DÜNYAYA MEYDAN OKURUM!
Mevlâ’ya güvenip çıktım
Dünyaya meydan okurum!..
Bütün köprüleri yıktım
Deryaya meydan okurum!..
Rabb destekse, kim dayana
Hep koşarız, Dost’tan yana
Kabadayı sökmez bana
Mafyaya meydan okurum!..
Hak söyleriz, garba şarka
Düşünmeyiz, makam marka
Ne Almanya, ne Amerka
Rusya’ya meydan okurum!..
El çektim, haram pazardan
Felak Nâs, korur nazardan
Korkmam, kiralık yazardan
Medyaya meydan okurum!..
Bak azmış, kuduz İsrail
Katleder, Ayşe İsmail
Zalime gerek Azrail
Hayfa’ya meydan okurum!..
Giremez gönül çarşıma
O Deccal, çıksın karşıma
Bağlandım, Büyük Arş’ıma
USA’ya meydan okurum!..
Hakka karşı çıkamaz ki
Şeytan çelme takamaz ki
Nar nurumu yakamaz ki
Gayya’ya meydan okurum!..
Alâmet-i farikası
Teknoloji harikası
Saklı sırlı fabrikası
Kimyaya meydan okurum!..
Musa’nın asası bizde
İsa’nın yasası bizde
Erbakan dosyası bizde
Süfyan’a meydan okurum!..
Riyakâr tıynetim yoktur
Cesurum, cinnetim yoktur
Başkan’a minnetim yoktur
Kâhyaya meydan okurum!..

Elhamdulillah ki insanlık adına, mazlumlar adına, garip kalmış müminler ve ezilmişler adına şeytanın 9’lu çetesine erkekçe, mertçe ve sertçe meydan okuyan Hakkın temsilcisi Milli Çözüm Dergisi var.
Kur’an’da Mafya Yapılanması ve İşbirlikçilerin İttifakı!
Tefsir âlimleri ve yüksek fikir ehli şöyle buyurmuşlardır: “Kur’an’daki her ayetin, değişen ve gelişen bütün asırlara ve farklı toplumlara bakan, ayrı ayrı işaret ve hikmetleri vardır.” İşte mealini vereceğimiz şu Ayet-i Kerime’de de, bugün yeryüzünde ve ülkemizde sürdürülmek istenen zulüm ve rezalet düzeninin “DOKUZ’LU BİR ÇETE” tarafından yürütüldüğüne açıkça işaret vardır:
“O şehirde (Medine’de ve her Medeniyette ve Memlekette) DOKUZ’LU BİR ÇETE (halkı ezmek ve zulüm düzenini sürdürmek üzere fikren ve fiilen işbirliği yapan dokuz ayrı şebeke) vardı, yeryüzünde (ve ülkelerinde fesat) bozgunculuk çıkarıyorlar (dirlik-düzen bırakmıyorlardı), ıslah (ve iyilik) tarafına ise hiç yanaşmıyorlardı. (Kendi aralarında) Allah adına yemin ederek dediler ki: “Gece mutlaka ona ve ailesine baskın düzenleyelim (ve hepsinin işini bitirelim). Sonra da sahiplerine ‘(Salih ve) ailesinin yok edilişinden hiç haberimiz yok! (Olup bitenleri asla görmedik.) Bizler, gerçekten doğruyu söyleyenlerdeniz’ (diye onları aldatalım ve atlatalım).”[1]
Bu ayetteki “raht” çete-şebeke-ekip kelimesinin tenvin=iki esre ile bitmesi ve “rahtin” şeklinde gelmesi, “tis’atü rahtin”kavramını “Dokuzlu Çete” şeklinde yorumlamamızı gerekli kılmaktadır.
Bu Ayet-i Kerime’de dokuz (9) gerçeğe dikkatimiz çekilmektedir:
1- Her zulüm ve sömürü düzeni, DOKUZ’lu bir çeteye ve organizeli bir örgüte dayanmaktadır.
2- Bunlar yeryüzünde ve ülkelerinde fitne ve fesat çıkarmaktadır.
3- Bunlar aslında barışa ve temel insan haklarına düşmandır.
4- Ama zahirde, demokrasi ve dindarlık istismarı yapılmaktadır.
5- Adalet ve hakkaniyet isteyen rakiplerini mertlikle değil, hainlik ve gizlilikle imhaya kalkışılmaktadır.
6- Üstelik bütün bu cinayet ve rezaletlerini inkâr etmekte ve yalancı şahitlikle sorumluluktan sıyrılmaya çalışılmaktadır.
7- Bunlar kendilerini, doğru ve demokrat olarak tanıtmaktadır.
8- Bütün işleri (ticaretleri, siyasetleri) hile, haksızlık ve tuzaktır.
9- Ne var ki, sonunda bütün bu tuzakları boşa çıkacak ve zulüm düzenleri yıkılacaktır.
İşte bu DOKUZ’lu çeteyi günümüzde aşağıdaki şeytan ve şarlatan şebekesi temsil etmektedir:
[1- Mafya, 2- Medya, 3- Mason.] + [4- Münkir, 5- Müşrik, 6- Münafık.] + [7- Müdür (bürokrasi), 8- Milletvekili (hain siyasetçi), 9- Mel’un Mal (haram ve haksız servet) sahibi.]
Şimdi “DOKUZ “M” Formülü” diyebileceğimiz bu organizeli çetenin elemanlarını tek tek tanımaya çalışalım:
1- MAFYA: Halkın devletten ve adaletten ümidini kestiği, güvensiz ve dengesiz düzenlerde ortaya çıkan ve her türlü kanunsuzluğu ve kaçakçılığı mübah sayan yeraltı örgütleri ve karanlık güçlerdir.
2- MEDYA: Her türlü haksızlığı ve ahlâksızlığı reklam ve teşvik eden basın-yayın kuruluşları ve kişileridir. Milli çıkarları ve genel ahlâki kuralları yıkmaya yönelmişlerdir.
3- MASON: Yeryüzünde Yahudi hükümranlığını gerçekleştirme projesi olan Siyonizm’in, her ülkedeki yerli temsilcileri ve hizmetçileridir. Kökleri dışarıda gizli şer şebekeleridir.
4- MÜNKİR: Her türlü maneviyatı ve mukaddesatı açıkça inkâr eden, demokrasiyi despotizme, laikliği dinsizliğe çeviren inançsız kesimdir. Genellikle solculuk ve çağdaşlık kisvesine sığınan bazen de sağcılık ve milliyetçilik rolüyle ortaya çıkan ve mukaddesata saldıran kimselerdir.
5- MÜŞRİK: Çoğu zaman Müslüman görünen ve dindar geçinen, Allah’a ve Yüce Yaratıcı’ya inandığını söyleyen[2] ama İslam’ın ahlâk ve hayat prensiplerini kabul etmeyen ve genellikle din diye atadan babadan gördüğü yozlaştırılmış gelenekleri taklit eden (Bakara: 170) ve Hakkın değil kalabalığın peşinde sürüklenen tiplerdir.
6- MÜNAFIK: Münafıklar, İslami cemaatler içinden çıkarlar. Ya “hikmet ve hizmet” erbabı olarak kendini tanıtıp toplumu cihat ruhundan, siyaset ve devlet şuurundan uzak tutmaya çalışırlar. Diğer sekiz sınıfla iş birliği yapıp gerçek Müslümanlara cephe alırlar. Veya makam ve menfaat hatırına bizzat hizmet teşkilatına sızıp kendilerini gizlemeyi başarırlar. Ama devamlı fesat çıkarır ve ortalığı karıştırırlar. Fırsat bulunca da haklı ve hayırlı bir teşkilattan ayrılırlar. Masonlarla gizli ilişkiler kurarak, Mescid-i Dırar misali yeni oluşumlara katılırlar.
7- MÜDÜR (bürokrat): Çeşitli banka ve fabrikalarda veya sivil ve askeri kurumlarda, ya da emniyet teşkilatında Genel Müdür, Müsteşar, Müfettiş gibi resmi makamlara getirilip bu yetki ve etiketlerini hıyanet ve hırsızlık yolunda istismara kalkışan; mafya ve masonlara rüşvet karşılığı kolaylık sağlayan bürokrat kesimidir.
8- MİLLETVEKİLİ (hain siyasetçi): Çeşitli partilerden aday olup Meclise giren ama bu siyasi fırsatını ve dokunulmazlık zırhını kullanarak, karanlık güçlere yardım ve yataklık yapan ve şahsi çıkarları için Milli irade emanetine hıyanetten sakınmayan Devlet Reisi, Bakan, Parti Lideri, Milletvekili gibi haysiyetsiz ve hain siyasilerdir.
9- MEL’UN MAL (haram ve haksız servet) SAHİPLERİ: Bunlar faiz, karaborsa, ihtikâr, rantiyecilik, devlet ihalesi ve uyuşturucu ticareti gibi hileli ve haram yollarla milletin emeğini ve alın terini sömüren ve Karunlar gibi semiren, zalim zengin tipi ve sözde iş adamları kesimidir.
Elbette bu dokuzlu çete devamlı birbirini kollayıp, irtibatlı hareket etmektedir. Medya bu tipleri reklam etmekte, bunlar medyayı beslemektedir.
Kerametler uyduranlar
Uçup kaçıp kaytaranlar
Poz verip, çaka satanlar
Kof kütükten yok farkınız
Kirliye döner çarkınız!..
Bakın keramet nerede
Batında değil zahirde
Milli Çözüm çizgisinde
Daha, ahrette anlarsınız
Bozulur kirli çarkınız!..
Musa’nın asası bizde
İsa’nın yasası bizde
Erbakan dosyası bizde
Süfyan’a meydan okurum!..
Sübhanallah.. Elhamdulillah
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Şüphesiz Biz elçilerimize ve (onlara) iman edenlere, dünya hayatı süresince de ve şahitlerin (şahitlik için) duracakları (mahşerdeki) gün de, elbette yardım edip (sahip çıkacağız). (Mü’min 51)
Mevlâ’ya güvenip çıktım
Dünyaya meydan okurum!..
Bütün köprüleri yıktım
Deryaya meydan okurum!..
İsrail tarumar edip, göster kudretin izzetin
İlahi bu zillet ile, yaşamak ölümden çetin
Mazlumlara rahim kerim, zalimlere mert ve metin
Rızan için hainlere, çatanlardan eyle bizi
Sözünü yutanlar değil, tutanlardan eyle bizi!..
Sana varan yol aşkına, yoldaş eyle Erbakan’a
Sokma cahil gafillere, bakar görmez her bakana
Bağışla hem Filistin’de, yolunda kan ter akana
Vatan için tatlı canı, atanlardan eyle bizi
Sözünü yutandan değil, tutanlardan eyle bizi!..
Büyük liderler tek kişilik bir ordu gibidir.
Yunus 62
İyi bilin ki; Evliyaullah’a (Allah’ın dinine ve düzenine sahip çıkan ve Allah tarafından sevilen veli kullara) asla korku (kuşku, stres ve bunalım) yoktur; onlar mahzun (ve mahrum) da olmayacaklardır! (Çünkü iman tevhidi, tevhid teslimi, teslimiyet tevekkülü ve Rabbine güveni, bu ise dünya ve ahiret saadetini gerektirmekte ve getirmektedir.)
https://www.mealikerim.com/10/yunus/62
Yunus 63
(Evliya-Allah’ın has kulları) Onlar, (hakkıyla) iman edenler ve (Allah’tan) korkup (kötülükten sakınan, takva sahibi) olan kimselerdir.
https://www.mealikerim.com/10/yunus/63
Yunus 64
Her türlü mutluluk ve müjdeler; dünya hayatında da, ahirette de onlar içindir. (Dünyada izzete ve devlete, ahirette cennete ve rü’yete erişeceklerdir.) Allah’ın sözleri (va’adleri) için değişiklik söz konusu değildir. İşte bu en “büyük kurtuluş, zafer ve huzur” (saadetidir.)
https://www.mealikerim.com/10/yunus/64
Çünkü O; TEK KİŞİLİK ORDUDUR.
Yiğitlik sadece er meydanında değil Allah’ın her meydanında belli olur. Elbette dert kimseye yiğitik ispatı değildir ama gören gözler akleden beyinler için Milli Çözümün her meydanın saģlam ordusu Muhterem Üstadımızın da bu ordunun yiğit komutanı olduğu defaatle kanıtlanmıştır. Hem içerden hem dışardan onca yıpratma ve sindirme harekatına karşın böyle dimdik ayakta durup en gür seda ile hakikati haykırmaya devam edebilmek her babayiğidin harcı değildir.
Yarabbi iki gün tevbe edip üçuncü gün tevbesini bozan hallarimizden bir an evvel kurtarıp samimiyetle teslim olabilenlerden eyle
Yarabbi ciğersizlik ettik kendi ayağımıza çelme taktık ve takmaya devam ediyoruz sen bizi bu hallerimizden kurtarıp bu yiğit komutana tekrar er olabilmeyi nasip eyle
Amin kere amin
“Gücünü Hak’tan alan ve herhalde Hakk’a dayanan… Sağlam ve sarsılmaz bir imana sahip bulunan ve Kur’an bilgisiyle bilgeliğe ulaşan…Ve bu manevi desteğinden ve dürüstlüğünden kaynaklanan kendi gücüne güven duyan aydın bir kişinin, artık geçemeyeceği engel ve yenemeyeceği rakip yoktur. Çünkü nefsini yenen, herkesi yenecektir. Unutulmasın ki başarı ve zaferi, sayı ve silah çokluğu değil, inanç ve ilim üstünlüğü ile beraber, cesaret ve metanet bütünlüğü belirleyecektir.”
ELHAMDÜLİLLAH…
Allah’ın yardımı bizimle
Hocamızın himmeti bizimle
Mazlumun duası bizimle
Söyleyin yürek var mı sizde?
Bütün şeytanilere meydan okuruz!
İmanın birinci basamağı ilk şartı anti emperyalist olmaktır. Lailahe illallah dedin mi Allah’tan gayrı bütün herşeyi geri planı atmaktır. Aynı zamanda kelime-i tevhid zalimlere meydan okumanın ifadesidir. Ya Rabbi Sen benim yanımda isen bütün dünya karşımda olsa ne olur. Ama yanımda Sen yoksan bütün dünya benim olsa ne ola.