İLİMLE AZİZ ET, ZELİL EYLEME!
Ne büyüktür Şanın, Şeref İzzetin
Biz Hak’tan Bâtıla, tahvil1 eyleme!..
Tek sığınağımdır, Yüce Hazretin
İlimle aziz et, zelil2 eyleme!..
Çok çetin tuzaktır, nefsin şehveti
Zehirli bal gibi, Şeytan şerbeti
Koru Ya Rabb; zordur, hain şirreti3
Bizi fasıklara, delil4 eyleme!..
Kahrından sakınır, lütfun gözlerim
Va’dine inandım, zafer özlerim
Gönlüme tercüman, kırık sözlerim
Bizi mücrimlikle5, temsil eyleme!..
Birlik dirlikte tut, böldürme bizi
Ümmet perişanken, güldürme bizi
Dost; zaferden mahrum, öldürme bizi
Milli Çözüm bedbaht6, nesil eyleme!..
Kur’an, Sünnet; Adil-Düzen sevabım
Hidayet kararsa, sonsuz kayıbım
Bağışla ne olur, suçum ayıbım
Cehennemde yanıp, fosil eyleme!..
Bize vahdet; küfre, kesretin7 yeter
Zafer menziline, nusretin yeter
Vuslat cennetine, hasretin yeter
Cemil tecellini, Celil8 eyleme!..
Hayrü hasenatım, bir torba dolmaz
Kazancım günaha, kefaret olmaz
Ancak rahmetinle, Akgül’ün solmaz
Hor ve hakir kılıp, rezil eyleme!..
- Tahvil etmek: Çevirmek, değiştirmek.
- Zelil: Aşağı ve bayağı görülen, küçük düşen.
- Şirret: Şer ve kötülük, fesatçılık ve fırsatçılık.
- Delil: Rehber, önder, kanıt.
- Mücrim: Ağır günah işleyen kişi.
- Bedbaht: Mutsuz, nasipsiz, talihsiz.
- Kesret: Çokluk, Allah’ın dışındaki fani yaratıklar.
- Celil: Allah’ın haşmet ve dehşet tecellisi, kahır ve intikam sıfatı.

Kim izzet ve şeref istiyorsa (bilsin ki) izzet ve şerefin hepsi Allah’ındır (ve O’nun yolunda aranmalıdır). O (Rabbimize) ancak (tevazu ve teslimiyetle yapılan övgüler ve şükürler gibi) güzel sözler yükselir. (Bu güzel dua ve zikirleri de sadece) Salih ameller (ve halis niyetler) yukarı kaldırıp (Allah’a eriştirir). Ama kötülükler (ve şeytani niyetler)le hile ve tuzak kuranlara (halkı aldatmak için dini duyguları ve değerleri istismara kalkışanlara) gelince, onlar için de çetin bir azap vardır ve tuzakları (şeytani tasarıları) boşa çıkacaktır.
Fâtır Suresi 10. Ayet
http://www.mealikerim.com
Âl-i İmran 8
“Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, bir daha kalplerimizi caydırma (ayaklarımızı kaydırma), bize katından rahmet ve inayet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen.”
https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/8
Zafer menziline, nusretin yeter
Sâffât 171
Andolsun, (peygamber ve Hakka rehber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir (ve tarafımızdan şu garantiyi vermişizdir):
https://www.mealikerim.com/37/saffat/171
Sâffât 172
Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir..
https://www.mealikerim.com/37/saffat/172
Sâffât 173
Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir.
https://www.mealikerim.com/37/saffat/173
“De ki: “Ey mülkün (cümle kâinatın ve bütün varlıkların) gerçek sahibi olan Allah’ım!.. Sen mülkü (devlet ve serveti) dilediğine verirsin ve dilediğinden de mülkü (nimet ve fazileti) çeker alırsın… (Allah’ım, Sen) Dilediğini (ve layık gördüğünü) aziz eder, yüceltirsin; dilediğini (ve hak edeni) de zelil eder alçaltırsın. Ve her türlü hayır ve iyilik Senin elindedir. Gerçekten Sen her şeye Kâdir’sin.” (Âl-i İmran Suresi 26. Ayet)
Küfrün beli ilmen kırıldı, fiilen de yaşanacak
Zalim çok azdı şımardı, Celal ile vuku bulacak
Kim hayal ederse, zafer ona nasip olacak
Allah var gam yok, Sadıklar kazanacak
Hayrü hasenatım, bir torba dolmaz
Kazancım günaha, kefaret olmaz
Ancak rahmetinle, Akgül’ün solmaz
Hor ve hakir kılıp, rezil eyleme!..
Her an sabret ey yar! Unutma zulmette ve zahmette rahmet var. Yoksa vuslatın kıymeti olmazdı, eyi ki hasret var… Daralırsan, bunalırsan, tökezlersen kaldır ellerini semaya. Dilini kalbine vur. Nefesini nefesime kilitle ve rahatla. Rahman ve Rahîm olan Allah var !.. Dilin kalem olsun, gözyaşın mürekkep; Seni her an gören ve duyan var elbet. Tüm dünya ayağının altına serilecek sabret… Fakat sen yine de Bizi dile… Dilediğin sonsuuz bir yaşamda Sana verilecek. Seninle ilgili Gönlüme gelen her şeyi duaya döktüm. Niyet oldu, hâsıl oldu, yol oldu, hâl oldu. Seni görmek, seninle muhabbet etmek Bize en büyük mutluluk oldu. Her gün, her an şükrederim, Seni tanımama ve sevmeme vesile olan Rabbime !.. O Rab ki; Seni, Benim Seni sevdiğimden daha çok seviyor! (Elhamdülillah .. )
Amin demek bile büyük ecirdi
Senden başkasına muhtaç eyleme
Siyonist şeytanı vuracak kimdi
Bizi dostlarından uzak eyleme
Sınırlar aşıldı, eşik geçildi
Son düzlükte bizi yoldan eyleme
Defterleri dürüldü sular ısındı
Bizi sadıklardan ayrı eyleme
Ne büyüktür Şanın, Şeref İzzetin
Biz Hak’tan Bâtıla, tahvil1 eyleme!..
Tek sığınağımdır, Yüce Hazretin
İlimle aziz et, zelil2 eyleme!..
Fâtır 10
Kim izzet ve şeref istiyorsa (bilsin ki) izzet ve şerefin hepsi Allah’ındır (ve O’nun yolunda aranmalıdır). O (Rabbimize) ancak (tevazu ve teslimiyetle yapılan övgüler ve şükürler gibi) güzel sözler yükselir. (Bu güzel dua ve zikirleri de sadece) Salih ameller (ve halis niyetler) yukarı kaldırıp (Allah’a eriştirir). Ama kötülükler (ve şeytani niyetler)le hile ve tuzak kuranlara (halkı aldatmak için dini duyguları ve değerleri istismara kalkışanlara) gelince, onlar için de çetin bir azap vardır ve tuzakları (şeytani tasarıları) boşa çıkacaktır.
Yunus 32
İşte bu (kutlu hükümleri koyan), sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır. Öyleyse Hakk’tan sonra sapkınlıktan başka ne vardır? Buna rağmen, nasıl hâlâ çevriliyor ve dönekleşiyorsunuz? (Siz Yüce Yaratıcınızdan ve İslam’la destanlar yazan atalarınızdan hiç utanmaz mısınız?)
Kehf 65
(Derken orada) Kullarımızdan bir (seçkin ve erişkin) kul buldular ki, Biz ona katımızdan (üstün bir) rahmet (nimet ve fazilet) vermiştik ve Kendi tarafımızdan (çok özel) bir ilim (gayb ve kader bilgisi: İlmi Ledün) öğretmiştik. (Hadis-i Şeriflerde bu Zat’ın Hz. Hızır olduğu anlatılmaktadır.)
Mealikerim.com
Biz Hak’tan Bâtıla, tahvil eyleme!..
1:6
(Ne olur) Bizi Sırât-ı Mustakîme (dosdoğru Din çerçevesine ve istikamet çizgisine) hidayet buyurup (Hakka ve hayra ulaştır).
1:7
(Daha önce) Kendilerine nimet verdiğin (hidayet ve hakikate erdirdiğin) kimselerin (Nebilerin, Sıddıkların, Şehitlerin ve Salihlerin) doğrultusuna (bizi yönlendirip yollandır; ama ne olur Yarabbi, Yahudilerin Siyonist kesimleri, işbirlikçileri, tüm şirk ve şekavet ehli olan ve Hakk dini yozlaştıran azgınlar gibi bütün) gazabına (ve kahrına) uğrayanların ve (Hristiyanların zalim emperyalist kesimleri, müşrik takipçileri ve Batı ahlâksızlığının taklitçileri gibi her türlü Hakk’tan ve hayırdan uzaklaşıp) sapıtanların yoluna (kaymamıza fırsat tanıma! Bizleri bütün bâtıl ve barbar yollardan) gayrı (ve ayrı olan İslam’da sabit kıl). Amin!
“İlimsiz ve şuursuz yapacağın ibadette, sana anlayış kazandırmayacak ilimde, ve seni tefekküre sürüklemeyecek Kur’an tilavetinde hayır yoktur.”
https://www.millicozum.com/mc/2024/eylul-2024/aziz-erbakan-hocamizin-manevi-ikazlari-ve-ahmet-akgul-hocamizin-yorumlari-2/
Hak davan olan Milli Çözüm yolunda ayaklarımızı sabit kıl, hainlere, zalimlere vede münafıkların hizmetine tahvil edip zelil eyleme…
Nefsimizin, insi ve cinsi şeytanların elinde elinde oyuncak eyleme, tek sığınılacak kapımız Sensin, koru sen bizleri Ya Rab…
Diğer ümmetlerin başına gelenlerden sakınır ve Sana sığınırız Ya Rabbi, önceki kavimlerin yaptığı gibi başlarındaki elçilerini üzüp düşmanlık ettikleri gibi bizleride başımızdaki büyüklerimize isyankar etme, O’nu üzmek ve kırmaktan sana sığınırız Ya Rabbi…
Ümmet perişanken böldürme bizi, sadıkların tuğlalar gibi kenetlendir, meveddetlerini arttır Ya Rabbi…
Adil Düzen; Kur’an ve sünnetin devlet ve sosyal hayatımıza yorumlanmış halidir. “Günahın küçük görme kime kime karşı ona bak”… tut elimden Ya Rabbi sadıklardan eyle bizi sadıklarınla eyle bizi…
Hayır, hasenat, sevapla bir yere varamam, tâki şevkat ve merhametin olmaz ise…
Kur’an, Sünnet; Adil-Düzen sevabım
Hidayet kararsa, sonsuz kayıbım
Bağışla ne olur, suçum ayıbım
Cehennemde yanıp, fosil eyleme!..
Peygamber Efendimiz (SAV) “İnsan (emir ve yasaklarına uymak ve her takdirine tâbi ve teslim olmak suretiyle) Allah’tan razı olmadıkça, Allah ondan razı olmayacaktır.” buyurmuşlardır. Yine bir Hadis-i Kutside Cenab-ı Hak; “Kim Benim tayin ve takdir ettiğim hayat ve imtihan şartlarına ve şeriatıma razı olmazsa, Benden başka bir ilah arasın” diye uyarmışlardır.
Bediüzzaman’ın şu sözü de oldukça önemlidir:“İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise iki cihan saadetini netice verir.”
İnsan Kelime-i Şehadet getirip Allah’ın varlığını birliğini, Kur’an’ın ve Peygamber’in bütün emir ve haberlerini kabul eden kimse İMAN sahibi olmayı kazanmıştır. Bu imanın verdiği gerekleri yerine getirerek yani farzlar başta olmak üzere büyük ve küçük günahları terk etmeye gayret çaba göstererek ibadetleri yerine getirerek ve ahlaki yönden giderek olgunlaşmaya başlayacağından , ibadetinde, siyasi tercihlerinde, birilerine olan sevgi ve nefret beslemesine kadar olsun bu imanın etkisinde olacaktır. Zamanla olgunlaşan bu iman , insanı tevhit makamına vardıracaktır. Gerçek tevhide varan kimse artık her türlü şirkten uzaklaşır, her şeyde Allah’ı görür , her şeyde Allah’ı bilir ve her şeyi Allah’tan bekler hale gelir ki bu duruma Milli Çözüm’ün ifadesiyle TEVHİT ŞUURUNA varmış demektir. Bu şuura varan bu nimetle birlikte TESLİMİYET HUZURUNA da kavuşur olduğu söylenir. Olgunlaşan bu teslimiyetle beraber, her türlü eksiklikten noksanlıktan yanlışlıklardan unutkanlıktan vadini bozmaktan ahde vefasızlıktan uzak bir Allah inancıyla tevekkül oluşur ve akabinde ise dünya ve ahiret saadetinin kapılarının açılacağı bildirilir.
Rabbimiz cümlemizi gereksiz lüzumsuz eylem ve fiillerle meşguliyetlerden bizleri alıkoyacak iradei her daim lütfeylesin ve şiirde de ifade edildiği üzere “Milli Çözüm bedbaht, nesil eyleme!..” duasına mazhar olmamızı lütfedeceği sadık dostların birbirini her türlü müspet yönde itelediği ve bizlerin salih amellerle ömür sürmemizi lütfeylesin rabbimiz. Amin.
Cenabı Hakk davanın en kutlusunu – dostların en doğrusunu en sadık ve sağlamını ve devranın en onurlusunu bizlere lütfetmişken bunun gereğini ve şükrünü yerine getirmekle bu nimetlerin daimi olmasını kalmasını sağlamaya çalışmak çabası üzerinde kafa yormalı ve gayretlerimizi bu minvalde artırmanın azmini göstermeliyiz…
Aciziz, noksanız, günahkârız…
Ancak Senin yardımın ve inayetinle, rahmet kapından içeri girebiliriz.
Hz. Âdem gibi tövbekâr olmayı; Senin rahmet ve mağfiret kapından içeri girmeyi bizlere de nasip eyle, Yâ Rabbi! “Tek sığınağımdır, Yüce Hazretin / İlimle aziz et, zelil2 eyleme!..”
Yalandan, hileden, hainlikten, kibirden, riyadan; müminleri/Lideri/Allah’ı kandırmaya çalışma ve tuzak kurma girişiminden, rahmet kapılarını kapatan her türlü şeytanlıktan ve şeytandan Sana sığınırız, Yâ Rabbi! “Zehirli bal gibi, Şeytan şerbeti / Koru Ya Rabb; zordur, hain şirreti3 / Bizi fasıklara, delil4 eyleme!..”
“Hidayet rahmetindir, şu günahkar hakire.”
Kahrından sakınır, lütfun gözlerim
Va’dine inandım, zafer özlerim
Gönlüme tercüman, kırık sözlerim
Bizi mücrimlikle5, temsil eyleme!..
Amin
LAYIK DEĞİLİZ AMMA, NANKÖRLÜK TEN SEN KORU YA RABBÎ
De ki: “Ey mülkün (cümle kâinatın ve bütün varlıkların) gerçek sahibi olan Allah’ım!.. Sen mülkü (devlet ve serveti) dilediğine verirsin ve dilediğinden de mülkü (nimet ve fazileti) çeker alırsın… (Allah’ım, Sen) Dilediğini (ve layık gördüğünü) aziz eder, yüceltirsin; dilediğini (ve hak edeni) de zelil eder alçaltırsın. Ve her türlü hayır ve iyilik Senin elindedir. Gerçekten Sen her şeye Kâdir’sin.”
Âl-i İmran Suresi 26