KULLUK ŞUURU, EN YÜCE MAKAMDIR!
Arayan Mevlâ’yı, bulur elbette
Marifet; “Bir”likte, çokul1 olmaktır…
Hamur süzülür mü, kalın tülbentte
Hayasız mayasız, nokul2 olmaktır
Bil asıl meziyet, has kul olmaktır…
Kul olmadan Rasül, olunmuyormuş
Kir boşalmadan NUR, dolunmuyormuş
Pişman olmadan saç, yolunmuyormuş
Erdem; Meal ile, meşgul olmaktır
Çün asıl marifet, has kul olmaktır…
Hakk’a tercüman ol, halis söz olsun
Lafı eğip bükme, kısa öz olsun
Yalan yanlış katma, doğru düz olsun
Marifet herkese, okul olmaktır
Çün asıl meziyet, has kul olmaktır…
Zulüm; nasihatı, ters vermek imiş
Yalan va’d topluma, “FERS”3 vermek imiş
Dürüstlük herkese, ders vermek imiş
Duvarı düz çıkan, şakul4 olmaktır
Bil asıl marifet, has kul olmaktır…
Özün ile sözün, yazık tutmuyor
Karnın aç; göz gönül, oruç tutmuyor
Bil feraset ehli, hiç kül yutmuyor
Bilgi hammallığı, gogul (google) olmaktır
Çün asıl meziyet, has kul olmaktır…
Söz Kur’an’a uysa, kıymet kazanır
Hadise uygunsa, ziynet kazanır
Niyetin sağlamsa, kısmet kazanır
Maksat: Haklı, hem de; makul5 olmaktır
Bil asıl marifet, has kul olmaktır…
Erbakan Hocamdan, aldım hikmeti
Gayret galibiyet, Onun himmeti
Daim meyve verir, hayır hizmeti
Dilden dile geçen, menkul6 olmaktır
Çalış ki meziyet, has kul olmaktır…
1- Çokul: Çoğul.
2- Nokul: Mayalı hamurdan yapılan bir poğaça türü.
3- Fers: Hayvan dışkısı (fışkı). (Bak: Nahl: 66)
4- Şakul: Duvarın doğru örüldüğünü gösteren alet. Dikey referans çizgisi oluşturan, uzun bir ipe bağlı topaç benzeri ağırlık.
5- Makul: Akla ve mantığa uygun.
6- Menkul: Dilden dile aktarılan, taşınan…

münevver insan
Şiirin ikinci kıtasında bizlere münevver olmanın yolu gösteriliyor;
“Erdem; Meal ile, meşgul olmaktır” diyerek.
Hemen ardından da münevver bir insanın özellikleri sıralanmış;
Hakk’a tercüman ol, halis söz olsun
Lafı eğip bükme, kısa öz olsun
Yalan yanlış katma, doğru düz olsun
Marifet herkese, okul olmaktır
Çün asıl meziyet, has kul olmaktır…
Olgunlaşmadan
Kul olmadan Rasül, olunmuyormuş
Kir boşalmadan NUR, dolunmuyormuş
Pişman olmadan saç, yolunmuyormuş
Erdem; Meal ile, meşgul olmaktır
Çün asıl marifet, has kul olmaktır…
Kulluk; lütfun da hoş, kahrın da hoş diyebilmektir.
Kulluk; Halık-ı Külli Şey”de HİÇ olabilmektir. Peki, hiçlik nedir?
Erbakan Hocamızın ifadeleriyle; “[i]Hiç olma, yok olma durumudur. Bir kimsenin, bir şeyin (kendi başına ve Mevla’dan ayrı düşünülmesi durumunda) değersizliği, önemsizliğidir. Yadsıma sonucu, gerçekteki belirlenimlerin, özelliklerin, durumların ortadan kaldırılması sonucu bir şeyin var olmayışı, yokluk[/i].”
Yani, “ben” dediğin anda hiçlik biter… Kulluk makamının yolcusu, evvela kalbinden “ben”i silmelidir. Bu, öyle kulağa geldiği gibi kolay değildir, anlık hiç değildir.
Uzun sabır sürecinin beraberinde, bir ömür nefs ile harp ederek belki erişilebilir. Çok da acılı ve can yakan bir süreçtir. Her imtihan, o içindeki “ben”i, dikenli bir telin pamuk yumağından geçmesi gibi içini yakarak ve yırtarak geçer. Yanan ve yırtılan yerlerden, Hakka erişmeni, kul olabilmeni engelleyen zehir boşalır. Can yakma, zehri atma sürecinden sonra ise iyileşme süreci ve nihayet o imtihandan alınacak dersin kabuğu oluşur. Ve bu süreç, her imtihan için ve ömür boyu devam eder.
İnsan, elekten geçercesine elenir, elenir… Bu süreçte imtihanları birer öğretici ve rehber görmek gerekir. Yoksa sebeplere takılmak, ancak acı sürecini uzatacaktır ve bir sonraki aşamaya da geçilemeyecektir.
İmtihanlara, bizi “kul” edecek öğretmenler gözü ile bakarsak şayet, bizi üzmek şöyle dursun, acının içinde lezzete eriştirecektir. Zaten bu yüzden eskiden bazı âlimler, imtihan gelmeyince, “Rabbimiz bizleri unuttu mu (bizden yüz mü çevirdi)?” diye endişelenirlermiş.
Şimdi, kendimizi sorgulamamız lazım… Firavunvari, başı dahi ağrımadan, ve tüm manevi çiğlik ve nasipsizlikle, tüm o çirkinlikle rezil rüsva halde Hakkın huzuruna çıkmak mı, yoksa her imtihanla, sivri veya zayıf yönlerimizi düzeltip Hakkın karşısına “kul” olarak çıkmak mı? İşte bize iki seçenek…
Ve unutmayalım ki, “Üç değil, ikidir.” Yani bu iki yolun ortası yoktur. Ya adım adım bedbahtlığa, ya da kulluğa gidilicektir. Allah bizleri kulluk makamına çıkamasak dahi, o yolda gayret edenlerden eylesin…
Hayatın boyunca hiç kimseyi incitme. Hatta yüreğin yeterse seni incitenlere ıslah olmaları için dua et… Hatta sen kendin kendine öylesine yet ve Rabbine yönel ki, hiç kimseden incinme!..
Hacer olunmadan hacı olunmuyor anlayacağınız. Onun gibi, rahattan vazgeçmeden, sayısız sıkıntı ve zorluk çekmeden, yarım yamalak değil, tam teslimiyet göstermeden, tam tevekkül etmeden, her fırsatta musallat olup seni kandırmaya çalışan, sürekli konuşup vicdanını duymana engel olmaya çalışan Şeytanı gerçekten taşlayıp içimizden ve çevremizden sürmeden iman edemezsin.
Has kul olmayı öğreten okul adıdır Milli Çözüm
Has kul olmayı öğreten Üstad, Ahmet Akgül Hocamız.
Zalim karşısında nasıl mücadele edilir, asrın hak dava temsilcisine sadakat nasıl gösterilir ve hak dava nasıl savunulur gibi sayısız “zirve şuurlu duruşu” Kendisinden canlı olarak görmemiz, bu gerçekleri anlamamız ve yaşamaya çalışmamız adına bizler için en büyük kolaylık ne büyük rahmet.)
Mealle meşguliyeti, Hakka tercümanlığı, sözü/hayatı Kur’an’a uydurmayı öğrenmenin yoludur Üstad Ahmet Akgül Hocamız.
Çükü kendisi hem yaşayan tam bir örnek hem de bu konuları en anlaşılır, Kur’an’i gerçeklere tam uygun olarak anlatan yeryüzünde tek öğretmendir Kendisi.
Hayatın hakikatini öğreten Kutlu tercüman Üstad Ahmet Akgül Hocamızdan istifade edebilmek için: “ Gerek cinnlerden, gerekse insanlardan (olan her hannas’tan, yani; hem cinn olarak enerji boyutundaki, hem de insan suretindeki safsatacılardan; kalpleri İblisin karargâhı olmuş: Ahlâk fesatçısı, günah fetvacısı, münakaşa ve kavga fırsatçısı vesveseci şeytanlardan Allah’a sığınırım.)” Nas suresi 6
Bil asıl marifet, has kul olmaktır…
Söz Kur’an’a uysa, kıymet kazanır
Hadise uygunsa, ziynet kazanır
Niyetin sağlamsa, kısmet kazanır
Maksat: Haklı, hem de; makul5 olmaktır
Bil asıl marifet, has kul olmaktır…
KULLUK ŞUURU
Bakara Suresi, 21. ayet:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki sakınasınız.
Bakara Suresi, 23. ayet:
Eğer kulumuza indirdiğimiz (Kur’an)’dan şüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri bir sûre getirin. Ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi (kendilerine güvendiğiniz yardımcılarınızı) çağırın.
Bakara Suresi, 83. ayet:
Hani İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin” diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.
Bakara Suresi, 90. ayet:
Allah’ın kullarından, dilediğine Kendi fazlından (peygamberliği) indirmesini ‘kıskanarak ve hakka baş kaldırarak’ Allah’ın indirdiklerini tanımamakla, nefislerini ne kötü şeye karşılık sattılar. Böylelikle gazab üstüne gazaba uğradılar. Kafirler için alçaltıcı bir azap vardır.
Bakara Suresi, 138. ayet:
Allah’ın boyası… Allah(ın boyasın)dan daha güzel boyası olan kimdir? Biz (yalnızca) O’na kulluk edenleriz.
Bakara Suresi, 156. ayet:
Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: “Biz Allah’a ait (kullar)ız ve şüphesiz O’na dönücüleriz.”
Bakara Suresi, 172. ayet:
Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O’na kulluk ediyorsanız, (yine yalnızca) Allah’a şükredin.
Bakara Suresi, 186. ayet:
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar.
Ne yaparsan yap, ölmeden Allah’ın rızasını kazanmaya bak!..
Erbakan Hocamızın tohumlarının ektiği Adil Düzen Projeleri inşallah Milli Çözüm erlerinin gayreti ile yeşerecek Allah’ın inayeti ile yeryüzüne serpilecek!…
Adil Düzen: “Mutlak Doğruları” esas alarak ve yine “Mutlak Yanlışlardan” sakınılarak hazırlanmış
a)İlmi b)İnsani c)İslami d)Orijinal yeni bir sistem
olmaktadır.
1)aklı selimin
2)Müspet Bilimin
3)Tarihi Tecrübe ve Birikimin
5)Evrensel Hukuk ve Adalet Prensiplerinin
6)İlahi Dinin ve Kur-an’i Kerim’in
ortaklaşa, iyi, yararlı ve güzel bulduklarını DOĞRU, yine bu altı temel ölçü biriminin ittifakla; kötü, zararlı ve çirkin buldukları ise YANLIŞ’ tır.
İşte Adil Düzen doğrulara dayanan ve yanlışları bırakan orijinal ve yeni bir sistem modeli olmaktadır. Ve tarihte başka bir örneği bulunmamaktadır.
Allah’a iman…
Allah’a köle olan, insanların köleliğinden kurtulur. Allah’a kul olan, insanlara kulluk etmekten kurtulur.
İnsan fıtraten aciz ve zayıf olduğu için, bir yere sığınmak ve bir yerden yardım beklemek istidadındadır. Şayet insan bu istidadını sağlam bir iman ve tevekkül ile Allah’a iman ile tatmin etmez ise, bu kez sebeplere yapışıp, onların elinde oyuncak olacaktır. Sebepler ise çoktur. Bir Allah’a kul olmak varken; zira bütün sebeplerin tedbir ve tasarruf ipi Allah’ın yedi kudretindedir. O istemezse yaprak dahi kımıldamaz. Öyle ise sebeplere karşı özgür olabilmenin yolu; Allah’a kul olmaktan geçer.
Bire inan, bire teslim ol, çokluktan ve onun baskısından kurtul. İman ve tevekkül sebeplere karşı özgürlüğün formülüdür. Bir Allah’a ibadet etmeyen, milyonlarca sebebe ibadet etmeye mecbur ve mahkum olur. İnsanlığın inanç kültüründeki pagan anlayışı, yani çok İlahlılık anlayışı, bu arızanın bir neticesidir. Hakiki özgürlük isteyen, bir olan Allah’a ram olmalıdır
Yoluna Çevir Ya Rabbi
“Özün ile sözün, yazık tutmuyor
Karnın aç; göz gönül, oruç tutmuyor
Bil feraset ehli, hiç kül yutmuyor
Bilgi hammallığı, gogul (google) olmaktır
Çün asıl meziyet, has kul olmaktır…”
Özün ile sözün, yazık tutmuyor Karnın aç; göz gönül, oruç tutmuyor Bil feraset ehli, hiç kül yutmuyor
Furkan 63
Rahman’ın (akıllı, hayırlı ve has) kulları (onlardır ki;) gezip dolaştıkları (her) yerde, (münasip ve) mütevazı yürürler. Bilgisiz (ve görgüsüz) kimseler kendilerine sataştıklarında ise onlara: “Selametle (barış ve güvenlik içinde olun)!” derler (ve geçiştirirler, yersiz tartışma ve kapışmalara girişmezler. Ama kutsallarına sataşıldığında gerekli tepkiyi gösterirler).
Furkan 64
Onlar, (Rahman’ın makbul kulları) gecelerini(n bir kısmını) Rablerine secde ederek ve kıyam halinde (namaz ve niyaz üzerinde) geçirirler. (Herkesin gaflet uykusunda olduğu yarı gecelerde onlar ihlasla ibadet halindedirler.)
Furkan 65
Onlar, “Ya Rabbi, cehennem azabını bizden uzaklaştır. Çünkü cehennem azabı devamlıdır (ve çok şiddetli bir kahırdır;” şeklinde Allah’a yönelirler.)
Furkan 66
“Gerçekten orası çok kötü bir duraktır ve çok kötü ve dayanılmaz bir mekândır” diye (yalvarıp dua ederler).
Furkan 67
Onlar infak edip (harcadıkları) zaman, ne israf edip savururlar, ne de (cimrilik edip) kısarlar; her ikisi arasında (kıvamında) orta bir yol tutan (hayırda harcayan, israftan kaçınan kimselerdir).
Furkan 68
Ve (Rahman’ın sadık ve şuurlu kulları;) onlar Allah ile beraber, başka ilaha (hiçbir makama ve güç odağına asla) dua edip yalvarmaya (tenezzül ve tevessül etmeyenlerdir; savaş ve meşru müdafaa gibi) haklı bir sebep olmaksızın Allah’ın haram kıldığı (hiçbir) canı öldürmeyen ve (asla) zina etmeyen (hatta gözleriyle ve gönülleriyle bile bu çirkeften sakınıveren) kimselerdir. Çünkü her kim bunları yaparsa çok ‘ağır bir ceza ile’ karşılaşıverecektir.
Furkan 69
(Bunların) Kıyamet günü azabı kat kat ziyadeleşir. Orada zelil ve hakir olarak ebedi (cehenneme mahkûm edilir).
Furkan 70
Ancak, her kim (kesin ve samimi bir) tevbe (ile inkâr ve isyandan dönerse) ve (gerçekten) iman edip (Hakka ve hayra yönelirse) ve (İslam’a ve insanlığa yararlı) salih ameller işleyip davranışlarını düzeltirse; işte böylelerinin kötülüklerini, Allah iyiliklere çevirir. Allah çok Bağışlayandır, çok Esirgeyendir.
Furkan 71
Kim tevbe eder ve amel-i salih işlerse, kesinlikle o, Allah-u Teâlâ’ya tevbesi makbul (olmuş ve O’nun rızasına kavuşmuş) olarak dönecektir.
Furkan 72
(Ve yine Rahman’ın makbul kulları) Onlar yalan yere şahitlik etmezler, (bildiklerini gizlemezler, ifadelerini eğip bükmezler.) Lağviyata (boş, yararsız ve hayâsız konuşmalara, tartışmalara, sataşmalara ve programlara) rastladıklarında ise vakarla (ve ağır başlılıkla) oradan uzaklaşarak geçip giderler. [Not: Onurlu ve şuurlu mü’minler, televizyon dizilerinde, internet sitelerinde, gazete ve dergilerde rastladıkları; İslam’la alay eden, ahlâkı dejenere eden, şehveti körükleyen yayınlar ve programları derhal değiştiren ve ilgili mercilere gerekli tepkiyi gösterenlerdir.]
Furkan 73
Ve onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatılıp anlatıldığında, onlara karşı sağır ve kör (gibi ilgisiz ve isteksiz) davranmayan (hemen kendilerini toparlayıp Kur’an’ı anlamaya ve uygulamaya çalışan mü’min) kimselerdir.
Furkan 74
Ve onlar: “Rabbimiz, eşlerimizden ve soyumuzdan bize, gözümüzün aydınlığı olacak (çocuklar) armağan et ve bizi takva sahiplerine önder kıl” (ki; şuurlu, onurlu ve huzurlu yaşanacak bir düzene ve döneme rehberlik yapalım) diyenlerdir. (Ve bu yönde çaba gösterenlerdir.)
Furkan 75
İşte bunlar (var ya; ibadet, istikamet ve dini hizmet üzerinde) sabretmelerine karşılık, (cennetin en gözde konaklarındaki) makamlarla ödüllendirilecek ve orada esenlik dileği ve selamla karşılanıp (sevindirilecek ve şereflendirileceklerdir).
Furkan 76
Orada ebedi kalıcılar olarak (sonsuz saadete erişeceklerdir); o, ne güzel bir karargâh ve ne güzel bir konaklama yeridir.
https://www.mealikerim.com/25/furkan/76
Milli Çözüm, herkese okul olmakta … Kıymet bilmek gereğini yerine getirmeyi rabbim lütfeylesin.
[b]Hakk’a tercüman ol, halis söz olsun
Lafı eğip bükme, kısa öz olsun
Yalan yanlış katma, doğru düz olsun
Marifet herkese, okul olmaktır
Çün asıl meziyet, has kul olmaktır…[/b]
Günümüzde gerçekleri hakikatleri eğmeden bükmeden , karşıdakine şirin gözüküp çıkar elde etme niyeti gütmeden, doğruları iyileri faydalıları güzelleri adil olanları AMA SADECE DOĞRULARI İYİLERİ FAYDALILARI GÜZELLERİ ADİL OLANLARI haykıran sadece ve sadece MİLLİ ÇÖZÜM kaldı… Haykırmakla kalmıyor , iyinin doğrunun güzelin faydalının ve adil olanın hakim olmadı için olanca gücünü ömrünü buna adamış yetmez ADİL DÜZEN PROJELERİ ile saadete ulaşmanın kitabını yazan yine TEK HAREKET MİLLİ ÇÖZÜM… Çünkü Kur’an CİHADI farz kılmış hemde en büyük ibadet olarak 544 ayetle Cihadın önemini ifade etmiş… Hayatımız, eylemimiz ve düşüncelerimizle CİHAD ÜZERE bir yaşam sergilenirse yani yaratılış gayemiz olan imtihan için geldiğimiz şu dünyada da cennet hayatını vermeyi va’ad eden Allah’ımıza HAS KUL OLMA yolunda gayret edebilmek …. Milli Çözüm müslümanlara ve tüm mazlum mağdur bütün insanlığa OKUL OLMA , yolunda makaleleriyle şiirleriyle video konferanslarıyla yazdığı kaleme aldığı kitaplarıyla HAKK HAKİM OLSUN İNSANLIK HUZUR SAADET BULSUN prensibiyle hiçbir karşılık beklemeden sadece O’NUN c.c. RIZASINI KAZANMAYI ŞİAR edinmiştir. Bunun ispatı yukarıda da bahsettiğim [u][b]TEK [/b][/u]İLMİ VE EVRENSEL PROJE olan, ADİL DÜZEN VE YENİ BİR DÜNYA isimli Batıl sistemleri Kapitalizmi , Kominizmi vb. insanlığı ezen sömüren huzur ve saadet veremeyen sistemlerin karşısına KAPI GİBİ ÇIKMIŞ projeyi hazırlamış ve inşaallah çok yakın bir gelecekte Faizci kapitalist sistemin çöküşüyle bu SAADET PROJESİ 8 milyarlık insanlık aleminin insanca yaşayabilmesi için hayata geçecek inşaallah. İşte Efendimizin s.a.v. ifade ettiği İNSANLARIN EN HAYIRLISI , İNSANLIĞA FAYDASI DOKUNANDIR hadisince böylesi bir SAADET PROJESİNİN yerini hangi bir ibadet doldurabilir… İşte kul olmanın has kul olmanın en büyük örneği , bütün insanlığın saadeti için gayret etmek … Asıl meziyet asıl zafer bu niyet ve eylemde – frekansta bulunabilmek… Milli Çözüm ve Hassaten Ahmet Akgül Hocamız EN YÜCE MAKAM OLAN KULLUK ŞUURUYLA ÖMÜR SÜRMEKTELER… İYİKİ VARSINIZ…
Huzur,İzzet, Şeref….Ona aittir…
“Kim izzet ve şeref istiyorsa (bilsin ki) izzet ve şerefin hepsi Allah’ındır (ve O’nun yolunda aranmalıdır). O (Rabbimize) ancak (tevazu ve teslimiyetle yapılan övgüler ve şükürler gibi) güzel sözler yükselir. (Bu güzel dua ve zikirleri de sadece) Salih ameller (ve halis niyetler) yukarı kaldırıp (Allah’a eriştirir). Ama kötülükler (ve şeytani niyetler)le hile ve tuzak kuranlara (halkı aldatmak için dini duyguları ve değerleri istismara kalkışanlara) gelince, onlar için de çetin bir azap vardır ve tuzakları (şeytani tasarıları) boşa çıkacaktır.” Fatır Suresi 10
“Hiçbir ülke (veya şehir) istisna olmamak üzere (haksızlık ve ahlâksızlıkları nedeniyle), kıyamet gününden önce Biz onu (ya deprem ve sel gibi afetlerle) bir yıkıma uğratacağız, veya onu (salgın hastalıklar ve savaşlar benzeri) şiddetli bir azapla azaplandıracağız; bu (muhakkak) kitapta (kader programında) yazılıdır.”
İsra Suresi:58
Rabbim bizlere, Elçilere layık olmayı nasip etsin..
Erbakan Hocamdan, aldım hikmeti
Gayret galibiyet, Onun himmeti
Daim meyve verir, hayır hizmeti
Dilden dile geçen, menkul6 olmaktır
Çalış ki meziyet, has kul olmaktır…
Rabbimizin En Büyük Lütfu; Kulluk Makamına Kabul Buyurmasıdır!
Hakk’a tercüman ol, halis söz olsun
Lafı eğip bükme, kısa öz olsun
Yalan yanlış katma, doğru düz olsun
Marifet herkese, okul olmaktır
Çün asıl meziyet, has kul olmaktır…
Hakiki müminlik, her zaman ve şartta daima Hakkı üstün tutmak, mert ve net olmak ve sadece Hakka kul olmaktır. Bize lütfedilen en büyük ihsan, Rabbimizin, kulluk makamına kabul buyurmasıdır. Allah bizi KUL makamına ulaşanların zümresine dahil eylesin inşallah.