ALLAH İNTİKAMIN, ALMAZ MI SANDIN?
Hakka hakkıyla kul, olan kazanır
Sen Rabbin rızasın, aramadın ki…
Sadıklar sabırla, hayra uzanır
Sen nefsin Hak yolda, yoramadın ki…
Yolda yalpaladın, saftan ayrıldın
Münafık tarafa, kaydın kayrıldın
“Milli gömlek attın…”, Hak’tan sıyrıldın
Yirmi yıl Hak düzen, kuramadın ki…
İntikam almaz mı, sandın Rahman’ı
Makam için yaktın, kutlu harmanı
Dış güçler kullanır, boş kahramanı
Karavana sıktın, vuramadın ki…
Hayra varılır mı, hava atmakla
Hep zoru görünce, yola yatmakla
Hazır pişmiş aşa, nifak katmakla
Şeytan saflarını, yaramadın ki…
Oyun bozamadın, “oy”la oynaştın
BOP’a başkan oldun, Rus’la kaynaştın
Siyonla uzlaştın, Haç’a yanaştın
İslam Birliği’ne, yaramadın ki…
Filistin ve Sudan, Yemen kan ağlar
Sincan ve Arakan, yaslı analar
Neye yarar seni, yiğit sanalar
Mazlumun yarasın, saramadın ki…
Halkına diklendin, gâvura kadife
Naylon mertlik benzer, sahte sedefe
Ulaştım sanmıştın, nefsi hedefe
Yolun yarım kaldı, varamadın ki…
Zafer va’di haktır, bekle gör hele
Zahir rakamlara, tapar hergele
Yakında anlarsın, başlar velvele
Sen nefsin putunu, kıramadın ki…
Denizde yüzdün ya, boğuldun çayda
Geçici saraylar, yıkılır hayda…
Yüzlerce milyarın, olsa ne fayda
Allah’a sözünde, duramadın ki…
“Erbakan yaşlandı, gevşek davrandı?!..”
Diyerek kaçtınız, hain devrandı
Siyon madalyalı, parti “havra”ndı
İsrail’den hesap, soramadın ki…
Lafla huzur hizmet, olmuyormuş bak
Borçla yırtık bütçe, dolmuyormuş bak
Halkın yüzü boşa, solmuyormuş bak
“Adil Düzen” yorgan, sıramadın ki…

İntikam almaz mı, sandın Rahmanı
Hakka hakkıyla kul, olan kazanır
Sen Rabbin rızasın, aramadın ki…
Sadıklar sabırla, hayra uzanır
Sen nefsin Hak yolda, yoramadın ki…
Hakka hakkıyla kul olan kazanır
Yaptığınız yanınıza kâr mı kalacak.
Rabbim bunun hesabını mutlak soracak.
Artık hasretler de vuslat bulacak.
Allah intikamın almaz mı sandın?…
İÇTEN HİÇ İNANMADIN Kİ!..
Akıl-vicdan örttün,kendin kandırdın
Deccalist sisteme,hep kazandırdın
Dinini-Davanı ,ucuz harcadın
Ahlaken hiç dürüst,olamadın ki!..
Tutuştu etekler,ziller çalıyor
Süfyani düzenler, dibe çöküyor
Göklerden haber var,devran dönüyor
Adil Düzene hiç içten,inanmadın ki!..
Hakka hakkıyla kul, olan kazanır
(Allah ve Elçisi hakkında kötü söz) Konuşmadıklarına (suikast tuzağı kurmadıklarına ve dış güçlerle işbirlikçilik yapmadıklarına) dair (yalan yere) yemin ederler. Halbuki (hıyanet ve nankörlük ederek “Biz Dini Görüşü terk ettik, Milli Kimlikten vazgeçtik!” şeklindeki) o küfür sözünü söylediler. Böylece Müslüman olduktan sonra küfre ve nankörlüğe düştüler. Ve (İslam davasını bitirmek gibi) asla başaramayacakları bir işe yeltendiler. (Allah’ın emirlerine ve Hakk dava öncülerine kin duyup kıskanmalarının) Ve intikam almaya kalkışmalarının sebebi ise; Allah’ın ve Resulünün lütfu keremi ile onların (mü’min ve mücahit sadıkların, her yönden) gani (varlık ve saygınlık sahibi) olmalarından başka bir şey değildir. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azapla azaplandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı da bulunacak değildir. ( Tevbe: 74)
Zafer yakındır İnşallah…
Derken, onu (azabı ve yıkımı) kendi vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, (işte herhalde) “Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur” demişlerdi. (Ve boşuna sevinmişlerdi. Zaferi ve izzeti; İslami cihadda değil, zalim güçlere yaranmakta arayanların boş umutları ve kuruntuları, rahmet zannedilen musibet bulutları gibidir.) Hayır o, kendisi için acele ettiğiniz (felaket olayıdır. Bu öyle) bir rüzgârdır ki (zafer ve bereket sanıldığı halde;) onda acı bir azap (ve yıkım) vardır. (Ve sizi kum fırtınasıyla boğacaktır!) [Ahkaf 24]
Zafer va’di haktır, bekle gör hele
Halkıma horozlanıp, Haçlı’ya şartsız uyan
Millete “illet” deyip, AB’ye minnet duyan
Yarım ağız diklenip, Batı borcuyla doyan
Hak davaya hıyanet, murdarlığı değişmez…
Artık sonunuz yakın, Milli Güçler geliyor
Halkım Hakkı seçiyor, Münafıkı eliyor
Çünkü hidayet nuru, karanlığı deliyor
Gayrı Müslüman Türk’ün, serdarlığı değişmez…
“Adil Düzen” yorgan, sıramadın ki…
Zafer va’di haktır, bekle gör hele
Zahir rakamlara, tapar hergele
Yakında anlarsın, başlar velvele
Sen nefsin putunu, kıramadın ki…
Hain Devran!
“Erbakan yaşlandı, gevşek davrandı?!..”
Diyerek kaçtınız, hain devrandı
Siyon madalyalı, parti “havra”ndı
İsrail’den hesap, soramadın ki…”
Erbakan yaşlandı, gevşek davrandı?!..” Diyerek kaçtınız, hain devrandı Siyon madalyalı, parti “havra”ndı İsrail’den hesap, soramadın ki…
Şimdi zerre kadar iz’anı ve vicdanı olanlar söylesinler; şu Erdoğan iktidarları, yirmi yıldır tam da ve aynen bunları yapmadılar mı? Bu yolda, daha önceki solcu ve sağcı iktidarların tahribatlarını 10’a katlamadılar mı? Her fırsatta güya FAİZ’e karşı olduklarını tekrarlayıp Din istismarıyla halkımızı kandıran bu Erdoğan iktidarları, son yirmi yılda Siyonist sömürü bankalarına, aldıkları borçların sadece faizleri olarak tam 540 milyar dolar ödeme yapmadılar mı? Ödenen bu 540 milyar dolarla, aslında her bakımdan kalkınmış ve tüm sorunlarını aşmış bir Türkiye kurulamaz mıydı?
Bütün bu gerçekler ortaya çıkmışken Erbakan Hoca’nın, “AKP’ye oy vermek, İsrail’e oy vermektir!” uyarısı sonuna kadar haklı sayılmaz mıydı? Yıllarca ve defalarca, “Biz bu iktidarın günahlarına asla ortak olmayız!” diyerek hava atan ve Erbakan istismarıyla siyaset yapanlar, sonunda, “Ne yani CHP’ye mi yaranacaktık?” bayatlamış edebiyatıyla, ÇAMUR ittifakına katılarak gerçek ayarlarını ortaya koymamışlar mıydı?
ALLAH İNTİKAMIN, ALMAZ MI SANDIN?
Yolda yalpaladın, saftan ayrıldın
Münafık tarafa, kaydın kayrıldın
“Milli gömlek attın…”, Hak’tan sıyrıldın
Yirmi yıl Hak düzen, kuramadın ki…
İntikam almaz mı, sandın Rahmanı
Makam için yaktın, kutlu harmanı
Dış güçler kullanır, boş kahramanı
Karavana sıktın, vuramadın ki…
Yolun Sonu Görünüyor!
Siyon madalyası boyunu sıktı!
Artık bitti yolun sonu yakındı!
Zalimler yuların uzatsalarda !
Senin defterinde dürülüyordu!
Sıkışınca Erbakan diye yakardın…
Milli Görüş gömleğin hani çıkarmıştın!
Para ,makam ,mal seni kurtarır sandın…
Aldığın ahlar cehenneme sürüklüyordu
Erbakan yaşlandı, gevşek davrandı?!..” Diyerek kaçtınız, hain devrandı
Fâtır 42
(Kitap ehli olan dini cemaatlerle, biz de Allah’a inanıyoruz diyen putçu müşrikler) En güçlü yeminleriyle Allah’a kasem ettiler, şayet kendilerine bir nezir (uyarıcı ve Hakka çağırıcı) gelirse, herhangi bir ümmetten (ve kesimlerden) daha fazla (ve sadakatle Hakka ve) hidayete tâbi olacaklarına (ve O Elçiye sahip çıkacaklarına dair söz verdiler). Ancak, (o ısrarla istedikleri ve bekledikleri kurtarıcı ve) uyarıcı Zat kendilerine gelince (bu durum) onların nefretlerini artırmaktan (ve Hakk’tan uzaklaşmalarından) başka işe yaramamıştı.
[b]Fâtır 43
(Üstelik) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp planlayarak (Elçiye ve Hakk davetçiye karşı çıkmışlardı). Oysa kötü niyetli hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmayacaktı. Onlar (kendileri gibi hile ve tuzak kuran) önceki kavimlerin kanunundan (ve onların çarptırıldığı cezadan) başkasını mı bekliyorlardı? (Veya hile ve hıyanetleri yanlarına kâr mı kalacak zannediyorlardı? Oysa) Allah’ın sünnetinde (ezeli adalet prensiplerinde ve hikmet projelerinde) asla bir değişme-başkalaşma bulamazsın ve Allah’ın sünnetinde (tabii ve takdiri yasalar sisteminde) kesinlikle bir sapma ve caymaya rastlayamazsın.
[/b]
Bekle gör hele…
Zafer va’di haktır, bekle gör hele
Zahir rakamlara, tapar hergele
Yakında anlarsın, başlar velvele
Sen nefsin putunu, kıramadın ki…
Zafer va’di haktır, bekle gör hele
İntikam almaz mı, sandın Rahmanı
Makam için yaktın, kutlu harmanı
Dış güçler kullanır, boş kahramanı
Karavana sıktın, vuramadın ki…
[b]Yusuf 110
Hatta ki (sonunda görevli) resuller (halktan) umutlarını kestikleri, (şeksiz ve şeriksiz iman edenlerin bile cihaddan ve davadan yan çizdikleri,) artık kesinlikle tekzip edilip benimsenmedikleri (kavimlerinin asla imana gelmeyecekleri ve Hakk davaya destek vermeyecekleri zan ve) kanaatinin (iyice yerleştiği) bir sırada, yardımımız onlara gelmiş (zafer kapıları açılıvermiştir. Böylece) Bizim dilediğimiz (ve desteklediğimiz) kimseler kurtuluvermişti. Azgın mücrimler takımından ise zorlu azabımız (ve intikamımız) asla geri çevrilmeyecektir. (Yani; bir avuç mücahit ve müstakim mü’minin, sayıca ve imkân bakımından en zaif ve en çaresiz göründükleri bir süreçte, onlar zafere eriştirilecektir.)
[/b]
[b]Tevbe 74
(Allah ve Elçisi hakkında kötü söz) Konuşmadıklarına (suikast tuzağı kurmadıklarına ve dış güçlerle işbirlikçilik yapmadıklarına) dair (yalan yere) yemin ederler. Halbuki (hıyanet ve nankörlük ederek “Biz Dini Görüşü terk ettik, Milli Kimlikten vazgeçtik!” şeklindeki) o küfür sözünü söylediler. Böylece Müslüman olduktan sonra küfre ve nankörlüğe düştüler. Ve (İslam davasını bitirmek gibi) asla başaramayacakları bir işe yeltendiler. (Allah’ın emirlerine ve Hakk dava öncülerine kin duyup kıskanmalarının) Ve intikam almaya kalkışmalarının sebebi ise; Allah’ın ve Resulünün lütfu keremi ile onların (mü’min ve mücahit sadıkların, her yönden) gani (varlık ve saygınlık sahibi) olmalarından başka bir şey değildir. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azapla azaplandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı da bulunacak değildir.
[/b]
Rahman ve Rahim Allahın adıyla
(Ey kaypak ve kolaycı tipler!) Demek iş başına gelip (iktidar imkânıyla) yönetimi ele alırsanız; hemen yeryüzünde (ülkenizde, bölgenizde ve dünya genelinde) fesat çıkaracak, (zalim ve facir güçlerin arkasına takılacak, inanç esaslarınızla ve Hakk davanızla) tüm yakınlık bağlarınızı koparıp parçalayacaksınız, öyle mi?! (Bu tavrınız sizin ayarınızı ve ahlâkınızı ortaya koyacaktır.)
Muhammet Suresi :22