CAHİL VE GAFİL, NE BİLSİN!
Ne tatlı bir bela imiş, aşkının zevkine düşmek
Hasretinle seherlerde, ağlamayanlar ne bilsin!
Hayatının pahasına, cihadın şevkine düşmek
Yâr yolunda yaralanıp, sağalmayanlar ne bilsin!
Sen Aziz’sin ben acizim, kusurumla mahcub oldum
Zulmet; keder gafletimmiş, huzurunla sürur buldum
Her zerrede tecellinle, zuhurunla şuur buldum
Mevcudatla zikre düşüp, çağlamayanlar ne bilsin!
Bir noktadan milyar âlem, alâmet-i fârikadır
Her şey kudret eserindir, san’atın ne harikadır
Müşrik, “süper güç” sanıyor, taptığı Amerika’dır
Ahed Samed sohbetine, çağrılmayanlar ne bilsin!
Hak dostu; zalime çetin, mü’minlere kibar imiş
Münafıkların maksudu; mal makam itibar imiş
Çam sakızı onlarca yıl, toprakta kehribar imiş
Kalbin rıza kapısına, bağlamayanlar ne bilsin!
Bela bilenmek içindir, hangi imtihan sorunsuz
“Hayat; iman ve cihattır”, mü’min olur mu sorumsuz
Kitap Sünnet dayanağım, Onsuz yaşam ne onursuz
“Huu”suz hava ciğerini, cağlamayanlar ne bilsin!
Şirk ve şekavet kirini, gözyaşlarıyla yuyarak
Buyruk: “Fefirrû ilellah”1, dost çağrısını duyarak
Ol; “Fektülû enfüseküm”2, Hak hitabına uyarak
Benlik idam sicimini, yağlamayanlar ne bilsin!
1- “(Fani ve fena şeyleri bırakıp) Allah’a kaçıp (sığının)!” (Zâriyât: 50)
2- “Nefislerinizi öldürünüz!” (Bakara: 54)

Ne tatlı bir bela imiş, aşkının zevkine düşmek
Hasretinle seherlerde, ağlamayanlar ne bilsin!
Hayatının pahasına, cihadın şevkine düşmek
Yâr yolunda yaralanıp, sağalmayanlar ne bilsin!
Hani diyorya şair derdim bana derman imiş, ama derdine derman arayanmı varki derman bula…
Yâr yolunda yaralanıp, sağalmayanlar ne bilsin!
Mevcudatla zikre düşüp, çağlamayanlar ne bilsin!
Ahed Samed sohbetine, çağrılmayanlar ne bilsin!
Kalbin rıza kapısına, bağlamayanlar ne bilsin!
“Huu”suz hava ciğerini, cağlamayanlar ne bilsin!
Benlik idam sicimini, yağlamayanlar ne bilsin!
Hasılı bilmiyoruz, bilmediğimizi de bilmiyoruz ama yine de haddimizi aşıyoruz….
Milli Çözüm sadece hastalıkları teşhis edip bırakmaz, reçeteyi de yazar. İşte reçetemiz; şiirde vurgulanan Zariyat 50 ve Bakara 54 ayetleri gereği Allah’a sığınıp, nefislerimizi öldürmenin yollarına başvurmaktır.
Çünkü Allah’a sığınmadan ve nefsimizi aşmadan bu kapılar bize herzaman kapalı kalacak ve içeriyi göremediğimiz için zan ve vesvese ile içeriyi tasvir etmeye çalışacağız ve tabi bu hiçbir zaman hakikat olmayacaktır.
Şirk ve şekavet kirini, gözyaşlarıyla yuyarak
Buyruk: “Fefirrû ilellah”1, dost çağrısını duyarak
Ol; “Fektülû enfüseküm”2, Hak hitabına uyarak
Benlik idam sicimini, yağlamayanlar ne bilsin!
1- “(Fani ve fena şeyleri bırakıp) Allah’a kaçıp (sığının)!” (Zâriyât: 50)
2- “Nefislerinizi öldürünüz!” (Bakara: 54)
Benlik idam sicimini, yağlamayanlar ne bilsin!
Bilemezsin Yalçın tabiki.
Namazda gözü olmayanın, ezanda kulağı olmaz derler.
Yazıklar olsun ey nefsim sana.
Bunca nimet içindesin, halini şiir ayna tutmuş sana.
Ders çıkar yarınlara…
Bela bilenmek içindir, hangi imtihan sorunsuz
“Hayat; iman ve cihattır”, mü’min olur mu sorumsuz
Kitap Sünnet dayanağım, Onsuz yaşam ne onursuz
“Huu”suz hava ciğerini, cağlamayanlar ne bilsin!
Şirk ve şekavet kirini, gözyaşlarıyla yuyarak
Buyruk: “Fefirrû ilellah”1, dost çağrısını duyarak
Ol; “Fektülû enfüseküm”2, Hak hitabına uyarak
Benlik idam sicimini, yağlamayanlar ne bilsin!
1- “(Fani ve fena şeyleri bırakıp) Allah’a kaçıp (sığının)!” (Zâriyât: 50)
2- “Nefislerinizi öldürünüz!” (Bakara: 54)
Şirk ve şekavet kirini, gözyaşlarıyla yuyarak
Buyruk: “Fefirrû ilellah”, dost çağrısını duyarak
Ol; “Fektülû enfüseküm”, Hak hitabına uyarak
Benlik idam sicimini, yağlamayanlar ne bilsin!
Bela bilenmek içindir, hangi imtihan sorunsuz
“Hayat; iman ve cihattır”, mü’min olur mu sorumsuz
Kitap Sünnet dayanağım, Onsuz yaşam ne onursuz
“Huu”suz hava ciğerini, cağlamayanlar ne bilsin!
Ya Rabbi,
Milli Çözüm ile bizleri çağırdığın “Ahed, Samed” sohbetinden istifade edebilen kullarından eyle bizi. Bu kapıdan ayırma Allah’ım… Amin
Müşrik, “süper güç” sanıyor, taptığı Amerika’dır
Ahed Samed sohbetine, çağrılmayanlar ne bilsin!
Şairin burada koyduğu vizyon gerçekten çok etkileyici. Benim şahsen kavradığım mana şudur ki; süper güç sanılarak Amerikaya ve güç odaklarına tapınmanın, onların yenilmez olduğunu düşünmenin insanın hidayetine en büyük zararlardan birisini verdiği, bu düşünce yapısının insanı gerçek manada hakka kul olmaktan ve onun her şeye güç yetirdiğine iman etmekten uzaklaştırdığını söylemektedir.
İki satırla ve çok lezzetli bir dille ciltlerce kitabın anlatacağı anlam ifade edilmiştir.
Ne tatlı bir bela imiş, aşkının zevkine düşmek
Hasretinle seherlerde, ağlamayanlar ne bilsin!
Hayatının pahasına, cihadın şevkine düşmek
Yâr yolunda yaralanıp, sağalmayanlar ne bilsin!
Sen Aziz’sin ben acizim, kusurumla mahcub oldum
Zulmet; keder gafletimmiş, huzurunla sürur buldum
Her zerrede tecellinle, zuhurunla şuur buldum
Mevcudatla zikre düşüp, çağlamayanlar ne bilsin!
Amma gaflete daldım, hakkıyla aramadım…
Olgunlaşmak üzere, kendimi yoramadım…
Dosta nasıl varılır, yolların soramadım…
Fani dünyaya kandım, Maksuda varamadım…
Allah için verdiğim, sözlerde duramadım…
Ben gevşek davranınca, Deccal’i vuramadım…
Zalimlerle çarpışıp, şer safın yaramadım…
Halka huzur sağlayan, Hak Düzen kuramadım…
Mazlumu döven hain, kolunu kıramadım…
Şu Aziz Milletimi, şefkatle saramadım…
Bana sonsuz ne lazım, bilgisin taramadım…
🇹🇷
Bela bilenmek içindir, hangi imtihan sorunsuz
“Hayat; iman ve cihattır”, mü’min olur mu sorumsuz
Kitap Sünnet dayanağım, Onsuz yaşam ne onursuz
“Huu”suz hava ciğerini, cağlamayanlar ne bilsin!l
İlimsiz ve şuursuz yapacağın ibadette, sana anlayış kazandırmayacak ilimde, ve seni tefekküre sürüklemeyecek Kur’an tilavetinde hayır yoktur.
Bakıyorum, hepinizin ya dilinde, ya zihninde sürekli şikâyet, şikâyet, şikâyet!.. Anlam veremiyorum. Neyin şikâyeti bu? Neyi şikâyet ediyorsunuz? Kimi şikâyet ediyorsunuz? Kime şikâyet ediyorsunuz? Hz. Âdem gibi iki yüz yıl başın secdede, göz yaşı içinde tevbe mi ettin? Hz. İbrahim gibi uzaydan bile görünür büyüklükteki ateşe mi atıldın? Hz. Ali gibi sırtından mı bıçaklandın? Hz. Hüseyin gibi başını gövdenden mi ayırdılar? Aleyhisselâtü Vesselam Efendimiz gibi taşlandın mı? Sen, Hak davada olmanın diyeti olarak ne verdin, nelerini harcadın? Kendinden şikâyet etmeden önce, Bizimle oluşuna, Hak davada nefer oluşuna şükret! Şükürsüzlük, elinizdeki nimetlerin alınmasına sebeptir! Eğer fedakârlık gibi gördüğün hareketlerin hesabını tutarsan, bu davayı yürütemezsin!
Sen Aziz’sin ben acizim, kusurumla mahcub oldum
Zulmet; keder gafletimmiş, huzurunla sürur buldum
Her zerrede tecellinle, zuhurunla şuur buldum
Mevcudatla zikre düşüp, çağlamayanlar ne bilsin!
Ne tatlı bir bela imiş, aşkının zevkine düşmek
Hasretinle seherlerde, ağlamayanlar ne bilsin!
Hayatının pahasına, cihadın şevkine düşmek
Yâr yolunda yaralanıp, sağalmayanlar ne bilsin!
Rabbim bilenlerden eylesin…
Rabbim bizleri de Hak Dostlarından olabilmeyi nasip eylesin Amin.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَسْـَٔلُوا عَنْ اَشْيَٓاءَ اِنْ تُبْدَ لَكُمْ تَسُؤْكُمْۚ وَاِنْ تَسْـَٔلُوا عَنْهَا ح۪ينَ يُنَزَّلُ الْقُرْاٰنُ تُبْدَ لَكُمْۜ عَفَا اللّٰهُ عَنْهَاۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ حَل۪يمٌ
Ey iman edenler, size açıklandığında, sizi üzecek (kötü ve çekilmez gelecek) şeyleri (gereksiz yere)sorup durmayın; Kur’an indirildiği (ve meali okunuverdiği) zaman sorarsanız, size (gereken)açıklama yapılır. (Halbuki siz sormasaydınız)Allah onu affedip (bırakmıştı). Allah Bağışlayandır, (kullara) yumuşak olan (Halim)dir.
قَدْ سَاَلَهَا قَوْمٌ مِنْ قَبْلِكُمْ ثُمَّ اَصْبَحُوا بِهَا كَافِر۪ينَ
Sizden önce bir topluluk da onu (gereksiz bir konuyu, samimiyetsiz bir merakla) sormuştu da, sonra (açıklanan hükümler ağır geldiği için inkâr edip) kâfirler olup gitmişlerdi.
Maide suresi 101 ve 102.
“Hayat; iman ve cihattır”, mü’min olur mu sorumsuz
“Hayat; iman ve cihaddır”… Cihadsız hayat, memattır (ölümdür). Cihadsız insanlar, meyyiti müteharrike (yürüyen cenazeler)den farksızdır… Gayesiz ve gayretsiz insan sadece et ve kemik yığınıdır… Davasız ve duygusuz insan… Dertsiz ve düşüncesiz insan… İnsanlığın yüz karasıdır. Zulümden nefret etmeyen, mazluma merhamet etmeyen, din için gayret etmeyen ve haksızlıklara karşı direnmeyen, hatta doğruları konuşmaya bile cesaret edemeyen kimseler; gerçek ve olgun insan olamazsa, ya mazluma zahmet edenler, ya zalime destek verenler, ya insanların haklarını çiğneyenler bilmem ki ne sayılacaktır?
Sen Aziz’sin ben acizim, kusurumla mahcub oldum
Zulmet; keder gafletimmiş, huzurunla sürur buldum
Her zerrede tecellinle, zuhurunla şuur buldum
Mevcudatla zikre düşüp, çağlamayanlar ne bilsin!
Sen Aziz’sin ben acizim, kusurumla mahcub oldum
Zulmet; keder gafletimmiş, huzurunla sürur buldum
Her zerrede tecellinle, zuhurunla şuur buldum
Mevcudatla zikre düşüp, çağlamayanlar ne bilsin