YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
68e46de589859
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 7 8 6
Bugün : 2842
Dün : 41754
Bu ay : 266315
Geçen ay : 1355873
Toplam : 43298560
IP'niz : 216.73.216.139

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

 

Ayetlerin İşareti ve Hadislerin Beşareti ile 2020 ve Sonrası:

MELHEME-İ KÜBRA (BÜYÜK KAPIŞMA) HADİSESİ

VE KORONA VİRÜS TEHLİKESİ!

        

“…İşte Biz (galibiyet ve hâkimiyet) günlerini (ve dönemlerini) insanlar (Hakkı tutan veya Bâtıla uyan toplumlar) arasında (imtihan gereği ve gayretlerine göre sıra ile) çevirip-devredip dururuz…” (Âl-i İmrân: 140) ayeti; Hakka dayalı veya bâtıla bağlı medeniyetlerin, gayretlerine ve teknolojik marifetlerine göre, yeryüzünde nöbetleşe hâkimiyet kuracaklarını haber vermektedir. Son 300 yıldır üstünlüğü ele geçiren Siyonist-Emperyalist Batı medeniyeti artık çökmek üzeredir ve bu tarihi değişim büyük bir hesaplaşma (Melheme-i Kübra) sonucu gerçekleşecek ve beklenen Adil Düzen Medeniyeti zuhur edecektir.

İsra Suresi’nin şu ayetleri de, bu tarihi dönüşüme dikkat çekmektedir.

“Biz Kitapta (Levh-i Mahfuz’da -kader programında-, olacakları önceden bildiğimizden) İsrailoğullarına şu hükmü verip (kararlaştırdık): ‘Muhakkak siz yer(yüzün)de iki defa (çok yaygın ve azgın bir fesatlıkla) bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle böbürlenip şımaracaksınız. (Ekonomik, askeri ve siyasi gücü ele geçirecek ve bölgeye hükümran olacaksınız. Ne var ki bununla şımaracak; haksızlığa ve ahlâksızlığa başlayacaksınız.)’

Nitekim (bunlardan) ilk vaid (birinci azgınlığınızı cezalandırma vakti) geldiği zaman güç ve şiddet sahibi kullarımızı (İslam kaynaklarında Buhtunnasr, Batılılarca Nabukadnezar denen komutanı ve ordularını) üzerinize gönderdik de sizi evlerin aralarına kadar girip araştırıp (buldular, yurtlarınızı ve zulüm saltanatlarınızı yıktılar). Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü (ve tarihte aynen gerçekleşmiş bulunmaktaydı.)

Sonra size tekrar ‘güç ve kuvvet sağlayıp (insanların) üzerine geri döndürmüş olacağız’, size mallar ve çocuklarla destek çıkacağız, (karşılıksız dolarla ve masonik organizasyonlarla Siyonist sömürü saltanatını kuracaksınız) ve sizin cemaat ve teşkilatınızı da (etkinleştirip) çoğaltacağız. (Örneğin, BM ve NATO gibi kuruluşları güdümünüze alıp söz sahibi olacak ve kötü amaçlarınız için kullanmaya kalkışacaksınız!..)

İşte (böyle bir durumda) şayet iyilik (ve adalet) ederseniz, kendi nefsinize (ve menfaatinize) iyilik olacaktır. Yok, eğer kötülük (ve zulüm) ederseniz, o da kendi aleyhinize (sonuçlar doğuracaktır. Ama siz maalesef yine zulüm ve kötülük yoluna sapacak, elinizdeki ve emrinizdeki imkân ve iktidarları Siyonist hayallerinizi ve şeytani niyetinizi gerçekleştirmek için korkunç bir haksızlık ve ahlâksızlık yolunda kullanacaksınız. Dünya’yı savaş ve soygun alanına çevirecek ve insanları birbirine kırdıracaksınız.) Arkasından bu sonuncu (sapkınlık ve şımarıklığınızı cezalandırma) zamanı gelince, size öyle (Mü’min ve Mücahit kullarımızı göndereceğiz ki), yüzlerinizi kötüleştirsinler (servet ve saltanatınızı yıkıp sizi dize getirsinler, yüzlerinizi yere sürdürsünler) ve ilk kez girdikleri (Buhtunnasr veya Hz. Ömer döneminde Kudüs’ü fethettikleri) gibi tekrar yine Mescid’i (Aksa’ya) girsinler ve ele geçirdikleri (hainleri, katilleri ve mel’ânet merkezlerini) mahvu perişan etsinler. (Böylece Siyonist saltanatınıza son versinler ve İsrail denen beşeriyet bünyesindeki kanser urunu kesip temizlesinler. Ey Beni İsrail, bu Allah’ın va’adi ve tehdididir ki, mutlaka yaşayacaksınız!)” (İsra: 4-7)

Karanlık dalgalar gibi fitnelerin yaygınlaşması

Hz. Ebû Hureyre’den (RA) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamberimiz şöyle beyan etmişlerdir: “Size Benden sonra dört fitne gelecektir. Dördüncüsü geldiğinde kulağa bir şey gitmez, göz görmez ve her tarafı fitne sarar. Ümmet, bir belâya müptela olur, yılanın çöreklenmesi gibi. Öyle ki, onda ma’ruf inkâr edilir, münker ise ma’ruf sayılır. Ve bu fitnede insanların bedeni öldüğü gibi kalpleri de ölür.” (Ramuz-el Ehadis Milli Gazete yy. sh: 247 No: 3)

Hz. İbni Ömer’den (RA) rivayet edildiğine göre, Resulüllah şöyle haber vermiştir: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, camilerde onlardan binden fazla adam namaz kılacak da içlerinde hâzâ mü’min bulunmayacak.” (Ramuz-el Ehadis sh: 301 No: 5 Milli Gazete yy.)

Hz. Enes’den (RA) rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz şöyle bildirmiştir: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, bir mü’min o zaman diğer mü’minlere dua edecek de Allah (CC) şöyle buyuracak: ‘Kendi nefsine dua et sana icabet edeyim; umuma gelince, Ben onlara gazaplıyım!’” (Ramuz-el Ehadis sh: 503 No: 2 / Milli Gazete yy.)

Hz. Selâme binti Hür (RA) rivayet etmiştir: “İnsanlar üzerine bir zaman gelir ki, bir saat düşünürler de kendilerine namaz kıldıracak (ilim ve istikamette bir) imam bulamazlar.” (Ramuz-el Ehadis sh: 503 No: 6 / Milli Gazete yy.)

Şeytanların Kur’an okutup, Hadis rivayeti yapmaları

Hz. Ebû Hureyre (RA) rivayetine göre Peygamber Efendimiz şöyle demiştir: “Kıyamet kopmaz, hatta denizden (ve deniz aşırı ülkelerden) şeytanlar (ve şeytanlaşmış insanlar) çıkıp da insanlara Kur’an öğretmedikçe ve onlara ‘Kur’an’ı oku, manasını bırak!’ demedikçe.” (Ramuz-el Ehadis sh: 480 No: 4 Milli Gazete yy.)

Salih rüyaların önem kazanması

Hz. Ebû Hureyre’nin (RA) naklettiğine göre, Efendimiz (SAV) şunları söylemiştir: “Zaman (kıyamet) yaklaştığında Müslüman kimsenin rüyası hemen hemen yalan çıkmayacaktır (ve aynısı olacaktır). Rüyası en sadık olan da sözü en doğru olandır.” (Ramuz-el Ehadis sh: 33 No: 410 Arapça orijinal metin)

Konstantiniyye ve Deylem’in feth olunacağı

İbni Mace ve Ebu Naim, Ebu Hureyre’den tahric ettiklerine göre, Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyurmuşlardır: “Eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah o günü uzatır, ta ki Ehl-i Beytim’den birisini çıkarır ve dünyaya malik ve hâkim kılar. O ise Konstantiniyye(yi yeniden) ve Deylem dağlarını feth eder.” (Deylem Dağları Hazar Denizi’nin güneybatısındadır.)

Rumiyye (Roma)’nın ve Kat’i beldesinin Müslümanlarca alınacağı!

Huzeyfe b. Yeman Mehdi kıssası ve Rumiyye’nin feth olunacağı hakkında Resullüllah (SAV)’den şunları rivayet etmiştir: “Mehdi’nin askerleri dört tekbir getirdiği zaman, Rumiyye’nin duvarları yerle bir olacaktır. Burada altı yüz bin kişi öldürülür. Ve hazineleri de Beytü’l Makdis’e götürülmek için alınır. Ayrıca içinde sekine ve Beni İsrail’in sofrası, gerçek Tevrat levhaları, Hz. Musa’nın asası ve Hz. Süleyman’ın minberi ile, Allah’ın Beni İsrail’e gönderdiği süt gibi beyaz renkli men’den (kudret helvası) iki ölçek bulunan tabutu da Beytü’l Makdis’e getirirler. Sonra onlar Tahine ismindeki bir şehri de feth eder ve nihayet Kat’i beldesine gelirler.”

Yahudilerden büyük bir cemaatin Müslüman (Hakka mecburen teslim) olacakları!

Naim, Selman b. İsa’dan tahric etti, o dedi ki: Duyduğuma göre, “Mehdi’nin elinde (zamanında) sekine bulunan tabut Taberiye Gölü’nden çıkarılır ve Beytü’l Makdis’de O’nun önüne getirilir. Yahudiler bunu görünce, pek azı hariç, çoğu Müslüman (teslim) olurlar.”

Hz. Mehdi (AS)’ın ne kadar kalacağı

Keza (N.b. Hammad) Muhammed b. Cubeyr’den o da babasından tahric etti, babası şöyle dedi: “Mehdi, yedi sene iki ay birkaç gün hüküm sürecektir.”

Ümmete garanti müjdesi sağlanması

Hz. İbni Abbas (RA) Resulüllah (SAV)’den şöyle rivayet etmiştir: “Nasıl helak olur bir ümmet ki, evvelinde Ben, sonunda Meryem oğlu İsa (AS) ve ortasında da Ehl-i Beytim’den Mehdi (AS) vardır.” (Ramuz-el Ehadis sh: 344 No: 7 / Milli Gazete yy.)

2019 ve sonrasına işaret eden sırlar!

İstanbul’un el değiştirmesinden yedi ay sonra neler yaşanacaktı?

Hz. Abdullah İbni Büsr (RA) Resulüllah’tan şöyle nakletmiştir: “Melheme-i Kübra, Konstantiniyye’nin (İstanbul’un el değiştirmesi) fethi ve Deccal’in karşısına Hz. İsa’nın çıkıvermesi 7 ay içinde gerçekleşir.” (Eğer bu Hadis, 23 Haziran 2019’daki İstanbul Belediyesi’nin el değiştirmesine işaret kabul edilirse, bundan yedi ay sonrası, yani Şubat 2020 sıralarında çok önemli değişim ve dönüşümlere beşaret olabilir. Ayrıca Korona Virüsünün çıkışına da denk düşmektedir.) (Ramuz-el Ehadis sh: 236 No: 18 / Milli Gazete yy.)

Rumların gadri (hıyanet ve düşmanlığı) veya Amik Ovası Savaşı

Hatip, El-Müttefik ve’l-Müfterik isimli eserinde Ebu Hureyre’den tahric ettiklerine göre, Resulüllah (SAV) şöyle buyurmuşlardı: “Rumlar, Benim soyumdan ve ismi ismime uygun bir Vali (Mehdi)’ye gadr (hıyanet) ettikten sonra Amak (Amik) denilen yerde sizinle savaşacaklardır. Burada Müslümanların üçte bir kadarı öldürülür, sonra diğer bir gün yine o kadar insan öldürülür. 3. gün (seferde) ise savaş Rumlar aleyhine döner. Müslümanlar böylece savaşa devam eder ve Konstantiniyye (Roma)’yı feth eder ve oradaki malları taksim ederler. Tam bu sırada ise ‘Deccal sizin evinize girmiş ve çocuklarınızı esir almıştır.’ şeklinde bir ses duyacaklardır.”

Not: Görüldüğü gibi Rumlar (NATO) bir düşmana (muhtemelen Ruslara) karşı bize yardım maksadı ile, müttefik olarak Amik Ovası’na 960 bin kişilik 80 tümenlik bir kuvvet getirdikten sonra, Müslümanların (Hz. Mehdi’nin, muhtemelen Harran Ovası’nda) o düşmana galip gelmesinden sonra bir bahane ile anlaşmayı bozup, “gadirlik” yapacakları ve Müslümanlar üzerine hücum edecekleri bildiriliyor. Bu harbe Melheme-i Kübra deniyor ve Antakya’da Amik Ovası ve civarında cereyan edeceği anlaşılıyor. Bu harpte Müslümanların başında kumandan olarak da Hz. Mehdi adına sadık talebesi ve takipçisi iş başında bulunuyor. Ve Allah’ın inayetiyle Müslümanların bu harbi de kazanacakları anlaşılıyor.

Burada General Madanoğlu’nun 09.11.1982 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 8. sayfasında neşredilmiş anılarının şu kısmından bahsetmemiz yararlı olacaktı:

Dört kuvvet hareket dairesi Başkanı ki, onlardan biri olan o zamanki Kurmay Albay C. Madanoğlu ile Kurmay 2. Başkanı F. Gürler Paşa’nın da bulunduğu gizli bir toplantıda, söz alan o zamanın Dışişleri Bakanı F. Rüştü Zorlu şöyle konuşmuşlardı:

“-NATO savunma evresinde Türkiye’ye, karadan, denizden, havadan hiçbir yardım yapamayacaktır. Lojistik destek olanaklara bağlıdır. NATO Orduları karşı saldırı gücüne erişinceye kadar, Türk Ordusu kendi başına kalacak, kendisini düşmana kaptırmayacak, oyalama savaşları verecek, doğuda batıda İskenderun Körfezi’ne doğru çekilecektir. Bu körfezi çevreleyen dağlarda savunmaya geçerek NATO güçlerinin körfezden yapacakları çıkarmayı güvenceye alacaktır.” Apışıp kalmıştık… diyor Madanoğlu. Toroslara kadar çekildikten sonra peki o halde NATO’ya neden girdik? (Evet, bu plan yukarıdaki R.E. 298.1 Hadisine ne kadar uygun düşüyordu!)

Kuzeyden gelecek bir düşmanla savaş yapılması

Naim, Kaab’dan tahric edilen bir rivayette şöyle denilmekteydi: “Mehdi, düzenlediği bir orduyu Türk’e (Türk tarafından gelen bir düşmana) gönderir, onları hezimete uğratır, esirleri ve mallarını alarak Şam’a getirir. Daha sonra köleleri azat ederek sahiplerine bedellerini öder.” (Bu savaş R.E. 298. 1 Hadisinde geçen birinci gaza olmalıdır ve muhtemelen Ruslarla yapılacaktır.)

Hz. Mehdi’nin bayrağında ve yayın organında “Biat Allah içindir. Hak geldi Bâtıl zail oldu!” şeklinde yazılı olacağı.

Keza (N.b. Hammad) İbni Sirin’den tahric etti, o şöyle dedi: “Mehdi’nin bayrağında ‘Biat Allah içindir’ yazılıdır.”

Mehdi’nin Bayraktarının vasıfları ve Kudüs’e ulaşacağı

Keza (N.b. Hammad) Kaab b. Alkame’den tahric etti, O şöyle dedi: “Yaşı küçük, sakalı hafif ve seyrek, rengi boza yakın ve sarışın bir genç çıkar, Mehdi’nin bayrağını taşır ve karşısına dağlar bile çıksa onları ezerek İlya’ya (Kudüs’e) kadar ulaşır.”

Hz. Mehdi’nin Sünnet üzere çarpışacağı

Keza (N.b. Hammad) Hz. Ali ve Hz. Ayşe’den tahric etti. Peygamber (SAV) buyurdu: “Mehdi Benim neslimden ve cihat ehli bir kişidir. Benim vahiy üzerine savaştığım gibi, O da Benim Sünnetim üzere çarpışır.”

Hz. Mehdi’nin önünde Cebrail (AS), arkasında ise Mikail (AS) ile birlikte Şam’a doğru yola çıkacağı

Huzeyfe b. Yeman’dan, Mehdi kıssası hakkında Resulüllah (SAV)’den buyurur ki: “O’nun çıkışı ve O’na biatlaşma, Rükun ve Makam arasında olur ve Mehdi, önünde Cebrail ve arkasında Mikail olduğu halde Şam’a (Ürdün-Fırat arası coğrafyaya) doğru yola çıkar, sema ve arz ehli, kuşlar ve vahşi hayvanlar, hatta denizdeki balıklar bile O’nun hilafetiyle sevineceklerdir.” (İmam Ebu Ömer ve Osman da, Said el-Mukarri’nin Sünen isimli kitabında bu hadisi aynen rivayet etmişlerdir.)

Süfyan’ın helâk olması

Naim, Hakim b. Nafi’den tahric etti. Dedi ki: “(Deccal’in güdümündeki) Süfyani Türklerle savaştıktan sonra, onun yok edilmesi görevi, Mehdi’nin elinden olacaktır. Mehdi ise ilk kurduğu orduyu da Türk (tarafından düşmanlara) gönderip (büyük zaferi Türklerle kazanacaktır).”

Hz. Mehdi’nin, beşinci olarak, yeryüzüne hâkim olacağı

İbni Cevzi, Tarih isimli eserinde İbni Abbas’dan tahriç etti, o dedi, Peygamber (SAV) buyurdu: “Yeryüzüne dört kişi malik olmuştur. İkisi mü’min, ikisi kâfirdir. Mü’minler, Zülkarneyn ve Süleyman (AS), kâfirler ise Nemrud ve Buhtunnasr’dır. Beşinci olarak Ehl-i Beytim’den birisi gelecek ve O da dünyaya malik olacaktır.”

Kar üstünde sürünerek de olsa Mehdi’ye katılma talimatı!

Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes’ud’dan tahric ettiler. O dedi ki: “…Fakat o Hak, Ehl-i Beytim’den birisine verilmedikçe kabul etmezler. O (Mehdi) arza sahip olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden O’na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O’na katılsın. Zira O Mehdi’dir.” Demek ki Hz. Mehdi kar yağan bir ülkede zuhur edip hizmet ve hazırlık yapacaktır.

Kılıçla çatışmaya dönüşen fitneler yaşanacaktır!

İbni Ebi Şeybe, Ebi Celd’den tahric etti, o dedi ki: “Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder, ve birinciler sonuncuların kılıçla çatışmaya dönüşünü kamçılar ve bundan sonra bütün haramların helâl sayılacağı bir fitne (dönemi ve düzeni) gelir. Sonra da hilafet, yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi’ye (ve O’nun takipçisi İsa Mesih’e) evinde otururken gelecektir.

Deccal’in ve Siyonizm’in güdümünde olan ve İslam kahramanı sanılan Süfyani’nin vasıfları:

Emirü’l Mü’minin Hz. Ali b. Ebi Talib (RA)’dan, buyurdu ki: “Süfyani, Halibi b. Yezib b. Ebu Süfyan’ın evladındandır. Kafası biraz büyük olacaktır. Yüzünde sanki kaşıntılı bir hastalıktan (çiçek bozuğu) eser vardır. Gözünde de beyaz bir nokta bulunacaktır. Bu nedenle şaşı gibi bakacaktır. Şam bölgesinden (Ürdün-Fırat arası yöreden) çıkacaktır. Ona tâbi olanların çoğu Kelb kabilesinden olacaktır. Kadınların karınlarını deşip çocuklarını öldürecektir, kendisine karşı toplanan Kays kabilesini de iyice yok edecek kadar zalim davranacaktır. (İşte o zaman) Ehl-i Beytim’den Harem’de bir recul çıkar. Onun haberi Süfyani’ye ulaşınca, Süfyani O’na karşı ordusundan bir ordu gönderir. Ancak Mehdi, bu orduyu hezimete uğratır ve bunun üzerine Süfyani yanındakilerden bir orduyu, O’na karşı tekrar gönderir. Ancak bu ordu arzdan Beyda’ya vardıklarında yere batırılır ve kendilerinden haber getirecekler dışında kimse sağ kalmaz.” (Ahir zaman Alametleri)

Süfyani’nin Kûfe ve Bağdat’tan sonra ordularını etrafa yollaması!

Ebu Cafer rivayet etti. Dedi ki: “Süfyani, Kûfe ve Bağdat’a girdikten sonra ordularını etrafa gönderir, Horasan toprağındaki Maveraünnehir’den başında Emevi soyundan birisinin bulunduğu bir fırka Süfyani’nin ordusuna katılır. Onlar için Tunus’ta, bir vak’a da Şırnak’ta görüldükten sonra, sağ avucunda bir ben bulunan Haşimi bir gencin komuta ettiği, siyah bayraklı bir ordu çıkar. Ve Allah bu ordunun işlerini ve yolunu kolaylaştırır. Sonra Horasan sınırında onların lehine bir vak’a olur. Bu Haşimi karayolu ile ilerler ve Şuayb b. Salih Temimi’nin komutasındaki bir başka ordu ile birleşerek, Estahir kapısındaki savaştan sonra Mehdi ile buluşurlar…”

Dünya Tarihinde fitne bakımından Deccal’den büyük hadise olmadığı.

Hz. Hişam İbni Amir (RA): “Adem (AS)’ın yaradılışı ile kıyametin kopması arasındaki zamanda, ‘Deccal’den büyük hadise yoktur.” (Ramuz-el Ehadis sh: 373 No: 8 / Milli Gazete yy.)

Deccal’in çıkışının ve Melheme-i Kübra’nın yaşanmasının 7 sene içinde olacağı!

Hz. Muaz (RA): “Melhametü’l Kübra, Kostantiniyye’nin fethi ve Deccal’in çıkması 7 sene içinde olur.” (Ramuz-el Ehadis sh: 236 No: 18 / Milli Gazete yy.)

Deccal’in çıkacağı topraklar ve kendisine tâbi olacak insanlar:

Hz. Ebû Bekir (RA): “Deccal şarktan, Horasan’dan (Türklerin Orta Asya’dan gelip yerleştiği İran topraklarından) çıkar. Ve ona “kalkan yüzlüler” tâbi olur. (Yahudiler ve Moğollar vs.)” (Ramuz-el Ehadis sh: 97 No: 7 / Milli Gazete yy.)

Deccal’in vasıfları ve yapacağı bazı tahribatlar

Hz. Enes (RA): “Deccal’in sol gözü kör ve alnında ‘Kâfir’ diye yazılıdır. Gözlerinin üzerinde de kalın bir perde vardır.” (Ramuz-el Ehadis sh: 97 No: 6 / Milli Gazete yy.)

Ümmet içinde çıkacak yalancılar

Hz. Ebu Hureyre (RA): “Ümmetimde yirmi yedi tane yalancı ve Deccal olacak ki, onlardan dördü kadındır. Ben Peygamberlerin sonuyum. Benden sonra hiçbir Peygamber yoktur.” (Ramuz-el Ehadis sh: 324 No: 6 / Milli Gazete yy.)

Deccal’in avanesi olacak sözde Müslümanlar

Hz. İbni Mes’ud (RA): “İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki, onların hepsi Kur’an okurlar, ibadete çalışırlar, ama ehli bid’atle de irtibat kurup meşgul olurlar. Lâkin bilmedikleri cihetten müşrik olurlar ve Kur’an okumalarına ve ilimlerine bedel rızık alırlar ve dünya karşılığında dinlerini satarlar. İşte bunlar, kör Deccal’in avanesi olacaklardır.” (Ramuz-el Ehadis sh: 504 No: 3 / Milli Gazete yy.)

Vukua gelecek şiddetli bir belâdan kurtulacak iki sınıf

Hz. Ömer (RA): “Ahir zamanda ümmetim üzerine şiddetli bir belâ zuhur eder. Bundan ancak iki sınıf kurtulur: Biri Allah’ın dinini öğrenirler ve onun için dilleri ve kalpleri ile mücadele ederler. İkinci sınıf ise dinini anlamış, dinlemiş ve tasdik etmişlerdir. (Ama bâtıla taraf olanlar helâktedir.)” (Ramuz-el Ehadis sh: 141 No: 1 / Milli Gazete yy.)

İnsanların Hak’tan uzaklaşması:

Hz. Ebû Ümâme (RA): “Hiç şüphe yok ki, İslam’ın esasları-usulleri (tutanakları) birer birer bozulacak. Birisi bozulduğunda halk ötekine hücum edecek. İlk evvela ‘şeriat hükümlerini’ kaldıracaklar, en sonra da ‘namazı’ bozacaklar.” (Ramuz-el Ehadis sh: 346 No: 7 / Milli Gazete yy.)

Gerçek mü’minlerin gizlenmek zorunda kalacağı

Hz. Cabir (RA): “İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki, şimdi sizin aranızda münafığın gizlendiği gibi, gerçek mü’minler gizlenecek.” (Ramuz-el Ehadis sh: 503 No: 10 / Milli Gazete yy.)

Kötü Umera’nın (Devlet Erkânı’nın) bazı vasıfları

Hz. Ebû Sülale (RA): “Yakında başınıza bazı emirler gelecek, rızıklarınıza el atacak, sizi yalanlarla avutacaklar. İş yapacaklar lâkin yaptıkları fena olacak. En fena tarafları da kötülüklerini siz güzel görmedikçe ve yalanlarını tasdik etmedikçe sizden razı olmayacaklar. O zaman (yalnız) emirlik haklarını tanıyın. Sizi de tecavüzle kendilerine uydurmaya çalıştıklarında onlarla mukatele edin. Kim bu yolda öldürülürse o şehiddir.” (Ramuz-el Ehadis sh: 300 No: 2 / Milli Gazete yy.)

Kur’an’ın anlamının ve ahkâmının kaldırılıp sadece resminin (yazısının) kalması

Hz. İbni Abbas (RA) Resulüllah’tan şöyle rivayet etmiştir: “Benden sonra ümmetimden bir kavim gelir. Kur’an’ı okur, dini ilimlerden de malumatları olur. Ancak şeytan onlara gelir: ‘Dünyalığınızı düzeltmek için (şu münafık ve din tahribatçısı) hükümete sokulsanız ya. Siz yine dininizde onlara uymazsınız.’ der. Oysa nasıl yabani çalıdan, dikenden başka bir şey alınmazsa, onlara sokulmaktan günahtan başka bir şey elde edilmez.” (Ramuz-el Ehadis sh: 303 No: 3 / Milli Gazete yy.)

İnsanları Şam bölgesinde toplayacak bir savaş…

Hz. İbni Ömer (RA): Yakında Hadramut’tan veya Hadramut Denizi’nden bir ateş çıkacak ve kıyametten evvel insanları toplayacak. Dediler ki: “Ya Resulüllah, bize ne emredersin?” Buyurdu ki: “Siz Şam’a (Ürdün-Fırat arasına) gitmeye bakın.” (Ramuz-el Ehadis sh: 297 No: 7 / Milli Gazete yy.)

İnsanlar Şam bölgesindeki (Ürdün Fırat arası) Duhan dağına kaçarlar. Onları büyük bir sıkıntı içine sokar.

İmam Ahmed, İbni Huzeyme rivayet etti: “…Sonra Hz. İsa (AS) iner. Seher vaktinde bağırır ve der ki: Ey Nas, bu habis ve kezzab adama (hain ve zalim iktidara) niçin karşı çıkmıyorsunuz? İnsanlar: Bu adam (sanki) cinnilerden bir adam (şeytanilerle iş birliği yapıp bizi kandırıyor) derler. Konuştuklarında bir de görürler ki kendilerini uyaran o kişi İsa’ymış. Namaz için kamet alınır. Kendisine: Ey Allah’ın ruhu öne geç denilir. Fakat İsa (AS): Sizin imamınız öne geçsin ve size namaz kıldırsın der. Sabah namazı kılındıktan sonra Deccal’e karşı çıkılır. Kezzab Onu (Hz. İsa’yı) görünce tuzun suda dağıldığı gibi dağılır. Hz. İsa (AS) onu öldürür. Öyle ki (o savaşta) bütün ağaç ve taş “Ya Ruhullah bu Yahudi’dir” diye seslenir. Deccal’e tâbi olanların hiçbirini bırakmaksızın öldürür. (İşte bu savaşa Hristiyanlar Armageddon savaşı diyorlar.)”

Ebu Umame (RA) Resulüllah (SAV)’in şöyle dediğini rivayet ediyor: “Ey Nas! Allah’ın Adem’in zürriyetini yarattığı günden beri yeryüzünde Deccal’den daha büyük bir fitne olmamıştır. Allah’ın gönderdiği bütün nebiler ümmetlerini Deccal ile korkutmuşlardır. Ben Peygamberlerin sonuncusuyum. Siz de ümmetlerin sonuncusu. Şüphesiz o, sizin aranızdan çıkacaktır. Ben sizin aranızda iken çıkarsa bütün Müslümanlar için Ben ona karşı gelirim. Eğer Benden sonra çıkarsa artık herkes kendi nefsini ona karşı korusun. Zaten Allah bütün Müslümanları koruyacaktır. Muhakkak o (Deccal ve rakibi Hz. İsa AS) Şam ile Irak arasından çıkacak, sağı ve solu ifsat edip bozacaktır.”

Hz. İsa’nın tekrar dünyaya yollanacağı

Hz. İbni Abbas (RA)’dan rivayet edilen bir Hadis-i Şerif’te: “Nasıl helak olur bir ümmet ki, evvelinde Ben, sonunda Meryem oğlu İsa (AS) ve ortasında da Ehl-i Beytim’den Mehdi (AS) vardır.” buyrulmaktadır. (Ramuz-el Ehadis sh: 344 No: 7 / Milli Gazete yy.) Bu Hadis-i Şerif’ten anlaşılıyor ki: a- Mehdiyet ve Mesihiyet devrimleri ile gerçekleşecek olan büyük İslam Hâkimiyeti ve Adil Düzen Medeniyeti Hak’tır ve mutlaka yaşanacaktır. b- Yine bu Hadis’e göre Hz. Mehdi alt yapı hazırlayacak, Hz. İsa ise büyük inkılabı tamamlayacaktır.

Hz. Enes (RA)’a göre Peygamberimiz şöyle haber vermiştir: “İş (fitne ve fesat girişimleri) günden güne şiddetini artırır ve dünyada da ancak kötülükler çoğalır. İnsanların da ancak hasisliği (menfaatçiliği ve aceleciliği) artacaktır. Kıyamet de ancak şerliler üzerine kopacaktır. Benden sonra Meryem oğlu İsa (AS)’dan başka nübüvvet mertebesinde kimse gelmeyecektir.” (Ramuz-el Ehadis sh: 487 No: 12 / Milli Gazete yy.)

Hz. İsa (AS)’ın vasıfları ve devrindeki olaylar.

Hz. Ebû Huzeyfe (RA): “Peygamberler, baba bir ana ayrı kardeşlerdir. Dinleri de birdir. Meryem oğlu İsa (AS) da Benim kardeşimdir. Ve aramızda başka Peygamber yoktur. O, tekrar yeryüzüne gelecektir. Onu gördüğünüzde tanırsınız. Orta boylu (Mevlâna’ya göre; 1.65 boyunda), kırmızı-beyaz renkli bir zattır. Üzerinde Mısır kumaşından iki parçalı elbise vardır. Su isabet etmediği halde başında damlalar görülür. (Geldiğinde) Putu kırar, domuzu öldürür, cizyeyi kaldırır ve milletleri İslam’a davet eder. İslam’dan başka din kalmaz. Arslanlar develerle, kaplanlar sığırlarla, kurtlar koyunlarla beraber dolaşıp otlarlar. Ve çocuklar yılanlarla oynar ve hiçbiri de diğerine zarar vermezler. O kırk sene yaşayacak ve ölecektir. Cenazesini Müslümanlar kaldıracaktır.” (Ramuz-el Ehadis sh: 191 No: 5 / Milli Gazete yy.)

Hz. Ebû Hureyre (RA): “Ne mutlu İsa (AS) indikten sonraki hayata. Göğe rahmet için, arza da yeşertmek için müsaade edilir. Taş üzerine tohum ekilse biter, insanlar arasında kin ve çekememezlik olmaz. Hatta bir adam bir aslana rastlasa aslan ona dokunmaz. Yılana bassa yılan onu sokmaz.” (Ramuz-el Ehadis sh: 314 No: 2 / Milli Gazete yy.)

İbni Mace, İbni Huzeyme ve Hakîm: “İsa (AS), ümmetim arasında hükmü adil ve imanı mıksid (Dosdoğru ve dengeli hareket eden, Hakkaniyeti gözeten) olacak, salibi kıracak (Haç’a tapmayı kaldıracak); hınzırı öldürecek (domuz etini yasaklayacak), cizyeyi kaldıracak ve zekâtı almayacak, hatta koyun ve deve üzerinden bile zekât almayacak (çünkü Adil Düzen’le Devlet ve Millet çok zengin olacak). Düşmanlık ve buğzu kaldıracak ve her zehirli hayvan zehirini atacak. Öyle ki bir çocuk elini yılanın ağzına sokacak fakat yılan onu ısırmayacak. Kurt, koyunlar üzerinde sanki sürünün köpeği gibi olacak. Yeryüzü bardağın su ile dolduğu gibi selametle dolacak. Ve konuşulan tek kelime olacak; o da “Allah’tan başkasına ibadet edilmez.”

Hz. İsa Tûr-i Sina’yı ziyarette bulunacaktır

Hz. Huzeyfe b. Yeman (RA): “…O sırada İsa (AS) ve (dostları olan bazı) Müslümanlar Tur-i Sina Dağı’nda bulunurlar. Allah, İsa (AS)’a şöyle vahyeder: ‘Kullarımı Tur Dağı ve Eyle etrafında (iman ve Kur’an şuuruyla) muhafaza et.’ Sonra İsa (AS) Tur-i Sina’da ellerini semaya kaldırıp dua eder. Yanındaki mü’minler de ‘amin’ derler. Bunun üzerine (sonraki süreçte Allah Hz. İsa’ya zafer yollarını açıp Deccalizmi-Siyonizmi devirir) Allah Ye’cüc ve Me’cüc’ün üzerlerine ‘hagef’ denen ve insanların burnundan giren kurtçukları gönderir. (Bu kurtçuklar özellikle Çin’de çıkıp yayılan, solunum yoluyla bulaşıp akciğerleri kurutan Korona Virüsüne çok benzemektedir.) Bu kurtçuklar onları Şam’dan Şark’a kadar sarar ve böylece Ye’cüc ile Mec’üc’ün (yani zalim Siyonizm’in ve Deccalizm’in askerlerinin ve emperyalist ülkelerin hainlerinin) hepsi ölürler. Öyle ki, onların cifelerinden yeryüzü kokuşuverir. O zaman Allah, göğe emreder. Ve gökten kırbadan boşanırcasına yağmur yağar, onların cife ve kokularından arzı yıkayıp temizler. İşte ondan sonra güneşin garpten doğma vakti gelir.” (Ramuz-el Ehadis sh: 160 No: 9 / Milli Gazete yy.)

Hz. İsa’nın Gelişini Yahudi ve Hristiyanlar Yanlış Yorumlamışlardır!

ABD’de 105 bin kilisenin (Evangelist) başkanı olan J. Falwell (ki R. Reagan’ın yakınlarından idi) tarafından yazılmış “Armageddon ve Rusya ile gelecek harp” isimli risalede Rusya ile Hz. İsa arasında Ortadoğu’da bir savaş olacağını ve bu savaşta Rus askerlerinin çoğunun öldürüleceğinden bahsediliyordu. Ve ondan sonra da Armageddon savaşı gelecek diyordu. (Bu sözler R.E. 298.1 Melheme-i Kübra hadisindeki 1. gazayı hatırlatıyordu!)

Amerika ve İngiltere’de basılan “The Plain Truth” (Açık Hakikat) isminde aylık bir mecmua bulunuyordu. Bu mecmua 8 milyon adet basılıp ücretsiz dağıtılıyordu. Gayesini; “Hz. İsa (AS)’ın gelişinin yakınlaştığını, geldiğinde Dünya devleti kuracağını ve bunun bin sene süreceğini insanlara bildirmek” olarak açıklıyordu. Bu mecmuanın 1985 yılı Haziran sayısındaki başyazısında şöyle deniliyordu: “Yaşamakta olan Hz. İsa kralların kralı olarak bütün milletleri Tanrı’nın hükümeti ile idare etmek için çok yakında dönecektir.”

21-23 Nisan 1982 tarihli International Herald Tribune gazetesinde verilen tam sayfa bir ilanda; Hz. İsa (AS)’ın halen dünyada olduğu ve yakında meydana çıkacağı bildirilmekte, Hristiyanlarca kendisinin “Mesih İsa” olarak ikinci gelişinin beklendiği duyuruluyordu. Bunun gibi, Yahudiler Mesih’i, Müslümanlar İmam Mehdi’yi, Hindular da Krishna’yı beklemektedir deniliyordu. Yani Hristiyanlar Hz. Mehdi ile Hz. İsa’yı aynı kimse zannediyordu.

30.10.1983 tarihli Günaydın gazetesinin baş sayfasında 3 sütun olarak yer alan haberde ABD Başkanı Ronald Reagan’ın, “Kıyamet Gününü Göreceğiz” açıklamasının başlık yapıldığı sütunlarda Reagan’ın “Deccal ile Hz. İsa ve Hz. Mehdi kuvvetleri arasında Kudüs’te vukuu bulacak Armageddon savaşını bizim neslin görme ihtimali var” dediği yazılıyordu.

Bu haberle ilgili daha detaylı bir bilgi 6 Mayıs 1984 tarihli The Guardian gazetesinde Yahudi gazeteci Ronnie Dugger’in Başkan R. Reagan’la yaptığı röportajla birlikte verilmekte ve R. Reagan’ın bu sözü 1980-83 seneleri arasında yakınlarına en az on kere bahsetmiş olduğu vurgulanıyordu.

Amerikalı yazar Jeffrey Archer’in “The Future 1982-1995 isimli romanı: 1982’de neşredilen bu romanda 1991’de Rusya ile ilgili bir hadise anlatılırken Mihail Gorbaçov’un başkanlığından ismen söz ediliyordu. Oysa Gorbaçov 1985’te SSCB Başkanı oluyordu. Başkan olmasından 3 sene evvel neşredilmiş bir romanda bundan nasıl bahsediliyordu? Bu şu demektir: Egemen güçlerce, SSCB Başkanı 3 sene evvelinden tespit edilebiliyordu!?

İşte bu güçler (Siyonistler), Hz. Mehdi’nin gelip bir dünya İslâm devleti kurmasının yakın olduğunu fark ediyordu. Ve bunu önlemek için de kendi hazır kuvvetlerini (ABD’yi) Ortadoğu İslâm devletlerine karşı harekete geçiriyordu. (Afganistan, Irak, Suriye ve Libya’nın işgali bu maksatla yapılıyor, özellikle Türkiye, Akdeniz ve Suriye’den kuşatılıyordu!)

En büyük bahaneleri de Müslümanların yaptığını iddia ettikleri 11 Eylül 2001 New York’taki İkiz Kulelerin ve Pentagon’un bir kısmının uçak çarpması ile yıkılması oluyordu. Halbuki çelik konstrüksiyondan inşa edilmiş 110 katlı bu binaların bir uçak çarpması ile yıkılması maddeten imkânsız olup, özel patlayıcılarla yıkılmış olabileceği yine kendi adamlarınca söyleniyordu.

Ama artık devran Allah’ın va’ad ettiği kutlu günlere doğru dönüyordu. İnsanlık tarihi boyunca şeytani zihniyetin; isyan, inkâr, haksızlık ve ahlâksızlık sisteminin en şerlisi olan Siyonizm=Deccalizm düzeni temelinden sarsılıyordu. Hz. Peygamberimizin Melheme-i Kübra (Büyük yaralanma, tarihi hesaplaşma); Batılıların ise Armageddon dedikleri kapışma, Suriye ve Akdeniz üzerinden kuşatılmaya çalışılan ŞAM diyarı (Ürdün-Fırat arası) ve Amik Ovası merkezli yaşanacak; İslam eksenli, insan endeksli ve Türkiye Merkezli bir Adil Düzen Medeniyeti mutlaka kurulacaktı.

Bu bakımdan 2020 yılı ve sonrası kutlu sırlar taşımaktaydı!

4 1 vote
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Necati AKGÜL Çevre Sağlık Uzmanı

Necati AKGÜL Çevre Sağlık Uzmanı

Abone ol
Bildir
15 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Gecenin en karanlık anı şafak sökmeden az öncedir
Sonra size tekrar ‘güç ve kuvvet sağlayıp (insanların) üzerine geri döndürmüş olacağız’, size mallar ve çocuklarla destek çıkacağız, (karşılıksız dolarla ve masonik organizasyonlarla Siyonist sömürü saltanatını kuracaksınız) ve sizin cemaat ve teşkilatınızı da (etkinleştirip) çoğaltacağız. (Örneğin, BM ve NATO gibi kuruluşları güdümünüze alıp söz sahibi olacak ve kötü amaçlarınız için kullanmaya kalkışacaksınız!..)

İşte (böyle bir durumda) şayet iyilik (ve adalet) ederseniz, kendi nefsinize (ve menfaatinize) iyilik olacaktır. Yok, eğer kötülük (ve zulüm) ederseniz, o da kendi aleyhinize (sonuçlar doğuracaktır. Ama siz maalesef yine zulüm ve kötülük yoluna sapacak, elinizdeki ve emrinizdeki imkân ve iktidarları Siyonist hayallerinizi ve şeytani niyetinizi gerçekleştirmek için korkunç bir haksızlık ve ahlâksızlık yolunda kullanacaksınız. Dünya’yı savaş ve soygun alanına çevirecek ve insanları birbirine kırdıracaksınız.) Arkasından bu sonuncu (sapkınlık ve şımarıklığınızı cezalandırma) zamanı gelince, size öyle (Mü’min ve Mücahit kullarımızı göndereceğiz ki), yüzlerinizi kötüleştirsinler (servet ve saltanatınızı yıkıp sizi dize getirsinler, yüzlerinizi yere sürdürsünler) ve ilk kez girdikleri (Buhtunnasr veya Hz. Ömer döneminde Kudüs’ü fethettikleri) gibi tekrar yine Mescid’i (Aksa’ya) girsinler ve ele geçirdikleri (hainleri, katilleri ve mel’ânet merkezlerini) mahvu perişan etsinler. (Böylece Siyonist saltanatınıza son versinler ve İsrail denen beşeriyet bünyesindeki kanser urunu kesip temizlesinler. Ey Beni İsrail, bu Allah’ın va’adi ve tehdididir ki, mutlaka yaşayacaksınız!)” (İsra: 4-7)

Karanlık dalgalar gibi fitnelerin yaygınlaşması

Hz. Peygamberimizin Melheme-i Kübra, ŞAM diyarı (Ürdün-Fırat arası) ve Amik Ovası merkezli yaşanacak; İslam eksenli, insan endeksli ve Türkiye Merkezli bir Adil Düzen Medeniyeti mutlaka kurulacaktır.
[b]Hz. İbni Abbas (RA)’dan rivayet edilen bir Hadis-i Şerif’te: “Nasıl helak olur bir ümmet ki, evvelinde Ben, sonunda Meryem oğlu İsa (AS) ve ortasında da Ehl-i Beytim’den Mehdi (AS) vardır.” buyrulmaktadır. (Ramuz-el Ehadis sh: 344 No: 7 / Milli Gazete yy.) Bu Hadis-i Şerif’ten anlaşılıyor ki: a- Mehdiyet ve Mesihiyet devrimleri ile gerçekleşecek olan büyük İslam Hâkimiyeti ve Adil Düzen Medeniyeti Hak’tır ve mutlaka yaşanacaktır. b- Yine bu Hadis’e göre Hz. Mehdi alt yapı hazırlayacak, Hz. İsa ise büyük inkılabı tamamlayacaktır.[/b]

[b]Kötü Umera’nın (Devlet Erkânı’nın) bazı vasıfları

Hz. Ebû Sülale (RA): “Yakında başınıza bazı emirler gelecek, rızıklarınıza el atacak, sizi yalanlarla avutacaklar. İş yapacaklar lâkin yaptıkları fena olacak. En fena tarafları da kötülüklerini siz güzel görmedikçe ve yalanlarını tasdik etmedikçe sizden razı olmayacaklar. O zaman (yalnız) emirlik haklarını tanıyın. Sizi de tecavüzle kendilerine uydurmaya çalıştıklarında onlarla mukatele edin. Kim bu yolda öldürülürse o şehiddir.” (Ramuz-el Ehadis sh: 300 No: 2 / Milli Gazete yy.)

Kur’an’ın anlamının ve ahkâmının kaldırılıp sadece resminin (yazısının) kalması

Hz. İbni Abbas (RA) Resulüllah’tan şöyle rivayet etmiştir: “Benden sonra ümmetimden bir kavim gelir. Kur’an’ı okur, dini ilimlerden de malumatları olur. Ancak şeytan onlara gelir: ‘Dünyalığınızı düzeltmek için (şu münafık ve din tahribatçısı) hükümete sokulsanız ya. Siz yine dininizde onlara uymazsınız.’ der. Oysa nasıl yabani çalıdan, dikenden başka bir şey alınmazsa, onlara sokulmaktan günahtan başka bir şey elde edilmez.” (Ramuz-el Ehadis sh: 303 No: 3 / Milli Gazete yy.)

[/b]

Barut Alev Almayacak
Köyümüz Konya’nın en taşra köylerinden yıl 1980ler ,tv yok radyo çok nadir kişilerin evinde var,kış akşamlarında evlerde büyükler toplanır köyle ilgili konular ve dini konulardan konuşulurdu,Geçmişten hikayeler anlatılır,Musa Emmi diye bir amca vardı,Hadimi hazretlerinden bahseder ve demiştiki gıyamet yaklaşınca barut ateş almayacak,bunu da eski çağlara dönülecek gibisisinden yorumlarlardı,fakat gün geçtikçe teknoloji ilerliyordu bu konu aklıma takılıp durmaktaydı,ta ki Erbakan hocamızı tanıyıp Ahmet hocamızın sohbetlerine katılınca anladım ki teknolojik ne kadar atom bombası füze yapmış olsalar da Erbakan hocamızın teknolojileri ile onların silahlarının patlamıyacağı geçersiz kalacağı metal virüslerle çürütüleceği veya atmış oldukları füze vb silahların yapılan icatlarla geçersiz kılınacağı kendi üslerine döneceği.Şükürler olsun

VA’ADEDEN ALLAH, HABER VEREN RESULLÜLLAH, VA’ADEDİLEN İNANANLARIN ZAFERİ; KİME VE NE İÇİN İTİRAZ EDİLMEKTEDİR?
Batı medeniyeti artık çökmek üzeredir ve bu tarihi değişim büyük bir hesaplaşma (Melheme-i Kübra) sonucu gerçekleşecek ve beklenen Adil Düzen Medeniyeti zuhur edecektir.
Peygamberimiz (SAV) haber vermiş:
a- Mehdiyet ve Mesihiyet devrimleri ile gerçekleşecek olan büyük İslam Hâkimiyeti ve Adil Düzen Medeniyeti Hak’tır ve mutlaka yaşanacaktır.
b- Hz. Mehdi alt yapı hazırlayacak, Hz. İsa ise büyük inkılabı tamamlayacaktır.
Bakınız: (Ramuz-el Ehadis sh: 344 No: 7 / Milli Gazete yy.)
Hiç şüphesiz Allah’ın va’adi Hakk’tır, her dediği mutlaka olacaktır.
Bakınız: (Fâtır Suresi: 5. Ayet)
Allah, içinizden iman edenlere ve taat, cihad, hayrü hasenât gibi salih ameller işleyenlere şunları va’ad etmiştir:
1- Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl ‘güç ve iktidar sahibi’ kıldıysa, bunları da yeryüzünde ‘güç ve iktidar sahibi’ kılacaktır.
2- Kendileri için seçip beğendiği Hakk dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak, İslami hükümleri tatbik imkânı ve iktidarı sağlayacaktır.
3- Ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirip huzura ulaştıracaktır.
Bakınız: (Nûr Suresi 55. Ayet)
“Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar çaresiz kalan, ama buna rağmen davalarından asla caymayıp sadakat ve samimiyetlerini böylece ispat edenlere cevap:
“İyi bilin ve bekleyin ki, artık Allah’ın yardımı YAKINDA erişecektir.”
Bakınız: (Bakara Suresi 214. Ayet)
Zafer gecikti diye, mü’minlerle alay ederek ve hayal peşinde gittiklerini söyleyerek: Eğer bu inanç ve iddianızda “Doğru iseniz bu söylediğiniz ve beklediğiniz fetih zafer ve adalet dönemi hani, ne zaman?” deyip duran Münkirlere ve münafıklara:
Onlara De ki: İlahi adaletin gerektirdiği ve haber verdiği bu devrim ve değişim mutlaka ve pek yakında gerçekleşmiş olacaktır.
Ne var ki O fetih ve zafer günü, daha önce zalimlerden taraf olup Hakkı inkâr edenlere, bu mutlu gelişmeleri görmeleri ve çaresiz iman etmeleri, kendilerine hiçbir yarar sağlamayacaktır.
Ve onlar kıymete alınmayacak ve kendilerine göz açtırılmayacaktır.
Bakınız: (Secde Suresi 28-29 Ayet)

İnsanlığın Kurtuluşunu Göster Ya Rabbi !
Hz. İsa (AS)’ın vasıfları ve devrindeki olaylar.

Hz. Ebû Huzeyfe (RA): “Peygamberler, baba bir ana ayrı kardeşlerdir. Dinleri de birdir. Meryem oğlu İsa (AS) da Benim kardeşimdir. Ve aramızda başka Peygamber yoktur. O, tekrar yeryüzüne gelecektir. Onu gördüğünüzde tanırsınız. Orta boylu (Mevlâna’ya göre; 1.65 boyunda), kırmızı-beyaz renkli bir zattır. Üzerinde Mısır kumaşından iki parçalı elbise vardır. Su isabet etmediği halde başında damlalar görülür. (Geldiğinde) Putu kırar, domuzu öldürür, cizyeyi kaldırır ve milletleri İslam’a davet eder. İslam’dan başka din kalmaz. Arslanlar develerle, kaplanlar sığırlarla, kurtlar koyunlarla beraber dolaşıp otlarlar. Ve çocuklar yılanlarla oynar ve hiçbiri de diğerine zarar vermezler. O kırk sene yaşayacak ve ölecektir. Cenazesini Müslümanlar kaldıracaktır.” (Ramuz-el Ehadis sh: 191 No: 5 / Milli Gazete yy.)

Hz. Ebû Hureyre (RA): “Ne mutlu İsa (AS) indikten sonraki hayata. Göğe rahmet için, arza da yeşertmek için müsaade edilir. Taş üzerine tohum ekilse biter, insanlar arasında kin ve çekememezlik olmaz. Hatta bir adam bir aslana rastlasa aslan ona dokunmaz. Yılana bassa yılan onu sokmaz.” (Ramuz-el Ehadis sh: 314 No: 2 / Milli Gazete yy.)

İbni Mace, İbni Huzeyme ve Hakîm: “İsa (AS), ümmetim arasında hükmü adil ve imanı mıksid (Dosdoğru ve dengeli hareket eden, Hakkaniyeti gözeten) olacak, salibi kıracak (Haç’a tapmayı kaldıracak); hınzırı öldürecek (domuz etini yasaklayacak), cizyeyi kaldıracak ve zekâtı almayacak, hatta koyun ve deve üzerinden bile zekât almayacak (çünkü Adil Düzen’le Devlet ve Millet çok zengin olacak). Düşmanlık ve buğzu kaldıracak ve her zehirli hayvan zehirini atacak. Öyle ki bir çocuk elini yılanın ağzına sokacak fakat yılan onu ısırmayacak. Kurt, koyunlar üzerinde sanki sürünün köpeği gibi olacak. Yeryüzü bardağın su ile dolduğu gibi selametle dolacak. Ve konuşulan tek kelime olacak; o da “Allah’tan başkasına ibadet edilmez.”

Hz. İsa Tûr-i Sina’yı ziyarette bulunacaktır

Hz. Huzeyfe b. Yeman (RA): “…O sırada İsa (AS) ve (dostları olan bazı) Müslümanlar Tur-i Sina Dağı’nda bulunurlar. Allah, İsa (AS)’a şöyle vahyeder: ‘Kullarımı Tur Dağı ve Eyle etrafında (iman ve Kur’an şuuruyla) muhafaza et.’ Sonra İsa (AS) Tur-i Sina’da ellerini semaya kaldırıp dua eder. Yanındaki mü’minler de ‘amin’ derler. Bunun üzerine (sonraki süreçte Allah Hz. İsa’ya zafer yollarını açıp Deccalizmi-Siyonizmi devirir) Allah Ye’cüc ve Me’cüc’ün üzerlerine ‘hagef’ denen ve insanların burnundan giren kurtçukları gönderir. (Bu kurtçuklar özellikle Çin’de çıkıp yayılan, solunum yoluyla bulaşıp akciğerleri kurutan Korona Virüsüne çok benzemektedir.) Bu kurtçuklar onları Şam’dan Şark’a kadar sarar ve böylece Ye’cüc ile Mec’üc’ün (yani zalim Siyonizm’in ve Deccalizm’in askerlerinin ve emperyalist ülkelerin hainlerinin) hepsi ölürler. Öyle ki, onların cifelerinden yeryüzü kokuşuverir. O zaman Allah, göğe emreder. Ve gökten kırbadan boşanırcasına yağmur yağar, onların cife ve kokularından arzı yıkayıp temizler. İşte ondan sonra güneşin garpten doğma vakti gelir.” (Ramuz-el Ehadis sh: 160 No: 9 / Milli Gazete yy.)

Hz. İsa’nın Gelişini Yahudi ve Hristiyanlar Yanlış Yorumlamışlardır!

ABD’de 105 bin kilisenin (Evangelist) başkanı olan J. Falwell (ki R. Reagan’ın yakınlarından idi) tarafından yazılmış “Armageddon ve Rusya ile gelecek harp” isimli risalede Rusya ile Hz. İsa arasında Ortadoğu’da bir savaş olacağını ve bu savaşta Rus askerlerinin çoğunun öldürüleceğinden bahsediliyordu. Ve ondan sonra da Armageddon savaşı gelecek diyordu. (Bu sözler R.E. 298.1 Melheme-i Kübra hadisindeki 1. gazayı hatırlatıyordu!)

***Önemli konular içeren yazılarından dolayı yazarımıza ve emeği gecen abilerimize sonsuz tesekkürlerimizi arz ederiz..
Allah CC bu mu kutlu ve mutlu günleri görmeyi asip eylesin…Amin

Mazereti insanın kendisine söylediği en büyük yalandır.
Müslüman mükellef insandır. Yeryüzünde zulüm kalmayıncaya kadar mücadele etmekle mükelleftir(Bakara: 193) Din Allah’ın oluncaya kadar mücahede etmekle mükelleftir. (Enfal: 29) Bu sorumluluklarını kuşanmak istemeyenler ise yan çizmek için bahaneler üretip durur, cehaletlerine mazeret kılıfı geçirirler.

Gelelim “gayb”e…

Hz. Rasulullah Efendimizin; İstanbul’un Fethi’ni müjdeleyen Hadis-i Şerif’teki müjdelenen kimselerden olmak için, Müslümanlar tarih boyunca 28 kez İstanbul’u kuşatmışlardır. 28 kez kuşatanlar için İstanbul’un fethi gayb idi. Evet. Ama zaten Müslümanlar da gaybe iman ederler. (Bakara: 3)

İstanbul’u fetheden ise, onu 29. kez kuşatan Fatih Sultan Han olmuştur. Önceki 28 kuşatmada cihad edip yaralanalar ve şehit düşenler, “Gaybı Allah bilir, biz ne bilelim, zaten bizden önce kimler kimler kuşatmadı ki, fetih de pek mümkün gözükmüyor bu şartlarda” demişler midir?

Mesela 90 yaşında kuşatmada şehit düşen Eyub el Ensari Hz.leri de böyle düşünse idi, bugün İstanbul’un ve gönüllerin manevi fatihi olur muydu?

Gaybı Allah bilir, diyerek, Allah’ın ayetlerini ve Rasulullah’ın müjdelerini görmezden mi gelelim, boş mu verelim? Ne yapalım?..

Zaten İslam âleminin yüzyıllardır zulüm altında inim inim inlemeleri, bu boşvermişlikten dolayı değil midir?

Mehdi Beklentisi
Mehdiyet ile ilgili cok karmasik fikirler var.Hicri 1444 yili isaret ediliyor.
Ayaklari yere basan fikirleri bir araya topladigimizda
Mehdinin Turkiye ve Milli Gorus ile bir baglantisinin olmasi gerektigi ve su anda 40 li yaslarin biraz uzerinde olacagi ortaya cikiyor. Mevcut AKP iktidari ve CB hukumet sisteminin yaptigi tahribatlar ancak Mehdinin kuracagi bir iktidar tarafindan duzeltilebilecegi asikardir. Rivayetlerde mehdinin gorevi kabul etmeyecegi, ama biat ile onu bu goreve zorlayacaklari dusunuldugunde 2023 icerisinde Mehdiyi Turkiyeyi yoneten dolayisi ile de Yeni Bir Dunyayi kuracak bir lideri GORECEGIZ gibi duruyor. En dogrusunu Allah bilir.

Milli Çözüm ; hem Adil Bir Düzen devrimini, yeni bir dünya medeniyetini… Hem de sonsuz ve kusursuz bir cennet özlemini sürekli diri tutarak, gerçek mutluluk anahtarlarını… Onurlu ve huzurlu yaşama sırlarını ruhlara şırınga etmektedir.
[quote name=”Erdi Yeşilyurt”]İnsanlık tarihi boyunca kurtarıcı beklentisi hep olmuştur. Bu çok doğal ve anlaşılır bir durum. Ama her dönemde o dönemin ileri gelenleri toplumları bu yönde mutlandırmış, fakat süreç farklı bir şekil almıştır. Yani gaybı Allah bilir. Allah ne zaman murad etmişse o zaman gerçekleşecek. Ve dünya şu konjüktürde soğuk savaş psikolojisiyle hamlelerin yapıldığı ortamda sıcak savaşa girilmez durumu çokta yakın görünmüyor. Olsa bile uzun yıllar sonra olabilir gibi bir yaklaşım var.[/quote]

__________________________________________

Gelecekle ilgili; olumlu, onurlu ve kutlu bir gayesi… Ve bu yönde bir gayreti… Ve erişeceği o kutlu dönemle ilgili projeleri olmayan kişiler “Meyyit-i-müteharrike = Yürüyen cenaze”dir. Uğruna yaşayacağı ve savaşacağı… O yolda sıkıntı ve sarsıntılara katlanacağı bir gelecek umudu taşımayanlar, ölü değil de nedir?

Bütün huzursuzlukların, depresyonların, bunalımların, hatta intiharların altında “Gelecek ümidini ve yaşama gayesini yitirmek” olduğu tespit edilmiştir. İnsanı pasifleştiren, hayata küstüren ve ruhsuz bir robot haline getiren; işte bu “Kutlu gayelerini ve gelecek projelerini” kaybetmeleridir.

[b]Milli Çözüm ; hem Adil Bir Düzen devrimini, yeni bir dünya medeniyetini… Hem de sonsuz ve kusursuz bir cennet özlemini sürekli diri tutarak, gerçek mutluluk anahtarlarını… Onurlu ve huzurlu yaşama sırlarını ruhlara şırınga etmektedir.[/b]
Çünkü ümit imanın canıdır ve başarının sırrıdır.

[u][b]ÂL-İ İMRAN SURESİ 55. AYET[/b][/u]
Hani Allah, buyurmuştu ki: “Ey İsa, doğrusu Ben senin (dünya) hayatına (şimdilik) son vereceğim, seni (insanların erişemeyeceği şekilde onlardan uzaklaştırıp) Kendime yükselteceğim, seni kâfirlerin (ithamlarından) temizleyeceğim ve (yeniden yeryüzünde zuhur edip Deccalizm’le mücadelende) sana uyanları (zafere eriştireceğim ve) kıyamete kadar inkâra sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedip (yargılayacağım).” [Not: Ayetteki “müteveffike” kelimesi, öldürmek değil, Âl-i İmrân 153. ayetindeki “mafateküm=sizden uzaklaştırdığımız” kelimesiyle aynı anlamda kullanılmıştır. Yani hadislerde de belirttiği gibi, Hz. İsa (AS) sağ olarak göklere kaldırılmıştır ve ahir zamanda geri gelmesi Hakk’tır.]

Sn Yeşilyurt’a – Gayb Bilgisi Nedir?
[quote name=”Erdi Yeşilyurt”]İnsanlık tarihi boyunca kurtarıcı beklentisi hep olmuştur. Bu çok doğal ve anlaşılır bir durum. Ama her dönemde o dönemin ileri gelenleri toplumları bu yönde mutlandırmış, fakat süreç farklı bir şekil almıştır. Yani gaybı Allah bilir. Allah ne zaman murad etmişse o zaman gerçekleşecek. Ve dünya şu konjüktürde soğuk savaş psikolojisiyle hamlelerin yapıldığı ortamda sıcak savaşa girilmez durumu çokta yakın görünmüyor. Olsa bile uzun yıllar sonra olabilir gibi bir yaklaşım var.[/quote]

Sn Yeşilyurt,
Doğrular tezatlarla var olmaz. Cenabı Hakkın kuvvet ve kudretini anlamak bir yana, şu mevcut şartları bile yorumlamak noktasındaki zaafınız şaşırtıcı maalesef. Önce tarih boyunca hep beklenen bir durumu, hem de Peygamber Efendimiz haber vermişken biz neden beklemeyelim. İkincisi, kimse savaş olsun beklentisinde değil ancak yaşanan bunca savaşların hangi sebeplerle ortaya çıktığını, süreç için neye ihtiyaç duyulduğunu sırf Ukrayna-Rusya savaşında görmüş olmanız lazımdı. Bunu göremeden bile nasıl tam tabirini bile bilmeden “soğuk savaş” diyorsunuz. (Not olarak iletmekte fayda var: soğuk savaş dönemi 2. Dünya Savaşı sonrası başlayıp, SSCB yıkılışına kadar geçen süre olarak – 1947/1991- tanımlanır. Günümüz savaşlarına vekalet savaşları ismi verilmektedir.) en sonda da gaybı Allah bilir deyip, yok öyle bir şey demeye getiriyorsunuz. Oysa gayb, tanım olarak; yok olan demek değildir. Gayb var olan ve varlığı eserleriyle belli olan demektir. Bu haberler ve günümüzde yaşananlar gayb kavramının tanımı gereği bunca eseri gören akıl sahiplerine işaretler verdiği için bizler de bu değerlendirmelere katılıyoruz ve bu haberleri okudukça moral bulup ümitleniyoruz.

Erdi Yeşilyurt beye…
1- İnsanlık tarihi boyunca kurtarıcı beklentisi hep olmuş ve Allah’ın elçileriyle birlikte zafer gelmiştir.

2- Sizin bahsettiğiniz tarihi kimler yazıyor bilmiyoruz fakat makale; Ayet ve hadislerin işaret ettiklerini aktarıyor. Yani gerçek tarihten haber veriyor.

3- Ben Siyonist’im diyen ABD Başkanı Joe Biden; dünyada nükleer savaş riskinin 1962 Küba Füze Krizi’nden beri en yüksek seviyede olduğunu belirterek, “Kennedy ve Küba Füze Krizinden bu yana Armageddon ihtimaliyle karşı karşıya kalmamıştık. Putin’in tehdidi gerçek, çünkü ordusu önemli ölçüde düşük performans gösterdi” dedi.

4- BOP projesinin son aşamasına gelindiği ve ülkemizin etrafının kuşatıldığını ortaokul seviyesinde ki çocuklar bile biliyor.

5- Bu gerçekleri anlayabilmek için; ülkemizde öğretilen değil gerçek tarihi bilmek, akıl ve vicdan sahibi olmak gerekiyor.

”EY MİLYONLAR Allah aşkına, ne olursunuz bir defa benim ne demek istediğimi şu siyonizmden önce siz anlayın yahu, siz anlayın!” Erbakan hocamızın buyurduğu gibi siyonizm bu gerçekleri biliyor ve savaşa hazırlanıyor. – Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN

Şimdi önümüzde iki seçenek kalıyor:

– Gayesiz ve gayretsiz cahil kimse bu gerçeklerden habersizdir. Kulaktan duyma şeylere inanıyordur.

– Bu gerçekleri okuyup anlayıp itiraz edenler ise; Bakara suresinin 7. ayetinin mealinde buyurduğu gibi: Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlenmiş ve gözlerinin üzerine perde çekmiştir.

Sonuç olarak hakka taraf olmadan ve batılı tanımadan, siyonizm’in hedeflerini bilme ferasetine sahip olmazsak;
TV kanallarına çıkan sahte şeyhlerin, yalancı tarihçilerin ve yandaş stratejistlerin yaklaşımlarını gerçek zannederiz…

ERDİ YEŞİLYURT’A…
Erdi Yeşilyurt
Düşmanlar müslümanların en çaresiz zamanlarda nasıl mücadele ettiklerini, nasıl destanlar yazdıklarını araştırmış Mehdiyyet müjdesine inanarak kazandıklarını tesbit etmişlerdir.
Allah’ın elçileri hakikati tebliğ ve uygulamakla yükümlüdür. Buna genel olarak cihat denir. Ve bu hakikate hemen olacakmış gibi inanır, peygamber sözüne itibar ederler. Aynen sahabeler gibi. Bu nasıl bir inanç ki sahabeyi 1450 yıl önce heyecanlandırıyor da her türlü alametiyle aşikar olduğu, düşmanların bile açıkça ilan ettiği halde sizde hiç bir şey yapmıyor?
Farzet bu hakikat yarın gerçekleşecek hazırlığın varsa mücadele eder kazanırsın. Hem dünyanı hem ahretini.
Yoksa nelerini peşinen kaybedersin söyleyeyim.
Vatanını
Dinini
Onurunu
Namusunu…

Sen bir daha düşün istersen…

Tarih boyu bu tür beklentiler olmuştur
İnsanlık tarihi boyunca kurtarıcı beklentisi hep olmuştur. Bu çok doğal ve anlaşılır bir durum. Ama her dönemde o dönemin ileri gelenleri toplumları bu yönde mutlandırmış, fakat süreç farklı bir şekil almıştır. Yani gaybı Allah bilir. Allah ne zaman murad etmişse o zaman gerçekleşecek. Ve dünya şu konjüktürde soğuk savaş psikolojisiyle hamlelerin yapıldığı ortamda sıcak savaşa girilmez durumu çokta yakın görünmüyor. Olsa bile uzun yıllar sonra olabilir gibi bir yaklaşım var.

BÜYÜTEÇ TUTTUK…
Bütün bu hakikatler yaşadığımız bu günleri açıkça gösterirken…
En büyük ve asıl telaş da “HZ Mehdi ve HZ İsa gelecek fakat o zaman bu zaman değil”diye feveran eden “Davut Yıldızlı” sahte şeyhlerin kıyametinin arefesi miydi?
Cübbeli Ahmet yakın zamanda, Ahmet Hakanın bir programında Deccalin bir adada olduğu ve şu an yaşadığından bahsederken; Mehdinin şimdi değil, belki sonraki kuşakların onu görebileceğini iddia etmişti. Acaba Cübbeli Mehdiyyetle-Deccalin aynı dönemde geleceğini bilmeyen bir cahil mi, yoksa Hz Mehdi ve Hz Mesih’in etrafını boşaltmak için özel görevli, din kisveli 100 lerce milyonluk tesbih koleksiyonlu bir görevli miydi?

ZAFER ZAHİR OLACAK!..
14:45
Siz, kendi nefislerine zulmedenlerin yerleştikleri mevkilerde oturmuş (ve iktidar sahibi olmuş)tunuz. (Hakk’tan saptıkları için) Onlara ne yaptığımız (ve nasıl davrandığımız) da size açıklanmıştı ve size örnekler de aktarmıştık. (Ama siz ibret almamıştınız.)
14:46
Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatacak (derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa da, Allah katında kesinlikle onları (boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.)
14:47
Sakın ha, Allah’ı; elçilerine (ve Hakk davetçilerine) verdiği sözden (ve zafer va’adinden) dönecek sanma(yın). Gerçekten Allah Azîz’dir, İntikam sahibidir. (Ey zalimler ve hainler, sizin de zulüm ve hıyanetlerinizin hesabını soracak, saltanatınızı yıkacaktır.)”
İBRAHİM SURESİ 45-46-47

Hakkın müjdelediği, elbet zahir olacak
Melheme-i Kübra’da,Hak batılı kovuyor
Hakka özün başlayan,lutfuyla kurtulacak
Ey Can elin çabuk tut,nefesler tükeniyor!..

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
15
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...