakı’nın foyası!
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, bir CNN TÜRK programında “Maalesef Fas’tan Endonezya’ya uzanan İslam coğrafyası, özlenen birlik ve bütünlüğü sağlayamamıştı!” buyurmuşlardı. Hayır Bay Kurutulmuş!.. Bu özlenen birliktelik Erbakan tarafından sağlanacaktı, hatta çekirdeği olan D-8 adımı da atılmıştı, ama bu tarihi ve talihli programları engelleyip rafa kaldıran sizler, yani dönek AKP’liler oldunuz!.. Eğer siz bu hıyaneti yapmasaydınız;…”

Diye devam eden makalemizdeki gibi net, mert ve hakikati tam konuşan sadece Üstad Ahmet Akgül Hocamız kalmıştı. 

Birileri “gerçekleri” makamından, çıkarından, korkusundan saklamakta.

Birileri “gerçekleri” kaypaklığından, Yahudi’ye yaranmak için, münafıklığından saklamakta. 

Birileri “gerçekleri” ferasetsizliginden, samimiyetsizliğinden, Kur’an’a vakıf olmayışından dolayı aklına bile getirememekte. 

Birileri “gerçekleri” vicdanen gördüğü halde fakat dile getirecek araştırmaya, bilgiye sahip olmadığı için veya dile getirse de bilgi ve belge eksikliğinde dolayı (güçlü yangına az su ile müdahalenin yangını azdırdığı gibi) hakka değil batıla hizmet etmekteydi…

Evet zaman da gösterdi ki Üstad Ahmet Akgül Hocamız her yönden şeytanın hiçbir oyununa gelmemekte ve gereken imkanı dahilinde tüm sebeplere sarılarak, Kur’an’a vukufiyetin ve Erbakan Hocamıza eşsiz sadakatin verdiği zirve ferasetle, asrımızda Hakka tercüman olan tek kişiydi. Ve O tek kişiyi takip etmek, Hakka hizmet etmek Batıla köstek olmanın ta kendisiydi.      

İbrahimi İttifak Yapanlara!

“Gerçek şu ki: İbrahim (AS tek başına) bir ümmetti; Allah’a bütünüyle ve gönülden yönelip itaat eden (Ganit=Halis, teslimiyetli ve hizmet ehli) bir Hanif’ti (muvahhid ve önder bir mü’mindi, mevcut bâtıl düşünce ve düzeni hoş görüp muhafaza etmezdi), ve asla müşriklerden olmuş değildi. (Zalim sistemlere ve yöneticilere tenezzül etmemişti.)” (Nahl,120)

Dünyalık mal makam karşılığında kardeşlerini satanlar bilsin ki İbrahim as tek başına tüm zalimlere meydan okumuş bir BÜYÜK PEYGAMBER’di.Onun yolundan gidenler de zulme uşaklık eden, zalim kuduz israil ile normalleşmeye çalışan sözde dindar kahramanlar değil Gazze’nin Aziz Yiğitleri, HAMAS’lı mücahitlerdi. Yakında Nemrut necasetinin, firavun pisliğinin başına gelenler bu kuduz israil’in başına da geldiği zaman, bu işbirliçiklerin kuyruklarını bacaklarının arasına sıkıştırması kaçınılmaz olacaktı. Biz inanıyoruz ki “Zafer inananlarındır ve zafer yakındır! inşallah…”

Mescid-i Aksa’mız, yıkılmadan gel
Son cahide5 kurşun, sıkılmadan gel
Tüm Gazze Sina’ya, tıkılmadan gel
Hasan Haman oldu, yetiş Ya Rabbi!..

Zalimler ve Münafık İşbirlikçileri için Yaşasın Cehennem …

Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.)
-İbrahim Suresi 46-

Hamas’ın Aksa Tufanı harekatı sonrası tüm dünya da protesto yürüyüşleri ile insanlık siyonizme karşı tavrını hatta Müslüman ülkelerden daha fazla ortaya koymuştu. Bu durum Üstad Ahmet Akgül’ün ifade ettiği “ALLAH’ın İntikamı ve Kahrı, Toplumların Uyanışı Şeklinde Tecelli Eder ” ilkesinin tezahür etmesidir inşallah. Bu durumda Siyonizmin yıkılışının hazır olduğunu ve an meselesi olduğunu göstermektedir.

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
19
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx
Paylaş...