YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
68cc838b9714d
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 7 4 4
Bugün : 312
Dün : 42942
Bu ay : 819822
Geçen ay : 1415082
Toplam : 42496194
IP'niz : 216.73.216.163

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

TUZ KOKARSA!
veya
YARGI KO(R)KARSA?

5 2 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Abone ol
Bildir
12 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Unutanlara Engin Alan olayını tekrar hatırlatalım:

Engin Alan 2010 yılında Balyoz davasından tutuklanmıştı. 2011 yılında, cezaevinde iken MHP Milletvekili seçilmeyi başarmıştı.

2012 yılında 18 yıl ağır hapis cezası almıştı. 2013 yılında bu cezasını Yargıtay onamıştı.

2014 yılında AYM hak ihlali kararı verince, bunun üzerine Engin Alan yerel mahkemece tahliye edilip bırakılmıştı.

2014 yılında ise Engin Alan TBMM’ye gelip yemin ederek Milletvekilliği görevine başlamıştı.

Evet, maalesef Cumhur İttifakı, “İşimize nasıl gelirse öyle davranırız!” mantığını, hukukun ve ahlâkın önüne koymuşlardı!

Adalet olmayan bir ülkede suc işleme orani, para aklamalar, ayakkabi kutulariyla hirsizliklar yolsuzluklar hortumculuklar artar. Hirsizlik ve yolsuzlukla yonetilen ulkelerin halklarinda da suc isleme oranlari artar. Ve bu yoneticiler daha cok hapishane inşa ettirmek zorunda kalır. Devletinde geleceğine guvenemeyen genclikte yurt dışına göçler başlar. Haliyle Fakirlesme ve cehalet artar. Butun bunlari aci bir sekilde görüyor ve yaşıyoruz. O halde balık baştan kokuyor…. kisiye gore adalet degil kuran ve sunnete gore adalet herkesi huzura ve adil duzene kavusturacaktir biiznillah. Eğer gerekiyorsa yoneticilerde yargılanmalı. Yoneticisinden halkina yargi tarafsiz yargilayabilmeli. Iste gercek adalet burada..

Siyonizm her istediğini rahatça yaptırabilmek ve çeşitli engellerden kutulmak için Türkiye de başkanlık sistemine geçmeyi uygun görmüştü. Şimdilerde dahada ileriye giderek devlet organizasyonunu dağıtıp büyük İsrail’i ilan etme sevdasındaydı. Tam da bu noktada herşeyi elde ettik, artık tamamdır dedikleri bu noktada Erbakan’ın Tokadını en sağlam talebesinden yemeleri an meselesiydi. Merhum Erbakan Hocamız için sadık samimi dava adamı bir kişi lazımdı. Onuda gözlerden ırak yetiştirmişti Elhamdülillah

Adalet;insaflı ve doğru davranmak, zulmetmemek, eşit tutmak ve her şeyi yerli yerince yapmak gibi anlamlara gelir. Dinî bir terim olarak adalet, hak yol üzere dosdoğru olmak, dinin emir ve yasaklarına uymak, haklıya hakkını, haksıza cezasını vermek, suç ve ceza oranına dikkat etmektir.
Adalet;Hak ve hukuka uygunluk; hak ve hukuku gözetme ve yerine getirme; doğruluktur.
Adalet; eşit olmak, eşit kılmak, denklik, denge, doğru davranmak, hakka göre hüküm vermek, bir şeyi yerli yerince yapmak veya herkese ve her şeye hak ettiği şekilde davranmak demektir. Adaletin zıddı, haksızlık yapmak, güçlü olanı tercih etmek, ve doğru yoldan sapmak gibi anlamlara gelen zulüm kavramıdır..
Dünyada Ülkemizde gördüğümüz adalet (sizlik),hukuk(suzluk), eşit(sizlik),usül(süzlük) durumlarına olaylarına,makalede bilgilerimize sunulan korkan yargıyada şahit olunca insan İslam’a ayete Aleyhisselâtü Vesselam Efendimizin söylemlerine daha bir ihtiyaç ve özlem duyuyor.
Bedir savaşında alınan esirler arasında Aleyhisselâtü Vesselam Efendimizin amcası Hz. Abbas da vardı. Hz. Abbas’ın elleri bağlanmıştı. Esirler, fidye karşılığı serbest bırakılmaya başlanmıştı. Ensar’dan bazı kişiler Hz. Abbas’ın Allah Rasûlü’nün amcası olduğunu öğrenince onun fidyeden affedilmesini istediler. Allah Rasûlü: “Hayır, asla böyle bir şey olamaz Onun ödemek zorunda olduğu fidyenin tek bir dirhemi dahi bağışlanamaz” buyurdular.
Görüldüğü üzere Aleyhisselâtü Vesselam Efendimiz en yakınları dahi söz konusu olsa hep adaleti esas almış; hükümleri, kanunları herkese eşit olarak uygulamıştı..
Ne diyelim;Adil Düzen hakimiyetinde diğer tüm konularda olduğu gibi özlemini duyduğumuz hakka hukuka ve yargıyada kavuşacak ve tüm dünyaya bu noktada nefes aldıracağız inşallah..
Çünkü malesef şahit olduk ki;”Adaletin küçüldüğü yerlerde,büyük olan artık suçlulardır..

Değişen birşey olmayacak aynı tas aynı hamam devam edecek. 50 yıldır değişen ne oldu ki? Demekki bu dünyada yaşayan yaşayacak, mahşer günüde herkes hesabını verecek.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin yüz karaları!
Bu kadar liyakatsizi aynı bünye içerisinde barındırabilmek gerçekten büyük bir başarıdır(!?).
Yeryüzünün gelmiş geçmiş en büyük hırsızları yine Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. Şaşırdık mı? Hayır.
Devlet, yakında gerekeni yapacak ve danışıklı dövüş halinde olan bütün hainlerden hesap soracaktır!

Üye sayısı15 olan AYM’ üyelerinin 9’u suçlandığı için kanuna göre Yargıtay kararının görüşülmesi için de 10 üyenin toplanması gerekliydi. Şimdi geridekilerin tamamı 6 kişi kalmıştı ve yargı tıkanmıştı.
Fakat ilginç bir durum vardı ve AYM suçluyu korumakla suçlanmıştı.
Şimdi soralım;
Peki AYM suça yardım ve şimdi yataklık ettiği durumda bu üyelerin bir kısmını bizzat atayanlar da da suç ortağı durumunda değil miydi?
Daha önceden atanan AYM üyelerinin ikisinin 15 Temmuz’dan sonra tutuklanması ve diğer atadıkları da suça iştirak etmesi de üzerinde düşünülmesi gereken hususlardı
Meclise Yargıtay tarafından bildirilen kesinleşmiş kararın meclisin gündemine acilen gelip ve Genel Kurulda okunarak malüm zatın Milletvekilliği sonlandırılması gerekirken mecliste okunmamış olması topluca meclisi de bu alani suça ortak olması hasebiyle aynı kapsama girerek meclisin askıya alınması ve bu acil durumla ilgili BAŞBAKANLIK KRİZ YÖNETİM MERKEZİ’nin devreye girmesi gerekmez miydi?
İlgili bilgi ve belgeye ulaşmak için: https//http://www.mevzuat.gov.tr
Adresinden BAŞBAKANLIK KRİZ YÖNETİM MERKEZİ YÖNETMELİĞİ yazarak ulaşılabilir.
Google’ye de direk başlık yazılarak ulaşılabilir.

Bir devletin iç bünyesinde hukuka ve demokratik bir yapıya, en çok Siyonist cereyanın etkisinde kalan kafadaki kişi ve görüşler karşı çıkmaktadır..
Yapısı ve idealleri gereği, illegal bir zihniyet olan Siyonizm, bünyesinde topladığı “Menfi siyaset, Menfi medya, menfi Sermaye” çevreleri ile, her türlü hilebazlıklarla devletin iç bünyesinde büyük tahribatlar yapmayı her zaman gaye edinmiştir..
Siyasal alan başta olmak üzere bir çok sahada, zıt kutuplar gibi görünen kurumlar ve içerisindeki kişiler, aslında her konuda ve her koşulda bir ve beraberdirler..
Örneğin 22 yıllık Akp iktidarı, kuruluşundan bugüne kadar Hdp ile her türlü stratejik konuda bir ve beraber olmuştur . Yine toplumun ahlaki yapısı öncelikli olmak üzere bir çok Menfi konularda, chp hdp akp beraberliği hep gözlenmiştir..!
Şüphesiz Millî Çözüm, işte bu karmaşa ve aldatma şeytanlığına ve sahtekarlığına karşı feraset, hidayet ve basiret keskinliği ile en net mücadeleyi vererek, Milletin ve Devletin içindeki temiz akıl sahiplerinin cesur mensuplarına önderlik ve rehberlik etmektedir..
Ve çok kısa bir süre sonra da Türkiyemizin öncülük edeceği, devleti özellikle adalet sahasında yeniden imar ve islah etme gayesiyle, ideal bir Hukuk Düzenini teşkil edecek “Adil Hukuki Düzen”i de bünyesinde barındıran Adil Düzeni, tüm insanlığa ilan edecek bir Millî Çözüm İnkılabı yaşanacaktır

En Üst Yargının Çıkmazı
Yurdumuzda adaletin aranmadığı yer kalmadı. Neme lazım bulanda kalmadı.
Adelatin koruyucusu,ülkenin bekasında öncülük eden AYM’nin kararına,diğer bir üst makam Yargıtay’ın itiraz etmesi kanunen uygun değildir. Lakin Cumhurun Başıda buna itiraz etmiştir. Hal böyleyken halkta bu Cumhura itiraz etmiştir.
Neticelenmesi oldukça zor görünen bu durum, malesef ülkemizide, uluslararası camiada zor durama düşürmüştür.
Tüm bu kaotik durumun çözümlenmesi ancak, adil düzen,milli birlik ve tam bağımsız bir Türkiye ile olmalıdır.

İsrâ 81
De ki: “(Artık) Hakk geldi, bâtıl zail oldu. Hiç şüphesiz bâtıl sürekli yok olucudur. (Çünkü Hakk gelince bâtıl batacak, Güneş doğunca karanlık kaybolacaktır.)”

AKP’nin 22 senelik hükümetlerinde en derin enkaz Hukuk ve Eğitim alanlarında oldu. HSYK’nın yapısına 2010 ve 2017 yılında yapılan müdahaleler yargıya ağır darbe vurdu. Nisan 2012’de yürürlüğe giren temel eğitim sisteminin 4+4+4 şekilde kademelendirilmesini öngören İlköğretim ve Eğitim Kanunu sistemsel sorunlar yarattı. Cumhuriyetin kuruluşundan 2003 yılına kadar 71 üniversite açılmışken 2003 yılından 2023 ye kadar 75 devlet, 57 vakıf üniversitesi açıldı. Her şehre bir alışveriş merkezi, bir üniversite mottosuyla, hızla açılan üniversitelere ise aynı hızla akademik kadrolar yerleştirildi. Doçent ve Profesör olma şartları hafifletilerek hızla dağıtılan ünvanlar akademik kaliteyi göz ardı etti.
 Ekonomi çöktü -ahlak kalmadı. Zalimin karşısında sessiz kaldık. Ve geldiğimiz noktada uçurum eşiğindeyiz. 
 Ya var olacağız -Ya yok olacağız…..

“Ve çırpınmaları boşunaydı… Çünkü iyice çürüyen bu kılıf ve bu yırtık, artık dikiş tutmazdı!..”

Bir alanda değil, her alanda ki çarpıklık, çifte standart, adaletsizlik, liyakatsizlik bir kere değil bin kere gözler önüne seriliyor.

Sadece tam gaz faiz (Allah ve Resulüne savaş açan) sisteminiz bile akıbetinizi berbat etmeye yetecekti.

“Şayet böyle yapmazsanız, (yani faizi, faizci düzenleri ve yöneticileri bırakmazsanız) Allah’a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı (adil devlet ve hükümet düzeninin temellerini yıktığınızı) bilip anlayın (ve ona göre davranın). Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. (Böylece) Ne zulmetmiş olursunuz, ne zulme uğratılmış olursunuz. (Öyle ise mü’minler faizsiz düzene geçmek için çalışmalıdır.)” Bakara 279

Özetle: Ya millet bu gidişattan ve bu iktidardan kurtulacak, veya içten içe kökümüz, özümüz ve kültürümüz kuruyacaktı… İşte bütün bu sorunların aşılması, huzurlu ve onurlu bir ortama kavuşulması için ADİL DÜZEN’E, MİLLİ ÇÖZÜM’E ve ERBAKAN ZİHNİYETİNE acilen ihtiyaç vardı…

Fatih Sultan Mehmet Han bu günü ne de güzel özetlemiş:

“Aklı öldürürsen ahlâk da ölür.
Akıl ve ahlâk öldüğünde millet bölünür.
Kadı’yı satın aldığın gün adalet ölür.
Adaleti öldürdüğün gün Devlet de ölür.”

Milletimizin adalete olan inancını yerle yeksan eden… Aklını, ahlâkını, vicdanını, din ve davasını satan satılmışların bir bir yargılanacakları günleri de elbet göreceğiz. Sadece biraz daha sabır, zira; hasretle ve asırlardır müjdelenip beklenen o Adil Düzen Medeniyeti, Levh-i Mahfuz’da vakti tayin edilmiş bir hakikattir.

Herşey Allah’ın huzurunda yazılı dır.

Müslüman hakkın hakimiyeti için motor, şerrin yok olması için firen olma görevlidir.

Allah yarına bırakır, yanına bırakmaz .

Hiç kimseye ve hiçbir şekilde haksızlık yapma haklı olmaktan öte hep hakla ol .

Erbakan hocamızın sözleri…

Picture of Nail KIZILKAN

Nail KIZILKAN

YORUMLAR

Son Yorumlar
12
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...