YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6638bfc75d2a5
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 6 6 9
Bugün : 9874
Dün : 18697
Bu ay : 111441
Geçen ay : 737322
Toplam : 23627727
IP'niz : 18.218.218.230

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

 

OLGUNLAŞMANIN VE BAŞARIYA ULAŞMANIN KURALLARI

        

A- İmanın Şartları:

1- Allah’a İman; Her şeyde O’nu görmek, her halde O’na yönelmek ve yalnız O’na güvenmek, imanın temelidir.

a- “Her şeyden önce O’nu gördüm.” (Tümden gelim) Hz. Ebu Bekir’in derecesidir.

b- “Her şeyden sonra O’nu gördüm.” (Tüme varım) Hz. Ömer’in mertebesidir.

c- “Her şeyle birlikte O’nu gördüm.” (Fenafillah-Bekabillah: Allah’ın varlığında yok olma-Allah ile sonsuzluğa ulaşma) Hz. Osman’ın feraset ve faziletidir.

d- “Her şeyde O’nu gördüm.” (Vahdet-i Şühud: Yalnız Bir’i görme. Bütün evrenin, hadiselerin, sebeplerin sahibini bilme) Hz. Ali’nin iman ifadeleridir.

2- Meleklere İman; Kâinat, değişmez kanunlarla yönetilir. Bu kanunların sevk ve idaresiyle görevlendirilen ama bizce görünmeyen, Allah’ın sayısız nurani ve ruhani askerlerine melek ismi verilir.

3- Kitaplara İman; İnsanlara Rabbini ve nefsini bildirmek, yaradılış gayesini ve kulluk görevini öğretmek ve hayatlarını düzenlemek üzere gönderilen, İlahi mesajlar içeren kutsal metinlerdir.

• Son ve mükemmel kitap: Kur’an-ı Kerim’dir.

4- Peygamberlere İman; Bu kitapları bizzat yaparak ve yaşayarak öğretmek… Örnek ve model olarak yol göstermek üzere seçilen yüce şahsiyetlerdir…

• Efendimize kadar ŞERİATLARIN değişme dönemi yaşanmıştır… Ondan sonra İÇTİHADLARIN değişme dönemi başlamıştır. Yani İslam; yeni bir Peygamber ihtiyacını, içtihad kurumuyla karşılamıştır.

• İslam: Barış ve bereket anlamındadır.

• Hz. Peygamberimizle: Hükümette Cumhuriyet, hukukta içtihad dönemi açılmıştır.

5- Ahirete İman; Hayatımızın her anının ve her tavrımızın sürekli kaydedilip, ona göre hesaba çekileceğimize ve amellerimizin karşılığını göreceğimize inanmak… Ahiret hayatını ve Allah’ın rızasını dünyamıza ve nefsi arzularımıza tercih ederek yaşamak demektir.

6- Kadere İman; Kaderimizin ve hayatımızın tamamı, Allah tarafından takdir, tanzim ve tasvir edilip, ruh ekranımıza sürekli gösterilen mükemmel görüntülerden ibarettir. Aslında, maddi bir evrenin ve bedenimizin mevcut olması da gerekli değildir. Ruh ekranımıza seyrettirilen bu sürekli görüntü durumlarına karşı, cüz’i irademiz ve niyetimizle nasıl tavır takındığımıza göre imtihan edilmekteyiz.

 • Ne kâinat düzenini ne de kendi kaderimizi asla belirleyemeyiz ve değiştiremeyiz. Öyleyse, İlahi kararlara ve hukuki kurallara uygun hareket ve hizmet etmeliyiz. Haklarımızı da sorumluluklarımızı da bilmeliyiz… Yüce Mevla’mıza hürmet, bütün mahlûkatına şefkat göstermeliyiz.

 • Yegâne kuvvet ve kudret sahibi olan yalnız Allah’tır. Zalimlerden korkmamalı, mazlumlara merhamet ve muavenet göstermeliyiz.

 • Geçmişi ve Musibeti; KADER çerçevesinde değerlendirmeliyiz.

 • Geleceğe ve Ma’siyete karşı; İRADE-İ CÜZ’İYE ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz.

Not: İman; ruh, Vatan; vücut gibidir. Vatanı ve bağımsızlığı olmayanların, insanca ve inancı doğrultusunda yaşaması mümkün değildir. İşte bu nedenle cihat (Milli Savunma) farz kılınmış ve emredilmiştir.

B- “10 – İ” Mertebesi ve İnsanın Olgunlaşma Basamakları:

1- İman: (Kur’an’ın her hükmüne ve her haberine tam inanmak.)

2- İlim: (Dünyamızla ve ahiretimizle ilgili gerekli bilgileri öğrenip bilgi sahibi olmak.)

3- İbadet: (Farz, Vacip ve Sünnetleri yerine getirmek, kötülüklerden uzak durmak.)

4- İnfak: (İhtiyaç sahiplerine ve dava hizmetine, maddi fedakârlıkta bulunmak.)

5- İttika: (Gizli açık kötülüklerden sakınmak ve Allah’tan korkmak.)

6- İstikamet: (Özümüzde, Sözümüzde ve İşimizde doğruluktan ayrılmamak.)

7- İhlas: (Her şeyi Allah’ın rızası için yapmak… Gösterişten sakınmak.)

8- İhsan: (İbadet ve hizmetimizde, dikkatli ve ciddiyetli olmak.)

9- İslah: (Nefsimizi, Ailemizi, Çevremizi ve Düzenimizi düzeltmeye çalışmak.)

10- İttifak: (Hak’ta ve hayır yolunda güç ve gönül birliği yapmak.)

Bunların sonucunda İflah: (Başarı ve Mutluluğa ulaşmak.)

Bunlar, bir vücudun azaları ve bir motorun parçaları gibi, bir bütün oluşturur. Biri olmazsa, diğerleri de işe yaramaz ve randıman alınmaz…

C- İhsan; “9 – İ” Reçetesi ve Ahlak Kuralları:

1- İyi Ahlak ve İffet: (Günah ve Kötülükten sakınma. İnsaniyetli, iyi niyetli olma)

 • “Kötü ambalajlı baklavayı, kimse yemek istemez ve satın almaz.”

 • “Yalan kötüdür. Ama liderine, ağabeyine ve dava kardeşine yalan söylemek ise, onlara küfürdür!”

2- İzzet-i Nefis: (İslami Vakar sahibi olmak, Gururlu değil, Onurlu yaşamak. Şeref ve haysiyetini korumak.)

 • “Lakayt, Laçka, Laubali Mü’min olmaz.”

 • “Arsız, ayarsız ve duyarsız tavırlar, hayra alâmet sayılmaz.”

3- İkram ve İltifat: (Paylaşmacı ve barışçı davranmak.)

 • “Cimri, bencil ve beleşçi insan, dost bulamaz!”

4- İrtibat ve İtaat: (Teşkilat düzenine ve Disiplinine uymak, İttifak kurmak.)

 • “Sürüden ayrılanı kurt kapar!”

 • “Ekipten kopan, takipten çıkar ve istikametten sapar!”

5- İstişare ve İşbirliği: (Danışma ve Dayanışma içinde olmak.)

 • “Danışan dağlar aşar, sormayan düzde şaşar.”

6- İşgüzarlık ve İnkişaf: (Çalışkan olmak, kendini geliştirmeye ve sürekli yenilemeye bakmak.)

 • “Yürüyen kirpi, yatan tilkiden daha çok yol alır.”

7- İhtimam ve Dikkat: (Allah’ı görüyor gibi ibadet, imtihan oluyor gibi hizmet yapmak.)

 • “Ahiret kaygısı taşımayanlarda, kanun korkusu da olmazsa; görevini yavaşlatır ve zihniyeti yamuklaşır.”

8- İddia ve İnat (Hak’ta sebat): (Yılmaz ve yorulmaz bir kişilik kazanmak. İradeli ve dirayetli davranmak.)

 • “Yorulmayan yoğrulmaz; yoğrulmayan doğrulmaz.”

9- İrfan, İnce Kavrayış ve İletişim: (Feraset ve hikmet ehli olmak, halden anlamak, insanların önceliklerine ve özelliklerine saygı duymak, sorunlarına ve ihtiyaçlarına uygun davranmak.)

D- İslah (Düzeltme ve Güzelleştirme) Yolları:

Bunlar iki aşamadır:

A – Nefsimizi İslah: (Din ve Ahlak terbiyesiyle, tasavvufi tavsiyelerle olgunlaşır.)

B– Düzenimizi İslah: (Vatan ve insan sevgisiyle, Milli ve siyasi sorumluluk bilinciyle ve teşkilat disipliniyle başarılır.)

Bu yolda başarının sırları şöyle sıralanır:

1- İnanç ve Azim: (Davaya – Lidere – Zafere Güvenmek)

2- Bilgi ve Birikim: (Sürekli öğrenmek, kendini yetiştirmek ve yenilemek.)

3- Plan ve Program: (Yıllık – Aylık – Haftalık projeler üretmek ve yerine getirmek.)

4- Ekip ve Eleman: (1-Görevi verilir. 2-Yetkisi belirlenir. 3-Katkısı hesap edilir. 4-Başarısı gözden geçirilir. 5-Terfisi veya tenzili gerekir.)

5- Koordine ve Organize: (İrtibat ve İşbirliği içinde hareket etmek.)

6- Takip ve Kontrol: (Elenme ve Dökülme.)

 • (Kur’an’da Bakara Suresi (246-251) ayetlerinde haber buyrulan Talut-Calut hikâyesi elenme, dökülme ve teknolojik üstünlükle zafere erişme sürecine dikkat çekmektedir.)

7- İntaç ve Değerlendirme: (Sonuç ve Başarı derecesini belirlemek.)

İslam’a ve insanlığa hizmetin bereketli sonuçları ise şunlardır:

Manevi Yönden:

1- Allah’ın rızası ve ahiret sevabı kazanılır.

2- Namusu, malı ve sağlığı, manevi yönden sigortalı sayılır.

3- Gönül huzuruna ve Vicdan rahatlığına ulaşılır.

4- Mutlu ve umutlu yaşanır. Zorluklar ve sorunlar kolay aşılır.

Dünyevi Yönden:

1- Toplumda ağırlığı ve saygınlığı fazlalaşır.

2- Aile saadeti ve geçim kolaylığı sağlanır.

3- Bilgili, birikimli, bereketli ve becerikli bir insan olarak hayatı anlam kazanır.

E- Sosyal Mikroplar ve Teşkilat Hastalıkları:

“10 – B” Mikroplarından sürekli sakınmak lazımdır:

1- Benlik: (Kendini beğenmek, böbürlenmek.)

2- Bencillik: (Hep kendini düşünmek.)

3- Birincilik: (En önde ben olayım düşüncesine ve şöhret hevesine düşmek.)

4- Bilgisizlik: (Okumaya ve öğrenmeye isteksizlik ve ilgisizlik göstermek.)

5- Bilgiçlik: (“Her şeyi en iyi ben bilirim” havasına girmek.)

6- Beceriksizlik: (Tembellik, ürkeklik, tehircilik, kendine güvensizlik.)

7- Beleşçilik: (Başkası çalışsın ben övüneyim düşüncesiyle hareket etmek.)

8- Bozgunculuk: (Dedikodu, Fırsatçılık, Ayrımcılık ve Fesatçılık üretmek.)

9- Barbarlık: (Kaba, Katı ve Kırıcı olmak) ve Bağnazlık: (Yobazlığın, kayırmacılığın ve saplantıların esiri haline gelmek.)

10- Bitkinlik: (Ümitsizliğe ve çaresizliğe düşmek, bedenen bitkisel hayat yaşasa da, ruhen ölmek.)

Haset ve Kıskançlık Şöyle Başlayıp Yaygınlaşır:

a- Hasret ve Gıpta: (“Keşke benim de / bende de olsa, diye başlanır”.)

b- Kıskançlık ve Çekememe: (“Niye bende yok?” diye sızlanır.)

c- Haset: (“Niye onda var?” damarı kamçılanır.)

d- Husumet: (Kıskandığına karşı kin ve nefret duygularıyla kıvranır.)

e- Hakaret: (Kıskandığını hor görmeye ve küçük düşürmeye çalışır.)

f- Hıyanet: (Hile ve tuzak hazırlanır, nankörlük yapılır.)

g- Adavet: (Sonunda düşmanlık ve saldırganlık noktasına ulaşılır.)

F- Hayırlı Hareketlere Karşı, Şer Odakların Taktik ve Tahrip Tarzları:

Tarihi değişim ve dönüşümlere yol açacak İslami hareketlere karşı, Şeytani merkezler sırası ile şu tavırları takınmaktadır.

Dokuz dikenli dönem ve direnme aşamaları:

1- Hak davayı gizleme ve ilgisiz görünme, ciddiye almıyor havası takınma dönemi.

2- Sadık ve seçkin mü’minlerle alay etme ve küçük düşürme ve horlama dönemi.

3- Sindirmek ve Hak’tan vazgeçirmek üzere zulüm ve işkence yapma ve ambargo uygulama dönemi.

4- Dava Liderine ve müntesiplerine yönelik uzlaşma teklifi tuzağı kurma ve yozlaştırma dönemi.

5- Halkın kafasını karıştırmak ve katılımlara engel olmak için iftira kampanyası başlatma ve psikolojik yıpratma dönemi.

6- Lideri etkisiz kılma veya ortadan kaldırma dönemi.

7- Münafıklığa mecbur kalma ve içten karıştırma (sahte peygamber- sahte lider) dönemi.

8- Zorbalıkla sindirme ve saldırma dönemi.

9- Sonunda mecburen barışa yanaşma ve durumlarını korumaya çalışma dönemi.

Sonuç; Fetih ve Teslimiyettir: Hz. Peygamber Efendimiz bu dönemlerin hepsini yaşamıştır. Olayların seyri ve düşünürlerin değerlendirmeleri, artık yeryüzünde hâkimiyet sırasının İslam’a geldiği yönündedir. Türkiye’miz de, Milli siyaset de bu dönemleri tek tek atlatmıştır.

• İslami değişim hareketlerinin özelliği:

a- Dışa doğru tedrici bir büyüme ve çoğalma süreci yaşanır.

b- İçe doğru ise bir elenme, dökülme ve azalma süreci yaşanır. Böylece çok az sayıdaki sadık ve stratejik kadrolar tanınıp ortaya çıkarılır. Şimdi: %1’e yaklaşılmıştır!?..

• Niçin anarşiye hayır?

1- Çünkü İslamiyet’e aykırıdır.

2- Anarşi insaniyete aykırıdır.

3- Masum ve mazlum insanların canına kıymak, yasaktır ve canavarlıktır.

4- Ama Cihat ve Milli Savunma hazırlığı şarttır. Çünkü ülkemizin, bölgemizin ve İslam aleminin güvenliği ve geleceği tehdit altındadır.

• Zafer; şu üç vasfı taşıyan hareketlere nasip olacaktır:

 1- Merkez ülkesinde, halkın her kesimini kucaklayan ve şuurlandıran farklı teşkilatları kuran.

 2- İslam âlemini ve insanlığı kuşatan vahdet ve kuvvet unsurlarını hazırlayan.

 3- Kur’an’dan kaynaklanan ve çağın ihtiyaçlarını karşılayan ilmi ve insani bir Adil Düzen projelerini tamamlayan hareketin ve Liderinin gerçek talebeleri ve takipçileri zafere ulaşacaktır.

G- “Sabırsız ve Başarısız” İnsanların Ortak Yanları 9–D Olumsuzlukları:

1- Doğru ve derinlikli değerlendiremezler: (Zamanın, imkânların ve fırsatların kıymetini bilmezler.)

2- Dikkat etmezler ve hedefe kilitlenmezler: (Ciddiyet gösterip, bir konuya kendilerini vermezler.)

3- Derece ve basamakları gözetmezler: (Sabır gösterip, sıra ile gitmezler, acelecidirler.)

4- Dengesiz ve düzensizdirler: (Maymun iştahlı kimselerdir, çabuk usanıp vazgeçerler ve istikrarsız hareket ederler.)

5- Dirençsizdirler: (Çabuk pes ederler, zorluklara ve sorunlara göğüs geremezler.)

6- Değişimci ve deneyimci değildirler: (Klasik yöntemlerinde inat ederler, yeniliklere ilgisizdirler.)

7- Duyarsız ve düşüncesizdirler: (Vurdumduymaz, boş verici ve beleşçidirler.)

8- Destek ve dayanışma istemezler: (İşbirliğinden, yardım istemekten çekinirler, bencil ve kibirlidirler.)

9- Değer bilmezler: (Kendi değerini fark etmez ve Allah’ın verdiği yeteneklerine güvenmezler. Öğreticilerin, iyilik edenlerin, hizmet ehlinin, yakın çevresinin, kadrü kıymetini bilmezler.)

Oysa başarının sırrı şu ifadede saklıdır:

“İstediği şeylere ulaşmak için, nefsinin istemediği şeyleri yapabilenler, başarılı olurlar.”

Şunları unutmayın ve elemanlarınızı başıboş bırakmayın. Çünkü:

a- Söyledim; (Ama duydu ve dinledi anlamına gelmez!..)

b- Duydu ve dinledi; (Ancak doğru ve doyurucu şekilde anladı anlamına gelmez!..)

c- Anladı ve beğendi; (Fakat hak verdi anlamına gelmez!..)

d- Hak verdi; (Lakin inandı ve sahip çıktı anlamına gelmez!..)

e- İnandı ve güvendi; (Ama uyguladı ve yanlışını bıraktı anlamına gelmez!..)

f- Uyguladı ve hizmete yöneldi; (Ancak bu gayret ve ciddiyetini sürdürecek ve zorluklara göğüs gerecek anlamına gelmez!..)

H- Dört Önemli Soru ve Cevapları:

1- Niçin siyaset önemlidir?

 a- Siyaset; büyük Liderlerin ve Nebilerin mesleğidir.

 b- Siyaset; en etkili ve yetkili tebliğ ve terbiye (irşad ve islah) vesilesidir.

 c- Siyaset; Sünnetullah gereğidir. (Bütün peygamberler ve müceddidler, o devirde en çok revaçta olan ve ihtiyaç duyulan konularla takviye edilmiştir. Hz. Davut’un demircilik, Hz. İsa’nın tabiplik, Hz. Musa’nın sihirleri iptal edicilik, Hz. Yusuf’un rüya tabircilikle itimat ve itibar kazanması, Resulûllah’ın (SAV) müşrik şairlerin Kâbe’ye asılan şiirlerini, Kur’an’ın belağatıyla boşa çıkarması gibi, bu asırda siyasetle işe başlamak bir gerekliliktir.)

2- Niçin Milli Şuur desteklenmelidir?

 a- Ülke çapında ve her sahada teşkilat ve hizmet ekiplerine sahip tek harekettir.

 b- Dünya çapında, çeşitli, yeterli ve gerekli oluşum ve organizelere sahip tek harekettir.

   “3 – O” Formülü evrenselliğin gereğidir:

   1- Otorite,

   2- Organize,

   3- Ortak irade.

 c– İnancımıza ve insanlığın ihtiyacına uygun ilmi, ahlaki, iktisadi ve siyasi evrensel Plan ve Projelere sahip tek harekettir.

 d- Siyonist ve Emperyalist güçler, şiddetle ve ittifak halinde Milli Şuur’un aleyhindedir.

3- Niçin “Büyük Beyin” gereklidir?

 a- Büyük devrim ve değişimleri, büyük beyinler gerçekleştirir.

 b- İslam dini bakidir. Ama İslami hareket ve devletler ehil ve kâmil şahsiyetlerle kaimdir. (Fatih’siz fetih, İmam-ı Azam’sız Hanefilik düşünülmez.)

 c-  Şu üç özellik sadece büyük Lidere aittir:

  1- O’nun dışında, tarihte hiçbir liderin karşısında, tüm dünyadaki küfür ve nifak cephesi, böylesine organizeli ve otoriteli şekilde birleşmemiştir.

  2- Tarihte hiçbir liderin karşısında, şeytani güçlerin, ekonomik, teknolojik, siyasi ve askeri yönden, bugünkü kadar kuvvetli ve etkili olduğu görülmemiştir.

  3- Ve yine tarihte hiçbir lider bu denli kuşatılmış; kendi içinden ve iyilik ettiklerinden, bu denli hıyanet ve nankörlüğe uğramış değildir.

   • “Büyük Lider tek kişilik bir ordu gibidir.” (Bu tespit 1980 yılında söylenmiştir ve Mümtaz Soysal’a aittir)

4- Niçin artık mutlu sona gelinmiştir ve niçin sabrın sonu selamettir?

 1- Ayet ve Hadislerin müjdeleri tezahür etmektedir.

 2- Dokuz dönemin geçirilmesi gerekliydi, şükür bitmiştir.

 3- Olayların seyri ve düşünürlerin değerlendirmeleri bu yöndedir.

 4- İnsanlığın yeni ve adil bir medeniyete ihtiyacı çok şiddetlidir. Aksi halde insanlık iflas edecek ve büyük bir felakete sürüklenecektir.

 

 

Bu makaleyi sesli olarak dinleyebilirsiniz:

{mp3}olgunlasmanin_ve_basariya_ulasmanin_kurallari{/mp3}

 

 

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
7 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
ELiF ÇAĞIL

İnsan Olabilmek
Eşref-i Mahluk olan bizler bu ilim deryasından nasiplenip bu yolda hizmette kalabilmeyi Rabbim nasip eylesin…Evet ayağımızdaki prangalar la yol alabilmek çok zor şu ahır zaman fitnelerinden Rabbim rızasıyla çıka bilmeyi nasip eylesin,samimiyet ten ayırmasın…

Saffet

AMAÇ HAKİKİ KUL OLMAK
Burda özetlersek diğer yaratılanlardan farklı olarak insana verilen akıl nimeti ile birlikte başlayan imtihan ve Allahı bilme süreci ; Nefsi emmare ile başlayan hayat yolculuğunun Allaha hakiki Kul olma ile bitmesi gereken yani Rızai İlahi ye ulaşılacak süreç bildirilmiştir. Allah hakiki manada anlamayı ve gereğini yapıp sonunda olgunlaşması hepimize nasip etsin Amin

Necmettin

Gerçeğe Bigane Kalmak!
Zihinlerimizi,çoğu dezonformatik veya gereksiz bilgilerle doldurulmuş “malumat çöplüğü” haline gelmekten kurtaracak,hayat veren,şuur kazandıran,ülke insanlık için faydayı amaçlayan, hazine hükmündeki bu makale için de(diğerlerinde olduğu gibi)muhterem Üstadımıza şükranlarımızı sunarız!..

Farklılık fantezisi,bilgiçlik budalalığı veya akıl-vicdan noksanlığı… gibi nedenlerle ,bu hikmetlere bigane kalmak ne büyük bir nasipsizliktir!..Bu gerçekler duyulup anlaşıldığı halde,gereğini yapma çabasına girmemek ne büyük bir hasarettir!..Rabbbimiz bu hüsrandan bizleri muhafaza buyursun…Bizi bize terketmesin…Hakikate ulaştıracak bu en sağlam yola, bu kutlu ele nankörlükten,sadakatsizlikten korusun!..

Bu “kudret helvası-bıldırcın eti” gibi, en kıymetli elmas hükmündeki hazineleri anlayıp uygulamak gayretini çekmek yerine ;lanetlenmiş israil oğulları gibi soğan sarımsak peşine düşürmesin!…Amiin…

Yakup G.

Subhanallah…
Subhanallah,

Özün özütü çıkarılmış, her biri ciltler dolusu kitapların özeti ve Kuran’ın bireyde, topluluk ve cemaatte, toplumda ve dünyada görmek istediği; emir edilen, kurtuluş olarak gösterilen davranışların, yaşantının, mücadelenin haritalandırması gibi çok yalın ama aslında çok derin bilgiler. Allah razı olsun.

Rabbim istifade edebilenlerden eylesin. Tüm bunları hayatına tatbik edebilen Rıza-i İlahi ve Firdevsi hakeder biiznillah. Bu sebeple cennetten öte rıza-i İlahiyi amaç edinen mücahid ve mücahidelerin kafasına kazıyarak, hergün ve karşılaştıkça hatırlayarak, yaşaması gerekli düsturlardır.

Baki Selamlar.

Neslihan BAYRAKTAR

İhsanın karşılığı ihsandan başkası mıdır? (Rahman: 60)
Yazıdaki maddeler aslında ciltler dolusu bilgilerin özetlenmiş halidir.

Acizane; sadece “İhsan” maddesi üzerine birkaç kelam etmek istiyorum. Önce “İhsan” ile ilgili birkaç Ayet-i Kerime yazalım:

“İyilik ve ihsanın karşılığı da (hem dünyada hem ahirette) yine iyilik ve güzellikten başkası mıdır? (Her insan ancak ettiklerini bulacak ve ektiklerini biçmiş olacaktır.)” (Rahman: 60)

“Allah’ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalanıp bağlanacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan (ve içinizde sakladıklarınızdan)haberi olandır.” (Al-i İmran: 180)

“Şüphesiz Allah, adaleti (hâkim kılmayı ve uygulamayı), ihsanı (görevini tastamam yapmayı ve iyilik ehli olmayı), yakınlara (ihtiyaçlarını karşılayacak oranda) bağışta bulunup bakmayı emreder; çirkin hayâsızlıktan (fahşadan), kötülük ve fenalıklardan, azgınlık ve zorbalıklardan (ise yasaklayıp) sakındırır. Umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz diye size öğüt vermektedir.” (Nahl: 90)

“Doğrusu onlar, Rablerinin kendilerine verdiği mükâfatı almış olarak (sonsuz saadete erişmişlerdir). Çünkü onlar bundan önce (dünyada iken) muhsin kimselerdi. (Allah’ı görür gibi ibadet ve hareket ederlerdi ve cihat görevlerinde oldukça titizlik gösterirlerdi.)” (Zariyat: 16)

“Bizim uğrumuzda cihat edenlere (ve Hakk davada sabır ve gayret gösterenlere gelince), şüphesiz (onlara hidayet ve zafer) yollarımızı açarız. (Fikri ve fiili yöntem ve teknolojiler öğretip bunları başarılı kılarız.) Gerçekten Allah, Muhsinlerle (iyilik ve istikamet sahibi kimselerle, cihat görevinde titizlik ve ciddiyet gösterenlerle) beraberdir. (Bu İlahi destek sayesinde mücahit mü’minler muvaffak ve muzaffer olacaktır.)” (Ankebut: 69)

Yıllar önceydi… Teşkilatta “10-İ Reçetesi” dersi yapıyorduk.

8. derse geldikten sonra bir türlü ilerleyemedik, o derste haftalarca takılı kalmıştık. Hikmetini de anlayamamıştım o zamanlar.

Yazıda da 8. ders tekrar ayrı bir madde olarak ele alınıp genişletildiğine göre; meğer en zor ders o dersmiş, ondan geçilemiyormuş demek ki; yaşayarak öğreniyor insan…

Oysa; Milli Çözüm okulunda, her dersten geçme zorunluluğumuz var. Madem bu ders zor, bunu atlayalım diyemeyiz. Bir önceki maddeyi uygulamadan bir sonrakine geçemeyiz. Zaten 8. dersi geçmeyince ıslah da olunamıyor, görüldüğü üzere…

Kısacası; “ihsan” yoksa, cennet de yok; Cemal de…

Kendimizden ümidim yok ama yine de dua edelim. Çünkü Rabbimizden ümid kesemeyiz.

“Ya Rabbi, Senin lütf-u inayetin olmazsa, helak oluruz. Lütfen bizi helak etme, bizi bağışla ve ıslah et. Ayağımızı kaydırma. Ey kalpleri evirip çevirenim. Kalbimizi dinimiz ve davamız üzere sabit kıl. Bizi halis, salih, ve sadık kullarının arasına kat.” Amin…

ömer ali

formüller
BİR İNSANIN İNANSIN İNANMASIN NASIL OLMASI GEREKTİĞİNİ FORMÜLLERE GÖRE KISA VE NET ANLATIMI
FORMULLERE GÖRE YAŞAYANLARIN, KİMSEYE BİR ZARARI OLMAYACAĞI HEM KENDİNE HEMDE BAŞKALAINA YARAR DEVLETİNE KARŞI SADIK KİŞİLERİN OLUŞTURACAĞI ANLATILMAKTADIR

Necmiye

Zafer yakındır
İman ve ihlas ciddiyet ve cesaret gerektirir kaypaklık ve korkaklıkla beraber samimi ve sağlam bir karakter asla bir arada yürümeyecektir kâfirlerin ve kötülerin zararlarından korkarak hakkı savunmakdan kaçanlar sonunda zülüm ateşine odun olurlar karanlıklara karşı en azından bir mum yakanlar ise aydınlık çağlara kapı açarlar. zalimlerin aziz ve yoğun mazlumların ise aciz ve yorgun olduğu bir dönemde ilimle beslenmiş sağlam ve Sapmaz bir imana sahip olmayanlar İslami gerçekleri ve insani gerekleri savunamazlar çünkü korkak kimselerde olgun iman. imanı zayıf kimselerde ise dolgun vicdan bulunmaz

Kendi iktidarını milletin ızdırabın üzerine kuranlar sonunda infilakıyla derbeder olurlar.
Aziz erbakan hocamızın yolunda sabırla azimle yürüyen milli çözüm neferleri zafer yakındır ve zafer inananlarındır.
Muhterem ahmet hocamıza saglık sıhhat güç kuvvet ver allahım amin

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
7
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx