YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6920c56a7ed2f
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 9
Bugün : 40135
Dün : 45549
Bu ay : 892859
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45296680
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

Gerçek İnsan Haklarının Sağlayıcısı da
SİGORTASI DA İSLAM’DIR

  1. Nisa: 58
  2. Buhârî, Cum`a 11, İstikrâz 20, İtk 17, 19, Vesâyâ 9, Nikâh 81, 90, Ahkâm 1; Müslim, İmâre 20.
5 1 vote
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
14 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

“İslam, bizim zamanımıza ve arzularımıza uymaya mecbur değildir. Herkes ve her şey İslam’ın adalet ve saadet prensiplerine uymakla mükelleftir. Çünkü İslam; değişen ve gelişen bütün zaman ve mekânların ve her türlü ihtiyaç ve sorunların ilahi reçetesi ve kurtuluş çaresidir.”

Dünya’nın Değişimi ve Erbakan Devrimi Ahmet Akgül

“SİYONİSTLERİN ASIL DÜŞMANLARI; ADİL DÜZEN’İ KURUP YÜRÜTMEK İÇİN ÇALIŞANLARDIR! “

“İnsanlar ya dinde kardeşiniz, ya da yaratılışta eşidiniz, denginiz ve benzerinizdir.
Öyleyse Hz. İsa’nın buyurdukları gibi gördüğü kardeşlerini, yeryüzünü beraber paylaştıkları diğer insanları; yani Allah’ın harika sanatı olan, yeryüzünde en mükemmel surette ve sıfatta yaratılan ve imtihana tabi tutulan bütün insanları, onların haklarına, onların haysiyetine saygı göstermeyen herhangi bir insanın Allah’ı sevmek iddiası sahtedir” diyor Hazreti İsa Aleyhisselam. “Niye sen gördüğün kardeşlerini ve yeryüzündeki diğer beşeri bütün insanlık âlemini gözünle gördüğün halde ve bunların Allah tarafından yaratıldığı ve imtihana tabi tutulduğunu bildiğin halde bunları sevemeyen, bunların hakkını gözetemeyenlerin Allah sevgileri sahtedir?”. Evet, İslam’da cenneti ve sonsuz saadeti, kusursuz bir âlemi kazanmak isteyen elbette inanmak ve o doğrultuda çalışmak ve tabii kötülüklerden sakınmak zorundadır. Ama başkalarına zarar vermemek şartıyla hangi inanış ve yaşayışta, hangi ırk, renk, dil ve davranışta olurlarsa olsunlar, adil bir düzen içerisinde bütün haklarına ve huzur ortamına sahip ve saygın yaşamak için sadece insan olmak yeterli sayılmıştır. İslam’ın 14 asırdan fazla bir süre önce bu yüksek örnek ve bakış açısının farkına, çağdaş Batı medeniyeti 150 sene önce ancak farkına varmış, bu güya insan hakları slogan ve programlarını da maalesef yeni zulüm ve sömürü çarklarına kılıf olarak kullanmışlardır. Neredeyse 2 yıldır sapkın ve azgın Batı’nın şımarık çocuğu Kuduz İsrail’in Filistin’deki barbar soykırımı karşısında Batılı kapitalist ülke ve toplumların da, Doğulu sosyalist halkların da (yani Amerika’sından Avrupa’sına, Çin’inden Rusya’sına hepsinin) bu acılara ve facialara gözlerini yumması, kulaklarını tıkaması; aynı canavarlık tavrının 30 sene önce Bosna’da hatırlanması, bunların insan hakları konusundaki çirkef sahtekârlığının ve çifte standartlarının en açık kanıtlarıdır. Hazreti Peygamberimizin “İnsanların en hayırlısı başka insanlara yararı dokunandır” buyurmaları ve bu hakikatin ufkuna insanlar, bu Avrupalıların varması asla mümkün olmayacaktır. Çünkü ancak imanla, Kur’an’la ve Resulullah’a tabi olmakla bu şuur ve huzur kazanılacaktır.
Kardeşlerim, Siyonist zalimlerin ve işbirlikçi hainlerin Erbakan Hocamıza karşı olmalarının asıl sebepleri, elbette kısa süren Refah-Yol Hükümeti döneminde havuz sistemiyle faiz ve sömürü çarkını bozması, sadece bir avuç azınlığın cebine akan devlet imkânlarını halkın tamamına yaygınlaştırması; ikincisi de D8’leri kurup arkasından D60’lara, D200’lere bütün dünyada Adil Bir Düzen kurma yolundaki çabaları yanında, Siyonizm’in, emperyalizm’in Erbakan Hocamıza asıl düşmanlıklarının sebebi, Adil Düzen projeleriyle tüm insanlığı kölelikten kurtarma çabalarıdır. Ama Erbakan’dan sonra maalesef partiye çöreklenenler özellikle Adil Düzeni unutturma çabasındadırlar. Bunu da esefle üzülerek takip ediyoruz. Bakınız, bunların genel merkez elemanlarından il ve ilçe başkanlarına Adil Düzenle ilgili 100 soru sorsanız 3 tanesine bile doğru ve doyurucu yanıt alamazsınız. 
Oysa ülkemizde kararsız oyların %40’a yaklaştığı bir ortamda, milletin hem Cumhur İttifakı’ndan hem muhalefet kanadından ümidini kesip yeni bir arayış içinde oldukları böyle bir ortamda bile, Milli Görüşün farkını, faziletini ve Adil Düzenin neler getireceğini insanlara anlatmak ve onları uyarmak ve onları kazanmak için tam bir fırsat oluşmuşken hâlâ Adil Düzenden bahsedilmemesi, gündeme getirilmemesi, en etkili, yetkili, etiketli kimselerin bile Adil Düzenden habersiz bırakılmalarının iyi niyetle, gafletle izahı mümkün değildir..”

Gerçek İnsan Haklarının Sağlayıcısı da
SİGORTASI DA İSLAM’DIR.

İslam, insan haklarını beşerî ideolojilere veya siyasi kurumlara değil, yaratılışa (fıtrata) dayandırır.

İslam’a göre İnsan Hakları “verilen” değil, “yaratılışla gelen” haklardır.

Bu nedenle, İslam’da insanın;
– Yaşama hakkı, 
– İnanç özgürlüğü, 
– Eğitim hakkı, 
– Mülkiyet hakkı, 
– Onur ve haysiyetinin korunması, temel insan haklardır.

İslam’a göre hakların sigortası; Sadece kanun ile değil, takva ve vicdan ile de koruma altına alınır. 

Yani hem bireyi hem de toplumu denetleyen bir iç mekanizma vardır: buda Allah korkusu ve ahiret inancıdır.

Batı sistemlerinde haklar, anayasa ve hukukla korunur. 

Ancak bu mekanizmalar;

– İktidara gelenin değişimiyle değişebilir,
– Çıkar gruplarına hizmet edebilir.

İslam’da ise bu hakların sigortası:
– Allah korkusu (takva),
– Vicdan,
– Ahiret inancı dır.

Yani bir Müslüman, birine zulmetmeyi sadece “yasaya göre suç” olduğu için değil, “Allah katında hesap vereceğini bildiği için” yapmaz. Bu, hakların “vicdani korunmasıdır.”

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Efendimiz, Veda Hutbesi’nde şunları söylemişti:

– Ey insanlar! Bugün sizin canlarınız, mallarınız, namuslarınız birbirinize haramdır.
– Kadınlar sizin emanetinizdir.
– Kimin yanında bir emanet varsa, onu sahibine versin.

Bu sözler, modern insan hakları beyannamesinden asırlar önce dile getirilmiş ve uygulanmıştır.

İslam’da adalet sadece Müslümanlara değil, tüm insanlara yöneliktir.

İslam, insan haklarını sadece tanımaz, onları korur ve güvence altına alır.

İnsan haklarının Sağlayıcısıdır; çünkü haklar ilahi kökenlidir.

– Sigortasıdır: Çünkü hem dünyada kanun, hem kalpte takva, hem ahirette hesap vardır.

Bu yüzden Batı’daki haklar (iktidar ve çıkar gruplarına göre değişken) devlet garantisiyle sınırlı iken, İslam’da hakların koruyucusu hem kanun, hem vicdan, hem de ilahi hesap endişesidir. Bu da İslam’ı eşsiz kılar.

Gerçek insan haklarını tam manasıyla bundan 1450 sene öncesinde veren islamdır. Pekela batının insan hakları ile alakalı aldığı kararlar ise sadece kağıt üzerinde ve lafta kalmıştır. Çünki geçtiğimiz seneler bize bunların hiç bir şekilde uygulanmadığını göstermiş hatta dışarıya değil kendi vatandaşlarına dahi bu çoğu zaman kâğıt üzerinde kalmıştır. Amerika’da siyahi vatandaşlarına uygulanan adaletsizlikler, Avrupa’da göçmenlerin uğradıkları haksızlıklar bize şunu gösteriyor batı kendi içinde bile daha insan haklarını tesis edememişti. İslam gerçek adalet ve insan haklarını Efendimizin şu sözleri ile O yüzdende yapılması gereken rahmetli Erbakan Hocamızın 2001 Amerika ziyaretlerinde birçok asker sivil bürokratında hazır bulunduğu toplantıda yanlış hatırlamıyorsam, Amerika terbiye edilmemiş bir aygırdır, o sebeple bugün dünya Amerikanın insafına terk edilemez. diyordu muhterem Hocamız. O zaman bütün insanlığa yapılacak en büyük iyilik biran evvel gerçek insan haklarının uygulandığı Adil Düzenin kurulmasıdır. 

Şeytan, her taşın altındaydı ve Siyonist Yahudiler, insan suretli şeytanlardı!

Siyonistler ve işbirlikçileri tarafından yeryüzünün tamamında resmen veya fiilen “Kast Sistemi” uygulanmakta, “insan hakları” slogan ve programları da Siyonizm’in zulüm ve sömürü çarklarına kılıf olarak kullanılmaktadır.

KAST Sistemi, imkân ve iktidarlarıyla kibirlenip büyüklük taslayan yönetici üst tabaka ile ezilen, sömürülen ve sindirilerek zayıf ve çaresiz bırakılan, ama gaflet ve cehaletle yine de zalim yöneticilerin peşine takılan alt halk tabakasından oluşan bir sistemdir.

KAST Sistemi, bugün hâlâ Hindistan’da, Çin’de, Kuzey Kore’de, Sri Lanka’da, Bali’de ve bazı Afrika ülkelerinde resmen uygulanmakta, modern toplumlarda ise resmen ve ismen olmasa da, fikren ve fiilen yer almaktadır.

KAST Sisteminin en katı ve en acımasız şekli Siyonist düşüncede saklıdır.
Çünkü Yahudiler; sadece kendilerini seçkin ve gerçek İNSAN, diğer bütün dünya halklarına ise, kendilerine hizmet için insan suretinde yaratılmış HAYVAN statüsündeki varlıklar olarak bakmaktadırlar.
İşte bu şeytani düşünce dolayısıyladır ki; Yahudi olmayan, farklı din ve kavimden herkesi ezmeyi, sömürmeyi, zulmetmeyi ve gerekirse vahşice öldürmeyi, kendilerine özel ve doğal bir hak, görev, hatta ibadet olarak saymaktadırlar.

Siyonizm, “Dünya Hâkimiyeti” hedefine ulaşıp bütün insanlığı kontrol etmek için, gizlilik ve itaat esasına dayanan, en tepedeki yöneticilerin arzularının yerine getirilmesi, plân ve programlarının uygulanabilmesi için bütün dünyaya yayılmış olan 13 basamaklı piramit şeklinde bir teşkilat yapısı kurmuştur. Siyonizm’in kurduğu 13 kademeli piramit tam bir KAST Sistemidir.

En altta birinci kademe “HUMANÎSMUS” yani bütün insanlık…
En alttaki insanlığın üstünde, halkın içine giren ve yukarının emirlerini uygulayan kademeler…
3 kademe halindedir.
a.Rotary, Lion, Dıner, Propeller, Ymca
b.Mavi Localar
c.Önlüksüz Masonlar (İyi İnsanlar)
Ucu gözüken, büyük kısmı gizli olan kademeler. Bunlar 5 kademedir:
a.B’nai B’rıth, Bılderberg Teşkilatları: Bu kademe Ara Koordinasyon kademesi olup görünen en yüksek yönetim kademesidir.
b.Büyük Şark Locası : (Fransız Mason Locası teşkilatları)
c. Komünizm: (Rusya Mason Locası)
d. İskoç Locası Teşkilatı : l – 33° (İngiliz Mason Locası)
e. York Locası Teşkilatı : (Alman Mason Locası)
Ve hiç görünmeyen gizli kademelerden oluşmaktadır. Bunlar da 4 kademedir:
a. RT : (En üst gizli kademe: 3 Kabbalistten müteşekkil en üst komuta kademesi.)
b. 13’ler Meclisi
c. 33’ler Meclisi
d. 300’ler Kulübü Sanhedrin: (En üst yönetim meclisi).

Siyonistlerin, Efsane Başbakanlarımızdan Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamıza yönelik asıl düşmanlıklarının altındaki neden ise, Onun bütün insanlığa temel haklarını sağlayacak Adil Düzen Projelerini hazırlayıp savunmasıdır.

Milli Görüş Hareketinin genel amaçları ve kutlu yasaları sayılan, tüm dünyayı kucaklayıp kurtaracak olan Adil Düzen programlarının, Hocamızın vefatından sonra Oğuzhan-Temel ekibince gündemden çıkarılıp unutturulmaya çalışılması da bu Siyonist tahribatın bir devamıdır.

GÖRÜLEN BAZI HAKİKATLER…

Hz. Peygamberimizle başlayan en son İslam inkılabını merkeze koyup milat kabul edersek;
İslam öncesi ve sonrası BATI çifte standardı,
İSLAM ise İNSANI yani İnsanlığın tamamını merkeze almış ve liyakatına göre de ayrıca haklar vererek onurlandırmıştır.
Batı eşitlik dediği kavrama en kapsamlı olarak 2. Dünya savaşından sonra İnsan Hakları beyannamesiyle kendi hak ve hürriyetler kemaline ulaşmaya çalışsa da; İslam 1450 yıl önce bu mevzuya “Arabın Aceme, Acemin Araba üstünlüğü yoktur, üstünlük takvayladır!” manifestosuyla insanları eşit saymış ve takva ile tarif edilen erdem ve beceriyle insanlığa daha iyi hizmet sunsun diye ona ayrıca sosyal statü tanımıştır.
Bu ayrıcalığın;
özünü uhrevi olarak yanlız manevi kazanç olarak ahirette şahsa tanımış,
diğererini Liyakat kesbetmişse topluma örnek ve önder olarak yine toplumun hizmetinde olmak üzere dünyada da ona statü olarak tanımıştır. Yani “İnsana hizmeti, Hakka hizmet “olarak görmüş ve merkeze almıştır. Batı insan Hakları Beyannamesini yayınlasa da; 45 yıl önce Afganistan’da, 30 yıl önce Bosna’ da, günümüzde de Irak da, Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Hindistan’da hala değil insanî seviyeye ulaşmak HAYVANİ seviyeye bile yaklaşamamıştır.
İşte yazının özeti olan son kısımda İslamın temel ölçüleri olan; Kuran, Sünnet, İcmai Ümmet, Kıyası Fukaha’ ya göre ve
1- Aklı selim 2- Müsbet Bilim 3- Tarihi tecrübe ve birikim- 4-İlahi din ( Kur’anı Kerim ve Hz. Peygamberin sünneti) ve ayrıca bütün dinlerin yozlaşmamış öğretilerini de kapsayan…5- Vicdani kanaat ve tatmin hatta; 6. Olarak evrensel Hukuk kaidelerini de içine alan bir ölçü birimiyle DOĞRU ve YANLIŞ tesbitlerini orjinal ve bilimsel olarak hakkaniyetle tesbit edip etmiş; bütün insanlığın huzur ve refahı için ADİL BİR DÜZEN kurma piensiplerinin ANAYASASI olarak ortaya koyan Prof Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın 21.yy la damgasını vuran bu ADİL DÜZEN SİSTEMİ ne kadar da farklı ve en hayırlı bir sistem olduğu GÜN GİBİ açıktı. İşte Zalim bütün bir BATININ ittifakla ona düşman olmalarının da sebebi, asıl onun şahsından ziyade, BATIL DÜZENLERİ yerle-yeksan edeceği İLMİ, İNSANİ ve İSLAMİ olan bu EN BÜYÜK PROJEYE idi.Şimdi de bu hedefe tam kilitlenen MİLLİ ÇÖZÜM’e ve onun Şahsi manevisi ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZA DÜŞMANLIK şeytanlığının hakikati de asıl onun misyonu olan İSRAİL’İ YIKIP ADİL DÜZEN KURMA hakikatini görüp ve buna tedbir olarak GÖRMEZDEN GELME şeytanlığıydı.
Tabi feraset ehli bunların MİLLİ ÇÖZÜM’Ü EN ÖNCE BÜYÜTEÇLE OKUDUKLARINI ve YILLARDIR TAKİP ETTİKLERİNİ FARKETMEKTEYDİ.
Anektod; Bir kardeşimiz nakletmişti.
Basında bir İsrail yalakasının kendince bir karalam olarak “İşte bakın falan kurumda Milli Çözüm Dergisi çıktı!..” ihbarlı gammazlığına yıllar önce yorumla bir kardeşimizin cevaben ona verdiği ” Milli Çözüm Dergisi Legal olarak çıkan ve Cumhurbaşkanı dahil Devletin en önde kurumlarına giden Haber, Yorum ve Kültür dergisidir.
Niye saklıyorsun Milli Çözüm Dergisi SENİN evinde de yok mu?!” sorusu bir hakikatin gönülleri serinleten ifadesiydi.

Selam hidayete tabi olanlara…
Selam sabredenlere…
Selam bu yolda yılmadan gayret gösterenlere…

İslam; Hayat, Huzur ve Kurtuluş Dinidir:
“… Bugün artık kâfirler, sizin dininizden (dininizi engellemekten ve daha üstün bir adalet ve ahlâk sistemi getirmekten) umut kesmişlerdir. Artık onlardan değil Benden korkup çekinin! (Zira) Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamlayıverdim ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim. Kim ‘şiddetli bir açlıkta ve kaçınılmaz bir ihtiyaçla (zaruret durumuyla) karşı karşıya kalırsa’ -günaha kaymamak (ve aşırıya kaçmamak) şartı ile- (bu haram saydıklarımızdan bile yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah Bağışlayandır, Esirgeyendir.” (Maide: 3)
❖ İslam’sız insan, Kur’an’sız irfan ve imansız vicdan olgunlaşamaz… En büyük akılsızlık; başkalarına haksızlık ve ahlâksızlık yapmaktır.
❖ Düşman gibi dine sataşanlar, şeytan gibi din istismarı yapanlar ve dünyalık hesapları için kutsalını ve davalarını satanlar; hepsi aynı ayardadır.</strong
İslam, tüm insanlara iyilik içindir:
“Siz (sadece Müslümanlar için değil, bütün) insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. (Çünkü siz, ülkenizde ve yeryüzünde) Ma’rufu (Hakkı ve hayrı) emredip yürütecek, münkeri (zulmü ve kötülükleri) nehyedip önleyecek (bir Adil Düzen kurmaya) çalışırsınız. Ve Allah’a (tam) iman edip (bağlanırsınız). Kitap Ehli de (böyle) inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onların içlerinden de (bazı) iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır.” (Al-i İmran: 110)

Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurmuşlar: (Hepiniz birer çobansınız ve her çoban sürüsünden, güttüklerinden sorumlu olduğu kesimlerden dolayı hesaba çekilecektir. Onların sorumluluğu ona aittir.)
Anne baba çocuklarından sorumludurlar, cami imamı cemaatinden sorumludur, vali ilinden sorumludur. Devleti yönetenler bütün ülke halkından sorumludur.
Ancak şuurlu, onurlu, huzurlu ve Allah’a hesap vereceğinden dolayı kuşkulu olan seçkin müminler bütün 8 milyar insanlıktan sorumludur.
Bu sorumluluğunun gereği olarak bütün insanlar temel insan haklarına sahip ve saygın yaşayacak bir Adil Düzen kurulsun, bütün insanlık kurtulsun ve huzura kavuşsun diye çalışmak (Al-i İmran 110. Ayeti kerimenin gereği) en kıymetli; cihad budur, fazilet budur, Allah’a yakınlaştıran en makbul amel budur.
Rabbimiz, bu en kıymetli hizmetin içinde son nefese kadar olmayı ne büyük bir fazilet ve ne büyük bir nimet olduğunu idrak etmeyi ve bizleri nankörlükten arınmayı nasip etsin inşallah.
Temel insan haklarına saygın sahip bir dünyanın Adil Düzenle kurulacağı günler inşallah yakındır

Batı ve Doğu medeniyetlerinin temelinin dayandığı ana eksen, bir nevi Firavunların zihniyetine dayanmaktadır.
Bugünkü Batı bloku, her ne kadar Müspet bilimler noktasında ileri bir seviye yakalamış olsa da “Kur’anla, İslamla ve Hz Resulüllahın modeliyle tetkikatı olmadığı için insanlığa gerçek bir Adalet ve Hukuk düzeni sunamamaktadır.

Ahmet Akgül Hocamızın şu anlamda çok önemli tesbitleriyle;

“Bugünkü Batı Medeniyeti, teknik ilerleme ve bazı demokratik uygulamalar noktasında, Türkiyeden çok öndedir.! Ancak aynı Batı Medeniyeti uygulama, seviye ve vizyon olarak İslamın fersah fersah gerisindedir. “

İnsanlığın her alanda büyük çıkmaza ve bunalıma girdiği bir ortamda, İslam alimlerinin ise sürekli artan, yığılan sosyal, ekonomik, ahlâkî, ve ilmi konulardaki bocalamaları sürecinde, yepyeni bir içtihat ve fütühatla İnsanlığın önüne çıkan, Adil Düzenin mimarı Prof Necmettin Erbakan Hocamızın yarım asırlık mücadelesi ne kadar da anlamlıdır..!

Ve İnşallah, tüm insanlığa temel insan hakları başta olmak üzere, orjinal esaslara dayanan, içtihata açık ve sürekli bir dinamik model olan Adil Düzenin ilk uygulama örneğini,Türkiye merkezli bir Millî Çözüm zihniyeti, tüm insanlığa öğretecektir.

Milli Çözüm’e asıl düşmanlıklarının sebebi ise;
Adil DÜZEN’İ kurup yürütecek çalışmalar yapmasıydı..
Milli Görüş adı altında, Adil Düzen’i unutturmaya çalışanların çocuklarına ise makam ve mevkii dağıtılmaktaydı!
“… Adil Düzenci Değilsen, Beş Para Etmezsin! ”

Picture of Abdullah AKGÜL

Abdullah AKGÜL

YORUMLAR

Son Yorumlar
14
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...