YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
68c19bf312bd1
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 7 2 8
Bugün : 33927
Dün : 46483
Bu ay : 449991
Geçen ay : 1415082
Toplam : 42126363
IP'niz : 216.73.216.17

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

KEMAL KILIÇDAROĞLU HAKLIYDI VE KAZANACAKTI!..

Hatırlayınız; 5 Eylül 2014 tarihli CHP kurultayında Sn. Kemal Kılıçdaroğlu 740, rakibi Muharrem İnce ise 415 oy almıştı. İnce’nin oyu en fazla 300 kadardı, bu sonuca kendisi de şaşırmıştı, evet CHP’nin marazlı masonik takımı Kılıçdaroğlu’na karşıydı. Çünkü Kılıçdaroğlu, “Kirli, kiralık ve münafık cephenin” değil, “Milli ve duyarlı cephenin” yanındaydı. Kaldı ki Sn. Kılıçdaroğlu, Rahmetli Deniz Baykal’ın %21’lerdeki CHP’sini %26’lara taşımış ve 1. parti olmasını sağlamıştı. Bazılarının iddia ettikleri gibi CHP’nin bu başarısı Özgür Özel’in marifeti sayılamazdı, çünkü 3-5 ay içerisinde böyle bir değişimi başarması imkânsızdı. Kılıçdaroğlu 3 Şubat 2018’deki kurultayda da 790 oy alarak Genel Başkan seçilmeyi başarmıştı.

CHP’nin 4-5 Kasım 2023’teki Şaibeli Kurultayı!

4-5 Kasım 2023’teki CHP kurultayında Sn. Özgür Özel’in; şaibeler, şüpheler ve hilelerle kazandığı ve Sn. Kılıçdaroğlu’nun “arkadan bıçaklandığı” yine bizzat CHP’li yetkililerin itiraflarıydı.

Evet; “Yüz milyonlara ulaşan para dağıtmalar, çocuklarını ve yakınlarını belediyelerdeki cazip işlere almalar, barlarda-pavyonlarda delege ağırlamalar, önümüzdeki seçimlerde Milletvekilliği ve Belediye Başkanlığı adaylığı rüşveti sunmalar…” gibi gayrimeşru yöntemlerle, Özgür Özel’in, çok özel ve sinsi sistemlerle Genel Başkan yaptırıldığı:

Bizzat bazı CHP’li yetkililerin suç duyurularıydı!..

Gerekli şahitler ve belgeleri sunanlar yine CHP’nin adamlarıydı!..

Bu yaman iddiaları doğrulayan ve itirafçı olanlar, CHP’nin etkin elemanlarıydı!..

Üstelik, resmen ve hukuken yeterli ve geçerli kanıtlar bulunmuştu ki; savcılık mecburen soruşturma açmıştı!..

Neymiş Efendim!.. “Seçim kurullarının onayladığı siyasi sonuçlar, Yargı tarafından soruşturulamazmış!?..”

Hadi oradan, kendi aklınca ve ayarınca laf cambazlığı ve yasa bağlılığı yapan zırvacılar!.. Yahu, Yargı’nın haklı olarak el attığı, hür siyasi tercihler ve tespitler değil; oy vermede yapılan hırsızlık, arsızlık, haksızlık, delege etkilemeye yönelik hilekârlıklardır. Evet bunların hepsi, hem hukuka, hem ahlâka, hem seçme ve seçilme haklarına, hem de Milli vicdana aykırı davranışlardı. Hiç yasalara ve Milli iradenin temsil ve tecelli kurallarına aykırı olarak yapılan hırsızlık ve haksızlıklar, seçim sonuçlarıyla aklanır mıydı?

Hayret, CHP’nin eskimiş ve ekşimiş MASON’ları bile Sn. Kılıçdaroğlu’na cephe açmışlardı ve mahkemeler lehinde karar verse bile onu Genel Merkez’e sokmayacaklardı!?.. Artık anlaşılıyor ki; bu, masonlarla Milli tarafın, Atatürk simsarlarıyla akıl ve vicdan erbabının bir hesaplaşmasıydı… Ve bekleyip görün ki, haklı ve hayırlı taraf kazanacak, masonlar ve münafıklar hezimete uğrayacaklardı… Ve tabi farkındasınız, Cumhur İttifakı da, doğrudan değil ama, dolaylı biçimde Özgür Özel’den yanaydı!.. Çünkü Sn. Kılıçdaroğlu MİLLİ MUTABAKAT amaçlıydı…

Bu arada Leman dergisinin Hz. Peygamberimizle ilgili küstah ve kışkırtıcı karikatürü konusunda Özgür Özel’in yavan ve yayvan yorumlarının, bu saygısız Dergi tarafından “çok güzel ve hakkaniyetli” bulunması da asıl ayarlarını ve amaçlarını ortaya koymaktaydı!?.. Durumu tek cümle ile özetlemek gerekirse; Sn. Özgür Özel’in Genel Başkanlığından sonra, CHP artık yönetilemeyen bir parti konumundaydı!..

Bizi şahsen üzen ve düşündüren noktalardan birisi de, değerli ve dengeli Alevi yurttaşlarımızı temsil iddiasındaki oluşumların ve şahısların, bu sinsi ve Siyonist süreçte, Sn. Kılıçdaroğlu’nun yanında, gereği ve yeteri kadar durmamalarıydı. Evet, Din ve Mezhep taassubuyla SİYASET yapmaya temelinden karşıydık, ama geçmişte ve Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Sn. Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” olması bile, bazı akılsız ve ahlâksız takımınca bir “kusur” gibi takdime çalışılmıştı. Hatta Odatv’nin karışık bir yazarı, Sn. Kılıçdaroğlu’nun rahmetli babasının ve kendisinin “Devlete bağlılığını” bir suç gibi sunmaktan ve bu durumu çok gizli ve tehlikeli bir sır gibi aktarmaktan utanmamış ve sakınmamıştı!.. Bu nedenle ilgili çevrelerin, Kılıçdaroğlu’na yönelik bu tertipli linç kampanyasındaki sessizlik ve tepkisizlikleri de MASONİK ve MÜNAFIK merkezlerin bir baskısı olduğu sırıtmaktaydı…

Biz daha önce, Adil Düzen döneminde şu beş şey ekseninde parti kurulamayacağını, defalarca hatırlatmıştık.

Evet; farklı Din ve düşünceden, ayrı kültür ve kökenden, ama istisnasız tüm insanlarımızın temel insan haklarına ve evrensel hukuk kurallarına dayalı, herkesin huzur ve refah içinde onurlu yaşayacağı ve Erbakan’ın hazırladığı ADİL DÜZEN hükümetinde şu beş şey dayanaklı parti olması, halkı kapıştırmaya ve kışkırtmaya sebep olacağından kaldırılacaktır:

Din, mezhep, etnik köken, bölge, kesim ve zümre, ve ortak milli değerler temelinde Siyasi Parti kurulması, akla, vicdana ve hukuka aykırıdır. Örneğin: İslam Partisi, Şii Partisi, Kürt Partisi, Güneydoğu veya Trakya Partisi, İşçi-Köylü Partisi, Vatan-Bayrak-Atatürk Partisi gibi siyasi oluşumlar:

a- Hem birlik ve barış değil, ayrılık ve düşmanlık aracıdır.

b- Hem de bunlar, karşıt partilerin kurulmasına ve ülkede huzurun bozulmasına yol açacaktır.

c- Oysa partiler, tüm ülkeye ve bütün halk kesimlerine hizmet etmek üzere hayırlı zihniyet ve projelerle ortaya çıkmalıdır.

d- Vatan, Bayrak, Atatürk gibi kavramlar bütün milletin ortak değeri olduğu için, bu isimlerle kurulan partiler, halkımızın diğer kesimlerinin Vatan, Bayrak ve Atatürk karşıtı gibi algılanmasına ve elbette alınmasına sebep olacaktır.

İşte bu nedenle Milli Çözüm olarak bize göre şu 5 şeyin partisi yanlıştır, yapıcı değil yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır:

1- Din Partisi veya Mezhep Partisi yanlıştır. İslam Partisi-Hristiyan Partisi, Sünni Partisi-Alevi Partisi olmamalıdır.

2- Irk temelli parti yanlıştır, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcıdır. Türk Partisi-Kürt Partisi, Çerkez Partisi-Göçmen Partisi olmamalıdır.

3- Bölge Partisi yanlıştır. Güneydoğu Partisi-Ege Partisi yararlı değil zararlı sonuçlar doğuracaktır.

4- Mesleklerin Partisi değil Sendikası olmalıdır. Bu nedenle İşçi Partisi-Köylü Partisi yanlıştır.

5- Millete ait Ortak Değerler Partisi istismarcılıktır. Atatürk Partisi, Bayrak Partisi, Cumhuriyet Partisi, Vatan Partisi kurulmamalıdır. Çünkü bunlar bütün milletin ve tüm partilerin ortak değerleri konumundadır.

Günümüzde siyaset arenasında ve particilik anlayışında görülen, toplumun temel değerlerini ve beklentilerini İNKÂRCILIĞIN da İSTİSMARCILIĞIN da artık önünü kesmek lazımdır. Maalesef bir kısım partiler ve kesimler Dini, ahlâki ve milli değerleri inkâr ederek, AKP gibi partiler ise istismar ederek ve hatta bunlar birbirlerini besleyerek; Erbakan Hocamızın Demokratur tiyatroları dediği bir demokrasi diktatoryası kurmuşlardır.

Sn. Kılıçdaroğlu, hem 6’lı masadaki siyaset ortakları, hem de parti içindeki Dönme ve Mason artıkları tarafından, defalarca sırtından bıçaklanmıştı!

Hatırlayınız, Sn. Erdoğan’a karşı Cumhurbaşkanı adayı oldukları ve kazanmaya oldukça yaklaştıkları bir ortamda, tek başına barajı aşamayacakları tartışılan ve 6’lı masa sayesinde kendilerine onlarca Milletvekili sağlanan İYİ Parti’nin başındaki MERAL AKŞENER olsun… SP’nin başındaki TEMEL KARAMOLLAOĞLU olsun; hem koalisyonun omurgası, hem CHP’nin Genel Başkanı olduğu için doğal olarak Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi ve desteklenmesi gereken Kılıçdaroğlu yerine Temel Bey, Erbakan’ın “İsrail baltasının içimizdeki yerli sapı!..” dediği Abdullah Gül’ü sık sık gündeme taşımış ve Kılıçdaroğlu’na çelme takmıştı. Hem zaten Meral Akşener her türlü vefa ve vicdan ölçüsüne aykırı, muhalefetten daha beter bir tavır takınmıştı. Bunlar yetmezmiş gibi, CHP içindeki marazlı ve maksatlı takım da Sn. Kılıçdaroğlu’nu arkadan bıçaklamış ve yüz yılda bir gelecek fırsatı bile tepmekten sakınmamışlardı… Zaten sonraki süreçteki Kongre hilekârlıkları ve delege avcılıkları da hainlerin ayarının resmi kanıtlarıydı!.. O seçim sürecinde de bu gerçekleri samimiyet ve cesaretle yazan sadece Milli Çözüm Dergisi olmaktaydı.

Kılıçdaroğlu’nun bir suçu(!) da, Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı anma toplantısına katılmasıydı!

CHP lideri Kılıçdaroğlu, katıldığı programda yaptığı konuşmada şunları aktarmıştı:

Sevgili dostlarım, merhum Necmettin Erbakan’ın aramızdan ayrılışının 10. yıldönümünde onun anısına düzenlenmiş bu toplantıda sizlere hitap etmenin memnuniyetini yaşıyor, herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Sevgili dostlarım, bir cumhuriyet çocuğu olan Profesör merhum Necmettin Erbakan; destekçilerinin de ve karşıtlarının da Erbakan Hocası olarak yaşamını sürdürdü. Onun hocalığı sadece bir akademik unvan değildi. Onun hocalığı üniversite kürsülerine sıkışmış bir akademisyen-öğrenci ilişkisi de değildi. Onun hocalığı aynı zamanda ömrünü verdiği bir siyasi hareketin siz değerli mensuplarını vatan, millet ve bayrak sevgisiyle bir araya getirmiş milli bir görüşün hocalığıydı. Onun hocalığı Milli Nizam Partisi’nden Milli Selamet Partisi’ne ve 12 Eylül sonrasında sırasıyla Refah, Fazilet ve Saadet Partisi’ne kadar uzanan bir kararlılığın Hocasıydı.

…Ben Türkiye’nin ihtiyacı olan ezgiyi bugün bu salonda bir kez daha seslendirmeye başladığımıza inanıyorum. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi aynı zamanda farklılıkların bir araya gelerek pek çok sorunu çözebilmiş olmamızın tarihidir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde kazandığımız milli mücadelemiz birlikte olduğumuzda nereleri başarabileceğimizin de en güzel örneğidir. Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren; ekonomiden milli eğitime, sağlıktan milli güvenliğe kadar her alanda başlatılan kalkınma hamleleriyle çok kısa bir sürede dünyanın saygın devletleri arasına girmemiz birlikteliğimizin sonucudur. Farklılıklarımızla bir araya gelerek ülkemizin pek çok sorununu çözebilmiş olmamızın bir başka örneği de şüphesiz 26 Ocak 1974’te kurulan birinci Ecevit hükümetidir. Yani Cumhuriyet Halk Partisi, Milli Selamet Partisi koalisyonudur. 11 aylık kısa ömrüne rağmen bu koalisyon hükümeti Türkiye ve bölgenin geleceği açısından tarihi adımlar atmayı başarmıştır. Bu başarıların şüphesiz en önemlileri 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ve devamıdır. Bu harekât Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temellerini atmıştır. Ve bugün Mavi Vatan’dan söz ediyorsak bu Ecevit ve Erbakan’ın sayesindedir. Bu koalisyonun Kıbrıs Barış Harekâtı ile haşhaş ekiminin serbest bırakılması da dahil tarihi nitelikteki pek çok icraatı kadar önemli bir başka niteliği daha var. Bu nitelik farklı siyasi geleneklere sahip iki siyasi partinin hangi ilkeler çerçevesinde bir araya geleceğini göstermiş olmasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi, Milli Selamet Partisi protokolünün birinci maddesinde koalisyonun amacı şu şekilde ifade edilmiştir. Milli, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti ilkesine yürekten inanan, hukukun üstünlüğüne, demokratik hak ve hürriyetlere saygılı Cumhuriyet Halk Partisi ve Milli Selamet Partisi’nin ortak gayesi; kanunları herkese eşit olarak uygulayan Atatürk ilkelerine bağlı bir devlet iradesiyle anlayış, kardeşlik ve sosyal adalete dayanan bir toplum düzeninin kurulmasıdır. Ve belki de bu koalisyonun hangi duygularla kurulduğunun en somut ifadesi üçüncü maddesinde yer almaktadır. CHP-MSP koalisyon hükümeti kırgınlık ve acıları gidererek bütün geçmişin bir yana bırakılmasını, karşılıklı bağışlama ve hoşgörüye dayanan bir kardeşlik ortamının kurulmasını ilk görev sayar. Değerli büyüklerimiz de, siyaset büyüklerimiz de burada, onlar da bu koalisyonun tanıkları oldular.

Bugün de ihtiyacımız olan budur. Tüm kırgınlıkları ve acıları gidermeliyiz. Bütün bir geçmişi bir yana bırakarak helalleşmeliyiz. Karşılıklı bağışlama ve hoşgörüye dayanan bir kardeşlik ortamını oluşturmalıyız. Ancak bunları başarabildiğimiz zaman yaşanabilir bir Türkiye’yi kurabiliriz. Biz dostlarımızla birlikte yaşanabilir bir Türkiye’yi kuracağımıza inanıyoruz. Ama bugün dostlarımızın arasında saymadıklarımızı da düşmanlarımız olarak görmüyoruz. Bir kez daha vurgulamak isterim, dostlarımız vardır ancak düşman olarak gördüklerimiz yoktur. Yunus Emre’nin dediği gibi ‘Düşmanımız kindir bizim, biz kimseye kin tutmayız. Kamu âlem birdir bize’. Erbakan Hoca’dan da öğrendiğimiz budur. Lideri olduğu siyasi partiler kapatıldığında ve siyasi yasaklı duruma düştüğünde dahi Cumhuriyete olan bağlılığından geri adım atmamıştır. Ülkeyi kutuplaştırmamış, kendisi üzerinden ülkeyi kutuplaştırmaya çalışan kimi vesayet kurumlarına karşı dahi hukuk içinde mücadele yürütmüştür. Kendisi gibi düşünmeyene karşı her zaman saygılı olmuştur. Ancak haksızlık karşısında da asla susmamıştır.

… Tıpkı bu salonda olduğu gibi farklılıklarımızı birer zenginlik olduğu bilinciyle istişare ederek, aklımızı kullanarak Hakkın galip gelmesini, bâtılın zail olmasını sağlayabiliriz. Sevgili dostlarım, içinden geçtiğimiz pandemi süreci uluslararası düzeyde yeni bir sosyal devlet ihtiyacının şart olduğunu önümüze koymuştur. Yeni bir sosyal devleti ancak uluslararası dayanışmayla sağlayabiliriz. Sevgili Peygamberimiz “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” diye buyurur. Bu hadis sadece komşularımızla kurmamız gereken beşeri ilişkiyi değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerin olması gereken düzeyini de belirler. Egemen güçlerin zenginliklerinden fedakârlık yapmaları bir zorunluluktur. Üçüncü dünya ülkelerinin sömürülmesi yoluyla sağlanan bu zenginlik helal bir zenginlik değildir. Egemen güçlere geri adım attıracak ülke, tarihi boyunca mazlum milletlere timsal olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. D-8’in kuruluş felsefesi de bu doğrultudadır. İnanıyorum ki, daha fazla demokrasi hedefiyle sağladığımız birlik ve beraberliğimiz tüm dünyaya örnek olacaktır. Dünyevi hırslarımızdan arınarak çatışmayı, kutuplaştırıcı dili, ‘sadece ben’ diyen anlayışı ülkemizin gündeminden söküp atacağız kimsenin şüphesi olmasın, kimse umutsuzluğa kapılmasın.[1]

Erbakan; ‘CHP ile ittifak olur mu?’ sorusunu yıllar önce bakın nasıl yanıtlamıştı!

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi önünde Genel Başkan tarafından açıklanmıştı. Merakla beklenen toplantı öncesi Genel Merkeze Atatürk posterleri asılmış ve Milli Çözüm bir kere daha haklı çıkmıştı!..

Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanması sonrası AKP Milletvekili Alpay Özalan’ın “Mübarek Berat gecesinde ve bu acılı günlerimizde merhum Necmettin Erbakan Hocamızın kurmuş olduğu Saadet Partisi’nin binasının önünde coşkuyla CHP’nin adayı açıklandı. Bu rezillik, Saadet Partisi’ne 100 yıl yeter!” küstahlığı sadece ucuz ve uyuz bir kahramanlıktı. Çünkü şimdilerde MHP ile birlikte bebek katili Abdullah Öcalan’ın güdümündeki DEM Parti ile kucaklaşmışlardı.

Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan’ın 1996 yılındaki “CHP ile daha önce koalisyon kurduk, yine kurarız” sözlerini içeren videosu bu fırsatçı fesatlara iyi bir yanıttı. Erbakan Hocamız o videoda “Biz CHP ve DSP ile beraber koalisyon kurarız. Bu memlekete en hayırlı hizmeti yaparız. Zaten yaptık. Zerre kadar şüphemiz yok. Buna birtakım ön yargılarla yanlış bir şekilde uzlaşma yerine bizi kendimizden uzaklaştırmaya kalkacak olursak bu fayda getirmez.” ifadelerini kullanmıştı. CHP ile Milli Görüş hareketi 1974’te Milli Selamet Partisi, CHP ile koalisyon kurmuşlar ve Kıbrıs Barış Harekâtı gibi önemli bir konuda birlikte karar almışlardı.[2]

Kılıçdaroğlu’nun: Ülkeyi dış güçler yönetiyor! Çıkışı…

Kemal Kılıçdaroğlu, Number One Türk ve Number One Fm ortak yayınında “Seçim Özel” programında soruları yanıtlamıştı.

Bunlar (Erdoğan iktidarı) “Borç para almadan ekonomiyi yönetemiyorlar” saptaması

CHP Genel Başkanı iken, “Dış güçler diye tanımlanan şeyin; Londra’da borç para istenildiğinde, bunu (faizli olarak bize) temin eden ekonomik güçler olduğunu” söyleyen Kılıçdaroğlu:

“Siz gidip borç para istemezseniz sizi nasıl etkileyecekler? Dolar yerinde duruyor zaten. Siz gidip onlara yalvarıyorsunuz. Erdoğan, Mehmet Şimşek, bürokratlar niye Londra’ya gidiyor, niye yalvarıp yakarıyorlar ‘bize borç para verin’ diye? Onlara yalvarmayın, rest çekin, (milli kaynaklara yönelin) biz de size destek olalım. İkili oynuyorlar. İçeride ‘dış güçler’ deyip horozlanıyorlar, dışarıya gidip yalvarıyorlar. ‘Ne olursunuz bize para verin.’ diye sızlanıyorlar. Önümüzdeki 1 yılda 240 milyar dolar borç ödemek zorundalar. 240 milyar dolar para bulmak zorundalar. Faiz lobisi de ‘Bende para var, vereceğim. Ama faizi yükseltin, ülkeyi kalkındıracak yatırımları kesin. Yoksa borç vermem’ diyor. Bunlar önce ‘yükseltmeyeceğiz’ dediler. Sonra ‘olur siz bilirsiniz’ diye boyun eğdiler. Adamların herhangi bir şekilde bize uyguladıkları bir şey yok ki. Borç vermem diyor. Vermeyince Türk lirası değer kaybediyor. Dolar yerinde duruyor. Bunlar yakayı tefeciye kaptırmışlar da ondan ülke perişanlık çekiyor. Borç para almadan ekonomiyi yönetemiyorlar. Yakayı küresel tefecilere kaptırmış durumdalar.” diyerek gizlenen gerçekleri açığa vurmuşlardı!..

  1. chp.org.tr – 27.02.2021
  2. Yeniçağ – 07.03.2023
4.7 13 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Abone ol
Bildir
6 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Sn. Kılıçdaroğlu seçim sonrası yaptığı bir X paylaşımında sadece Cumhur ittifakı ile değil onun çeteleriyle de mücadele ettiğini anlatmıştı. Seçim döneminde de sonrasında kendisini gerçek anlamda destekleyen ve sahip çıkan Milli Çözüm olmuştu. Özellikle seçimin ardından kendisinin günah keçisi yapılmasına da izin vermeyen yine Milli Çözüm dergisiydi.

Hamdolsun yine Milli Çözüm gerçek bir kavrayışla haklının yanında olmuş, milli ve duyarlı cephenin yegane sözcüsü olmaya devam etmiştir.

“Mevcut iktidarın en büyük şansı mevcut muhalefetin takındığı tavır ve içinde bulunduğu durumdur” tespitinin geçerliliğini koruduğu günlerden geçiyoruz. Toplumda bir mutabakat ortaya koymak isteyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu önü sonu belli olmayan kongrelerde devre dışı bırakan CHP yönetimi, daha büyük belalarını kendi başlarına sarılmasına da sebep oldular. Ülkemizin bozulan bu siyasi zemininin toparlanacağı günlerin yaklaşmasını ümit ediyoruz. Aksi takdirde hemen dibimizde cereyan eden hadiselerin nereye varacağını Milli Çözüm onlarca kez yazdı.

Sn. Kılıçdaroğlu 2023 seçimleri öncesi Chp merkezine dev Filistin bayrağı çekmiş, Mavi Marmara Şehitlerinin yakınlarını tek tek ziyaret etmiş, hatta bunun hesabını soracağını ifade etmiş, partisinin önceki dönemlerde yaptığı yanlışlardan ötürü helallik istemişti. Rahmetli Erbakan Hocamızın vefatının 10. yıl dönümündeki yaptığı konuşmasıyla bir nevi Erbakan çizgisinde Milli Mutabakat sinyalini vermişti.
Evet yıllardır Milli Çözüm Dergisinin hatırlatmaları haklı çıkmıştı. Neydi o? ”Siyonizmin en büyük korkusu Türkiye’nin (sağcısı solcusu, Alevisi Sunnisi, Türkü Kürdü) Erbakan eksenine kaymasıydı”

“Cumhur İttifakı da, doğrudan değil ama, dolaylı biçimde Özgür Özel’den yanaydı!.. Çünkü Sn. Kılıçdaroğlu MİLLİ MUTABAKAT amaçlıydı…

Kılıçdaroğlu’nu linç kampanyasındaki sessizlik ve tepkisizlikleri de MASONİK ve MÜNAFIK merkezlerin bir baskısı olduğu sırıtmaktaydı…

• Bizzat bazı CHP’li yetkililerin suç duyurularıydı!..

• Gerekli şahitler ve belgeleri sunanlar yine CHP’nin adamlarıydı!..

• Bu yaman iddiaları doğrulayan ve itirafçı olanlar, CHP’nin etkin elemanlarıydı!..

• Üstelik, resmen ve hukuken yeterli ve geçerli kanıtlar bulunmuştu ki; savcılık mecburen soruşturma açmıştı!..”

Dünya Siyonizm tarafından hapishaneye çevrilmiş ve insanlık köleleştirilmiştir. Türkiye’nin ve dünyanın tek kurtuluş yolu Milli Mutabakat eksenli Milli Çözüm hükümetinin bir an evvel kurulmasıdır. Sağcı, solcu, Milli Görüşçü ve Milliyetçi tüm vatanseverlerin, aklı hür, vicdanı hür, ferasetli kadroların bir an evvel yeniden Kuvay-ı Milliye ruhuyla toparlanmaya ve işbirlikçilerin yeniden toprağa ve denize gömülmesine ihtiyaç vardı.
Ve bu sefer tarihi iyiler yazacaktı… Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler. Tüm insanlığın kurtuluş bulacağı, Siyonizmin fikren ve fiilen çöküşünün başladığı çok önemli gelişmelerin yaşanacağı o kutlu günlerde buluşmak duasıyla…

Neymiş Efendim!.. “Seçim kurullarının onayladığı siyasi sonuçlar, Yargı tarafından soruşturulamazmış!?..”

Hadi oradan, kendi aklınca ve ayarınca laf cambazlığı ve yasa bağlılığı yapan zırvacılar!.. Yahu, Yargı’nın haklı olarak el attığı, hür siyasi tercihler ve tespitler değil; oy vermede yapılan hırsızlık, arsızlık, haksızlık, delege etkilemeye yönelik hilekârlıklardır. Evet bunların hepsi, hem hukuka, hem ahlâka, hem seçme ve seçilme haklarına, hem de Milli vicdana aykırı davranışlardı. Hiç yasalara ve Milli iradenin temsil ve tecelli kurallarına aykırı olarak yapılan hırsızlık ve haksızlıklar, seçim sonuçlarıyla aklanır mıydı?

İŞTE ASIL MESELE DİYEBİLECEĞİMİZ KONU İSE ŞUYDU:

Makalede geçtiği şekliyle aktarıyorum:

Hayret, CHP’nin eskimiş ve ekşimiş MASON’ları bile Sn. Kılıçdaroğlu’na cephe açmışlardı ve  mahkemeler lehinde karar verse bile  onu Genel Merkez’e   sokmayacaklardı!?..   Artık anlaşılıyor ki; bu, masonlarla Milli tarafın, Atatürk simsarlarıyla akıl ve vicdan erbabının bir hesaplaşmasıydı… Ve bekleyip görün ki, haklı ve hayırlı taraf kazanacak, masonlar ve münafıklar hezimete uğrayacaklardı… Ve tabi farkındasınız, Cumhur İttifakı da, doğrudan değil ama, dolaylı biçimde Özgür Özel’den yanaydı!.. Çünkü Sn. Kılıçdaroğlu MİLLİ MUTABAKAT amaçlıydı…

Hatırlayacaksınız Özgür Özel 7 Ekim 2023 Hamas’ın İsrail’e karşı hücuma geçtiği sırada, ilk günlerde Kemal Kılıçdaroğlu Hamas’ın ve Filistin halkının herzaman yanında olduğunu belirtirken, Özgür Özel ise Hamas bir terör örgütüdür ifadelerini kullanmıştı. Hatta Cumhur İttifakı ve Sayın Cumhurbaşkanı taaa bir hafta sonra Hamas’a sahip çıkan ifadelerde bulunabilmişti. Ve Özgür Özel o tavrı ve düşüncesinden ötürü zaten Genel Başkan yapılmış idi ve Cumhur ittifakı doğrudan değil ama dolaylı biçimde Özel’den yanaydı.. Dış güçlere göz kırpması o şekilde olmuştu Özel’in… Peki şimdi soruyorum: Bugünkü hadiseler de ( 8 Eylül 2025) Cumhur İttifakı’nın veya Hükümet’in parmağı olabilir miydi? Yoksa bu işler Devlet’in işi miydi desek ne buyurursunuz?!!!!

Evet makalede de geçtiği şekliyle; masonlarla Milli Tarafın, Atatürk simsarlarıyla akıl ve vicdan erbabının bir hesaplaşması olan bugünkü hadiseler, Milli Çözüm’ün ve Muhterem yazar Üstad Ahmet AKGÜL’ÜN de ifadesiyle BEKLEYİP GÖRÜN Kİ, HAKLI VE HAYIRLI TARAF KAZANACAK, MASONLAR VE MÜNAFIKLAR HEZİMETE UĞRAYACAKLARDIR İNŞAALLAH..!!!

Bir ekip olarak gece gündüz emek verip bizlere doğru bir bakış açısı kazandırmaya çalışıyorsunuz. Allah sizlerden razı olsun.
Bu gerçekleri başka bir yerden duymamız mümkün değil. Profesörlere ya da en yetkili ekiplere her türlü bilgi verilse de onların bu doğru bakış açısını ortaya koyamadıklarını görüyoruz.
Bu durum bize şu örneği hatırlattı: Her türlü çiçek ellerinde olsa da arıdan başkası bal yapamazdı.
Makaleden anladıklarım:
Kemal Kılıçdaroğlu’nun haklı olduğu ancak parti içi “masonik takım” ve Millet İttifakı’ndaki müttefikleri tarafından defalarca “sırtından bıçaklanarak” engellenmiştir.
Kılıçdaroğlu’nun Özgür Özel lehine genel başkanlığı kaybetmesi ise “şaibeler, şüpheler ve hilelerle” gerçekleştiği, “yüz milyonlara ulaşan para dağıtmalar, cazip işlere almalar, delege ağırlamalar ve rüşvetler” gibi gayrimeşru yöntemler kullanılmasının sebebi;
Kılıçdaroğlu, “Kirli, kiralık ve münafık cephenin” değil, “Milli ve duyarlı cephenin” yanında yer alması ve “MİLLİ MUTABAKAT” amacı gütmesiydi.
Ve Necmettin Erbakan Hocamızın Milli Görüş’ü ve 1974 CHP-MSP koalisyonu gibi milli mutabakat anlayışına yakın durduğu ve farklılıkları zenginlik olarak gören, geçmiş kırgınlıkları aşmayı hedefleyen bir duruş sergilediğidir.
Ayrıca, Türkiye ekonomisini “küresel tefeciler” ve “dış güçler” olarak tanımlanan faiz lobisinin etkisinden kurtarmayı hedeflemesidir.

Evet “Milli Çözüm Dergisi” bu süreçlerde hile ve ihanetleri samimiyet ve cesaretle yazan tek yayın organıdır.
Ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi önünde Genel Başkan tarafından açıklanmışı, merakla beklenen toplantı öncesi Genel Merkeze Atatürk posterleri asılması Milli Çözüm’ü bir kere daha haklı çıkarmıştı!..

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
6
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...