YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
663013e0b8ab4
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 7 6 5 5
Bugün : 1062
Dün : 29424
Bu ay : 715016
Geçen ay : 453014
Toplam : 23493980
IP'niz : 3.128.205.109

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

 

DEVLET AŞAMASI VE SORUMLULUKLARI

    

A- Seferden Zafere Hizmet Aşamaları Şunlardır:

1- Ekip çalışmaları, 2- Teşkilat basamakları, 3- Bunların ardından devlet aşamasına ulaşılır.

B- Ya “Baş başa, baş başa, baş Allah’a bağlı kalacak!” Ya da “Başıboşluk ve kendi başına buyrukluk, düzeni bozacaktır!”

“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin (Kur’an’a uyun), Peygambere (sünnetine tâbi olun), ve sizden olan “Ulu’l-Emr’e” (yani, inandığınız gibi Hakk ve hayır üzere sizi yönetenlere, adil devlete ve hükümete, gerçek ilim ve içtihat ehline) de itaat edin. Eğer herhangi bir hususta anlaşamayıp çekişirseniz, onu hemen Allah’a (Kur’an’a) ve Resulüne (Sünnete) arz edip (bunlara göre hüküm verin. Sorunlarınızı; sarih ayetleri ve sahih hadisleri esas alarak, akıl ve ilim yoluyla kıyas yaparak, İÇTİHAT yöntemiyle çözmeyi öğrenin). Şayet Allah’a ve ahirete inanıyorsanız, bu sizin için daha hayırlıdır ve dönüp erişilecek netice olarak daha güzeldir.” (Nisa Suresi: 59) ayeti:

a- Ulu’l-Emr’e (Devlet yöneticilerine) itaati emir buyurmaktadır. b- Yöneticiler ise; Allah’a ve Resulüllah’a bağlı kalmak ve temel insan haklarına saygı duymak ve sağlamak zorundadır.

“Kim Resul’e itaat ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiştir. (Hz. Peygamber; hem tebliğ hem de teşri -hüküm belirleme- ile görevli ve yetkilidir.) Kim de (Resul’den ve Sünnet’inden) yüz çevirirse (o hüsrana düşecektir), Biz Seni onların üzerine zorlayıcı bir bekçi göndermedik ya!..” (Nisa Suresi: 80) ayetinin Adil Devlete ve hükümete bağlı kalmaya işaret ettiği açıktır.

C- Peki, yukarıdan aşağıya “Emir”ler nasıl uygulanır?

1- “Emredildiği için” görev sayılmalıdır.

2- “Emredildiği şekilde” yapılmalıdır.

3- “Emredildiği kadar” yapılmalıdır.

4- “Emredildiği zamanda” yerine getirilmek zorundadır.

5- “Emredildiği mekânda” olması lazımdır.

D- Talimatlar doğru anlaşılmayınca ve gereği yapılmayınca şu sonuçlar ortaya çıkacaktır:

1- Zaman, eleman ve imkânlar boşa harcanacaktır.

2- Devlet ve Millet çok önemli kayıplara uğrayacaktır. Bu konuda, Uhud Savaşı’nda, Hz. Peygamberimizin kesin talimatlarına uymayan okçular yüzünden, zaferin hezimete dönüştüğü asla unutulmamalıdır.

3- Belki de tarihi fırsatlar kaçırılmış olacaktır.

4- Görev verilene itimat ve itibar azalacaktır.

5- Talimatı verenler, daha üst makamlara karşı mahcup olacaktır.

6- Bu nedenle verilen emirlerin mutlaka tatbikatının takibe alınması şarttır.

a- Bu emirler doğru anlaşılmış mı?

b- Gerekli ve yeterli ön hazırlıklar ve altyapı sağlanmış mı?

c- Uygulama provası yapılmış mı? sorularına yanıt aranmalıdır.

E- Bunların doğru ve uygun yapılabilmesi için; önce verilen “emrin” çok iyi anlaşılması şarttır. Görev hususunda:

a- “İşittik ve itaat ettik” diyenler kazanacaktır!

“Elçi-Resul (olan Hz. Muhammed Aleyhisselam), kendisine Rabbinden indirilene (Kur’ani hüküm ve haberlere) iman etti, mü’minler de (bunlara iman, inkiyad ve itaate karar verdi). Hepsi birden Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına ve Elçilerine inanıp (teslimiyet gösterdi). Dediler ki; ‘O’nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz (hepsinin nübüvvetine iman ve fazilet farkını kabul ederiz). İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, Senden bizi bağışlamanı (dileriz). Sonunda dönüp varışımız ancak Sanadır.’ (İşte gerçek mü’minler böyle teslimiyet gösterenlerdir.)” (Bakara Suresi: 285)

b- “Dinledik ve isyan ettik” diyenler hüsrandadır!

“Hani sizden misak (kesin söz) almış ve Tûr’u (kaldırıp) üstünüze yükseltmiştik (ve): ‘Size verdiğimize (Kitaba) sımsıkı sarılın ve (emirlerini) dinleyin’ (demiştik). Onlar ise (tam aksine): ‘Dinledik ve (ama) isyan ettik’ demişlerdi. (İşte bu) İnkârları yüzünden (altın) buzağı (servet tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki: ‘Eğer (gerçekten) inanıyorsanız, (düşünüp söyleyin, bu bâtıl) inancınız size ne kötü şeyler emredip durmaktadır?’ (Ve bugünkü münafıkların tavrı da aynıdır; acaba bu nasıl bir imandır ki, vicdanları Siyonist Yahudiler ve Haçlı emperyalistlerle dostluk kurmaktan ve onlara tâbi olmaktan rahatsızlık duymamaktadır?)” (Bakara Suresi: 93)

c- “İşittik, ama işimize geldiği şekilde değiştirdik” diyenler ise münafıktır!

“Kimi Yahudiler, kelimeleri (Hakkın sözlerini) ‘konuldukları yerlerden’ (İlahi hedef ve hikmetlerinden) saptırıp (kaydırarak Hakk Dinde tahrifata girişirler. Kutsal Kitabın kelimelerine farklı ve aykırı manalar yüklerler). Onlar dillerini eğip bükerek ve (Allah’ın gönderdiği) dine bir kin ve hınç besleyerek (Peygambere: Seni) ‘Dinledik (ama kabul etmedik) ve karşı geldik. (İtiraz ve isyanımızı) İşit, (ey) -işitmez olası- (şeklinde hakaret ederler). Ve ‘Raina’ bizi güt, bize bak’ derler. (Oysa) Eğer onlar: ‘(Ey Nebi!) İşittik ve itaat ettik, Sen de (sesimizi ve teslimiyetimizi) işit ve ‘bizi gözet’ (organize edip yönet)’ deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onları küfürleri dolayısıyla lanetlemiştir. Böylece onlar, az bir bölümü dışında, inanmayan (ve inanmayacak olan kimselerdir).” (Nisa Suresi: 46)

F- Devlet aşamasında, verilen emirlerin; aynen ve istenilen şekilde yapılması, toplum düzeni için hayati önem taşımaktadır. Bunların;

1- Yanlış anlaşılması,

2- Aşağıya eksik veya fazla aktarılması,

3- Kasıtlı olarak aksatılması ve unutma numarası yapılması,

4- Emirlerin aslından saptırılması ve çarpıtılması,

5- Talimatı alanların “C” maddesine uygun davranmaması durumunda:

a- Devlette zaaf başlayacaktır. b- Millet ve Ümmet zarara uğrayacaktır. c- Çünkü açılan yaraların Tedavisi-Tamiri ve Telafisi zorlaşacaktır. Oysa Ekip ve Teşkilat sürecinde hataların, ihmalkârlıkların ve yanlış anlamaların düzeltilmesi hem daha kolaydır, hem de bu büyük sıkıntılara yol açmayacaktır.

Yöneticilere itaatle ilgili hadislerden bazıları şunlardır:

“Emirin beğenmediğiniz işlerine (sözlerine, emirlerine) sabredin. Zira cemaatten (teşkilat ve itaatten) bir karış ayrılan cahiliye ölümü ile ölmüş olur.” (Buhari)

“Emre itaat etmeyip cemaatten ayrılan, cahiliye ölümüyle (imandan ve İslam’dan mahrum şekilde) ölmüş olur.” (Müslim)

“Bana itaat Allah’a itaattir. Bana isyan Allah’a isyandır. Başınızdaki EMİR’e itaat ise Bana itaattir, ona isyan Bana isyandır.” (Buhari)

“Hoşuna gitse de gitmese de, Emirin (yetkili yöneticinin) sözünü dinle ve itaat et!.. Ancak, Emir günah olan bir şeyi emrederse onu dinlemek gerekmez.” (Buhari)

“Bazı yöneticiler ve yetkililer gelecektir ki; onların iyileri de, kötüleri de olacaktır. Hakka ve halka uygun konularda kendilerine itaat edin.” (Taberani)

“Günahı emretmedikçe Emire (yöneticilere-yetkililere) itaat Müslümana vaciptir. Ancak, Allah’a isyanı (İslam’a ve insan haklarına aykırı davranışı) emredene itaat olunmaz.” (Beyhaki)

Ölçülü başkanlık ve güçlü parlamento esaslı ADİL DÜZEN anlayışına göre Devlet idaresi şu anlamı taşır:

Hukuk sistemi ve adalet prensipleri çerçevesinde, resmi kurum ve birimlerin başındaki, sorumlulukları ölçüsünde yetkili görevliler eliyle… Talimat-irtibat zinciri ve teşkilat disiplini ve denetimi içerisinde ülkeyi yönetme sorumluluğu ve san’atıdır.

Görünüşte BAŞKANLIK kılıfı altında, bütün yetkilerin bir kişide toplandığı, gerçekte ülke yönetiminin karanlık ellere bırakıldığı bir sistemde, BAŞKAN malum ve mel’un odakların ve içerideki adamlarının kâhyalığını yapmak durumunda kalacaktır.

Bakınız, bugün Sn. Cumhurbaşkanı’nın bir haftada atması gereken imzanın sayısının 36 bin kadar olduğu konuşulmaktadır. Bir kişi bütün vaktini sadece imza atmakla geçirse bile, 6 iş gününün her birine düşen 6 bin imzayı atması imkânsızdır. Mecburen araya başka eller ve mahfiller girmiş olacaktır.

“(Nuh) Dedi ki: ‘Rabbim, gerçekten kavmimi gece ve gündüz (Hakka) davet edip (gayret gösterdim).’” (Nuh Suresi: 5)

“‘Sonra ben onları açıktan açığa davet ettim.

Daha sonra (davamı) onlara (özellikle ve güzellikle) ilan ettim ve (ayrıca) kendilerine (hain ve zalim kesimlerden ürkmesinler diye) gizli gizli şekilde (yanaşmak istedim ve gerçekleri) söyledim.

Bundan böyle Rabbinizden mağfiret isteyin; çünkü gerçekten O, çok Bağışlayandır’ dedim.” (Nuh Suresi: 8-9-10)

Allah’ım, şahit ol ki; Hz. Nuh’u örnek alarak, dava arkadaşlarıma, inananlara ve tüm insanlara; genel-özel, gizli-açık, gece-gündüz, sert-yumuşak, net-dolaylı… Bildiğim her vesile ve becerdiğim her yöntem ile onları olgunlaştıracak ve Adil Düzen’e ulaştıracak bütün gerçekleri ve gerektiği ölçüde anlattım. Akla, vicdana, bilimsel doğrulara, tarihi olgulara, temel insan haklarına, evrensel hukuk kurallarına ve Kur’an’a dayalı; örnek bir Laikliğin, gerçek bir demokrasinin ve yüksek bir medeniyetin kurulması için çabaladım ve insanları bu kutlu hedefe çağırdım. Artık kusurlarımdan, noksanlarımdan, katılığımdan ve kabahatlerimden dolayı sonsuz rahmetine ve mağfiretine sığınmaktayım.

0 0 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Nevzat GÜNDÜZ

Nevzat GÜNDÜZ

Yorumu Takip Et
Bildir
guest
15 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
Belemir Brcn

Emirler nasıl uygulanır..
C- Peki, yukarıdan aşağıya “Emir”ler nasıl uygulanır?

1- “Emredildiği için” görev sayılmalıdır.

2- “Emredildiği şekilde” yapılmalıdır.

3- “Emredildiği kadar” yapılmalıdır.

4- “Emredildiği zamanda” yerine getirilmek zorundadır.

5- “Emredildiği mekânda” olması lazımdır.

N.Eryıldız

“Bazı yöneticiler ve yetkililer gelecektir ki; onların iyileri de, kötüleri de olacaktır. Hakka ve halka uygun konularda kendilerine itaat edin.” (Taberani)
“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin (Kur’an’a uyun), Peygambere (sünnetine tâbi olun), ve sizden olan “Ulu’l-Emr’e” (yani, inandığınız gibi Hakk ve hayır üzere sizi yönetenlere, adil devlete ve hükümete, gerçek ilim ve içtihat ehline) de itaat edin. Eğer herhangi bir hususta anlaşamayıp çekişirseniz, onu hemen Allah’a (Kur’an’a) ve Resulüne (Sünnete) arz edip (bunlara göre hüküm verin. Sorunlarınızı; sarih ayetleri ve sahih hadisleri esas alarak, akıl ve ilim yoluyla kıyas yaparak, İÇTİHAT yöntemiyle çözmeyi öğrenin). Şayet Allah’a ve ahirete inanıyorsanız, bu sizin için daha hayırlıdır ve dönüp erişilecek netice olarak daha güzeldir.” (Nisa Suresi: 59) ayeti:

Ömer Ali

Bir çekirdek kadro
Önce, ileride bütün ülkeye hatta yeryüzünü kapsayacak muazzam bir ağaç olmaya aday mübarek bir tohum misali bir Lider …. Ve çevresinde oluşturduğu çekirdek bir kadro… Derken il il, ilçe ilçe, köy köy ve ev ev teşkilatlanarak, şuurlanarak filiz misali adım adım gelişen ve kökleşen bir hizmet ve hareket!..
Ve giderek bütün iç ve dış tehditlere karşı ayakta durmayı ve hedefine ulaşmayı başaran ve haset ve hıyanet ehlinin kıskançlık damarlarını kabartan ve hırslarından çatlatan güçlü ve görkemli bir cemaat!.. Ve inşaallah pek yakında zafer ve galibiyet… İzzet ve hakimiyet… Adil bir hükümet ve herkese huzur ve hürriyet!..
“Mü’minleri müjdele (zira münkir ve münafıklar inanmasa ve kıt akılları yatmasa da). Yardım Allah’tandır ve zafer yakındır…”[24]
Kur’an’dan kaynaklanan yüksek bir barış ve bereket medeniyeti mutlaka doğacak, Allah’ın adaleti, peygamberlerin rivayeti bütün insanlığı yeniden kuşatacaktır.

Mus ab

Meşru her yöntemi Hakkın hakim olması için kullanan Ender Şahsiyet Üstad Ahmet Akgül Hocamız
Üstad Ahmet Akgül hocamız şiiri, mizahı, fıkrayı, nükteli misalleri, hicivi… hakkı tebliğ etmek, bazı gerçeklerin hatırda kalması sağlamak adına en etkili bir yöntemle kullanmaktadır.
Hz. Nuh’u örnek alarak ve makalede geçen yöntemlerle dava arkadaşlarıma, inananlara ve tüm insanlara; genel-özel, gizli-açık, gece-gündüz, sert-yumuşak, net-dolaylı… hakkikatı tebliğ etmektedir.
Şahidiz!
Üstadımızın bu eşsiz gayretine, marifetine, istikametine layık olmak mümkün mü Rabbimiz bizleri hain, nankör, şımarık etmesin inşallah.

İ.Gündüz

Zafer yakındır İnşallah…
Siz (sadece Müslümanlar için değil, bütün) insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. (Çünkü siz, ülkenizde ve yeryüzünde) Ma’rufu (Hakkı ve hayrı) emredip yürütecek, münkeri (zulmü ve kötülükleri) nehyedip önleyecek (bir Adil Düzen kurmaya) çalışırsınız. Ve Allah’a (tam) iman edip (bağlanırsınız). Şayet Kitap Ehli de (böyle) inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onların içinden de (bazı) iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır. (Ali İmran 110)

İçinizden (insanları Hakka ve) hayra davet edecek, (ve bunun sonunda elde edecekleri devlet ve hükümet imkânlarıyla ma’rufu) iyilikleri emredip yürütecek ve (münkeri) kötülükleri de nehyedip önleyecek bir ümmet bulunsun. (Bu hizmet ve hedefler için bir liderin çevresinde organizeli bir teşkilat kurulsun.) İşte asıl kurtuluşa ve başarıya erecek olan bunlardır.(Ali İmran 104)

Osman Nuri

BİZLER ŞAHİDİZ!.. Hakkınızı Helal ediniz Muhterem Hocam
YA RABBİ , HOCAMIZIN BU DUALARINDA BELİRTTİĞİ İFADELERİNİN GEREĞİNİ YAPTIĞINA ŞAHİDİZ… RABBİM BİZLERE DE HOCAMIZIN BU EMEKLERİNİ BOŞA ÇIKARMAMAYI GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK GAYRETİ VE ÇABASINI LÜTFEYLE… HOCAMIZIN DUASINI YİNELEMEK VE DUASINA AMİN DİYORUZ..
[b]

[i]Allah’ım, şahit ol ki; Hz. Nuh’u örnek alarak, dava arkadaşlarıma, inananlara ve tüm insanlara; genel-özel, gizli-açık, gece-gündüz, sert-yumuşak, net-dolaylı… Bildiğim her vesile ve becerdiğim her yöntem ile onları olgunlaştıracak ve Adil Düzen’e ulaştıracak bütün gerçekleri ve gerektiği ölçüde anlattım. Akla, vicdana, bilimsel doğrulara, tarihi olgulara, temel insan haklarına, evrensel hukuk kurallarına ve Kur’an’a dayalı; örnek bir Laikliğin, gerçek bir demokrasinin ve yüksek bir medeniyetin kurulması için çabaladım ve insanları bu kutlu hedefe çağırdım. Artık kusurlarımdan, noksanlarımdan, katılığımdan ve kabahatlerimden dolayı sonsuz rahmetine ve mağfiretine sığınmaktayım[/i].[/b]

HAKKINIZI HELAL EDİN MUHTEREM HOCAM.

Veysel

İştişare ve icraat
Bir Müslümanın istişare ile icraatın farkını iyi bilmek durumda olduğunu yeniden öğrendik. İstişare zamanı yetkili herkes delili ile birlikte gelir ve bir karar için yine yetkili herkes konuşur. İcraat zamanı ise istişare gibi konuşma değil, işleri yerine getirme ve ifade edilen hususları gerçekleştirme yani itaat ile hareket sürecidir. Biz bu gerçekleri Milli Çözüm gibi bulunmaz bir kaynaktan öğrendik ya Rabbimize şükretmek nasip olsun inşallah..

Dilek Cengiz

“İşittik ve itaat ettik” diyenler kazanacaktır
“İşittik ve itaat ettik” diyenler kazanacaktır!

“Elçi-Resul (olan Hz. Muhammed Aleyhisselam), kendisine Rabbinden indirilene (Kur’ani hüküm ve haberlere) iman etti, mü’minler de (bunlara iman, inkiyad ve itaate karar verdi). Hepsi birden Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına ve Elçilerine inanıp (teslimiyet gösterdi). Dediler ki; ‘O’nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz (hepsinin nübüvvetine iman ve fazilet farkını kabul ederiz). İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, Senden bizi bağışlamanı (dileriz). Sonunda dönüp varışımız ancak Sanadır.’ (İşte gerçek mü’minler böyle teslimiyet gösterenlerdir.)”
(Bakara Suresi: 285)

Mus ab

Şahidiz!
Üstad Ahmet Akgül Hocamız dava arkadaşlarına, inananlara ve tüm insanlara; genel-özel, gizli-açık, gece-gündüz, sert-yumuşak, net-dolaylı… Her vesile ve her yöntem ile onları olgunlaştıracak ve Adil Düzen’e ulaştıracak bütün gerçekleri ve gerektiği ölçüde anlattı. Akla, vicdana, bilimsel doğrulara, tarihi olgulara, temel insan haklarına, evrensel hukuk kurallarına ve Kur’an’a dayalı; örnek bir Laikliğin, gerçek bir demokrasinin ve yüksek bir medeniyetin kurulması için çabaladı ve insanları bu kutlu hedefe çağırdı.
Şahidiz!
Artık bize düşen “Devlet Aşaması ve Sorumlulukları” makalesinde geçen şuurda, ciddiyette olmak ve Üstadımızın her fırsatta anlattığı insanlığın saadetine vesile olacak Adil Düzen projelerinin yeryüzüne hakim olması için tüm samimiyetimizle gayret etme olgunluğuna ulaşmak.

Necati

İşittik ve itaat ettik!
“(Ey Nebi!) İşittik ve itaat ettik, Sen de (sesimizi ve teslimiyetimizi) işit ve ‘bizi gözet’ (organize edip yönet)” (Nisa Suresi 46. Ayet)
“İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, Senden bizi bağışlamanı (dileriz). Sonunda dönüp varışımız ancak Sanadır.” (İşte gerçek mü’minler böyle teslimiyet gösterenlerdir.) (Bakara Suresi 285. Ayet)

Mücahit Dinç

Şahidiz…
Ankebut 69
Bizim uğrumuzda cihad edenlere (ve Hakk yolunda sabır ve gayret gösterenlere gelince), şüphesiz (onlara hidayet ve zafer) yollarımızı açarız. (Fikri ve fiili yöntem ve teknolojiler öğretip bunları başarılı kılarız.) Gerçekten Allah, muhsinlerle (iyilik ve istikamet sahibi kimselerle, cihad görevinde titizlik ve ciddiyet gösterenlerle) beraberdir. (Bu İlahi destek sayesinde mücahit mü’minler muvaffak ve muzaffer olacaklardır.)

Necmettin

Bir Nefes Ayırma…
Finale gelmiştir,kutlu Davamız
İlahi sadıklar,safında durdur
En büyük şereftir,Hakka sevdamız
Ya Rabbi kalbimiz,dininde durdur!..

İlmek ilmek ördü,Elçi herkesi
Türlü yöntemlerle,hep temizledi
Rıza’dan öteye,yol bildirmedi
Bir nefes ayırma,yolunda yordur!..

Her hayır Rahman’ın hediyesidir
Tüm maraz nefsimin,ettikleridir
Allah’ım duamız,imanlı mevttir
Kulluk kazanmak için,şuurla coştur!..

Mücahit Dinç

Şahidiz…
Biz sizden razıyız, Rabbim’de sizden razı olsun..

Musa Harun KESKİNSÖZ

ŞAHİDİZ!
Evet, makalenin son paragrafındaki duada belirtildiği gibi, gece-gündüz, sabah-akşam, sert-yumuşak, gizli-açık, net-dolaylı bir şekilde tüm hakikatleri anlattığınıza ve yazdığınıza şahidiz…

A koçak

“Kuralları Hak koyar, Krallar da kurallara uyar”
Evet; aklın, vicdanın ve Kur’an’ın ortaklaşa hayırlı ve yararlı bulduğu “DOĞRU”lara ve bunları uygulayanlara itaat; ama yine aklın, vicdanın ve Kur’an’ın ortaklaşa kötü ve zararlı buldukları “YANLIŞ”lara ve bunları dayatanlara itiraz ve isyan, hem İslam’ın hem de insanlığın icabıdır. Bu konuda; Devlet kavramını kutsallaştırmak ve Devlet Başkanı’nı tanrılaştırmak haramdır ve bu yaklaşım çeşitli baskı ve barbarlığa kılıf olarak kullanılmıştır. Oysa İslam; “Kuralları Krallar koyar, herkes de mecburen uyar” kanaatini yıkıp; “Kuralları Hak koyar, Krallar da kurallara uyar” esasını kurumlaştırmıştır.

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
15
0
Yorumunuzu okumaktan memnuniyet duyarızx