Bugün : 43500
Dün : 38695
Bu ay : 43500
Geçen ay : 1284993
Toplam : 45732314
IP'niz : 216.73.216.151
VEFASIZLAR
Takdire teslim ol, hakkına razı
Kader programı asla şaşmazmış!
Ruhunu sarmasın dünya marazı
Vefasızda ölçü, mizan olmazmış!
Doğruda daim ol, sabreyle Hak’ta
Davadan kopanlar kalır nifakta
Hıyanet edenlerin sonuna bak da
Anla ki vefasızda iz’an olmazmış!
Milli Görüş, ayar ölçüsü, mihenktir
Bize düşen sadakattir, ahenktir
Nankör olan divanedir, dönektir
Vefasızda kâmil iman olmazmış!
Tüm şeytani güçler, el ele vermiş
Erbakan’a karşı yayını germiş
Mert olan mü’minler vefa göstermiş
Vefasızda zerre vicdan olmazmış!
Ne çetin imtihan şu Milli Görüş
Çağların değişimidir, İslam’a dönüş
Bize sadakat yaraşır ve sağlam duruş
Vefasızlara güven, güman olmazmış!
Allah’la ol her durumda her yerde
Kur’an deva, her yaraya her derde
Ahmet Hoca sözün batar namerde
Vefasıza dua, derman olmazmış!
Sadakat En Büyük Şerefimizdir!
Kandın şeytanın şerli tuzağına
Davadan ayrıldın yazık ki sana
Şeref izzet kalır mı nifak günaha..
Neydim ne oldum düşün be dosttum..
Sattın kutsalın bir hiç uğruna
Geldin bak sonunda karanlık çukura
Münker nekir bakar amel durmuna..
Ettiğine değdi mi be dostum..
Ey iman edenler! (Her konuda) Allah’tan korkun (Kur’an’ın ve Resulüllah’ın yoluna uyun) ve (Hakk davasında sağlam duran) doğru (sadık)larla birlikte olun (ki iman; Hakka tarafgirlik ve davaya sadakattir).
https://www.mealikerim.com/9/tevbe/119
Ne çetin imtihan şu Milli Görüş
Çağların değişimidir, İslam’a dönüş
Bize sadakat yaraşır ve sağlam duruş
Vefasızlara güven, güman olmazmış!
Çağların değişimi, bir nevi yeni bir çağın açılışı ve İslam’a dönüşü temsil eden Milli Görüşten ayrılmamayı, dünya imtihanını kazanabilmeyi, sadık ve onurlu bir mümin olmayı rabbim bizlere nasip etsin. Milli Çözümden ve sadıklarından ayrımasın. Kardeşliğimizi kuvvetlendirsin inşallah..
Aziz Erbakan Hocamızın tabiriyle:
“DÖNEKLERİN VE SÜTÜ BOZUKLARIN KARAKTERİ = VEFASIZLIK”
Rabbimiz böylesi bir cürümden cümlemizi muhafaza eylesin.
Doğruda daim ol, sabreyle Hak’ta
Davadan kopanlar kalır nifakta
Hıyanet edenlerin sonuna bak da
Anla ki vefasızda iz’an olmazmış!
Milli Görüşçü ve Milli Çözümcü olmak bir nasiptir. Ancak bu nasip insana emanet verilir tapusu verilmez. Kıymeti bilinmezse, şükrü yerine getirilmezse elinden alınabilir. Üstadımız buyururlardı : Hak ve Adalet üzerinde kalabilmek ve bu nasibin kıymetini bilmemiz ve şükrünü eda edebilmemiz için bir nevi sigorta sayılan 3V FORMÜLÜ bizim hidayet üzerinde kalmamızı sağlayacaktır. Bunlar 1- VİCDANLI İNSAN OLMAK, 2- VASIFLI İNSAN OLMAK, 3- VEFALI İNSAN OLMAK derlerdi.
Konumuz “Vefasızlar” olduğu için VEFALI OLMAK üzerine birkaç satır değinmeyi istiyorum.
Vefasızlık aynı zamanda, vasıfsızlık ve vicdansızlık alametidir.
Vefa: Sözünde ve özünde sadakat gösterme, ahdini yerine getirme; sevgi ve saygısını devam ettirme; gördüğü iyilik ve emeğin karşılığını kâfi derecede ve güzellikle tastamam ödeme; zorda ve darda kalındığı dönemde dostunun yardımına yetişme gibi anlamlar içerir.
Tersi olan vefasızlık ise; işi bitince veya umduğunu elde edince iyilik sahibini terk etmek; nankörlük ve hıyanete yönelmek; elinden tutup yükseltenlere teşekkür borcunu ödememek; geçmişte ikram ve ihsan gördüklerini ve yakın çevresini unutup, ne oldum havasına girmek demektir.
Bugün olumsuz olarak yaşanan ne varsa bunun sebebi VEFASIZLIKTIR…
Vefa; başta anne babamıza, Hocalarımıza üstadımıza, yakınlarımıza, üzerinde emeği olanlara, aynı davada beraber yol aldığımız kardeşlerimize vefalı olmalıyız.
Şeytan, bu zamanda vefalı insan mı kaldı, bir tek ben vefalı olsam ne olur der. Hatta vefalı olduğumuzu bilen vefasızlar bizi istismar etmeye kalkabilirler…
Bu tavırlardan hemen uzak durulmalıdır.
Bir tek vefalı insan da olsa maya gibidir. O sütü yoğurt yapabilir.
Benden ne olur denmemelidir.
Eğer Erbakan Hocamıza ve Onun devamı en Sadık Talebesi Takipçisi olan Milli Çözüm’ e ve haklı davasına sadık ve vefalı olunsaydı, şu anda İslam Birliği ve Ortak Pazarı, D-8’ler çoktan kurulmuş ve İsrail diye bir devlet yıkılmış Siyonizm denen beş bin yedi yüz küsür senedir var olan kirli örgütlenme tarihin çöplüğüne gömülmüş olacaktı… Elbette gecikmesinin sebeplerini düşündüğümüzde bir çok hikmetler var…
Hıyanet edenlerin veya davadan kopup gidenlerde görüyoruz ki iz’an yani basiret anlayış ve teslim olup itaat etmek gibi nimetler elden alınıyor…
HZ.ALİ (kv.) buyurmuşlardır ki:
” Vefasıza vefalı olmak Allah katında bir çeşit vefasızlıktır. Vefasızlara vefasızlık ise Allah katında vefadır.”
AL-İ İMRAN SURESİ 77. AYET
Allah’ın ahdini (ve Hakk davasına bağlı kalacakları hususundaki sadakat) yeminlerini, (sonradan makam ve menfaat hırsıyla) az bir paha (yani dünyalık değersiz şeyler) karşılığı satanlar (var ya), işte onlar için ahirette hiçbir pay (paye ve şeref) olmayacaktır, kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, yüzlerine bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar (dinlerini ve davalarını dünyalık çıkarına satanlar) için çok acı ve alçaltıcı bir azap vardır. (Dünyada zillet ve hezimeti, ahirette ise cehennemi hak etmişlerdir.)
(BAK: https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/77 )
Ne çetin imtihan şu Milli Görüş
Çağların değişimidir, İslam’a dönüş
Bize sadakat yaraşır ve sağlam duruş
Vefasızlara güven, güman olmazmış!
(Bir de mü’minler) Onlar, emanetlerine (memuriyet ve mesuliyetlerine) ve ahitlerine (sözlerine ve senetlerine harfiyen) riayette bulunanlardır.
(Meâric Suresi 32)
Çok şükür yaratılış gayemizin farkında, şuurunda olan insanlar olarak sorumluluklarımızı kuşanmış olarak bu hizmetlere katılıyoruz. Cenabı Hak öyle buyuruyor. Ayeti kerimesinde “Eğer sadece Allah’a kulluk ediyorsanız o halde ona şükredin.” Demek ki Allah’a kulluğun en önemli şartı onun verdiği nimet ve faziletlerin farkında olarak ona şükretmektir. Hidayet en büyük nimettir. Hidayetin farkında olmak ve onun gereğini yapmak Allah’a şükürdür. Allah’ın lütfettiği en büyük nimet ve hidayetin, istikametin Milli Çözüm yolunda, Milli Görüş davasının yeryüzünde hakimiyeti için, bütün insanlığın kurtuluşu için gayret etmenin ne büyük bir fazilet, ne büyük bir nimet olduğunun farkında olmayan ve bunu şükrünü yapmayan insan mahrumdur.
(Ahmet Hocamızın Sohbetinden)
Tüm şeytani güçler, el ele vermiş
Erbakan’a karşı yayını germiş
Mert olan mü’minler vefa göstermiş
Vefasızda zerre vicdan olmazmış!
Tam da Şairin dediği gibi Muhterem Erbakan hocamıza karşı bütün şeytani Güçler Emperyalist ve siyonist odaklar bütün güçleriyle birleşip oklarını yaylarını doğrultmuşlar tarihte görülmemiş birleşmiş ve ona karşı cephe almışlar çeşitli kuruluşlarla Her türlü hile ve Entrika ile alt etmeye çalışmışlar amma başaramamışlar Mert ve net olan muttakiler milli görüşçüler milli çözümcüler hocamıza sadakat ve vefa göstermiş elhamdülillah Cenabı Allah bizi de onlardan etsin Vicdansız vefasızlardan etmesin inşallah
Âl-i İmran 76
بَلٰى مَنْ اَوْفٰى بِعَهْدِه۪ وَاتَّقٰى فَاِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُتَّق۪ينَ
Hayır (söyledikleri doğru değildir), kim ahdine vefa eder (emanetini yerine getirir) ve Allah’tan korkarsa (zulüm, kötülük ve nankörlükten sakınırsa) şüphesiz Allah takva sahiplerini sever.
https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/76
Âl-i İmran 146
وَكَاَيِّنْ مِنْ نَبِيٍّ قَاتَلَۙ مَعَهُ رِبِّيُّونَ كَث۪يرٌۚ فَمَا وَهَنُوا لِمَٓا اَصَابَهُمْ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ وَمَا ضَعُفُوا وَمَا اسْتَكَانُواۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الصَّابِر۪ينَ
Nice peygamberlerle birlikte birçok Ribbiyyun (Rabbani-bilgin)ler (hikmet ehli gönül erleri) Allah yolunda (Hakk hâkim kılınsın ve zulüm kaldırılsın diye) çarpışmaya girdiler de, (bu uğurda) kendilerine dokunan (büyük sıkıntı ve saldırı)lardan ötürü asla zayıflık ve yılgınlık göstermediler, (zalim ve kâfir güçlere) boyun eğip (işbirliğine tenezzül etmediler). Allah, sabredenleri sever.
https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/146
Veda kelimesi sadakatle eşdeğerdir. Sadıklar zümresi ayette şehitlerden önce sayılmıştır. Erbakan Hocamız sadakati “sütü bozukluk yapmamak” diye tanımlardı. Rabbim bizleri sadıklar zümresiyle haşreylesin. (amin) “Tevbe 119: Ey iman edenler! (Her konuda) Allah’tan korkun (Kur’an’ın ve Resulüllah’ın yoluna uyun) ve (Hakk davasında sağlam duran) doğru (sadık)larla birlikte olun (ki iman; Hakka tarafgirlik ve davaya sadakattir).”
Kuranda vefa yani sadakatle alakalı şu ayetleri dikkatle okumak lazımdı:
Ahzab 22
(Sadık ve sağlam) Mü’minler ise (düşman) birliklerini gördükleri zaman (korkuya kapılmadan) dediler ki: “Bu, Allah’ın ve Resulü’nün bize va’ad ettiği (ve haber verdiği) şeydir (zalim ve güçlü saldırganları yenmek için bize manevi yardım edilecektir); Allah ve Resulü doğru söylemiştir.” Ve (bu tehdit ve tehlikeler) sadece onların imanlarını ve teslimiyetlerini artırmaktan (başka sonuç doğurmayacaktır).
Ahzab 23
Mü’minlerden öyle (mert ve metin) er kişiler vardır ki, Allah üzerine (O’nun rızası ve davası istikametinde) yaptıkları ahde (iman, itaat ve cihad sözlerine) sadakat gösterdiler; böylece onlardan kimi adağını gerçekleştirip (Hakk uğrunda canını vermiştir), kimi de (gönülden cenneti ve şehadeti umup) beklemektedirler. Onlar hiçbir vazgeçme ve yan çizme (bedel ve bahanesi) ile (Allah adına verdikleri sözlerini) değiştirmemişlerdir.
Ahzab 24
Çünkü Allah, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadıkları sadakatlerinden dolayı mükâfatlandıracak, münafıkları da dilerse azaplandıracak, veya tevbe (nasip edip dilek)lerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, çok Bağışlayandır, çok Esirgeyendir.
Muhammed 21
(Mü’minlere düşen, cihad davetini ve görevini) İtaat ve ma’ruf (güzel bir) sözle (karşılamaktı). Böylece iş, kesinlik ve kararlılık gerektirdiği zaman, şayet Allah’a sadakat gösterselerdi, şüphesiz onlar için daha hayırlı olacaktı. (Yani, lafa gelince; Allah’a, Resulüne, Hakk dava ve devlet liderine itaatten ve cihaddan bahsetmek kolaydır, ama iş ciddiye bindiği zaman sadakat gösterenler pek azdır.)
Vâkı’a 27
(İşte bu) “Ashab-ı Yemin!” (imani istikamet ve fazilet sahipleri); ne (kutludur o) “Ashab-ı Yemin!” (Ki, Allah’a verdikleri iman ve itaat sözünde, cihad ve sadakat ahdinde vefa gösterenler ne kadar bahtlıdır.)