YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6922c3b617330
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 5 3
Bugün : 8421
Dün : 47039
Bu ay : 949383
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45353204
IP'niz : 216.73.216.189

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

GÜDÜMLÜ DEMOKRASİ
VE
BİLGİNİN MANİPÜLESİ

  1. 13.08.2013 / Hürriyet / Sedat Ergin
  2. Yrd. Doç. Dr. Aykut Arıkan / Haziran – 2007 / Strateji Dergisi
  3. cihan
5 11 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Subscribe
Bildir
16 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Bilgiyi Hakkın emrinde gerekli şekilde yönetemezseniz, onların kurdukları tuzaklara yine onların anlayacağı dilden cevap veremezseniz. Batılın oyuncağı olursunuz ama bunun farkına bile varamazsınız. Bir bilgiye göre karar vermeden önce kaynağı, doğruluğu ve alınacak kararın sonuçlarının kimlerin işine yarayacağı iyi bir şekilde istişare edilmelidir.

Ülkemizde özelleştirmekte olan şirketlerin hangi yabancılara verildiği ve arkalarında hangi güçlerin olduğun araştırılması ve sosyal medya haberleşme ağlarının bir kez daha ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.

Dezenformasyon; yanlış ve yanıltıcı bilgileri aşılamak ve yaygınlaştırmak için, doğru bilgileri bunlara kılıf yapma sanatı gibidir. Doğru bilgileri yanlış amaçlar için kullanmak üzere, gerçekleri kısmen gizleme veya yalan ilaveler ekleme yöntemiyle sulandırma ve saptırma manipülesidir. “Hakkı bâtıl ile karıştırıp (gerçeği) örtmeyin ve (güç odaklarından korkarak veya menfaat umarak) Hakkı gizlemeyin.” (Bakara: 42) ayeti, insanları aldatmak ve onların sırtından maddi ve manevi sömürü saltanatı kurmak üzere, Hak ile bâtılı, doğrularla yanlışları harmanlayıp sunmanın haramlığına ve yaygınlığına dikkat çekmektedir.

“Gerçekten, apaçık belgelerden (ibaret emirler olarak) indirdiklerimizi (Kur’ani hüküm ve hakikatleri) ve insanlar için kitapta açıkladığımız hidayeti (şeriat ve istikamet prensiplerini) gizlemekte olanlar (güç odaklarının vereceği zarardan korkarak veya onlardan makam ve menfaat umarak, Kur’ani gerçekleri kısmen veya tamamen örtmeye çalışanlar); işte onlara, hem Allah lanet edecektir, hem de (bütün) lanet ediciler” (Bakara: 159) ayeti ise, insanların ihtiyacı olan Kur’ani gerçekleri ve doğru bilgileri gizlemek, değiştirmek suretiyle onları yanlış yönlendirenlerin Allah’ın ve tüm mahlûkatın lanetine uğrayacaklarını bildirmektedir.

Dezenformasyon uygulamaları, Soğuk Savaş’ın bir sonucu olarak, varlıklarını bugüne dek sürdürmektedir. Bu uygulamaları bilginin manipülasyonu olgusundan bağımsız düşünmemek gerekir. Zira, etkileri bakımından güçlü benzerlikler taşımaktadırlar. Her iki alanda da, bilgi olgusu stratejik bir unsurdur ve kimi zaman bir silah olarak kullanıldığı görülmektedir. Bilginin her iki alanda da silah olarak kullanımı gizli ve perdelenmiştir. Bilginin gizli ve perdeli bir şekilde bir silah olarak kullanımı da, toplumlar, devletler ve sistemler üzerinde yıkıcı ve zararlı bir etki oluşturur. Dezenformasyonun ve bilgi manipülasyonunun yıkıcı ve zararlı etkilerinden korunmak için öncelikle, uyanık ve dikkatli olmak önemlidir. Sonra da, doğru bilginin, yanlış bilgiyi her zaman kovacağından hareketle, doğru bilgiyi doğru araçlarla arayıp bulmak gereklidir, yani “en hakiki mürşit olan bilimsel yöntem ve projeler geliştirilmelidir” ve de, milli ve insani bir duyarlılık ve tutarlılıkla hareket edilmelidir.

Makalemizde Dezenformasyon’un tehlikesi, nerde ve nasıl kullanıldığı anlaşılır şekilde anlatılmış.Dezenformasyon, yanlış veya tutarsız bilgilerin kasıtlı olarak yayılması demektir. Dezenformasyon zehrine maruz kalmamak için bilgilerimizin sürekli güncel kalması gerekli. Aşağıdaki örnekte ise güçlü liderlere yapılan kasıtlı ve hesaplı yapılan dezenformasyon örneğini görüyoruz.

“Çağımızda, gerçeği çarpıtılarak ve olduğundan çok farklı tanıtılmak üzere hakkında en çok dezenformasyon yapılan, kasıtlı ve hesaplı bir karalama kampanyasına tâbi tutulan şahsiyetlerin başında rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan gelmektedir. Daha önce Sultan Abdülhamid’in ve Mustafa Kemal’in de aynı akıbete uğradığı görülmektedir.

Dezenformasyon, yanlış veya tutarsız bilgilerin kasıtlı olarak yayılması demektir. “Kara propaganda”yla aynı anlama gelir. Sahte belgelerin, el yazmaları ve fotoğrafların dağıtılması veya zararlı söylentilerin ve uydurma istihbaratın yayılması gibi eylemleri içerebilir. İstihbaratta dezenformasyon ise, düşman güçlerini yanıltıp yanlış yere yönlendirmek maksadıyla, yanlış bilginin kasıtlı olarak yayılması girişimleridir. Politikada ise dezenformasyon, adayların zayıf noktalarına yönelik olarak çeşitli olumsuz imaları içeren yanlış beyanlar yaymak suretiyle, rakibin oy desteğini azaltıcı kasıtlı eylemlerdir. Her iki durumda da gerçek bilgiyi faydasız kılmaya yönelik bozucu eylemler devreye girmektedir. Dezenformasyon yöntemlerine, bir rakibin altını oymak maksadıyla iş dünyasında ve siyasette de rastlanılabilir. İnsanları yalan bilgiye ikna etmek için kandırma ve küstahça yanlış beyanlarda bulunma eylemleri de dezenformasyon sınıfına girmektedir. Dezenformasyon, kitlelerin duygusal desteğini hedefleyen geleneksel propaganda ve “Büyük Yalan” tekniklerinden farklı olarak çelişkili bilgilerle rakipleri gözden düşürmek veya yanlış sonuçları desteklemek üzere hedef kitleyi rasyonel seviyede manipüle edecek şekilde biçimlenir.

Bir başka yöntem de gerçekleri gizlemek veya sansürlemektir. Fakat bilgi kanalları üzerinde tam bir kontrolün olmadığı durumlarda bu kanalları dezenformasyon maksatlı bilgilerle doldurarak gerçek-doğru bilgiyi boğmak ve kolayca çürütülebilecek birçok yanlış iddialarla rakibin itibarını sarsmak da birer dezenformasyon yöntemi olarak kullanılabilir. Genel bir dezenformasyon tekniği de bazı gerçekleri ve gözlemleri yanlış sonuçlar ve yalanlarla karıştırmak (daha argo bir tabirle “sulandırmak”) veya gerçeğin sadece bir kısmını bütün olarak sunmaya yeltenmektir. Soğuk Savaş döneminde dezenformasyon, askeri ve siyasi bir taktik olarak kabul görmektedir.”

Bu konu da bize düşen çok okumak ve çok araştırmak.Cumhuriyet kurulurken de bu tarz dezenformasyon yapılmıştır.Atatürk ün hocalara zulmettiği gibi bir manupilasyonla din düşmanı ilan edilmesi gibi.Necmettin Erbakan hocamızın da hakkında yalan haberler çıkması gibi.Yüzyıllardır devletlerin kullandığı seçimlerde oy toplamak için yapıldığı stratejik taktiklerdir

Yanlış bilgilerin kasıtlı olarak yayılması anlamına gelen dezenformasyon bu endişelere sebep olan bir kavram. Bu manada dezenformasyon bireyleri ve toplumu yanlış bilgiler ve manipülatif içerikler ile yönlendirebilir. İnternet kullanıcıları farkında olmadan aldanabilir, yanılabilir ve kandırılabilir. Aynı şekilde kişiler, dezenformasyon yoluyla, belli bir amaca ve bakış açısına hizmet etmeye yönelik provoke edilebilir. Bütün bunların önüne geçmek ve dezenformasyonla mücadele etmek ise kişisel olarak bilinçlenmekten geçiyor. Dezenformasyonla mücadelede

1-Sorunu Tanımlamaktan

2-Akılcı ve Dikkatli Olmaktan

3-Bilgi Kaynağını Araştırmaktan

4-Rahatsız Edici Üslubu Fark Etmekten

5-Neden Paylaştığınızı Sorgulamaktan

6-Gerçeği Biliyorsanız Yanlışı Düzeltmekten

Yanıltıcı manüplasyon ve Dezenformasyon yoluyla 28 Şubat Süreci yaşanmıştır. Erbakan Hükümeti devrilmiştir. Şimdi ise aynı şeyler Milli Çözüme uygulanmaktadır. Ancak hiç kimse kaderde olana engel olamayacak Milli Çözüm Önderliğinde Milli Mutabakat hükümeti kurulacak sonra ise bir devrim yaşanacak Yeni dünya Adil Düzenle yeniden şekillenecektir. Milli Çözüm Dergisi okunup bilinçlenilmesi ve doğru bilgiye sahip olunması bu süreçte mutlaka gereklidir.

Last edited 11 ay önce by Ömer ÇAĞIL

Her makalede yeniden anlıyorum ki eksik ve noksan bilginin büyük yanlış sonuçları doğuracağını hedefe gidecek okun bir milim bile sapmasının sonuca varamayacağını tekrar tekrar almıyorum.
Hocam toplumların doğru bilgiye ulaşmasının ne kadar önemli olduğunu vurgularken, yanlış bilgilendirme (dezenformasyon) tehlikesine dikkat çekiyor. Doğru bilgilerin manipüle edilmesi, insanların çıkar amaçlı yanıltılması ve bu süreçte dini referansların da çarpıtılarak kullanılmasının sonuçlarına odaklanıyor. Özellikle, maddi ve manevi çıkar peşinde olan güç odaklarının, toplumu yanlış yönlendirmek için hakikati gizlediği, gerçekleri saptırdığı ve bu şekilde insanları sömürdüğü anlatılıyor benim anladığım kadarıyla doğru bilgiyi kasıtlı olarak gizleyen, yalanlarla karıştıran kişilerin ve grupların ahlaki ve dini açıdan sorumlu olduğunu, hatta Allah’ın lanetine uğrayacaklarını belirtiyor. Dezenformasyonun sadece bilgi eksikliği değil, toplumsal huzuru ve adaleti de tehdit eden büyük bir tehlike olduğunu bu tehlikeyi isteyerek ve bilerek insanları her gün bu şekilde tuzaklara çekerek özel bir hazırlıkla tek tek yalanlar üzerine hazırlanıp uygulanıyor doğru bilgiyi koruma ve yaymanın önemi, dezenformasyonun tehlikeleri, ve doğruyu gizleyerek çıkar sağlamaya çalışanların manevi ve ahlaki sorumluluğu üzerlerine alarak tüm günahları da bu doğrultuda üzerine almış oluyorlar normalde ama maalesef bu günahlara Biz de bizzat ortak olarak elimizde dilimizde attığımız oyumuzla desteğimizle bunlara yardımcı oluyoruz.
Milli Çözüm gibi bize ışık tutabilecek makaleleri yazan aydınlatma kaynağımız olmasa maalesef Biz de bu tuzağın içerisine her gün düşeni nereden alacağız. Allah ezelden ve ebeden her şeyi bilendir. Sonsuz Kudret sahibi Allah’a sığınarak inanıyoruz ki bu hileleri yaptıkları yanlış yönlendirmeleri bir gün kendilerine delil olarak sunulacak ve karşılıksız kalmayacaktır inşallah. Zafer yakındır ve Zafer inananlarındır.

MODERN DİKTATÖRLÜK VE DEMOKRATUR …
Türkiye’de ‘Demokratur’ kavramını ilk kullanan Rahmetli Erbakan Hocamız bir seçim programı için TV 5 e katıldığı bir programda şunları aktarmıştı;

“Yine bir seçim arefesinde milletimizin bunları çok iyi bilmesi, tanıması gerekir. Bu tabir Latince bir tabirdir. Diktatör demek, baskı yapan adam demektir. Diktatörlükle yönetilen bir rejimin adı Latince’de ‘Diktatur’ olarak ifade edilir. Demokrasi demek, halkın kendi kendisini idare etmesi demektir. Demokratur demek ise, halkın yönetime alet edilmesi demektir. Yani halk narkozlanır, ben seçtim zanneder, halbuki başkaları tarafından tamamen narkozlanmıştır, etkilenmiştir ve o başkası istediğini seçtiriyor. Seçmenler (halk) ise ben seçtim zannediyor. Seçilen kişiler ise ‘biz kendi marifetimizle seçildik’ zannederler. Bunun adı ‘Demokratur’dur. Demokrasi değildir.”

Şimdi de Demokratur, Dezenformasyon ile devam ettiriliyor…

Tevbe 32
(Zavallılar) Allah’ın nurunu, ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, (ama Allah buna asla fırsat vermeyecektir. Ahmaklar, üfürmekle Güneş’i karartmaya çalışıyorlar;) halbuki kâfirler hoşlanmasa da, Allah mutlaka nurunu tamamlayıverecektir. (Çünkü Allah, dinini ve düzenini hâkim kılmayı murad etmiştir ve takdiri kesinleşmiştir. Bundan asla vazgeçmeyecek, Kur’an’ın hidayeti ve İslam’ın hakikatleri kıyamete kadar devam edecektir.)

https://www.mealikerim.com/9/tevbe/32

Tevbe 33
Velev müşrikler (ve münafık kesimler) kerih (çirkin ve tehlikeli) görüp (engel olmaya çalışsalar da), O (Allah) Dinini bütün (bâtıl düzen ve) dinlere üstün kılmak üzere, Elçisini hidayetle ve Hakk Din ile göndermiştir.

https://www.mealikerim.com/9/tevbe/33


“Gerçekten, apaçık belgelerden (ibaret emirler olarak) indirdiklerimizi (Kur’ani hüküm ve hakikatleri) ve insanlar için kitapta açıkladığımız hidayeti (şeriat ve istikamet prensiplerini) gizlemekte olanlar (güç odaklarının vereceği zarardan korkarak veya onlardan makam ve menfaat umarak, Kur’ani gerçekleri kısmen veya tamamen örtmeye çalışanlar); işte onlara, hem Allah lanet edecektir, hem de (bütün) lanet ediciler” (Bakara: 159)

Nisâ 83
(Münafık ve marazlı insanlara) Onlara (İslami cihadla ve toplum huzuruyla ilgili) güven veya korkuya dair bir haber gelse, (yetkililere danışmadan) onu hemen yayarlar (rastgele konuşur ve yazarlar). Halbuki o (haberin yayılıp yayılmaması ve nasıl yorumlanması gerektiğini) Peygambere veya içlerindeki (yetkili ve bilgili) emir sahiplerine götürüp iletselerdi, aralarında istinbata=Kıyasla hüküm çıkarmaya ehil ve donanımlı (akıl ve anlayış erbabı) kimseler, onun ne olduğunu (İslami hareketi ve ümmeti ilgilendiren bu tür haber ve söylentilerin ne maksatla çıkarıldığını ve ne anlama geldiğini) bilip öğrenirlerdi. Eğer size Allah’ın lütfu ve merhameti olmasaydı (böyle kendi başına buyruk ve irtibattan kopuk rastgele haber ve yorum yazdığınızdan dolayı) pek azınız hariç (birçok işinizde) şeytana uyup gitmiştiniz. (Öyle ise cihad ve normal hayat ortamında basın-yayın ilkelerine dikkat ediniz.) [Not: Bu ayet; ayet ve hadisleri esas alarak, istinbat ve içtihat yoluyla yeni hükümler çıkarmaya da teşviktir.]

Dezenformasyon; yanlış ve yanıltıcı bilgileri aşılamak ve yaygınlaştırmak için, doğru bilgileri bunlara kılıf yapma sanatı gibidir. Doğru bilgileri yanlış amaçlar için kullanmak üzere, gerçekleri kısmen gizleme veya yalan ilaveler ekleme yöntemiyle sulandırma ve saptırma manipülesidir.
Politik, askeri, ekonomik vb. konulardaki pek çok spekülasyonun kökeninde yatan dezenformasyon kavramı, kısaca “yanlış bilginin kötü niyetli dağıtımı” olarak tanımlanabilir.

Kur’an-ı Kerimde, insanları aldatmak ve onların sırtından maddi ve manevi sömürü saltanatı kurmak üzere, Hak ile bâtılı, doğrularla yanlışları harmanlayıp sunmanın yaygınlığına dikkat çekilmiş ve yasaklanmış; insanların ihtiyacı olan Kur’ani gerçekleri ve doğru bilgileri gizlemek, değiştirmek suretiyle onları yanlış yönlendirenlerin Allah’ın ve tüm mahlûkatın lanetine uğrayacakları bildirilmiştir.

Doğru ve doyurucu bilgi üretmek, maddi ve manevi ihtiyaçları giderici, insanlara huzur ve yarar verici prensip ve formüller ortaya getirmek ilim-bilim adamlarının işidir. Bunlara uygun ve uygar sistem ve yönetimler gerçekleştirmek ise siyasetçilerin görevidir.

Ancak ülkedeki, bölgedeki ve dünya genelindeki sosyal ve siyasal girişimleri, ekonomik ve kültürel gelişmeleri kendi çıkarları ve amaçları doğrultusunda şekillendirmek isteyen güçler, toplumları etkilemek ve yönlendirmek üzere dezenformasyon yoluyla bu bilgileri değiştirmekte ve dejenere etmektedir.

İstihbaratta dezenformasyon, düşman güçlerini yanıltıp yanlış yere yönlendirmek maksadıyla, yanlış bilginin kasıtlı olarak yayılması girişimleridir.
Politikada ise dezenformasyon, adayların zayıf noktalarına yönelik olarak çeşitli olumsuz imaları içeren yanlış beyanlar yaymak suretiyle, rakibin oy desteğini azaltıcı kasıtlı eylemlerdir.

Dezenformasyon, yanlış veya tutarsız bilgilerin kasıtlı olarak yaymak, gerçekleri gizlemek veya sansürlemek, bazı gerçekleri ve gözlemleri yanlış sonuçlar ve yalanlarla karıştırmak, gerçeğin sadece bir kısmını bütün olarak sunmaya yeltenmek, birçok yanlış iddialarla rakibin itibarını sarsmak gibi birçok yöntemle gerçekleşmektedir.

Dezenformasyon, yanlış veya tutarsız bilgilerin kasıtlı olarak yaymak, gerçekleri gizlemek veya sansürlemek, bazı gerçekleri ve gözlemleri yanlış sonuçlar ve yalanlarla karıştırmak, gerçeğin sadece bir kısmını bütün olarak sunmaya yeltenmek, birçok yanlış iddialarla rakibin itibarını sarsmak gibi bir çok yöntemle gerçekleştirilmektedir.

Gübümüzde en çok dezendormasyon Milli Çözüm Dergisine ve üstad Ahmet Akgül Hocamıza uygulanmaktadır. Çağımızda, gerçeği çarpıtılarak ve olduğundan çok farklı tanıtılmak üzere hakkında en çok dezenformasyon yapılan, kasıtlı ve hesaplı bir karalama kampanyasına tâbi tutulan şahsiyetlerin başında rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan gelmektedir. Daha önce Sultan Abdülhamid’in ve Mustafa Kemal’in de aynı akıbete uğradığı görülmektedir.

Kürt ırkçılığı yapan bir örgüt olan PKK’nın, kendisini özgürlükçü olarak tanıtması, işlediği cinayetlerin sorumluluğunu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yıkmaya çalışması ve kimi sözde aydınların da, çıkar ve dış kaynaklı itibar arayışları sonucunda, bu propagandalara alet olmaları, ülkemizde de çok iyi bilinen dezenformasyon örneklerindendir.

Milli Çözüm, milli ve insani bir duyarlılık ve tutarlılıkla hareket ederek, doğru bilginin, yanlış bilgiyi her zaman kovacağından hareketle, doğru bilgiyi doğru araçlarla arayıp bulmakta ve duyurmaktadır.

“Bu çağda; ya dünyada sözünüzü geçirecek bir etkinliğe-güce ulaşacaksınız veya bir kasabada bile Milli siyaset ve stratejinizi uygulayamazsınız!” ifadeleri, tarihi ve gerçekçi bir tespittir.
 
Ancak ülkedeki, bölgedeki ve dünya genelindeki sosyal ve siyasal girişimleri, ekonomik ve kültürel gelişmeleri kendi çıkarları ve amaçları doğrultusunda şekillendirmek isteyen güçler, toplumları etkilemek ve yönlendirmek üzere dezenformasyon yoluyla bu bilgileri değiştirmekte ve dejenere etmektedir.
Yani dezenformasyon; yanlış ve yanıltıcı bilgileri aşılamak ve yaygınlaştırmak için, doğru bilgileri bunlara kılıf yapma sanatı gibidir. Doğru bilgileri yanlış amaçlar için kullanmak üzere, gerçekleri kısmen gizleme veya yalan ilaveler ekleme yöntemiyle sulandırma ve saptırma manipülesidir
“Hakkı bâtıl ile karıştırıp (gerçeği) örtmeyin ve (güç odaklarından korkarak veya menfaat umarak) Hakkı gizlemeyin.” (Bakara: 42) ayeti, insanları aldatmak ve onların sırtından maddi ve manevi sömürü saltanatı kurmak üzere, Hak ile bâtılı, doğrularla yanlışları harmanlayıp sunmanın haramlığına ve yaygınlığına dikkat çekmektedir.
 
“Gerçekten, apaçık belgelerden (ibaret emirler olarak) indirdiklerimizi (Kur’ani hüküm ve hakikatleri) ve insanlar için kitapta açıkladığımız hidayeti (şeriat ve istikamet prensiplerini) gizlemekte olanlar (güç odaklarının vereceği zarardan korkarak veya onlardan makam ve menfaat umarak, Kur’ani gerçekleri kısmen veya tamamen örtmeye çalışanlar); işte onlara, hem Allah lanet edecektir, hem de (bütün) lanet ediciler” (Bakara: 159)

Özetle dezenformasyon; kasten yanlış haber yayarak gerilim yaratma yöntemi ve tahrikçilik karşılığı dilimize Fransızcadan giren Latince kökenli bir söz olup, yanıltma haber ve bilgi çarpıtma anlamlarını içermektedir.

Çağımızda, gerçeği çarpıtılarak ve olduğundan çok farklı tanıtılmak üzere hakkında en çok dezenformasyon yapılan, kasıtlı ve hesaplı bir karalama kampanyasına tâbi tutulan şahsiyetlerin başında rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan ( siyaset ve stratejisine sahip en bilge sadık takipçisi Üstad Ahmet Akgül Hocamız)  gelmektedir. Daha önce Sultan Abdülhamid’in ve Mustafa Kemal’in de aynı akıbete uğradığı görülmektedir.

Dezenformasyon, yanlış veya tutarsız bilgilerin kasıtlı olarak yayılması demektir. “Kara propaganda”yla aynı anlama gelir.

İstihbaratta dezenformasyon ise, düşman güçlerini yanıltıp yanlış yere yönlendirmek maksadıyla, yanlış bilginin kasıtlı olarak yayılması girişimleridir. Politikada ise dezenformasyon, adayların zayıf noktalarına yönelik olarak çeşitli olumsuz imaları içeren yanlış beyanlar yaymak suretiyle, rakibin oy desteğini azaltıcı kasıtlı eylemlerdir. 

Dezenformasyon, kitlelerin duygusal desteğini hedefleyen geleneksel propaganda ve “Büyük Yalan” tekniklerinden farklı olarak çelişkili bilgilerle rakipleri gözden düşürmek veya yanlış sonuçları desteklemek üzere hedef kitleyi rasyonel seviyede manipüle edecek şekilde biçimlenir.

Dezenformasyon tekniklerinin doğası gereği, varlığını ve yokluğunu ispatlamak kolay değildir.

Dezenformasyon, yanlış veya doğruluğu kolay kanıtlanamayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgilerdir. Rakiplerini rencide etmeyi, aşağılayıp küçük düşürmeyi amaçlayan “karşı propaganda” ile benzerlik içindedir.

Espiyonaj veya askeri istihbarat alanında dezenformasyon, düşman kuvvetleri yanlış kararlar aldırmaya yönelik olarak çıkartılabilir.

Yanlış bilgi üretme ve yayma yoluyla yapılabileceği gibi mevcut bir bilgiyi kötü maksatla kullanma ve çarpıtarak verme yöntemi de uygulanabilir.

Dezenformasyon ile doldurulabilmesi ve hasmın kolayca ispatlanamaz birçok iddialar ile birlikte kuşkulu bir halde bırakılabilmesi mümkün hale gelir.

Yukarıdaki Kur’an ayetlerinde de belirtildiği gibi, bazı gerçek bilgileri ve gözlemleri bazı yanlış yorumlar ve yalanlarla karıştırmak veya bazı gerçek bilgilerin sadece bir kısmını vererek yanlış yorumlarla bilgiyi dağıtmak yaygın dezenformasyon taktiklerdendir.

Çağımızda emperyalist güçlerin en sinsi ve tehlikeli politik ve psikolojik silahı, dezenformasyon yani bilgiyi gizlemesi ve değiştirmesidir” diyen Aykut Arıkan’ın tespitleri ve bundan sonraki tahlilleri oldukça önemlidir.

Dezenformasyonun amacı, çatışmalara yol açacak derecede itibar bozucu bilgiler yayarak, ya da yanlış çıkarsamalara destek çıkarak, hedef aldığı kitleyi zihinsel yönden etkilemektir.

Dolayısıyla, dezenformasyon kavramının, “Soğuk Savaş’ın” bir ürünü olduğu söylenebilir.

Atatürk’ün de dediği gibi, “Uygarlık öyle bir ışıktır ki, ona kayıtsız olanları yakıp ortadan kaldıracaktır.”
 
Bilginin gizli ve perdeli bir şekilde bir silah olarak kullanımı da, toplumlar, devletler ve sistemler üzerinde yıkıcı ve zararlı bir etki oluşturur.
 
Dezenformasyonun ve bilgi manipülasyonunun yıkıcı ve zararlı etkilerinden korunmak için öncelikle, uyanık ve dikkatli olmak önemlidir. Sonra da, doğru bilginin, yanlış bilgiyi her zaman kovacağından hareketle, doğru bilgiyi doğru araçlarla arayıp bulmak gereklidir, yani “en hakiki mürşit olan bilimsel yöntem ve projeler geliştirilmelidir” ve de, milli ve insani bir duyarlılık ve tutarlılıkla hareket edilmelidir.



HEP AYNI TUZAK!

“Bu çağda; ya dünyada sözünüzü geçirecek bir etkinliğe-güce ulaşacaksınız veya bir kasabada bile Milli siyaset ve stratejinizi uygulayamazsınız!” ifadeleri, tarihi ve gerçekçi bir tespittir. Doğru ve doyurucu bilgi üretmek, maddi ve manevi ihtiyaçları giderici, insanlara huzur ve yarar verici prensip ve formüller ortaya getirmek ilim-bilim adamlarının işidir. Bunlara uygun ve uygar sistem ve yönetimler gerçekleştirmek ise siyasetçilerin görevidir. Ancak ülkedeki, bölgedeki ve dünya genelindeki sosyal ve siyasal girişimleri, ekonomik ve kültürel gelişmeleri kendi çıkarları ve amaçları doğrultusunda şekillendirmek isteyen güçler, toplumları etkilemek ve yönlendirmek üzere dezenformasyon yoluyla bu bilgileri değiştirmekte ve dejenere etmektedir. Yani dezenformasyon; yanlış ve yanıltıcı bilgileri aşılamak ve yaygınlaştırmak için, doğru bilgileri bunlara kılıf yapma sanatı gibidir. Doğru bilgileri yanlış amaçlar için kullanmak üzere, gerçekleri kısmen gizleme veya yalan ilaveler ekleme yöntemiyle sulandırma ve saptırma manipülesidir. “Hakkı bâtıl ile karıştırıp (gerçeği) örtmeyin ve (güç odaklarından korkarak veya menfaat umarak) Hakkı gizlemeyin.” (Bakara: 42) ayeti, insanları aldatmak ve onların sırtından maddi ve manevi sömürü saltanatı kurmak üzere, Hak ile bâtılı, doğrularla yanlışları harmanlayıp sunmanın haramlığına ve yaygınlığına dikkat çekmektedir.

“Gerçekten, apaçık belgelerden (ibaret emirler olarak) indirdiklerimizi (Kur’ani hüküm ve hakikatleri) ve insanlar için kitapta açıkladığımız hidayeti (şeriat ve istikamet prensiplerini) gizlemekte olanlar (güç odaklarının vereceği zarardan korkarak veya onlardan makam ve menfaat umarak, Kur’ani gerçekleri kısmen veya tamamen örtmeye çalışanlar); işte onlara, hem Allah lanet edecektir, hem de (bütün) lanet ediciler” (Bakara: 159)

Çağımızda, gerçeği çarpıtılarak ve olduğundan çok farklı tanıtılmak üzere hakkında en çok dezenformasyon yapılan, kasıtlı ve hesaplı bir karalama kampanyasına tâbi tutulan şahsiyetlerin başında rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan gelmektedir. Daha önce Sultan Abdülhamid’in ve Mustafa Kemal’in de aynı akıbete uğradığı görülmektedir.

Dezenformasyon, yanlış veya tutarsız bilgilerin kasıtlı olarak yayılması demektir. “Kara propaganda”yla aynı anlama gelir. Sahte belgelerin, el yazmaları ve fotoğrafların dağıtılması veya zararlı söylentilerin ve uydurma istihbaratın yayılması gibi eylemleri içerebilir. İstihbaratta dezenformasyon ise, düşman güçlerini yanıltıp yanlış yere yönlendirmek maksadıyla, yanlış bilginin kasıtlı olarak yayılması girişimleridir!..’

Tarih boyunca İmparatorlukların ,Ülkelerin sonu hep yalan ,iftira ve entrikalarla son bulmuştur…Şuan da TV ve internette bir yalan haber yayılıyor kartel medyanın desteği ile olumsuz yönde haberler yayılıp beyinler yıkanıyor…

Kur’an ın uyarısına uyup Fasıktan gelen haberi araştırmamız gerekir…Müslüman feraset sahibidir…

Rabbimiz Hâk Davada sebat eden kullarından eylesin inşaAllah…

Last edited 11 ay önce by ELİF ÇAĞIL

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
16
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...