YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
691fe9d989104
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 7
Bugün : 4583
Dün : 45549
Bu ay : 857307
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45261128
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

Kitabını, ER-BAKAN’ın Dilimize Çevirdiği Maxime Rodinson’un Tespitleriyle;
HZ. MUHAMMED’İN (SAV)
SİYASET VE STRATEJİ PRENSİPLERİ

Hz. Muhammed’in Siyaset Ve Strateji Prensipleri
  1. Râgıb el-İsfahâni-El-Müfredat Fi Garibü’l Kur’an. Meymeniyye Matbaası, 1324 Hicri, s. 19-20
  2. Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’nın Kelime-i Tevhid tarifi.
  3. Maxime Rodinson. Atilla Tokatlı Ter. Hür. Yy. sh. 201
5 16 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Subscribe
Bildir
18 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Hz. Muhammed Aleyhisselam Efendimiz, Tarihin tanıdığı en haklı ve hayırlı bir davanın ilahi kaynaklı, en büyük devrim önderidir.

O, insanlığın en yüksek ideali, en gerçek lideri ve en örnek ve son Peygamberidir.

İslam; her bakımdan çürüyüp çirkefleşen, çözülüp can çekişen insanlığın, akıl ve imanla, ilim ve ahlakla yeniden dirilişidir.

Hz. Muhammed Aleyhisselam, saadet medeniyetinin, adalet düzeninin, barış ve bereket sisteminin, hem genel prensiplerinin ve temel projelerinin mühendisidir, hem de en kâmil Mehdiyet devriminin müjdecisidir.

100 (yüz) hanelik bir köye, psikoloji ve eğitim uzmanı 10 (on) tane psikolog tabip ve terbiyeci, dünyaca meşhur fikir ehli ve felsefeci göndersek, oranın sakinlerini sigara gibi basit bir alışkanlıktan kurtarmaları için 23 sene fırsat versek, yine de bunu başaramayacakları halde, sigaradan bin beter, içki, kumar, faiz, fuhuş, ırkçılık, hırsızlık, vurgun, soygun gibi her türlü haksızlık ve ahlaksızlığa alışmış barbar ve bedevi bir toplumu, Hz. Muhammed Aleyhisselam gibi, ümmi (zahiren hiçbir eğitim ve öğretimden geçmemiş) bir şahsiyetin, 23 senede manen en mükemmel şekilde terbiye ve tedavi edip, bütün insanlığa örnek sahabeler yetiştirmesi; kendi kız çocuklarını öldürmekten zevk duyan vahşilerden, haksız yere karıncayı ezmekten sakınan merhamet ve adalet timsali insanlar haline getirmesi, Onun Hak Peygamberliğinin, körlerin bile görebileceği kadar açık bir delilidir ve ilahi bir mucizedir.

Ne mutlu ki Efendimiz’e (sav) ümmet olabildik. Ne mutlu ki çağımızda O’nu en iyi anlayan, O’nun getirdiği Kutlu Çağrıyı sistem haline getirip, O’nun sünnetini ihya etmeyi arzulayan Erbakan Hocamızı tanıdık. Yine ne mutlu ki Aziz Hocamızın ardından bu proje ve programlara sahip çıkacak ve inşallah hayata geçirecek Milli Çözüm’e ve Üstad Ahmet Akgül Hocamıza yoldaş olduk. Bu büyük kısmetin kıymetini bilip, inşallah Efendimiz’in sünnetini ihya edecek yani: Emr-i bil maruf, nehy-i anil münker; iyiliği emredecek ve kötülüğün kökünü kesecek Adil Düzeni kuracak sadıklardan olma şerefine erişiriz.

Kendilerine kitap verdiklerimiz (Yahudi ve Hristiyan bilginleri), Onu (Kur’an’ı ve Resulüllah’ı) öz oğullarını tanıdıkları gibi tanıyıp bilirlerdi. (Hz. Peygamberin özelliklerini ve güzelliklerini kitaplarında okurlardı ve gelişini beklerlerdi.) Buna rağmen onlardan bir grup, bile bile (kasten haset ve hıyanet dürtüleriyle) kesinlikle gerçeği gizlerlerdi. (Bakara suresi 146)
    Her asırda yaşayan insanların çoğu gerçekleri bildikleri halde(günümüzde olduğu gibi)işlerine gelmediği için Hakkı inkâr etmiştirlerdir.

     (Ey Resulüm!) Şüphesiz (Hakk ve adalet hâkim kılınsın, zulüm ve küfür düzenleri yıkılsın diye, imani ve insani bir mesuliyetle) Sana biat edenler, (bağlılık sözü verenler, aslında ve aynen) ancak Allah’a biat etmiş (gibi)dirler. (Sanki) Allah’ın eli (Seninle biat ve itaat sözleşmesi yapan) şahısların elleri üzerindedir. (Hakk ve hayır adına biat edip sadakat gösterenler Allah’ın özel inayeti ve hidayeti içindedirler.) Bu nedenle artık kim ahdini bozar (davadan ve sadakatten ayrılır)sa, o sadece kendi aleyhine ahdini bozmuş birisidir. Her kim de Allah’a verdiği ahdine vefa gösterir (sadakat, samimiyet ve gayretini devam ettirir)se, (Allah kesinlikle) ona da büyük bir ecir (şeref ve zafer) verecektir.(Fetih suresi 10)

Maxime Rodinson; Efendimizi tarif ederken zıtlıklar arasındaki dengenin mutedil ümmet olma pirensibini, Hz. Peygamber Efendimizin şahsında mükemmel özetlemiştir. Cenab- Hakkın Celal-Cemal sıfatlarının yaşayan en güzel ve mükemmel örneği olduğunu aslında özetle anlatmıştır.
Erbakan Hocamızın; kitap çevirisinde
A) Bir konu, ya da bir kitap tahlil edilirken, nasıl yapılması gerektiğini 10 maddelik kitap içeriğini kendi yöntemiyle bizlere göstermiştir.
B) Bağnazlığı yıkıp batılı Yahudi bir bilim adamının görüşlerini ayıklayarak, bir hakikat toplumlara nasıl anlatılır örneği gösterilmiş ve farklı din ve düşünceden insanlara da en uygun tebliğ şeklini öğretmiştir.
C) Devlet olurken küçük bir oluşumla, yüksek bir siyasetle en büyük devletleri muhatap alıp onlara kendi devletini kabul ettirme yöntemi çok önemli bir metod olarak sunulmuştur.
Bu konu günümüzde ve özellikle Milli Çözüm’ün ilgi ve bilgi alanıdır.
Ayrıca bir hususu dikkatlere sunarım. Milli Çözüm’ün metodu bu prensiplere ne kadar da uygun düşmektedir.
Ayrıca bu yöntem Ayeti Kerimenin buyruğuna da uymaktadır. “Hayır, aksine; doğrusu Biz Hakkı Bâtılın tepesine fırlatırız, O da onun beynini parçalayarak mahvedip bitirir. (Ardından) Bir de bakarsın ki, o (bâtıl ve barbar rejimler, zalimler ve işbirlikçiler yıkılıp) yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı; “sözünde durmaz, süper güçlerle başa çıkamaz” gibi zanlardan ve) nitelendirdiğiniz yakışıksız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size! [Not: Beyni parçalanan ve fikriyatı boşa çıkarılan bâtıl ve barbar sistemin, geri kalan görkemli gövdesinin çökmesi ve çözülmesi artık kolay ve kaçınılmaz olacaktır.]” (Enbiya:18)

Ayrıca şu 5 maddelik tebliğ, eğitim ve olgunlaşma metodu her bir ferdin yanında taşıması gereken işaret levhalarıdır. ;

“1- Uyumsuz ve huzursuz bir ahlâkla birlikte, gözü karalılık ve ucuz kahramanlığa kalkışmak,

2- Aşağı ve bayağı bir hayat tarzıyla birlikte, inatçılık ve bilgiçlik taslamak,

3- Gevezelik ve zevzeklikle birlikte, yalancılık ve yalakalık yapmak,

4- İnsanların ayıbını ve açığını bilmekle birlikte, hâlâ onlara yakın durmak ve şerlerinden emin olmak,

5- İnsaf ve adalet duygusu körlenmekle birlikte, yaptığı haksızlıkları iyi niyet ve mazeret kılıfına sokmak insanı sonunda rezil ve zelil edecektir.”

İşte ilim, işte hidayet, işte feraset…

Teşekkürler Milli Çözüm…

“Tam başarmak imkânı olmasa da, mümkün mertebe tarafsız ve önyargısız bir yaklaşımla bakıldığında, başka hiç kimsede rastlanmayan seçkin ve özgün bir şahsiyet nurunun parıldadığını görmemek, ya ahmaklık veya kasten gerçeği gizleyip saklamaktır. Ama ne yazık ki, O’nun yüksek düşünceleri ve örnek eylemlerinin gerçek mana ve mahiyeti, siyasi ve stratejik niyeti hakkında, hâlâ pek az şey bildiğimizi itiraf etmemiz lazımdır.” diyen ve Hz. Peygamber Efendimizi:

“Batılı Sosyalistlerin 1200 sene sonra bile, sadece bazılarını fark edip dillendirdikleri en adil ve insani ilkeleri buyurup hayat düsturu haline getiren Hz. Muhammed’i, tarihe yön vermiş pek ender dâhilerden birisi, hatta birincisi” olarak gören Maxime Rodinson’un, ER-BAKAN tarafından tercüme edilen bu kitabı, bizlere yepyeni ufuklar kazandırmaktadır.

Hz. Muhammed’in bütün mücadelesi;

1- Kelime-i Tevhid’deki iman hakikatini kavratma ve hayatı bu iman merkezine oturtma.

2- İnsanları her türlü zulüm ve zorbalıktan kurtarıp, tam bir huzur ve hürriyet ortamını sağlama kapsamındadır.

Adalet, zıtlar arasındaki dengeyi sağlamak ve her şeyi yerli yerince yapmaktır.

Hz. Muhammed Aleyhisselam Efendimiz; Cenab-ı Allah’ın Celâl ve Cemâl sıfatlarının birlikte ve kâmilen tezahür ve tecelli ettiği örnek ve yüksek bir Zât’tır. O, hem Rabbine karşı korku ve aşkla dolu bir dindardı ve aynı zamanda -başta anlaşılamasa da- sonuçları Hakk’ın ve halkın hayrına yarayacak birtakım geçici taviz ve taktiğe yatkın bir siyaset adamıydı. Yerine göre sakin ve merhametliydi, ama gerektiğinde metin ve heybetli bir insandı. Hem tevekkül ve teslimiyet ehliydi, hem oldukça dikkatli ve tedbirli davranırdı. Hem çok cesur ve açık yürekliydi, ama yerine göre gizemli ve yüksek siyasetçi olmaktaydı. Hem bağışlayıcı ve hoş karşılayıcıydı, ama gerektiğinde, nefsi gururu için değil, kamu hukuku ve insanlık onuru ve huzuru adına fırsat kollayıp intikam alıcıydı. Her zaman çok zeki ve ferasetli davranır, bazen oldukça sade ve safiyetli bir tavır takınırdı.

Şimdi daha iyi anlıyoruz ki: En doğru ve doyurucu şekilde Allah’ı tanımak için Resulüllah’ı; Resulüllah’ı tanımak için de Kur’an-ı Azimüşşan’ı dikkatlice okumak ve anlamak lazımdır. Hatta Erbakan Hocamızı, kutlu davasını, hayatında yararlandığı taktik elemanları ve geleceğe hazırladığı stratejik kadrolarını, temel altyapı planlarını ve dünyayı kucaklayan genel programlarını, birbiriyle çelişik sanılan farklı tavırlarını doğru okumak ve yorumlamak için de, yine her konuda örnek aldığı ve çağımızdaki takipçisi gibi davrandığı Hz. Peygamber Aleyhisselamı çok iyi kavramak mecburiyeti vardır.

Hz. Peygamberimiz, adil ve asil bir dünya hevesini, haklı ve hayırlı bir hayat özlemini çeken birisiydi. Mevlâ O’nun yüksek fıtratında ve örnek tabiatında bu ulvi ve kutsi hedefleri gerçekleştirme meyli yerleştirmişti. Aslında büyük hayaller kuramayanlar, büyük hedeflere erişemezdi. İnsani hayaller, Rabbani hakikatlerin ruhlara yansıyan görüntüleri ve mutlu devrimlerin çekirdekleri gibidir. Çünkü her şeyi olduğu gibi, hayalleri yaratan da yine ancak Cenab-ı Hak Hazretleridir. Kof kuruntu ve boş avuntu olan şeytani safsatalar hariç; birçok kurgu filmler, gelecekteki olayların manevi projeleri yerindedir.

Zaten hayal etmekten, derin düşünmekten ve fikir üretmekten ürken tiplerin akılları ve algıları güdükleşip körleşecektir. Kuru akıl, karanlıkta el yordamıyla yürümeye çalışan kör bir insana benzemektedir. Sezgi yeteneği ise, gözleri gören topal bir insan gibidir. Allah’ın inayeti ve iman feraseti sayesinde akıl ile sezgi birleşirse, olumlu hayaller kurulup, onurlu akıbetlere ulaşılabilir.

Efendimiz, bildiği her şeyi herkese söylememiş, insanlara akılları ve anlayışları seviyesinde hitap etmiştir. Ve bize: “Akıllı ve dikkatli insan, bildiklerinin ve düşündüklerinin hepsini söylemez, ama söylediklerinin ve eylediklerinin hepsini düşünerek ve sonunu gözeterek hareket etmelidir.” gerçeğini öğretmiştir.

Hem son Peygamber sorumluluğuyla davetçi, eğitici ve öğretici olarak; hem aile reisi ve devlet yöneticisi olarak, hem askeri birlik komutanı, hem örnek bir kul sıfatıyla ibadet ve istikamet ehli birisi olarak, farklı konularda, ya kendileri ihtiyaç duyarak veya sorulara cevap olarak, her gün en az yirmi beş (25) cümle konuşsa, yılda yaklaşık 10 bin (on bin) cümle edecektir. Bunu Nübüvvet süresi olan 23’le çarparsanız, 230 bin gibi yuvarlak bir sayı meydana gelmektedir.

Hz. Peygamber Efendimizin fert, cemiyet ve devlet hayatıyla ilgili; imani, ahlâki, ailevi, ticari, zirai, askeri, hukuki ve siyasi konularda konuştuğu her söz “Hadis-i Şerif” kapsamında olduğundan, Sahabe-i Kiram erkek ve kadın hepsi bu Hadisleri dikkatle dinlemiş, ezberlemiş, bazıları yazıp kaydetmiş, birbirlerine nakletmiş, duymayanlara öğretmiş olmalarına ve daha sonra çok ciddi ve titiz bir Hadis derleme ve eleştirip eleme ilmi oluşturulmasına rağmen, 23 yıl gibi uzun bir zaman zarfında ve çok farklı mekân ve durumlarda konuşulan bu Hadis-i Şerifler arasında hiçbir aykırılık bulunmaması, O’nun peygamberliğinin en açık bir delilidir.

Bu nedenle O’nun Sünnetine ve hayat sistemine, O’nun barış ve bereket reçetesi öğütlerine ve prensiplerine ve O’nun yüksek ve örnek rehberliğine, insanlık her zamankinden çok daha muhtaç vaziyettedir.

Last edited 1 yıl önce by Mehmet Akif AVCI

Evet, Hz. Muhammed Aleyhisselam Efendimiz; Cenab-ı Allah’ın Celâl ve Cemâl sıfatlarının birlikte ve kâmilen tezahür ve tecelli ettiği örnek ve yüksek bir Zât’tır. O, hem Rabbine karşı korku ve aşkla dolu bir dindardı ve aynı zamanda -başta anlaşılamasa da- sonuçları Hakk’ın ve halkın hayrına yarayacak birtakım geçici taviz ve taktiğe yatkın bir siyaset adamıydı. Yerine göre sakin ve merhametliydi, ama gerektiğinde metin ve heybetli bir insandı. Hem tevekkül ve teslimiyet ehliydi, hem oldukça dikkatli ve tedbirli davranırdı. Hem çok cesur ve açık yürekliydi, ama yerine göre gizemli ve yüksek siyasetçi olmaktaydı. Hem bağışlayıcı ve hoş karşılayıcıydı, ama gerektiğinde, nefsi gururu için değil, kamu hukuku ve insanlık onuru ve huzuru adına fırsat kollayıp intikam alıcıydı. Her zaman çok zeki ve ferasetli davranır, bazen oldukça sade ve safiyetli bir tavır takınırdı.

Şimdi daha iyi anlıyoruz ki: En doğru ve doyurucu şekilde Allah’ı tanımak için Resulüllah’ı; Resulüllah’ı tanımak için de Kur’an-ı Azimüşşan’ı dikkatlice okumak ve anlamak lazımdır. Hatta Erbakan Hocamızı, kutlu davasını, hayatında yararlandığı taktik elemanları ve geleceğe hazırladığı stratejik kadrolarını, temel altyapı planlarını ve dünyayı kucaklayan genel programlarını, birbiriyle çelişik sanılan farklı tavırlarını doğru okumak ve yorumlamak için de, yine her konuda örnek aldığı ve çağımızdaki takipçisi gibi davrandığı Hz. Peygamber Aleyhisselamı çok iyi kavramak mecburiyeti vardır.

Büyük Hayaller Kuramayanlar, Büyük Hedeflere Erişemezdi.

Hz. Peygamberimiz, adil ve asil bir dünya hevesini, haklı ve hayırlı bir hayat özlemini çeken birisiydi. Mevlâ O’nun yüksek fıtratında ve örnek tabiatında bu ulvi ve kutsi hedefleri gerçekleştirme meyli yerleştirmişti.

Aslında büyük hayaller kuramayanlar, büyük hedeflere erişemezdi. İnsani hayaller, Rabbani hakikatlerin ruhlara yansıyan görüntüleri ve mutlu devrimlerin çekirdekleri gibidir.

Çünkü her şeyi olduğu gibi, hayalleri yaratan da yine ancak Cenab-ı Hak Hazretleridir. Kof kuruntu ve boş avuntu olan şeytani safsatalar hariç; birçok kurgu filmler, gelecekteki olayların manevi projeleri yerindedir.

Ve hele Ahir Zaman Nebisi ve Allah’ın en mükemmel halifesi makamında yaratılan Hz. Muhammed Aleyhisselam gibi, bizzat Rabbani ilhamın ve vahiy ikramının yönlendirdiği Külli Aklın temsilcisi bir Zât’ın, sadece kendi asrını ve coğrafyasını değil, gelecek çağları da kuşatıp kurtaracak kutlu projelere tercümanlık etmesi ve bunları Kur’ani prensipler şeklinde gelecek nesillere saadet reçetesi olarak bırakıp gitmesi elbette gereklidir.

Makalede geçen şu ifadeleri yinelemeyi fayda görüyorum. Günümüze ışık tutan hadiseler çünkü:

Şu Beş Şeyin Sonu Rezilliktir ve Pişmanlık Vericidir:

1- Uyumsuz ve huzursuz bir ahlâkla birlikte, gözü karalılık ve ucuz kahramanlığa kalkışmak,

2- Aşağı ve bayağı bir hayat tarzıyla birlikte, inatçılık ve bilgiçlik taslamak,

3- Gevezelik ve zevzeklikle birlikte, yalancılık ve yalakalık yapmak,

4- İnsanların ayıbını ve açığını bilmekle birlikte, hâlâ onlara yakın durmak ve şerlerinden emin olmak,

5- İnsaf ve adalet duygusu körlenmekle birlikte, yaptığı haksızlıkları iyi niyet ve mazeret kılıfına sokmak insanı sonunda rezil ve zelil edecektir.

Evet makalede geçen şu ifadede gerçekten enteresan bir strateji:

Bazen Abdullah b. Ebi Serh gibi, hiç hazzetmediği kimseleri vahiy kâtibi yapıp, en yakınına alacak kadar siyasetli; bazen en sevdiği kişi Hz. Ali’yi, kendisi yerine öldürülmek tehlikesiyle yatağına yatıracak ve onu görünüşte tek başına canavarlaşmış düşmanlarının insafına bırakacak, ama gerçekte Allah’ın korumasına ısmarlayacak kadar metanetli bir Resulüllah’tı…

**************************************************

Şuan Milli Görüşçü olduğunu söyleyen onca grublar partiler vb hareketlere bakıyor ve görüyoruz ki MİLLİ ÇÖZÜM haricindekilerin hiçbirisinde ne ümit ne inanç ne hazırlık ne gayret ne çaba ne plan program yapan yok.

Milli Çözüm ve Hassaten Üstad Ahmet AKGÜL Hocamızda hem Erbakan Hocamızı hem de Resulullah’ı en doğru şekilde anlayıp kavradığınınve takipçisi olduğunun göstergesi; son 50 yıldır ve özellikle son 21 yıldır yani Milli Çözüm Dergisi’nin çıktığı günden buyana gayret ve çaba gösterdiği FİKRİ MÜCADELE sahasındaki örnek ve bilgece ve yiğitçe yaptığı çalışmalarıdır. Elhamdülillah. Ve geldiğimiz onca yıl sonrasında şuan Milli Çözüm; toplumdaki kışkırtıcı grublar arasında anlayış ve barış köprüsü olma gayreti ve çabasında başarılı olduğu günlerin arefesindeyiz. Şuan toplumun tüm katmanı MİLLİ MUTABAKAT yoluyla işbirlikçi zihniyetleri defetme ve Hakka ve adalete dayalı ADİL BİR DÜZEN kurulması yolunda ister istemez gayret ettiği görülmektedir. İşte bu gayretin en büyük öncüsü MİLLİ ÇÖZÜM VE ÜSTAD AHMET AKGÜL gerçeğini hep birlikte görmekteyiz… ERBAKAN’ın himmeti bir hareketin içinde – üstünde olursa ne olur, ERBAKAN’SIZ ne olur?!! Bir işe ERBAKAN sahip çıkarsa ne olur , çıkmazsa ne olurmuşa en güzel örneklerden sadece birtanesidir bu.

Aziz Erbakan Hocamızın en sadık talebesi takipçisi Üstad Ahmet AKGÜL Hocamıza selam olsun. Şükranlarımı arzederim. İyi ki varsınız!..

Last edited 1 yıl önce by Osman Nuri

Maxime Rodinson “Hz. Peygamberimizin izinden giden bir zâtın bugün insanlığı içine düştüğü bunalımdan kurtaracağı” önsözündeki tespiti çok kısa ama oldukça önemli bir tespitti.

Yahudi asıllı Fransız bilgin ve Marksist Maxime Rodins konuya samimi ve ilmi yaklaştığından çok önemli bir gerçeği “İnsanlığın içine düştüğü ahlaki, ekonomik, siyasi, ilmi bunalımdan ancak Hz. Muhammed (sav)in izinden gerçek manada giden bir zatın (sunacağı Adil projeler) sayesinde çıkılacağı” gerçeğini ilmi ve samimi yaklaşımları sayesinde saptamıştı.
 
Evet kim insanlığı; faiz belasından kurtaracak ekonomik çözümler üretiyorsa, ahlaki yapıyı tekrar inşa edecek olgulara sahipse, ilmi ve siyaseti insanlığın hayrına/hizmetine kanalize edecek orijinal yeni bir sisteme sahipse ve çağın idrakine sunabiliyorsa işte O Kutlu şahsiyet Fransız bilgin ve Marksist Maxime Rodins’in da işaret ettiği Hz. Peygamberimizin izinden giden Kutlu Zattır. 

ER-BAKAN çevirisinin kapak kompozisyonu olarak, Atilla Tokatlı’nın Gün Yayınları’nca çıkarılan 1968 baskısının kapaktaki,   ALLAH ile MUHAMMED isimlerinin Arapça yazılışlarının iç içe girmiş ve tek çerçevede birleştirilmiş şeklinin aynen alınması da   oldukça dikkat çekicidir ve bize göre önemli sırlara işaret edilmektedir.

Yahudi asıllı ve sol tandanslı Fransız tarihçi, sosyolog ve filozof Maxime Rodinson’un (ER-BAKAN çevirisi) “Muhammed’in İzinde” kitabının girişindeki şu tespit ve temennileri oldukça değerli ve ümitlendiricidir.

“Harika canlılığı ve her çağın ihtiyacını karşılayıcı kuralları yönünden Muhammed’in dinini takdir ediyorum. Bana öyle geliyor ki, asırlar boyunca değişen bütün hayat şartlarına en uygun gelen din, Onun Dini olmaktadır. Bu harika insanın hayatını dikkatle inceleyip araştırdım. Bence ona “beşeriyetin kurtarıcısı” ismi takılmalıdır ve bu tavır asla Hz. İsa’yı dışlamak değil, Onun müjde ve mesajını amacına ulaştırmaktır. Şuna da inanıyorum ki, şu modern asrın idaresi, Onun gibi ve Onun takipçisi bir zatın eline teslim edilse, şüphesiz bugün her kesin muhtaç olduğu saadet ve huzuru temin ederek bütün müşkülleri en mükemmel bir usûl ve üslûpla çözmeyi başaracaktır. İleriyi görür gibi oluyor ve diyorum ki, Hz. Muhammed’in yaymaya çalıştığı inanç, ahlâk ve hukuk sistemi yakın bir gelecekte batı dünyası tarafından da hoş karşılanacak ve mecburen uyum sağlanacaktır. Hatta bugün bile kendisini dinleyecek kulaklar bulmaktadır.”

“Ve bilin ki Allah’ın Resulü (Sünneti, hayat sistemi ve Nebevi prensipleriyle her zaman) içinizdedir. Eğer O, birçok işlerde sizin (keyfinize ve nefsi beklentilerinize) uysaydı, elbette sıkıntıya düşerdiniz. Ancak Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip-çekici kılıverdi ve size inkârı, fıskı ve isyanı (Hakk davadan kopmayı) çirkin gösterdi. İşte onlar, (imanı ve İslam’ı seven, inkârı ve isyanı çirkin gören Müslümanlar) Hakk yolu bulmuş (irşad olmuş) kimselerdir. [Not: “Hakk dava”: İslami hükümler ve insani hedeflerle kurulan, Kur’an’a ve Sünnet’e dayalı bilimsel ve evrensel bir Adil Düzeni amaçlayan sistem ve siyaset hangisi ise; inkârcılardan münafık din istismarcılarına, sağcılardan solculara, dış odaklardan işbirlikçi iktidarlara (kendi aralarında çıkar çekişmesi ve taassup hasetleşmesi yaşansa da) hepsince ortaklaşa “en ciddi tehdit ve tehlike” sayılan ve aleyhinde resmiyete dökülmemiş fiili bir ittifak kurulan ve şeytan şürekasınca asla sahip çıkılmayan ve destek olunmayan, hatta dağıtılmaya-kapatılmaya çalışılan hareket ve şahsiyet hangisi ise, işte her asırda Hakk Davayı O temsil etmektedir.]
Hucurat Suresi 7

Hz. Muhammed’in bütün mücadelesi;
1- Kelime-i Tevhid’deki iman hakikatini kavratma ve hayatı bu iman merkezine oturtma.
2- İnsanları her türlü zulüm ve zorbalıktan kurtarıp, tam bir huzur ve hürriyet ortamını sağlama kapsamındadır.

Şimdi daha iyi anlıyoruz ki: En doğru ve doyurucu şekilde Allah’ı tanımak için Resulüllah’ı; Resulüllah’ı tanımak için de Kur’an-ı Azimüşşan’ı dikkatlice okumak ve anlamak lazımdır. Hatta Erbakan Hocamızı, kutlu davasını, hayatında yararlandığı taktik elemanları ve geleceğe hazırladığı stratejik kadrolarını, temel altyapı planlarını ve dünyayı kucaklayan genel programlarını, birbiriyle çelişik sanılan farklı tavırlarını doğru okumak ve yorumlamak için de, yine her konuda örnek aldığı ve çağımızdaki takipçisi gibi davrandığı Hz. Peygamber Aleyhisselamı çok iyi kavramak mecburiyeti vardır.










En mükemmel örnek
En güzel temsilci
En sadık takipçi
Ve en çok şükretmesi gereken bizler…

“Şimdi daha iyi anlıyoruz ki: En doğru ve doyurucu şekilde Allah’ı tanımak için Resulüllah’ı; Resulüllah’ı tanımak için de Kur’an-ı Azimüşşan’ı dikkatlice okumak ve anlamak lazımdır. Hatta Erbakan Hocamızı, kutlu davasını, hayatında yararlandığı taktik elemanları ve geleceğe hazırladığı stratejik kadrolarını, temel altyapı planlarını ve dünyayı kucaklayan genel programlarını, birbiriyle çelişik sanılan farklı tavırlarını doğru okumak ve yorumlamak için de, yine her konuda örnek aldığı ve çağımızdaki takipçisi gibi davrandığı Hz. Peygamber Aleyhisselamı çok iyi kavramak mecburiyeti vardır.”

“Hz. Peygamberimiz, adil ve asil bir dünya hevesini, haklı ve hayırlı bir hayat özlemini çeken birisiydi. Mevlâ O’nun yüksek fıtratında ve örnek tabiatında bu ulvi ve kutsi hedefleri gerçekleştirme meyli yerleştirmişti. Aslında büyük hayaller kuramayanlar, büyük hedeflere erişemezdi. İnsani hayaller, Rabbani hakikatlerin ruhlara yansıyan görüntüleri ve mutlu devrimlerin çekirdekleri gibidir. Çünkü her şeyi olduğu gibi, hayalleri yaratan da yine ancak Cenab-ı Hak Hazretleridir. Kof kuruntu ve boş avuntu olan şeytani safsatalar hariç; birçok kurgu filmler, gelecekteki olayların manevi projeleri yerindedir.”

“Zaten hayal etmekten, derin düşünmekten ve fikir üretmekten ürken tiplerin akılları ve algıları güdükleşip körleşecektir. Kuru akıl, karanlıkta el yordamıyla yürümeye çalışan kör bir insana benzemektedir. Sezgi yeteneği ise, gözleri gören topal bir insan gibidir. Allah’ın inayeti ve iman feraseti sayesinde akıl ile sezgi birleşirse, olumlu hayaller kurulup, onurlu akıbetlere ulaşılabilir.”

“Ve hele Ahir Zaman Nebisi ve Allah’ın en mükemmel halifesi makamında yaratılan Hz. Muhammed Aleyhisselam gibi, bizzat Rabbani ilhamın ve vahiy ikramının yönlendirdiği Külli Aklın temsilcisi bir Zât’ın, sadece kendi asrını ve coğrafyasını değil, gelecek çağları da kuşatıp kurtaracak kutlu projelere tercümanlık etmesi ve bunları Kur’ani prensipler şeklinde gelecek nesillere saadet reçetesi olarak bırakıp gitmesi elbette gereklidir. Evet, Efendimiz bildiği her şeyi herkese söylememiş, insanlara akılları ve anlayışları seviyesinde hitap etmiştir. Ve bize: “Akıllı ve dikkatli insan, bildiklerinin ve düşündüklerinin hepsini söylemez, ama söylediklerinin ve eylediklerinin hepsini düşünerek ve sonunu gözeterek hareket etmelidir.” gerçeğini öğretmiştir.”

“Bu nedenle O’nun Sünnetine ve hayat sistemine, O’nun barış ve bereket reçetesi öğütlerine ve prensiplerine ve O’nun yüksek ve örnek rehberliğine, insanlık her zamankinden çok daha muhtaç vaziyettedir.”

Şimdi daha iyi anlıyoruz ki:   En doğru ve doyurucu şekilde Allah’ı tanımak için Resulüllah’ı; Resulüllah’ı tanımak için de Kur’an-ı Azimüşşan’ı dikkatlice okumak ve anlamak lazımdır. Hatta Erbakan Hocamızı, kutlu davasını, hayatında yararlandığı taktik elemanları ve geleceğe hazırladığı stratejik kadrolarını, temel altyapı planlarını ve dünyayı kucaklayan genel programlarını, birbiriyle çelişik sanılan farklı tavırlarını doğru okumak ve yorumlamak için de, yine her konuda örnek aldığı ve çağımızdaki takipçisi gibi davrandığı Hz. Peygamber Aleyhisselamı çok iyi kavramak mecburiyeti vardır.

Evet Efendimizin stratejilerini çok iyi anlayan ve uygulayan Asrın lideri Aziz Erbakan Hocamızdır. Sağlaması ise onun üstün ferasetine hayran kaldığımız 50 sene önceki konuşmalarını hayret ve ibretle bugün insanlığa ışık tutan video konferansları ve Savunma sanayimize kazandırdığı ve bugünlerde dahada önemini hissettiğimiz üstün teknoloji harikalarıdır Ama anlayana…

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
18
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...