YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
69185b2a32e70
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 2 6
Bugün : 21274
Dün : 37133
Bu ay : 623079
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45026900
IP'niz : 216.73.216.10

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

 

TOPLUMUN VE KILIÇDAROĞLU’NUN SON ŞANSI

        

2023 Genel Seçimlerini, Cumhur İttifakı önde tamamlamış, ama Cumhurbaşkanı adaylarının hiçbirisi %50+1 barajını aşamamıştı. Recep T. Erdoğan %49,5’te kalmış, Kemal Kılıçdaroğlu %44,9’a yaklaşmış, Sinan Oğan ise %5,6 civarında oy almıştı. Bu nedenle, ikinci tura kalan Sn. Erdoğan’la Sn. Kılıçdaroğlu arasında, 28 Mayıs 2023’teki seçimlerin oldukça çekişmeli geçeceği açıktı.

Daha önce 2018 Genel Seçimlerinde Millet İttifakı ortakları, ayrı ayrı aday olup seçime katıldıkları halde toplamda %47’den fazla oy almışlardı. Şimdi Sn. Kılıçdaroğlu, hep birlikte katıldıkları ve birleşenlerin çok daha yüksek oy alacaklarını umdukları bu seçimlerde %44’te kalmıştı. Bunun asıl sebepleri ve topluma neden güven veremedikleri, hatta hangi yanlış ve yararsız söylemleri yüzünden halkı ürküttükleri konusunda ciddi bir öz eleştiri yapmaları lazımdı.

%5,5 civarındaki Sinan Oğan’ın bütün oylarını almaları ve şu kısa süreçte kararsız seçmeni tatmin edecek bir tavır takınmaları kaçınılmazdı. Aksi halde kazanma şansları oldukça zayıf sayılmaktaydı.

Siz, her şeyden önce güven ve huzur isteyen toplumda, HDP ve PKK’nın yeniden şımarıp anarşi ortamını geri getirecekleri kanaatini güçlendirecek eylem ve söylemlere kalkışırsanız; büyük kitleleri, artık tenkit ettikleri ve oy vermek istemedikleri halde tekrar Recep T. Erdoğan’a mecbur ve mahkûm bırakırsanız, işte bu sonuçlar çıkacaktı… Ayrıca, dindar kesimleri ikna edici bir yaklaşım da ortaya konulamamıştı.

Ama her şeye rağmen bu yanlış politikaların düzeltilmesi, Sinan Oğan’ın desteğini alıcı formüller geliştirilmesi, PKK ile araya mesafe konulduğunun inandırıcı şekilde hissettirilmesi yanında, seçim yorgunluğuna ve yılgınlığına uğramış taraftar kesimlerini yeniden sandığa taşıyacak tedbirlerin üretilmesi halinde Sn. Kılıçdaroğlu’nun kazanma şansı artacaktı.

Bunlara ek olarak, Sn. Kılıçdaroğlu’nun; Cumhurbaşkanı olması halinde, Meclis çoğunluğunu oluşturan Cumhur İttifakı Milletvekilleriyle birlikte, barış ve bereket hedefiyle çalışılabileceği kanaatini ve ümidini de halkımıza vermesi önem taşımaktadır. Ve tabi stratejik ve kritik kurumların başına hangi yetişmiş ve yetenekli kadrolarını atayacağını da açıklamasının artık zamanıdır.

Bu sonuçlar aynı zamanda;

• Sn. Kılıçdaroğlu’nun siyasi danışmanlarının ve strateji uzmanlarının…

• Parti teşkilatlarındaki; halka ve inançlarına hâlâ şaşı bakan eski CHP kafalı bazı kadroların…

• Güya CHP’li ve sol kesimli tanınan bazı yazar-yorumcu takımının, Sn. Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme ve toplumun her kesimiyle arayı düzeltme” girişimlerine aykırı tavırlarının da bir yansımasıdır ve mutlaka düzeltilmesi şarttır.

Aksi halde, ülkemiz ve milletimiz için doğan tarihi ve talihli bir şans fırsatı kaçırılmış olacaktır.

Sn. Erdoğan’ın tekrar kazanması halinde ülkemiz ve milletimiz “Demokratik Despotizmi” veya “Başkanlık Monarşisi” diyebileceğimiz bir girdabın ortasına atılmış olacaktır. Daha da tehlikelisi; Türkiye 1,5 trilyon doları bulan ve halktan saklanan bir borç batağı yüzünden, ABD, İngiltere ve İsrail gibi ülkelerin gizli sömürgesi konumuna taşınma riskiyle karşı karşıyadır. Erdoğan’ın şahsi iktidarının devamı hatırına, Türkiye’nin hayati kurum ve kuruluşları küresel şirketlere satılacak veya kiralanacaktır. Bununla ilgili anlaşmalar ise; çok yaldızlı ve aldatıcı rakamlar ve halkı avutup oyalayacak reklamlarla… “Ülkemize yabancı sermaye çekilecek!.. Toplumun refah seviyesi yükselecek!..” palavralarıyla yürütülmeye çalışılacaktır.

Sinan Oğan’ın BBC Türkçe’ye: “2. Turda Bizim Desteğimizle Rahat Bir Seçim Alınacaktır” Mesajı!

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Oğan’ın, “2. turda bizim desteğimizle rahat bir seçim alınacağı kanaatindeyim” sözleri üzerinde durmak lazımdı.

Soru: Sonucu iktidar ve muhalefet açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sonucu muhalefet açısından başarısızlık olarak değerlendiriyorum. Çünkü 20 yıllık iktidar; deprem, ekonomik kriz, 13 milyon sığınmacı, işsizlik… Yani olabilecek tüm olumsuzlukların olduğu bir ortamda muhalefet hâlâ açık ara bu seçimleri kazanamıyor ise “Bir yerde yanlış yaptık” deyip kendi kendilerine bunu sormaları lazımdır. İktidar açısından bakacak olursak, kısmen başarı olarak görüyorum. Çünkü çok büyük imkânlarla bu seçimlere girdiler. Yani özgürlüklerin kısılmasından tutunuz da anti-demokratik medya baskılarına kadar maddi imkânlarla devlet imkânlarını kullanmasıyla bu seçime girdiler. Buna rağmen %50’yi rahat bir şekilde aşamadılar.

Soru: Millet İttifakı neyi yanlış yaptı?

Bence Millet İttifakı çok şeyde yanlış yaptı. Millet İttifakı, özellikle de sol partiler, sağ seçmeni tanımıyorlar. Sağ seçmeni tanımadan siyaset yapıyorlar. Oysa Türkiye’de nüfusun %70-75’i sağ seçmenden oluşuyor. Nüfusun %70-75’ini tanımadan siyaset yapılmaz. Bu bir. İkincisi, çok çabuk havaya giriyorlar. Yani “Kazandık, bitirdik, aldık, %60’la alacağız” gibi iddialara aldanıyorlar.

Üçüncüsü, sandıklara sahip çıkma becerileri çok az. Ben kendilerini uyardım. Sayın Kılıçdaroğlu’nu uyardım. Sayın Kılıçdaroğlu dedi ki: “Biz her şeye hakimiz!”. Fazlasıyla Türkiye’de yabancı seçmen olduğunu söyledim, inandıramadım. 1 milyondan fazla; anket ve istatistiklerin dışında bir seçmen var dedim, anlatamadım…

Ama eski Adalet Bakanı (Sadullah Ergin) başta olmak üzere FETÖ’yle ismi anılan bazı isimlerin CHP listelerinden seçime girmesi, CHP tabanında da büyük bir tepkiye yol açtı. AKP’nin Meclis çoğunluğunu kazanmasının tek sebebi listeleri doğru yapmasıydı. Millet İttifakı’nın kaybetmesinin temel sebebi ise listeleri yanlış yapmasıydı. Millet İttifakı farklı saiklerle değil, kazanma saikiyle milletvekili listesi oluştursaydı, bugün Meclis çoğunluğunu Millet İttifakı almış olacaktı. Ama Millet İttifakı ve onu oluşturan siyasi partilerin milletvekilliği listelerini oluşturmadaki saikleri bazen çok tuhaf ve hiç tasvip etmediğim saikler olarak görüyorum. Sonucu bu hale getiriyor. Bence oturup bir muhasebe yapsın hepsi.

Soru: 2. turda kime oy vereceğinizi ne zaman açıklayacaksınız?

1-2 gün içerisinde istişareleri tamamlayıp muhtemelen ondan sonra açıklayacağız.

Soru: Destek koşullarınız ve kırmızı çizgileriniz var mı?

Elbette kırmızı çizgilerimiz var. Başta terörle mücadele, terör örgütlerinin desteklediği siyasi partilerle araya mesafe koyma, sığınmacıların gönderilmesi gibi birtakım şartlarımız var.

Soru: Peki, göçmen ve sığınmacı meselesine bakarsak, AKP’nin bu yönde bir adımı gözükmüyor. Bu da kırmızı çizgilerinden biri olabilir mi?

Bu bizim temel kırmızı çizgimiz. Bu konuda adım atmak durumundalar.

Soru: Her iki tarafla da görüşecek misiniz?

Niye görüşmeyelim? Demokratik bir ülkedeyiz ve siyaset, konuşarak yapılan bir şey.

Soru: Peki size oy veren seçmeni, 2. turda anlaştığınız adaya taşıyabilecek misiniz?

Taşırız. Hepsini taşırız çünkü bizim seçmen kitlesi Türkiye’deki en sadık seçmen kitlesidir, en bağlı seçmen kitlesidir. Ama biz kendimize göre karar vermeyeceğiz. O seçmen kitlesine danışarak karar vereceğimiz için o seçmen kitlesinin iradesi ile hareket edeceğiz zaten.

İktidardan muhalefete tüm siyasi partilerin “tarihi” olarak nitelendirdiği Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimi yapılmış ve Sinan Oğan kilit konuma taşınmıştı!

İlk dönemini tamamlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde “yürütme organı”nı kazanmak önemli olduğu için gözler Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucundaydı. Tüm sandıklar sayıldığında seçimin “burun farkıyla” ikinci tura kaldığı ortaya çıktı. Millet İttifakı’nın ortak Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzde 45’te kaldığı seçimde Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49’u geçerek birinci turu açık ara önde tamamladı.

Seçim sonucuna bakılırsa muhalefetin “ortak Cumhurbaşkanı adayı çıkarması”, “Parlamento seçimlerinde ortak liste yapılması” ve başta ekonomik zorlukların etkisiyle ortaya çıkacak “dip dalga” umutları karşılıksız kaldı. İktidar mensuplarının her koşulda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birinci turda seçimi alacağı inancı da tutmadı. Ortaya çıkan tablo, -her ne kadar ikinci tura kalsa da- “Cumhurbaşkanlığı seçiminin tek kazananı ATA İttifakı’nın adayı Sinan Oğan oldu” yorumlarına yol açmıştı.

Oğan’ın yaklaşık yüzde 5 oy oranıyla “kazanan” olarak ilan edilmesi, seçmeninin ikinci turda oynayacağı “kilit” role dayalıydı. Bu sonuçta; “Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’na sıcak bakmayan özellikle genç seçmenin tavrı”, “Oğan’ın yeni bir isim olması”, “göçmen karşıtlığı”, “muhalefete yönelik artan terörle iş birliği söyleminin milliyetçi oyları arttırması” gibi birçok neden sıralanmaktaydı. Öyle ki Oğan için “Yeni bir muhalefet lideri doğdu” yorumları da yapılmaya başlanmıştı. Bu durumda Oğan’ın alacağı tutum sadece ikinci tur seçimlerini etkilemeyecek, siyaset sahnesinde kendisine yeni parti liderliği gibi rol yükleyecek yorumları yapılmaktaydı.

Erdoğan’ın İki Avantajı ve Derin Kuşkuları!

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu yaklaşık 5 puan farkla önde tamamlayan Erdoğan, ikinci tura avantajlı girmiş olacaktı. Erdoğan’ın bir başka avantajı ise Meclis seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu elde etmiş olmasıydı. İktidar mensupları, Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’a oy veren seçmenin en az yarısının da AKP’ye oy vereceği hesabını yapmaya başlamıştı. Ama sadece bir varsayımdı.

7 Puan Kayba Uğramıştı

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçları Erdoğan’ın lehinde ikinci tura kalırken, Meclis seçimleri ise tamamlanmıştı. Ancak Meclis’te grubu bulunan 5 siyasi parti açısından da sonuçlar ciddi kayıplar içeriyordu. Kesinleşmeyen sonuçlara göre; 2018 seçimlerinde yüzde 42,56 oy alan AKP, bu seçimde yaklaşık 7 puanlık düşüş yaşamıştı. 295 milletvekili ile 2018 seçimlerini kazanan AKP yurt dışı oy oranlarında küçük değişiklikler de dikkate alındığında bu seçimde yaklaşık 265 milletvekili çıkarmış görünüyordu. Bu AKP’nin 30 civarında milletvekili kaybettiği anlamına geliyordu.

Cumhur İttifakı’nda asıl sürprizi ise MHP yapmıştı. Anketlerde yüzde 5 ila 8 arasında gösterilen MHP sadece 1 puanlık düşüş yaşarken, -oy oranlarının illere göre dağılımıyla- milletvekili sayısını artırmış ve 51’e çıkarmıştı.

CHP’nin de Milletvekili Sayısı Artmıştı!

CHP, Meclis seçimlerinde “ortak liste” kararı doğrultusunda kendi listelerinden DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve İYİ Parti’den toplamda 76 aday gösterdi. Bu iş birliğinin CHP’nin oylarını yaklaşık 8 puan artırarak yüzde 30’lara taşıması bekleniyordu, ancak artış sadece 2 puan oldu. 2018 seçimlerinde 148 milletvekili çıkaran CHP bu seçimde sayıyı 20 milletvekili artırarak 168’e yükseltti. Böylece seçilebilir sıralardan 5 partiye yaklaşık 40 milletvekili kazandıran CHP’nin kendi milletvekili sayısı düşmüş oldu.

İYİ Parti Meclis’in 5’inci Partisi Konumundaydı

2018 seçimlerinde yüzde 9,96 oyla 43 milletvekili çıkaran İYİ Parti’yi, bazı anket şirketleri yüzde 15-18 aralığında gösterse de seçimde oy oranı değişmedi. Yüzde 9,82 oy oranıyla 2018 oylarını yineleyen İYİ Parti ikinci kez Meclis’in 5. partisi oldu.

Yeniden Refah 5 Milletvekili ile Meclis’e Taşınmıştı

Fatih Erbakan’ın Genel Başkanlığını yaptığı Yeniden Refah Partisi de 5 milletvekili alarak Meclis’e taşınmıştı. AKP listelerinden seçime katılan HÜDA-PAR’dan da Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu ile birlikte 3 milletvekili de Meclis’in 28. Yasama Dönemi üyesi olmuşlardı. Milli Çözüm Dergisi olarak defalarca yazdık; SP ile YRP nefsi inatlarını ve şahsi hesaplarını bırakıp birleşerek Milli Görüş söylemleriyle seçime girselerdi, %7 barajını çok rahat aşarak 30-40 milletvekiliyle Meclis’e girmiş olacaklardı.

Meclis’te 10 Genel Başkan Yer Alacaktı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı olduğu için Meclis seçimine katılamamışlardı. 6 Genel Başkan da 28. Yasama Döneminde Meclis’te yer almayacaklardı. Cumhur İttifakı çatısı altında ayrı listeyle giren Büyük Birlik Partisi de milletvekili çıkaramamıştı. İstanbul’dan aday olan Genel Başkan Mustafa Destici Meclis dışında kalmıştı.

14 Mayıs seçim sonuçlarına göre Meclis’te Genel Başkan olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Türkiye Değişim Hareketi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüleri İbrahim Akın, Çiğdem Kılıçgün Uçar, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş yer alacaktı.

 

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

AHMET AKGÜL KİMDİR?

INTRODUCTION OF USTADH AHMET AKGÜL

رسالة تعريفية لمعلمنا أحمد أكجول

قبل مؤتمر النظام العادل في جامعة قيرغيزستان أراباييف، والذي حضرناه، قدم أحد المحاضرين أستاذنا أحمد أكجول على النحو التالي: أحمد أكجول موجود في تركيا؛ إنه عالم ومثقف نادر جدًا يجمع بين المبادئ الإسلامية والمتطلبات الإنسانية، وفكر أتاتورك في التغيير والقومية الإيجابية والتوازن الاجتماعي. ألف حوالي 100 كتاب، بعضها في 3 مجلدات، وجميعها أعمال فريدة وأصيلة. 10 من الكتب؛ تمت ترجمته إلى الإنجليزية والروسية واليابانية والفارسية والفرنسية والعربية. البروفيسور الراحل، أحد رؤساء وزراء تركيا الأسطوريين. دكتور. ويعتبر من أكثر الطلاب المميزين وأتباع نجم الدين أربكان.
لقد حضر المؤتمرات العلمية في جميع أنحاء تركيا وأوروبا والجغرافيا الإسلامية منذ ما يقرب من 40 عامًا. إنه رجل حكيم تنبأ وشرح التطورات المهمة في تركيا ومنطقته والعالم قبل عقود، وتعرض للعديد من المشاكل والهجمات لهذا السبب، لكنه كان دائما على حق في النهاية. وهو رئيس تحرير مجلة الحل الوطني، التي يتابعها عن كثب كبار البيروقراطيين العسكريين والمدنيين، وأساتذة الجامعات، والكتاب والمعلقين المهمين، ومسؤولي الدولة في تركيا. ضد الأنظمة الرأسمالية والاشتراكية والليبرالية في العالم؛ فهو يحتوي على الجوانب الجيدة والمفيدة لجميعها، لكنه يترك الجوانب السيئة والضارة؛ سيدنا، الذي أعد ودافع عن برامج النظام العادل الأصلية القائمة على العقل والعلم والتاريخ والضمير والقرآن، يبلغ من العمر 74 عامًا وأب لخمسة أطفال. لا يتقاضى إتاوات أبدًا عن أي من كتبه أو مجلاته أو مقالاته أو مؤتمراته، ويعيش حياة متواضعة بعيدًا عن الترف والراحة، ويغطي نفقات كل ذلك بحوالي 40 من الرفاق المتطوعين والمخلصين في سبيل الله. المعلم الذي يدافع عن "حرمة التبشير بالعلم" وبالتالي لا يدين بالشكر لأي مركز أو حكومة. باستثناء ما يقرب من 105 من أعمال أستاذنا، حتى الأحزاب والحكومات تظل غير مبالية؛ الدين والأخلاق في المرحلة الابتدائية: 4-5، المرحلة المتوسطة: 1-2-3، المرحلة الثانوية: 1-2-3-4 والجامعة: 1-2-3، وفقاً للحقائق العلمية وجوهر الإسلام. ولكن بغض النظر عن أي طائفة، فقد أعد كتب العلم. خلال أحاديثهم المميزة جداً، كتلاميذه ومتابعيه المخلصين: "كيف أعددتم هذه (100) كتاباً يزيد عن مائة، كيف رتبتم وقتكم؟" أجاب أستاذنا أحمد أكجول على أسئلتنا كالتالي، ليكون قدوة وتشجيعًا لنا:



1- منذ ما يقرب من 60 عامًا، باستثناء الأمراض الخطيرة والصعوبات الكبيرة؛ ولم أؤجل عمل اليوم إلى الغد، كما أنني لم أحاول تأجيل عمل الصباح إلى الظهر أو عمل الظهر إلى المساء. لأنه لا ينبغي لي أن أضيع رأس مال حياتي المحدود في مساعي فارغة ومجانية يسميها القرآن الإلغاء ويحرمها

 

2- حتى لو كان شخصًا لديه معرفة وخبرة في موضوع ما، حتى لو كان أصغر منا كثيرًا... حتى لو كان شخصًا عاديًا وبسيطًا، فأنا لا أشعر بالإهانة أبدًا عند الاستماع إليه أو تعلم شيء ما، لأن أكبر عائق أمام التعلم والحصول على العلم هو الكبرياء والكبر

-3ما حصلنا عليه؛ حاولت أن أقرأ وأفهم كتابات وكتب الجميع، محليًا أو أجنبيًا، يساريًا أو يمينيًا، أعرفه أو لا أعرفه، أحبه أو أكرهه.
4- كنت أسجل المعلومات التي تعلمتها وأجد أهميتها منها أو مما سمعته في البرامج والمؤتمرات التليفزيونية، ولم أتردد قط في كتابتها ونقلها بذكر أصحابها
5- من خلال الوقوع في الرغبات والاعتراضات التعسفية من أقرب أقاربي ورفاقي وأعضاء الحزب وذوي المناصب ذات النفوذ والكفاءة... أو من منطلق حرصي على راحتي ومصالحي الشخصية، لم أخفي أبدًا الحقيقة التي قالها لي يجدها العقل والضمير نافعة ومفيدة، ولم أصعب فهمها بتغليفها بأغلفة مختلفة
6- كل الأشخاص الذين التقينا بهم في أي مناسبة وأصبحنا قريبين بما يكفي لتناول كوب من الشاي أو السفر لمدة ساعة على متن الطائرة؛ حاولت مساعدتهم على اكتساب وزيادة وعيهم الأخلاقي والضميري وكرامتهم، وخاصة سلامهم الروحي والعالمي. بمعنى آخر، كنت أهدف إلى أن أكون مفيداً له، وليس أن أستفيد من منصبه وفرصه ومجاملاته.
7- ولعل ذلك يعتبر ثمرة ومعجزة للأهداف والجهود المخلصة... وطبعا بفضل الله تعالى وفضله لا بد من قراءة كتاب ما يقارب 700 صفحة بسرعة في ساعة أو ساعتين. وتهنئة هذا الكتاب وانتقاده عمدا، والحمد لله أن إنتاج ملاحظات من 10 صفحات أصبح أسهل بالنسبة لنا.
أطيب التحيات…

YORUMLAR

Son Yorumlar
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...