AÇILIM SAÇMALIĞI
Demokratik açılım, hıyanet kokar
Acep, bundan beter; cinnet mi olur?
Milli bünyemizi, akrepler sokar
“Neme lazım” gibi, illet mi olur?
Hedef İmralı’dan, Recep uygular
Kahpelik yüzünden, kaçar uykular
Nasıl kabarmıyor, milli duygular
Buna suskun duran, millet mi olur?
Bugün Kürt, yarın Laz; ardından Çerkez
T.C. Devletine; Siyonist garez
Bölge parçalanır, İsrail merkez
Dostlar, daha acı; zillet mi olur?
FETO’cu, APO’cu; tutmuş el ele
Yahudi, Ermeni; kutlar, rast gele!
Ey gâvura uşak; soysuz hergele
Paslı tenekeden, jilet mi olur?
Ülkemi sahipsiz, sanan şuursuz
Amerka’ya teslim, olmuş koşulsuz
Adım adım Sevr’e, yaklaşıyoruz
Resmen felakete, bilet mi olur?
İslam’dan kopunca, birlik kalmıyor
Milli Görüş yoksa, dirlik kalmıyor
Doğan kargalaşır, “Er”lik kalmıyor
Yuh be, böyle bozuk; tıynet mi olur?
Hayim Nahum Plan; son aşaması
Kalmaz Türkiye’min, yaşama şansı
Bu, iman kayması; akıl şaşması
Dalâletten büyük, lanet mi olur?

Ülkemi sahipsiz, sanan şuursuz
Amerka’ya teslim, olmuş koşulsuz
Adım adım Sevr’e, yaklaşıyoruz
Resmen felakete, bilet mi olur?
(Ey Siyonist ve emperyalist zalim güçler ve Allah’tan ziyade bunlardan çekinen ve güvenen gafiller! İşte bu yegâne kuvvet ve kudret sahibi olan) Rahman’a karşı (ve O’na rağmen), size yardım edeceğine (inandığınız ve süper güç sandığınız) şu sizin ordunuz (uçak gemilerinizden, balistik füzelerinizden ve tank roketlerinizden oluşan bir sürü devasa filonuz; Cenab-ı Hakkın Kudreti karşısında neymiş ve) kimmiş (ki korkup onlara sığınmaktasınız…?) Oysa gerçekte bütün kâfirler, (ve onlardan korkan gafiller) sadece boş bir gurur ve aldanış içinde bulunmaktadırlar.mülk suresi20
AÇILIM ARSIZLIĞI!
Yirmibeş yıl kafire hizmet ettiniz!
Şimdi sıra ülkeme gelmiş çok yazık!
Tüyü bitmemiş yetimin hakkına girdiniz!
Sözde müslümanlar ,aslı yok yazık!
Arsızlıkta haddi aştıkça aştı!
Son ümit Türkiye O’nu da harcayacaktı!
Bir oyun uydurdu, adı açılımdı!
Pkk boş durmaz PYD ye katılmıştı!
Bu ahmaklara inanan saf müslümanlar!
Kafirden dost, ayıdan post olamazdı.
Zalime aldanan garip soysuzlar!
Bakanlar gerçekte sadece bakarlardı!
Milyonlarca insanların kanı var elinizde!
Kim bilir daha ne kirli hesaplar vardı!
Soysuza saygı duyan da soysuzsa!
Göreceğiz İlahi Adaletin !Tecellisini!!
Güçlü Ordumuzu çok hafife aldınız!
Göreceğiz sonunuzu hazırladınız!
Peygamber ocağına bu saygısızlık!
Sizin sonunuzu getirir, artık usandık!!
MİLLİ ÇÖZÜM’ÜN ÖZELLİKLERİ
Ed-dinu nasiha” (Din nasihattir). En çok yanlış anlaşılan hadislerden biri de budur. Millet diyor, “Bak, din nasihattir kardeşim, gel sana biraz nasihat edeyim.” Burada anlatılan o değil. Millet sanıyor birine öğüt vermek, biri bir yanlış yapıyorsa uyarmak. O emri bil maruf da değil, nehyen anil münker de değil. Çünkü emri bil maruf, iyi, güzel, hak olanı yürütecek, iktidara gelmek için çalışmaktır. Marufu emredeceksin. Emretmek yetki ister, güç ister, devlet ister, kanun gücü ister. Nehyetmek, yasaklamak kanunla olur, devletle olur, meclisle olur. Değil mi? Papağan gibi Türkiye kurulduğu günden beri hocalar bağırıyor: “Faiz haramdır. Şunu yiyen bu kadar günaha girer.” Ne oldu? En dindar iktidar döneminde bile faiz %50 fiilen, değil mi?
Allah faiz haramdır diye papağan gibi tekrar edip durun diye bize bu emri göndermemiş. Faizi yasaklayacak, yani nehyen anil münker yapacak gücü, devleti, imkânı ele geçirin diyormuş. Onun için siyaset, bu dinin yürümesi, müminlerin izzetini muhafaza etmesi için siyasettir. Öyle bazılarının dediği gibi şeytan işiymiş, “Euzü billahi mineşşeytani vessiyase”. Bediüzzaman bunu dediğini bir hüsnü zan ederek, tek parti var, CHP var, onun zulmüne alet olmak hep batıl, hep yanlış, hep haram, hep günah, hep zulüm. Ona alet olmak, o siyasetin devamına çalışmaktansa Allah’a sığınır tabii.
Amma ve lakin siyasetin her çeşidi yanlıştır, haramdır, günahtır, sakınmak lazım, hiç bizim siyasetle alakamız yok demek haşa Peygamber Aleyhissalatu Vesselam’ın icraatını inkâr etmek demektir. Siyaset, hak ve adaletle devleti, hükümeti, toplumu yönetme mesleğidir ki peygamberin mesleğidir, Hulefa-i Raşidin’in mesleğidir, bütün din büyüklerinin mesleğidir.
Ne demek Bediüzzaman’ın sözünü böyle tevil etmeden sadece olduğu gibi kabul edersek bin kere haşa Allah ve resulünün yolunu bir nevi küçümsemiş hata kötülemiş oluruz. Siyaset hak ve adaletle devleti, milleti yönetme sanatıdır. Peygamberimizin sanatıdır. Hulafayi Raşidinin sanatıdır, sünnetidir, sistemidir.
Yoksa faizin kaldırılması için imanlı, vicdanlı, cesaretli bir iktidar olsa faizin kaldırılması için efendim yazılan kararnamenin mürekkebi bir yarım gram tutmaz. Bitti. Faiz kaldırılmıştır. Ama buna iman lazım, buna cesaret lazım, buna Allah korkusu lazım, buna sorumluluk duygusu lazım.
Yoksa dini, imanı, İslam’ı istismar edip milletin böyle manevi duygularını kendi şahsi çıkarlarına, makam hesabına alet edip de 24 yıldır başta olduğu halde faiz hala %50 ise, bu sahtekârlığın, bu münafıklığın daniskasıdır demektir.
Cenab-ı Hak’a hamd olsun ki “Milli Çözüm” bugün üç 3S formülü olarak hatırınızda kalsın. Bu konuda Allah’ın lütfuna devamlı şükretmesi gereken bir fazilete sahip: Bir savunma, iki sebat, üç sadakat.
Savunma: Allah’ın zatını, davasını, efendim Resulullah’ın yolunu, davasını, mukaddes emaneti olan İslam ahlâkını, İslam hukukunu ve Aziz Erbakan hocamızın planını, projelerini, programını en yüksek seviyede savunmak. Pek çok sağdan soldan insanlardan zaman zaman duyuyoruz:
“Yahu arkadaş, şu ‘Milli Çözüm’ çıkalı artık İslam’ın, Kur’an’ın, hele Erbakan’ın aleyhinde konuşamaz olduk.” Konuşamayacaksınız, konuşamazsınız! Sizin ve sizi bu yola sürükleyen İblis’in ağzını tıkarız.
Sebat: Bir gün beş gün savunursun, “Ya yeter artık bu kadarmış” yan çizersin, kaytarır gidersin. Hiçbir önemi yoktur. Ölüm gelinceye kadar niye namazı bırakmıyorsak, niye orucu bırakmıyorsak, niye haramlardan uzak duruyorsak, Allah yolunda hak davayı tebliğe, efendim İslam’a, Kur’an’a, davamıza yönelik hakaretlere cevap vermeye de onun için mecburuz. Ne? Ölüm gelip yakin hasıl oluncaya kadar. Ölümle yakin nasıl hasıl olur? Perdeler kalkar. Kur’an’ın gaybi haber verdiği Münker Nekir var mıymış, yok muymuş? Kabir azabı, hesabı var mıymış, yok muymuş? Ah orada göreceksin. Hatta orada inkâr edeceğin bir şey yok, yakin hasıl oldu, gözle görüyorsun artık, yaşıyorsun da. Sonuna kadar sebat.
Sadakat: Samimiyetle sahip çıkmak, efendim verdiği ahdinde vefa göstermek. Kaytarmamak, dönmemek, kaçmamak. Allah bize bunu nasip etmiş.
Cenab-ı Hak vaadettiği zaferleri, ümmeti Muhammed’in sıkıntıya çeken Filistin’deki kardeşlerimiz başta olmak üzere, Sincan’da, Arakan’da, Sudan’da, farklı ülkelerde, Asya’da, Afrika’da bin türlü zahmet, mihnet içinde kıvranan Müslümanların imdadına yetişeceğimiz Adil Düzen medeniyet devrimini elbette bir an evvel lütfetsin diye hep duacıyız, bekliyoruz. Ama bizim asıl görevimiz o günleri getirmek, çabuklaştırmak da değil. Gelsin diye, çabuklaşsın diye çabamızı göstermek, bu davaya hizmetimizi devam ettirmek…
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
“Ey iman edenler! (Din ve dava uğrundaki zorluklara, hayatın ve cihadın sıkıntılarına) Sabredin ve sabır üzerinde yarışın, (Allah’la, peygamberlerle, cihad emirinizle, Hakk yoldaki cemaatinizle) irtibatınızı koparmayın, kararlı ve sebatlı davranın (ve nöbet ve hizmet yerlerinizi terk edip ayrılmayın. Bu emirlere karşı gelmek hususunda) Allah’tan korkun. (Bu sayede) Umulur ki kurtuluşa ve başarıya (felaha) ulaşırsınız!..”
(Âl-i İmran Suresi 200)
DURUM AÇIK VE NET
✓Allah’a ve Resulüne (bunlara bağlı adil bir devlete ve hükümete karşı) savaş açanların ve yeryüzünde (ülkesinde ve bölgesinde) bozgunculuk çıkaranların (anarşiye ve isyana kalkışanların) cezası; (vuruşma anında) öldürülmeleri, (çarpışma sonucu yakalananlardan tedhişçi ve tehlikeli olanların) asılarak idam edilmeleri (ve ibreti âlem olsun ve caydırıcılığı bulunsun diye herkese gösterilmeleri), veya (terörde çok ileri gitmiş, nice asker ve sivil masum insanı katletmiş, isyan ve bölücülüğe önderlik etmiş ise sağ) elleriyle (sol) ayaklarının çaprazlama kesilmesidir. Yok eğer (istemeden ve bazı mazeret ve mecburiyetlerle anarşiye katılmış, sonra pişmanlık duymuşsa ve kendi bölgesinde kalması fitne ve fesada yol açacaksa, bunların ve yakınlarının da bulundukları) yerden (başka yörelere) sürgün edilmeleri (ve böylece uyumlu ve yararlı vatandaş haline gelmelerine fırsat verilmesidir). Bunlar (onların) dünyadaki eziyetleri ve rezillikleridir, ahirette ise onlar için daha büyük bir azap (var edilmiştir).
✓Ancak, siz onlara güç yetirmenizden (terör şebekesini tepelemenizden) önce tevbe edip (anarşiden vazgeçen ve pişmanlıkla devlete teslimiyeti seçenler) hariçtir; (onlar için genel af çıkarmak suretiyle bu kandırılmış ve mecbur bırakılmış kimseleri yeniden topluma kazandırmak gerekir. Çünkü) Biliniz ki Allah da Bağışlayıcı ve Esirgeyicidir.
Maide Suresi 33,34
İslam’dan kopunca, birlik kalmıyor
Milli Görüş yoksa, dirlik kalmıyor
Doğan kargalaşır, “Er”lik kalmıyor
Yuh be, böyle bozuk; tıynet mi olur?
Milletimizin Kurtuluş İlacı “Milli Görüştür”
Milli Görüş milletimizin dünya görüşünü ve değer ölçülerini temsil etmektir. Milli Görüş milletimizi millet yapan, bu toprakları kendine yurt edinmesine sebep olan kendi görüşü ve düşüncesidir. Bundan dolayı Milli Görüş Hareketi, milletimizi temsil etmektedir ve milletin kendi düşünce ve görüşüdür. Kendisidir.
Milletimiz kendi dünya görüşü ve değer ölçülerini içeren “Milli Görüş” ile millet olmuştur. Bu dünya görüşü ile Malazgirt Zaferi’ni kazanmıştır. Milli Görüş ile İstanbul’u fethetmiştir. Milli Görüş ile Anadolu’yu kendine yurt edinmiştir. Milli Görüş ile İstiklâl Savaşı’nı kazanmıştır. Milli Görüş ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur. Milli Görüş ile Türkiye’nin mevcut sorunları çözümlenecek ve Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye olacaktır.
PROF.DR. NECMETTİN ERBAKAN
Öğretmen, doktor, memur, sivil vatandaş, asker ya da polis fark etmeksizin halkımızın her kesimine saldıran siyonist güdümlü pkk ile anlaşıp; Aziz şehitlerimizin kemiklerini sızlatmayı sözümona barış diye yutturuyorlar. Pkk maşası tiplerin tabutuna utanmadan Türk Bayrağı saracak kadar arsızlaşanlar elbette bu cesareti sözde Türkçü geçinen tiplerden alıyordu. Elbette bizim de derdimiz kendimizin seçmediği bir şey ile yani ırkımız ile övünmek değil. Derdimiz bu aziz vatana ihanet edenlere ve işbirlikçilerine karşı durabilmek. Tam bu derdimize tercüman olan bu şiir, bundan dolayı çok önemli.
“Hani vadettikleri?” demek, ne kadar da zavallıca bir durumdur. Bu tür şeytani vesveseler, akrep gibi bünyemizi zehirler. “Neme lazım?” demek ise, ölümden beter!
Hâlbuki ülkemize, milletimize, davamıza yönelik girişimlere karşı uykumuz kaçmalı, millî duygularımız kabarmalıdır. Aksi hâlde insanlıktan eser kalır mı?
Şiirlerle, makalelerle, konferanslarla, sohbet kamplarıyla — nice münafığın elinde bir ömür batıla hizmet edenlerden olmadık, Aziz Erbakan Hocamıza sadakat nasip oldu; FETÖ’nün karşısında hakkı ve vatanı savunmak nasip oldu. Ali Kalkancı, Cübbeli, Müslüm gibilerinin şekilciliğini ve şarlatanlıklarını “ibadet” ya da “istikamet” zannetmedik.
Hamdolsun, zalimlerin karşısında Hakk’ın safında cihat etmenin huzurunu ve şuurunu yaşamak nasip oldu. Tüm insanlık için en büyük iyilik projesi olan “Adil Düzen” uğruna çalışmak gibi bir imkâna kavuştuk. Bu nimete denk yeryüzünde başka bir şeref, başka bir sevap var mı?
Hangi makam, hangi zafer bu ecre değer? Buna rağmen, biz neyin peşindeyiz?
Allah’ın vaadine güvenmek, istemek hakkındır, görevdir. Ama “Niye geciktirdin?” demek hadsizliktir. “Niye gecikti? Bak, gördün mü, vermedi!” demek, ne kötü bir durumdur. Allah hepimizi bu tür vesveselere düşmekten korusun, inşallah. Yoksa:
Doğan kargalaşır, “Er”lik kalmıyor
Yuh be! Böyle bozuk tıynet mi olur?
ÜLKEMİN ÜZERİNDE KARA BULUTLAR!
BOP işliyor, adım adım
Kuşatılıyor, güzel vatanım
Edirne, Ankara ve Van’ım
Parçalayamaz kimse, toprağım..
Eşbaşkanlar sevinip, çırpınsada
Yok öyle haine yer, bu vatanda
Eli olanın kırılır eli, şehit kanında
Yar olmaz, bu topraklarda gözü olana..
Oyun büyük; gelde anlat, gafletle uyuyana
Kahramanlık edebiyatı yapan, şuursuzlara
Bayrak Millet Sakarya, asıl sözüm onlara
Dem-lenip ihanet eden, tüm soysuzlara..
Ne ara bu hale geldik, ey millet
Her günümüz, zillet ve illet
İnsana yakışan, yaşamalı izzet
Sonra kesmeyedursun, cehenneme bilet..
Pkk zaten bitikti ve yıpranmıştı
Kendini feshetmesi, siyon plânıydı
Asıl hedef, Türkiye’yi parçalamaktı
Dem ile siyaseten, süreci hızlandırmaktı
Zafer naraları atanlar, yeme tav olanlardı
Ve her zamanki gibi, oltaya takılanlardı..
Milli duruş, Milli Görüş, Milli Çözüm
Milli Mutabakat şart, son sözüm
Erbakan okulunda, buldum gerçek yönüm
Kurtuluş yolu olarak, Adil Düzen gördüm..
SİYONİZM’DEN VE İŞBİRLİKÇİLERİNİN PLAN VE PROJELERİNDEN, HATTA HAYATTAKİ HER TÜRLÜ KÖTÜ KİRLİ ZARARLI ÇİRKİN ŞEYLERDEN ETKİLENMEMENİN VE HER DAİM DOĞRULARDAN YANA TAVIR SERGİLEYEBİLMENİN YOLU: MİLLİ ÇÖZÜM’ÜN KALEME ALDIĞI HAKİKATLERE SARILMAKLA MÜMKÜNDÜR.
EY MUHALEFET; HADİ İKTİDAR KENDİLERİNİ O MAKAMA TAŞIYANLARA VERDİKLERİ SÖZÜN GEREĞİNİ YAPIYOR YA SİZE NE OLDU Kİ İMAMOĞLU’NA SAHİP ÇIKTIĞINIZ KADAR, BU AÇILIM SAÇMALIĞININ GERÇEK YÜZÜNÜ GÜNDEME TAŞIYACAK MİTİNGLER VE TV PROGRAMLARI İLE BU SAÇMALIĞA BİR SON VERİLMESİ İÇİN ÇABA SARFETMİYORSUNUZ?! YOKSA SİZDE İKTİDAR VE YANDAŞLARINA YEDEK LASTİK VAZİFESİNDE MİSİNİZ?!!
Demokratik açılım, hıyanet kokar
Acep, bundan beter; cinnet mi olur?
Milli bünyemizi, akrepler sokar
“Neme lazım” gibi, illet mi olur?
Ülkemizi, 40 yıllık terörist işbirlikçi kukla PKK ve Elebaşı Apo’dan medet umar hale getiren, ABD ve İsrail güdümlü Siyonistlerin işbirlikçilerden iyi sonuçlar beklemek hangi akla mantığa sığıyor. Yer yerinden oynaması gereken günleri hadiseleri yaşadığımız halde, en yetkilisinden en sıradanına kadar dövünmesi yırtınması gerektiği şu günlerde her şey normalmiş gibi buda geçer misalinden bir yaşamın ülkemizde sürmesi gibi nemelazımcılık hastalığı ( Aç bırakılınca-İşsiz Bırakılınca-Borca esir hale getirilince – Dininden uzaklaştırılınca yani Haim Nahum doktrini uygulanınca bu hale geliyor insan) TÜRKİYE CUMHURİYETİ vatandaşına; Atatürk’ün neliklerle bu ülkeyi bizlere emanet bırakırken ki çektiği meşakkatler çileler zorluklar, hakeza Erbakan Hocamızın ve Milli Çözüm’ ün Sevr’in hakim olmaması için ve böylece Büyük İsrail Projesinin hedefine ulaşmaması için yaptığı gayretler emeklerin karşılığı olarak, gösterilen bu vurdumduymazlık nemelazım tavırlar ölü toprağı serilmiş yürüyen cenaze misali davranışlar bu ülkenin vatandaşlarına yakışıyor mu?!
İslam’dan kopunca, birlik kalmıyor
Milli Görüş yoksa, dirlik kalmıyor
Doğan kargalaşır, “Er”lik kalmıyor
Yuh be, böyle bozuk; tıynet mi olur?
Asrımızın ve Kur’an’ın Tercümanı Milli Çözüm hakikatlerinden uzak kalmak böylesi açılım saçmalıklarını bile anlayamıyor hale geliyor insan…
Şöyle son 55 yıla bir baktığımızda Milli Görüş zihniyeti ne zaman idareye veya yönetimde işin bir ucundan tutmuşsa milletimiz maddi manevi nimetlere sahip olmuş hem birlik olmada hem canlılık gelmiştir uyanık olmuştur, hem de eyvah biz kimlerin ve neyin peşinde gitmişiz diye hayıflanıp yanlışının farkına varmıştır. Ama ne zaman Milli Görüş’ten elini çektiyse destek çıkma cesaretini ve hidayetini gösteremediyse insanlık hep uyku hapi veya madde bağımlısı olmuş misali bakar kör durumuna düşmüştür.
Evet bu tavır ve davranışlar son 23 yıldır, din istismarcılığının tavan yaptığı dönemlerdir ve tv’lerde dizilerde sinemalarda açık oturum programlarında gazetecilerinden yazarından çizerinden siyasilerinden çıkarılan kanunlarından beyinlerin nasıl iğdiş edildiği düşünemez hale getirildiği, özümüzden İslam’dan nasıl uzaklaştırıldığımız, fıtratımızın bozulduğu, depresyon ilaclarıyla pisikiyatri ilaçlarıyla, İsrail tohumunun yaygınlaştırılmasıyla yediklerimizle içtiklerimizle bu nesli büyük bir çıkmaza soktular. Ancak çok şükür ki; eskiden olduğu gibi yeniden ülkemiz ve insanlık sahipsiz değil Siyonizm’i tanıyan kötülüğün merkezini tanıyan Milli Çözüm Zihniyeti ile inşaallah bu gidişata DUR DENİLECEK günlerin arefesindeyiz ve sabırsızlıkla beklemekteyiz.
SAFF SURESİ 8. AYET
Onlar, Allah’ın nurunu ağızlarıyla (kuru laf kalabalığıyla) söndürmek istemektedirler. Oysa Allah, Kendi nurunu tamama (başarıya) eriştirecektir; kâfirler hoş görmese (ve engellese) bile (Kur’an’ın Adil Düzenini yerleştirip yürütecektir).
BAK: https://www.mealikerim.com/61/saf/8
BİRLİĞİN DİRLİĞİN YOLU ŞUAN MİLLİ GÖRÜŞ’ÜN TEK TEMSİLCİSİ OLAN MİLLİ ÇÖZÜM’DEN GEÇMEKTEDİR. MİLLİ BİR MUTABAKATLA BU BİRLİĞİN VE DİRLİĞİN KAPISI – ANAHTARI – PROJE VE HAZIRLIĞI OLAN MİLLİ ÇÖZÜM ZİHNİYETİYLE YENİ BİR DEVRİN BAŞLAMASI İÇİN HEYECANLA ÜMİTLE BİSMİLLAH DEYİP ZALİMLERİ VE İŞBİRLİKÇİLERİNİ ŞAŞIRTMANIN ZAMANIDIR!.. HAYDİ İNŞAALLAH.
https://www.mealikerim.com/