Bugün : 563
Dün : 42942
Bu ay : 820073
Geçen ay : 1415082
Toplam : 42496445
IP'niz : 216.73.216.163
AYARSIZDAN ADAM OLMAZ!
Birleşeceklermiş, Deva Gelecek
Fırsatçı sünepe, başa geçecek
Ah bu duyarsızlar, bağrım delecek
Milli Görüş önün, tıkan ayarsız!…
“İsrayl baltasının, yerli sapıdır!..”
Peşine takılan, Hak’tan sapıtır
Hain Siyonizm’e, açık kapıdır
Çettım Havz rozet, takan ayarsız!..
Temel Bey beş defa, ismin duyurdu
“Cumhurbaşkanlığa, layık!..” buyurdu
Zerre vicdan ehli, nasıl uyurdu
Hayne yeşil ışık, yakan ayarsız!..
Şimdi de vekili, suskun duruyor
Oysa dava ehli, bunu soruyor
Belli değil kimler, kimi koruyor
Gönlü güçten yana, akan ayarsız!..
Büyük Parti olacakmış, böylece
“Yüz eksi, bir etmez…” basit bilmece
Tek sadık yeterli, kofsa binlerce
Hak yolda hizmetten, bıkan ayarsız!..
Söyle Saadet’e, bunlar reva mı
Sormaktan korkanlar, ehli dava mı
Cennet ucuz mudur, ya bedava mı
Dünya için Dinin, yıkan ayarsız!..
Ayarlar bozulmuş, vicdan kararmış
Dervişin ahmakı, şeytan sararmış
Gör ki kancık tipler, kime yararmış
Yılan gibi dostun, sokan ayarsız!..
Bu denli duyarsız, kalmaz Müslüman
Has ekmek olur mu, tanesiz saman
Sen yetiş imdada, Ya Rab el-Eman
Hıyaneti görmez, bakan ayarsız!..
İsrayl Filistin’i, yakıp yıkıyor
Bunlar “Baltasına”, sahip çıkıyor
Bu kadar alçaklık, ruhum sıkıyor
Hâlâ Gül’e selam, çakan ayarsız!..
Ayarlar bozulmuş, vicdan kararmış
Dervişin ahmakı, şeytan sararmış
Gör ki kancık tipler, kime yararmış
Yılan gibi dostun, sokan ayarsız!..
Onlara de ki: “Allah katında, sizin için kesinleşmiş bir ceza olarak (bu huysuzluk ve huzursuzluğunuzdan) daha şerlisini (ve beterini) haber vereyim mi? (Böyleleri) Allah’ın lanet ettiği kimselerdir. Allah’ın onlara gazaplandığı ve kahrına uğrattığı kişilerdir. Ki onları maymunlara ve domuzlara çevirmiştir.” (Maymunlar gibi Haçlı Batı’yı ve bâtılı taklit etme, onların hizmet ve himayesine girme aşağılığına düşmüşlerdir. Domuzlar gibi milli namus ve onurlarını kıskanmayan ve zalim güçlere kâhyalık yapan bir bayağılığa dönmüşlerdir.) Ve (onlar) tağuta tapanlar (haline getirilmiş, zalim ve kâfir düzenlerin işbirlikçisi durumuna itilmişlerdir.) İşte bunların mevkii (konumu) çok daha şerli (ve değersiz)dir ve Hakk yoldan daha çok sapıtıp gitmişlerdir.
Maide: 60
Saadet Partisi, Milli Görüş ün tek siyasi adresi olan parti dir.
Milli Çözüm, Milli Görüş’ün Kendisi olarak ; Saadet Partisi’ne yapılacak her türlü hıyanet, oyun ve hileleri engellemek ve onlarla mücadele etmek üzere Milli Görüşcüleri her daim uyarmaktadır…
Selam Hidayete tabî olanlara…
İsrayl Filistin’i, yakıp yıkıyor
Bunlar “Baltasına”, sahip çıkıyor
Bu kadar alçaklık, ruhum sıkıyor
Hâlâ Gül’e selam, çakan ayarsız!..
Mâide 61
(Bu münafıklar) Sizinle (karşı karşıya) geldiklerinde: (Biz de) “İnandık” (Hakk’tan tarafız. Ama o kâfir ve zalim kesimleri ise zahiren aldatıp oyalamakta ve sadece dini hizmetlerimize fırsat sağlamaktayız) demektedirler. Oysa onlar (gizli) inkârla (yanınıza) girmişlerdir ve yine onunla çıkıp gitmişlerdir. Allah (o münafıkların) gizli tuttukları (hıyanet ve işbirliği çabalarını) daha iyi bilmektedir.
https://www.mealikerim.com/5/maide/61
Söyle Saadete, bunlar reva mı
Sormaktan korkanlar, ehli dava mı
Cennet ucuz mudur, ya bedava mı
Dünya için Dinin, yıkan ayarsız!..
Kesin söylüyorum gücünüz yetmez
Bu dava Hak dava, Hakk izin vermez
“Sap” baltayla gelse; yine göremez
Milli Çözüm ortaya, serdi tıynetinizi
Yıkıldı oyununuz, belirdi tuzak izi
ÖNCELİKLE BÖYLESİ UYANDIRICI VE KUR’AN’A TERCÜMANLIK EDİCİ BİR ŞİİRİ KALEME ALAN KIYMETLİ YAZARA ORHAN ATAY BEY’E ŞÜKRANLARIMI ARZEDİYORUM. AYRICA UFUK EFE BEY’İN ŞİİRE YAPTIĞI YORUMUNA CANI GÖNÜLDEN KATILIYORUM. HAKİKATA TERCÜMANLIK YAPMIŞLAR. YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
Ayarlar bozulmuş, vicdan kararmış
Dervişin ahmakı, şeytan sararmış
Gör ki kancık tipler, kime yararmış
Yılan gibi dostun, sokan ayarsız!..
Ey Milli Görüşçüler – Ey Saadet Partililer; Kendilerini gizlemeyi başaran bu Yahudi İşbirlikçileri hele hele İsrail baltasına yerli sap olan Abdullah Gül ve tayfasına , gafil ve cahil kalabalıklar “Stockholm Sendromu”na kapıldıklarından, bunları hâlâ kutsayıp bir nevi tapınmaktadır…
Stockholm Sendromu: Kurbanın, kendisini kaçıran veya kendisine kötülük ve işkence yapan kişiye karşı bağlılık ve duygusal yakınlık duyması ve ondan şikâyetçi olmamasıdır. Bu olay tesadüfen 1970’li yıllarda, Stockholm’de bir banka soygununda bankada rehine olarak kalan görevlilerin beklenmedik davranışları sonucunda tanımlanmıştır. Ünlü Medya Patronu Patricia Hearst de aynı şekilde kendini kaçırıp, bir terörist haline getirenlere karşı tavrı, mahkemede onları savunmak olmuştur. Kaçırma, işkence, zarar verme, rehin alma, tecavüz etme gibi durumlarda bazen kurban, saldırgana duygusal olarak aşırı düzeyde bağlanmakta, onun yaptıklarını haklı çıkarmaya çalışmaktadır. Bu, üzerinde çalışılması gereken ciddi bir sosyal fenomendir. Türk halkının da Ulus Devlet bilinci, 21. yüzyılda adeta rehin alınmıştır. Türk halkı ağır bir Stockholm Sendromu yaşamaktadır. Bunun bir başka çeşidi deneysel psikoloji literatüründe “Öğrenilmiş Çaresizlik” (Learned Helplessness) olarak da tanımlanır.
Ey Milli Görüşçüler Saadet Partililer ; MİLLİ ÇÖZÜM’ÜN EMSALSİZ OLUŞUNUN ÖRNEKLERİNDEN BİR TANESİ DE STOCKHOLM SENDROMUNA kapılmış olanları uyandırmak ve iyiden doğrudan faydalıdan güzelden ve adil olandan taraf olmayı ve haykırmayı bizlere sağlayabilmesidir. Milli Çözüm’ün bu hatırlatmalarını dikkate almanız duasıyla…!
Duyarsızlık ve ihanet karşısında Müslümanlık Alemi’nin bu denli suskunluğu. Sözde hükümetin devletimiz adına, fiziki herhangi bir yaptırımda bulunmaksızın ısrarla ve arka kapılardan israil ile ticaret ortaklığını devam ettirme çabası, nasıl bir vicdan kararmasıdır ? anlamak elde dahi değil.
İslam birliği fikrini uygulamayan, hatırlatmaktan yoksun ve geliş amaçlarını unutmuş sözde liderler için yapılması gereken nedir ? merak konusu.
Peki ne zaman uyanacaksınız İslam alemi ? ? ?
Bu dünya imtihan meydanı, elbet herkes tiynetinin gereğini ortaya koyacak.
Hak ile batıl ve hayır ile şer, beyaz ve siyah kadar apaçık bellidir. Sadıklarla sahtekarlar ayrışıncaya kadar bu imtihan devam edecektir.
Milli Çözüm, tüm ayarları ortaya çıkaran, bir ayna mesabesindedir.
Rabbimiz bizleri sadıklardan eylesin.
“Her kim kendisine ‘dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan (hidayet ve hakikati bilip tanıdıktan, Hakk ile Bâtıl’ın farkına ve şuuruna vardıktan) sonra, (dünyalık makam ve menfaat hırsıyla) Elçiye (Peygambere ve Hakk dava rehberine) muhalefet edip (haklı ve hayırlı hareketten ayrılırsa) ve mü’minlerin yolundan başka bir yola (Siyonist ve Haçlı İttifakına ve şeytani kurallarına) uyarsa, onu dönüp gittiği yanda (şerli ortam ve ortaklıkta) bırakırız (bu hıyanet ve hakaretinden dolayı tekrar Hakka ve hidayet yoluna dönmesine fırsat tanımayız ve hidayetini karartırız) ve (ahirette de) cehenneme sokarız. O ne kötü ve sürekli bir (zindan) karargâhıdır!” [Not: İmamı Şafii: Bu ayet, “icma”ya ve Hakk hâkim olsun diye ortaya çıkan oluşuma bağlı kalmayı gerekli sayan en önemli ayetlerin başındadır” buyurmaktadır. Bak: Razi. Cilt: 11 Sh: 43]
Saflığı, aymazlığı sadakat Kılıfıyla örtmek…
Ya da bu perdeyle ihanete musade etmek..
Ve ya hainlik yapmak…
Bu üç başlığın sonucu da aynı kapıya çıkardı. Yani davaya bilerek-bilmeyerek İHANET.
MİLLİN GÖRÜŞÜN PARTİSİNİ yıllardır eğer kapatarak üzerine beton dökülemiyorsa, Sadık Milli Görüşçülere bırakmama hesabı Siyonizmin en doğal mücadele yöntemi olmalıydı.
Bunca yaşanmışlıklara rağmen “Ya öyle bişey mi olur, Abdullah Gül’ bu partiye, ya da birlik oluşumunun başına getirilmesi mümkün mü” diyerek; SP yetkililerine soru bile sormayanlar sonunda yukarıdaki üç maddeden en az birinin kapsamı içinde olacağı kesin. Tabi sonucun ne olacağı ve Milli Görüşe zarar vermek isteyenlere yarayacağı da kesindir. Hem davasının derdi hatırına bu soruyu soramayacak cesareti de kendisinde bulamayıp teslimiyet kılıfına bürünenler de aynı sonucun müsebbipleri olarak ahirette hesaba çekilecekleri de kesindir.
İşte Milli Görüş’ün içinin boşaltılması budur. Erbakan Hoca’mızın İslam BM’si, İslam Ortak Pazarı, İslam Ortak Parası, İslam Ortak Askeri Paktı ve İslam Ortak Kültür Paktı ile D8’ler projelerine bu vekillerin doğru düzgün sahip çıktıklarını göremiyoruz. Böyle olduktan sonra diğerlerinden ne farkları kalacak. Hele hele maksat büyük parti olalım gibi içi boş ve inancımız açısından da sakat fikirler ise “ört ki ölem”. Biz Hakkı hakim kılalım mücadelesindeyiz. İsrail baltasına sap olanlar getirilsin de “gelen gideni aratsın” öylemi. Böylece asıl amaç bu millet bir daha bin yıl “İslam” diyemesin. Bunun için zehir altın tasta sunuluyor. Buna ses çıkarmamak neyle izah edilebilir?
BAY ARIKAN!
Elli yıldır, uslanmazdı ahmaklar
Hep, hain dişlerden ısırıldılar
Uyaran oldu, amma uyanmadılar
Şimdide taktı kancasına, Arıkanlar..
Temel yıldırdır, Gül’ün peşinde
Beton dökmek için, Milli Görüşe
Gelde anlat, kalp gözü körerenlere
Makam hırslı, adam geçinenlere..
Vekil olana kadar, tanınmazdı
Temel onu, başkan vekili atadı
Tüm plân, genel başkanlıktı
Sonrada, Gül’e partiyi bırakmaktı..
Özal, Erdoğan ve Numanlar
Aynı oyunla, parlatıldılar
Anlamak istemiyor, şapşallar
Sonu hüsran olana, koşarlar..
Milli Çözüm yapıyor, son uyarıyı
Bırakın; halâ görmeyip, taş atanı
Unutturmaya çalışsalarda, Erbakanı
Bırakmayız hainlere, er meydanını..
“Siyon baltasına, yerli sap” olan
Kurulan son tuzak, ve hesap olan
Bak doktor geçinir, ham kasap olan
Be hey vicdan ehli, uyanın lütfen
“Bize ne!..” diyenler, hainden ehven!..
“Bütün bu hile ve hıyanetlere razı olanların, destek çıkanların ve hatta bunlardan rahatsızlık duymayanların ya iz’anı (akıl ve anlayışı) noksandır veya vicdanı sakattır.”
Temel Bey beş defa, ismin duyurdu
“Cumhurbaşkanlığa, layık!..” buyurdu
Zerre vicdan ehli, nasıl uyurdu
Hayne yeşil ışık, yakan ayarsız!..
“Saadet Partisi hayat iman ve cihaddır ilkesini unuttuğu içindir ki donuk kış uykusuna ve zifiri bir gece karanlığına gömülmüş bulunmaktadır. Bu yüzden gelişmeler karşısında ne olup bittiğini bilmez halde bazen hezeyan, ama çoğu zaman uyuşmuş gibi bir hareketsizlik içinde durmaktadır.
Saadet Partisi kabuk yönetimi engelleyici bir faktör olarak teşkilatları ve yan kuruluşları felç durumuna getirip, kof söylem ve eylemlerle camiamızı avutup uyutmaktadır.
Manevi ve milli mesuliyet gereği yapılan bu tespit ve temennilerimiz “doğruluk payına” bakılacağı ve vicdani bir duyarlılıkla dile getirilen uyarıların dikkate alınacağı umuduyla ….
Söyle Saadete, bunlar reva mı
Sormaktan korkanlar, ehli dava mı
Cennet ucuz mudur, ya bedava mı
Dünya için Dinin, yıkan ayarsız!..
İsrayl Filistin’i, yakıp yıkıyor
Bunlar “Baltasına”, sahip çıkıyor
Bu kadar alçaklık, ruhum sıkıyor
Hâlâ Gül’e selam, çakan ayarsız!..
Siyonist Şeytani merkezler, işbirlikçi hain çevreleri de kullanarak: “Erbakan zihniyetini dönüştürmek ve Adil Düzen hedeflerini dejenere etmek amacıyla , ” hâlâ çok gizli ve kirli hesaplar tezgâhlamaktadır. İşte son zamanlarda sıkça gündeme taşınan: “Saadet, Gelecek ve Deva Partilerinin birleştirilip, hepsinin başına ABDULLAH GÜL’ü geçirme” hazırlıkları da bu şeytanlığın bir parçasıdır ve Milli Görüş’ün kökünü kurutma hesaplarıdır!.. Ve peşinen hatırlatalım ki, bu son derece sinsi ve Siyonist tezgâha, var gücüyle karşı durmayan ve kutlu davasına sahip çıkmayan Milli Görüşçüler maalesef imtihanı kaybetmiş olacaklardır ve günahları pek ağırdır. Zira Erbakan Hocamızın ifadesiyle: “Siyonist baltasının, yerli sapı olan Abdullah Gül’e razı olmak” İsrail’e katılmakla aynıdır. Çünkü Siyonist odaklar, 22 yıldır kullanılıp iyice yıpratılan AKP arabasının ve sömürü çarkının atlarını değiştirme ve Abdullah Gül makyajıyla yoluna devam etme kararı almışlardır. Ancak peşinen vurgulayalım ki, tek başına da kalsak, Allah’ın izniyle bu oyun bozulacaktır! Ve yine üzülerek hatırlatalım ki, insanların en ahma ğ ı; şeytanların, Siyonist odakların ve münafıkların, artık Milli Görüş’ü dönüştürme ve dejenere etme gaye ve girişimlerinden vazgeçtiklerini sananlardır!?
İsrayl baltasının, yerli sapıdır!..”
Peşine takılan, Hak’tan sapıtır
Hain Siyonizm’e, açık kapıdır
Çettım Havz rozet, takan ayarsız!..
Temel Bey beş defa, ismin duyurdu
“Cumhurbaşkanlığa, layık!..” buyurdu
Zerre vicdan ehli, nasıl uyurdu
Hayne yeşil ışık, yakan ayarsız!..
Kendilerine kitap verdiklerimiz (Yahudi ve Hristiyan bilginleri), Onu (Kur’an’ı ve Resulüllah’ı) öz oğullarını tanıdıkları gibi tanıyıp bilirlerdi. (Hz. Peygamberin özelliklerini ve güzelliklerini kitaplarında okurlardı ve gelişini beklerlerdi.) Buna rağmen onlardan bir grup, bile bile (kasten haset ve hıyanet dürtüleriyle) kesinlikle gerçeği gizlerlerdi.” (Bakara: 146)
Ve asla unutmayınız; FETÖ’yü kurgulayıp kullanan hangi Siyonist odaklarsa, AKP’yi kurdurup bunca tahribatları yaptıranlar da aynı odaklardı. Ve şimdi Saadet Partisi’ni Abdullah Gül’ün denetimine sokmak ve böylece Erbakan zihniyetinin kökünü kurutmak için şeytani planlar hazırlayanlar da yine aynı odaklardı!?
Yahudi Hapishanesinde isyan çıkaran bir avuç Mücahid’e düşmanlık eden yılanları görmek feraset ister. Ya Rab, bizleri feraset ehli eyle. Amin…
Ayarlar bozulmuş, vicdan kararmış
Dervişin ahmakı, şeytan sararmış
Gör ki kancık tipler, kime yararmış
Yılan gibi dostun, sokan ayarsız!..
Söyle Saadete, bunlar reva mı
Sormaktan korkanlar, ehli dava mı
Cennet ucuz mudur, ya bedava mı
Dünya için Dinin, yıkan ayarsız!..
Adil Düzen projesini çaksan geçmez, bir de başa geçirilecekmiş. YAZIK! Bu kafa ile gelsen ne olur? Siyonizm baltasına sap olursun. Siyonizme sap olduktan sonra ister güllü sap ol, istersen ne olursan ol. Beş para etmezsin. Liderliğe soyunan “Adil Düzen’i, İslam Birliğini, Kur’an’ın asrımıza mesajını, Erbakan Hocamızın siyaset ve stratejilerini, münafıkları ve münafıklarla nasıl mücadele edileceğini” bilmiyorsa ve baş olmak istiyorsan beş para etmiyor. Milli Görüş’ün tarihi bu geçeği ispat eden örneklerle dolmuş taşıyor.
Sahtelik ve sinsiliği açık edildikten sonra “Dervişin ahmakı, şeytan sararmış”
Zerre vicdan ehli, tehlikeyi duyduktan sonra nasıl hala saf ayaklarına yatar.
Öncekilerden beş gömlek daha ayarsız olduğu halde hala İsrail Baltasına yeşil ışık yakmak nasıl bir ayarsızlıktır.
Al birini vur ötekine (yukarıda sayılan temel özellikler yoksa) yüz eksi, 1 etmiyor.
Erbakan Hocamızın yolundan zerre şaşmayan, siyaset-stratejine ve projelerine tam hakim olduğunu ispat etmiş olan BİR sadık, yeter bin tane münafığı ezmeye.
Sen yetiş imdada, Ya Rab el-Eman
Hıyaneti görmez, bakan ayarsız!..
İsrayl Filistin’i, yakıp yıkıyor
Bunlar “Baltasına”, sahip çıkıyor
Bu kadar alçaklık, ruhum sıkıyor
Hâlâ Gül’e selam, çakan ayarsız!..
Rahman ve Rahim Allahın
Allah’a ve ahiret gününe (gerçekten) iman eden hiçbir kavmi (kesimi ve kişileri); Allah’a ve Resulüne başkaldıran, (Ayet ve Hadislere ve bilimsel gerçeklere dayalı İslam düzenine ve Müslüman ülkelere düşman olup savaş açan) kimselerle destekleyici bir sevgi (ve işbirliği) içinde asla bulamazsın; velev ki, bu (zalim ve hain çevreler), isterse kendi babaları (olsun), ister çocukları (olsun), ister kardeşleri (veya tarikat-cemaat ihvanı olsun), isterse aşiretleri (partileri, müttefikleri) olsun, (yine de şuurlu mü’minler asla dini yozlaştıran işbirlikçi takımının başarısını arzulamaz, destek çıkmaz ve onlara saygı duymazlar. Çünkü, ülkede faizi, fuhşu, içki ve uyuşturucuyu, kumarı ve şans oyunlarını yürütenlere, Siyonist Yahudi ve Hristiyan merkezlerin güdümüne girenlere “meveddet”=benimseyip desteklemek ve sevgi göstermek imana ve insanlığa aykırıdır); işte bunlar (sadık ve sağlam Müslümanlar), öyle(sine samimi ve nasipli) kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazıp (yerleştirmiş) ve onları Kendinden (İlahi izzet ve inayetinden) bir ruh (ve şuur) ile desteklemiştir. (Ahirette de) Onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak ve orada süresiz kalacaklardır. Allah onlardan razıdır, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte bunlar, (Kur’an nizamına karşı çıkanlarla kalbi alâkalarını koparanlar) Allah’ın hizbi (partisi, takipçisi, ekibi ve taraftarları)dır. Dikkat edin (kesinlikle bilin ve bekleyin) ki; şüphesiz Allah’ın fırkası olanlar, felaha ulaşacak (dünyada zafer ve devlete, ahirette ise cennet ve saadete kavuşacak)lardır.
Mücadele Suresi 22
İsrayl Filistin’i, yakıp yıkıyor
Bunlar “Baltasına”, sahip çıkıyor
Bu kadar alçaklık, ruhum sıkıyor
Hâlâ Gül’e selam, çakan ayarsız!.
Kuduz İsrail, şu Savaş ve İnsanlık Suçlarını işlemeyi kendinde bir hak saymaktaydı!
1- Toplu katliamlar yapmaktaydı.
2- Toplu göçe zorlamaktaydı.
3- Hastane, okul, cami, kilise bombalamaktaydı.
4- Gazze’ye giden en zaruri yardımlara engel olmaktaydı.
5- Gazze’nin su ve elektriğini kesip, üstelik bölgeye gıda girişini yasaklamıştı.
6- Yasaklanan fosfor bombalarını kullanmaktaydı.
7- Zorla esir aldıklarına ve cezaevine koyduklarına işkence uygulamaktaydı. Bunların hepsi en açık ve acımasız savaş ve insanlık suçlarıydı.
Temel Bey beş defa, ismin duyurdu
“Cumhurbaşkanlığa, layık!..” buyurdu
Zerre vicdan ehli, nasıl uyurdu
Hayne yeşil ışık, yakan ayarsız!..
İnsanların hidayeti yani doğruyu tercih etmeleri veya edebilmeleri veya yanlışı batılı tercih etmeleri de Cenabı Hakkın dilemesiyle olmaktadır. Yalnız bu dileme işi LAYIK OLAN HİDAYETİ TERCİH ETMEKTE EDEBİLMEKTE, MÜSTEHAK OLAN İSE YANLIŞI BATILI TERCİH ETMEKTE. Rabbimiz Ra’d Suredi 27. Ayette şöyle buyurmakta:
“Şüphesiz Allah, dilediğini (küfür ve kötülük ehlini) şaşırtıp-saptırıverir, Kendisine tam bir bağlılıkla yöneleni de dosdoğru yola yöneltip-iletir. (Kim gönlünü Kendisine çevirirse, Allah onu hidayete eriştirir.)”
Ayetten de anlıyoruz ki hidayet nimeti ve hidayeti tercih edebilmek hem en büyük bir nimet hemde hidayet nimetine sahip olmak için mutlaka bir bedeli yani bir gayret ve çabanın karşılığında olduğudur.
Dolayısıyla bu hidayet nimetini elde eden vicdan ehli illaki susup sessiz kalıp dilsiz şeytan olmak yerine MİLLİ ÇÖZÜM misali hakkı haykırmalı her şart ve durumda. Haykırmadığı zaman Allah bu hidayet nimetini alır ve hakkı haykırmayı geçin insanlığın gereğini bile yerine getiremez kör sağır kalesiz vurdumduymaz sorumsuz bir kişiliğe kayar. Yani hidayetten uzaklaşmaya ve rahmeti ilahiden mahrum kalmaya sebeblerden biri olan ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARI VE DİN DÜŞMANLARINI DOST EDİNMEK VE ONLARA ALET OLMAKTAN ötürü hidayetten mahrum kalınır ve gereğini yerine getiremez olunur. Çünlü hidayet nimetine sahip olan gereğini yaparsa yani iyiye güzele doğruya faydalıya ve adil olana tâbi ve taraf olursa FERASET nimetine sahip olacak ve ABDULLAH GÜL TUZAĞINA düşmekten kurtulacak yetmez bu tuzağı ferasetle anlayıp kavradığında bunun gereğinide yerine getirirse dirayetle hakkı haykırırsa bu tuzağı deşifre eder ki işte ozaman imanına zulüm karıştırmamış olur ve imani olgunluğa erer… Bu tuzakları gündeme getiremeyen dost meclislerinde bu tuzağa düşenlere bu hakkı hatırlatamayan ( Gül Tuzağı vb.) Hidayetten yoksun kimseler sınıfındadır.. Rabbim muhafaza buyursun.
Milli Çözüm’ün bu haykırışlarını anlamayı kavramayı ve yaşamayı rabbim cümlemize lütfeylesin.