BAĞIMLILIK ESARETTİR, BIRAKABİLMEKSE ÖZGÜRLÜK
İmtihan kazanmak için, gayen kadar gayret lazım
Hak yolunda aktör gerek, olma şeytan filme figür…
Şu muhteşem kâinata, hayran olup hayret lazım
Nefsi dürtünü zayıflat, vicdan iraden ise gür
Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…
Kimi içki sigaraya, kimi pornoya bağımlı
Kimi kumara kadına, müzik zurnaya bağımlı
Gelen suyu musluk keser, akan kurnaya1 bağımlı
Ya nefsini dizginlersin, ya da olur sana çöğür2
Bağlılık kadar tutsaksın, bıraktığın kadar özgür…
Sevdiğine bağımlısın, her muhabbet esarettir
Allah için seviyorsan; Kur’an ölçü, ferasettir
Nefsini düşman bilerek, cephe açmak cesarettir
Nefse asla güven olmaz, çünkü nefis azgın öğür3
Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…
Kimi şöhretin peşinde, kimi şehvetin esiri
Kimi arsa kasa masa, para servetin esiri
Kimi haset hıyanetin, kin ve nefretin esiri
Neye yarar sinir öfke, hep çevrene bağır böğür4
Bağımlılık kadar tutsak, bıraktığın kadar özgür…
Geçmişten ders alır isen, geleceğin mir’at5 olur
Art niyetten geçmez isen, akıbetin berbat olur
Sabru sebat eyleyenler, dağı delen Ferhat olur
Dikkatle tarihte yürü, ibret ve hikmetle iz sür
Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…
Niçin yarattı Hak seni, hem nereye varacaksın
Çün eşrefi mahlukatsın, sen kılı kırk yaracaksın
Rabbe halife olmazsan, halkı nasıl saracaksın
Çıkar İblis gözlüğünü; artık şaşı bakma, düz gör
Bağlılık kadar tutsaksın, bıraktığın kadar özgür…
İşlediğin kötülükler, Hak yolunda önün tıkar
Aklı olan gözyaşıyla, daim günah kirin yıkar
En kıymetli sermayemiz, ömür hızla elden çıkar
Bil huzur kanaattedir, her nimete eyle şükür
Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…
Yalnız Hakka gönül ver ki, O’na güven hürriyettir
İmandan ahlâktan uzak, tehlikeli zürriyettir
Halklar Hak’ta halkalansın, işte bu cumhuriyettir
Ya erdemli tedbirli ol, ya korona olup öksür
Bağlılık kadar tutsaksın, bıraktığın kadar özgür…
- Kurna: Çeşme ve hamamlarda su dolan mermer çanak.
- Çöğür: Sert ve iri diken.
- Öğür: Çiftleşme mevsimi gelen kızgın sığırlar.
- Böğürmek: İnek ve deve bağırması.
- Mir’at: Ayna.

Sevdiğine bağımlısın, her muhabbet esarettir
Allah için seviyorsan; Kur’an ölçü, ferasettir
Nefsini düşman bilerek, cephe açmak cesarettir
Nefse asla güven olmaz, çünkü nefis azgın öğür3
Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…
Tevbe 24
(Ey Habibim) De ki: “Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz ve arkadaşlarınız, hanımlarınız, kavmü kabileniz-hısım akrabanız, kazanıp yığdığınız mallarınız, bozulmasından ve azalmasından korktuğunuz ticaret ve tezgâhınız (memuriyet ve meslek sahanız), pek hoşlandığınız evleriniz (ve konaklarınız)… Şayet (bu saydıklarımız) size Allah’tan ve Resulünden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ve kıymetli ise (bütün bunları kaybetmeyeyim korkusuyla cihadı ve Hakk davayı terk ediyorsanız veya nemelâzımcılık ve duyarsızlıkla milli savunmaya katkı sunmuyorsanız;) o halde Allah (zillet ve esaret) emrini getirinceye kadar bekleyip gözleyin bakalım… Çünkü Allah (cihadı ve milli savunma hazırlığını ihmal eden) fasıklar topluluğunu asla hidayete (ve selamete) ulaştırmayacaktır.”
https://www.mealikerim.com/9/tevbe/24
Bağımlısı ve esiri olabileceğimiz Tek Şey, Tek Mutlak Varlık YÜCE ALLAH c.c.’nün Kendisidir. Rabbimiz bu gerçeği tam hakkıyla anlayabilen kavrayabilen yaşayabilme yaşatabilme konusunda gereğini yerine getirmek için gayret ve çaba sarfedenlerden olabilmemizi lütfeylesin. Elbette Yüce Allah’ı hakkıyla anlayabilmenin yolu; alemleri Onun yüzüsuyu hürmetine yaratttım dediği Resulullah’ı anlamaktan geçiyor. Resulüllahı tanımanın anlamanın yolu ise “…Biz, (aydınlatıcı ve uyarıcı) bir Resul göndermedikçe (hiçbir kavme ve kişiye asla) azap edici olmayız (kendilerini sorumlu tutmayız).” (Bak: İsrâ Suresi: 15, http://www.mealikerim.com)… Ayrıca Efendimizin şu müjdesi : “Allah (CC) muhakkak her yüzyılın başında bu ümmet için dinini tecdit edecek bir kimse gönderecektir.” (Bak: Sünen-i Ebu Davud, c.4, sh. 100, Beyrut – Camiu’s-Sağir İmam-ı Suyuti, C.1, sh. 74, Mısır)
İmtihan kazanmak için, gayen kadar gayret lazım
Hak yolunda aktör gerek, olma şeytan filme figür…
Şu muhteşem kâinata, hayran olup hayret lazım
Nefsi dürtünü zayıflat, vicdan iraden ise gür
Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…
İmtihan edilmek için bu dünyaya gönderilen biz insanlar, bu imtihandan geçerli puan alabilmenin yolu önem ve önceliğimize bu imtihanımızı koymalı ve bu imtihanımızı kazanmak asıl gayemiz görürsek gayretimizde o derece fazla olur . Hakkı haykıranlardan Hakka tercüman olmak için gayret edenlerden olmak, her halimiz davranışımız konuşmamız eylemlerimiz düşüncelerimiz niyetlerimiz iyiye doğruya güzele faydalıya adil olana yani HAKKA yaramalı HAKKA uymalı, HAKKA asker olmalı, bunun tam tersi olan kötüye zararlıya çirkine yanlışa zulme alet olmamak yani şeytana asker olmamanın gayreti güdülmesi gerektiği… İnsana CÜZ’İ İRADE verilmiş tercih takdir hakkı tanınmış… Şu muhteşem aleme kainata baktığımızda canlı cansız yaratılan herbirşey aklımızın hafzalamızın alamayacağı kadar hayranlık uyandıran bu nimetler karşısında rabbimize secde etmeli , nefsimzie ve şeytana giden yolları kapamanın zahmetini gayretini çekmeli , Allah’a götüren eylem düşünce niyet davranışlara karşı var gücümüzle azmetmeliyiz çünkü geçerli puan alabilmenin tek yolu bu ve nefse ve şeytana asker olucu eylem davranış düşünce niyetler bizi fıtratımız vicdana uymanın huzur vereceği yönünde yaratıldığı için, nefs ve şeytana askerliğe vesile olan her bir şey bizi hapis edeceğinden fıtratımıza ters olan şeyler huzursuzluk vereceğinden hapis hayatı verecektir. Ama vicdanımıza uyarsak çünkü vicdan Allah’ın sesidir her daim iyiyi doğruyu güzeli faydalıyı adil olanı fısıldar ve onun karşılığı huzura manevi huzura sahip oluruz o hapis hayatından kurtuluruz.
İşte, Milli Çözüm’ün şuana kadar insanlığın hizmetine sunulmuş yayınlarını : Binlerce Makaleleri , binlerce şiirleri, video konferansları, Meali Kerim çalışmaları, Yüz küsür tane kaleme alınmış eserleri kitapları incelendiğinde Asrımıza ve Kur’an’a Tercüman olduğu görülecektir. Bu yüzden Milli Çözüm yayınları bu dünyada cenneti özgürlüğü ruhumuza yaşatan yayınlardır…
İmtinanı kazanacaksan yan gelip yatmayacaksın, hedefin kadar büyük gayret ve çaban olmazsa imtihanıyın neticesi hüsran olur… Şeytanın oyuncağı olmaktan kurtulduğunda Hak davada aktör olursun. Allah sonsuz merhamet sahibidir, o yüzden de kuluna vicdanı ve iradesi ile nefsi heva ve dürtülerini alt edebilecek güç ve kuvveti vermiştir.
İnsanın fıtri ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçları karşılarken Allah bizlere iki seçenek sunuyor helal olanı mı, haram olanı mı, tercih edecek, işte insanoğlu bu tercihler arasında imtihan oluyor. Eğer bu ihtiyaçlarını helal olandan karşılarsa helal dairesinde hareket ettiği için bir de Allah sen benim emrime uydun diye sevap kesesini dolduruyor.
İnsanın her hali Allah için olmadıkça bir bağımlılık vardır. Buna her şey dahildir, severken de, söverken de, buğzedip muhabbet beslerkende Allah için değilse o zaman içine o kadar o işine şirk bulaşmıştır.
Allah’tan neyi istiyorsan onu sana verir, bu veriliş de kiminin imanı artar, kiminin inkar, biri nefsi hevası için ister, diğeri de Allah için ister, aynı şeyler ile biri cenneti ve Rızasını kazanırken, diğeri de Allah’ın kahrını cehennemini hak eder. Her şeyi Allah için yaptı mı kul sonsuz özgürlüğe ulaşır.
Kuluz eksiğimiz noksanız o yüzden de geleceğe bakarken geçmişteki hata ve noksanlarımızı unutmaz isek geleceğimize ayna olacak ve bizleri kutlu sonlara hazırlayacaktır. Tarihimizdeki hatalardan aynı zamanda da bireysel olarak da geçmişteki hatalarımızdan dersler ve ibretler çıkartıp tekrar etmezsek hem devlet bazında, hem de birey bazında her zaman daha iyi ve güzeli bulacağızdır. Allah sabredenlerle beraberdir. Allah seninle beraber ise sana kim galip gelebilir ki, bu sabrın sonunda Ferhat olup dağları delmek basit işler kalır, çünkü sen nefsini terbiye edip yere sermişsindir. Zalimlerden ve münafıklardan başkasına art niyet beslenilmez, bu iki sınıfın haricinde haricindekiler, ya dinde kardeşimizdir, ya da yaratılışta eşitimizdir, diğer türlü art niyetimiz akibetimizi berbat etmeye yeterlidir.
İnsanoğlu fıtrat olarak iyiye, güzele, doğruya ve adalete meyilli olarak yaratılmıştır. Çünkü Rabbimiz bizi cennete uyumlu yaratmıştır. Ama şeytan gözlüğünü takınca insanın olaylara bakışı değişiyor fıtrat ve ayar bozuluyor, şeytan gözlüğü çıktığı anda nefsine uymaz ise sıratı müstakim üzerine olabiliyor. Rabbimiz bizleri yer yüzünün halifesi olarak yaratmış bunun farkına varıp Adil Düzen kurmak için çalışmaz isek şeytana uşak olur çıkarız eşrefi mahlukattan esfelesefiline yuvarlanırız. Nefsimizi yenip Allah’ımıza kul olmaz isek bu seferde şeytanın ve nefsin elinde oyuncak olup çıkarız, çünkü kainat boşluk kabul etmez, ya o taraftasın, ya da bu taraf, imanın özünde de taraf olmak vardır. Kimden yanasın…
Dünyanın en zengin insanı kanaat edip elindeki nimetleri şükreden kimsedir. Bu dünyada zenginliğin sınırı yoktur, ne kadar kanaat ve şükür ehli isen o kadar zengin, mutlu ve huzurlu ama buradan şu anlaşılmasın bu bozuk dünya düzenine tam teslimiyet anlaşılmasın, kanaat ehliyiz ama köle değiliz.
Ömür sermayesi yaz sıcağında eriyip giden buz misali tekrar gelmemek üzere erimektedir. Anlarımızın içini ne kadar güzellik ve iyilikler ile doldurursak o kadar kardayız, diğer türlü hüsrandayız birde, birde kötülük ve yanlış işler ile doldurursak o zaman vay halimize… Günde en az yüz kere tevbe istiğfar eden bir Peygamberin ümmetiyiz, o zaman bizlerin heran tevbe halinde bulunmamız lazım, yani bir an bile gaflete düşmememiz gerekir. Eksiğiz noksanız hata yapmaya müsaitiz o zamanda hemen tevbe edip aynı hatalara geri dönüş yapmamak için büyük bir çaba ve gayret içinde olmalıyız.
Tam özgürlük O’na tam teslimiyetten geçer, O’na ne kadar teslimsin o kadar özgürsündür. İman ve ahlaktan uzaksan, erdemli ve tedbirli olamıyorsan ölüver gitsin…
Hepimizin gönlüne ayna olan bu şiir için Muhterem Hocama sonsuz teşekkürler.
ÖLÜMÜ ÖLDÜRENLERDEN OLMAK!
Ey nefsim, çek yakamdan elini
İnatlaşıp, cehennem narına itme beni
Süslü gösterip, dünyanın pisliğini
Kapılırsam bitirirsin, ömür sermayemi
Tövbesiz geceler, zarar ziyan
Artık yeter, gafletten uyan
Yok mu, şu, ikâzları duyan
İnsana olurmuş, ölümü ayan..
Ölümü öldürenlerden olmak
Gerektirir, şuurla yoluna bakmak
Halâ gerçeği görmeyen ahmak
Bak, ölüme kaldı ramak..
Yani; ey Milli Çözümcüler! Siz herkesten daha ziyade ve daha cesaretle, Siyonist ve emperyalist merkezleri ve yerli işbirlikçilerini, yıllarca ve açıkça deşifre ve tenkit ettiğiniz halde; çok cüz’i ve geçici sıkıntılar dışında, hâlâ ayakta, hayatta ve hizmetleriniz başında iseniz; biliniz ki bu, Allah’ın çok özel inayeti ve koruyup esirgemesi sayesindeki bir mucizedir!.. Allah’ın hıfzu himayesi olmasaydı, sizi bir avuç suda boğabilirlerdi!..
Kalıcı olanı mı tercih edersiniz, geçici olanı mı? Aklınız başınızda ise kalıcı olanı geçici olana tercih ediniz. Kuşku yok ki dünya hayatı yakında son bulacak ve dönüş Allah’a olacaktır!
Ya Rabbi içimi, Senden gelen bir sevinç ve heyecanla doldur! Dünyada zaferine, ukbâda rü’yetine ulaşma azmi ve gayretiyle coştur!
Ölümsüz bir davayı sırtlandığınız zaman bedenleriniz ölür, evet, fakat ruhlarınız ölümsüz davanızla cennetinize kadar çalışmaya devam edip durur!.
yarabbi bizleri milli çözüm istikametinden ayırma
.
Kuran-ı Azimüşşan ile beslenmenin ne güzel faydaları olacağını öğrendik. Adeta Mü’minun suresi 3. Ayeti kerimesinin kısa bir tefsiri gibi yazılmış bu şiirden ders alabilmeyi; başta sigara, alkol, ahlâksız yayınlar, sosyal medya bağımlığı gibi şeytani hallerden kurtulabilmeyi Mevlâ nasip eylesin. Amin.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,
(Öyle mü’minler ki) Onlar lağviyattan (boş sözlerden ve nahoş işlerden, ömür ve gönül çürütücü ekran seyirlerinden) yüz çevirenler (hayırlı ve ihtiyaç karşılayıcı eylemlere yönelenler)dir. (Bütün okullarda, devlet kurumlarında, özel girişim ortamlarında, televizyon ve internet yayınlarında; yararsız, ayarsız ve hayâsız program ve davranışlardan vazgeçerek, her türlü gereksiz ve erdemsiz tavırlara, beyin ve vakit israfına muarız olup=itiraz edip bunlara muhalefete ve mücadeleye girişen, böylece verimli bir üretim sürecini ve sistemini gerçekleştirenlerdir.)
www.mealikerim.com
ÖZGÜRLÜK VARKEN!
HOCAMIZ UYARMASA KİM BİLİR NE HALDE İDİK!
YOLUMUZA IŞIK TUTTU ,KARANLIK YÜZÜ GÖRMEDİK!
RABBİM SİZE SAĞLIK VERSİN ,CİHAD EHLİ OLALIM!
BAĞLILIK KADAR TUTSAKSIN,BIRAKTIĞIN KADAR ÖZGÜR!
NEFİS İNSANI ANCAK TUTSAK EDER ,HAPSEDER!
NE ÇEKERSE İNSAN BU BAĞIMLILIKTAN ÇEKER!
ZALİME ARKA ÇIKANLAR İKİ CİHANDA ÇEKECEKLER!
BAĞLILIK KADAR TUTSAKSIN,BIRAKTIĞIN KADAR ÖZGÜR!
Binlerce kitap okusak bu şiir kadar şuur katamaz insana. Rabbim nimetin şükrünü bilenlerden eylesin, nankörlük ettirmesin. Amin.
Hakka bağlılık Hakta hizalanmaktır. Tüm sınırlarını Hakkın hudutlarına göre çizmektir. Nefsini yorup, yontup olgunlaşmaktır. Kişi nefsiyle mücadele edebildiği kadar mücahittir. İşte böyle bir mücadeleye tutunmak gerçek aşktır. Sevdiğin kadar tutsaksın, vazgeçtiğin kadar özgür…
Kişi sadece kolayına geleni yaparsa, bundan ne olur canım derse ve her türlü bağımlılıklarına saplanır kalırsa pişemez, ham kalır. İşte o zaman bağlılık kadar tutsaksın, bıraktığın kadar özgür…
Tüm nefsi dürtüleri dizginlemek ve yanlız Hakka gönül vermek, ona güvenmek gerçek özgürlüktür. Şiirdeki öğütler çok değerli. Allah razı olsun.
*Nefsi dürtünü zayıflat, vicdan iraden ise gür
*Ya nefsini dizginlersin, ya da olur sana çöğür2
*Nefsini düşman bilerek, cephe açmak cesarettir
Nefse asla güven olmaz, çünkü nefis azgın öğür3
*Kimi haset hıyanetin, kin ve nefretin esiri
Neye yarar sinir öfke, hep çevrene bağır böğür4
*Sabru sebat eyleyenler, dağı delen Ferhat olur
Dikkatle tarihte yürü, ibret ve hikmetle iz sür
*Rabbe halife olmazsan, halkı nasıl saracaksın
Çıkar İblis gözlüğünü; artık şaşı bakma, düz gör
*En kıymetli sermayemiz, ömür hızla elden çıkar
Bil huzur kanaattedir, her nimete eyle şükür
*Yalnız Hakka gönül ver ki, O’na güven hürriyettir
İmandan ahlâktan uzak, tehlikeli zürriyettir
Halklar Hak’ta halkalansın, işte bu cumhuriyettir
Ya erdemli tedbirli ol, ya korona olup öksür
Bağlılık kadar tutsaksın, bıraktığın kadar özgür…
Davaya sadakatin oranı sevdiklerimizden, bağımlıklarımızdan vaz geçebildiğimiz oranındadır. Nefisten, parandan, masandan, kasadan, hıyanetten, kinden… bağımlılıklardan “Hak dava” için vazgeçtiğimiz kadar bizi esir eden zincirlerden kurtulmuş oluruz.
Nefis terbiye edilmezse çöğür (sert ve iri diken) olur. Haktan ve Hakkın tercümanından ayıran her muhabbet, kibir, riya, gaflet, şehvet, bilgiçlik, bağımlıklar O’na Hakikate varmamıza engel olan zincirler/esaretlerdir.
Sen kokmayan gülü neyleyim,
Neyleyim sensiz baharı?
(Neyleyim seni anlatmayan sözü)
Sen doğmayan günü neyleyim,
Neyleyim sensiz ben dünyayı?
Senin tenine değmeden gelen yağmuru istemem,
meltemi istemem.
Seni parlayacaksa parlasın yıldızlar,
Sana yanmayan yıldızı semalarda istemem.
Bülbüller söyleyecekse seni söylesin,
Senden okumayan bülbül olsa dinlemem.
(Senin göstermediğin yolu istemem)
Özlemim sen olacaksan yansın yüreğim,
Sılası sen olmayan gurbeti istemem, vatanı istemem.
Bir ateş yakacaksa beni kalbimden,
Senin aşkının ateşi yaksın,
Senden gayrı başka bir aşkla kül olursa kalbim,
Bu kalbi istemem, ateşi istemem, koru istemem.
Seni göremediğim vahalar bedevilerin olsun,
Ben senin çölünü isterim, suyu istemem.
Sana çıkacaksa durmaz yürürüm,
Sonu sen çıkmayan yönü istemem, yolu istemem.
Ben gönüllü bir köleyim, kulağımda küpem.
Kalbini fethedecekse geçerim bin Sina’yı birden.
(Kapında kıtmirliğin yerine krallığı istemem)
Yoksa neyime?
Bu fethi istemem, Mısır’ı istemem, cihanı istemem.
Yoksa gül yüzünü güldürmeyen sultanlığı istemem, İstanbul’u istemem.
(Ak olmayan bir gülü istemem)
Ben bir garip yunusum, yazdığım sensin, yandığım sen.
Senden gayrı bir aşka ben kalemi istemem, kâğıdı istemem.
Ben senin ümmetinim, sensin benim efendim.
Senden gayrı, senden başka efendi istemem, sevgili istemem, istemem
“BAĞIMLILIK ESARETTİR, BIRAKABİLMEKSE ÖZGÜRLÜK” isimli şiirimiz de bir tevafuk eseri olarak 9 Şubat tarihinde yayınlanmıştır. 9 Şubat tarihi ise, ülkemizde ve dünyada en yaygın bağımlılık olan sigarayı bırakma günü olarak belirlenmiştir…
Hâlâ bir şeylerin olması için vesile arayanlar var ise bundan daha iyi bir işaret, vesile bulmazlar…
Yaşamış, deneyimlemiş bir kardeşiniz olarak benden de nacizane bir tavsiye, sigarayı azalttım, elektronik sigaraya geçtim, nikotin bandı taktım…. Gibi denemeler maalesef başarılı olamıyor, Lafın özü “Sigarayı azaltarak bırakamazsınız, ancak aniden kesip iradenizle bu bağımlılıktan kurtulabilirsiniz….”
Tüm zararlı bağımlılıklarımızdan kurtulmak dua ve niyetiyle…
Zira;
“Bağlılık kadar tutsaksın, bıraktığın kadar özgür…”
9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü
9 Şubat tarihi, toplumda sağlıklı yaşam bilincini geliştirmek, tütün kullanımı ve zararları konusunda farkındalık oluşturmak, tütün ürünü kullananlara bırakmaları yönünde teşvik etmek amacıyla ülkemizde “Sigarayı Bırakma Günü” olarak kutlanmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 1,3 milyar kişi tütün ürünü kullanmaktadır. Tütün ürünü kullananların %80’i, genellikle yoğun tütün endüstrisi müdahalesi ve pazarlamasının hedefi olan düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır. Bu ülkeler aynı zamanda tütün ürünü kullanımına bağlı hastalık ve ölüm yükünün de en yüksek olduğu ülkelerdir. Tütün ürünü kullanımı, hane halkı harcamalarını, gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlardan tütün ürünlerine yönlendirerek yoksullaşmaya da sebep olmaktadır. Ülkemizde 15 yaş üzeri nüfusta tütün ürünü kullanmayanlar, toplumun yaklaşık %70’ini oluşturmaktadır. Tütün ürünü kullanmayanlar, toplumun çoğunluğunu oluşturmasına rağmen, tütün ürünü kullanımının yaygınlığı ve görünürlüğü yüksektir.
Dünyada her gün 22 bin kişi olmak üzere, yılda 8 milyondan fazla kişi tütün ürünü kullanımına bağlı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybetmektedir. Bu ölümlerin 7 milyondan fazlası doğrudan tütün kullanımının sonucu iken 1,2 milyondan fazla kişi de tütün ürünü kullandığı için değil, tütün ürünü dumanına maruz kaldığı için hayatını kaybetmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre; dünyadaki çocukların yarısı tütün dumanıyla kirlenmiş havayı solumakta ve her yıl 65.000 çocuk pasif etkilenimin yol açtığı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybetmektedir. Hamilelik döneminde tütün ürünü kullanmak, bebekler için ömür boyu sürecek çeşitli sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Kısaca tütün ürünleri pasif etkilenim yoluyla, kullanmayanlar için de ölümcül zararlar vermektedir. Elektronik sigara, nargile, ısıtılmış tütün ürünleri vb. tütün ürünlerinin her türlüsü zararlıdır, içeriğindeki kanserojen maddeler sebebiyle ciddi sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. Tütün kullanımının her türü zararlıdır tütün dumanına maruz kalmanın güvenli bir düzeyi yoktur.
…
https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/haberler/9-subat-sigarayi-birakma-gunu.html
Ne zor imiş, imtihan…
Bağımlılıktan çok, niyeti düzeltmek zor imiş peder.
Günahlarında ısrar edince, bütün emekler boşa gidiyormuş meğer.
Hiçlik makamına ermezsen eğer,
Şu fani dünyanın, hangi zevki cehenneme gitmeye değer?
Şımarmaya hazır nefsime, şu geçmişini hatırlatıver.
Kıymetini bil; milyonda bir nimetin şükrünü, eda etmeye hangi ömür yeter?
92– (Ey mü’minler, sizler) Allah’a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve (içki, kumar, fal, faiz ve fuhuş gibi pis işlerden) sakının. Eğer (Hakk’tan ve hayırdan) yüz çevirirseniz bilin ki, Elçimize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir (uyarıp hatırlatma görevidir).
93- İman edenler ve salih ameller işleyenler için; (Allah’tan) korkup (küfür, zulüm ve kötülükten) sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları, sonra (ayakları kaysa bile tekrar Allah’tan) korkup (O’na itiraz ve isyandan) sakındıkları ve (tekrar) iman edip durdukları ve (ardından yeniden nefsi ve şeytani dürtülere kapıldıktan) sonra (yine hürmet ve samimiyetle) korkup (Allah’ın gazabından) sakındıkları ve (ihsan ve cihad ehli olarak) iyilik (ve istikamet) üzere bulundukları takdirde, (yasaklanmadan önce) tattıkları (ve bulaştıkları kötülükler) dolayısıyla kendilerine bir sorumluluk yoktur. Allah muhsinleri (mesuliyetlerini dikkatle yerine getiren iyilik ehlini) sevendir. (Samimiyetle tevbe edip iman ettikten sonra, önceki cahiliye sürecinde ve sisteminde işlenen kötülükler affedilecektir.)
Âl’i İmran Suresi 92,93
Neye olursa olsun bağımlılıklarımız bizi köleleştiren bir zincirdir; asıl özgürlük ise nefsin ve dünya bağlarının esaretinden kurtulmakla elde edilecektir. Tabi bunu bilmek yetmez, yeterli gayreti de göstermek gerekir
Bağımlıysan ne nefsine, ne de dünyaya hükmedersin,
Vazgeçmeyi öğren ki, kalbin huzurla serpilsin.
Sevgi, şehvet, mal peşinde kaybolan hayat değil,
Hak’ka bağlan ki, ruhun gerçek özgürlüğü öğrensin…
***
Şiiri okuyunca Üstad Ahmet Akgül Hocamızdan işittiğim şu söz kulağımda çınlanır;
*Der tarîk-ı lâzım âmed çâr terk: Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk…*
Bu dört terk, Allah’a ulaşmada nefsin en büyük engellerini aşmayı öğütler. Kulun, ruhen kemale ermesi ve Allah’a yakınlaşması için terk etmesi gereken dört temel bağlılık.. Anlamları şöyledir:
1. Terk-i dünya: Dünyaya aşırı bağlanmayı terk etmek. Mal, mülk, makam ve geçici zevklere olan tutkudan uzaklaşmak demektir.
2. Terk-i ukbâ: Ahirete bile beklentiyle bağlanmayı terk etmek. Cennet arzusuyla değil, sadece Allah rızası için ibadet etmek anlamına gelir.
3. Terk-i hestî: Kendi varlığını, egosunu ve nefsini terk etmek. “Ben” duygusunu aşıp, kendini Hakk’a teslim etmek anlamındadır.
4. Terk-i terk: Bu terk etme haline bile bağlanmayı terk etmek. Yani, yapılan ibadet ve manevi gayretlerle gururlanmayı veya bunlara anlam yüklemeyi bırakmaktır. Tam bir yokluk ve teslimiyet halidir.
YA RABBİ, NEFSİNİ TERBİYE EDEBİLENLERDEN EYLE BİZLERİ, TÜM AMACIMIZ TÜM BAĞIMLILIĞIMIZ SADECE RABBİMİZİN RIZASINI KAZANMAK OLSUN. ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZA LAYIK TALEBE OLMAYI, SIKI VE SAĞLAM YOL ARKADAŞI OLABİLMEYİ NASİP EYLE. AMİN.
Şems Suresi
7-(İnsan olarak yaratılan her) Nefse ve ona ‘bir düzen içinde biçim verene.’
8-Sonra da (her nefse) fücurunu (imani ve ahlâki düşüklüklerini) ve takvasını (küfür ve kötülükten sakınma çarelerini) ilham edip (öğreten yüce Rabbe yemin olsun ki)
9-Onu (nefsinin kötü arzu ve alışkanlıklarını) temizleyip terbiye eden felaha (huzura ve kurtuluşa) erişmiştir.
10-Ve onu (nefsini ve kötülüklerini) sarıp örten (kirli niyetini ve mel’ânetini gizleyip riyakârlık eden ve kendini günah kirlerine gömen) de yıkıma (fitneye ve felakete) sürüklenmiştir.
https://www.mealikerim.com/91/sems/10
● Kendi nefsini gören, Rabbini görmez; derdini bilen ise dermansız ölmez. Sadece kendisini düşünen, ailesini ve çevresini küçümseyen kimseler, asla mutluluğun tadına eremez.
ÜSTAD AHMET AKGÜL
Kendini yenemeyen, rakibini yenemez… Nefsini aşabilen engellerin hepsini aşabilir. Siyaset (idare etme sanatı) bilmeyen, riyaset (başkanlık) yürütemez.
ÜSTAD AHMET AKGÜL
“Bütün putların anası, nefistir
Münafık; nefs zindanında hapistir
Her süslüye, hoş sözlüye aldanma
Dışı güzel ama, içi habistir!”
ÜSTAD AHMET AKGÜL