NİMET, GAYRET İSTER!
Hizmet cennetin kapısı
Tembellikle, giren olmaz…
Âlemler Allah yapısı
Şaheseri, gören olmaz…
Meal oku, bul teselli
Huzur getirir temelli
Kâinat bin bir tecelli
Hak sırrına, eren olmaz…
Saçılsın aşkın külleri
Açılsın vuslat tülleri
Misk kokan, gonca gülleri
Zikrullahla, deren olmaz…
Kötülükten, özün sakın
Yalan riya, sözün sakın
Şehvet bakış, gözün sakın
Edep yoksa, ceren1 olmaz…
Ceht eylesen, cihat olur
Söz verirsen, biat olur
Her nimete, fiyat olur
Değerini, veren olmaz…
Bil ki cennet, ucuz değil
Cehennem lüzumsuz değil
Hiçbir kul, kusursuz değil
Tevbekârı, yeren olmaz…
Borca kestane kavursan
Hak hukuk bilmez gâvursan
Har vurup harman savursan
Kel başında, beren2 olmaz…
İstismara, dindar isen
Hak düzene, kindar isen
Canana can, adar isen
Dost kapıdan, süren olmaz…
Hayat fani, bu dünya boş
Şerri bırak, hep hayra koş
Dürüstlük has, sadakat hoş
Hain kişi, zeren3 olmaz…
- Ceren: Edep hürmet ehli, masum ve narin ceylan karakterli.
- Bere: Başa takılan bir giysi.
- Zeren: Akıllı, anlayışlı ve kavrayışlı kişi.

Rabb tezahür etti, insan gölgesi
İmtihan; Hak-Bâtıl, mücadelesi
Rahman mı Şeytan mı, safın hangisi
Bilmezsen yamulur, büzgün olursun
İslam’a uyarsan, düzgün olursun…
DAVAMIZ VE DUAMIZ
Ulu dergâha geldik, inançla ve umutla
Merhametin engindir, inayetin derindir…
Kur’an rehber edindik, Muhammedi komutla
Her zerre hükmündedir, ruhlar emir erindir
Kapından boş çevirme, bu kulların sevindir…
Gafiller oyalanır, zevkle ve lüks binekle
Siyonistler sapıtmış, servet altın inekle
Firavun karıncayla, Nemrutları sinekle
Devirirsin Allah’ım, hem virüsler devindir
Va’dine güveniriz, Rabbim artık sevindir…
Kudretine sınır yok, hep mülkündür kâinat
Bin bir ismin cilvesi, canlı cansız tabiat
Ebabiller filosu, melekler kanat kanat
Dünya harika san’at, dağlar denge çivindir
Ey Dost mahzun eyleme, gayrı bizi sevindir…
Nebiler ve veliler, erenler hatırına
Şehit olup toprağa, girenler hatırına
Uğruna evlat kurban, verenler hatırına
Kâbe kıble aşkına, ki o kutsal evindir
Bizi mahcup bırakma, nusretinle sevindir…
Zalimler azgınlaştı, kâfirler soysuzlaştı
Marazlı münafıklar, İsrail’le uzlaştı
Hidayetler karardı, hem beyinler buzlaştı
Ya Rab hayra hasretiz, meydan şeytan şerrindir
Böyle mahrum ezdirme, mü’minleri sevindir…
Zalim düzen içinde, kahır çektik zilletle
Hakka hücum ettiler, hıyanetle illetle
Gayrı kurtar Allah’ım, has ümmetle milletle
Biz İbrahim olursak, ateşler de serindir
Adil Düzen’i getir, Milli Çözüm sevindir…
Kulluk göstergemizdir, yolunda cihatımız
Sadakat şerefimiz, Hocam’a biatımız
Sadece rızan için, davamız taatımız
Ahmet’in yazdıkları, lütfun ilham perindir
Kurtar mağduriyetten, zaferinle sevindir
Gayretsiz Yol Alınmaz
Aşkım çok, gayret yetersiz,
Nefsim ağır, sinsi sessiz,
Özden uzak, gönül sensiz,
Gayretsiz, huzur bulunmaz…
Dedim: “nefsim, derman ara,”
Her nefeste, aşkı yara,
Sabır gerek, himmet ara,
Gayretsiz, nasip alınmaz…
Aşk deryası, sabra akar,
Her tecelli, hikmet kokar,
Fakr bilmeyen, gönül yakar,
Gayretsiz yol hiç aşılmaz…
Tevhid aşkı, közde aklanır,
Nefsi kıran, Hakk’a yaklaşır,
Sabır daim, sırla saklanır,
Gayretsiz sırra eren olmaz…
Milli Çözüm, Meali Kerim,
Kulluk öğretir, okursan daim,
Nurla aydınlatır, olur tam hâkim,
Gayretsiz ilme, varan bulunmaz…
Sabırla çözülür, her düğüm sırlar,
Tevhid yolunda, yükselir arlar,
Hakikat yolunda, parlar yıldızlar,
Gayretsiz nura, eren bulunmaz…
Rabbimiz gayretimizi arttırsın, ayağımızı davasında sabit kılsın, hiçlik makamını lütfeylesin..
RABBİMİZ’DEN GELEN-GELECEK HER HAYRA MUHTACIZ
(Eğer gerçekten iman ediyorsanız) Allah’ın ipine (Kur’an hükümlerine) hepiniz birden (el birliği içinde) sımsıkı sarılın. (Sakın) Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani bir vakit sizler birbirinize düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. (Ümmet ve uhuvvet şuuruyla güç kazandınız.) Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, (Kur’an ve Resulüllah sayesinde) oradan sizi kurtarmıştı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah size ayetlerini böyle açıklamaktadır.
Al’i imran Suresi 103
Rabbimiz Teala İbrahim suresi 7. ayetinde şöyle buyurmuşlardı: “Ve yine bir vakit Rabbiniz şöyle ilan edip duyurmuştu ve buyurmuştu: “Andolsun eğer şükrederseniz gerçekten size (nimetlerimi) artırıveririm ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz Benim azabım pek şiddetlidir.”
Adeta bu ayeti kerimenin tefsirini okuduğumuz şiirden ders almayı, elimizdeki nimetlerin şükrünü eda edebilmeyi Rabbimizden niyaz ederim.
Hayat fani, bu dünya boş
Şerri bırak, hep hayra koş
Dürüstlük has, sadakat hoş
Hain kişi, zeren olmaz…
Bir kulun bütün derdi, bu imtihan dünyasından geçerli bir puan alabilmek ve Rabbin huzuruna varabilmektir. Derdi dünya olanın derdi tasası bitmez, hayatı hep film fırıldaktır bu kişinin, netlik, mertlik, dürüstlük, iyilik ve güzellikle işi olmaz unutmuştur bu güzel hasletleri artık iyice nefsinin ve şeytanın oyuncağın olmuştur ve çirkefin içinde battıkça batar gider, tutmak istersin elinden veremez elini sana çünkü fıtrat bozuktur maya bozuktur.
Bil ki cennet, ucuz değil
Cehennem lüzumsuz değil
Hiçbir kul, kusursuz değil
Tevbekârı, yeren olmaz…
Rabbimiz Kur’an’ında da türlü kötülükleri yapan kişilerden bahsediyor, onların varacağı yerin cehennem olacağını söyledikten sonra tevbe kapısının son nefes gelene kadar açık olduğunu bildiriyordu bizlere tevbe edip kurtulmamız lazım ne günah işlersek işeleyelim O’nun kapısından başka gidilecek yerimiz yoktur.
Rabbim bizleri ahirette az pişman olanlardan eylesin inşallah amin…
Bil ki cennet, ucuz değil
Cehennem lüzumsuz değil
Hiçbir kul, kusursuz değil
Tevbekârı, yeren olmaz…
Kötülükten, özün sakın
Yalan riya, sözün sakın
Şehvet bakış, gözün sakın
Edep yoksa, ceren olmaz…
Bizler, imtihan edilmek üzere dünyaya gönderilen bir canlı varlığız. Canlı varlığız ama bize diğer bitki ve hayvanlara verilmemiş meziyetler verildiği için imtihan edilmekteyiz. İyiyi kötüden ayırt edebilmeyi, doğruyu yanlıştan ayırt edebilmeyi, güzeli çirkinden ayırt edebilmeyi, faydalıyı zararlıdan ayırt edebilmeyi ve adaleti zulümden ayırt edebilme gibi nimeti lütfetmiş rabbimiz. Ve imtihandan geçerli puan almak için de yanlış işlerden çirkin hayasızlıklardan yalandan gösterişten iblisle dost olmaktan uzak durabildiğimiz gayretini çabasını gösterebildiğimiz kadar bu imtihandan geçerli puan alacağız ve böylesi tercihte bulunduğumuz için de rabbimiz bizim kalbimizi temizleme gayreti güttüğümüz için, kalbimizi kirden pastan temizleyip cilalama azmini gösterdiğimiz ölçüde bize hikmeti edinmeyi ve feraset sahibi olabilmenin yolunu açacaktır. Kısacası kendimize zulmetmeden yaşam sürmenin gayretini gütmeliyiz. Milli Çözüm yazıları şiirleri, Meali Kerim okumalarına yoğunlaşanlara çünkü bunlar Kur’an’dan Sünnet’ten esinlenilerek yapılan çalışmalar olduğu için bunlara yoğunlaşmamız bize İNSAN OLMAYI ve ALLAH’I MEMNUN ETMEYİ dolayısıyla manevi huzura konfora sahip olmamıza vesile olacak.
Borca kestane kavursan
Hak hukuk bilmez gâvursan
Har vurup harman savursan
Kel başında, beren olmaz…
Erafınızda görürsünüz görüyoruz şahsın borcu var ama temel ihtiyacı olmadığı halde elinde en az 3 tane var ondan. Oturduğu evi olsun, arabaları olsun, mesleğiyle ilgili elinde birçok taşınır taşınmaz mal mülk vb oldukça var, yediği yemeklerinde her öğünde türlü türlü et yemekleri yapılmakta, kısacası konforundan hiç ödün vermiyor, hele Akp nin de günümüzde insanlara verdiği en büyük tahribatlardan biride din istismarcılığı yani Allah ile aldatması veya insanlığın değer verdiği şahsiyetleri istismar ederek , diğer taraftan hizmet adı altında kendi reklamına onca paralar harcayarak gününü geçirenlerin borcunu ödeme gibi niyetlerinin olmadığını açığa vuruyor tescilliyor. Yani borcu olan kişinin en öncelikli işi borcunu ödeme gayreti gütmesi. Borçlu, Şimdiki Siyasi İktidarın emekliye asgari ücretliye verdiği maaş gibi ödeme takvimi yapması yani küçük küçük meblağlarla sadece ödüyor havası vermesi diğer tarafta har vurup harman savurarak harcamalarda bulunması kendisinin reklamını yapmak niyetli bir kısım etkinlikler hizmetler yapıyor havası verenlerin akıbetleri elbette dünyada ve ahirette perişan olmalarına sebeb olacaktır.
Peygamberimiz s.a.v. borçlu olarak ölenin cenaze namazını kılmazdı. Bir gün bir cenaze getirilmiş. Allah elçisi ; borcu olup olmadığını sordu. İki dinar borcu var dediler. “Arkadaşınızın namazını kılın buyurdu. Bunun üzerine Ebu Katade r.a. ” O iki dinarı ben üstleniyorum ” deyince Peygamberimiz adamın namazını kıldı. (Buhari Havalat 3,6.
“Hadisi şerif:
“Bir sürüye saldıran iki aç kurdun vereceği zarar, bir kişinin haksız mal makam
hırsıyla DİNE (ve ahiretine) vereceği zarardan daha fazla değildir!” (Kütübü Sitte. 1967 nolu
Hadis)
Şu’ara Suresi: 181
“(Alışverişte) Ölçüyü tam tutun ve (insanların alacağını) eksiltenlerden (aldatıp
zarar verenlerden ve kul hakkına girenlerden) olmayın.
(www.mealikerim.com/26/suara/181)
Hayat fani, bu dünya boş
Şerri bırak, hep hayra koş
Dürüstlük has, sadakat hoş
Hain kişi, zeren olmaz…
Cenabı Hakk bir kutsi hadiste şöyle diyor; Ben sonsuz ve kusursuz rahatı, gerçek ve yüksek hayatı cennette sakladım. Ama insanlar onu dünyada aradılar, ama bulamadılar bulamayacaklar. La rahate fiddin Dünyada rahat yoktur.
Ben rağbet – izzet – ve hürriyeti , ibadet istikamet ve cihatta sakladım. Ama insanlar onu devlet adamlarının ve güç odaklarının kapısında aradılar ve yanıldılar.
Cenabı Hak huzurun saadetin rahatın konforun yolunu göstermiş . Bu dünya geçici bu dünya yalan boş… Şerden kimseye fayda yok, barışta ve hayırda yarışta koşmaya ve günümüzün Asrın Tercümanına Kur’an’ın Tercümanı olan Milli Çözüm’e yaraşır sadık mü’min olma gayreti gütmeye koşmaya çalışalım. Hain kişilerin gizli ajandaları olanların niyetleri bozuk olanların akılları anlayışları kavrayışları alınacağı , hakikat haykırıldığı halde kulaklarının duyamayacağı. Asrı Saadetten örnek verecek olursak: Ebu Cehil’in; yanı başında ve yakınında olduğu halde, Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam Hazretlerini duyamadığı ve kutlu çağrısını ciddiye almadığı gibi… Aslında Hz. Ebu Bekir’le, Ebu Cehil; ikisi de aynı Muhammed(SAV) aynasına bakıyorlardı… Ama biri kendi özünün güzelliklerini, diğeri kendi özünün çirkinliklerini görüyorlardı. Her asrın hikmet ve hakikat aynalarının da, böyle bakanları yansıttıklarını unutmamalıyız.
Borca kestane kavursan
Hak hukuk bilmez gâvursan
Har vurup harman savursan
Kel başında, beren2 olmaz…
Borçlu harcamalarına dikkat etmesi gerekir. Ve bu durum onun borcunu ödeme niyetinde olduğunun en önemli göstergesidir. Borcu var iken ikinci derecede öneme sahip harcamalarla har vurup harman savurması tavrı kişinin başında beresini bırakmaz.
İstismara, dindar isen
Hak düzene, kindar isen
Canana can, adar isen
Dost kapıdan, süren olmaz…
Din ile oy/makam/para avlamaya çalışır, istismara yönelirsek sonunda hakka kindarlık tohumları ekmiş oluruz. Harmanımız ise hakkın kapısından sürülmek olur. Allah korusun. Hak yoluna can adamış, tüm münafıkları karşısına almış ve haklarını avucuna bırakmış, Kur’an’ın tercümanın kapısında benlikten sıyrılırsak, dost kapısından süren olmaz.
Hayat fani, bu dünya boş
Şerri bırak, hep hayra koş
Dürüstlük has, sadakat hoş
Hain kişi, zeren3 olmaz…
Yarın saat 11:00de öleceğimizi bilsek; Dünyalık işlerden boşanır, şer işlerden zerre kadar uğraşmayız. Hayra dair ne yapabiliyorsak ona koşarız.
Dürüstlüğün sağlaması sadakattir. Hainliğin delili ise akıllı, anlayışlı ve gerçekle karşılaştığımızda gerçeği kavrayışlı olamayışımızdır.
Hizmet cennetin kapısı
Tembellikle, giren olmaz…
Âlemler Allah yapısı
Şaheseri, gören olmaz…
ZÜMER SURESİ 73
Rablerinden korkanlar (ve ahirete hazırlananlar) ise, bölük bölük cennete sevk edileceklerdir. Oraya vardıklarında cennet kapıları açılıp fetholunacak ve görevli melekler onlara: “Selam size, ne hoşsunuz, ne mutlusunuz! (Buyurun) Ebedi kalmak üzere ona (cennete) girin” diye (iltifatta bulunacaklardır).
ZÜMER SURESİ 74
(Onlar ise:) “Bize olan va’adinde sadık kalan ve bizi bu yere (dünyada izzet ve devlete, ahirette cennete) mirasçı kılan Allah’a hamdolsun” diyerek (sevinçlerini ve teşekkürlerini açığa vuracaklardır. Veya:) “Bize olan va’adine sadakat gösteren (verdiği sözü yerine getiren) ve bizi dilediğimiz yerde eğlenip dolaşacağımız şu cennet yurduna yerleştiren Allah’ımıza (şükürler olsun. Allah yolunda) çalışıp çabalayanların ücreti ne güzelmiş” (şeklinde mutluluklarını paylaşacaklardır).
https://www.mealikerim.com/39/zumer/74
Fussilet 9
De ki: “Gerçekten siz; yeri iki günde (iki süreçte: 1- Dünya’yı maddi ve fiziki inşası, 2- Canlıların ortaya çıkarılması dönemlerinde) Yaratanı inkâr ediyor ve O’na birtakım eşler mi kılıyorsunuz? (Unutmayınız ki) O, âlemlerin (tek ve gerçek) Rabbidir.”
https://www.mealikerim.com/41/fussilet/9
YUSUF SURESİ 105
Göklerde ve yerde nice ayetler (Allah’ın varlığını ve harika sanatını gösteren öyle belge ve alâmetler) vardır ki, (gafiller) onların (nice mucizeler ve mükemmel nimetler barındıran varlıkların) yanından hiç düşünmeden (ve Yüce Yaratıcı’yı hatıra getirmeden), yüz çevirerek geçip gitmektedirler.
https://www.mealikerim.com/12/yusuf/105
Halis niyetle tevbe eyle
Vakit geçer süren kalmaz
Cenaze arabasın seyreyle
Yol açmaya siren çalmaz
Var kapıya kır dizini
Hürmet ile sür yüzünü
Sadıklardan çevirsen özünü
Toprağını küren kalmaz
Şiir oku, makale oku
Meal ile özün doku
Bir kere yaydan çıkarsan oku
Durdurmaya fren olmaz
Hasreti hayrete çevir
Hayreti gayrete çevir
Sen istersen Allah verir
Yolların diken ören olmaz
Sadık olan Ahmet imiş
Milli Çözüm rahmet imiş
Gerisi kuru zahmet imiş
Düşmeyince gören olmaz
Rabbim düşmeden gören sadıkların sayısını muhafaza eylesin
Amin kere amin
İstismara, dindar isen
Hak düzene, kindar isen
Canana can, adar isen
Dost kapıdan, süren olmaz…
Bakara 14
(Bu münafıklar) İman edenlerle karşılaştıklarında (sadık din ve dava ehliyle bir arada bulunduklarında): “Biz de iman etmiş kimseleriz (ama İslam’a hizmet için kâfirlerle zahiren işbirliği görüntüsü vermekteyiz; sakın bizden şüphelenmeyiniz!)” derler. (Ancak) Şeytanları (ve şer odaklarıyla gizlice buluşup) baş başa kaldıklarında (ise); “Şüphesiz biz (asıl) sizinle beraberiz, (sizin hedeflerinize hizmet etmekteyiz.) Biz (mü’min ve Müslüman kesimleri sadece idare ve) istihza etmekteyiz” (zira “onların desteğini almak mecburiyetindeyiz”) derler.
A’raf 175
(Ey Resulüm!) Onlara, kendisine ayetlerimizi (dini bilgi ve hikmetleri öğrettiğimiz şu) kişinin haberini anlat (ki, bugünkü bel’am benzeri bilgiçleri tanısınlar ve sakınsınlar). O (kişi) bundan (ilim ve ibadet huzurundan ve zulüm düzeniyle cihad şuurundan) sıyrılıp uzaklaşmış; derken şeytan (ve tağutlar da) onu kendi peşine takıp (sapkınlığa) sürüklemişti. O da sonunda “Ğaviy” (tuğyana kapılıp azgınlaşan ve tağuta tapanlardan) olup çıkıvermişti. [Not: Demek ki, ilim ve iman; insanın içine sinmez ve onun ahlâkı, amacı ve hayat tarzı haline gelmez de, sadece zahiri bilgi birikimi olarak kalırsa; sonunda nefsi çıkarlar, korkular ve şeytani dolduruşlar yüzünden dalâlete sapması ve bu bilgi kisvesini eğreti bir elbise gibi çıkarıp atması kaçınılmaz hale gelebilir.]
A’raf 176
Eğer dileseydik (bel’am gibileri, lütfettiğimiz nimet ve faziletlerin kıymetini bilselerdi) onu bununla (kendisine verilen ilim ve hikmetler dolayısıyla) yükseltir (ve şereflendirirdik). Fakat o (bunları dünya rahatı ve menfaati için kötüye kullandı.) Arz’a (aşağılığa ve bayağılığa) saplandı ve nefsi hevâsına kapıldı. İşte onun misali o (kuduz) köpeğin haline benzer ki; eğer üzerine varırsan dilini sarkıtıp (ürkekçe) soluyuverir, veya kendi haline bırakırsan yine dilini uzatıp (tedirgin ve bitkin şekilde) soluyuverir… (Bu tiplerin ne mü’minler yanında kıymeti bilinir, ne zalimler katında rağbet edilir…) İşte ayetlerimizi (Hakk Dinimizi ve Adil Düzenimizi) yalanlayan ve yanlış sayan toplulukların hali de böyledir. Sen bu kıssayı (örnek ve ibret alsınlar diye) onlara anlat. Olur ki gereği gibi düşünür (ve gerçeği görür)lerdi.
Âl-i İmran 118
Ey iman edenler! Sizden olmayanları (Yahudi ve Hristiyanların hain takımını ve işbirlikçi münafıkları) sırdaş (müttefik) edinmeyin. (Çünkü) Onlar size (her fırsatta) kötülüğe ve zarar vermeye uğraşırlar, size zorlu bir sıkıntı verecek şeylerden de hoşlanırlar. Onların buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur, göğüslerinde (gönüllerinde) gizli tuttukları (nefret ve hıyanetleri) ise, daha büyüktür. (Böylece) Size ayetlerimizi (imanın ve inkârın alâmetlerini) kesinlikle açıkladık; belki akıl erdirip (Haçlı Siyonistlerden ve işbirlikçi hainlerden uzak kalırsınız diye, size bu gerçekler tebliğ ve tavsiye edilmektedir).
http://www.mealikerim.com
“Hayat fani, bu dünya boş
Şerri bırak, hep hayra koş
Dürüstlük has, sadakat hoş
Hain kişi, zeren3 olmaz…”
(En doğru) Gerçek (Hakk); Rabbinden (gelen Kur’an-ı Kerim)dir. Şu halde sakın kuşkuya kapılanlardan olma. (Şüphe ve vesvese imanı tahrip edicidir.)
Bakara suresi 147.ayet