FİLİSTİN HALKI KURTULUŞ SAVAŞI YAPMAKTAYDI!
Filistin’de Hamas’ın başlattığı “Aksa Tufanı” harekâtı İsrail’i sarsmış ve tüm dünyayı şaşkınlığa uğratmıştı. Zalim ve işgalci İsrail güçleri yıllardır Filistin‘e ait topraklar üzerinde her türlü vahşeti ve dehşeti mağdur Müslümanlara yaşatmıştır. Binlerce Filistinli kardeşimiz; bebek, çocuk, kadın, ihtiyar, sakat demeden katliama, hatta sistemli bir soykırıma uğratılmışlardır. Mescid-i Aksa başta olmak üzere bütün kutsal mekânlarımızda Müslüman kanı akıtılmıştır. Hiçbir gerekçe olmaksızın yüzlerce genç, esir edilip zindanlara atılmıştır. Şimdi, Aksa Tufanı harekâtıyla Filistinli yiğitler kendilerine ait olan topraklarda meşru müdafaa hakkını kullanmaktadır, yani bizim şanlı Kurtuluş Savaşı’mızda yaptığımızı yapmaktadır.
Kardeşlerimizin muvaffakiyeti için duacıyız!
Elbette büyük bir huzur ve heyecan yaşamaktayız. Belki de ilk defa İsrail’in Filistin topraklarını bombalaması haberiyle değil de Filistinli kardeşlerimizin fetih harekâtı haberiyle uyandık. Filistinli kardeşlerimizin büyük bir stratejiyle ortaya koymuş oldukları cihat mücadelesini bir terör eylemi gibi gösterme çabasında olanlar hain ve gafil takımıdır. Şanlı Milli Mücadelemizi bir isyan hareketi, Mustafa Kemal’i de bir “ASİ” gibi sunanlarla bunlar aynı kafalardır.
E. Tuğgeneral Naim Babüroğlu, Hamas-İsrail Savaşında Kimsenin Bilmediği Detayı Açıkladı! (Gizemli eller ve güçler, İsrail’i kör ve sağır edip avladı!)
Şimdi önce zamanlamaya bakalım. 6-25 Ekim 1973 tarihleri arasında, Yom Kippur Savaşı dediğimiz, Mısır, Ürdün ve onu destekleyen Arap ülkeleriyle İsrail arasında meşhur bir savaş yapıldı (ve İsrail kazandırıldı…). Ve işte bu savaşın 50. yıl dönümünde, Hamas saldırısı başlıyor (ve İsrail, tarihinde ilk defa yeniliyor ve şaşkınlığa uğruyor)!
Sabah, 6.30, ama 6’yı 7’ye bağlayan gece (Hamas baskını başlıyor…). Dolayısıyla, (Yom Kippur’un) yıl dönümünde başlıyor. Oysa böyle kritik yıl dönümlerinde, özellikle 10’uncu, 20’nci, 30, 40, 50’nci yıl dönümlerinde, bir devlet veya bir kurum, yani İsrail ordusu, İsrail polisi, İsrail Hudut-Sınır Birlikleri, İstihbarat Örgütleri ve devlet (yetkililerinin elbette tedbirli olmaları gerekiyor). Herhalde otomatik olarak refleks alınması ve güvenlik önlemlerinin arttırılması bekleniyor. Demek ki burada birinci durum; bu 50’nci yıl dönümü dikkate alınmamış mı? Ona bakacağız şimdi. Bize göre dikkate alınmaması mümkün değil.
İkinci konu; İsrail, NATO ülkeleri arasında ve Batı’da, hatta dünya orduları arasında Elektronik Savaş Sistemleri açısından en güçlü ülke sayılıyor. Mesela biz, Hava Kuvvetleri 2000’lerde, İsrail’le ikili tatbikatlar yapardık. Onların elektronik savaş yeteneklerinden tecrübe edinmek için (yanaşırdık). Birçok NATO üyesi ülke de İsrail’le tatbikat yapar, elektronik savaş tekniklerinden faydalanmak için (fırsat kollardı). Yani Elektronik Savaş Sistemleri yetenekleri arasında İsrail şu anda zirvede bir yerde (durmaktadır!). Yani ABD ile hemen hemen aynı, hatta ABD bile bazen İsrail’den yararlanır. Diğer bir konu, İsrail MOSSAD gibi, CIA ile MOSSAD iç içe girdiği ve teknolojik yetenekleriyle dünyanın en üstün düzeyde olan bir istihbarat örgütüne (sahip bulunmaktadır). Bu da bir yerde (aklımızda kalsın). Fakat en önemlisi; Gazze Şeridi’nde, yani o bölgede, binlerce istihbarat elemanı sokakta, çarşıda, bakkalda, restoranda, fabrikada, yani her yerde dolaşıp durmaktadır. Bir konu daha var; yine yüzlerce istihbarat elemanı, İsrail’e, MOSSAD’a ait ajanlar, Hamas’ın içinde görev yapmaktadır. Hamas’ın içinde bizzat; Hamas gibi görünerek, İsrail’e bilgi aktarılmaktadır. CIA ajanı ve elemanı da vardır.
Haydi bunları da bir yana bırakalım; Gazze Şeridi’nde üç tane giriş-çıkış kapısı bulunmaktadır ve bunlar İsrail’in kontrolü altındadır… Ama bu kapıların dışında, İsrail’in Gazze’yi çepeçevre sardığı, kuşattığı sınır birliği vardır. Ki orada da İsrail Ordusunun farklı birimleri yer almaktadır. İsrail’in askerleri, polisleri, özel istihbarat birimleri burada görev yapmaktadır.
Bu arada, İsrail’in son teknoloji elektronik sistemleri, termal kamera düzenekleri ve diğer sistemleri olduğunu da unutmayalım. Şimdi bütün bu yetenekleriyle beraber devlet otomatik olarak; ordu, istihbarat örgütü (tarihi bir savaş yıl dönümünde) refleks gösterir, tedbirleri artırır. Yani burada, diyelim 150 asker varsa, bunu 200’e, 250’ye çıkarır. Nöbet sistemini artırır, devriye faaliyetlerini, keşif faaliyetlerini arttırır… Şimdi bir bakıyoruz, sabah 6.30’da; sadece bir noktadan değil, üç-dört noktadan yaklaşık 5000, kimi kaynaklara göre 7000 roket atılıyor, (Hamas, İsrail’in işgal ettiği topraklara sızıyor!).
Hem de roketler atıldıktan sonra karayolları kullanılarak İsrail’in içine giriliyor. İsrail yerleşim birimlerinde, kentlerinde meydanlar kontrol altına alınıyor ve orada insanlar rehin alınıyor, askerler, subaylar, rütbeliler, polisler (yakalanıp esir alınıyor!?)… Ve bunlar Gazze’ye götürülüyor. Demek ki Hamas’ın bu hazırlığı birkaç günlük değil. En az 6 ay, belki de 6 aydan fazla; belki bir yıllık bir hazırlık yaptığı anlaşılıyor. Peki, bu bir yıl hazırlık süresince; haydi diyelim ki bütün o gelişmiş sistemleri, 50 yılın önlemlerini attık bir tarafa; İsrail’in elinde güçlü bir iletişim sistemi bulunuyor. Onu birçok ülke satın alıyor ve almak istiyor. Onu aldığınızda ve kullandığınızda, bir ülkede yaşayan bütün toplumun; istediğiniz herkesin WhatsApp dahil bütün sosyal sistemlerini hem görebiliyor hem dinleyebiliyorsunuz. Şu anda birçok ülke sıraya girmiş, İsrail’den almak istiyor. Yani bunu satın alan devlet, devletin içinde yaşayan kaç milyon kişi varsa, onun WhatsApp’ını, sosyal medyasını, iletişimini, telefonunu, o sistemden her şeyi görüyor. Şimdi, orada istihbarat elemanları var. Gazze’de, Hamas’ın içinde istihbarat elemanları var… (Ama Hamas’ın hazırlıklarından hiç haberleri olmuyor ve hiçbir tedbir alınamıyor.)
Evet, Hamas tarafından ciddi ve uzun süreli bir hazırlık yapılıyor. (Ama İsrail, tek kelime ile gafil ve tedbirsiz yakalanıp şaşkınlığa uğratılıyor…) Sonuç itibarıyla 5000 yıllık yazılı savaş tarihinde, hiçbir devlet bütün bu ihmalleri bir anda yapamaz, bunlar sadece tesadüf de olamaz. O zaman birileri veya biri düğmeye bastı. İsrail’in bütün bu sistemlerinin hem kulağını hem gözünü kör etti o anda!?
İsrail’in elindeki oldukça değişik ve üstün teknolojik sistemlerin hepsinin birden böylesine kör edilmesi ve sağır edilmesi, 5000 yıllık yazılı tarihte eşine ve örneğine rastlanmamış bir olaydır ve bu, tarihe bu şekilde geçecek (bir muammadır)!..[1]
Bakınız, E. Tuğgeneral Naim Babüroğlu, bu konuda, hiç kimsenin farkına varmadığı veya konuşmaktan sakındığı şu gizemli gerçekleri gündeme taşımıştı:
Hamas’ın, İsrail’i ve tüm Batılı ülkeleri ve süper güçleri şaşkınlığa uğratan ani ve etkili baskınları ve başarıları, elbette aylar ve yıllar öncesinin hazırlıklarıydı. Ancak dünyanın en stratejik ve teknolojik istihbarat imkânlarına sahip İsrail’in, bütün bunlardan haberi bile olmamıştı ve çok gafil yakalanmıştı.
Çünkü çok gizemli ve kudretli bir el, İsrail’in, CIA ve MOSSAD’ın bütün gözlerini kör, kulaklarını sağır edip bırakmıştı!..
Biraz daha bekleyin bakalım; görelim kulaklar daha neler duyacaktı ve gözler ne kutlu olaylara şahit olacaktı!
Rahmetli Erbakan Hocamız da bu konuda şu müjdeleri açıklamıştı:
“Dünyaya hâkim olan Siyonist ve emperyalist güçler en büyük zulmü çay, kahve içerek oturdukları yerden işleyecek kadar, teknolojiyi geliştirmişler. Şimdi kalkıp “ben hakkımı koruyacağım” diyorsun. İyi de nasıl koruyacaksın? Adamın 40 tane uçak gemisi var. Efendim ben de 40 tane yapayım dersen birkaç ömür buna yetmeyecek. Kaldı ki bak, İran’a atom bombasını yaptırıyor mu? Üstelik sen 40 tane yaparken o 80 tane yapacak. Öyleyse nasıl kurtulacaksın, nasıl bunlara laf anlatacaksın? Bana bak! Cenab-ı Allah Rahman ve Rahim’dir. Sen teknoloji nedir biliyor musun? Şimdi o geminin içerisinde, sen öyle bir manyetik alan yaparsın ki, kumandanın sesini o subay duyamaz. Onun atmış olduğu füzeyi oluşturacağın elektromanyetik dalgalarla havada yakalarsın, geri çevirip, onu atan geminin üzerinde parçalarsın! Evet, teknoloji Allah’ın bir rahmetidir ve üstün bir teknoloji olmadan Batılı barbarlarla başa çıkmak imkânsızdır. Geri kalmış ülkelerin, kendini ilerlemiş zanneden ülkelerin önüne geçmesi bakımından teknoloji bir fırsattır. Bunu başardığın zaman senin artık uçak gemisi yapmana gerek yok, çünkü onun uçak gemisi senin sayılır. İstediği kadar füze atsın, nasılsa kendi başında patlayacak!
“Hocam yahu sen nelerden bahsediyorsun?” diyenlere söylüyorum; Bana bak! Sen Benim aynı zamanda bir teknik profesörü olduğumu bilmiyor musun? Onun yüz tane uçan kalesi varmış, ne yazar! Havadaki sürtünmesi o kadar düşük olan madenler var ki, fazla açıklama yapmayı uygun görmüyorum, o madenlerden yapılan özel teknoloji içerikli düzenekleri, sen buradan fırlattığın zaman, onun uçan kalesinin bin misli hızla gidiyor. Havada dağılıyor ve tellerden ibaret olmak üzere onun uçan kalesini yakalıyor ve aşağıya düşürüyor. ABD ve İsrail’in elindeki bir uçan kale 100 milyon dolara mal oluyor. Benim söylediğim bu silahın kendisi ise sadece 500 bin dolara hazırlanıyor. İşte böylece onun 100 milyon dolarlık malını sen 500 bin dolarla düşürebilirsin.
Neyle düşüreceksin? İmanla, imanla, imanla! (Ve hazırladığımız ve size anlattığımız teknoloji harikalarıyla.)
Böylesine bir teknolojik gelişmeyi başardığın zaman ve şu müeyyide kuruluşlarını kurduğun zaman, “Gel bakalım buraya!” dediğin zaman, ister istemez ayağı titreyerek gelecek ırkçı emperyalizm, Siyonizm hizaya gelecek ve diz çökecek!.. Otur şuraya bakalım; bana bak, sen şimdiye kadar bizim kanımızı, canımızı emdin. İnsanlığa kan kusturdun. Ama biz Hz. Ömer’lerin, biz Selahaddin Eyyübi’lerin ahfadıyız. Biz Sultan Fatih’lerin ahfadıyız. Biz sizi imha için gelmedik. Biz rahmet Peygamberinin ümmetiyiz. Biz size de sizin hakkınızı vermek için geldik. Yeryüzünde ecdadımız gibi adil bir düzen kurmak için geldik. Hakkı korumak için geldik. Biz Hakkı üstün tutarız, amma kuvvetin de kıymetini biliriz. Hakkın emrindeki kuvvet en şerefli kuvvettir. İşte biz o kuvvete sahip olacağız ve böylece kuvvetli bir Türkiye kuracağız ve yeni bir dünya kuracağız!” buyurduğu günleri ve gelişmeleri şimdi kısmen yaşamaktayız ve inşaallah şeytanları bile şaşırtan büyük dönüşümlere hazırlanmaktayız!
ESAM’ın tarihi bir toplantısında rahmetli Başbakanlarımızdan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız, çağımızın dönüşüm projelerini şöyle açıklamıştı:
27 Mayıs 2006’da İstanbul Ali Sami Yen Stadı’nda muhteşem bir katılım ve coşkuyla kutlanan İstanbul’un Fetih yıl dönümü şöleninden bir gün sonra: Grand Cevahir Kongre Sarayı’nda ESAM tarafından düzenlenen ve İslam dünyasından yüzlerce devlet adamı ve ilim erbabının katılımı ile gerçekleşen, Milli Çözüm Ekibi olarak bizlerin de iştirak ettiğimiz “Müslüman Toplulukları ve Sorumlulukları” konulu ilmi konferansta Erbakan Hoca;
• İslam dünyasının ve insanlığın temel problemlerini ve sebeplerini,
• Kurtuluş çarelerini ve çözüm projelerini,
• Bunlarla ilgili yeni fikir önerilerini, fiili tatbikat örneklerini ve başarılı pratiklerini, çok akıcı bir dille ve çarpıcı misallerle anlatmıştı ve bunlar Milli Çözüm Dergimizde defalarca yazılmıştı.
Artık pilotsuz uçaklarımız hazırdı:
ASELSAN ve TAİ-TUSAŞ gibi Milli müesseselerimizin ve Teknoloji Araştırma Şirketlerimizin ürettiği pilotsuz uçakların yapımı tamamlanmış, dünyadaki örneklerinden daha üstün ve etkin konuma ulaşmışlardır. Simülatör sistemiyle, bu uçakların kendisine zarar vermeden çok çeşitli denemeler rahatlıkla yapılmıştır. Bütün bunlarda seri imalat safhasına gelinmiş durumdadır. Her türlü silah ve teknolojik araç ve gereçler üretilip savunma ihtiyaçlarımız için hazırlanmıştır. Bütün bu özgün başarı ve birikimler, Şanlı Ordumuzun hizmetine sunulmuş bulunmaktadır.
a- Pilotsuz uçakların yanında her türlü bilgisayarlı savunma araç ve gereçlerinin,
b- Duvardan, kapıdan, mayınlı ortamdan, tel örgülü ve elektrikli manialardan aşan ve hedefine ulaşıp görevini yapan, yürüyen teknolojik böceklerin,
c- Ulusal ve uluslararası her türlü stratejik konuşma ve yazışmaları dinleyecek ve değerlendirecek, ama kendisi asla çözülmeyecek son sistem iletişim aletlerinin,
d- Düşman ülke ve örgütlerin elindeki bilgisayar sistemlerini, teknolojik projelerini, hıyanet ve saldırı girişimlerini, bunların çok özel ve gizli casusluk şebekelerini takip ve tahrip edici özellik ve yeteneklere sahip, sentetik ilaç kapsülleri benzeri, uzaktan kumandalı ve fark edilmesi imkânsız; bir nevi “suni cin” modellerinin, bunların hepsinin:
e- Tasarım ve proje başlangıçlarını,
f- Model ve deneme safhalarını,
g- Seri üretim ve geliştirme aşamalarını gerçek ve örnek video çekimleriyle gösteren Erbakan Hoca’nın bu tanıtım filmleri, hayret ve hayranlık uyandırmış ve: “Ahir zamanda ve Hz. Mehdi’nin Deccal’e karşı kutlu savaşında; barut ateş almayacak, silahlar patlamayacak” mealinde müjdelenen haberlerin nasıl hakikat olacağı böylece ispatlanmıştır.
Herhalde düşman güçler ve emperyalist merkezler de bu kutlu gerçeklerin ve mutlu gelişmelerin farkındaydı ve telaşındaydı. Ama önünde sonunda Hak bâtıla, adalet barbarlığa galebe çalacak, inşaallah Türkiye merkezli yeni bir medeniyet inkılabı yaşanacaktı. Bütün bu teknolojik harikaların altyapısını hazırlayan Aziz Erbakan Hocamızı minnetle ve şükranla anıyor, Onun başlattığı tarihi devrim ve değişimin devam ettiğini hatırlatıyor ve pek yakında büyük zafere erişileceğini bekliyoruz.
Bülent Arınç’ın Hamas Küstahlığı!
Kocaeli’nde kitap fuarına katılan Bülent Arınç, İsrail ve Filistin arasında devam eden olaylarda Hamas’ı suçlayıp saçmalamıştı. “Senin ne gücün var? Senin gıdanı bile dışarıdan gönderiyoruz, senin teknik aletlerini, ihtiyaçlarını dışarıdan karşılıyoruz. Sen iki tane uydurma füze atıyorsun, İsrail’e sinek vızıltısı gibi geliyor!” diyerek gizli ve kirli ayarını ortaya saçmıştı.
Gazze’de yaşananların (yani İsrail’in şaşkınlık ve perişanlığının) acı verici olduğunu ve üzüntü duyduğunu söyleyen Arınç, “Gazze’deki Hamas bağlıları, (bunlara) mücahit desen bir türlü militan desen bir türlü… (Tutup) Paramotorla ve pikaplarla, İsrail tarafına geçmişler. Orada hem esir almışlar hem de sanıyorum 200 civarında insan öldürülmüş veya ölmüşler. İsrail bunun altında kalmadı, daha çok eziyet, daha çok ölüm, daha çok bomba yağdırdı.” diyerek sanki İsrail ağzıyla ve bir Yahudi mantığıyla bu şanlı harekâtı küçümsemeye ve kötülemeye kalkışmıştı.
“Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği iki devletli bir çözüme doğru gitmek lazım. Oslo’da böyle bir karar alınmış. İsrail onu da tanımıyor ama biz bir noktaya kadar getirmiştik. Filistin kendi sınırları içerisinde bağımsız bir devlet olacak. İsrail kendi sınırları içerisinde bağımsız bir devlet olacak. İki devleti de dünya tanıyacak ve artık bu sorun kendi sınırları içerisinde bitmiş olacak. Tabi ihtilaflı noktalar var, Golan Tepeleri, Batı Şeria var, o var bu var… Bunlar da sulh yoluyla çözülebilir. Çünkü Birleşmiş Milletler de bu kavgalardan usandı. Onların da bir programı çerçevesinde Türkiye’nin de öncülüğüyle bir şeyler yapılabilir. (Ama maalesef) Gazze’yi buna yanaştıramıyoruz. Onlar İsrail’i tanımamakta ısrar ediyorlar. Şimdi diplomaside bir söz vardır. Sıkılı yumrukla el sıkışılmaz, yumruğunuzu açacaksınız ki karşı taraf da elinizi sıksın” diyen Bülent Arınç arsızına sormak lazımdı: Siz AKP iktidarı olarak İsrail’i tanıdınız, normalleşme anlaşmaları imzaladınız, resmen ve alenen Siyonizm’e hizmetkârlık yaptınız da, bu zalimleri hangi işgalinden ve mezaliminden vazgeçirmeyi başardınız?!
İsrail Ankara Büyükelçisi Lillian: Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk siyasetçilerin yaptığı bazı açıklamaları “İsrail’e çok destek verici” bulmuşlardı!
İsrail’in Ankara Büyükelçisi Bayan Siyonist militan Irit Lillian; Hamas’ın İsrail’e binlerce füze atmasıyla ve kendi topraklarına sızmasıyla başlayan çatışmalara, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve bazı Türk siyasetçilerin yaptıkları açıklamaların bir bölümünü; İsrail’i destekleyip ve haklı çıkarıcı, bir bölümünü ise şaşırtıcı bulduklarını açıklamıştı. İsrail İstanbul Başkonsolosu Rami Hatan ile birlikte video konferansla gazetecilerle bir araya gelen Lillian, Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırı ve İsrail’in başlattığı karşı saldırı ile ilgili değerlendirmeler yapmıştı.
7 Ekim 2023 Cumartesi günü meydana gelen gelişmelerin Türkiye-İsrail ilişkilerini nasıl etkileyeceğine dair soruyu yanıtlayan Büyükelçi, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk siyasetçilerin yaptığı bazı açıklamaları (İsrail’e) çok destek verici ve yerinde bulduk; bazıları ise bizi biraz şaşırttı. Çünkü Türkiye terörizmin ne olduğunu çok iyi bilen bir ülke ve daha fazla empati bekliyorduk. Türkiye siyaseti ve sivil toplumunda, kalbi Filistinliyle olan birçok kişinin bulunduğunu biliyoruz. Bence bu insanlar kendine şunu sormalı: Böyle barbarca bir hamle hiçbir ahlâki hedefe hizmet ediyor mu? Bence kimse böyle bir şeyi yakıştırmaz. Bence Türkiye ve İsrail ilişkilerindeki ısınma, dünkü saldırıdan ve teröre karşı savaştan etkilenmemeli. Bence yapıcı diyalog, ilişkimizi nerede göreceğimiz konusunda iyi bir cevap olabilir” sözleriyle, AKP iktidarının ve ortağının Filistin’den çok İsrail’in çıkarlarını gözettiklerini, dolaylı biçimde açığa vurmuşlardı.
Bayan militan Lillian, “Arabuluculuk konusu başka zaman konuşulacak. Şu an ölülerimizi saymaya çalışıyoruz. Kaç vatandaşımızın kaçırıldığını bile bilmiyoruz. Kaçırılan subaylar var, ebeveynleri canlı mı bilmiyoruz. Bir partide kutlama yapılırken kaçırılanlar var. Vahşice kaçırılıp Gazze’ye taşındılar. Şu anda arabuluculuk konusunu konuşma değil, bu saldırılara karşılık verme zamanı. Kaçırılanların evlerine dönmesini ve bölgeye sükûnet gelmesini istiyoruz. Sonra arabuluculuk durumunu ve bunda rol oynayacakları konuşabiliriz.” diyerek Siyonist İsrail’in nasıl bir şaşkınlık ve perişanlık içinde kıvrandığını açığa vurmuşlardı.
Bizim asıl dikkatimize takılan konu; sözde terörist İsrail’in Büyükelçisi LILLIAN ile Bülent Arınç’ın olaya aynı gözle bakmaları ve aynı çözümü sunmalarıydı!?
Oğuzhan Uğur(suz)un “Filistin halkı diz çökecek!” küstahlığı
Güya sosyal medya fenomeni Oğuzhan Uğur, Filistin ve işgalci İsrail arasındaki çatışmalar hakkında, “Filistinliler, açgözlü dedelerinin sattıkları topraklar üzerine kurulmuş İsrail’e intihar saldırısı yaptı.” diyecek kadar alçalmıştı!
“İsrail’in, Filistin halkına diz çöktürene kadar saldırılara devam edeceğini” söyleyen Oğuzhan Uğur, İsrail’in dünyanın desteğini de alacağını belirterek; mü’min ve mücahit Filistinlilere gözdağı vermeye çalışmıştı. Yani ayarlarını ve asıllarını ortaya koymuşlardı…
Azerbaycan’ın Mide Bulandıran Tavrı!
Gazze ile İsrail arasındaki çatışmalar hem siyaset dünyasında hem de sosyal medyada en çok konuşulan gündem maddesi olurken, konuyla ilgili birçok ilginç paylaşım da yapılmıştı. Kimi görüntüler bağlamından koparılırken, kimi eski görüntüler ise 7 Ekim 2023 tarihinde yaşanmış gibi yansıtılmıştı. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’nün simgelerinden olan Alev Kuleler’in Hamas ile çatışan İsrail’e destek olmak amacıyla İsrail bayrağı renklerine boyandığı asılsız olsa da “Dark Web Haber” Twitter hesabında 7.10.2023 tarihli (ve 1,5 milyon takipli) haberde, “Azerbaycan’ın; Hamas’ın saldırılarını kınayıp, İsrail’e destek çıktığı” açıklamasına maalesef resmi bir yalanlama yapılmamıştı.
Azerbaycan-İsrail Parlamentolar Arası İlişkiler Çalışma Grubu, İsrail’e yönelik saldırıları kınayarak, “Bu zor zamanda İsrail’le dayanışma içindeyiz.” mesajını paylaşmıştı.
ABD Başkanı Joe Biden da Beyaz Saray’da, yanında Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile kameraların karşısına geçerek, İsrail’e yönelik saldırılar üzerine açıklamalarda bulunmuşlardı.
İsrail’in kendisini savunması için gerekli yardımların sağlanması konusunda desteğe devam edeceklerini belirten Biden, “Benim yönetimimin İsrail’e desteği kaya gibi sağlam ve sarsılmazdır.” ifadelerini kullanmıştı. Biden, çatışmalarda, İsrail ve Filistin dışındaki taraflara da isim vermeden seslenerek, “Bunu en açık şekilde ifade edeyim ki; şu an İsrail’e düşman olan herhangi bir tarafın bu saldırılardan avantaj sağlamak için yararlanacağı bir zaman değildir. Dünya izliyor.” şeklinde örtülü tehditler yağdırmıştı.
Acaba Azerbaycan yetkilileri, bu şantaj mesajlarından etkilenerek mi Siyonist katil İsrail’e sahip çıkmışlardı? Yoksa, zaten İran sınırında ve çok önemli bir alanda İsrail’e özel askeri üs sağlamaları gibi, Siyonist zulme taşeronluktan nemalanma kasıtlı mıydı? Böyle ise, Karabağ’ımızı işgal eden Ermenistan’ın haksızlık ve ahlâksızlığının en az bin katını yapan ve mağdur Filistin halkının topraklarını işgal edip, şeytanı bile utandıran dehşet ve vahşetleri uygulayan İsrail’i haklı bulmak, nasıl bir mantık marazı ve vicdan kararmasıydı?
Terörist İsrail’de panik başlamıştı!
Filistinli Müslümanlara karşı son zamanlarda keyfi katliamlarla ve her türlü barbarlığı artıran, Mescid-i Aksa’ya tacizlerini had safhaya çıkaran Siyonist İsrail, Hamas’ın harekete geçmesiyle korku ve telaşı iliklerine kadar yaşamaya başlamıştı. İşgal altındaki topraklarda yaşayan Siyonistlerin kentlerinde sirenler çalmaktaydı. Hamas’ın düzenlediği saldırı ve operasyonlarda bine (1000) yakın işgalci saf dışı bırakılmış, üç bin kişi yaralanmış ve binlerce esir alınmıştı! Filistinli direniş örgütü Hamas’ın silahlı kanadı İzzettin El-Kassam Tugayları abluka altındaki Gazze Şeridi’nden İsrail’e yönelik “Aksa Tufanı” isimli kapsamlı bir operasyonu başlattıklarını açıklamıştı. Gazze’den sabah saatlerinde İsrail yönüne 5 bin roket atılmıştı. İsrail içinde Gazze Şeridi yakınlarındaki yerleşim yerlerinin yanı sıra Usdud (Aşdod), Askalan (Aşkelon), Birüssebi’de (Berşeva) saldırı sirenleri çalmaktaydı. Gazze Şeridi’nden uzaktaki büyük kentlerde, Tel Aviv ve Kudüs’te de korku ve kuşku sirenleri uyarıp durmaktaydı!
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, son günlerde Yahudi işgalcilerin Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınlarının, Aksa üzerinde egemenlik kurmak için artırıldığına ilişkin bilgiler aldıklarını ve İsrail’in Gazze’ye ani bir baskın düzenlemeyi planladığını vurgulamıştı. Haniye, Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıya tepki olarak “bir kahramanlık savaşı” içerisinde olduklarını belirtip, “bu tarihi anlarda, adı Mescid-i Aksa, kutsallarımız, tutsaklarımız ve ana sebebi de ‘Mescid-i Aksa’ya yönelik suç işleyen Siyonist saldırı’ olan bir kahramanlık savaşının içerisindeyiz” ifadesini kullanmıştı.
Kassam Tugayları’ndan tüm Filistinlilere “Aksa Tufanı’na katılın” çağrısı
Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde, tüm Filistinlileri İsrail’e karşı başlattıkları “Aksa Tufanı” operasyonuna katılmaya çağırmıştı. Ebu Ubeyde, El-Aksa televizyonuna yaptığı açıklamada, sabah başlatılan operasyonun planladıkları gibi devam ettiğini belirterek, “düşman hayal kırıklığından uyandığında şaşkına dönecek” ifadesini kullanmıştı. “Aksa Tufanı”nda ilk hedeflerin stratejik noktalar, havalimanları ve askeri alanlar olduğunun altını çizen Ebu Ubeyde, “Filistin direnişinin, Mescid-i Aksa ve Filistinli esirlere saldıran İsrail’e hesap sormaya başladığını” söyleyip; “Gerçekleştirdikleri operasyonun işgal güçlerine (İsrail’e) diz çöktürecek tarihi bir fırsat olarak kabul edildiğini” hatırlatmıştı.
ABD yetkililerinin, “Hizbullah’ın da ayrı bir cepheden İsrail’e saldırmasının büyük yıkıma yol açacağı” konusunda uyarmaları, Siyonist ve terörist işgalcinin korkularını yansıtmaktaydı!
Bu konuyu, ilgili ve müjdeli şu ayetlerle kapatalım:
164- (Melekler, nuraniler ve ruhaniler der ki:) “Bizden her birimiz için belli bir makam vardır.” (Herkes hizmet ve görev sınırının farkındadır.)
165- “Biziz, o saf saf halinde dizilmiş (farklı görevler üstlenip, iş bölümü yapıp kenetlenmiş kimseler) gerçekten biziz! (Her an Allah’ın emrine hazır bulunmaktayız.)”
166- (Evet) “Biziz, o (sürekli) tesbih (ve tenzih) ederek (Allah’ın emirlerini harfiyen yerine getirenler de) gerçekten biz olmaktayız.”
167- Doğrusu onlar (müşrikler ve münafıklar ise Kur’an inmeden önce); şöyle deyip dururlardı:
168- “Eğer yanımızda evvelki (ümmet)lere (verilenler)den bir zikir (gerçeği hatırlatıcı ve uyarıcı kitap) bulunmuş olsaydı;
169- Kesinlikle bizler de, Allah’ın (mü’min ve) muhlis kullarından olurduk” (şeklinde yalan iddialarda bulunacaklardı.)
170- Oysa (kitap gelince) onu tanımayıp inkâra kalkışmışlardı; yakında (her şeyi anlayıp) bileceklerdir.
171- Andolsun, (peygamber ve Hakka rehber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir (tarafımızdan şu garantiyi vermişizdir):
172- Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir.
173- Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir.
174- Öyleyse Sen, (ey Nebim!) bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
175- Ve onları seyret ki; (zalimlerin hezimetini ve acı akıbetini, mücahit mü’minlerin ise galibiyet ve hâkimiyetini) yakında göreceklerdir.
176- Şimdi onlar, Bizim azabımızı (ve intikamımızı) acele mi istemektedirler?
177- Oysa (azap) onların sahasına (iktidar ve saltanatlarına ansızın) indiği zaman, uyarılıp-korkutulanların (ama çağrımıza uymayanların) sabahı ne kötü (ve ne fecidir).
178- (Artık) Sen bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
179- (Bundan böyle) Seyret (ve bekle ki, İlahi gazap ve tufanı) yakında göreceklerdir.
180- Üstünlük ve sonsuz Güç (izzet) sahibi olan Senin Rabbin, onların nitelendirdiklerinden (her türlü acizlikten ve va’adinden dönmekten elbette) Yücedir.
181- Gönderilmiş (bütün peygamber)lere (ve Hakk elçilere) selam olsun.
182- Ve âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun (ki her türlü hürmet, övgü ve teşekkür O’na mahsustur). (Sâffât: 164-182)
[1] Serap Belovacıklı – Naim Babüroğlu Sözcü TV – Aklın Yolu Programı – 8 Ekim 2023
Şairimiz Ebu Kasım Eş-Şabbi bir gün şöyle dedi;
Kim sevmez dağlara tırmanmayı,
Kim sevmez sonsuza kadar kayalıklar arasında yaşamayı.
Çok şey var da… Ama sadece pek azını istiyorlar burada.
Günün uyanmasını mesela ve gülüşünü bir çocuğun,
Atıyor kalbi hayatın ve geçiyor bir gün daha,
Tükeniyor ömür zamanda.
Ve bir buğday, hurma ağacı kadar büyümeye niyetli,
Niyetli büyümeye daha da yukarıya.
Ve küçük bir nehir, tepeye tırmanmanın hayalini kurmakta.
Çok şey var da… Ama sadece pek azını istiyorlar burada.
Bir kız, güzel bir gömlek ve bir çiçekle süslüyor buluşmasını.
Ve sakıncası da yok.
Tabii buluyorum ağaçların, yeşilin tadını çıkarmasını,
Bir avuç gölgenin de yoktur sakıncası.
Çok şey var da… Ama sadece pek azını istiyorlar burada.
Öğle vakti miskinlik edecek bir deniz kenarı,
Köylü bir kadın kıskanıyor ağustos ayında denizde yüzen balıkları.
Bu sonsuzluğun içinde sebepsiz yere oradan oraya uçan bir kuş şarkı söylüyor kanatlarıyla.
Ve sadece kanat çırpmak vardı başlangıçta…
Tekrar diriliş gerçekleşene kadar, kanatlardır kalacak olanlarda.
Çok şey var da… Ama sadece pek azını istiyorlar burada.
Basit bir düğün fotoğrafı ve düğün şarkısı,
Ve uzun bir gün…
Hayır ihtiyaç duymadan bir kahramana,
Kalbe bal akıtan bir şarkı…
İki genç aşığın arasında gidip gelen sevgi dolu mektupları…
Korkunç haberler ve belgeler doldurmadan satırlarını…
Çok şey var da… Ama pek azını istiyorlar burada.
Bir baba akşam gülerek dönse ailesinin yanına,
Ve tatil günü öğlene kadar tembellik etse, yatsa ya…
Otursa beş kız çocuğu doğurmuş bir ana, 40 yıllık verandasında.
İki şehit var ama omuzlarında, kıpırtısız durmakta.
Bekliyorum o günü. Utanmadan ağlayabileceğim günü, gözyaşlarıyla.
Çok şey var da… Ama sadece pek azını istiyorlar burada.
Yaşlı bir büyükanne masal anlatıyor, küçük torunu yanı başında…
Bu yaşa kadar göstermedi yüzünü hiçbir doktora.
Hiç ilaç da almadı kavuşmak için şifaya…
Bir zeytin ağacı gibi durur tarlada…
Düşer daha horozlar ötmeden umudun yollarına.
Bir atasözü gibi dikilir karşınıza.
Çok şey var da… Ama sadece pek azını istiyorlar burada.
Arzuları tırmanmaktır bir ulu dağa.
İbrahim Nasrallah
Filistin’li şair İbrahim Nasrallah tarafından kaleme alınan ve Ayçin Kantoğlu tarafından Türkçeye çevrilen şiir.
RABBİMİZİN ZAFER VAADİNE İTİMAT EDEREK, İHLAS VE İHSANLA GAYRET ETMELİYİZ!…
Filistinli kardeşlerimiz; hem kendi kurtuluş mücadelelerini vermekte, hem de bütün ümmetin onuru ve izzeti adına, kutsal mabedimiz Mescid-i Aksanın özgürlüğü için cihad etmektedirler.
Bizlere düşen ise, canlarını ortaya koyan bu mücahid kardeşlerimize manen destek olmak ve dualarımızla onlara güç katmaktır.
Rabbimiz bu kutlu mücadeleyi; tüm mazlum ve mağdurların onur, izzet ve huzur içerisinde özgürce yaşayacakları ADİL DÜZEN Medeniyetine vesile kılsın inşallah…
Sâffât 171:
وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا الْمُرْسَل۪ينَۚ
“Andolsun, (peygamber ve Hakka rehber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir (tarafımızdan şu garantiyi vermişizdir):”
Sâffât 172:
اِنَّهُمْ لَهُمُ الْمَنْصُورُونَۖ
“Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir.”
Sâffât 173:
وَاِنَّ جُنْدَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ
“Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir.”
Rabbimizin vaadine itimadımız tamdır. Huzurla ve ümitle beklemekte ve ihlas ve ihsanla mücadelemizi yürütmekteyiz. Rabbimiz ayağımızı hak davası üzerinde sabit kılsın inşallah…
Zafer İnananlarındır ve Zafer Yakındır
Herhalde düşman güçler ve emperyalist merkezler de bu kutlu gerçeklerin ve mutlu gelişmelerin farkındaydı ve telaşındaydı. Ama önünde sonunda Hak bâtıla, adalet barbarlığa galebe çalacak, inşaallah Türkiye merkezli yeni bir medeniyet inkılabı yaşanacaktı. Bütün bu teknolojik harikaların altyapısını hazırlayan Aziz Erbakan Hocamızı minnetle ve şükranla anıyor, Onun başlattığı tarihi devrim ve değişimin devam ettiğini hatırlatıyor ve pek yakında büyük zafere erişileceğini bekliyoruz.
Milli görüşçü
Ey Gözü Yaşlı Filistinli anne Sen imanın ve vatanın için Doğururken, bile bile öleceğini, Körpecik belki elin değmeden Parçalanacak masum bebeklerini Allah tan istedin verdi bebekler Sana Yarısı parçalandı Yarısı yaralandı Yarısı sakat kaldı Çoğu şehit oldu Ve sen bu acılarla Allah im dinin için can vermeye hazır olan nesiller ver deyip istedin yine çocuk Evet Filistinli Mukaddes, Muhterem Anne, Sen korkmadın bizim gibi hiç Biz o kadar korktuk ki çocuktan Doğurmadık, doğurmamak için Fitratları bozduk O kadarda cahil değiliz en az 3 dendi fakat biz 1 düşürdük, çünkü sizi orada
durduramayanlar bizi Burada çoktan durdurup yok ettiler, hemde sizin düşmanlarınızı, çok sevip onların sözlerini bile dinledik
Milli görüşçü
Evet bekle Ey Kudüs Bizi, fakat Ömer gibi bekleme, Selehaddin gibi hiç bekleme Çünkü kutlamamız gereken doğum günlerimiz pastalarımız şenlikilerimiz var, Bak yaklaşıyor bir gün milli ve hemde yerli piyangomuz, keseceğimiz hindi olmasa da geri geri sayacağımız saatler var, Planlarımız, plajlarımız, Sinema, Avm, Tiyatro, pikniklerimiz var, Bekleme bizi Ey Filistin li Müminler zaten sizin En büyük Rabbin iz ve imanınız birde sayıca çok ama ortada sadece boykot uygulayan, kınayan, dua eden, savaş biraz dinincede, Gezmelere giden tamamen unutan sözde kardeşleriniz var. Evet Bekle Kudüslü Gözü yaşlı, elbisesi kanlı, karnı aç, ilaçsız bi çare imanlı çocuk, Evet bekle intikamını yakın bir gelecekte Allah önce sadece dili ile ah Vah diyen Müslüman görünümlü kuru kalabalıktan, sonrada bütün Dünyadan Alacak intikamını
Milli görüşçü
Sen bilemezsin, abluka ve amborgalardan
Çıkamadığından bizim halimizi
Ey Mukaddes ayaklarının altında cennet
olan Filistinli Anne
Öğrendik biz çocuk yerine, kedi, köpek beslemeyi hemde evde çok sevdik, Sizi bombalayan kişilerin fabrika ve mağazasından sadece mama değil, kıyafet aksesuar, oyuncak bile aldık, Sizin Mukaddes saydığınız çocuklar bizim için hiçti Bunu evet bunu sen daha iyi biliyorsun Çünkü bu dünyada Hayvanlar daha çok sevildi, yerildi gerçek insanlar Sizi parçalayıp, kör kuyulara atanlar ve buna ses çıkardık, dua ettik gelmedi mi yardım diyen münafıklar işte o hayvanlardan da daha aşağıya indiler…
Milli görüşçü
Filistin li Anneler, babalar, evlatlar Siz Kuran okur musunuz, her ramazanda aşk ile şevk ile Mukabele yapmayı,yamevlid Peki Kuranı Kerim yarışması, Sizin dev minareli camiileriniz, Kurslarınız Yurtlarınız var mı? Duyar gibiyiz evet bunlar yok, Sizlere bu garip ama tanıdık gelen biçimlerin adını bile unutturdular, Sizin Mescidi Aksa nız, Mübarek Kudüsü nüz var, Orada namaz kılınmaz, Kuran okunmaz, mevlid, teravih hiç olmaz, çünkü orada kılacaksan namaz dipçik beynindedir, Kızgın demirler, bombalar patlar, Bak Ey Gerçek Müminler biz sizden ne kadar rahat ibadet ediyoruz ki, Sizler orada, tecavüz, taciz, işkence, bombalarla boğuşurken üzerinize bomba atılmadan, parçalanmış cesetlerinizin boyalı basın ile gözlerimize iyi görelim diyerek,sokulmadan görmüyoruz,biz sizden Siz bizden çok uzağız. Görüyorsunuz ki ve iyice
Milli görüşçü
Ey asırlarca, Üzerine kara bulutlar çökmüş, yıldırımlar düşmüş, kan kusturulup, onuda tekrar tekrar içirtilmiş Tutsak, çaresiz, mazlum Mescidi Aksa Yakındır yakındır kurtuluş, başlattınız Sonunu getirecek El Kahhar, İntikam sizden değil, İslamdan nasıl alınır diye Allah a açılan savaşa, İntikamların sahibi Allah nasıl alacak hep beraber göreceğiz, gösterecek Allah, O zaman kimse ne Ay a, ne Mars a kaçamıyacak, yakaladığı anda yerle bir olacak gafil, zalim, ve şeytanın biçimleşmiş hatta şeytanı geçmiş kişiler.
Çık zuhur et, biz seni bekliyoruz…
Kal’a gibi dik başın bulutlarla yarışsın
Dalga dalga saçların rüzgârlara karışsın
Adını nakşedelim, eski-kadîm surlara
Sesini haykıralım asırdan asırlara
Savletinden titresin yeniden Doğu, Batı
Ve kurulsun ebedî Allah’ın saltanatı
Ufukları kaplasın bayraklarımız al al
Göklere zaferini çizsin vahşi bir kartal
Kahramanlar büyüsün masalda dev misali
Eğilsin, öpsün gökler canım nazlı hilâli
Ordularım yeniden Tuna’ya akın etsin
Bir yıldırım çıksın da uzağı yakın etsin
Selâm dursun karşımda bütün şerefler şanlar
Namını tebcil etsin, yıldızlar, kehkeşanlar
İçimde hiç sönmeyen bir fetih sevdâsı var
Yavuz gibi diyorum: ‘Bir dünya insana dar”
Bir sedâ duymak için, sahralara düşmeyim
Helâl olsun bu yolda varım yoğum her şeyim
Volkan gibi lâv atmış, ne susmuş ne sönmüşüm
Ben fikir uğruna çılgınlara dönmüşüm
Bir dehâ bekliyoruz, gençliğe mihrap olsun
Ruhları tutuşturan bir ateş mihrak olsun
Sinesinde birleşsin, sağa sola sapanlar
Kahrolsun Hâk dururken, yabancıya tapanlar
Çık nerdesin zuhur et, biz seni bekliyoruz
Yıllardır yollarında, yorgun emekliyoruz
Musa ol Hakka yüksel, tecelli et de Tûr’a
Zulmet yıkılsın gitsin, cihan garkolsun Nûra
İstiyorum, yeniden bir hilkat istiyorum
Ne hayâl ne kuruntu, hakikat istiyorum
Hakikat, hakikat, hakikat istiyorum
VÂADİ VAR !
Bak, sen şimdiye kadar bizim kanımızı, canımızı emdin. İnsanlığa kan kusturdun. Ama biz Hz. Ömer’lerin, biz Selahaddin Eyyübi’lerin ahfadıyız. Biz Sultan Fatih’lerin ahfadıyız. Biz sizi imha için gelmedik. Biz rahmet Peygamberinin ümmetiyiz. Biz size de sizin hakkınızı vermek için geldik. Yeryüzünde ecdadımız gibi adil bir düzen kurmak için geldik. Hakkı korumak için geldik. Biz Hakkı üstün tutarız, amma kuvvetin de kıymetini biliriz. Hakkın emrindeki kuvvet en şerefli kuvvettir. İşte biz o kuvvete sahip olacağız ve böylece kuvvetli bir Türkiye kuracağız ve yeni bir dünya kuracağız!” buyurduğu günleri ve gelişmeleri şimdi kısmen yaşamaktayız ve inşaallah şeytanları bile şaşırtan büyük dönüşümlere hazırlanmaktayız!
ESAM’ın tarihi bir toplantısında rahmetli Başbakanlarımızdan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız, çağımızın dönüşüm projelerini şöyle açıklamıştı:
27 Mayıs 2006’da İstanbul Ali Sami Yen Stadı’nda muhteşem bir katılım ve coşkuyla kutlanan İstanbul’un Fetih yıl dönümü şöleninden bir gün sonra: Grand Cevahir Kongre Sarayı’nda ESAM tarafından düzenlenen ve İslam dünyasından yüzlerce devlet adamı ve ilim erbabının katılımı ile gerçekleşen, Milli Çözüm Ekibi olarak bizlerin de iştirak ettiğimiz “Müslüman Toplulukları ve Sorumlulukları” konulu ilmi konferansta Erbakan Hoca;
• İslam dünyasının ve insanlığın temel problemlerini ve sebeplerini,
• Kurtuluş çarelerini ve çözüm projelerini,
• Bunlarla ilgili yeni fikir önerilerini, fiili tatbikat örneklerini ve başarılı pratiklerini, çok akıcı bir dille ve çarpıcı misallerle anlatmıştı ve bunlar Milli Çözüm Dergimizde defalarca yazılmıştı…”
Rabbim sonsuz şükür ki bu gerçekleri gösterip;
Hocamızdan bu Onurlu hakikatleri duyurdurdun,
Merhamet ettin Rabbim biz aciz kullarına;
İSRAİL YIKILACAK VAADİNİ DUYURDUN!
ERBAKAN HOCAMIZA TEKNOLOJISINI GÖSTERİP;
AHMET HOCAMIZLA İMANIMIZI DİRİ TUTTUN;
BUNCA MAZLUM VE MADURUN AHI YERDE KALMASIN;
İSRAİL YOKOLACAK VAADİNİ DUYURDUN !
Yeni Bir Dünyaya Doğru
[b]Allah’(ın va’adine, nusretine ve rahmetine) kavuşacaklarına iman ve itimatları (ve Rablerine hüsnü zanları tam ve sağlam) olanlar ise dediler ki: “Allah’ın izniyle, nice az (ama itaatkâr ve sebatkâr) topluluk, çok daha kalabalık (ve güçlü sanılan) topluluklara galip gelmiştir. (Çünkü) Allah sabreden (mü’minlerle) beraberdir.”[/b]
[b]Bakara 250
Onlar(dan iman erleri) Calut ve askerlerine karşı çıkarken de şunları söylemişlerdi: “Rabbimiz, (cihaddan kaçmamak, ordudan ve itaatten ayrılmamak için) üzerimize sabır ve metanet yağdır; ayaklarımızı (hizmet ve istikamet üzerinde sabit ve) sağlam tut ve (Senin Hakk Dinini ve adalet düzenini) inkâr eden topluluklara karşı bize yardım et…” (diye dua etmişlerdi.)
[/b]
[b]Bakara 251
Böylece, Allah’ın izniyle onları (çok az sayıdaki sadıklar, kalabalık ve donanımlı düşmanları) yenilgiye uğrattılar. (Daha peygamber olmamış bulunan ve genç bir subay olarak orduya katılan Hz. Davud, düşman tarafın henüz bilmedikleri ve şaşkınlıkla izleyip panikledikleri, yeni bir teknolojik silah hükmündeki attığı sapan taşıyla, zırhlar içinde ve fil üzerinde gururla meydan okuyan kâfir komutanı Calut’un gözlerini kör edip, beynini akıtarak devirince; başsız kalan düşman birlikleri dağıldılar ve bozulup kaçtılar; böylece) Davud Calut’u öldürdü. Allah da ona mülk ve hikmet (hükümdarlık ve bilgelik) verdi; ona dilediği şeylerden (yöneticilik, adalet, sanat ve teknoloji bilgilerinden) öğretti. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmı ile bir kısmını defedip (engellemesi) olmasaydı, yeryüzü mutlaka fesada uğrardı. Ancak Allah, âlemlere karşı büyük fazıl (ve ihsan) sahibidir.
[/b]
İSRAİL YIKILACAK.
Tüm ümmeti kuşattı, zillet ıztırap
Mekke Medine mahzun, ve Kudüs harab
Gayrı imdadımıza, Sen yetiş Ya Rab
İsa Mesih gelip, kandilin yaksa
Kurtulup şenlenir, Mescidi Aksa!
Milyar mümin kalbini, barbarca kavur
Kudurmuş domuz gibi, saldıran gavur
Bu azgın sapkınları, kahrınla savur
Resulüllah teşrifle, haline baksa
Derdini açmaz mıydı, Mescidi Aksa!
Viraneye dönüyor, kutsal diyarlar
Demeçle yetiniyor, hormon hıyarlar
Filistin feryadını, kimler duyarlar
Hep yürekten samimi, gözyaşı aksa
İsrail’i boğacaktır, Mescidi Aksa!
“Saldırıyı kınamak!”, en büyük kozu
Diğeri boşbakan, o davul tozu
Suriye’ye sataşan, BOP’un horozu
İsrail zerre kadar, hatırın taksa
Bu hale düşer miydi, Mescidi Aksa!
AB NATO peşinde, koşturan hödük
İslam Birliği yoksa, her adım güdük
İsrafil’in suruyla, çalınsın düdük
Mehmetçik zalimlere, tokadı çaksa
O zaman ferahlanır, Mescidi Aksa!
Öyle birkaç kınama, vicdan tavlamaz
Atasözü: “Havlayan, tazı avlamaz!”
Kâfirler güçten korkar, laftan anlamaz
Hayber gibi yiğitler, boğazın sıksa
Yahudiler pes eder, dirilir Aksa!
Dışı insana benzer, şeytan içleri
Arkanızda ABD, batı güçleri
Ey Siyonist kuduz, Şaron piçleri
Yüce Dinin sahibi, Cenabı Haksa
Başınızda patlayacak, Mescidi Aksa!
Selahaddin Eyyubi, toplasın nefer
Mehdiyet ordusuyla, başlasın sefer
Deccalizmi devirip, yaşansın zafer
O hidayet Yıldızı, üstüne sarksa
Boynu bükük kalır mı, Mescidi Aksa!
Hak yolda alnından, hep ter akanlar
Helak olup gidecek, tüm şer bakanlar
Derlenip toparlanın, ey Erbakanlar
Cümle alem felekler, dönecek raksa
Huzura kavuşacak, Mescidi Aksa!
SANCILI DOĞUM BAŞLAMAKTA,BEKLENEN GÜN YAKLAŞMAKTAYDI
2024 yılında İsrail’in olmayacağını defalarca söyleyen ,dile getiren ve Cennet Mekan Erbakan Hoca mın teknoloji harikalarını anlatan Üstad Ahmet Akgül Hocam ve milli çözüm yine haklı çıkmış
israil adım adım yıkılmaya,yok olmaya adım adım iletmektedir. çok güvendikleri istihbarat ağları çökmüş,silah sistemleri işlemez hale gelmiştir.
İktidarın ve yandaşların ;
Bütün televizyon kanalları ve yorumcuların israil taraftarı ve aşığı gibi konuşurken ,şeytanı sistemi yıkılmaz sanarken ,Güç ve kudret sahibi yalnızca Cenab-ı Allah diyen milli çözüm ve islami hassasiyeti vicdanı olan herkese selam olsun.
YIKILASIN İSRAİL ENKAZINI GÖREYİM,SANA DEVLET DİYENİN YÜZÜNE TÜKÜREYİM
İtraili ve siyonizmi elindeki son kozunu oynarken,Elhamdulillah Erbakan hocamız ve milli çözüm masaya yumruğunu vurmak için gün sayıyor,korkunun ecele faydası yok ,İsrail de ABD de ve onlara destek veren bütün şeytani düzenler de elbette yakılacak. Yeryüzünde insanlığın özlediği bir düzen Erbakan hocamın hazırlıkları ile milli çözüm eliyle kurulacak tır ve bunu engellemeye hiç bir güç yetmeyecek .
YENİ NESİL KURTULUŞ SAVAŞI ! TEKNOLOJİ VE İMAN..
“..Evet, teknoloji Allah’ın bir rahmetidir ve üstün bir teknoloji olmadan Batılı barbarlarla başa çıkmak imkânsızdır. Geri kalmış ülkelerin, kendini ilerlemiş zanneden ülkelerin önüne geçmesi bakımından teknoloji bir fırsattır. Bunu başardığın zaman senin artık uçak gemisi yapmana gerek yok, çünkü onun uçak gemisi senin sayılır. İstediği kadar füze atsın, nasılsa kendi başında patlayacak!” Diyerek yeni nesil savaşların nasıl bir teknoloji ile yapılacağını yıllar önce anlatan ve bizlerin ferahlatan imanımızı güçlendiren siyonistleri ve işbirlikçilerini kahreden sözleri artık gün yüzüne çıkmaya başlamıştır.. kimsenin inkar edemeyeceği İman ve Teknoloji zaferi Erbakan Hocanın hazırlıkları ile olduğunu kimse inkar edemeyecek.. başta Mazlumlar olmak üzere tüm insanlık sevinecek siyonizm işbirlikçileri ile birlikte yok olacak ve insanlık Adil Düzene bu gerçeklere sahip çıkan ve tüm gücüyle çalışan Milli Çözüm eliyle geçecek inşaAllah..
Devrim yaklaşıyor
Erbakan’la fikri altyapısı ve bilimsel programları hazırlanan, Milli Çözüm’le bu şuur ve umuda yoğunlaşılan DÜNYANIN DEĞİŞİMİ VE ERBAKAN DEVRİMİ’nin fiili aşamasının son ayağı, Hamas’ın kutlu harekâtıyla başlamış bulunmaktaydı… alıntı
Zalimlerin sonu yaklaştıkça zulmü arttırıyorlar…
Kendisini seçilmiş üstün Irk gören Siyonizm düşüncesinden beslenen İşgalci İsrail zulmü, binlerce yıllık Arz-ı Mev’ud planları uğruna alçakça sürmeye devam ediyor.
Her gün Filistin’li kanı dökmeyi olağanlaştırmak isteyen işgalci İsrail’in sözde yerleşimci katiller üzerinden Filistin toprakları üzerinde işgali genişletme çabaları durmak bilmiyor.
Direniş gösterenlere en ağır işkenceleri uygulayan eli kanlı Siyonistler, normalleşme anlaşmaları imzaladığı Müslüman ülkelerin sessizliğinden yararlanıyor.
Filistin’e aralıksız havadan, karadan, denizden yapılan bombardımanla , İsrail zulmünün boyutunu en açık şekilde ortaya koydu.
Bu zulme karşı itidal çağrısı yapan ve zulme seyirci kalan kahraman Erdoğan ve hükümeti sizlerde bu suça ortak oldunuz…
Mazlum ve mağdurların, yetimlerin ve öksüzlerin, yurtsuz ve yuvasız masumların hürmetine bizler Rabbimize el açıp diyoruz ki; Rabbimiz! Bizleri insanlığını unutanlardan değil, insanca yaşayanlardan ve insanlığı yaşatanlardan eyle. Rabbimiz! Âlem-i İslam’ı siyonist zalimlerden, işbirlikçi hainlerden, gözü dönmüşlerden, terör örgütlerinden, içine düştüğü fitnelerden, mezhebi tefrikalardan, cehaletten, kan ve gözyaşından kurtar. Bizlere birbirimize emanet olduğumuzu hatırlatarak, bütün dünyada mazlumların imdadına yetişecegimiz Adil Düzen Hakimiyetini sadıklar eliyle en yakın zamanda gerçeklestir.. Şu mübarek vaktin hürmetine dualarımızı rahmetinle kabul eyle. Amin.
Şimdi soru siyon kafalara
Neymiş efendim İsrail Hamas’ı bilerek görmezden gelmişmiş,sırf Filistinlileri iyice topraklarından atmak içinmiş,bu olaylar üzerine Filistin destekçisi bir kaç ülkeyide susturmakmışmış.Artık kimse Filistin’e destek çıkmayacakmış
Sorum şu
Uzun yıllardır çeşitli oyunlarla İsrail diye bir devlet kurmayı amaçlayan ve buraya sivil halk yerleştirmeye Çalışan,İsrail’in en güvenli bir ülke olduğunu savunan,İsrail’e gelenlere toprak ev iş vb devlet tarafından karşılanacağını söyleyen,hatta bir çok ülkeye teknolojik dinleme ve görüntüleme programı satan bir ülke sizce kendini küçük düşürürmü?
Demezlermi sen kendi ülkene sahip olamıyorsun.
Yıllardır abluka altında,elinizin altında olan gruba bile etkili olamadınız.
Şuan yaşanan dünyaya küçük düşürülmekten başka nedir ?
Hani demir kubbe vardı ?
Tabi unuttukları bilmedikleri çok şey var.
ERBAKAN hocamız teknolojik projeleri tek tek açıklamış.
Şiir
Sabataist çeteyi, çözdü Aziz Hocamız
Masonik tertipleri, bozdu Aziz Hocamız
Siyonist şebekeyi, üzdü Aziz Hocamız
Erbakan gol atınca, maçından ses çıkmıştı
Biz başına vururuz, kıçından ses çıkmıştı
Ne utanmak biliyor, ve ne de uslanıyor
Ağzı lağım kusuyor, herkes onu tanıyor
Bu zırto yellenmeyi, hava attım sanıyor
Yıllanmış küfür küpü, fıçından ses çıkıyor
Biz başına vururuz, kıçından ses çıkıyor
FETHİ MUBİN GELİYOR İNŞALLAH
Herhalde düşman güçler ve emperyalist merkezler de bu kutlu gerçeklerin ve mutlu gelişmelerin farkındaydı ve telaşındaydı. Ama önünde sonunda Hak bâtıla, adalet barbarlığa galebe çalacak, inşaallah Türkiye merkezli yeni bir medeniyet inkılabı yaşanacaktı. Bütün bu teknolojik harikaların altyapısını hazırlayan Aziz Erbakan Hocamızı minnetle ve şükranla anıyor, Onun başlattığı tarihi devrim ve değişimin devam ettiğini hatırlatıyor ve pek yakında büyük zafere erişileceğini bekliyoruz.
Milli Çözüm ve Üstadımız Ahmet Akgül Hocamızın takipçileri ve talebeleri; Üstadımızın Yüksek Feraseti ve Dirayeti sayesinde en az 20 yıl önde gidiyorlar!…
Zalim İsrail yıllardır binlerce bebek demeden kadın demeden çoluk çocuk demeden ihtiyar demeden katliamlarına sistemli olarak soykırım yaptı. Ve şimdi çıkmışlar Türk Medyası dahil olmak üzere Hamas her yerde İsrail Halkına sivillere füze attı hatta kadınları çırılçıplak soydu bilmem neler yaptılar diye kara propaganda ile haklı çıkartmaya çalışılıyor İsrail… Hadi ordan alçaklar sizi… Müslümanlar tarih boyunca sivillere bebeklere çocuklara kadınlara ihtiyarlara sakatlara hatta esirlere bile ne zulüm yaptığı görülmüştür ne de öylesi bir bahtsızlığı düşünmüştür… Ancak diyelimki İsrail Halkı siviller zarar görmüşse bile ; İSRAİL’İN ON YILLARCA FİLİSTİNLİ MAZLUMLARIN ÇOCUK DEMEDEN KADIN DEMEDEN İHTİYAR DEMEDEN YAPTIĞI ZULÜMLERE VAHŞETLERE KATLİAMLARA İSRAİL HALKININ SESSİZ KALMASI AYNI SİYONİST YAHUDİLER GİBİ ONLARDA O SESSİZLİĞİNDEN DOLAYI CEZAYI HAKETTİLER ASLINA BAKARSANIZ…
Ama öyle birşeyi kesinlikle uygulamaya geçilmedi siviller gözetilmiştir her daim..
Gelelim asıl yüreklerimize serpilen ferahlığa… Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu’nun o söylediği hakikate…
“[u][b]… birileri veya biri düğmeye bastı. İsrail’in bütün bu sistemlerinin hem kulağını hem gözünü kör etti o anda!?
İsrail’in elindeki oldukça değişik ve üstün teknolojik sistemlerin hepsinin birden böylesine kör edilmesi ve sağır edilmesi, 5000 yıllık yazılı tarihte eşine ve örneğine rastlanmamış bir olaydır ve bu, tarihe bu şekilde geçecek (bir muammadır)” [/b][/u]
İşte bu gerçeği duyanlar büyük bir şaşkınlık içine düştüler… Ancak şaşkınlık yaşamayan tek ekip MİLLİ ÇÖZÜM EKİBİYDİ…Çünkü bu kör ve sağır edici teknolojik harikaları Milli Çözüm Ekibinin Üstadı Ahmet Akgül Hocamız en az 20 yıldır bu Erbakan Hocamızın Teknoloji harikalarını yüreklerimize işlemişti . Evet Babüroğlu dile getirmese veya getiremese de o sağır ve kör hale getiren teknoloji ERBAKAN TEKNOLOJİSİDİR… Zaten bu makalemizde de o konu tekrar ifade edilmiş hatırlatılmıştır…
Ve buradan şu hakikat ortaya çıkmakta. Her insanlığı ilgilendiren konularda olduğu gibi bu konuda da Milli Çözüm ve Üstadımız Ahmet Akgül Hocamızın takipçileri ve talebeleri; Üstadımızın Yüksek Feraseti ve Dirayeti sayesinde en az 20 yıl önde gidiyorlar!… Elhamdülillah… İşte Kur’an’ın tercümanına ve Asrın Sahibine tâbi ve taraf olmanın verdiği konfor ve ferahlık… Tabi bunlar daha asıl konfor ve ferahlığın daha milyonda biriydi desek abartmış olmayız… Çünkü çok gizemli ve kudretli bir el, İsrail’in, CIA ve MOSSAD’ın bütün gözlerini kör, kulaklarını sağır edip bırakmıştı!..Biraz daha bekleyin bakalım; görelim kulaklar daha neler duyacaktı ve gözler ne kutlu olaylara şahit olacaktı! Filistinlilere yaşatılan bu konforun kaynağının Erbakan ve Milli Çözüm Türkiyesi olduğu aşikârdı…
[u][b]NECM SURESİ 57. AYET[/b][/u]
O yaklaşmakta olan, ([b][u]Mehdiyet[/u][/b], kıyamet ve ahiret giderek) yaklaşmaktadır.
[u][b]AL-İ İMRAN SURESİ 55.AYET[/b][/u]
Hani Allah, buyurmuştu ki: “Ey İsa, doğrusu Ben senin (dünya) hayatına (şimdilik) son vereceğim, seni (insanların erişemeyeceği şekilde onlardan uzaklaştırıp) Kendime yükselteceğim, seni kâfirlerin (ithamlarından) temizleyeceğim ve [b][u](yeniden yeryüzünde zuhur edip Deccalizm’le mücadelende) sana uyanları (zafere eriştireceğim ve) kıyamete kadar inkâra sapanların üstüne geçireceğim.[/u][/b] Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedip (yargılayacağım).” [Not: Ayetteki “müteveffike” kelimesi, öldürmek değil, Âl-i İmrân 153. ayetindeki “mafateküm=sizden uzaklaştırdığımız” kelimesiyle aynı anlamda kullanılmıştır. Yani hadislerde de belirttiği gibi, Hz. İsa (AS) sağ olarak göklere kaldırılmıştır ve ahir zamanda geri gelmesi Hakk’tır. “Ruh” ile “can” farklı kavramlardır. İnsandan ruhun ayrılması “fevt”, canın çıkması ise “mevt” kelimesiyle anlatılır.]
Biraz daha bekleyin bakalım; görelim kulaklar daha neler duyacaktı ve gözler ne kutlu olaylara şahit olacaktı!
Şimdi Aksa Tufanı harekâtıyla Filistinli yiğitler kendilerine ait olan topraklarda meşru müdafaa hakkını kullanmaktadırlar, yani bizim şanlı Kurtuluş Savaşı’mızda yaptığımızı yapmaktadırlar.
Kardeşlerimizin muvaffakiyeti için duacıyız!
Elbette büyük bir huzur ve heyecan yaşamaktayız. Belki de ilk defa İsrail’in Filistin topraklarını bombalaması haberiyle değil de Filistinli kardeşlerimizin fetih harekâtı haberiyle uyandık.
[i][b]“Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir.”
“Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir.”[/b][/i] (Sâffât Suresi: 172-173 Ayet)
İşbirlikçi hainlerin zihniyeti hep aynı!
Geçmişte Milli Mücadele yapanlara karşı “Eğer Anadolu’da Kuvây-ı Millîye isyanını devam ettirir ve bastıramazsanız…” gibi laflar ederek Şanlı Milli Mücadelemizi bir isyan hareketi, Mustafa Kemal’i de bir “ASİ”gibi gösterme çabasında olanlar hain ve gafil takımı, günümüzde Filistinli kardeşlerimizin büyük bir stratejiyle ortaya koymuş oldukları cihat mücadelesini de bir terör eylemi gibi gösterme çabasındadırlar.
İşbirlikçi hainler; İsrail ağzıyla ve bir Yahudi mantığıyla bu şanlı harekâtı küçümsemeye ve kötülemeye çalışmaktadırlar!
[i][b]“Öyleyse Sen, (ey Nebim!) bir süreye kadar onlardan yüz çevir.”
“Ve onları seyret ki; (zalimlerin hezimetini ve acı akıbetini, mücahit mü’minlerin ise galibiyet ve hâkimiyetini) yakında göreceklerdir.” [/b][/i](Sâffât Suresi 174-175 Ayet
Mesele Basit!
Uzun uzadıya söylemeye gerek yok. İster 5 bin olsun ister 7 bin. İsrail denen habis ur, onun destekçileri az sayıdaki Mücahitlerin karşısında diz çöktüler. Özellikle bizim topraklarımızda yaşayan sosyal medya fenomeni, yazar, entelektüel geçinen tipler gibi soysuz ve uğursuzlar da hırslarından gebermek duruma geldiler. Hepsi birden insan hakları savunucusu olan bu kanı bozuklar ne hikmetse bir tek İsrail’e tepki koyamıyorlar. Sonuç olarak, Aziz Erbakan Hocamızın dediği gibi “mesele basit, gebereceksiniz!”
Tarihi dönüşüm aşikar olmaya başladı.
Tarihi dönüşüm aşikar olmaya başladı.
Erbakan teknolojisi ile kör sağır edilecek İsrail. Hesabı Filistin soracak ve zalim Yahudi sürgüne gönderilecek inşallah.
Ve tüm İsrail (Yahudi) güdümündeki işbirlikçi; cemaat, tarikat, parti, dernek, kurum, sermaye, medya sistemi, mafya çökertilip “gargat ağacı” misali zalim Yahudi’ye kaşıyla-gözüyle-sözüyle… taraf olan şeytanın uşakları etkisizleştirilecek inşallah.
Üstad Ahmet Akgül Hocamızın müjdelediği ve hazırlıklarını tamamladığı “Adil Yeni Bir Dünya”nın kurulmasıyla SİYONİZİM yenilecek.
Yardım Allah’tandır, zafer inananlarındır ve zafer yakındır!
Her ümmetin, her devletin ve medeniyetin ve her hükümetin Allah katında bilinen ve belirlenen bir ECELİ, ömür süresi vardır. Bunu değiştirmek imkânsızdır.
“Her ümmet için bir ecel vardır. (Her medeniyet ve devletin belli bir ömrü bulunmaktadır.) Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenip geri kalır, ne de öne alınır (tam zamanında çöküp dağılır. Adaleti uygulayan ve ilme dayanan devletler ayakta kalır, zulüm yapan ve geri kalan devletler yıkılır.)” (A’raf: 34. Ayet
İsrail Terör Şebekesinin artık sonu yaklaşmıştı. Kur’an bu durumu şöyle ortaya koymaktaydı:
İsra Suresi:
4- Biz Kitapta (Levh-i Mahfuz’da -kader programında-, olacakları önceden bildiğimizden) İsrailoğullarına şu hükmü verip (kararlaştırdık): “Muhakkak siz yer(yüzün)de iki defa (çok yaygın ve azgın bir fesatlıkla) bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle böbürlenip şımaracaksınız. (Ekonomik, askeri ve siyasi gücü ele geçirecek ve bölgeye hükümran olacaksınız. Ne var ki bununla şımaracak; haksızlığa ve ahlâksızlığa başlayacaksınız.
Ey dindar kahraman yandaş ve yalakaları,iktidar sarhoşları iktidarınız saltanatiniz bitti çığlıkları telaşınızda bundan …
Adil Düzen
Dünya her yöntemi denedi ve hiç bir sonuç alamadı artık Allahın izniyle Adil Düzeni’i kurma vakti geldi.
Zulüm ve hıyanetlerinizin hesabını sorulacak, saltanatınız yıkacaktır
Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.)
Sakın ha, Allah’ı; elçilerine (ve Hakk davetçilerine) verdiği sözden (ve zafer va’adinden) dönecek sanma(yın). Gerçekten Allah Azîz’dir, İntikam sahibidir. (Ey zalimler ve hainler, sizin de zulüm ve hıyanetlerinizin hesabını soracak, saltanatınızı yıkacaktır.)
(İbrahim suresi 46-47)
Tarihin En Büyük Değişim ve Devrim Süreci Başlamıştır!..
Makalemizde vurgulanan ve aşağıda paylaşılan ayetlerde hüküm verildiği üzre, İsrail yılanının başı ezilerek,kurdukları kötülük çemberi dağıtılmaktadır!…Ve bu,tarih boyunca beklenen ” En Büyük
Değişim ve Devrim Süreci'”nin frağramanıdır!..
17:4
Biz Kitapta (Levh-i Mahfuz’da -kader programında-, olacakları önceden bildiğimizden) İsrailoğullarına şu hükmü verip (kararlaştırdık): “Muhakkak siz yer(yüzün)de iki defa (çok yaygın ve azgın bir fesatlıkla) bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle böbürlenip şımaracaksınız. (Ekonomik, askeri ve siyasi gücü ele geçirecek ve bölgeye hükümran olacaksınız. Ne var ki bununla şımaracak; haksızlığa ve ahlâksızlığa başlayacaksınız.)”
17:5
Nitekim (bunlardan) ilk vaid (birinci azgınlığınızı cezalandırma vakti) geldiği zaman güç ve şiddet sahibi kullarımızı (İslam kaynaklarında Buhtunnasr, Batılılarca Nabukadnezar denen komutanı ve ordularını) üzerinize gönderdik de sizi evlerin aralarına kadar girip araştırıp (buldular, yurtlarınızı ve zulüm saltanatlarınızı yıktılar). Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü (ve tarihte aynen gerçekleşmiş bulunmaktaydı.)
17:6
Sonra size tekrar “güç ve kuvvet sağlayıp onların (insanların) üzerine geri döndürmüş olacağız”, size mallar ve çocuklarla destek çıkacağız, (karşılıksız dolarla ve masonik organizasyonlarla Siyonist sömürü saltanatını kuracaksınız) ve sizin cemaat ve teşkilatınızı da (etkinleştirip) çoğaltacağız. (Örneğin, BM ve NATO gibi kuruluşları güdümünüze alıp söz sahibi olacak ve kötü amaçlarınız için kullanmaya kalkışacaksınız!..)
17:7
İşte (böyle bir durumda) şayet iyilik (ve adalet) ederseniz, kendi nefsinize (ve menfaatinize) iyilik olacaktır. Yok, eğer kötülük (ve zulüm) ederseniz, o da kendi aleyhinize (sonuçlar doğuracaktır. Ama siz maalesef yine zulüm ve kötülük yoluna sapacak, elinizdeki ve emrinizdeki imkân ve iktidarları Siyonist hayallerinizi ve şeytani niyetinizi gerçekleştirmek için korkunç bir haksızlık ve ahlâksızlık yolunda kullanacaksınız. Dünya’yı savaş ve soygun alanına çevirecek ve insanları birbirine kırdıracaksınız.) Arkasından bu sonuncu (sapkınlık ve şımarıklığınızı cezalandırma) zamanı gelince, size öyle (Mü’min ve Mücahit kullarımızı göndereceğiz ki), yüzlerinizi kötüleştirsinler (servet ve saltanatınızı yıkıp sizi dize getirsinler, yüzlerinizi yere sürdürsünler) ve ilk kez girdikleri (Buhtunnasr veya Hz. Ömer döneminde Kudüs’ü fethettikleri) gibi tekrar yine Mescid’i (Aksa’ya) girsinler ve ele geçirdikleri (hainleri, katilleri ve mel’ânet merkezlerini) mahvu perişan etsinler. (Böylece Siyonist saltanatınıza son versinler ve İsrail denen beşeriyet bünyesindeki kanser urunu kesip temizlesinler. Ey Beni İsrail, bu Allah’ın va’adi ve tehdididir ki, mutlaka yaşayacaksınız!)
17:8
(Ey Siyonist Yahudiler!) Umulur ki (Hakk ve adalete yönelir, küfür ve zulmü terk edersiniz diye) Rabbiniz size merhamet edip (uyarmaktadır). Fakat eğer siz yine (bozgunculuğa) dönerseniz Biz de (sizi cezalandırmaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirler için bir kuşatma yeri (zindan) kılmışızdır.
Kalk ayağa artık durma Müslüman!..
Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.) İbrahim suresi 46
Filistinli Müslümanlara karşı son zamanlarda keyfi katliamlarla ve her türlü barbarlığı artıran, Mescid-i Aksa’ya tacizlerini had safhaya çıkaran Siyonist İsrail, Hamas’ın harekete geçmesiyle korku ve telaşı iliklerine kadar yaşamaya başlamıştı.
Cenabı Hak tuzak kuranların,intikam alanların en hayırlısıdır. Onların kalplerine saldığı bu korku sonları olacak ve zulüm düzeninin yıkılıp ADİL DÜZEN in kurulmasının başlangıcı olacak inşallah.
Rabbim bu yolda her türlü mücadeleyi verip Cihad eden tüm mü’minlere şehadete ulaşmayı nasip etsin inşallah
Filmin Sonu Belli idi
Dünya tarihinin en önemli olaylarından birisinin başlangıcına şahitlik etmekteyiz. Filistinli kardeşlerimizin kimler yanında, kimler karşısında ve kimlerde münafıkça renksiz ve tarafsız durmakta bu Hak batıl mücadelesinde ayarını ortaya koymaktaydı.
Aklı başında insanların yorumları ve analizleri bu yapılan operasyonun normal bir durum olmadığını Fil vakasında yaşanan ebabil kuşlarının Ebreheyi helak ettiğinden daha mucizevi bir olay olduğunu yaşıyorduk. Naim Babüroğlu’nun dediği gibi 5000 yılık savaş tarihi böyle bir olay görmemişti ve görmememesine gayet normaldi çünkü Efendimizin hadislerinde haber verdiği “Hiçbir Peygamber yoktur ki ümmetini Deccal fitnesi ile korkutmamış olmasın, benim ümmetim onunla mücadele edecek” dediği şeytanın saltanatının yıkılışının başlangıç noktası olmasından dolayıdır ki belki de insanlık tarihi ilk defa böyle bir şey yaşıyordu.
Saffat Süresi 179. ayette “(Bundan böyle) Seyret (ve bekle ki, İlahi gazap ve tufanı) yakında göreceklerdir.” tufan başlamıştı bu tufanda başta zalimleri, münafıkları ve net tarafını ortadan koyamayan omurgasızları Allah helak edecek, sadıkları ve mazlumları ” Milli gemi”ye binenleri Rabbimiz kurtaracak selamet sahiline kavuşacaktır.
Bu izlediğimiz sadece büyük kapışmanın fragmanı idi asıl filmin başlamasıda yakındı öyle bir film ki işin uzmanlarının dahi hayal gücünü aşan olaylara şahit olacaktı dünyamız bekleyip göreceğiz mevlamız ne edecekti ama sadıklar Aziz Erbakan Hocamızın haberlerinden ve Ahmet Hocamızın anlattıklarından filmin sonunu çok iyi biliyorlardı.
Taşlar filleri yenmiştir..
Yıllardır Hamas’ı,Kudüste tanklara füzelere karşı sapanlar ve taşlarla şanlı onurlu bir mücadelenin destanını yazan kardeşlerimizi hor,hakir, güçsüz ve kaybetmeye mahkum görenler..
“Elbette İsrail kazansın istemeyiz ama adamlar güçlü.Ülkeyi boydan çelik tavanla kapatmışlar.Öyleki dışardan hiç bir şekilde müdahale edilemez!Onlara zarar verilemez!Bırakın zarar vermeyi bir saniyeliğine korkutmak dâhi mümkün değil!” diyenleer!..
Tarih tekerrür etmiş;”Sivrisinek Nemruda galip gelmiştir!..”
“Ebabillerin taşları,fil ordusunu yenmiştir!..”
Füze geçirmez kubbeleri delinmiş, bütün azılı Siyonist takım yer altı sığınaklarına saklanmış!..
Tüm insanlığı kendilerine köle olarak gören godaman hahamlar,eteklerini tuta tuta Mescidi Aksadan koşarak kaçmışlardır!..
Kudüs toprakları ki;Hz Davuda,Hz Süleyman’a,Hz Zekeriyya’ya,Hz Meryem’e,Hz İsa’ya,Hz Yahya’ya,Hz İbrahim’e,(Miraç hadisesinde) Aleyhisselâtü Vesselam Efendimize ve daha bir çok Peygambere ev sahipliği yapmış vatan olmuştur..
Öyleyse;füze geçirmez kubbelerini delenler!
Suyu kesilmiş kente yağmur damlası olup inenler!
Karanlığa gömülmüş kente ışık huzmeleri şeklinde belirenler!
Kudüs’te ki kardeşlerimizin hepisini umut sabır sebat azim olup tepeden tırnağa kuşatanlar! bu toprakların asıl ev sahibi olan Peygamberler değilse kimlerdir?..
Filistinli kardeslerimiz;”Herşeyin düzeleceğine canı gönülden inanarak dua ediyorlar..
Allah’ın izniyle herşeyi düzeltebileceklerine inanarak mücadele ediyorlar..
Ve bir gün herşeyin biteceğine inanarak üzerlerine yağan ölüme yıllardır sabrediyorlar..
Ve inanıyorlar ki;”bu üç kaide her zaman kendilerini başarıya ulaştıracaktıracaktır..
Öyleyse;”Allah kendilerine yâr,gayrıya dardır!…”
Zalimler için yaşasın cehennem
172- Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir.
173- Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir.
174- Öyleyse Sen, (ey Nebim!) bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
175- Ve onları seyret ki; (zalimlerin hezimetini ve acı akıbetini, mücahit mü’minlerin ise galibiyet ve hâkimiyetini) yakında göreceklerdir.
Fetih yakındır biiznillah
Bakara 286
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden (kapasitesinden) başkasını yüklemez. (Herkesin) Kazandığı (iyilikler) lehine (kendi hayrına ve menfaatine), kazandırdıkları (veya sebep oldukları kötülükler ile, ona haksız şekilde kazandırılan şeyler ise) kendi aleyhine (zararına ve şer hanesine)dir. “Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya (bu Kur’an’a, akla ve vicdana dayanarak vardığımız kararlarda ve içtihatlarımızda hataen) yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutarak azarlayıp cezalandırma! (Ey) Rabbimiz; (hadlerini aştıkları ve azıp şımardıkları için) bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır (sorumluluklar) yükleyip (bizi bunaltma! Ey) Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma! Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirgeyip acı! Sen bizim Mevlâ’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et. (Nusret ve muvaffakiyet verip zafere eriştir. Amin.)”
AHMAKLARA DUYURULUR!
Bizim ne işimiz varmışmış
Hamas ne yapmaya çalışırmışmış
Türkiye ortada durmalıymışmıış
Savaşa girmek bizi batırırmışmış
Gãvur, bunlardan daha mert
Filistine kin kusar, alçak namert
İsrail’e sessiz, Hamas’a karşı sert
Utanmadığın sürece, böyle devam et
İsrail; katil, vampir ve terörün başı
Devlet dahi değil, çıbanbaşı
Beşbin yıldır akıtır, kan ve gözyaşı
Hedefi köleleştirmek, tüm dünyayı
Beslenir; faiz, fuhuş, uyuşturucu ve kumardan
Müslümanlar çekilsin ister, Ortadoğudan
Ama unutuyor, yakında silinecek haritadan
Tüm zulümlerin hesabı, sorulacak tamamından
Siyonu şaşırtan, kör ve sağır eden
İstihbaratını çökertip, karizmasını çizen
Söz ediliyor, düğmeye basan bir elden
Gümbür gümbür ses geliyor, derinliklerden
Çözmek istiyorsan, düğümü ve şifreyi
Düzenli takip et, Milli Çözüm eserlerini
Kurulsun istiyorsan, Adil Düzeni
Gel katıl kervana, fethet gönülleri
Ki hak edesin, yakın olan zaferi
Fragman bitti, film başlıyor.
Ve bir ayetin sıcaklığı sarıyor yüreklerimizi tüm zalim, münafık, vicdansız, ayarsız, küstah takımına rağmen. Allahın izni ve yardımıyla kutlu gün yaklaştı. Farkındayız, farkındalar mü’ minlerin galibiyetini ve hakimiyetini yakında göreceğiz, görecekler inşallah.
175- Ve onları seyret ki; (zalimlerin hezimetini ve acı akıbetini, mücahit mü’minlerin ise galibiyet ve hâkimiyetini) yakında göreceklerdir. (Saffat Suresi)
Allah’ım, başarı ve muvaffakiyet elbette ki sana yönelen ve seni tanıyan kullarının üzerine olacaktır. Filistinli kardeşlerimizi tez zamanda muzaffer eyle. Amin
Rabbimin intikanı pet şiddetlidir
(Ey Elçim!) İnkâr ve nankörlük edenlere de ki: “Yakında (sisteminiz ve tüm tedbirleriniz çöküp yıkılacak ve) yenilgiye uğratılacaksınız ve (dünyada rezil olduğunuz gibi ahirette de) toplanıp cehenneme atılacaksınız!” O ne kötü bir yataktır. (Ne kahredici bir zindandır.)
(Ali İmran suresi 12.)
Yaşasın zalimler için cehennem.
– Ve onları seyret ki; (zalimlerin hezimetini ve acı akıbetini, mücahit mü’minlerin ise galibiyet ve hâkimiyetini) yakında göreceklerdir.
Mazlumlar sevinsin, zalimler titresin!
Siyonistler, emperyalistler ve işbirlikçilerinin hesap verme vakti gelmiştir! Elhamdülillah…
Hamas vurdukça Siyonist Yahudi seven hain piçler ağlıyor.
Allah’ım bizlere bu günleri gösterdiğin için çok şükür sana.
Bizlere en kolay şekilde ve en kısa zaman da Kudüs’ü özgürleştirmeyi ve Siyonizm’i yeryüzünden silip, Emperyalistleri dize getirmeyi nasip et. Amin..
Zafer inananlarindir ve zafer yakindir. Prf. Dr. Necmettin ERBAKAN
171- Andolsun, (peygamber ve Hakka rehber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir (tarafımızdan şu garantiyi vermişizdir):
172- Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir.
173- Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir.
174- Öyleyse Sen, (ey Nebim!) bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
175- Ve onları seyret ki; (zalimlerin hezimetini ve acı akıbetini, mücahit mü’minlerin ise galibiyet ve hâkimiyetini) yakında göreceklerdir. (Saffat 171, 175)