RABBİM EFENDİM!
Hâşâ, neyim var benim, övünmek ne haddime
Nuru iman hidayet, ikramındır Efendim!
Günah kusurdan gayrı, pay ayırmam kendime
Cümle lütfu inayet, İn’amındır Efendim!
Her en Sana muhtacım, kulun şükründen aciz
Rabbim sahibim Sensin, olur mu Senden aziz
Hayat bir rüya gibi, ölüm en canlı vaiz
Kabirde güvendiğim, imdadındır Efendim!
Beni bana bırakma, al kalbim Senden yana
Merhamet buyurmazsan, kim gafletten uyana
Sultanım Senden ırak, nasıl bu can dayana
Vuslata varan yolun, İslam’ındır Efendim!
Riyasız ibadete, hak davana emekçi
Nimetine hürmeten, sadık bir emanetçi
Olabilsem ne mutlu, iman sırrına bekçi
“La ilahe illa hu”, ihtarındır Efendim!
Cihat da namaz gibi, imtihan sorusudur
Emir-yasak çizgisi, bir kulluk konusudur
Son gün mahşer bir nefes, İsrafil borusudur
İman İslam cevheri, irfanındır Efendim!
Her biri bin yıl yakan, nice günah işledim
Riya kibir ve isyan, haram lokma dişledim
Hayatım kaydedildi, her saniye fişlendim
El hak, “Hüve meaküm”[1]; ikazındır Efendim!
Anne baba dostları, bir bir toprağa gömdüm
Sanki gaflet koması, hala uyanmaz gönlüm
Bin kez tevbemi bozup, yine kapına döndüm
“La taknetu min raymetiy”[2], ihsanındır Efendim!
Beni gurbete salıp, hasret ile aratan
Bedende hapis ruhum, vuslat için yalvartan
Genlerden güneşlere, her şey her an yaratan
Canlı cansız her ayet, icadındır Efendim!
“Nerede olursanız olun, Allah sizinle beraberdir” (Hadid Suresi, Ayet: 4)
“Sakın Allah’ın Rahmetinden ümit kesmeyiniz!” (Zümer: 53)
Bu yazarin diger makaleleri
< Önceki | Sonraki > |
---|