Siyonist Güdümlü Haçlı Batı, Asker ve Subay Bulamazken;
ŞANLI TÜRK ORDUSU GÖZ KAMAŞTIRMAKTAYDI!
Siyonist Güdümlü Haçlı Batı,
Asker ve Subay Bulamazken;
ŞANLI TÜRK ORDUSU
GÖZ KAMAŞTIRMAKTAYDI!
Batı, Asker Sıkıntısı Çekmeye Başlamıştı! İngiltere, İlanla KORAMİRAL Aramaktaydı!?
2000’li yılların başından itibaren Batılı ordular asker bulmakta büyük sıkıntı yaşamaktaydı. Asker açığını kapatmak isteyen devletler, internetten ilanla General arıyorlardı. Peki, Batılı ordularda yaşanan sorunlar neden kaynaklıydı?
“Koramiral arıyoruz! Hedef profili; eski asker. Tercihen yedek üye. Aday, yıllık 200 Bin Euro’dan fazla maaşla, İngiliz Nükleer Denizaltılara komuta etmekle görevlendirilecek. Kendisi son derece gizli operasyonlardan sorumlu olacak!” şeklindeki ilan, İngiliz Kraliyet Donanması tarafından bir sosyal ağdan yayımlandı. Bu benzeri görülmemiş iş teklifi aracılığıyla, içerideki gönüllü üst düzey asker eksikliği nedeniyle, ülkede nükleer caydırıcılıkta kilit pozisyonlardan biri için bir eleman aranmaktaydı. Belçika Özel Kuvvetleri de 30 yaşın altındaki tüm Avrupa Birliği ve İsviçre vatandaşlarına yönelik bir davetiye yayımladı. Belçikalı askeri yetkililer, yıllardır askeri istihdam konusunda sorun yaşadıklarını belirtiyorlardı.
Fransız ordusu da asker açığı görüldüğünü açıklamıştı. Uzmanlar, askeri istihdam krizinin gelişmiş ülkelerin profesyonelleşmiş ordularında büyüyen bir olgu olduğunu vurgulamıştı. Batılı toplumların yaşlanmasının, bunun birinci nedeni olduğuna dikkat çekiyorlardı. Bunun yanı sıra tatmin etmeyen ücretler, zor askerlik yaşamı, değişen hayat standartları ve teknolojik gelişmeler gibi gerekçeler de sıralanmıştı. Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius: “2050 yılında 15 ile 24 yaş arasındaki genç nüfus %12 oranında azalacak. Bizim de Alman ordusunda ihtiyacımız olan aktif personel sayısı bu oranda” diyerek, aynı soruna parmak basmıştı. Son yıllarda Rusya tehdidi nedeniyle Ukrayna, Litvanya ve son olarak İsveç 2017 yılında askerliği yeniden zorunlu kılmıştı. Almanya ve Fransa’da ise zorunlu askerliğin geri dönüşü konusu tartışılmaktaydı.[1]
İsrail’de Gençler Askere Gitmiyorlardı!
Bazı İsrailli gençler, Filistin topraklarının işgal edilmesine ve Gazze’de sivillerin bombalanarak öldürülmesine karşı çıkmaktaydı. İsrail’de gençler, hapse girmek pahasına askerlik yapmaktan kaçınmaktaydı. İsrail ordusunun Filistinlilere zulmettiği gerekçesi ile bazı gençler askere gitmeyi reddediyorlardı.
Kanada, asker ihtiyacını karşılamak için vatandaş olmayan göçmenleri de orduya alacaktı!
Kanada ordusunda halen deniz, hava ve kara birlikleri için en az 8 bin asker açığı olduğu belirtilen açıklamada, Mart 2023’e kadar orduya 5 bin 900 yeni asker ekleme hedefinin oldukça gerisinde olunduğu vurgulanmıştı. Kanada Ulusal Savunma Bakanlığı, henüz vatandaş olmayan kalıcı oturum sahibi göçmenlerin de orduya alınmasını kararlaştırmıştı. Ülke basınına yansıyan bilgilere göre, Kanada Silahlı Kuvvetlerinde, cinsel taciz vakalarıyla başlayan ve son olarak Covid-19 salgını aşı kararları nedeniyle yaşanan personel sıkıntısı had safhaya ulaşmıştı. Bakanlık, daimî ikamet sahibi göçmenlerin artık Kanada Silahlı Kuvvetlerine katılmak için başvurabileceğini, bu kişilerin yabancı bir ordu tarafından eğitilip eğitilmediğine bakılmayacağını açıklamıştı.[2]
Rusya, 40 yaş üstü vatandaşların ve 30 yaş üstü yabancıların orduya kaydolmalarının yolunu açmıştı!
Rusya Parlamentosu’nun alt kanadı Duma, 40 yaş üstü Rus vatandaşlarının ve 30 yaş üstü yabancıların orduya yazılmalarına olanak sağlayacak bir yasa tasarısını görüşeceğini açıklamıştı. Bu arada Rusya Savunma Bakanlığı, NATO tehdidine karşı Batı askeri bölgesinde 12 yeni askeri birlik oluşturulacağını duyurmuşlardı. Duma’nın resmi internet sitesinde yayımlanan duyuruda, ordunun daha ileri yaşlardaki profesyonellerin becerilerinin daha iyi kullanmasına olanak sağlamak için bu tür bir yasal düzenlemeye gereksinim görüldüğü aktarılmıştı. Duyuruda, “Yüksek hassasiyetli silahların kullanımı, silahların ve askeri teçhizatın işletilmesi için son derece profesyonel uzmanlara ihtiyaç bulunuyor. Deneyimler, 40-45 yaş grubundaki uzmanların becerilerinden faydalanma imkânının olduğunu gösteriyor.” denilmişti. Rusya’da yasal mevzuat, vatandaşlar için 18 ile 40, yabancılar için 18 ile 30 yaş grubundakilerin sözleşmeli askerlik için başvurmalarına olanak sağlıyordu.
Batılı uzmanlara göre; Rus ordusu eleman sıkıntısı çekmeye başlamıştı!
Avrupa’daki ABD birliklerinin eski komutanı emekli General Ben Hodges, Reuters’e yaptığı açıklamada, “Bu duyuru Rusya’nın sıkıntı içinde olduğunu gösteriyor. Bu, orduda eleman sayısını gidermek için yapılan bir girişim. Rusya için Ukrayna’daki başarısızlığını gizleyebilmek giderek zorlaşıyor” ifadelerini kullanmıştı.[3]
Bulgar ordusu asker bulamamaktaydı!
Bulgaristan Savunma Bakanlığı, silahlı kuvvetlerinin 30 bin olan kadrolu asker kontenjanını sağlamak için 6 bin aday aradığını açıklamıştı. Savunma Bakanlığı ilk aşamada 200 profesyonel asker bulmak için girişim başlatmıştı. Aranan adaylar; Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Ortak Komuta Kuvvetleri’nin ertelenmeyecek personel eksikliklerini tamamlayacaktı. Bakanlık, 30 bin olan kadrolu asker kontenjanını sağlamak için 6 bin aday aramaya devam ediyordu. Savunma Bakanlığının resmi internet sitesindeki ilanda, “Çağdaş askeri görevler, ‘asker’ olmak isteyenlere yeni fırsatlar yaratıyor” ifadesi kullanılmıştı.[4]
Avrupa’da çoğu ülkenin Soğuk Savaş sonrası kaldırdığı zorunlu askerlik geri gelmeye başlamıştı!
Avrupa’da, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 29 NATO üyesinden yalnızca altısı, 1993’ten bu yana zorunlu askerlik hizmetini sürdürüyorlardı. Avrupa’da komünizmin çöküşü ve Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birçok ülke zorunlu askerlik hizmetini kaldırmıştı. Ancak Deutsche Welle’nin haberine göre Ukrayna’daki savaşın ardından bazı hükümetler zorunlu askerliği geri getirmeyi düşünüyorlardı.
Almanya 2011 yılında askerlik hizmetini askıya almıştı, ancak Federal Meclis’in ülkenin Temel Yasası uyarınca savunma ihtiyacı olduğuna karar vermesi halinde askerlik hizmeti yeniden uygulamaya konacaktı. Pek çok Avrupa ülkesinde de durum aynıydı.
Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada, 50 yıl veya daha uzun süredir yalnızca profesyonel ordulara sahip durumdaydı. Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, pek çok ülkenin zorunlu askerlik hizmetini yeniden uygulamaya koyması ve savunma bütçelerini artırmasının gerekip gerekmediği konusunda birçok tartışmayı başlatmıştı.
Ukrayna ve Litvanya
2014 yılında Kırım’ın ilhakından kısa bir süre sonra Ukrayna, 18-26 yaş arası erkekler için zorunlu askerlik hizmetini yeniden uygulamaya koydu. Bu uygulamayı, 2015 yılında 18-25 yaş arası erkeklere getiren Litvanya takip etti. Rusya’nın 20 Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgale başlamasının ardından Kiev yönetimi, 18 ile 60 yaşları arasındaki fiziksel olarak sağlıklı tüm erkekleri potansiyel olarak zorunlu askerlik hizmetine tâbi kılan bir yasa çıkardı.
Letonya
Baltık ülkesi, Estonya ve yeni üye Finlandiya’nın yanı sıra Rusya’ya kara sınırı olan üç NATO üyesinden biri. Letonya, diğer ikisinin hiçbir zaman kaldırmadığı zorunlu askerlik hizmetini yeniden uygulamaya koymayı planlıyordu. 2024’ten itibaren 18-27 yaş arası tüm erkeklerin 11 ay askeri eğitimden geçmesi gerekecekti. 2028’den itibaren her yıl 7 bin 500 Letonyalı çağrılacaktı. NATO’ya göre bu, 2022 yılında ülkedeki toplam profesyonel asker sayısına yakındı.
Romanya
Zorunlu askerlik hizmetini yeniden uygulamaya koymaya yönelik ilk girişim 2015 yılında başarısızlıkla sonuçlandı, ancak emekli bir general olan Romanya Başbakanı Nicolae Ciuca 2023 baharında yine bunu savunan açıklamalarda bulunmuştu. 2022’de açıklanan bir yasa taslağında, Romanya Savunma Bakanlığı, yurt dışında yaşayan tüm askerlik çağındaki Rumenlerin genel seferberlik durumunda 15 gün içinde askerlik hizmetine hazır olmaları yönündeki öneriyi onaylamıştı.
İsveç ve Hollanda
Hollanda ordusunun şu anda 9 bin asker açığı vardı ve hükümet, İsveç’in 2018’den beri yaptığı gibi zorunlu askerlik hizmeti yoluyla bu sayıyı artırmayı düşünüyordu. İskandinavya’nın en büyük ülkesi, zorunlu askerlik hizmetini 2010 yılında kaldırmış, ancak kaydolan yeterli gönüllü olmadığı için yeniden uygulamaya koymuşlardı. Artık 18 yaşındakilerin tümü görev için kaydolmak zorundaydı, ancak yalnızca küçük bir kısmı fiili askerlik hizmeti için silah altına alınıyorlardı.
Norveç ve Danimarka
2016 itibarıyla, Norveç’te kadın ve erkek olmak üzere 18 yaşındaki herkesin askerlik hizmetine başvurması gerekiyordu. Ancak yıllık 60 bin adaydan yalnızca 9 bini, 19 aylık hizmet için çağrılıyordu. Resmi kaynaklara göre askerlik hizmeti, sıkı seçim süreci nedeniyle yüksek öğrenim yeterlilikleriyle aynı düzeyde prestije sahip bulunuyordu. Danimarka’da da zorunlu askerlik hizmeti vardı ancak talebi karşılamaya yetecek kadar gönüllü başvuruyordu.
Fransa
Fransa şu anda zorunlu askerlik hizmetinin “hafif” bir biçimini tartışıyordu. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2019 yılında gençlerin bir ay boyunca gönüllü olarak ülkelerine hizmet etmelerine olanak tanıyan Evrensel Ulusal Hizmeti başlatıyordu. Hükümet şimdi bunu 15-17 yaş arası tüm Fransız vatandaşları için zorunlu hale getirmeyi düşünüyordu.
Almanya
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Savunma Bakanı Boris Pistorius’un zorunlu askerlik hizmeti getirme önerisine karşı çıkmıştı. Ancak siyasi yelpazenin her yerinden konuyla ilgili ulusal bir tartışma yapılması yönünde çağrılar vardı. Aynı zamanda Scholz ve Pistorius gibi iktidardaki Sosyal Demokratlardan olan Federal Meclis’in ordudan sorumlu üyesi Eva Högl, askeri veya sivil kurumlarda bir yıllık zorunlu hizmetin tartışılması gerektiğini vurgulamışlardı.[5]
Avrupa İstatistik Ofisi: “Ukrayna’da askerden kaçanların sayısını” açıklamıştı!
Avrupa İstatistik Ofisi’nin yayımladığı verilere göre askerliğe elverişli 650 bin Ukraynalının Avrupa Birliği ülkelerine kaçtığı açıklanmıştı. Söz konusu verilerde; askerlik çağındaki 190 bin Ukraynalı erkeğin Almanya’da, toplamda 650 bin Ukraynalı erkeğin ise Avrupa Birliği ülkelerinde bulunduğu vurgulanmıştı. Almanya Federal İçişleri Bakanlığı’na göre 24 Şubat 2022’den bu yana 18-60 yaş arası tam 221 bin 571 Ukraynalı erkeğin Almanya’ya geldiği ve bugün Almanya’da 189 bin 484 erkek kaldığı ifade edilirken, bunların yalnızca resmi olarak kayıtlı olanlar olduğunun altı çizilmişti. Bakanlık, kayıt yaptırmamış ve bu nedenle ülkede yasadışı olarak bulunan 100 bin kişinin daha olduğunu tahmin ediyordu.[6]
Rusya’nın Ukrayna işgalinin ardından bazı Avrupa ülkeleri zorunlu askerliğe mecbur kalmıştı!
Avrupa ülkeleri, son yıllarda zorunlu askerlik uygulamasından profesyonel orduya geçerken, Rusya’nın Ukrayna işgali, bazı AB ülkelerini tekrar eskiye dönüşe sevk etmişti. Ülkeler, zorunlu askerlik uygulamasını geri getirmeyi tartışıyorlardı. Rusya’nın Ukrayna işgali, bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerini tekrar eskiye dönüşe mecbur bırakmıştı.
“Her Fransız bir askerdir ve kendisini vatanın savunmasına borçludur” diyen 1798 tarihli Jourdan Yasası, evrensel askerlik hizmeti kavramını gündeme taşımıştı. Ancak bundan neredeyse iki asır sonra, eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, zorunlu olan askerlik hizmetini kaldırmıştı. [7]
Kahraman Türk Ordusu ise Destanlar Yazmaktaydı!
Irak ve Suriye sınırımızdaki, dünyanın en çetin doğa şartlarında, kış aylarında ve yüksek rakımlı dağlık alanlarda, derin uçurumlar ve gizli mağaralarla kaplı çok zorlu ortamlarda, şiddetli soğuklara ve yoğun kar tabakasına rağmen… Düzenli ve disiplinli bir ordunun özel birliklerinin; arkalarına ABD, AB ve İsrail’i alan ve kendilerine her türlü destek sağlanan PKK-PYD gibi hain ve zalim terör şebekelerine karşı, böylesine başarılı ve kararlı operasyonları, tam 40 yıldır sürdürebilen Türk Silahlı Kuvvetleri’miz, elbette göz kamaştırmakta, halkına ve dostlarına güven ve umut aşılamakta, ama düşmanlarına ve PKK çapulcularına ise korku ve kuşku salmaktaydı. Gerçek iman şuuru ve huzuru, yüksek vatan duygusu ve elbette ahiret inancı ve şehadet-cennet arzusu taşımayan, eğitilmiş robotlar misali ruhsuz orduların, bu kahraman Türk askeriyle başa çıkma şansları olmayacaktı!
İşte son 50 yılda Türkiye tarihinin sınır ötesi harekâtları:
Şanlı Kıbrıs Barış Harekâtı
Osmanlı dönemindeki 1683 başarısız Viyana kuşatmasından sonra ilk taarruz savaşımız… Ve Şanlı Kurtuluş Savaşı’mızdan sonraki ilk zafer kazancımız olan 1974 Kıbrıs Çıkarması’nda Kahraman Ordumuz destanlar yazmıştı. “Türkler ABD ve Haçlı AB’ye rağmen Kıbrıs’a müdahale edemezler; etseler de Akdeniz’de batar ve biterler!” diye sandıkları ve bize her türlü ambargoyu uyguladıkları… Hatta parasını peşin verdiğimiz gemilere ve askeri malzemelere el koydukları halde… Ecevit (CHP) ve Milli Görüş Koalisyon Hükümetinde ve Erbakan Hoca’nın çok özel gayret ve cesaretiyle başlatılan Kıbrıs Barış Harekâtı, kısa zamanda; düşmanları şaşırtan, dostları hayran bırakan büyük bir başarıyla tamamlanmış ve adadaki kardeşlerimiz soykırımdan kurtarılıp KKTC’nin kuruluşu sağlanmıştı.
Bugün; Suriye’nin kuzeyindeki Afrin’de, YPG ve PYD’ye yönelik sürdürülen Zeytin Dalı Harekâtı’nda da başarılı sonuçlar alınmıştı. TSK, Zeytin Dalı Harekâtı ile ilgili yaptığı ilk açıklamada operasyonun hedefini, “Suriye’nin kuzeybatısında Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ’a (IŞİD) mensup teröristleri etkisiz hale getirmek” olarak açıklamıştı. Afrin’e düzenlenen harekât, Türkiye tarihinde sınır ötesinde gerçekleştirdiği diğer harekâtları hatırlatmıştı.
İlk Sınır Ötesi Harekâtı: 25 MAYIS 1983
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 5 bin askerle birlikte Kuzey Irak’ta dönemin Baas rejimiyle yapılan anlaşmayla bir sınır ötesi harekâta başlamıştı. Bu harekâtla birlikte Kuzey Irak’taki sınırın beş kilometre ötesindeki PKK kampları hedef alınmıştı.
Çelik Harekâtı: 21 Mart 1995-30 Aralık 1996
21 Mart 1995’te TSK’nın en kapsamlı operasyonlarından biri olan Çelik Harekâtı başlatıldı. Kuzey Irak’a gerçekleştirilen harekâta 35 bin personel katıldı. PKK’nın 23 kişilik mobil timi yakalandı. Çelik Harekâtı kapsamında, 3 bin PKK’lı çember altına alındı. 200’ü saf dışı bırakıldı, çatışmalarda 8 askerimiz de şehit olmuşlardı. Harekâtın üçüncü gününde Haftanin Kampı kuşatıldı. 89 PKK’lı daha öldürüldü. Çelik Harekâtı’nda PKK’nın kullandığı mağaralarda 4.5 ton uyuşturucu ele geçirildi. TSK’nın, Irak’ın kuzeyine giren 35 bin personelinden 20 bininin geri çekildiği bildirildi. Operasyondan dönen 20 bin asker, 30 Nisan’da dönemin Başbakanı Tansu Çiller tarafından törenle karşılandı. Genelkurmay Başkanlığı, Çelik Harekâtı’nın 43 gününü değerlendirdi. Harekât sırasında 555 PKK’lının öldürüldüğü açıklandı. Sıcak çatışmanın sona erdiği Kuzey Irak’ta Kani Masi, Mergasor ve Barzan bölgesinde kontrolü ele geçiren Türk askeri birlikleri operasyonlarda toplam 127 PKK’lıyı öldürdü. Irak’ın kuzeyinde sürdürülen ve ‘Tokat Operasyonu’ olarak adlandırılan operasyonda 90 PKK’lı öldürüldü, 6 askerimiz şehit oldu. Türk Hava Kuvvetleri, PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki en büyük kamplarından Bote’yi vurdu. Irak’ın kuzeyindeki Sinat, Avagöze, Birkiavdal, Elagiş ve Haftanin bölgelerindeki PKK kampları bombalandı. Kuzey Irak sınırında yapılan operasyonlarda, 118 PKK’lı öldürüldü, 11 güvenlik görevlisi de şehit oldu. Irak’ın kuzeyindeki Sinat bölgesine operasyon başlatıldı. Sinat bölgesine düzenlenen operasyonda ölü ele geçirilen PKK’lı sayısı 72’ydi.
Çekiç Harekâtı: 14 Mayıs 1997- 20 Eylül 1997
TSK, Irak Kürdistan Demokrat Partisi’nin isteği üzerine Kuzey Irak’a girdi. Çekiç Harekâtı’nın ilk gününde Sarıkavaklar’da 30 PKK’lı ele geçirildi. Sınır ötesi operasyonda öldürülen PKK’lı sayısı 1817’ye ulaştı. Çekiç Harekâtı’na katılan bazı zırhlı birlikler çekilmeye başladı. Olağanüstü Hal Bölge Valisi Aydın Arslan, son 95 ayda yapılan operasyonlarda 4546 PKK’lının öldürüldüğünü açıkladı.
Şafak Harekâtı: 25 Eylül 1997-16 Şubat 1999
TSK, Kuzey Irak’taki hedeflere yönelik yeni bir harekât başlattı. Irak’ın kuzeyinde öldürülen PKK’lı sayısı 361 olarak açıklandı. Irak’ın kuzeyinde yürütülen Şafak Harekâtı’nın birinci aşaması sona erdi. Görevini tamamlayan birliklerden ilki yurda döndü. Öldürülen PKK’lı sayısı 816’ya ulaştı. Aynı harekâtta üç subay, 24 erbaş ve er, dört Geçici Köy Korucusu olmak üzere 31 güvenlik görevlisi şehit oldu. Irak’ın kuzeyinde bazı kamplara yerleşerek kış mevsimini geçirmeye hazırlanan PKK üyelerine karşı ‘Süpürme Harekâtı’ başlatıldı. PKK’nın iki numarası Şemdin Sakık ile kardeşi Arif Sakık, Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın düzenlediği ‘Yarasa Operasyonu’ ile yakalanıp, Türkiye’ye getirildi. 20 Mayıs 1999’da Sakık ile kardeşi, idam cezasına çarptırıldı. PKK lideri Abdullah Öcalan, Kenya’nın Başkenti Nairobi’den, güvenlik güçlerince düzenlenen operasyonla yakalanarak, Türkiye’ye getirildi.
Güneş Harekâtı: 21-29 Şubat 2008
Türk Silahlı Kuvvetleri 21 Şubat 2008’de Kuzey Irak’a yönelik hava yolu destekli sınır ötesi kara harekâtı başlatmıştı. Harekât 29 Şubat 2008 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı birliklerinin Türkiye sınırları içine dönmesiyle, harekâtın sonlandığı Genelkurmay Başkanlığı tarafından da doğrulanmıştır. 8 Ekim 2007’de Şırnak’ın Gabar Dağı mevkiinde gerçekleşen PKK/KONGRA-GEL saldırısında hayatını kaybeden Şanlıurfalı Piyade Onbaşı Kasım Aksoy’un 3 yaşındaki kızı Güneş’in adının verildiği harekât, o güne dek yapılan hava operasyonlarının devamı olmaktaydı.
Temmuz-Ağustos 2011 TSK Sınır Ötesi Harekâtları:
2011 yılı temmuz ve ağustos aylarında Diyarbakır, Siirt, Şırnak ve Hakkâri’de başlayan, Silvan saldırısıyla devam eden, PKK’nın güvenlik güçlerine karşı saldırılarının artması ve 17 Ağustos tarihinde düzenlediği Çukurca saldırısı üzerine, saldırıyla aynı gün Türk savaş uçakları ile başta Kandil ve Kato Dağı çevresindeki PKK kamplarına yönelik sınır ötesi operasyonlar başlatıldı.
Şah Fırat Operasyonu: 22 Şubat 2015
Şah Fırat Operasyonu, 22 Şubat 2015’te Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen, Süleyman Şah Türbesi’nde bulunan 38 personelin Türkiye’ye getirilmesi ve türbe içerisinde bulunan Süleyman Şah ve iki muhafızının naaşı ile diğer eşyaların Suriye’nin Eşme köyüne taşınmasıyla sonuçlanan operasyon olarak tarihe geçti. Şah Fırat operasyonu ile Türk Silahlı Kuvvetleri Süleyman Şah Türbesi’nde bulunan 38 personeli ülkeye geri getirmek için Suriye’ye girdi. Operasyonda 572 asker ve 20. Zırhlı Tugay’a bağlı M-60 A3 tipi 50 adet tank ile birlikte sınırda devriye görevi yapan F-16 uçakları görev aldı. Türbede bulunan Süleyman Şah’ın naaşı ve diğer manevi değeri bulunan eşyalar alındıktan sonra Süleyman Şah Türbesi ve yakındaki karakol patlayıcılarla havaya uçuruldu. Türbe imha edildikten sonra bölgedeki Türk askerleri, Şanlıurfa üzerinden Türkiye’ye girdi. Operasyonda bir asker iş kazası sonucunda hayatını kaybetti.
Mart 2016 Kuzey Irak Operasyonları: 18-19 Mart 2016
Kuzey Irak’ta bulunan Sinat, Haftanin ve Gara bölgelerine 20 adet savaş uçağıyla, 19 Mart 2016 sabahı 06:50-07:40 saatleri arasında yine Hakurk bölgesinde PKK’ya ait tespit edilen hedeflere 10 adet savaş uçağıyla düzenlenen operasyon başarıyla sonuçlanmıştır. Genelkurmay Başkanlığı resmi sitesi tsk.tr’den yapılan açıklamada operasyonların düzenlendiği hedeflerin arasında yine PKK’ya ait mühimmat deposu, korugan ve sığınaklar bulunmaktadır.
Fırat Kalkanı Harekâtı: 24 Ağustos 2016-29 Mart 2017
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye tarafından eğitilmiş Özgür Suriye Ordusu grupları tarafından yapılmıştır ve başarı ile sona eren operasyonlar arasındadır. Operasyonun amacı Türkiye’nin kendi varlığına tehdit olarak gördüğü ve terör örgütü olarak tanımladığı grupları bölgeden uzaklaştırmak, sınır hattının ve bölgedeki halkın güvenliğini sağlamak ve kontrol altına almak ve göç sorununu yok etmek için 5 bin km² alanda DEAŞ, YPG ve Suriye Silahlı Kuvvetleri güçlerinden, sivillerin güvenliği dolayısıyla tamamen temizlenmesi hedeflenen Güvenli Bölge oluşturmak olduğu vurgulanmıştı. Harekâtın bir diğer amacının ise PYD’nin bölgede kantonları birleştirerek, otonom bir yapı kurma hedefini bitirmek olarak açıklanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, operasyonda IŞİD ve YPG mevzilerinin yoğun ateş ile hava ve kara unsurlarınca vurulduğunu açıklamıştır.
Zeytin Dalı Operasyonu / Afrin Harekâtı
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılan bir başka sınır dışı operasyon ise “Zeytin Dalı Harekâtı” idi. 20 Ocak 2018’de Suriye’nin kuzeybatısında ÖSO ile beraber Afrin bölgesine düzenlenen operasyonun amacı PKK, PYD-YPG ve DEAŞ gibi örgütleri bölgeden uzaklaştırmak ve bölgedeki halkın güvenliğini sağlamak olarak açıklandı. TSK tarafından açıklanan rapora göre; 18 Mart 2018’de Afrin şehir merkezi kontrol altına alındı, harekâtın başlangıcından itibaren 46 askerimiz şehitlik mertebesine ulaştı, 3 bin 603 terörist ise etkisiz bırakıldı.
20 Ocak 2018’de başlayan Zeytin Dalı Harekâtı, 23 Eylül 2017’de Meclis’te kabul edilen tezkere uzatılma kararı çerçevesinde yapıldı. Ayrıca bu tezkere 2 Ekim 2014 tarihinde yapılan 298 kabul ve 98 ret oyu ile sonuçlanan tezkerenin de bir uzatması yapılmıştı. 2014 yılında 55’inin AKP’li, 39’unun ise CHP’li olduğu toplam 139 Milletvekilinin bu tezkere oylamasına katılmaması da kamuoyunda oldukça tartışılmıştı.
Pençe Harekâtı
2019 yılında TSK’nın yaptığı sınır ötesi operasyonlardan biri de Pençe Harekâtıydı. Pençe 1 Harekâtı 27 Mayıs 2019’da Kuzey Irak’ta bulunan Hakurk’ta başlatıldı. Bununla birlikte Pençe 2 Harekâtı da Kuzey Irak’ın Hakurk bölgesinde temmuz ayında yapıldı. Pençe 3 Operasyonu ise 23 Ağustos 2019’da yine Kuzey Irak’ta fakat bu sefer Sinat ile Haftanin bölgeleri arasında başlatıldı. 2019 yılında yapılan Pençe Harekâtları da 3 Ekim 2018’de Meclis’te kabul edilen Irak ve Suriye’deki terör saldırılarını bertaraf etmek ve milli güvenliği sağlamak adına olan tezkere uzatma kararı çerçevesinde başlatıldı. Dönemin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Pençe Harekâtları ile ilgili, “TSK’nın pençesi teröristlerin ensesinde. Pençe-1’de 64, Pençe-2’de 16 ve Pençe-3’te şimdiye kadar 22 olmak üzere yılbaşından bu yana Irak’ın kuzeyindeki operasyonlarda toplam 676 terörist etkisiz hale getirildi” açıklamasını yapmıştı. Pençe-3 harekât bölgesindeki operasyonlar kapsamında Irak’ın kuzeyindeki Haftanin bölgesinde çıkan çatışmada iki askerimiz şehit olmuştu.
Barış Pınarı Harekâtı
Millî Savunma Bakanlığı tarafından 9 Ekim 2019’da yapılan açıklamada; Türkiye hudutlarının güvenliğini sağlamak, sınırlarda terör koridoru oluşmasına engel olmak amacıyla, DEAŞ, PKK, PYD, YPG gibi örgütleri etkisiz hale getirmek için “Barış Pınarı Harekâtı” başlatıldığını duyurmuşlardı. Suriye’de konumlanan Suriye Demokratik Güçleri’ne karşı başlatılan bu harekâtın amacı, bu güçlerin bölgeden uzaklaştırılması, 30 km derinliğinde bir güvenli bölge oluşturulması ve Türkiye’deki bazı Suriyeli sığınmacıların bu bölgelere yerleşmesi olarak açıklandı. Barış Pınarı Harekâtı’nda toplam 5 askerimiz şehit oldu, 86 askerimiz yaralandı. Suriye Milli Ordusu’ndan ise 76 personel hayatını kaybetti, 273 personel de yaralanmıştı.
Haçlı Batı, İslam Ülkelerini Kapıştırmaktaydı!
İran, Kuzey Irak ve Suriye’deki hedeflere saldırmıştı!
2024 Ocak ortasında İran, Kuzey Irak ve Suriye’deki ‘terörist’ hedeflere füze saldırısı düzenlediğini duyurmuşlardı. Devrim Muhafızları’nın açıklamasına göre saldırılarda Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’de “bir casus karargâhı” ve “İran karşıtı terörist grupların toplandığı bir yer” imha edilmiş durumdaydı. Irak Kürdistan Güvenlik Konseyi’ne göre saldırıda en az dört kişi ölmüş, altı kişi de yaralanmıştı. Saldırı sonrası Irak, Tahran Büyükelçisini ülkeden çekme kararı almıştı. Kürdistan Demokrat Partisi’nin açıklamasına göre ise ölen siviller arasında tanınmış iş adamı Peshraw Dizayee de bulunmaktaydı.
İran Devrim Muhafızları’nın Suriye’deki hedefleri de balistik füzelerle vurduğu; bunlar arasında “komutanların toplanma yerleri ve başta IŞİD olmak üzere son terörist operasyonlarla ilgili ana unsurların” da bulunduğu açıklanmıştı. İran devlet medyasının açıklamasına göre Suriye’ye yönelik balistik füze saldırısı, güneydeki Kerman ve Rask kentlerinde İranlıların öldürüldüğü son saldırılara yanıt olarak yapılmıştı.
İsrail’in casus operasyonları!
İran’ın IRNA haber ajansının bildirdiğine göre, Devrim Muhafızları ayrıca Irak’ın özerk Kürdistan bölgesinde İsrail’e ait olduğu iddia edilen “bir casus karargâhını” vurmuşlardı. Açıklamada karargâhın “casusluk operasyonları geliştirme ve bölgedeki terörist eylemleri planlama merkezi” olarak hizmet verdiği vurgulanmıştı. Muhafızlar saldırının, İsrail’in Gazze’deki savaşından yayılan şiddet endişelerini arttıran İran’a ve İran’a bağlı grupların “direniş eksenine” yönelik son saldırılara yanıt olduğunu aktarmıştı.[8]
İran, Pakistan’a Neden Saldırmıştı?
İran ve Pakistan arasında yaşanan son çatışma, bölgedeki gerginliği daha da artırmıştı. Elbette bunları kışkırtan örgütlerin arkasında ABD ve İsrail vardı. Siyonist merkezlerin amacı; Gazze’ye yoğunlaşan dikkatleri bölge ülkelerine dağıtmak ve İsrail’in imha planlarına kolaylık sağlamaktı. İki ülke, Belucistan sorunu, nükleer rekabet ve bölgesel etki gibi birçok konuda anlaşmazlık yaşamaktaydı. İki ülke arasındaki anlaşmazlıkların başlıca nedenleri şunlardır:
• Belucistan Meselesi: Belucistan, İran ve Pakistan arasında paylaşılan bir sahadır. Bölgede yaşayan Beluciler hem İran hem de Pakistan tarafından ayrımcılığa uğradıklarını ve baskı altında tutulduklarını vurgulamaktadır. Beluciler, bölgenin bağımsızlığı için savaşan birçok militan örgütü barındırmaktadır. Bu örgütler hem İran hem de Pakistan güvenlik güçlerine yönelik saldırılar düzenlemekte ve iki ülke arasındaki sınır güvenliğini bozmaktadır. İran ve Pakistan, birbirlerini bu örgütlere destek vermekle suçlamaktadır.
• Nükleer Rekabet Sürtüşmesi: Pakistan, 1998 yılında nükleer silah denemesi yaparak, bölgede nükleer bir güç halini almıştır. İran ise, nükleer enerji programını geliştirmeye çalışmaktadır. İran, nükleer programının sadece barışçıl amaçlarla olduğunu savunsa da Haçlı Batı’ya göre, İran nükleer silah elde etmeye çalışmaktadır. Pakistan, İran’ın nükleer programına karşı çıkmakta ve bölgedeki nükleer dengenin bozulmasından endişe duymaktadır. Daha doğrusu İran ile Pakistan’ı çatıştıran Siyonist güdümlü Batı dünyasıdır.
• Bölgesel Etki Çekişmesi: İran ve Pakistan, bölgede etkili olmak için birbirleriyle yarışmaktadır. İran, Şii nüfusun yoğun olduğu ülkelerde nüfuzunu artırmaya çalışmaktadır. Pakistan ise, Sünni nüfusun yoğun olduğu ülkelerde etkinliğini koruma çabasındadır. İki ülke; Afganistan, Irak, Suriye, Yemen, Lübnan ve Bahreyn gibi ülkelerde farklı taraflara destek çıkmaktadır. İran ve Pakistan, bölgedeki güç dengesini lehlerine çevirmek için siyasi, askeri ve ekonomik araçlar kullanmaktadır.
Sonuç olarak, İran ve Pakistan arasındaki çatışma, bölgedeki istikrarsızlığı daha da azdırmakta, bu durum İsrail’e ve Batılı güçlere yaramaktadır. Maalesef, bu iki İslam ülkesi, birbirlerine karşı saldırgan bir tutum sergilemekte ve diyalog kanallarını kapamaktadır. İran ve Pakistan, bölgede barış ve iş birliği için çalışmak yerine, Siyonist güdümlü Haçlı kışkırtmaları nedeniyle maalesef birbiriyle çatışmaktadır. Bu durum hem iki ülke hem de bölge için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. İran ve Pakistan’ın, bölgedeki sorunları çözmek için diyalog ve diplomasi yollarına ve D-8 programının canlandırılmasına ihtiyaç vardır. Bu ise yeni bir Erbakan zihniyetini gerekli kılmaktadır.
İran’ın; Irak, Suriye ve Pakistan’daki Füze Saldırıları Kime Yaramaktaydı?
24 saat içinde balistik füzeler ve insansız hava araçları fırlatarak üç farklı ülkedeki hedefleri vuran İran Devrim Muhafızları son yıllarda önde gelen bir bölgesel güç olarak konumunu sağlamlaştırdığını sansa da, maalesef bu duyarsız tavırlar; İsrail’in, ABD ve AB’nin işine yaramaktadır. Önce Irak ve Suriye’nin kuzeyini vuran İran, bir sonraki akşam da Pakistan’da iki hedefe saldırmıştı.
Devrim Muhafızları’na yakın medya, Ocak 2024’te yaşanan Pakistan saldırılarının, İranlı sınır muhafızlarını öldüren Ceyş el-Adl adlı militan örgütün saldırılarına misilleme olduğunu açıklasa da bu talihsiz tavırlar vicdanları yaralamaktaydı. Çünkü Siyonist kuduz İsrail’e bir taş bile atamayanların, birbirlerine bombalar yağdırması ancak şeytanilerin işine yaramaktaydı.
[1] CNN TÜRK YouTube – 14 Ocak 2024
[2] 06 Aralık 2022 – tr.euronews.com
[3] 20 Mayıs 2022 – tr.euronews.com
[4] 06 Mart 2023 – NTV
[5] 08 Kasım 2023 – tr.euronews.com
[6] 28 Kasım 2023 – sputniknews.com
[7] 26 Temmuz 2022 – tr.euronews.com
[8] 16 Ocak 2024 – tr.euronews.com

”Her Türk Asker Doğar”
”Tüm sayılı ülkeler Siyonist güdümlü Haçlı Batı asker ve subay bulmakta zorlanmakta hatta hiç bulamadığından ülkelerinin dışından paralı asker temin etmeye çalışmakta… Ama Türkiyemizin ve İslam Ülkelerinin insanının İslamla müşerref olması , müslüman olmasından kaynaklı iman ehli olması şehitlik şehadet cihat ruhuna sahip olmalarından ötürü bu tür asker sıkıntısı çekmeyi geçin , ölüme koşa koşa giden askerliği kışlayı peygamber ocağı olarak görmekte…” Allah imanımızı artırsın.
Ayrıca ”Teknoloji Allah’ın Rahmetidir!..”
Mühendislerimiz, ordumuzun en güçlü askerlerdir.
Kurulan bütün tuzaklara rağmen, Kahraman Ordumuz dimdik ayakta!
AKP döneminde, Ordumuzun Yıpratılmaya çalışılması;
– ABD askerleri ve uşakları tarafından Irak’ta, Özel Kuvvetlerimizin (Bordo Bereliler) başlarına çuval geçirilmesi..
– Ergenekon ve Balyoz davalarında Antiemperyalist komutanlarımıza kurulan komplolar sonucu, hapise atılan komutanlarımızın yerine fetöcülerin gelmesi
– 15 Temmuz Darbe Girişimi, Antiemperyalist Kolluk Kuvvetlerimizin Fetöcülerin Darbe Girişimini engellemesi
– Çözüm Süreci sonrasında, Hendek Operasyonlarının yapılmak zorunda kalınması
– 1 Mart teskeresi (mazisi tertemiz olan Mehmetçiğin, ABD ile birlikte Irak işgaline ortak yapılmaya çalışılması)
– Yanlış Dış Politikalar sonrasında, Kolluk Kuvvetlerimizin Suriye’de operasyonlar yapmak zorunda kalması ve Rus Uçağından atılan füzelerin askerlerimizi şehit etmesi.. ABD’den (BOP Eşbaşkanına) gelen “mal varlığını açıklarız” tehsidinden sonra, TSK’nın Suriye’de yaptığı Barış Pınarı Harekatının yarım kalması..
Bütün bu hıyanetlere rağmen, Suriye, Irak ve Libya’da başarılı Operasyonlar yapan Kahraman Kolluk Kuvvetlerimiz;
Karabağ’da ise büyük bir zafer kazanmıştır!
Ve dünya tarihinin en büyük zaferine hazırdır!
“Milli Görüşü en iyi muhafaza eden kurumumuz, Kahraman TSK’mızdır! Bunları laf olsun diye söylemiyorum, inandığım için söylüyorum!” Prof.Dr. Necmettin Erbakan
İsrail Savunma Bakanının; “Türklerin sahada olduğundan eminim!” açıklaması..
Geçtiğimiz günlerde Hamas’ın kuruluşunda Erbakan Hocanın öncü olduğunu, Hamas’lı bir yetkili açıklamıştı.. Milli Çözüm’ün söylediği 99 doğru ortaya çıkmış, kalan 1’inin ortaya çıkması ve dünyanın hayretle seyredeceği gerçek, artık an meselesidir İnşAllah.
Sonuç olarak; BOP Eşbaşkanının güvendiği dağlara kar yağdı! Büyük İsrail’i kurmak isteyen zalimler, şimdi küçük İsrail’i kurtarma derdine düştüler! Dünya üzerinde ki “yenilmez, süper güç zannedilen” İsrail ve yardakçıları şuan can çekişiyor! Kahraman Hamas bütün dünyaya Siyonistlerin gerçek yüzünü gösteriyor ve iman imkana gelip geliyor.
Siyonistler, bu savaşı kazanamazlarsa İsrail’in haritadan silineceğini biliyor. İran’a saldırma hazırlığı yapan Siyon Haçlı Birliği, namluyu Türkiye’ye çevirdiği zaman;
İnşAllah ülkemizde herkesin şaşıracağı bir “zihniyet değişimi” yaşanacak ardından Türk’e kurşun sıkanlar, kürkü deldirecek İnşAllah!
FETÖ’sünün eliyle darbeye kalkışıp; vatanımızı işgale teşebbüs eden kahpe Amerikan devletini ve Haçlı AB’yi hâlâ dostumuz sayanlar, bu milletin dostu değildirler! Üstad Ahmet Akgül!
Kararan umutları ışıklar saçarak aydınlatan…Ye’se düşmüş toplumumuza can-heyecan aşılayan!..Hak namına ne yapılması gerekiyorsa yüksek bir inanç,samimiyet,azim ve kararlılıkla ortaya koyan Milli Çözüm duruşu;”Olayların doğru okunması ve sorumluluklarımızın kuşanılması” konusunda da gerekeni yapmaktadır!..
Laftan -edebiyattan değil ancak GÜÇTEN ANLAYAN zalimleri hizaya sokacak,ERBAKAN İMZALI yüksek teknolojik hazırlıkları müjdeleyen!.. Ve bunları KAHRAMANLIK RUHUYLA KULLANACAK ve GEREĞİNİ YAPACAK ŞANLI ORDUMUZA, en şuurlu bir şekilde hakettikleri gereken desteği veren MİLLİ ÇÖZÜM;ADİL DÜZEN VE YENİ BİR DÜNYA’nın kurulup yürütülmesin fikri-ilmi ve fiili BANİ’si olacaktır inşallah!..
Bu bağlamda Üstad Ahmet AKGÜL Hocamızın 2020 yılında Milli Çözüm sitesinde yayınlanan şu çok kıymetli şiirlerini kahraman ordumuza atfen tekrar paylaşmakta büyük yarar vardır!..
KAHRAMAN ORDUMA DUA
PKK paravan, Haçlı sürüsü
Kuşatmış yurdumu, savuştur ya Rab!..
Yahudi Hristiyan, gâvur türlüsü
Karşısında zafere, kavuştur ya Rab!..
Toya gider gibi, cepheye koşan
Din namus uğruna, kükreyip coşan
Dağ tuzak mağara, engeller aşan
Mehmetçikte o ne, vuruştur ya Rab!..
Kuduz PKK’ya, kanat açanlar
Mehmetçik görünce, lağma kaçanlar
Bu vatan uğruna, kurbanlık canlar
Subay astsubaydır, çavuştur ya Rab!..
Henüz yirmibeşe, yeni basanlar
Üç aylık bebesi, yetim Hasanlar
İnançlı yiğitler, şehit arslanlar
Bizleri cennette, buluştur ya Rab!..
Paniğe kapılmış, barbar Batılı
İsrail şaşırmış, kaşlar çatılı
TSK destanlar, yazar bahtılı
Şehitlere mezar, koğuştur ya Rab!..
Hâlâ PYD’ye, pas veren soysuz
Her an çatallaşır, başızda boynuz
Mayanız bozuktur, hayânız huysuz
Ayarları beş-on, kuruştur ya Rab!..
Peygamber Ocağı, paşası eri
Kahraman Ordumuz, Mehdi neferi
Akıttığı kanı, alnının teri
Aşkına hedefe, koşuştur ya Rab!..
Eyer vurulur mu, Müslüman Türk’e
Vatan vicdan satmaz, makama kürke
Haydi diril derlen, “Allah!” de kükre
İnşaallah ki bu son, kovuştur ya Rab!..
Kutlu güne hasret, felekler hazır
Nebiler veliler, melekler hazır
Atatürk Erbakan, dilekler hazır
Ahmet Hakka tercüman, konuştur ya Rab!..
Üstadımız Ahmet AKGÜL Hocamız ise İmanlarımızın sigortası , hidayet üzere kalmanın yolu şu 3V maddelerine sahip olmaktan geçtiğini ifade buyurmuşlardı:
1- Vicdanlı Olmak:
a) Ferasetli olmak
b) Faziletli olmak
c) Faikiyetli olmak
2- Vasıflı Olmak,
a) Bilgili olmak
b) Becerikli olmak
c) Bereketli olmak
3- Vefalı olmak.
Ne diyordu Erbakan Hocamız: “Bir milletin asıl gücü; tankı, topu, tüfeği değil inançlı ve imanlı gençliğidir.”
Makalede de okuduk ve gördük ki, neredeyse tüm sayılı ülkeler Siyonist güdümlü Haçlı Batı asker ve subay bulmakta zorlanmakta hatta hiç bulamadığından ülkelerinin dışından paralı asker temin etmeye çalışmakta… Ama Türkiyemizin ve İslam Ülkelerinin insanının İslamla müşerref olması , müslüman olmasından kaynaklı iman ehli olması şehitlik şehadet cihat ruhuna sahip olmalarından ötürü bu tür asker sıkıntısı çekmeyi geçin , ölüme koşa koşa giden askerliği kışlayı peygamber ocağı olarak görmekte… Ve hamdolsun bu ruha sahip Kahraman ve Şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerimiz vesilesiyle evlerimizde rahat huzurlu konforlu bir şekilde hayat sürmemiz mümkün olabilmekte… Ama elbette bu konfora diğer mazlumlarında sahip olduğunda tam anlamıyla bizlerde konforu yaşayabileceğiz… Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bugünkü halini alması yani teknik olarak ve kadro olarak üst seviyede olması hatta dünya sıralamasında şuan ilk sırada olmanız elbette Aziz Erbakan Hocamızın Ordumuzu Milli hale gelmesinde ve Teknolojik Harikalara sahip olmasında büyük payı vardır…
Ve bu Ordumuza sahip çıkılması konusunda , Siyonizm ordu düşmanlığını bu halka yıllarca işlemişti ama Hamdolsun MİLLİ ÇÖZÜM; SİYONİZMİN ATATÜRK DÜŞMANLIĞINI YAYMADA OLSUN, FETÖ BELASINI BAŞIMIZA SARMADA OLSUN VE TSK DÜŞMANLIĞINI HALKIMIZA İŞLEMEDE OLSUN BU TUZAKLARI MİLLİ ÇÖZÜM FARKEDEREK FİKRİ VE FİİLİ DÖNÜŞÜMÜ SAĞLAYARAK SİYONİZMİN HEDEFLERİNİ ETKİSİZ KILMAYI BAŞARMIŞ İNSANIMIZIN HAYRINA OLACAK ŞEKLE DÖNÜŞTÜRMÜŞ. VE TSK’MIZ ŞUAN DESTANLAR YAZMAKTA TÜM MAZLUMLARA UMUT OLMAKTA , DÜŞMANLARA KORKU SALMAKTADIR…
İşte şehitlik – şehadet -cihad ruhuna sahip olmanın karşılığı huzur ve saadet… Ama İsrail’in 7 Ekim’den buyana yaptığı katliamda onca maddi kuvvete sahip oldukları halde binlerce asker aklını oynatmış travma yaşamış psikolojileri bozulmuş ve binlerce asker İsrail’i terketmiştir… Demek ki İMAN ne büyük nimet… İman varsa imkan da vardır şuuru bir şekilde oluşturuluyor akılla ; akıl imanla eşdeğer malum…
Bir abimiz anlatmışlardı; psikolog bir doktor varmış. Gelen hastasının İslami hassasiyeti varsa psikolojik hastalığının en büyük ilacı Kur’an Meali okuması ve gereğini yapmasını söylermiş ve hastasını gönderirmiş,,,, Yok İslami hassasiyeti biraz zayıfsa basıyormuş psikiyatri ilaçlarını…. Malumunuz Hamaslı kardeşlerimizin tamamı hem hafız hem de geçmiş namaz borcu olmayan mücahitlerden oluşuyor..
Dolayısıyla imanlarımızı olgunlaştırmak konusu bize her konuda konfor oluşturmakta…
1) https://youtu.be/KUfnU_1lnPo?si=l7tl84jwX6jnvR7Y
2) https://youtu.be/x-yWPK65YKE?si=t_r1FbXwh1p1JotF
3) http://www.youtube.com/playlist?list=PLDaL1IoJrAXP9BLg3n2kciQTHYjM3xSgX
“Düzenli ve disiplinli bir ordunun özel birliklerinin; arkalarına ABD, AB ve İsrail’i alan ve kendilerine her türlü destek sağlanan PKK-PYD gibi hain ve zalim terör şebekelerine karşı, böylesine başarılı ve kararlı operasyonları, tam 40 yıldır sürdürebilen Türk Silahlı Kuvvetleri’miz, elbette göz kamaştırmakta, halkına ve dostlarına güven ve umut aşılamakta, ama düşmanlarına ve PKK çapulcularına ise korku ve kuşku salmaktaydı. Gerçek iman şuuru ve huzuru, yüksek vatan duygusu ve elbette ahiret inancı ve şehadet-cennet arzusu taşımayan, eğitilmiş robotlar misali ruhsuz orduların, bu kahraman Türk askeriyle başa çıkma şansları olmayacaktı!”
Çağ açıp çağ kapatan, medeniyetler kuran
Vatan için cephede, dilinde Tevhit, Kur’an
Ey kahpe emperyalizm, yine korkudan kıvran
Çünkü dağları delen, Ferhat burgusudur bu!..
Muhammed Fatihlerin; muştu ordusudur bu!..
Ona kem söz edenler, ya ahmak, ya alçaktır
Peygamberin övdüğü, en şerefli ocaktır
Mazlumlar sığınacak, zalimler korkacaktır
Cihat için hazırdır, Hızır kurumudur bu!..
Hacı Bektaş Velilerin, kutlu ordusudur bu!..
Biz ki asker milletiz, Müslüman Türk, niyazdı
Tarih onu yazamaz, çün tarihi o yazdı
Kirli safha bulunmaz, her sayfası beyazdı
Kuru bir övgü değil, mertlik duygusudur bu!..
Ona Mehmetçik derler, Mehdi ordusudur bu!..
Son günlerde yaşanan bu olaylar bir kez daha göstermiştir ki; acilen ERBAKAN’ca bir görüşün-zihniyetin iş başına gelerek yeni bir dünyanın hızla inşa edilmesi ve insanlığın beklenen barış bereket ve huzur dönemine girmeye acil ihtiyacı var.
Siyonist kuduz İsrail’e bir taş bile atamayanların, birbirlerine bombalar yağdırması ancak şeytanilerin işine yaramaktaydı.
Dünyayı yöneten zalim güçlerin teknoknolojik silahlarla durdurulacağının müjdesini veren ve akabinde Adil Bir Dünya kuracak Aziz Erbakan Hocamızın projelerine sahip olan irade yeryüzünde sadece Milli Çözümdür.
ERBAKAN HOCAMIZIN MİRASI
“BESİLİ ATLAR” TSK DE HAZIR !
Onlara (gizli, açık düşmanlara) karşı gücünüzün yettiği kadar (bütün imkânları kullanarak siyasi, askeri ve iktisadi her türlü) kuvvet ve bağlanıp beslenen atlar, (bugün ise üretilip devamlı bakımı yapılan uçaklar, füzeler ve tanklar) hazırlayın. Ki bunlarla Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve Allah’ın bildiği (ama) sizin bilmediğiniz diğer (gizli şer ve nifak odaklarını) korkutasınız (ve caydırıcılık gücüne sahip olasınız. Bu konuda cimrilik ve tedbirsizlik yapmayasınız). Allah yolunda (cihad uğrunda ve milli savunma amacıyla) her ne harcarsanız, (nasıl bir katkı sunarsanız, o ahirette) size tam olarak ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız. (Allah adalet sahibidir.)
Halkımızın uzun yıllar boyunca yapılan anketlerde “en güvenilen kurum” seçeneğine TSK yazması birilerini ilk günden beri rahatsız etmişti. Bundan dolayı özel sohbetlerinden, genel eylemlerine kadar her fırsatta Ordumuz aleyhine eylemlere girişmişlerdi. Hatta bozuk niyetleri o kadar ortaya çıkmıştı ki terör örgütü ile yapılan bir toplantıda! “eski asker yok artık” diyecek kadar alçaklaşmışlardı. Ancak unuttukları bir şey vardı ki aziz ordumuzun kökünü kazımak isterken, aslında budamışlardı. Ve budanan her fidan da daha gür çıkardı.