YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
68cc8184d0de4
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 7 4 4
Bugün : 192
Dün : 42942
Bu ay : 819702
Geçen ay : 1415082
Toplam : 42496074
IP'niz : 216.73.216.163

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

İSRAİL’İN SİYON DAĞI VE
ARMAGEDDON BATAĞI!

5 3 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Abone ol
Bildir
22 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Gazzeden yükselen ve önce filistini sonra dünyayı saran hamasin cihat hareketinin israili şaşkınlığa uğratması sonlarının artık geldiğinin davul sesleriydi aslında. Malcolm x ‘in bir sözü geliyor aklıma; “Bütün uyuyanları uyandırmak icin bir tek uyanık yeter.”
Gazzenin mucahitleri uyanıktı ve uyuyan tüm dünya insanlarinın yüzlerine adeta kardeslerinin ailelerinin kanlarını serperek uyandırdı. Ve bu kanla uyanan insanlar gercekleri bir bir görmeye, farkına varmaya başladı. Gerçek şuydu; Muhterem Erbakan hocamizin bir tv progrminda dedigi gibi tüm insanlik aslinda israil hapishanesinde yaşıyor ve uyuyordu. Tek özgür ve uyanik olan Gazzenin mucahitleri bizlere bu demir parmaklıkları bir bir gösterdi. Ozellikle islam ulkelerinin liderleri nasilda halkini hapsetmis kipirdayamaz hale getirmislerdi bizleri bir bir tokatla uyandırdı. Ve islam halklari birkez daha anladi ki D-8 projesi ne kadar gerekli ve elzem ayni zamanda da ne kadar acil yapilmasi gerek bir kez daha acı bir sekilde anladı. Zira Erbakan hocamizin da dediği gibi israil laftan degil mueyyideden anlıyordu. Kınamakla bir yere varılmadigini insanlar artik anlamislar ve liderlerine seslerini yükseltmeye başlamışlardı. Ayni zamanda bir yandan da Gazzenin dik duruşu, teslimiyeti, inancı ve direnci dunya insanlarinin islama ilgisini sevgisini ve meragini artırıyordu. İnsanlık özüne yani islama koşuyordu. Iste bu tek uyanik olan gazze mucahitlerinin ilk zaferleri idi. Ve bizler biliyor ve inaniyoruz ki bu Gazze mucahitlerinin başlattığı zaferin devamında gazze ve Filistinin siyonizm den temizlenmesiyle kalmayacak, dunya uzerinde adil duzenin kurularak islamin dunyaya hakim olmasi ile taçlanacak ve şahlanacaktır. Biiznillah..

Tarihe baktığımızda dünyada büyük yankı uyandırmış, dalga oluşturmuş hareketler; en başta azınlık olarak başlamış olup kendi döneminde kıymeti bilinmemiş, aradan çok zaman geçince kıymeti anlaşılmıştır. Mesela Hanefilik bir ekoldür, okuldur. Başlangıçta çok takipçisi yoktu. Ebu Hanife zindana düştüğünde kimse onun şahadetine engel olamamıştır. Bugün ise 1.5 milyarı aşkın insan Hanefi Mezhebine mensuptur. Yani sonuç olarak çoğunluk Hak sebebi değildir. Rabbimiz bizlere Hakkı Hak, Batılı da batıl olarak göstersin ve bizi doğru yoldan ayırmasın. 

İşte Milli Çözüm de böyledir. Milli Çözüm; partilerin, vakıfların, derneklerin inşasını bünyesinden çıkarabilecek bir kapasitededir. Hatta devletler için, ülkeler için ve insanlık için medeniyet üretecek potansiyelde bir ekoldür.

Ama ellerinden geleni geri koymasınlardı… Ne yaparlarsa yapsınlar, büyük bir yıkımdan ve Allah’ın intikamından kurtulamayacaklardı… Başta öz vatanlarını, en barbar metotlarla işgal ettikleri mazlum Filistin halkının, işte bugün de yaşadığı acı feryadı… Ve son iki asırdır tüm yeryüzünde Siyonist dünya düzeninin fesatçı ve fırsatçı zorbalığına, zulüm ve sömürü çarkına, ahlâki ve ailevi tahribatına uğramış milyarlarca mağdurun ahı, elbette yerde kalmayacaktı. Çaresi yok, hiçbir güç İlahi takdire engel olamayacaktı ve İsrail yıkılacaktı!..

İşte şunlar, (Yahudi ve Hristiyanlar gibi temelsiz) tartışıveren iki hasım gruptur ki, Rableri konusunda (boşuna) çekişmektedirler. Böylesi inkâr edenler (var ya), onlar için ateşten elbiseler biçilmiştir; başları üstünden de kaynar su dökülecektir.
(Hac suresi 19.Ayet)

ABD bataklığa saplanacaktır!

Artık bölgede Türkiye’siz bir denklem kurulamamaktadır. Blinken gelmek zorundaydı, geldi, cevabını alıp ayrıldı… Türkiye olası bir bölgesel savaşı engellemek zorundadır. Milli Türkiye doğru olanı yapmaktadır. Bu durum, hatta iktidardakilerin bile keyfi tercihine bırakılamayacak kadar büyük önem taşımaktadır. Bakınız, İran Cumhurbaşkanı da Suudi Arabistan’a gitme hazırlığındadır. Aslında yıllardır iki rakip ülke gibi davranılmıştır. Suudi Arabistan’ın şimdi bunu kabul etmesi de çok önemli bir aşamadır. Türkiye de zaten bölgedeki temaslarını aktif şekilde yürütüyor. Amerika bir paradoksun içine saplanmış durumdadır. Bir bölgesel savaş çıkarayım derken Amerika kendini bir bataklığın içinde bulacaktır.

“İki devletli çözüm.. 67 sınırlarına geri dönüş” söylemleri,Ahmet Akgül Hocamızın da işaret ettiği gibi İsrail Hükümetinin kendileri açısından ciddi kriz dönemlerinde uluslararası alanda kendi uşak ve ulaklarına açıklattıkları söylemler. dir.
Ve özü itibariyle Ve iki mana taşımaktadır..Ya ahmaklıktır.Ya da Alçaklıktır!
Üçüncü bir ihtimal ise bulunmamaktadır.
Prof Erbakan Hocamızın defalarca ifade ettiği o meşhur ifadesiyle ;
♦️”Siyonizm öyle ustadır ki, kiiimm ben mi, ben hiç siyonizme hizmet edermiyim şarkısını söylete söylete kendi ordusunda sana askerlik yaptırır. “sözünün ne kadar anlamlı olduğu şimdi kez daha görüyoruz.

Çaresi yok, hiçbir güç İlahi takdire engel olamayacaktı ve İsrail yıkılacaktı!..

Evet sadece Gazze meselesinde değil, Milli Türkiye artık her vesileyle Amerika’ya tavrını açığa vurmaktaydı. Çünkü artık Türkiye ile Amerika’nın çıkarlarının uyuşmadığı, politikalarının aykırılığı ortadadır. Blinken’ın ziyaretinde de bu onurlu tavır ortaya konulmuş durumdadır. ABD bu ziyaretten hiçbir şey alamamıştır. ABD’nin istedikleri ile bizim düşündüklerimiz çok farklıdır. Türkiye artık boyun eğecek bir pozisyondan çıkmıştır. Ortadoğu’nun en güçlü ülkesi kendisine yakışanı yapacaktır. Bundan böyle Türkiye Amerika’ya hayır demekten sakınmayacaktır. ABD’nin istediği bölgesel bir savaştır. Bu bölgesel savaşa Türkiye’nin de dahil olmasına çabalamaktadır. Türkiye istemediği bir savaşın içinde olmayacağını ve hele İran’a karşı bir saldırıya asla katılmayacağını vurgulamıştır ve haklıdır.

ABD bataklığa saplanacaktır!

Artık bölgede Türkiye’siz bir denklem kurulamamaktadır. Blinken gelmek zorundaydı, geldi, cevabını alıp ayrıldı… Türkiye olası bir bölgesel savaşı engellemek zorundadır. Milli Türkiye doğru olanı yapmaktadır. Bu durum, hatta iktidardakilerin bile keyfi tercihine bırakılamayacak kadar büyük önem taşımaktadır. Bakınız, İran Cumhurbaşkanı da Suudi Arabistan’a gitme hazırlığındadır. Aslında yıllardır iki rakip ülke gibi davranılmıştır. Suudi Arabistan’ın şimdi bunu kabul etmesi de çok önemli bir aşamadır. Türkiye de zaten bölgedeki temaslarını aktif şekilde yürütüyor. Amerika bir paradoksun içine saplanmış durumdadır. Bir bölgesel savaş çıkarayım derken Amerika kendini bir bataklığın içinde bulacaktır.

Ve son iki asırdır tüm yeryüzünde Siyonist dünya düzeninin fesatçı ve fırsatçı zorbalığına, zulüm ve sömürü çarkına, ahlâki ve ailevi tahribatına uğramış milyarlarca mağdurun ahı, elbette yerde kalmayacaktı. Çaresi yok, hiçbir güç İlahi takdire engel olamayacaktı ve İsrail yıkılacaktı!..

Âl-i İmran 12
(Ey Elçim!) İnkâr ve nankörlük edenlere de ki: “Yakında (sisteminiz ve tüm tedbirleriniz çöküp yıkılacak ve) yenilgiye uğratılacaksınız ve (dünyada rezil olduğunuz gibi ahirette de) toplanıp cehenneme atılacaksınız!” O ne kötü bir yataktır. (Ne kahredici bir zindandır.)

https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/12

Tebrik ediyorum hocam…
Sn Erdoğan nasıl bir plan program çerçevesinde yapıyor bakalım bu açıklamaları

İsrâ Suresi
17:81
De ki: “(Artık) Hakk geldi, bâtıl zail oldu. Hiç şüphesiz bâtıl sürekli yok olucudur. (Çünkü Hakk gelince bâtıl batacak, Güneş doğunca karanlık kaybolacaktır.)”

17:82
Biz Kur’an’dan mü’minler için şifa ve rahmet (vesilesi) olan şeyleri (gerekli hüküm ve haberleri) indiriyoruz. Oysa O (Kur’an; sadece istismar için okuyan ama hükmünü uygulamayan) zalimlerin ise ancak zararını (hüsran ve hırçınlığını) artırır.

17:83
Biz (lütuf hazinemizden) insana nimet (servet ve etiket) verdiğimiz zaman (nankörleşip ibadetten ve insani değerlerden) yüz çevirir. (Allah’ı anmaktan vazgeçip uzaklaşır.) Ona (bir) kötülük (ve zarar) dokunduğunda ise hemen, (aciz ve çaresiz biçimde) ümitsizliğe kapılır.

17:84
De ki: “Herkes kendi şâkilesine (fıtrat halini almış karakter ve tıynetine göre bir düşünce ve) davranış ortaya koyacak (kendi mizaç ve meşrebine göre bir iş yapacak)tır. Bu durumda, kimin haklı ve hayırlı bir yol tuttuğunu en iyi bilen Rabbiniz Teâlâ’dır.” [Not: Bu nedenle devlet, herkesin mizacına, marifet ve meslek kazanımına uygun çalışma ve üretim yapma şartlarını oluşturmalıdır… Eğitim sistemini de, kişilerin ilgi ve yeteneklerini keşfedip geliştirecek şekilde ayarlamalıdır.]

Ama ellerinden geleni geri koymasınlardı… Ne yaparlarsa yapsınlar, büyük bir yıkımdan ve Allah’ın intikamından kurtulamayacaklardı… Başta öz vatanlarını, en barbar metotlarla işgal ettikleri mazlum Filistin halkının, işte bugün de yaşadığı acı feryadı… Ve son iki asırdır tüm yeryüzünde Siyonist dünya düzeninin fesatçı ve fırsatçı zorbalığına, zulüm ve sömürü çarkına, ahlâki ve ailevi tahribatına uğramış milyarlarca mağdurun ahı, elbette yerde kalmayacaktı. Çaresi yok, hiçbir güç İlahi takdire engel olamayacaktı ve İsrail yıkılacaktı!..

İSRAİL YIKILACAK!
Filistin mağdur mazlum, halkı mücahit
Yaşanır mı hürriyet, haysiyet yoksa…
Şu Siyonist İsrail, kuduz koca it
Layık mı o Kutlu, makamı yıksa
Vaktidir Ebabiller, mermiler sıksa
Bekleyin şahlanacak, Mescid-i Aksa…
      
Tüm ümmeti kuşattı, zillet ızdırab
Mekke Medine mahzun, ve Kudüs harab
Gayrı imdadımıza, Sen yetiş Ya Rab
İsa Mesih gelip de, kandilin yaksa
Kurtulup şenlenecek, Mescid-i Aksa!
             
Kudurmuş domuz gibi, saldıran gâvur
Milyar mü’min kalbini, barbarca kavur
Ya Rabb bu azgınları, kahrınla savur
Resulüllah teşrifle, haline baksa
Derdini açmaz mıydı, Mescid-i Aksa!
         
Viraneye dönüyor, kutsal diyarlar
Demeçle yetiniyor, hormon hıyarlar
Filistin feryadını, canlar duyarlar
Hep yürekten samimi, gözyaşı aksa
İsrail’i boğacak, Mescid-i Aksa!
           
“Saldırıyı kınamak!”, en büyük kozu
Arayı bulacakmış, şu davul tozu
Suriye’ye sataşan, ey BOP horozu
İsrail zerre kadar, hatırın taksa
Bu hale düşer miydi, Mescid-i Aksa!
           
AB NATO peşinde, koşturan hödük
İslam Birliği yoksa, her adım güdük
İsrafil’in suruyla, çalınsın düdük
Mehmetçik zalimlere, tokadı çaksa
O zaman ferahlanır, Mescid-i Aksa!
         
Öyle birkaç kınama, vicdan tavlamaz
Atasözü: “Havlayan, tazı avlamaz!”
Kâfirler güçten korkar, laftan anlamaz
Hayber gibi yiğitler, boğazın sıksa
Siyonistler pes eder, dirilir Aksa!
           
Dışı insana benzer, şeytan içleri
Arkanızda ABD, Batı güçleri
Ey Siyonist kuduz, Şaron piçleri
Yüce Dinin sahibi, Cenab-ı Hak’sa
Başınızda patlayacak, Mescid-i Aksa!
           
Selahaddin Eyyubi, toplasın nefer
Mehdiyet ordusuyla, başlasın sefer
Deccalizmi devirip, yaşansın zafer
O hidayet Yıldızı, üstüne sarksa
Boynu bükük kalır mı, Mescid-i Aksa!
         
Hak yolda alnından, ey ter akanlar
Helâk olup gidecek, tüm şer bakanlar
Derlenip toparlanın, ey Erbakanlar
Cümle âlem gelecek, aşk ile raksa
Huzura kavuşacak, Mescid-i Aksa!

Hidayet kararıp ,ayar gidince
Her işte yanlışa,düşülür imiş
Mazlum mümin kana, ortak girince
Gayrı şerrin sesi, olunur imiş!..

Derûni Devlet’le, kirli derinler
Strateji kurar,herkes pey sürer
Hak hakim olacak,yazılmış kader
Erbakan Devrimi,sezilir imiş!..

Makale son derece ümit ve heyecanlarımızı zirveye taşıyan, gelişen hadiseleri nasıl okumamız gerektiğine ışık tutan , Allah’ın yeryüzündeki elçilerinin çalışmaları ve Ondan taraf olmanın kişiye verdiği konforu hazzı ferahlığı dünyada iken tabiri caizse cennet hayatını yaşayabilmenin huzurunu yüreklerimize beyinimize tescillemekte şeytanın vesveselerini boşa çıkartmakta… Elhamdülillah..

  • Dünyanın süper gücü(!) olarak bilinen Abd’nin bir yetkili gelecek ve ülkemizin takındığı tavır kayda değer olması,
  • Gelen Dışişleri Yetkilisi aradığını ve istediğini alamadan hatta basın toplantısı yapamadan defolup gidecek,
  • Bu Dışişleri yetkilisi asıl görüşmek istediği ve ihtiyaçlarını gidermesini bekledikleri şahıs yani ülkemizin en üst yetkilisi makamında bulundurulmayacak görüşmeleri sağlanmayacak ve bu gelen eli boş geri gönderilecek,
  • İran lideri Hamaney’in ve Haniye görüşmesi ve İran tarafından Filistine arka çıkılması gerçekten manidar ve kayda değer gelişmeler,
  • Demir Kubbenin arızalandırılması ve attığı füzelerin kendi başında patlatılması sağlanacak gelişmeler,
  • İsrail 47 48 gündür kara harekatına hala başlayamaması , Bülent Arınç denen alçağın taa başında dediği SİZİN ETİNİZ BUDUNUZ NE Kİ İSRAİLE BAŞKALDIRIYORSUNUZ …VB.SÖYLEDİĞİ SÖZLERLE HAMASI kendince küçük görmesi lüzumsuzluk diye bahsetmesinde geldiğimiz nokta REHİNE TAKASI yapmak mecburiyetine ve 4 gün ara vermeye mecbur kalmaları hadisesi,
  • Ve elbette ERBAKAN TEKNOLOJİ HARİKALARININ BU ZALİMLERE KARŞI HAKKIN YANINDA OLANLARA BÜYÜK BİR KOLAYLIK VE UMUT HEYECAN YAŞATMASI HADİSELERİ,

Evet çok karanlık gibi görünen dünya mazlumlarının yaşadığı bu günler inşaallah makalede de ifade edildiği üzere : ” … Ama ellerinden geleni geri koymasınlardı… Ne yaparlarsa yapsınlar, büyük bir yıkımdan ve Allah’ın intikamından kurtulamayacaklardı… Başta öz vatanlarını, en barbar metotlarla işgal ettikleri mazlum Filistin halkının, işte bugün de yaşadığı acı feryadı… Ve son iki asırdır tüm yeryüzünde Siyonist dünya düzeninin fesatçı ve fırsatçı zorbalığına, zulüm ve sömürü çarkına, ahlâki ve ailevi tahribatına uğramış milyarlarca mağdurun ahı, elbette yerde kalmayacaktı. Çaresi yok, hiçbir güç İlahi takdire engel olamayacaktı ve İsrail yıkılacaktı!..”

MÜJDELER OLSUN HAKKA VE ADALETE DAYALI , MİLLİ ÇÖZÜM’E İNANMIŞ EMİN ELLERİN BİLGE YİĞİT ŞAHSİYET’İN TESLİM ALACAĞINI ÜMİT ETTİĞİMİZ YENİ VE ADİL BİR DÜNYANIN KURULACAĞI GÜNLERE RAMAK KALDI…!!!

Herhalde düşman güçler ve emperyalist merkezler de bu kutlu gerçeklerin ve mutlu gelişmelerin farkındaydı ve telaşındaydı. Ama önünde sonunda Hak bâtıla, adalet barbarlığa galebe çalacak, inşaallah Türkiye merkezli yeni bir medeniyet inkılabı yaşanacaktı. Bütün bu teknolojik harikaların altyapısını hazırlayan Aziz Erbakan Hocamızı minnetle ve şükranla anıyor, O’nun başlattığı tarihi devrim ve değişimin devam ettiğini hatırlatıyor ve pek yakında büyük zafere erişileceğini bekliyoruz. Alıntı
Erbakan Teknolojileri zamanı geldikçe bir bir açığa çıkıyor siyonizmin uykularını kaçırıyordu. Erbakan Hocamızın bu teknolojik hazırlıklarına ise halen Milli Çözüm den başka inanan yoktu.

Ülkemiz de, dünyada yaşanan, yaşanacak büyük devrim ve değişimlerin habercisi olan Milli Çözüm aynı zamanda milli dönüşümlerin kimler tarafından yapıldığına ve hangi işbirlikçilere mal edilmemesi gerektiğine dair de çok önemli hatırlatma ve analizler yapılmaktadır.
Bu vesile ile “haktan” taraf olmak isteyen milli, samimi vatan evlatları teşbihte hata olmasın “davulcunun veya zurnacının peşine takılmamış” gerçekleri görerek Yahudi’nin oyununa figüranlık yapmamış (kurduna kuşuna yem) olmamış oluyor.
Evet bu kıymetli çalışmalar şüphesiz “silahtan, atom bombasından” çok daha etkili ve öneme sahip bir çalışmadır.
Başta Üstadımız Ahmet Akgül Hocamızı ve tüm sadık kadrosunu saygıyla selamlıyor sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz.

Bizden olmayanları dost edinirken, onların bize yaptığı zararlara da böyle sessiz sedasız bir mesele gibi bakar durursun .bu durum vatana millete zarar vermeye devam ederken maç seyreder gibi insanlarda öyle uyuşmuş beyinler sesiz kuru kalabalıklar hala birşeyler yapacak diye beklerken, ne zaman uyanacaklar acaba diye sorgulayanlar olmaya başlamıştır inşallah.

“Siyonizmin en büyük hedefi, AKP’yi iş başında tutmaktır!”
Prof. DR. Necmettin ERBAKAN

Netanyahu; Arap Birliği toplantısına katılan liderleri “iktidarınızdan olmak istemiyorsanız, sesiniz fazla çıkmasın!” diyerek tehdit etmişti. İşbirlikçi Arap liderlerinin Siyonizm’i eleştirmesine bile izin verilmezken bizim ülkemizde durum biraz farklıydı..
Önce Filistin’in yanında olduğu belirten Kılıçdaroğlu’nun ayağı kaydırılmış ardından Hamas’a terörist diyen bir şebek işbaşına getirilmişti.
Türk Hükümeti, sözde bile olsa Filistinli Mücahidlerin yanında durmazsa iktidarda kalamazdı!
Bunu çok iyi bilen Siyonistler, hükümetin kof çıkışlarına, hamaset dolu cümlelerine, boş edebiyat ve riyakârlıklarına ses çıkarmamaktaydı.
Ancak işbirlikçilerin, Siyonizm’in yerine Netanyahu’nun şahsını hedef alan cümleleri dikkatlerden kaçmamıştı.
Kürecik’i kapatın bari zulme ortak olmayın derken, cumhur ittifakı İsrail’e onlarca gemi yollamakta ve SP’nin mecliste verdiği “araştırma” önergesini ise reddetmekteydi.
Yunanların işgal ettiği Ada ve Adacıklarımıza dahi ses çıkaramayanların, İsrail aleyhine bir icraat göstermeleri zaten imkansızdı!

Millet uyusa da, hükümet işbirliği yapsa da 2200 yıllık devlet aklı gereğini yapacaktı!

Bugün Siyonistlere “BOP” ile “emrinizdeyiz” mesajı verenlere inat derinlerin ABD’ye verdiği ayar, yüreklerimizi ferahlatmış, yeni İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın, hükümet bağlantılı mafyaya açtığı savaş, temizliğin içeriden başladığının ispatıydı!

Nükleer savaş tehdidinde bulunan Siyonistler, GKRY’ne Demir Kubbe Savunma sistemi vermişlerdi!

Ülkemizin dört bir yanını çevreleyen Siyon-Haçlı Birliği, Güney Kıbrıs’a Demir Kubbe Hava savunma sistemi ve tanklar verirken geçtiğimiz dönemde ABD, GKRY’ne uyguladığı silah ambargosunu kaldırmıştı. Yunanistan üzerinden de Türkiye’nin sabrını zorlayanların hazırlıkları artık son aşamadaydı.
Daha önce İran’ı bahane ederek topraklarımıza Patriot Hava Savunma sistemlerini getirenler, bozulan ve çalışmayan sistemlerini geri götürmek zorunda kalmışlardı. 😉

Erbakan Hocayı ve Milli Çözüm’ü hayalperestlikle suçlayanlar, çok yakında yaşananların hayal (rüya) olmasını arzulayacaklardı!

Hamas’ın başarılı operasyonuna önce “İsrail izin verdi” algısını oluşturanlar, İsrail’in çizilen fiyakasını kurtarmaya çalışmışlardı.
ABD paralı askerleri ve İsrail Ordusu girdikleri Gazze’de, Mücahidlerin elinde bulunan bir rehineyi bile kurtaramamışlardı ve İslam dünyasının işbirlikçi liderlerinden rehineler için medet ummuşlardı! Erbakan Hoca’nın teknolojik sistemleri siyonist ve işbirlikçilerini telaşlandırmıştı.. Ancak bu daha fragmandı çok yakında kaçacak delik arayacaklardı…

Siyonizm’in yıllardır birbiriyle çarpıştırmak için uğraştığı Türkiye ve İran, büyük oyunuzu bozmuşlardı!

Erbakan Hocanın öncülüğünde, tarihte ilk defa aynı masaya oturan Şii ve Sunnilerin fiili liderleri sayılan, İran ve Türkiye yakında Erbakan Hocanın siyasi, fikri ve teknolojik atılımlarıyla, Siyon-Haçlı Birliğinin kabusu olacaklardı!

“Onların dağları yerinden oynatacak teknolojik imkânları bile olsa zafer, inananların olacaktı!”

Erbakan Hocamızın da sık sık dile getirdiği mucizevi ayet, tarihte ilk defa pazarcık depreminde yaşanmıştı.
İsrail’in sivil katliamından hemen sonra yaklaşık 40 gün önce” Filistin için savaşacaklarını ilan eden Taliban yönetiminin açıklamasının hemen ardından, Afganistan da üst üste iki defa 6 şiddetinin üstünde deprem meydana gelmiş ve akıllara HAARP vb. teknolojiler gelmişti.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti çoktan önlemini almıştı!
ABD’nin nükleer ile çalışan Uçak Gemisi yaklaşırken yine karşısında TÜRK SAVAŞ gemilerini bulacaktı!
Tarihleri boyunca Türk ile savaşmayan ABD ve İsrail, Doğu Akdeniz’in serin suları ve Amik Ovasının verimli toprakları ile tanışacaklardı!
Filistinliler’i sürgün etmek isteyenler;
Kendi kıyametlerini hızlandırmaktalardı.
Bütün halklar uyanmakta ve zaman Siyonistlerin aleyhine işlemekteydi…
Kutsal topraklardan sürgün edilecek olan Siyonist Yahudiler, kendileri için Emperyalist Haçlıların topraklarından yer beğensinlerdi!

Eyy güce, servete, makama tapan münafıklar! Taptığınız ve yenilmez sandığınız ilahlarınızın tahtları sallamaktaydı ve bir avuç diye dalga geçtiğiniz mü’minler, çok yakında saltanatınızı başınıza yıkacaklardı!

Hadis-i Şerif’te buyrulduğu gibi, “tek millet olan küfür” cephesi; tüm imkânlarına, destekçilerine, piyonlarına rağmen, Aksa Tufanı karşısında aciz kalmış, zelil düşmüş ve dumura uğramıştı… Çünkü;

“(Ey mücahit ve müstakim mü’minler!) Kesinlikle siz, (hainlerin ve düşman kesimlerin göğüsleri) içlerinde ‘dehşet ve yılgınlık uyandırma bakımından’ onlara, Allah’tan daha çetin gelirsiniz (münafıkların kalplerindeki sizinle ilgili korkuları, Allah korkularından daha şiddetlidir). İşte bu, şüphesiz onların ‘derin kavrayışa sahip bulunmayan’ bir topluluk olmaları dolayısıyla böyledir.” (Haşr:13)

Üstelik bu küfür cephesi, her ne kadar zahiren “bir”leşmiş görünse de, hakikatte durum böyle değildir. Zira;

“Onlar, iyice korunmuş (sağlam tedbirler alınmış) şehirlerde veya surlar-kaleler gerisinde olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşa girişemezler (kendilerine güvenemezler. Müşriklerin ve münafık kesimlerin) kendi aralarındaki çarpışmaları (birbirlerine kin ve haset duyguları) ise pek daha şiddetlidir. Sen onların (zahiren) birlik ve dirlik (içerisinde olduklarını zan ve) hesap edersin; oysa onların kalpleri paramparça vaziyettedir (çıkarları ve ihtirasları uğrunda her an kapışmaya hazır haldedirler). Bu, şüphesiz onların akletmeyen (ve imana gelmeyen) bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.” (Haşr:14)

Nasıl ki, bataklığa düşenin her çırpınışı ve hamlesi, ancak batışını hızlandırır; aynen öyle de, küfür cephesinin her hamlesi ancak acı akıbetlerini hızlandıracaktır. Çünkü;

“(Bu Yahudilerin durumu ve sonu;) Kendilerinden yakın zaman önce, işlerinin vebalini tatmış (küfür ve zulümlerinin akıbetine uğramış) olan, (ve şimdi ahirette de) kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin (Bedir’de cezalarını bulan putperestlerin) durumu gibidir.” (Haşr:15)

Fakat unutulmasındı!

Yeryüzünün kanseri İsrail, Direnişçi Mücahitler karşısında, “ansızın”, “fiilen” nasıl böyle aciz kalıp, hızlı bir yok oluş sürecine girdiyse…

Aynen öyle de; Deccalizm-Siyonizm düzeni ve zihniyeti, Milli Çözüm karşısında, yine böyle “ansızın” ve en önemlisi “fikren” de yok olacak ve yerini Adil Düzen İnkılabı’na bırakacaktır inşaallah!

İşte, Asıl Büyük Devrim ve Zâfer bu olacaktır! Zira fikirleri değiştirmek, kalıplaşmış cahili düzenleri ve sistemleri yıkmak, yetmez, yerine de Adil bir Düzen getirmek, nice fiili savaştan katbekat zordur. Tarih de bunu ispatlamıştır ki: Kurtuluş Savaşı’yla fiilen işgâlden kurtarılan Ülkemiz, işbirlikçi hain hükümetler eliyle fikren kuşatılmıştır. Milli Çözüm’ün farkı ve fazileti de işte tam bu noktadadır.

Aziz Erbakan Hocamızın 1978 Sakarya Konferansı’ndaki şu sözleriyle yorumumu bitireyim:

“Haklı fikirlerin kendilerini kabul ettirme kabiliyetleri, kendi içindedir. Hak üstündür, Hak kendini kabul ettirir!”

“Siyonizmin en büyük hedefi, AKP’yi iş başında tutmaktır!”
Prof. DR. Necmettin ERBAKAN

Netanyahu; Arap Birliği toplantısına katılan liderleri “iktidarınızdan olmak istemiyorsanız, sesiniz fazla çıkmasın!” diyerek tehdit etmişti. İşbirlikçi Arap liderlerinin Siyonizm’i eleştirmesine bile izin verilmezken bizim ülkemizde durum biraz farklıydı..
Önce Filistin’in yanında olduğu belirten Kılıçdaroğlu’nun ayağı kaydırılmış ardından Hamas’a terörist diyen bir şebek işbaşına getirilmişti.
Türk Hükümeti, sözde bile olsa Filistinli Mücahidlerin yanında durmazsa iktidarda kalamazdı!
Bunu çok iyi bilen Siyonistler, hükümetin kof çıkışlarına, hamaset dolu cümlelerine, boş edebiyat ve riyakârlıklarına ses çıkarmamaktaydı.
Ancak işbirlikçilerin, Siyonizm’in yerine Netanyahu’nun şahsını hedef alan cümleleri dikkatlerden kaçmamıştı.
Kürecik’i kapatın bari zulme ortak olmayın derken, cumhur ittifakı İsrail’e onlarca gemi yollamakta ve SP’nin mecliste verdiği “araştırma” önergesini ise reddetmekteydi.
Yunanların işgal ettiği Ada ve Adacıklarımıza dahi ses çıkaramayanların, İsrail aleyhine bir icraat göstermeleri zaten imkansızdı!

Millet uyusa da, hükümet işbirliği yapsa da 2200 yıllık devlet aklı gereğini yapacaktı!

Bugün Siyonistlere “BOP” ile “emrinizdeyiz” mesajı verenlere inat derinlerin ABD’ye verdiği ayar, yüreklerimizi ferahlatmış, yeni İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın, hükümet bağlantılı mafyaya açtığı savaş, temizliğin içeriden başladığının ispatıydı!

Nükleer savaş tehdidinde bulunan Siyonistler, GKRY’ne Demir Kubbe Savunma sistemi vermişlerdi!

Ülkemizin dört bir yanını çevreleyen Siyon-Haçlı Birliği, Güney Kıbrıs’a Demir Kubbe Hava savunma sistemi ve tanklar verirken geçtiğimiz dönemde ABD, GKRY’ne uyguladığı silah ambargosunu kaldırmıştı. Yunanistan üzerinden de Türkiye’nin sabrını zorlayanların hazırlıkları artık son aşamadaydı.
Daha önce İran’ı bahane ederek topraklarımıza Patriot Hava Savunma sistemlerini getirenler, bozulan ve çalışmayan sistemlerini geri götürmek zorunda kalmışlardı. 😉

Erbakan Hocayı ve Milli Çözüm’ü hayalperestlikle suçlayanlar, çok yakında yaşananların hayal (rüya) olmasını arzulayacaklardı!

Hamas’ın başarılı operasyonuna önce “İsrail izin verdi” algısını oluşturanlar, İsrail’in çizilen fiyakasını kurtarmaya çalışmışlardı.
ABD paralı askerleri ve İsrail Ordusu girdikleri Gazze’de, Mücahidlerin elinde bulunan bir rehineyi bile kurtaramamışlardı ve İslam dünyasının işbirlikçi liderlerinden rehineler için medet ummuşlardı! Erbakan Hoca’nın teknolojik sistemleri siyonist ve işbirlikçilerini telaşlandırmıştı.. Ancak bu daha fragmandı çok yakında kaçacak delik arayacaklardı…

Siyonizm’in yıllardır birbiriyle çarpıştırmak için uğraştığı Türkiye ve İran, büyük oyunuzu bozmuşlardı!

Erbakan Hocanın öncülüğünde, tarihte ilk defa aynı masaya oturan Şii ve Sunnilerin fiili liderleri sayılan, İran ve Türkiye yakında Erbakan Hocanın siyasi, fikri ve teknolojik atılımlarıyla, Siyon-Haçlı Birliğinin kabusu olacaklardı!

“Onların dağları yerinden oynatacak teknolojik imkânları bile olsa zafer, inananların olacaktı!”

Erbakan Hocamızın da sık sık dile getirdiği mucizevi ayet, tarihte ilk defa pazarcık depreminde yaşanmıştı.
İsrail’in sivil katliamından hemen sonra yaklaşık 40 gün önce” Filistin için savaşacaklarını ilan eden Taliban yönetiminin açıklamasının hemen ardından, Afganistan da üst üste iki defa 6 şiddetinin üstünde deprem meydana gelmiş ve akıllara HAARP vb. teknolojiler gelmişti.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti çoktan önlemini almıştı!
ABD’nin nükleer ile çalışan Uçak Gemisi yaklaşırken yine karşısında TÜRK SAVAŞ gemilerini bulacaktı!
Tarihleri boyunca Türk ile savaşmayan ABD ve İsrail, Doğu Akdeniz’in serin suları ve Amik Ovasının verimli toprakları ile tanışacaklardı!
Filistinliler’i sürgün etmek isteyenler;
Kendi kıyametlerini hızlandırmaktalardı.
Bütün halklar uyanmakta ve zaman Siyonistlerin aleyhine işlemekteydi…
Kutsal topraklardan sürgün edilecek olan Siyonist Yahudiler, kendileri için Emperyalist Haçlıların topraklarından yer beğensinlerdi!

Eyy güce, servete, makama tapan münafıklar! Taptığınız ve yenilmez sandığınız ilahlarınızın tahtları sallamaktaydı ve bir avuç diye dalga geçtiğiniz mü’minler, çok yakında saltanatınızı başınıza yıkacaklardı!

Bu yaşananlar bizlere;

İslam ülkelerinin nasıl yozlaştığını,maddi manevi çöküntü içinde ve kukla yöneticilerinin izinde nasıl hoyratça yürütüldüğünü göstermiştir.
Bu keşmekeş ten elbette çıkış yolları vardır.Erbakan hocamızın,Milli Türkiye’ye bıraktığı sayısız teknoloji harikaları ve Aziz Türk Ordusu bunları galebe çalacaktır .
Siyonun yaptığı tüm hile ve zulümat elbet kendi başında patlayacaktır .

“Önünde sonunda Hak bâtıla, adalet barbarlığa galebe çalacak, inşaallah Türkiye merkezli yeni bir medeniyet inkılabı yaşanacaktı. Bütün bu teknolojik harikaların altyapısını hazırlayan Aziz Erbakan Hocamızı minnetle ve şükranla anıyor, O’nun başlattığı tarihi devrim ve değişimin devam ettiğini hatırlatıyor ve pek yakında büyük zafere erişileceğini bekliyoruz.”

Allah razı olsun, en güvenilir ve doğru tespitle güncel bilgileri, aydınlatıcı ve öğretici bir şekilde makalelerinizle öğreniyor ve doğruyu yanlışı görmemize vesile oluyorsunuz. Teşekkür ederiz.

Tek Türkiye yok; İşbirlikçi hükümetinin yanında Siyonizme meydan okuyan “Milli ve Derun Türkiye” de var elhamdülillah.

İsrail’in petrol ihtiyacını, Gıda ihtiyacını karşılayan, İsrail’in emniyeti için radar üstleri kurulan işbirlikçi hükümetin aksine bir de ABD dışişleri bakanını vali yardımcısı ile karşılayan “Milli ve Deruni Türkiye” de olduğu olayları anlamlandırmak açısından çok önemli bir tespitidir. Ahmet Akgül üstadın bu tespiti olmasa tezatlar içerisinde gidip gelmekten olayları, kişileri ve gidişatı anlamlandırmak mümkün olmaz ve Zafere dair ümitlerimizi diri tutmamız münkün olmazdı, Allah razı olsun, sağlık versin inşallah.

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

AHMET AKGÜL KİMDİR?

INTRODUCTION OF USTADH AHMET AKGÜL

رسالة تعريفية لمعلمنا أحمد أكجول

قبل مؤتمر النظام العادل في جامعة قيرغيزستان أراباييف، والذي حضرناه، قدم أحد المحاضرين أستاذنا أحمد أكجول على النحو التالي: أحمد أكجول موجود في تركيا؛ إنه عالم ومثقف نادر جدًا يجمع بين المبادئ الإسلامية والمتطلبات الإنسانية، وفكر أتاتورك في التغيير والقومية الإيجابية والتوازن الاجتماعي. ألف حوالي 100 كتاب، بعضها في 3 مجلدات، وجميعها أعمال فريدة وأصيلة. 10 من الكتب؛ تمت ترجمته إلى الإنجليزية والروسية واليابانية والفارسية والفرنسية والعربية. البروفيسور الراحل، أحد رؤساء وزراء تركيا الأسطوريين. دكتور. ويعتبر من أكثر الطلاب المميزين وأتباع نجم الدين أربكان.
لقد حضر المؤتمرات العلمية في جميع أنحاء تركيا وأوروبا والجغرافيا الإسلامية منذ ما يقرب من 40 عامًا. إنه رجل حكيم تنبأ وشرح التطورات المهمة في تركيا ومنطقته والعالم قبل عقود، وتعرض للعديد من المشاكل والهجمات لهذا السبب، لكنه كان دائما على حق في النهاية. وهو رئيس تحرير مجلة الحل الوطني، التي يتابعها عن كثب كبار البيروقراطيين العسكريين والمدنيين، وأساتذة الجامعات، والكتاب والمعلقين المهمين، ومسؤولي الدولة في تركيا. ضد الأنظمة الرأسمالية والاشتراكية والليبرالية في العالم؛ فهو يحتوي على الجوانب الجيدة والمفيدة لجميعها، لكنه يترك الجوانب السيئة والضارة؛ سيدنا، الذي أعد ودافع عن برامج النظام العادل الأصلية القائمة على العقل والعلم والتاريخ والضمير والقرآن، يبلغ من العمر 74 عامًا وأب لخمسة أطفال. لا يتقاضى إتاوات أبدًا عن أي من كتبه أو مجلاته أو مقالاته أو مؤتمراته، ويعيش حياة متواضعة بعيدًا عن الترف والراحة، ويغطي نفقات كل ذلك بحوالي 40 من الرفاق المتطوعين والمخلصين في سبيل الله. المعلم الذي يدافع عن "حرمة التبشير بالعلم" وبالتالي لا يدين بالشكر لأي مركز أو حكومة. باستثناء ما يقرب من 105 من أعمال أستاذنا، حتى الأحزاب والحكومات تظل غير مبالية؛ الدين والأخلاق في المرحلة الابتدائية: 4-5، المرحلة المتوسطة: 1-2-3، المرحلة الثانوية: 1-2-3-4 والجامعة: 1-2-3، وفقاً للحقائق العلمية وجوهر الإسلام. ولكن بغض النظر عن أي طائفة، فقد أعد كتب العلم. خلال أحاديثهم المميزة جداً، كتلاميذه ومتابعيه المخلصين: "كيف أعددتم هذه (100) كتاباً يزيد عن مائة، كيف رتبتم وقتكم؟" أجاب أستاذنا أحمد أكجول على أسئلتنا كالتالي، ليكون قدوة وتشجيعًا لنا:



1- منذ ما يقرب من 60 عامًا، باستثناء الأمراض الخطيرة والصعوبات الكبيرة؛ ولم أؤجل عمل اليوم إلى الغد، كما أنني لم أحاول تأجيل عمل الصباح إلى الظهر أو عمل الظهر إلى المساء. لأنه لا ينبغي لي أن أضيع رأس مال حياتي المحدود في مساعي فارغة ومجانية يسميها القرآن الإلغاء ويحرمها

 

2- حتى لو كان شخصًا لديه معرفة وخبرة في موضوع ما، حتى لو كان أصغر منا كثيرًا... حتى لو كان شخصًا عاديًا وبسيطًا، فأنا لا أشعر بالإهانة أبدًا عند الاستماع إليه أو تعلم شيء ما، لأن أكبر عائق أمام التعلم والحصول على العلم هو الكبرياء والكبر

-3ما حصلنا عليه؛ حاولت أن أقرأ وأفهم كتابات وكتب الجميع، محليًا أو أجنبيًا، يساريًا أو يمينيًا، أعرفه أو لا أعرفه، أحبه أو أكرهه.
4- كنت أسجل المعلومات التي تعلمتها وأجد أهميتها منها أو مما سمعته في البرامج والمؤتمرات التليفزيونية، ولم أتردد قط في كتابتها ونقلها بذكر أصحابها
5- من خلال الوقوع في الرغبات والاعتراضات التعسفية من أقرب أقاربي ورفاقي وأعضاء الحزب وذوي المناصب ذات النفوذ والكفاءة... أو من منطلق حرصي على راحتي ومصالحي الشخصية، لم أخفي أبدًا الحقيقة التي قالها لي يجدها العقل والضمير نافعة ومفيدة، ولم أصعب فهمها بتغليفها بأغلفة مختلفة
6- كل الأشخاص الذين التقينا بهم في أي مناسبة وأصبحنا قريبين بما يكفي لتناول كوب من الشاي أو السفر لمدة ساعة على متن الطائرة؛ حاولت مساعدتهم على اكتساب وزيادة وعيهم الأخلاقي والضميري وكرامتهم، وخاصة سلامهم الروحي والعالمي. بمعنى آخر، كنت أهدف إلى أن أكون مفيداً له، وليس أن أستفيد من منصبه وفرصه ومجاملاته.
7- ولعل ذلك يعتبر ثمرة ومعجزة للأهداف والجهود المخلصة... وطبعا بفضل الله تعالى وفضله لا بد من قراءة كتاب ما يقارب 700 صفحة بسرعة في ساعة أو ساعتين. وتهنئة هذا الكتاب وانتقاده عمدا، والحمد لله أن إنتاج ملاحظات من 10 صفحات أصبح أسهل بالنسبة لنا.
أطيب التحيات…

YORUMLAR

Son Yorumlar
22
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...