YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
692042e9bd494
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 8
Bugün : 13112
Dün : 45549
Bu ay : 865836
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45269657
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

Milli Çözüm Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Osman Eraydın ve İzmit’teki diğer değerli Ağabeylerimiz; başta Necmettin Musa olmak üzere değerli Konya Milli Çözüm Ekibimizin; Ahmet Akgül Hocamızın bütün kitap ve yazılarından, Kur’an-ı Kerim ayetlerine getirdiği kendi orijinal meallerini derleme çalışması sonucu, yaklaşık beş bin (5000) kadar ayeti kerimenin Türkçe mana ve mesajının verildiğinin farkına varmış ve kalan kısmının tamamlanması için de Hocamıza teklif sunmuşlardı. Ve zaten hem kendi arkadaşlarımız hem de kıymetli okurlarımız bu yöndeki taleplerini bize sıkça aktarmışlardı. Böylesine hayırlı bir beklentiyi karşılamak ve Kur’an-ı Kerim’den anladığımızı insanlarımızla paylaşıp bu manevi şeref ve sevaba ortak olmak arzusuna, Muhterem Babam da olumlu bakmış ve hazırlıklara çoktan başlamıştı. Ve nihayet Yüce Rabbimiz, bu meali Kerimi tamamlamaya Lütfu inayetiyle bizi muvaffak kılmıştı. Bu yüksek mesuliyetli ve çok uzun süreli ilmi gayretlerin meyvesi olan mealleri tetkik etme ve kitap haline getirme konusunda El-Ezher Üniversitesi, Usuluddin Fakültesi Tefsir bölümü mezunu olmamız, muhterem Babamın (Ahmet Akgül Hocamızın) talim ve terbiyesinde yetişmiş bulunmamız ve sık sık her fırsatta O’na danışma imkânına kavuşturulmamız da bize önemli bir kolaylık sağlamıştı.

Babam, ayetlere Arapçada “Geçmiş, şimdiki ve gelecek” anı kapsayan “Geniş Zaman” kipi olarak kullanılan fiilleri (ve ilgili haber ve hükümleri) şu asırdaki Müslümanları ve tüm insanları muhatap alıyor gibi manalandırmış ve mealine öyle yansıtmıştır. Çünkü kendileri “Kur’an-ı bizzat bize iniyor, bizi uyarıyor, bize emrediyor, bize yön gösteriyor gibi okumadan, O’nu doğru anlamak ve uygulamak imkânsızdır” kanaatini sık sık vurgulamıştır. Babamın Mısır ziyaretinde bazı ayetlere ilmi ve ilginç yorumlar getirmesi, ekonomik, siyasi, sosyal ve ahlaki sorunlarımıza Kur’ani çözümler üretmesi Ezher Ulemasında hayret ve hayranlık uyandırmış ve bunun hikmetini sorduklarında, onlara:

Arapçayı iyi bilmek yanında “Allahça”yı da iyi bilmek, yani ayeti kerimelerdeki Allah’ın muradını ve maksadını çok iyi ve dikkatli olarak sezme gayreti göstermek, Kur’an’ı daha iyi anlama fıkhımızı (kavrama ayarımızı) ve ilahi mesajına uygun manalar çıkarma feraset ve furkanımızı artıracaktır”izahını haklılık ve saygınlıkla karşılamışlardır.

Şu hadisi şerifi Hocamız rehber tutmuşlardır “Tilavetle (okunup tekrarlanan) Kur’an değildir. (Başkalarından duyduğunu ve kitaplardan okuduğunu ezberleyip nakletmek) şeklindeki rivayetçilik de ilim değildir. Ancak Kur’an hidayet iledir. (İnsanların ekonomik, siyasi, ahlaki ve ilmi sorunlarına gerekli ve gerçekçi çözüm ve çareler üretip, onlara yol gösterme kaynağı yapılırsa Kur’an amacına erişir). İlim de dirayet iledir. (Sarih ayetlere ve sahih hadislere dayanarak ve icma-ı ümmeti hesaba katarak ulaşılan yeni ve yeterli kanaatleri ve içtihadi neticeleri) Cesaret ve metanetle savunabilme ve bunları uygulayacak ortam ve otoriteyi (Adil devlet ve hükümeti) kurabilme gayret ve iradesi ile ilim meyvesini verir). (Ramuz-ül Ehadis. 4474 Nolu Hadis. Deylemi’den tahriç edilmiştir.)

Muhterem Babamın ve üstadımın verdiği manalar ve yorumlarla şekillenen bu Kur’an-ı Kerim meali, tam elli yıllık yani yarım asırlık ciddi ve mesuliyetli bir gayretin, inayeti ilahi neticesindeki meyveleridir. Kendi özel kütüphanesindeki 7-8 bin ciltlik kaynak eserler yanında, tefsirle ilgili internet sitelerinde, ayrıca Mısır, Libya ve Hicaz ziyaretlerinde tanıştığı âlimlerin sohbetlerinde sorup-müzakerede bulunup edindiği bilgiler ve özellikle“Ey iman edenler, eğer siz Allah’tan hakkıyla korkacak (her türlü küfür ve kötülükten sakınacak ve O’nun rızasını arayıp ahirete hazırlanacak) olursanız O (Allah CC) size (Hakkı batıldan, helali Haramdan, dostu düşmandan, mümini münafıktan, doğruyu yanlıştan fark edip ayıracak) bir furkan (feraset ve basiret) verir” (Enfal: 29) ayetiyle müjdelenen manevi bilinç ve bereketle bu meal hazırlanıvermiştir. Asla unutmayınız ki hiçbir meal, asla ve hâşâ, Kur’an-ı Kerim değildir. Ancak her toplumun kendi ana diliyle, Kur’ani mesaj ve müjdeleri anlamasına, Dinimizin temel kaynağı ile akli ve kalbi irtibat kurup İslam’ın hikmet ve hedeflerini kavramasına yardımcı olmak niyeti gözetilmiştir. Namaz dışındaki bütün ibadet ve dualarımızı kendi dilimizle ve samimi bir gönülle yapmak elbette caizdir ve güzeldir. Namazda ise bir Fatiha-i Şerifi ve birkaç namaz suresini Arapça orijinaliyle ve kısa mealiyle birlikte ezberleyip öğrenmek ise herkes için kesinlikle gereklidir ve zaten bu kolaylıkla mümkün ve münasiptir. Unutulmasın ki iman ve imtihan bir ciddiyet ve gayret meselesidir.

İslam’la yeni tanıştığı veya ibadete ilk başladığı süreçte ise “Allah, Allah… Sübhanallah, Elhamdülillah, Estağfirullah” gibi, değil yetişkinlerin hatta bebeklerin bile hemen ezberleyip tekrar edebileceği Kur’ani sözcüklerle namaz kılınması zaten geçici olarak caiz görülmektedir. Namazda Kur’an’ın orijinal ayetleri yerine meal okumayı caiz gösterenler ise “Peki hangi meali okuyacağız?” sorusuna yanıt verememektedir. Çünkü yüzlerce farklı meal arasındaki ifade çeşitliliği hatta çelişkileri namaz kılan cemaati ve mümin kesimleri birbirine düşürmeye yetecek bir fitne vesilesidir.

Ahmet Hocamız mealinde, yeri geldikçe net ve sert ifadelerden sakınmamıştır, ki bu aynı zamanda Kur’an’ın bir yöntemi olmaktadır. Müşrikleri ve münafık kesimleri “Rics-necis” şeklinde nitelemesi, ilmiyle amil olmayanları “Kitap yüklü eşek”e benzetmesi, makam ve menfaat karşılığı zalimlerin fetvacısı kesilen Bel’am tipli âlimleri “Sürekli dilini uzatıp soluyan köpek” şeklinde vasfetmesi, Yahudi ve Hıristiyanların Siyonist ve emperyalist kesimlerini sıkça lanetlemesi, huşu’suz ve şuursuz gafletle ve taklitçilikle namaz kılanları şiddetle kınayıp “Veyl olsun – cehenneme dolsun” diye uyarıvermesi bizzat Kur’an’ın ifade tarzıdır. Yani kalkıp bizi “Hoşgörülü olmamak ve sert üslup kullanmak”la suçlayanlar, ya kasıtlı bir karalama hesaplıdır, veya Kur’ani metot ve manadan habersiz bulunmaktadır.

Oldukça titiz ve dikkatamiz uzun bir gayret sonucu ve ağır bir sorumluluk duygusuyla hazırlansa bile, bu Meal’de bazı hatalara ve noksanlıklara da elbette rastlanacaktır. Bunların farkına varan ilim erbabının ve değerli okurlarımızın bizleri uyarması çok önemli hayırlara vesile olacak ve kendileri hürmet ve takdirle anılacaktır; ve tabi unutulmasın ki bu kitap, detaylı bir tefsir çalışması değil, ama parantez içinde kısa izahlı bir meal hazırlığıdır.

Amacımız; maalesef salgın hale gelen yanıltıcı ve yandaş toplayıcı “Algı operasyonları” yoluyla şahsi kanaat ve kuruntularımızı yaygınlaştırmak ve saplantılarımıza Kur’ani meşruiyet kılıfı sarmak değil, İlahi doğrulara ve Nebevi yorumlara kendi çapımızda tercüman olmaktır. Hz. Peygamber Efendimizin müjdeli ihbarıyla: “Öldükten sonra da, bizim hayırla anılmamıza, sevap defterimizin açık kalmasına ve insanların okuyup yararlanarak huzur bulmasına vesile olacak faydalı bir ilim ve eser bırakma” tavsiyelerine uygun bir hizmet ortaya koymaktır. Ve bu yolla Allah’ın rızasına ve insanların duasına ulaşma gayesi ve gayretiyle hazırlanan bu Meali Kerim, inşallah tebliğ ve tavsiye sorumluluğumuzdan da (kısmen de olsa) bizleri kurtaracaktır. Ve gönülden arzularız ki, haset ve hıyanet damarıyla: “Eğer O (Kur’an hizmeti ve hikmeti bu denli) hayırlı bir şey olsaydı (düşük tabakadan saydıklarımız ve ciddiye almadıklarımız) bizden önce ona yetişip ulaşmayı (başaramazlardı)” (Ahkaf: 11) itirazında bulunacaklar çıkmayacaktır. Rabbimizin rahmetinden umarız ki, böylece:

Gerçekten, o kimseler ki, indirdiğimiz apaçık ayat-ı beyyinatı ve (Kur’an’daki) hidayet (koşullarını ve kurallarını bu) Kitapta insanlara ayan-beyan (şekilde) açıkladıktan sonra, (imkân ve iktidar odaklarından; ya zarara ve sıkıntıya uğrama korkusuyla veya makam ve menfaat umuduyla, bu ilahi hükümleri ve gerçekleri kısmen veya tamamen) gizlemeye (kasıtlı olarak gündeme getirmemeye, artık gereksiz ve geçersiz göstermeye yeltenip eğip bükmekte) olanlar (var ya)… İşte onlara hem Allah lanet edecektir, hem de lanet edebilen (herkes ve her şeyin) laneti onların üzerinedir” (Bakara: 159) ayetinin ve tehdidinin muhatabı olmaktan da bizleri koruyacaktır.

Bu Meali Kerim’in hazırlanmasında, basılmasında ve dağıtılmasında emeği geçen herkese ayrı ayrı tebrik ve takdirlerimi belirtirken, özellikle Üstat Ahmet Akgül Hocamıza şükranlarımı arz ederim. Bu arada hatalarımızı, yanlışlarımızı ve noksanlarımızı tespit edip yapıcı ve uyarıcı tenkitlerini sunacak değerli ilim erbabına ve dikkatli okurlarımıza da peşinen hürmet ve teşekkürlerimi iletmek isterim.

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Picture of Abdullah AKGÜL

Abdullah AKGÜL

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...