YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
68d22ae48b2f9
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 7 5 2
Bugün : 3307
Dün : 42998
Bu ay : 1016514
Geçen ay : 1415082
Toplam : 42692886
IP'niz : 216.73.216.136

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

KAMU HAKKININ ÇALINMASI1

  1. 27.06.2025 tarihli Diyanet’in Cuma Hutbesi
  2. Müslim, İman, 182
  3. Âl-i İmrân: 161
  4. Müslim, Müsâkât, 141
  5. Ebû Dâvûd, Harâc, fey’ ve imâre, 9,10
  6. İbn Mâce, Ahkâm, 2
  7. Buhari, Farzu’l Humus, 7
  8. Prof. M. N. Özdemir
  9. Mustafa Kır – Maarifin Sesi
 
4.5 8 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Abone ol
Bildir
4 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

KUL HAKKI

Bu harika makaleden anladığım; Vakıf, dernek, parti, şirket, işletme, kamu kurumu vs. nerde ve hangi konumda ve makamda olursak olalım, maddi, manevi kul hakkına girmek, helalleşmeden ahirete gitmek en büyük felaketlerimizden olur Allah korusun! Zira Allah’ın cc ahirette şehit bile olunsa affetmeyeceği büyük günah kul hakkıdır! Devlet, millet ve kamu malını yemek helalleşmesi imkansız bir vebaldir!. Hele ki, ülkemizin ve insanlığın umudu, Milli Görüş – Milli Çözüm davamızın kurumlarının ve takipçilerinin maddi manevi istismarı asla affedilmeyecek hem bu dünyada hem de ahirette acı ve alçaltıcı azabı olacaktır!

Kul hakkının o kadar çok çeşitleri var ki saymakla bitmez; çalmak, torpil yapmak, liyakati olmayan göreve getirmek ve gelmek, faizci ve hırsız iktidarlara oy vs. ile destek olmak, yalancı şahitlik yapmak, yalan ve iftira ile kötü amaçlarına ulaşmaya çalışmak, davasını ve kardeşlerini istismar etmek, kardeşlerinin özel hallerini doğru ya da yanlış fark etmez alakasız insanlarla paylaşmak, gıybet etmek, kardeşlerinin itibarını zedelemek, ticaretinde ve işlerinde yalan söylemek, her türlü hileyi amaçlarına ulaşmak için mubah görmek, bulunduğu görevi makamı amacı dışında şahsi çıkarları için kullanmak, kamu ve görevli olduğu kurum hizmetlerini sunarken ayrımcılık yapmak, ihtiyacı olmadığı halde kamu-dernek ve kardeşlerini istismar etmek vs.

Çoğu kez kul hakkını yiyenlerin cezasının ahirete kalmadığı bu dünyada haksız, hukuksuz elde ettikleri mal ve imkanları cezaevi, hastalık ya da sevdikleri insanların başlarına gelen musibetlerle acı bir şekilde çektiklerini görmekteyiz. Allah bizleri bu yanlışlara düşmekten, yapmışsak helalleşmeden ölmekten korusun!. Amin..

Bakara 188
Aranızda birbirinizin mallarını (hırsızlık, kumar, gasp, faiz, aldatma, hile gibi) haksız ve bâtıl sebeplerle yemeye kalkmayın! (Bu kötülükleri serbest bırakan zulüm ve sömürü sistemlerine ve işbirlikçi hain yönetimlere arka çıkmayın.) Ve insanların mallarının bir kısmını (yalancı şahitliği ve çek senet hilesi gibi haram olduğunu) bile bile günah ve haksız yöntemlerle yemek için, onları (rüşvet olarak) hâkimlere aktarmayın.

https://www.mealikerim.com/2/bakara/188

HAKK GELDİ BATIL ZAİL OLDU!

Yetimin hakkını gasp eden işbirlikçilerden ve mazlumu sömüren zalimlerin bu dünyada ki cezaları çok yakındır.
Adalet ise ancak;
Yeni Adil Bir Düzen ile sağlanabilir.
Kim inanıyor ve yolunda gayret çekiyorsa ona verilecektir! Sünnetullah böyledir…

Haramın her türlüsünden , bilmeyerek dahi haramın zerresine bulaşmaktan Rabbimize sığınıyoruz.
Adil olmayan, Haramzade düzenlerden ve o bozuk düzenin yöneticilerine destek verip tüyü bitmemiş yetimlerin hakkına girmekten Allah’a sığınıyoruz.
🤲🤲🤲

Mü’min kul, izzeti şerefi mal mülk makamda aramaz. Çünkü bilir ki:

“Kim izzet ve şeref istiyorsa (bilsin ki) izzet ve şerefin hepsi Allah’ındır (ve O’nun yolunda aranmalıdır). O (Rabbimize) ancak (tevazu ve teslimiyetle yapılan övgüler ve şükürler gibi) güzel sözler yükselir. (Bu güzel dua ve zikirleri de sadece) Salih ameller (ve halis niyetler) yukarı kaldırıp (Allah’a eriştirir). Ama kötülükler (ve şeytani niyetler)le hile ve tuzak kuranlara (halkı aldatmak için dini duyguları ve değerleri istismara kalkışanlara) gelince, onlar için de çetin bir azap vardır ve tuzakları (şeytani tasarıları) boşa çıkacaktır.” (Fâtır: 10)

Dolayısıyla kul; tevazu, hiçlik ve acziyetinin idraki içinde, salih amellerle Rabbine ne kadar yaklaşabilirse, Hak katında o nispette izzet kazanır. Mütevazı kullarını Cenab-ı Hak yüceltir.

Çünkü Rabbimiz ayet-i kerimesinde buyurur:

“…Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız (kerim ve değerli sayılanınız, ırk ya da soyca değil) takvaca (kötülükten sakınma, iyilikte yarışma konusunda) en ileride bulunanlarınızdır. Şüphesiz Allah (her şeyi hakkıyla) Bilendir, Habir’dir.” (Hucurât: 13)

Yani Allah katında yegâne üstünlük “takva” iledir. Takva ise Allah’ın rıza ve muhabbetinden mahrum kalma korku ve endişesi içinde, haram ve şüphelilerden titizlikle sakınıp bütün gücüyle salih amellere, ibadet ve taate, Allah yolunda cihada gayret göstermekle elde edilir. Nefsani arzuları bertaraf ederek her an İlahi müşahede altında olduğunu bilen birisi mümkün müdür ki, ne kamuda ne de özelde harama el uzatsın ya da iftira ile başkasının haysiyetine izzetine şerefine dil uzatsın.

Kalplerdeki takva duygusunun kimde daha yüksek olduğunu, dolayısıyla kimin daha hayırlı olduğunu ise zaten ancak Allah Teâlâ bilir.

Takva numarası ile kişi ancak kendini ve etrafındaki üç beş gafili kandırabilir. Hele de bu takva numaralarıyla -hâşâ- Allah’ı kandıracağını veya atlatacağını düşünenler ahmakın önde gidenidir. Öyle havalara girip, üstünlük taslamakla kişi kendini hem dünya da hem ukbada rezil ve zelil eder. Hazret-i Ali Efendimizin de ifadesiyle: “İnsanoğlunun evveli nutfe, sonu ise cîfe” iken ben neyin havasıdayım? diye insan kendini sığaya çekmelidir.

Sonuç olarak; Cenab-ı Hakkın İlahi kudret ve azameti karşısında acziyet ve hiçliğinin yani kul olduğunun bilincinde olan bir mü’min; asla haset, fesat, gurur, kibir ve ucuba meyletmediği gibi, harama da el, izzetli ve şerefli insanların haysiyetine, namusuna, şerefine de dil uzatamaz.

Ha uzatırsa ne mi olur?

Meczubun birinin musalladaki mevtaya telkin ettiği gibi:

“Haram yemedinse, yalan söylemedinse fazla telaşa lüzum yok.
Burada ne verdinse orada onu alırsın, burada ne aldınsa orada onu verirsin.”

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
4
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...