EYVAH!..
Bir zaman gafletle, hevâya taptım
Nefsimin gözünü, oyamadım ki…
Herkese tebligat, nasihat yaptım
Eyvah ki kendim tam, uyamadım ki…
Hidayet ve himmet, en büyük kârmış
Sadık yüzü güler, özü yanarmış
Gerçekte insana, Mevlâ’sı yârmış
Yolunda canıma, kıyamadım ki…
Yanlış lafa daldım, haram dişledim
Nice gönül yıktım, günah işledim
Ne halt etti isem, çoğun fişledim
Yine de hepsini, sayamadım ki…
Tutup yenemedim, öfke ğadabı
Yüzüp geçemedim, nefsî girdabı
Doğru bilemedim, usul adabı
Hep yerli yerine, koyamadım ki…
Boş karton kutudan, olmazmış kayık
Ayran yağ ayrılmaz, dövmezse yayık
Kendim ıslah edip, kulluğa layık
Sıbğatullah renge, boyanmadım ki…
İftar açılır mı, haram aşıyla
Hiç dost olunur mu, nifak başıyla
Vicdan kazanında, has gözyaşıyla
Günahım kirini, yuyamadım ki…
Bir Sultan tanıdım, yüzü nuranî
Âşık oldum san ki, Veysel Karani
Yolu cihat idi, hali Kur’anî
Bakıp seyretmeye, doyamadım ki…
Nefisler arzular, balı kaymağı
Arifler ayırır, kabuk kıynağı1
Ne sırlar söyledi, hikmet kaynağı
Gönül kulağıyla, duyamadım ki…
Haram günah takmaz, bil ki merkeptir
Gafil cahil karnı, san ki merektir2
Arifana yemişin, içi gerektir
Cevizin kabuğun, soyamadım ki…
1- Kıynak: Ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişlerin içi, yenen kısmı.
2- Merek: Saman ve hayvan yemi saklanan yer.

Edep…
Edeb bir taç imiş,Nur-i Hüda’dan
Giy ol tacı, emin ol her beladan…
Edep hakkıyla olmazsa, ne nefis terbiye edilebilir, ne hikmet görülebilir, ne ilim hayata yansıyabilir, ne de kulluk makamına yükselinebilir…
Bu şiirden bu dersi edindim. Rabbim hakkıyla ders edinenlerden eylesin. Amin.
Nefis terbiye süreci
Şiirde nefsin terbiye sürecinde nasıl davranmamız gerektiği veciz bir şekilde ifade edilmektedir. Bir de bu terbiye sürecinde cihad sürecinde başımızda bulunan zatın sözlerinin hikmetlerini idrak etme açısından da önemine değinilmiştir. Nefis terbiye sürecinin idrakimizin gelişmesi açısından sağladığı faydaların en başında Kur’an mealini okuma anlama konusu gelmektedir ki Vakıa suresi 77, 78 ve 79. ayetlerde
Elbette ve kesinlikle bu, (gerçekleri ve görevlerinizi bildiren, değerli ve dengeli) bir Kur’an-ı Kerim’dir.
Saklanmış-korunmuş bir Kitap’ta (Levh-i Mahfuz’da yazılı ve kayıtlı bir hakikattir).
Ki Ona (Kur’an’a) temizlenip arınmış olanlardan başkası temas kuramaz. (Gusülsüz ve abdestsiz dokunamaz.) [Bu ayetle; maddi ve manevi kirlerden, şehvani ve şeytani fikirlerden kurtulamayanların, Onun hakikatine ulaşamayacağı ve Kur’an’ın mesajını kavrayamayacağı da ikaz edilmektedir.] buyrulmaktadır.
Gerçekte İnsana, Mevlâ’sı Yârmış
Hidayet ve himmet, en büyük kârmış
Sadık yüzü güler, özü yanarmış
Gerçekte insana, Mevlâ’sı yârmış
Yolunda canıma, kıyamadım ki…
Allah bizleri hidayete ve himmetine eriştirdiği kulları arasına koysun, onun yârı eylesin inşallah
Allah bizi nefsini yenip istikamet üzere olanlardan eylesin. Amin
Tutup yenemedim, öfke ğadabı
Yüzüp geçemedim, nefsî girdabı
Doğru bilemedim, usul adabı
Hep yerli yerine, koyamadım ki…
Her bir İnsana hitap eden şiir
Müslümana Hıristiyan her din mensubuna, aleviye sünniye, hanefi şafiye her mezheb mensubuna, Türke Kürde Çerkeze her ırka mensup olana… herbir insanoğluna hitap eden, ders veren, öğüt nasihat içeren ve hayatına rehberlerlik edecek hikmetler barındıran bir şiir. Hissemize düşün dersleri çıkarma ve hayatımıza uygulama duasıyla…
TUTARSIZ GÖNLÜM
Ölüm yaklaşıyor, gafil gezersin
Hep de başkasında, kusur sezersin
Kulluktan takvadan, çabuk bezersin
İslam’a topluma, yararsız gönlüm…
Eyvah dememek için zamanımızın Sağlam Rehberini ve Bilge Şahsiyetini arayan bulan tâbi ve taraf olan ve itaatini sadakatini gösterenlerden olmamızı lütfeylesin Rabbimiz!..
Saygıdeğer yazarımıza teşekkür ediyorum. Rabbim bu son derece yüksek bir hikmetle ve ferasetle kaleme alınan ciltlerle ifade edilebilecekleri, dünya imtihanından geçerli ve yeterli puanı kazanabilmek için şiirden ders çıkaran gereğini yerine getirme uğrunda gayret ve çabasını gösterenlerden olmamızı lütfeylesin.. Allah’a Resulullah’a ve Mevlana Hz.lerinin ifadesiyle Asrın Muhammedine, Aziz Erbakan Hocamıza tâbi ve taraf olan aynı zamanda O’na itaati ve sadakati konusundaki örnek şuur ve teslimiyeti göz kamaştıran yüksek bir iman ve feraset örneğini gösteren, tüm insanlığın saadeti için Rehberlik ve Bilgelik konusunda insanlığı aydınlatan Milli Çözüm’e teşekkür ediyorum.
[b]İftar açılır mı, haram aşıyla
Hiç dost olunur mu, nifak başıyla
Vicdan kazanında, has gözyaşıyla
Günahım kirini, yuyamadım ki…[/b]
Şiirin bu dörtlüğünden , Hakkın hatırını, halkın memnuniyetini kazanabilmenin yolunun, önce dost ve örnek alınabilecek, “EYVAHI” dememek için bütün azmini sarfeden Kur’an’ı önceleyen, Efendimiz (SAV)’e sadakatı ve Aziz Erbakan Hocamızın öğretilerine ve müjdelerini esas alan Rehber Şahsiyete tâbi ve taraf olmak ve gereğini yerine getirme yolundaki ihlaslı ve samimi gayretlerin çabaların bu dünya hayatında EYVAH DEMEMİZİ AZALTACAK UNSURLARIN başında geldiğini çıkarıyoruz. Rabbim son nefesimizde EYVAH diyenlerden muhafaza buyursun… Amin.
[u][b]FURKAN SURESİ 27. AYET[/b][/u]
Zalim (ve kâfir) olan kimse(ler) o gün; ellerini (hınçla) ısırarak: “Ah keşke, (ne olaydı, dünyada Hakk) elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım (da bugün cehenneme atılmasaydım)” diyeceklerdir.
( Kaynak: [b]www.mealikerim.com[/b])
Hu
Şu fani dünyada ne nimetler gördüm
En büyük nimet ,hakikat yolunda olmakmış
Günahlarım nefsime pranga olmuş
Bir türlü söküp atamadım ki…
Gerçekten kulluk yapamadım ki…
Yola çıkmaya niyet alamadın ki
Korkak tırsaktır ama şehadet ister
Tembel gafildir ama alimlik ister
Mışıl mışıl uyur ama zahitlik ister
Yola çıkmaya niyet alamadın ki
Hiç Sakınmadınki
Hak yolda değilsen, gittiğin küfür
Ey nefsim önce kendi yüzen tükür
Verilen nimete etmezsen şükür
Nankör olmaktan hiç sakınmadın ki
Rabbim bizleri cevizin kabuğunu soyabilenlerden ariflerden eylesin inşallah
Bir zaman gafletle, hevâya taptım
Nefsimin gözünü, oyamadım ki…
Herkese tebligat, nasihat yaptım
Eyvah ki kendim tam, uyamadım ki…
Tutup yenemedim, öfke ğadabı
Yüzüp geçemedim, nefsî girdabı
Doğru bilemedim, usul adabı
Hep yerli yerine, koyamadım ki…
Spot Mısralar…
“…boş karton kutudan, olmazmış kayık
Ayran yağ ayrılmaz, dövmezse yayık…”
dizelerinde vurgulanan “iyi-doğru-adil-faydalı-güzel” için yorulmak dileğiyle…
HAYDİ KALK!..
Bunca hakikati,duyduğun halde
Kalbinle bakmazsan, işitmezsin ki
Ey nefsim fırsatlar,geçtiği halde
Kendine gelmezsen,göremezsin ki!..
Milyarlar içinden, seçip ayırıp
Nice elmas sırlar,vicdan duyurup
Batıl-zalimlerden, eman buyurup
Nankörsen kıymetin,bilemezsin ki!..
Haktan taraf olmak, ne büyük devlet
Mehdiye askerlik, en büyük nimet
Üsrad’a bend olmak,bulunmaz servet
Emanet değerin bilemedin ki!..
Haddin bil ey gafil,çorak topraksın
Vereceği her hayra,heran muhtaçsın
Yuların bıraksa,şerre koşarsın
Tevbeyi nasuhta, duramadın ki!..
Yeter be nefsine ,uymayı bırak
Sadık bir talebe,olmaya sen bak
Vicdan samimiyettir,bil sana burak
Yola koyulmayanlar,ulaşamaz ki
Hak Nurunu tamamlar,kim engeller ki!..
Hak yolunun nurları
Ne mutlu eriştik sadık kullara
Örneğimiz oldu zorlu yollarda
Dünya ve ahiret aynı kulvarda
Hangi gayret ile götürülürmüş
Gördü gözlerimiz, nura bürünmüş…