GERÇEĞİ GÖRDÜNÜZ MÜ?
Ne zaman kafalar karışsa,
Yürekler hançereye dayansa!..
Ne zaman sönse heyecanlar
Kaybolsa umutlar!..
İmanlar örtülse külle
Gayretler küflense,
Sesin, nefesin yetişir Efendim!
Ve böylece;
Bir anda yeşerir umutlar,
Kalpler imanla!
Aşkla!
Şevkle!..
Bilekler,
Çabayla, azimle dolar!..
Samimiyeti de Senden öğrendik
Sadakati de!..
Cesareti de gösterdin âleme,
Metaneti de!..
Tek, haklı olmanın
Hakkı üstün tutmanın!
Mazluma kol-kanat
Zalime kâbus olmanın!..
Tek başına da kalsan
Sürekli,
Bıkmadan
Usanmadan
Hakkı haykırmanın,
Nasıllığını, olurluğunu, onurluğunu
Bellettin, öğrettin, gösterdin
Herkese!..
Asırların Sahibi!..
Gönüllerin tabibi,
Yüzyılların gözlediği
Mü’minlerin beklediği,
Mazlumların ümidi,
Mağdurların
Sığınağı olan!
Yüce SULTAN’ın!..
Ne söylemek gerekirse,
Söylemiş!..
Bilgide, hikmette
Stratejik düşüncede
Siyasette,
Sistemde-düzende…
Deccal’in;
Hilesini çözecek
Dişlerini dökecek
Defterini dürecek,
Psikolojik,
TEKNOLOJİK ÜSTÜNLÜKTE!..
Teşkilatta
DEVLET AKLINDA!…
Global çapta!..
Yeniden her şeyi,
Tanzim eden
“GENEL TANZİMCİ’nin!..
En sadık bir talebesi,
En bilge takipçisi!..
En cesur
Şuurlu!..
Kavi imanlı
Bükülmez bilekli,
Mangal yürekli,
Adalet, şefkat, merhamet dersli!
Ahir zaman habercisi Ey!..
Süfyan ve avanesi
Deccal ve eniklerinin
Yeneni!..
Tarihin,
Finalinin Faili!..
Ey!?.
Bazen bir şiiri kitap olan!
Makalesi, kılavuz
Bir kitabı okul olan!..
Sohbetleri sağaltan!
Sözü-sesi mü’mine,
Ümit, şifa, derman
Zalime, haine
Dert ve azap olan!..
Temiz vicdanı,
Berrak aklı,
Üstün şahsiyetiyle
Ölçüsü Kur’an-Resul,
Yaklaşımı Furkan olan Ey!
Hayatı hep çile dolu,
Kalbi;
İman ve aşkla yoğrulan!..
Geceler abit-zahit
Gündüzler, tüm zamanlar
Mücahit olan!
“Hayat İman ve Cihaddır”
Hakikatinin capcanlı yaşayanı,
Feth-i Mübin Müjdesi
Salihlerin gözdesi olan
Ey!..
Gerçekte dünyalık devşirmek,
İmkân fırsata kavuşup
Gününü gün etmek!..
Sandalye aşkıyla
Mal-makam putuyla,
Şehvet, şöhret, servet için
Hakikat gözün körletmek!..
İmanla,
İmkânı takas,
İhsana
İsyanı tercih etmek!..
Zalimlere yanaşmak,
Ehl-i Küfr’le uzlaşmak…
Bedbahtlığına düşürme!
Bizi bize terk etme!..
Hidayetimizi karartma,
Basiretimizi bağlatma
Aman Ya Rabbi!..
Layık olmak ne haddimize,
Bari nankör-hain eyleme!..
El Aman Ya Rabbi!
El Aman!..
Bizi terk etme!
Bertaraf etme!
Hak’ta sabit tut,
El Aman!..

Rabbim huzuru ve benliğimizi bulduğumuz, bize öğretmiş olduğu ilimle imanımızı güçlendirdiğimiz Milli Çözüm’e ve şahsi manevisi Ahmet Hocamıza nankörlük ettirmesin. Kendisinden Allah ebeden razı olsun.
Hucurât 17
(Ey Resulüm, bazıları da) Müslüman oldular (ve birtakım hizmet ve fedakârlıkta bulundular) diye (gelip başına kakmak niyetiyle) Sana minnet etmektedirler. (Uğradıkları sıkıntıların sorumluluğunu Sana yüklemektedirler.) De ki: “Müslümanlığınızı Bana karşı minnet (konusu) etmeyin. (Hizmet ve ibadetlerinize karşılık dünyalık makam ve menfaat beklemeyin, kendinizi ayrıcalıklı zannetmeyin!) Tam tersine, sizi imana yönelttiği (küfür ve kötülükten çekip çevirdiği) için Allah size minnet edip (verdiği nimet ve faziletlerin şükrünü isteyebilir). Eğer doğru sözlüler (ve temiz özlüler) iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)”
Bakara 262
Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin ardından başa kakmayan ve eziyet vermeye kalkışmayanların ecirleri Rableri katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
Tek kişilik bir ordu… Tek kişilik bir okul… Ve tek kişilik bir kutlu oluşum; MİLLİ ÇÖZÜM ve Onun şahs-ı manevisi Ahmet Akgül!..
Sana muhabbet ve hürmet, Hak safında diz dize
Sadık bir taleben olmak, ne büyük nasip bize!..
Biz sana minnet borçluyuz, Mevla’ya binler şükür
Kadir kıymet bilmeyenin, nankör yüzüne tükür!..
GÖSTERDİM! Gördü anlamına gelmez
SÖYLEDİM! Duydu anlamına gelmez
DUYDU! Anladı anlamına gelmez
ANLADI! Hak verdi anlamına gelmez
HAK VERDİ! İnandı anlamına gelmez
İNANDI! Uygulayacak anlamına gelmez
UYGULADI! Sürdürecek anlamına gelmez
******************************
“GENEL TANZİMCİ’nin!.. En sadık bir talebesi, En bilge takipçisi!..En cesur Şuurlu!..Kavi imanlı Bükülmez bilekli, Mangal yürekli, Adalet, şefkat, merhamet dersli! Ahir zaman habercisi Ey!.. Süfyan ve avanesi, Deccal ve eniklerinin Yeneni!.. Tarihin, Finalinin Faili!.. Ey!?.
Deccal ve Eniklerinin YENENİ!..
Rivayete göre Resûl-i Ekrem (SAV.) Miraca çıktığında Hz. İsa’yla görüşmüş; Deccal söz konusu olmuş ve Hz. İsa şöyle demişti:
“Rabbim bana Deccalın çıkacağını haber verdi. Yanımda kadib ağacından yapılmış iki ok bulunacak. Deccal onları görünce kurşunun erimesi gibi eriyecektir.” ( Abdullah bin Mes’ûd, Tefsîru İbni Mes’ûd, s. 243. )
Bu hakikati, Resûl-i Ekrem Efendimiz (SAV.) bir başka hadiste şöyle haber vermiştir:
“Allah’ın düşmanı olan Deccal, İsa Aleyhisselâmı görünce, tuzun suda eridiği gibi erir. Hz. İsa, onu terk edip bıraksa bile helâk oluncaya kadar eriyip gidecektir. Lâkin Allah, onu bizzat İsa Aleyhisselâmın eliyle öldürür.” (Müslim, Kitabü’l-Fiten: 34.)
İçinde yaşadığımız dönemde bizler için bu kurtarıcı, Kur’an ahlakının hakimiyetidir. Hz. İsa (AS) geldiği dönemde ise Allah’ın emrettiği bu ahlakı sahiplenecek, onu dünya üzerindeki tüm insanlara duyurmak için çaba harcayacaktır.
Bu mübarek dönemi ve İnsanı bekleyen kişilere düşen; Hz. İsa , nasıl ki tüm mü’minleri sahiplenecekse, onu sahiplenmeleri, ona tâbi olup, kendisinin destekçisi ve savunucusu olmaları, ilk gelişinde olduğu gibi, ” ALLAH YOLUNDA BENİM YARDIMCILARIM KİM? (Saff Suresi 14. ayet)” sorusunu kesinlikle tekrar kendisine sordurtmamalarıdır. Aksi takdirde, bunu uygulamayan kişilerin dünyada ve ahirette onulmaz bir pişmanlık ve çok acıklı bir azapla karşılaşmaları muhtemel olur. Allah’ın Kur’an’da nankörlük yapan kullarına yönelttiği tehdidi son derece açıktır. İşte bu acıklı son MÜ’MİNUN SURESİ 44. AYETTE şöyle bildirilir:
Sonra birbiri ardınca elçilerimizi gönderdik; her ümmete kendi elçisi geldiğinde, onu yalanladılar. Böylece Biz de onları (yıkıma uğratıp yok etmede) birbirinin peşinden yürüttük ve onları (tarihin anlatıp aktardığı) bir hadise (efsane-hikâye) kıldık. İman etmeyen kavim için yıkım olsun. (Onlar kahredilsin!)
İşte nankörlük etmeyip O’na destek ve yardımcı olan, Onu izleyen, candan savunup destekleyenler ve onun ahlakıyla ahlaklananlar ise Allah’ın rızasını rahmetini ve sonsuz cennetini şiddetle umabilirler. Bu da Allah’ın iman edenlere kesin bir vaadi ve müjdesidir. Talak Suresi 11. ayet bunun karşılığıdır.
******************************************
KASAS SURESİ 35. AYET
(Cenab-ı Allah ise:) “Senin (omuzlarını, arkanı ve) pazularını kardeşinle pekiştirip güçlendireceğiz (ağır sorumluluğunu onunla destekleyip hafifleteceğiz); sizin ikinize de öyle üstün (manevi sultanlık) bir ‘güç ve yetki’ vereceğiz ki, ayetlerimiz(e bağlılığınız) sayesinde (hainler ve kötü niyetliler) size erişemeyecekler. Siz ve size uyanlar mutlaka galip geleceksiniz” buyurup (teskin ve teselli etmişti).
TAHA SURESİ 43. AYET
“(Artık) İkiniz (birlikte) Firavun’a gidin (gerçekleri bildirin), çünkü o iyice azmış vaziyettedir.”
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
Her ümmete kendi içlerinden birisini (görevli nebi ve davetçilerini) onların üzerine bir şahit getirdiğimiz diriltme günü, (ey Nebim!) Seni de onlar üzerine bir şahit olarak getireceğiz (Baş müşahit makamına eriştireceğiz). Biz Kitabı (Kur’an’ı) Sana, her şeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde (kaynağı) olarak indirdik.
(Nahl Suresi 89)
https://www.mealikerim.com/
Elhamdülillah Rabbim gerçeği görmeyi bizlere nasip etti. Rabbimizin bu gerçekleri bizlere göstermesine vesile olan Milli Çözüm Dergisinden ve Üstadım Ahmet Akgül’den Rabbim razı olsun…
Mü’minler seni/sesini/sözünü bekliyor efendim. Çünkü yaramıza, hastalıklarımıza merhemsin, şifa Sensin. Ey beklenen Sultan gel gayri insanlıkta kalksın yerde debelenmekten. Kurtulsun zalimlerin, münafıkların zilletinden. Bulsunlar onur, izzet, şeref, bolluk…
Mazlumların tek ümidi Sensin Efendim!
Yüce SULTAN’ım!..
Deccal’in; Hilesini çözecek, Dişlerini dökecek
Defterini dürecek, Global çapta!..
GENEL TANZİMCİ’nin!.. En sadık Bir talebesi,
En bilge takipçisi!.. En cesur, Şuurlu!.. Kavi imanlı, Bükülmez bilekli, Mangal yürekli,
Adalet, şefkat, merhamet dersli!
Ahir zaman habercisi Ey!.. Süfyan ve avanesi
Deccal ve eniklerinin Yeneni!.. Tarihin, Finalinin Faili!..
Ey asırların müjdelediği, asrımızın beklediği, Sultanım!!! yolarını gözlüyoruz gel gayri. Varlığın/gelişin mümine şifa, zalime münafığa azap, insanlığa kurtuluş.
Tanıma ve tâbi olmayı lütfeden Rabbimize sonsuz şükürler olsun, bizleri Hocamıza sıkı ve sağlam yol arkadaşları eylesin. Hocamız önderliğinde Adil Düzene dayalı Yeni Bir Dünyayı kuran o kutlu ekibin içinde yer almayı nasip eylesin. Amin
…“Rabbimiz, bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki (cihad görevimizdeki ihmalkârlık ve) taşkınlıklarımızı bağışla. Ayaklarımızı (Hakk’ta ve cihad yolunda) sağlam tut (kaydırma). Kâfir (ve zalim) topluluk (ve teşkilat)lara karşı bize yardım et!”
https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/147
AMİN
KELEBEK MİSALİ!
Talebe olmak arzumuz!
Ümmete bir nefer olmak!
Acısını dindiremesek de!
Sessizliğe çığlık olmak!
Susmamak!
Haykırmak!
Son nefesimize kadar!
Kelebek in kanat çırpınışları misali!
Okyanuslara ,fırtınalara yön vermek!
Sevmek hem müslüman kardeşlerimizi!
Hem mazlumları!
Bu zulme susmamak!
Dilsiz şeytan olmamak!
Erbakanca bakabilmek olaylara!
Çözüm sunmak sorunlara!
Koyun gibi uymamak kalabalıklara!
Ferasetle bakmak!
Metanetle dik bir duruş sergilemek!
İnsanlığını sunabilek!
Her fırsatta verebilmek!
Tüm kalbimle!
Can, Hak yoluna kurbandır
Gönüller Sana hayrandır
Bayram, işte bu bayramdır
Ya Rab, Sen şahit ol, yeter!..
Milli Çözüm, hep giryandır
Kur’an ki, bize fermandır
Huzurla, her gün bayramdır
Rasül şahit olsun yeter!..
Sadıka gaflet haramdır
Aşıka âlem seyrandır
Hakk rızası, has bayramdır.
Hocam şahit olsun yeter!..
Bu fırtınalı günlerde; Siz olmasaydınız Üstadım, “(Zira) Allah katında yerde debelenip dolaşan canlıların en şerlisi (ve en değersizi) aklını kullanmayan (gerçeklere kulak tıkayan ve Hakkı konuşmayan) sağır ve dilsizler (gibi davranan kimseler)dir.”Enfal suresi 22. Ayetinde belirtilenlerden ne farkım kalacaktı.