YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6920ef27ee7fe
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 5 0
Bugün : 1515
Dün : 41199
Bu ay : 895438
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45299259
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

İRAN HALKI KARARLI VE SİYONİZM’E KARŞIDIR
AMA
MEVCUT İKTİDAR, ŞOV KAHRAMANIDIR!..

5 19 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Subscribe
Bildir
21 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Bizim kanaatimize göre; her şeye rağmen, fırsatını bulunca, Siyonist İsrail, ABD ve AB ülkelerinin de desteği ile İran’a saldıracaklardı. Ama İran ve Türkiye’de yaşanacak zihniyet değişimleri sonucu, bu sefer Kuduz İsrail’e ciddi ve tarihi bir saldırı başlatılacak ve bu çıbanbaşı ortadan kaldırılacaktı Biz de bu anı sabırsızlıkla beklemekteyiz

Mazlumların hesapsızca boğulduğu, katledildiği ama zalimlerin ayağına taş değmesine bile müsade edilmeyen günlerdeyiz. Dünyanın her yanında, özellikle de Filistin ve Doğu Türkistan’da zulüm işkence son sürat devam ederken; siyonist şeytan yan bakanın ağzını patlatıyor. Bir süredir sistematik bir şekilde İran’lı üst düzey yetkilileri katleden siyonist İsrail’ karşı tepki vermek için nerdeyse izin alıp sahte hamleler ortaya koyuluyor. Organize şekilde bu köpükten devin dokunulmazlığını ilan edip, insanları sindirmeye çalışan şeytan ve aveneleri, başlarına gelecek ağır yükün farkında olduklarından imkan oldukça boşluk bırakmaktan imtina ediyorlar. Ama hem tarihten hem akli delillerden hem vicdanımızdan hem de yüce kitabımız Kuranı Kerim’den bildiğimiz üzere bu alçak namussuzların bertaraf olacakları kesindir! “Nasıl olacak canım?!” diye şüpheye düşenler ya da olamayacağını ima edenlere de cevap olacak o kadar delil varken ilave bir çabaya girecek değiliz. Tek diyeceğimiz: Az Kaldı!

Umuyoruz ki bu saldırının; İsrail’in haberi varken ve İsrail’in yararına olacak şekilde bir saldırı olduğunu, İran’ın bu saldırısının İsrail’in İran’a girişini meşru hale getirmek için, İran içinden gizli işbirlikçi ve gayri milli odakların bir hamlesi olduğunu… Bu hamlenin ardından İsrail, Amerika vesaire hepsinin birleşerek İran’a hücuma kalkışacağını ve bu müdahalenin kısmen Türkiye’ye de sıçrayacağını fark eden  Milli Yapı , cesur ve kahraman İran halkını uyarıp, bu Siyonist ve emperyalist saldırıyı inşaallah savacaktır. Ve yine biliyoruz ve bekliyoruz ki, anayurdumuzda hazırlanan ve İran’a da aktarılan harika savunma teknolojileri sayesinde, bu Siyonist ve emperyalist çapulcular İran’da bozguna uğratılacak ve  Kuvayı Milliye İttifakıyla  Türkiye, kuduz İsrail’i yerin dibine batıracaktır.

İsrail’in belki de tarihinde görülmemiş bir biçimde Batılı müttefikleri ve özellikle de ABD ile ilişkileri tahrip olmuş ve İsrail’in uluslararası alanda tecridi zirve yapmışken adeta bir can simidi mahiyetinde İran’ın karşı saldırısı gerçekleşti. İran bu saldırılar sonucunda İsrail’e ciddi sayılabilecek herhangi bir zarar veremedi. İsrail başta ABD, İngiltere ve Ürdün olmak üzere uluslararası ve bölgesel müttefiklerinin tam desteğini arkasına alarak saldırıları savuşturdu.Diğer taraftan İran’ın karşı saldırısı sonucunda İsrail Batılı müttefiklerinin desteğini tam manasıyla tekrar arkasına aldı. Başta ABD’li siyasetçiler olmak üzere tüm Batılı müttefikleri İsrail’e destek açıklaması yapmak için sıraya girdi. Batı’dan yükselen tüm muhalif sesler bu vesileyle susturuldu. ABD ve İsrail destekçisi diğer ülkeler İran kartını oynayarak iç kamuoyunda yükselen İsrail karşıtı sesleri bastırdı.
Sonuç olarak İsrail-İran arasında yaşanan gerilim ve karşılıklı saldırılar akabinde iki ülke de ilk aşamada istediklerini elde etti. İsrail planlı bir şekilde İran’ı kışkırttı ve tuzağına düşürerek Gazze’de işlediği katliamları unutturdu. Batılı müttefiklerinin tam desteğini arkasına aldı ve iç kamuoyundaki konsolidasyonu sağladı. İran ise konsolosluğuna yapılan saldırının karşılığını tam olarak veremese de İsrail semalarında füzelerini uçurarak içeride ve bölgede sarsılan imajını görece düzeltebildi. Tüm bu yaşananlardan en fazla zarar gören kuşkusuz Gazze ve Filistinliler oldu. İsrail Batılı müttefiklerinin veto etmesi sonucunda gerçekleştirmeyi ertelediği Refah ve dolayısıyla Gazze’yi temizleme operasyonuna hiç olmadığı kadar yaklaştı.

İsrail’e ciddi ve tarihi bir saldırı başlatılacak ve bu çıbanbaşı ortadan kaldırılacaktı!? Yarabbi mazlumun
güleceği. Zalimlerin ve isbirlikcilerinin kahrından parmak uçlarını kemirecegi, Adil Düzen inkilabiyla bizleri sevindir, Azametini izhar eyle.

“GAME OVER!..” SABAH YAKIN DEĞİL MİDİR?

 

İsrail; bölgedeki varlığını GERİLİM stratejisi üzerine kurmuştur. Halkına ve tüm dünyaya verdiği mesaj; “Herkes bize düşman ve saldırıyor!” şeklinde empoze ederek ve her zaman kendine bir düşman bularak bölgedeki varlığını sürdürmeye uğraşır. Böylece:
1-  Kendi içinde farklı düşünce ve inançta olan her yerden (bir nevi tehdit ve mecbur bırakarak) getirip ülkeye yerleştirdiği toplama halkını böyle bir maniplasyonla ayrışmamasını ve iktidara karşı eyleme kalkışmamasını önler.
2-  Başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere; ABD’den maddi destek, AB ülkelerinden siyasi destek sağlar.
3-  Aldığı bu destekle bölgede var olan farklı terör oluşumlarına her türlü desteği sağlar ve onların her eylemlerini İsrail’in menfaatine olacak şekilde ayarlar ama bunu (vekalet savaşını) açıktan değil gizli yapar.

İran’a gelince: O da bölgedeki varlığını GERİLİM stratejisi üzerine kurmuştur. Çünkü İran; bölgede İsrail’in pozisyonuna benzer bir durumdadır. İsrail, etrafı Müslüman ülkelerle çevrili bir bölgede ayrı bir dine mensup bir devlettir, İran’da Şİİ inancına mensup bir ülke olarak diğer bölge ülkeleri içinde inanç farklılığından dolayı İsrail gibi yalnız bir devlettir. Bu sebeple İran da İsrail gibi devlet olarak varlığını GERİLİM stratejisi üzerine kurmuştur. O da İsrail gibi;
1-  Kendi içinde farklı düşünce ve inançta olan halkının ayrışmamasını ve iktidara karşı eyleme kalkışmamasını önlemek için bölgede GERİLİM stratejisi üzerine politikalar üretir ve uygular.
2-  Bu maksatla; Irak’ta Şiileri, Lübnan’da Hizbullah’ı, Yemen’de de Husileri destekler. Böylece “Ben bölgeye hakim bir devletim ve desteklediğim gruplarla İran’ın menfaatine vekalet savaşları yapıyorum.” Havasıyla, bölge üzerinde hakimiyet kurabilecek böyle bir gücüm var imajı vermeye çalışır ve buna ABD ve İsrail de destek verir. Bu vekalet savaşını ise İsrail’in tersine gizli değil açıktan yapar rolü açıktan yapmasını gerektirmektedir.
3-  Böylece; ekonomimiz kötü, özgürlükler tam değil ama görün bak bölgede ne kadar güçlüyüz mesajını halkına verir ve halkın kenetlenmesini, böylece iktidardakilere karşı eyleme geçmemelerini sağlar.

Hatırlayın; Hamas’ın Gazze işgali öncesi İran’da başörtüsü eylemleri sebebiyle halk sokağa dökülmüştü ve eylemler her geçen gün biraz daha artıyordu ve yine İsrail’de de halk Netanyahu hükümeti aleyhinde gösterilere başlamış ve yine burada da eylemler her geçen gün artıyordu. Ama Gazze olayı her iki ülkedeki eylemleri aynı anda bitirmiş ve Hatta Biden, Gazze olayı öncesinde Netanyahu’ya randevu vermeyip Beyza Saray’a sokmuyorken, şimdi en büyük destekçisi olmuştu ve olmaya da devam ediyordu. Bölgede gerilim hem İsrail’e hem de İran’a aynı anda yarıyordu. Tabi yine hatırlayacaksınız İsrail ve ABD; Hizbullah’tan kuzeyden İsrail’e karşı ayrı bir cephe açmamasını istemişti ve tabi İran da?!..

Yani; İsrail bölgedeki varlığı için İran’a, İran bölgedeki varlığı için İsrail’e muhtaçtı. Her ikisi de halkını; birbirlerine düşmanmış gibi atıp tuttukları tehditlerle avutuyor ve bu tehditler yetmez ise bir iki deneme atışı türünden birlerine füze atarak veya birbirlerine ait anlaşmalı bir iki yeri bombalayarak kendi halkını oyalıyorlardı.

Ve bu oyunu tüm dünya kamuoyunun önünde yıllardır gizlice oynuyorlardı. Ta ki düne kadar. Artık bunun bir oyun olduğu da ayan beyan inkar edilemeyecek şekilde bir tiyatro olduğu açığa çıkmıştır. İsrail’i artık bu gerilim stratejisi oyununu oynayamaz oynasa da bu onu artık kurtaramayacaktır. Yazınızda da belirttiğiniz gibi iktidar yandaşı ve kandaşı medya bile iyot gibi açıkta kalmış ve şaşkınlıktan kimileri hoş kimileri boş vaad operasyonu diyerek nerede duracağını şaşırmış ve konumlarını kaybetmişlerdir artık kendilerine verilecek yeni konuma göre pozisyon almaları beklenmektedir.

İsrail ile İran arasındaki son danışıklı dövüş ABD’nin kongresin den İsrail’e yardım koparmak için de yapılmıştı anlaşılan ama kongre uyanmış mıydı ve bu oyuna gelmiyor muydu bilinmez. Çünkü Biden; “Kongre liderlerine Ukrayna’ya 61.4, İsrail’e ise 14.3 milyar dolarlık yardımı içeren 105 milyar dolarlık ek harcama” paketinin acil onaylanması için çağrı yapıyordu. Bu çağrısı durumun aciliyeti için miydi yoksa geçmeme ihtimaline karşı bir kulis çalışması mıydı göreceğiz!

Peki bundan sonra ne ve nasıl olacak? 1- Allah’ın vaadi, Efendimizin müjdeleri, Erbakan Hocamızın; “Bir gün İsrail’e öyle bir tokat atacağız ki, hayatı gözünün önünden Gazze şeridi gibi geçecek.” öngörüleri inşaallah aynen gerçekleşecek ve İsrail, Kur’an-ı Kerim’deki hak ettiği akıbetine mutlaka kavuşacaktır.

“Nasıl olacak İsrail’in bu akıbeti, kimle olacak?” diyenlere ilk olarak; el Makirin sıfatıyla “Onlar bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık onlara) bir düzen kurdu (ve şeytani oyunlarını bozdu). Allah, düzen kurucuların (ve tuzak hazırlayanların) en hayırlısıdır.” (Al-i İmram: 54) ayetiyle oyun kurucuların en hayırlısının Allah olduğunu hatırlatalım ve sonra; “Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.)” (İbrahim: 46) ayetinin gereğini ZAMANI GELDİĞİNDE Allah mutlaka gerçekleştirecektir.

Hâlâ İsrail’e olacaklara ve vaad edilene inanamayanlara ise son olarak; “(Ve yine) Onlar, Allah’ın (türlü) tuzağından güvence mi (almışlardı?) Allah’ın (zalim ve hain kavme) bir tuzak kurmasından, hüsrana uğrayan bir topluluktan başkası (akılsızca kendilerini) güvende saymazlardı.” (A’raf: 99) ayetiyle bitirelim.

Daha da ikna olmadıysanız Hud Suresi 122. ayetiyle cevap verelim; “Ve (sonunuzu) bekleyin bakalım. Çünkü Biz de (başınıza gelecekleri merakla ve umutla) bekleyip durmaktayız.”

 
NOT: Yazınızda; olayı, amaç ve sonuçlarını 10 maddede mükemmel özetlemiş ve tüm aktörlerini ve rollerini çok açık olarak belirtmişsiniz, Allah sizden razı olsun. Sayenizde olayları anlık ve en doğru ve tabi en doyurucu biçimde sizlerden öğreniyoruz.
Kaleminize sağlık… İyi ki varsınız…

Last edited 1 yıl önce by A. MURAD

Milli Çözüm’ün web sitesinde en başta logosunun altında da ifade edildiği üzere:
” Olayları doğru okumak ve sorumluluklarımızı kuşanmak” sloganı öyle edebiyat olsun diye yazılmadığının, gerçekten bu sözün sloganın hakkını verdiğine şahit olduğumuz makalelerden birine daha şahit olduk… Milli Çözüm Üstad Ahmet Akgül Hoca, Kur’an’ı Azimüşşan’ın Tercümanı ve hakikatı haykırmaktan asla sakınmadığı için OLAYLARI DOĞRU OKUMAKTA VE SORUMLULUKLARINI KUŞANMASI gereği gerçeği kaleme alıp takipçilerini aydınlatmakta böylece tâbilerini iyiye doğruya güzele faydalıya adil olanın üzerinde tutmak için yüksek bir fedakarlıkta bulunmaktadır… İyi ki varsınız!..

Haklısınız. Feraset sahibi olan anlıyor, feraset ise sadece millî görüşte bulunuyor. Dolayısıyla oyunu bozacak ancak millî görüş oluyor, halk desteği olsa da olmasa da.
Bizler bunu bilir buna inanırız.

Maalesef halkı Müslüman olan bir çok ülke Siyonistler tarafından direk yönetiliyor. Milli görüş mayası tutan ülkelerdeki Müslüman gruplar Siyonizmin tuzağına düşmüyor ama kahir ekseriyetle diğer Halk mevcut yönetimin ayakta kalmasını sağlıyor.

Tüm medyayı, yayınları, yazıları inceleyin bu çapta, derinlikte bir analiz bulamazsınız. Başka yoruma gerek yok ‘Her şeye rağmen, fırsatını bulunca, Siyonist İsrail, ABD ve AB ülkelerinin de desteği ile İran’a saldıracak; ama İran ve Türkiye’de yaşanacak zihniyet değişimleri sonucu, bu sefer Kuduz İsrail’e ciddi ve tarihi bir saldırı başlatılacak ve bu çıbanbaşı ortadan kaldırılacaktır.’

Maalesef işbirlikçi iktidarlar eliyle Müslüman toplumlar avutulmaya çalışılıyor. Bu işbirlikçiler milletlerini oyalamak ve icazet aldıkları patronlarına yaranmak konusunda maharet kazandılar. Fakat bu sefer milletlerinin uyanışını engelleyemeyecekler. Bu işbirlikçilerin patronları da, kendi içlerinden tepkileri gördükçe derde düştüler ” biz bu dirilişi nasıl engelleyeceğiz” diye. Rabbim vicdan ehlini dile getirdi. Rönesans sonrası kilisenin arka plana geçmesi ile başlayan sınırsız özgürlük anlayışı her ne kadar insanı fıtratın dışına çıkılmasına neden olmuşsa da şimdi bu bir silah olarak batının karşısına çıkmaya başlamıştır. Batı toplumu içerisindeki vicdan ehli insan, siyonizmin güdümündeki kendi idarecilerini gayet güzel sorgulamaya başlamıştır. Rönesanstan sonra toplumların tamamen materyalist olması için siyonizm tarafından tasarlanan yönetim anlayışı bir silah olarak kendisine dönmeye başlamıştır.

İran Hükümetinin Misillemesi bizlere; “Operasyonu, Operaşov’a çevirenleri hatırlatmıştı…

AKP’nin Dış Politika Faciaları sonucu Suriye’de, Kürdistan’ı kurmak isteyen Siyonistlerin maşası olan terör örgütlerinin, Akdeniz’e kadar koridor açmak üzereyken ve Kilis gibi şehitlerimize roketler atılırken, Kahraman TSK’mız Suriye’de çok önemli ve etkili operasyonlar yapmıştı. Ve Siyon-Haçlı Birliğini sahada yenmiş, planlarını bozuvermişti ancak 33 km derinlikte güvenli bölge için mücadele edilirken, ABD’den İktidara gelen “ailenin mal varlığını açıklarız” tehdidinden sonra operasyon maalesef yarım kalmış ve oluşturduğumuz güvenli bölgelerin bazılarından geri çekilmek zorunda kalmıştık.
Zaten operasyon başlamadan önce Kahramanlar “Bir gece ansızın gelebiliriz” derken, emir komuta zincirlerine haber ulaştırmakta ve bal peteğinin üzerine konmuş kara sinek misali “balı ben yaptım” diyerek kahramanlık taslamaktaydı..

Şeytanilerin Planları Başlarında Patlayacak!

Hamas’ın şanlı kurtuluş mücadelesi olarak başlattığı 7 Ekim’den sonra gerçekler gün yüzüne çıkmıştı. Milli Çözüm Dergisi;
İsrail’in bir gece ansızın Gazze’ye baskın yaparak Hamas’ı gafil havlayıp, Gazze’yi işgal etmek ve Filistinli kardeşlerimizi Çöle sürgün etmek planlarını yaparken, Hamas’ın operasyonu ile şaşkınlığa uğradıklarını aktarmıştı. Asıl Planın Türkiye olduğunun altını çizmiş bir sonra ki hedefin Lübyan, Suriye ve İran olduğu konusunda uyarılar yapmıştı.
Zaman, Siyon-Haçlı Birliğinin aleyhine işlerken şeytani hesaplar devreye girmişti Ancak; AKP hükümetinin her açıklaması ayaklarına dolanırken, Siyonistlerin planları yine başlarında patlayacak ve 7 Ekim’den sonra ikinci kez şaşkınlığa uğrayacaklardı!

Erbakan Devrimi çok yakındı!

“Bütün İslam Aleminin başında ki işbirlikçiler gibi İran’ın yönetiminde de kirli odakların bulunduğu aşikarken nasıl olacakta bu dünya kurtulacak?” Sorusuna gelecek olursak…

Hamas’ın kuruculuğunda öncülük yaptığı Hamas’lı yetkililer tarafından açıklanan Erbakan Hocamız, D-8’lerle tarihte ilk defa Şiilerin Lideri kabul edilen İran ile Sünnilerin Lideri kabul edilen Türkiye’yi biraraya getirmişti. Vefatından önce de İran ziyaretlerine ayrı bir önem verdikleri delilleri ile ortadaydı.
Hocamızın açıkladığı üstün teknolojik silahların Kahraman Ordumuzun ilgili birimlerine gerektiği zaman, gerektiği yerde, uygun kişilerin yönetiminde kullanılmak üzere (kadayıfın altı kızardığı zaman) teslim ettiğini açıklamıştı.

Şimdi Erbakan Hocamız Siyon Haçlı Birliğine diz çöktüren Hamas’ı kurmuş.. İran’ın Milli Yapılanması ile sürekli irtibat halinde olmuşlardı.

7 ay önce Hamas’ın kutlu operasyonuyla; Ilımlı ve Katı İslam Projeleri, DEAŞ gibi terör örgütlerinin eylemleri ile bütün dünyada İslam’ı yok etmeye çalışanların oyunları bozulmuştu. İnsanlık, fevc fevc gerçek İslam ile tanışırken… 8 ay önce bunları birisi anlatsa “deli” muamelesi görürdü..

İran’ın içerisinde ki işbirlikçi yapının kirli planları da, zorlu bir süreçten sonra karanlığın en yoğun olduğu anda aydınlığa geçilmesine vesile olacaktı İnşAllah.
İnsanlık; Hocamızın İran ziyaretlerine daha iyi anlayacaktı..

“Ee iyide bu iktidar gitse, bu ülkeyi kim yönetecek ve kurtaracaktı?”

Kıbrıs Fatihi, Bosna Zaferinin Mimarı, Ağır Sanayi hamlesinin sahibi, Hamas’ın kuruculuğunda öncülük yapmış, İran’ın Milli Yapısını Armageddon’a hazırlamış..
Tek kişilik ordu olan Siyonizm ile ömrü boyunca bütün cephelerde mücadele etmiş ve davasını finale getirmiş Cennet Mekan Erbakan Hocamız..
Bir avuç mücahidle Gazze’yi Siyonistlerin mezarı yapmış ancak İslam’ın son ordusu olan ülkemizde bir çekirdek kadro hazırlamamış olması ne kadar garip olurdu..
Sadece ülkemiz değil bütün insanlığı kurtaracak plan, proje, sistemler hazırdı. Kadayıfın altı kızarmak üzereydi…

“Bulutlar dağıldığınca, Erbakan mührünü göreceksiniz!” Üstad Ahmet Akgül

‌  Bir yanda Milli Türkiye ve Milli İran Türkiye merkezli Milli yapı tarafıyken, diğer tarafta İşbirlikçi İran, işbirlikçi AKP Türkiyesi Siyonist komuta merkezinden idare edilmekteydi. Yani Fiiliyatta cephe Gazze- İsrail’ken, hakikate mücadele iç içeydi.
    Yani işbirlikçi İran İsrail’e bahane hazırlarken, işbirlikçi AKP yönetimi de İsrail’e diplomatik koruma ve lojistik tedarik sağlamaktaydı.Ülkelerdeki milli ve kirli yapılar en az İsrail ve Filistin kadar mücadele içindeydi. Sonuç olarak; zekavet ve işbirlikçilik mi? Yoksa yüksek teknoloji ve stratejik akıl mı galip gelecekti?! 
Not: Artık TBMM’de de açıkça iki zihniyet kılıç çekmişti. Bir tarafta her partiden Milli Görüşlü kahramanlar diğer tarafta İsrailci kalpazanlar.

Son söz;”Allah nurunu tamamlayacaktır”

Last edited 1 yıl önce by Ali Çağıl.

İyide sonuç ne? Sorusunun cevabı makalemizin son bölümünde geçen şu paragrafın içerisinde bulunmaktadır:

“Bizim kanaatimize göre; her şeye rağmen, fırsatını bulunca, Siyonist İsrail, ABD ve AB ülkelerinin de desteği ile İran’a saldıracaklardı. Ama İran ve Türkiye’de yaşanacak zihniyet değişimleri sonucu, bu sefer Kuduz İsrail’e ciddi ve tarihi bir saldırı başlatılacak ve bu çıbanbaşı ortadan kaldırılacaktı!?”

İyide sonuç ne?
Her taşın altında Siyonist var. Peki nasıl temizlenecek?
İran oyunun bir parçası. Ozaman kiminle yola çıkacağız?
Saadet dip noktada. Diriliş nasıl olacak?

Nahl 45
Öyle ise (hâlâ), sinsice ‘kötülüğü örgütleyip düzenleyenler’ (ve çeşitli tuzak sistemler üretenler), Allah’ın kendilerini yerin dibine geçirmeyeceğinden veya şuuruna varamayacakları yerden (başlarına bir) azabın gelmeyeceğinden emin midirler?
Enbiyâ 70
Böylece ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat Biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Hacc 38
Şüphesiz Allah, (müşriklerin saldırılarını ve sinsi tuzaklarını) iman edenlerden defedip uzaklaştırıverecektir. Gerçekten Allah, hainlik ve nankörlüğü (huy edinmiş) olan hiçbir kimseyi sevmez (ve onları rezil edecektir.)
Neml 50
Böylece onlar (Müslümanlara ve mazlumlara karşı) bir tuzak (hileli bir düzen) kurdular. Biz de, farkında olmadıkları bir tuzak kurup (onların planlarını altüst ettik ve bu tuzaklarını onların başına geçirdik.)

BU OPERASYONDA HEDEF: TÜRKİYE’DİR…

7 Ekim sabahı Aksa Tufanı başladığında, bütün dünya şaşkınlığa kapılmıştı. Ama o günlerin yoğun gündemi arasında kaynayan bir husus dikkatlerden kaçmıştı. İran, Lübnan Hizbullah’ı, Yemen Husiler’i ve dahi Hamas’ın en üst düzey yetkilileri, operasyondan habersiz olduklarını beyan ederek, dünyadan daha da şaşkın durumdalardı. Ve o günlerde İsrail askerlerinin basına yansıyan birtakım ifadeleri de, yukarıda yazdığımız konuyu teyit eder gibidir. Askerler, “sahada dehşete düştüklerini ve kiminle savaştıklarını bilmediklerini” belirtmişlerdi. İsrail, Kassam Tugayları eliyle dayak yiyordu ama dayak atanın kim olduğunu ancak çözmüş olmalı ki, bir sonraki şeytani plan için düğmeye basmıştı.

HEDEF: MİLLİ TÜRKİYE idi.

Çünkü; İran taktik, Türkiye stratejik düşmandı…

Hem Filistinliler lehine olup-biten her durumun kendi hanelerine yazılmasına ses etmeyen İran’daki kabuk yönetimin foyası aslında ta o zaman ortaya çıkmıştı ama bizde nasıl ki AKP’den daha AKP’li iktidar şakşakçıları varsa elbette İran’ın da vardı. Sonuçlarının kime yarayacağı apaçık belli olan, İran’ın bu son zırva operasyonuna, türlü te’vil uydurmaya çalışan şakşakçılara aslında tek bir cümle yeterli idi:
“Akıl; bir işin sonunu düşünmektir.”

Velhasıl; bu operasyonun bu yazıda yazılan sonuçlarını İran devlet aklı hesaplayamamışsa, akıl yoksunudur. Hesaplamışsa eğer, bilsinler ki, her hesabın üstünde hesap görücü olan Allah, her zalimin defterini dürecek, hiç kimsenin ettiği yanına kâr kalmayacaktır. Üstünden kanlı siyaset yürüttükleri mazlum Gazze’li bebeklerin ahı, tüm zalimlerin saltanatını yerin dibine geçirecektir.
 

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
21
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...