Bugün : 22104
Dün : 47039
Bu ay : 963066
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45366887
IP'niz : 216.73.216.189
“Onların bu dünya hayatındaki (hayır görünümlü) harcamaları da; kendi nefislerine zulmetmiş olan bir kavmin ekinine isabet eden kavurucu soğukluktaki bir rüzgâra benzer ki, onu (ekini olgunlaşmadan) helak etmiştir. (Kur’an ahkâmını kısmen veya tamamen inkâra kalkışanların ve münafıkların bütün hayırları ve ahiret hazırlıkları hiç hükmündedir.) Allah onlara zulmetmemişti, fakat onlar kendi nefislerine zulmetmektelerdi.” (Âl-i İmrân:117)
KALBİNE HÂKİM OL, NEFSİNE SAVCI!
Kıymetli rağbetli, olmak istersen
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Kulluk eşiğinde, kalmak dilersen
Şeytana rakip ol, sevaba avcı
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Mala mülke konar, senet kâtipsiz
Herkes ahmak saydı, davay sahipsiz
Üstadı aldattım, sandı nasipsiz
Dana bakmamıştır, geçinir “dav”cı1
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Arı olup çiçek-lere konmadan
Bal yapılmaz hâl ö-züne kanmadan
Demir çelik olmaz, korda yanmadan
Vicdanın paslandı, lazımdır “tav”cı2
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Yalan yuva yapmış, dili yalama
Çevresi hasrettir, doğru kelama
Kanmayın ondaki, rüşvet selama
Din dava istismar, kolaydan “pay”cı
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Sadık bir tövbeyle, itirafını
Bekledim sarsınlar, her tarafını
Almadım pişmanlık, telgrafını
Hâlâ palavracı, haram pilavcı
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Has iman imkâna, hep kök söktürür
Mü’min tavrı müna-fıkı ürkütür
Zalime haine, ateş püskürtür
Yanardağlar gibi, kışkırtan “lav”cı3
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
On beşinde nasıl, ki talebeydim
Yetmiş beşte hâlâ, öğrenmekteyim
Kur’an rehber; hayat, mektebindeyim
Ey niyeti bozuk, yalan “yok yav…”cı
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
İlim ihlas takva, iman terkibi
Rabbe bağlı Milli, Çözüm ekibi
Hoş Ashab-ı Kehf’in, Kıtmiri4 gibi
Hak dost kapısında, durur “hav-hav”cı
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Erbakan; erkence, sezip bakandır
Erbakan; ergince5, çözüp çakandır
Erbakan; erkekçe, sahip çıkandır
Sabırla yakarmış, ocağı “kav”cı6
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
- Dav: Bir zebra (yabani eşek) türü.
- Tav: Demiri kor ateşte ısıtıp dövmek, çelikleştirmek ve şekillendirmek.
- Lav: Yanardağların püskürttüğü kızıl ve kızgın eriyikler.
- Kıtmir: Ashab-ı Kehf’in sadık köpeği.
- Ergin: Erişkin, yetişkin; aklı yetkin.
- Kav: Kolay yanıcı süngerimsi madde. (Eskiden çıra ve sigara tutuşturmak için kullanılırdı.)
Taptıkları: Şöhret, şehvet ve servet!..
Puthaneler farklı, putları aynı…
Kimi meyhanede, kimi mescitte
Postları farklı ya, kurtları aynı…
*********************
Duydum ki, hırs ve hasedinden, bir sürü sayıp sövmüşsün
Hepsi de aynen doğrudur ki, aynamda kendin görmüşsün!..
Biraz zor kurtulursun Sen bu, benlik batağından, dostum
Çünkü ipek böceği gibi, kendine zindan örmüşsün
*********************
Yüzleri dost, özü düşmandan usandım
Dili mü’min, kalbi şeytandan usandım
Bu dünyada herkes hoşgörülür amma
Dertsiz davasız müslümandan usandım.
*********************
Sen de iblis gibi kılsan bile, binlerce yıl ibadet
Adem’e secde etmedikçe, şeytan olursun akıbet.
(AHMET AKGÜL HOCAMIZIN AH-U FİGANIM Şiir Kitabından Alıntıdır.)
Âl-i İmran 134
Ki onlar (takva sahibi olanlar); bollukta da, darlıkta da infak edenler, (yoksula ve cihad yoluna para verenler,) öfkelerini (yutup) yenenler ve insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz)geçenlerdir. Allah, muhsinleri (her türlü iyilik hususunda, takvada ve cihadda titizlik gösterenleri) sevendir.
Âl-i İmran 135
Ve (o muhsinler) “çirkin bir hayâsızlık” işledikleri ya da (günaha girip) nefislerine zulmettikleri zaman, (hemen) Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. (Ve zaten) Allah’tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar, yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.
Has iman imkâna, hep kök söktürür
Mü’min tavrı müna-fıkı ürkütür
Zalime haine, ateş püskürtür
Yanardağlar gibi, kışkırtan “lav”cı3
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Gayemiz bütün insanlığın saadeti dir.
Prof Dr Necmettin Erbakan.
İnsanlığın kurtuluşuna vesile olmanın en iyi yolu önce kendini geliştirir, Viçdan lı olur, Vasıflı olur, vefa imandan dır. Kıymet bilen, nankörlük etmeyen, her zaman Allah ın huzurunda imiş gibi yaşar bu da insanı hem olgunlaştıracak hemde huzura kavuşturacaktır.
Nefis terbiyesi gerekir.
Nefis terbiyesi Nefse esir olmayı değil, nefsi terbiye edip olgunlaştırmayı esas almak demektir.
Görünmek başkadır, olmak bir başka,
Dostuna kıyanlar düşer mi aşka,
Bazı yaraları unutsam keşke,
Bu dünya bir handır, biz ise yolcu
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Ben, cinnleri ve insanları ancak ve yalnız Bana ibadet etsinler (her şeyi Benden bilip, Benden isteyip, Benden beklesinler ve her konuda hükümlerimi yerine getirsinler) diye yarattım. (Evet; insanın sahip kılındığı nimet ve meziyetlerin büyüklüğü oranında da; sorumluluğu ve yükümlülükleri vardır. Çünkü insan Rabbini tanıyıp O’na ibadet, hizmet ve hilafet için yaratılmıştır.)
Kıymetli rağbetli, olmak istersen
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Kulluk eşiğinde, kalmak dilersen
Şeytana rakip ol, sevaba avcı
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Gizli ajandan var, sana yazıktır
Sinsi plan kuran, sonu kazıktır
Dürüstlük ve netlik, kutlu azıktır
Sadık olsun hatta, pek sert olaydı
Keşke sevdiklerim, hep net olaydı!..
Hayra giden şerri, atlatır imiş
Sabreden sevabın, katlatır imiş
Her insan güvenme, aldatır imiş
Sadece Mevlâ’ya, minnet olaydı
Keşke arkadaşım, hep net olaydı!..
Dünyamdan geçerim, görsem tek âyet
Hakikat halimi, sundum hikâyet
Bu imtihanımdır, etmem şikâyet
Keşke son durağım, cennet olaydı
Sadık dostlarımız, hep net olaydı!..
Üstad Ahmet Akgül
Erbakan; erkence, sezip bakandır
Erbakan; ergince5, çözüp çakandır
Erbakan; erkekçe, sahip çıkandır
Sabırla yakarmış, ocağı “kav”cı6
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Arı olup çiçek-lere konmadan
Bal yapılmaz hâl ö-züne kanmadan
Demir çelik olmaz, korda yanmadan
Vicdanın paslandı, lazımdır “tav”cı2
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
(Ama) İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini (hevâsını, dünyalık rahatını ve menfaatini) feda etmekte (zulme ve hıyanete karşı tek başına direnmekte ve her türlü baskı ve barbarlığa göğüs germekte)dir. Allah, kullarına karşı (Raûf) şefkat sahibidir. (Münafık ve menfaatçi tipler ise, dinlerini ve davalarını satıp dünyalık makam ve menfaat elde etmektedirler.) (Bakara suresi 207)
Kendimizi tanımak ve sorumluluklarımızı kuşanmak gerekir. Çünkü “Nefsini tanıyan, Rabbini de tanır…” Hadis-i Şeriftir.
Haneni uzak tut haksız kazançtan
Kalbin sakındır pastan riyadan
Sınırsız arzuların seni çıkarır yoldan
Şükür et, huzur bul nasibinden
Kalbine hâkim ol, nefsine savcı!..
Tevbe 105
(Hakk’tan kopanlara ve dünyaya tapanlara) Onlara de ki: “(Dilediğinizi ve elinizden geleni) Yapın (bakalım… Nefsinizin ve şeytani güçlerin emrinde debelenin!) Yakında Allah, Resulü ve (Hakk davada sebat eden sadık) mü’minler; sizin (her türlü kötü) amelinizi (hıyanet ve hakaretlerinizin sizi hangi akıbet ve rezaletlere sürükleyeceğini, henüz dünyada iken) görecekler (ve herkese gösterecekler)dir. Daha sonra da (zaten) gaybı (gizli bulunanı) da hazır (açıkta) olanı da bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O da size yapmış olduklarınızı (tümüyle) haber verecek (ve hesaba çekecek)tir.”
Bakara 207
(Ama) İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini (hevâsını, dünyalık rahatını ve menfaatini) feda etmekte (zulme ve hıyanete karşı tek başına direnmekte ve her türlü baskı ve barbarlığa göğüs germekte)dir. Allah, kullarına karşı (Raûf) şefkat sahibidir. (Münafık ve menfaatçi tipler ise, dinlerini ve davalarını satıp dünyalık makam ve menfaat elde etmektedirler.)
🤲🤲🤲
Ya Rabbî; imanlarımız kemâle ermeden canlarımızı alma,
Ya Rabbî; kardeşliğimizi pekiştirmeden, uhuvvet ve meveddet sahibi olmadan canlarımızı alma,
Ya Rabbî; siyonist şeytan israil ve bütün münafık işbirlikçilerinin düzeni yıkılıp, yerine mazlumların yüzünün güleceği zalimlerden intikamlarının alınacağı ADİL DÜZEN kurulmadan ve o uğurda malımızla ve canımızla gayret etmeden canlarımızı alma…
Kadın – erkek, yaşlı – genç tüm kardeşlerimizin maddî ve manevi hastalıklarına şifa, dertlerine deva, borçlarına da edalar nasib eyle ya Rabbîî…
Amîîn.
Rabbim bizlere de Erbakan-ca yaşamaktan bir pay nasip etsin inşallah…
BEN NEFSİME YAZDIM; SEN ÜSTÜNE ALIN
Yazıp okumaktan aciz, talimatı not almayan
“Eğer”le “meğer” evlenmiş, çocukları “keşke” çıkmış…
Hep kolaycılığa kayıp, sıkıntıya katlanmayan
Tenbellikle tehircilik, akıbeti pişmanlıkmış…
Kestirmeden köşe dönmek, emeksiz ekmeğe ermek
Sabretmeden sefa sürmek, boş hevese gönül vermek
Ekmemişse ne biçecek, bor tarlada diken dermek
Kof özenti taklitçilik, meyvesi perişanlıkmış…
Tevbesinde ciddiyet yok, nefis terbiyesi zayıf
Sabır azimet gerekli, neye yarar; eyvah hayıf
Sen söyle arpa unundan, yapılır mı hiç kadayıf
Hep kadere kızıyorsun, bu Mevlâ’ya düşmanlıkmış…
Daha büyük makam var mı, Hakka hizmet şerefinden
Nefsi hesapları bırak, çık bu şeytan kenefinden
Allah ecrin zayi etmez, inme ihlas refrefinden
Ruhen olgunlaşmaya bak, şöhret obez şişmanlıkmış…
Rabbe güven tevekkül et, gönül huzuruna kavuş
Nasibin mutlak ulaşır, hazırlan dünyadan savuş
Kurtul şüphe vesveseden; nefse er değil, ol çavuş
Sadıklar kulluk peşinde, gafil derdi başkanlıkmış…
“Bal bal” demek ile dostum, bir ömür ağız tatlanmaz
Geri çıkıp hızlanmadan, sel coşmuş dere atlanmaz
Pişmeyince çiğ kalırmış, kim ki yanmaya katlanmaz
Kutlu gaye zorlu gayret, bil ki mutlu aşkınlıkmış…
Aldanma dünya rüyadır, iki kapılı bir handır
Bil Allah’ın va’di haktır, gecikmesi imtihandır
“Hani, ne zaman?” itiraz, bu marazdır intihardır
Hâşâ Rabbi itham etmek, azgınlık ve taşkınlıkmış…
Şükret Milli Çözüm’desin, nankörlük etme yazıktır
İkaz azar faydan için, uyarı acı azıktır
Bu âlemde en adilik, davaya dosta kazıktır
Her şeyi Hak’tan bilmemek, hem gaflet hem şaşkınlıkmış…