İSRAİL’İN TIKANIŞI
VE İNSANLIĞIN UYANIŞI
- Ahmet AKGÜL
İSRAİL’İN TIKANIŞI VE İNSANLIĞIN UYANIŞI
İSRAİL’İN TIKANIŞI
VE İNSANLIĞIN UYANIŞI
Asıl Hedefte Türkiye Vardır!
İsrail, 7 Ekim 2023’ten bu yana Filistin’e yönelik alçak saldırılarına rağmen, tükenip tıkanmaya başlamıştı. Bu arada E. Tuğgeneral Naim Babüroğlu, “Yüzyılın projesinin ayak sesleri” başlıklı yazısında, ABD’nin adım adım sinsi ve Siyonist Türkiye planını işlemeye başladığını yazmıştı. “İsrail’in başlattığı uluslararası hukuka aykırı ve insanlık suçlarıyla dolu yıkıcı saldırılar giderek artmaktaydı. İsrail’in hedefi sadece Gazze sanılmasındı. İsrail Başbakanı Netanyahu hedeflerini şöyle açıklamıştı: “Bu uzun bir savaştır, Orta Doğu’yu yeniden şekillendirmeden bırakmayacağız!”
İsrail’in, Filistin ve Gazze üzerinden başlattığı savaş suçlarıyla dolu saldırısı, ABD ve İsrail’in Orta Doğu’yu yeniden şekillendirme hedefi için sadece bir halkadır. Türkiye’miz de bu Siyonistlerin hedefleri arasındadır. İsrail’i engelleyebilecek bazı ülkeler vardı: Irak, Suriye ve Libya… Bu ülkeler, Arap ülkelerinin de desteğiyle ABD tarafından parçalandı. ABD’nin etkili eski Dışişleri Bakanı Kissinger 2014 yılında, Amerikan NPR radyosuna verdiği demeçte, “1919-1920 yıllarında yapılan ittifaklarla kurulan ulusal sınırlar bir bütün olarak yıkılmalıdır” çağrısı yapmıştı. Böylece, Doğu Akdeniz’e çıkışı olan bir Kürdistan devleti amaçlanmıştı. AKP iktidarlarının da gaflet katkısıyla maalesef kısmen başarıldı. Sevr Antlaşması’nda yer alan, fakat 100 yıl önce Kahraman Kadro tarafından çöpe atılan Siyonist proje, tüm hızıyla uygulanma aşamasındadır.
Türkiye, maalesef dünyada en fazla göçmeni barındıran ülke konumundadır. 6 Şubat 2023 deprem felaketi de, sınır kentlerindeki Türk vatandaşlarının göçüne yol açmıştır. ABD, bunu bir fırsat olarak görüp Yüzyılın Projesi’ni hızlandırmıştı. Kissinger’ın dediği gibi, Yüzyılın Projesi’nin sonuna yaklaşılmıştır. Akdeniz’e açılan bir Kürdistan maalesef hazırdır. Ve bugün: Irak, Suriye, Libya parçalanmıştır. Filistin dağıtılmıştır. ABD Projesi’ne göre sırada, İran ve Türkiye vardır.
Ama İsrail, iyice sıkışıp bocalamaya başlamıştı!
HAMAS yöneticilerinden Usame Hamdan, Gazze’de 3 İsrailli esiri “yanlışlıkla” öldüren Netanyahu hükümetinin stratejik yenilgiden taktiksel yenilgiye geçtiğini açıklamıştı. HAMAS, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılar tamamen durmadığı sürece esir takası konusunda herhangi bir müzakere sürecine girmeyeceklerini hatırlatmıştı. Hamdan, Lübnan’ın Başkenti Beyrut’ta basın toplantısı yapmıştı. İsrail güçlerinin HAMAS’ın elindeki 3 İsrailli esiri “yanlışlıkla” öldürmesine değinen ve esir ailelerine seslenen Hamdan, “Başbakan Binyamin Netanyahu ve hükümetinin maceracılığı yüzünden esirleri asla canlı olarak kurtaramayabilirsiniz” diye uyarmıştı. Ayrıca “İsrailli esirlerin öldürülmesiyle ilgili basında yer alan bilgiler, ordunun yenilgiden yenilgiye uğradığını, stratejik yenilgiden taktiksel yenilgiye geçmeye başladığını ve Gazze’de kendi oluşturdukları bataklığa gittikçe daha çok saplandığını da” vurgulamıştı.
“Esirler Ancak Savaş Bitince Serbest Kalabilir!” Çıkışı…
HAMAS, İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları tamamen durmadığı sürece esir takası konusunda herhangi bir müzakere sürecine girmeyeceklerini açıklamıştı. HAMAS’tan yapılan yazılı açıklamada, “HAMAS, halkımıza karşı saldırılar tamamen durmadığı sürece esir takası konusunda herhangi bir müzakere sürecini açmayacağı yönündeki tutumunu teyit ediyor” ifadeleri kullanılmıştı. Açıklamada, HAMAS’ın söz konusu tutumunu, tüm arabuluculara ilettiği aktarılmıştı. Hamdan, İsrailli esirlerin ancak savaş sona erdikten sonra ve Filistinlilerin belirleyeceği şartlarla yapılacak bir takas anlaşmasıyla canlı kurtarılabileceğini tekrarlamıştı.
ABD’nin Kızıldeniz’de çaresizlik itirafı!
Kızıldeniz’de hareket eden ABD, İngiltere ve AB ülkesi gemilere saldıran Yemen’deki Husi’ler yüzünden, Batılı müttefiklerine ortak dayanışma çağrısı yapan Amerika iyice sıkışmıştı. Hindistan kâfirinin bunlara desteği de işe yaramayacaktı. Öyle anlaşılıyor ki ABD, “Kızıldeniz’de ve Basra Körfezi’nde ticaret gemilerimiz tehdit ediliyor” gerekçesiyle İran’a ve Yemen’e saldırı için bir bahane aramaktaydı. Ancak İran’a yönelik bir saldırı 3. Dünya Savaşı’na yol açacaktı. Bu arada ABD, Avrupa ülkelerine: “Süveyş ve Kızıldeniz yolu tıkanırsa, Afrika’yı dolaşıp Ümit Burnu’ndan Körfez’e ve Güney Asya ülkelerine ulaşmak, yolu 3 misli uzatacak ve gıda fiyatları katbekat artacaktır” mesajını da vermeye çalışmaktaydı.
İnsanlık Siyonizm’e karşı uyanmaya başlamıştı; dünya genelinde Filistin’e destek yürüyüşleri yoğunlaşmıştı!
İsveçli müzik grubu Kofia’nın ‘Leve Palestina’ şarkısı, Filistin davasının marşı ve Siyonizm’e karşı bir haykırış olarak uluslararası meydanlarda milyonların kalbini kazanmıştı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının başlamasından bu yana Kofia grubunun tüm dünyada popülerleşen ve Filistin yanlısı protestoların simgesi haline gelen George Totari’nin yazdığı “Leve Palestina, Krossa Sionismen” (Çok yaşa Filistin, kahrolsun Siyonizm) şarkısı, bir marş gibi tüm dünyaya yayılmıştı.
Dünyanın doğusundan batısına kadar farklı milletler, Siyonist rejim saldırılarının hedefi olan Filistin’e destek yürüyüşleri başlatmışlardı. Siyonist rejimin Gazze Şeridi’ndeki saldırıları yoğunlaşırken, dünya genelinde milyonlarca gösterici, Filistin’e destek için sokaklara çıkmışlardı. 2023 İsrail-Hamas Savaşı dünya çapında protestolara, gösterilere ve nöbetlere yol açmıştı. Bu etkinlikler; ateşkes talepleri, ablukanın sona erdirilmesi, İsrailli rehinelerin geri verilmesi, savaş suçlarının protesto edilmesi ve Gazze’ye insani yardımın engellenmemesi gibi çatışmayla ilgili çeşitli konulara odaklanmıştı. İsrail’in Gazze’deki eylemlerine karşı protestolar, özellikle El-Ahli Arap Hastanesi’ndeki patlamanın ardından, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da oldukça büyük boyutlara ulaşmıştı. Savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana (Ocak 2024) ölü sayısı 20 bini, yaralılar 60 bini aşmıştı.
Maalesef bazı Avrupa ülkelerinde Filistin’e ve Filistin davasına kamuoyu desteği suç sayılmış; Fransa, Almanya, Birleşik Krallık ve Macaristan gibi ülkeler Filistin yanlısı siyasi söylemleri kısıtlamıştır. Almanya; bağış toplanmasını, Filistin bayrağının asılmasını ve kefiye giyilmesini yasaklamıştı. Çatışma, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki İsrail ve ABD elçiliklerinde büyük protestolara yol açmıştı.
İsrail’de bile yerel protestolar yoğunlaşmıştı.
İsrail’deki İsrail vatandaşları savaş politikalarıyla ilgili kamusal protestolara katılmaktaydı. İsrail’deki savaş karşıtı Yahudi aktivistler, aşırı sağcı çeteler tarafından hedef alınmıştı. Arap İsrailliler, ifade özgürlüğüne yönelik bir baskı olduğunu ve bireylerin sosyal medya paylaşımları ve beğenileri nedeniyle tutuklandığını vurgulamıştı.
ABD: 14 Kasım’da Washington, DC’de İsrail’e destek mitingi yapılmıştı.
Saldırıdan sonraki on gün içinde ABD’de konuyla ilgili 400’den fazla protesto ve nöbet düzenlendi. Tahminen 180.000 gösterici ve protestocu vardı ve İsrail ve Filistinlilerle ilgili etkinliklere katılanların sayısı aşağı yukarı eşitti. ABD’li seçilmiş yetkililer, ezici bir çoğunlukla İsrail’i destekleyen etkinliklere daha fazla katıldı. Tüm savaş karşıtı protestoların tahminen üçte biri, zaman zaman şiddete başvuran karşı protestocularla karşılaştı.
Demokrat temsilcilerin Kongre çalışanları, temsilcilerinden ateşkesi desteklemelerini talep eden seçmenlerden, çok sayıda telefon ve e-posta aldıklarını açıklamıştı. 4 Kasım 2023 tarihinde Washington, DC’deki National Mall’da, Washington’a Ulusal Yürüyüş (Özgür Filistin Yürüyüşü) yapıldı.
ABD’nin başkenti Washington’da bulunan Beyaz Saray çevresinde toplanan çok sayıda kişi, Filistin’e destek gösterisi yapmıştı. Göstericiler, kefenlenmiş sembolik çocuk cenazeleri dizerek İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto edip ayrılmıştı.
ABD’nin başkenti Washington’daki Howard Üniversitesi’nde de öğrenciler, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto yürüyüşüne katılmışlardı. ABD’nin Los Angeles kentinde gençler, yüzlerce kişiyi Filistin’e destek için buluşturmuşlardı. Kaliforniya eyaletine bağlı Los Angeles kentinde gençlerin önderliğinde çok sayıda kişi Filistin’e destek gösterisi için bir araya toplanmıştı.
Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde Times Meydanı’nda Filistin’e destek gösterisi yapılmıştı. New York bölgesinde faaliyet gösteren Filistin destekçisi sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından “Filistin için herkes dışarı” çağrısıyla yapılan gösteriye binlerce kişi katılmıştı. “Filistin’e özgürlük!” sloganı atan göstericiler, ellerinde “Filistin’e destek, işgale son!”, “Direniş haklıdır!”, “Apartheid İsrail’e ABD yardımlarını kesin!” yazılı pankartlar taşımıştı.
AVRUPA
Arnavutluk: 20 Ekim’de başkent Tiran’daki Skanderbeg Meydanı’nda Filistin ve Filistin halkına destek amacıyla bir miting yapıldı. Protestocular, İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını kınadı ve Filistin’deki İsrail işgalinin sona erdirilmesi ve iki devletli çözümün uygulanması çağrısında bulunmuşlardı.
Bosna Hersek: 22 Ekim’de binlerce kişi Saraybosna’da Gazze’ye destek için yürüdü ve 1995’te 8.000 Müslüman erkek ve çocuğun katledilmesine atıfta bulunarak “Dün Srebrenitsa, bugün Gazze” sloganları attı.
Fransa: Halid Meşal’in “öfke günü” çağrısına tepki olarak hükümet, Filistin yanlısı gösterileri yasaklamıştı. Ancak 12 Ekim gecesi polis, Paris’te yasaklanan Filistin yanlısı bir mitingi dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullandı. Aynı gün Fransız Yahudi Kurumları Temsil Konseyi İsrail yanlısı bir miting düzenledi. Bunun sonucunda Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron; vatandaşları, çatışmayı eve taşımaktan kaçınmaya çağırdı.
12 Kasım’da Paris’te 100.000’den fazla kişi antisemitizme karşı yürüdü. Dönemin Başbakanı Élisabeth Borne, Fransa parlamentosunun alt ve üst kanadının başkanları, eski Cumhurbaşkanları François Hollande ve Nicolas Sarkozy ile önde gelen birçok siyasetçi göstericilere katıldı. Ancak, partisinin geçmişinde antisemitizm olan aşırı sağcı ulusal Ralli lideri Marine Le Pen’in varlığı, Holokost’tan kurtulanların kızı olan Borne gibi bazı katılımcıların eleştirilerine neden oldu.
Almanya: Berlin’de yetkililer, Filistin yanlısı bir mitingin yapılmasını yasakladı. Ülke genelinde Gazze’nin bombalanmasını protesto eden bir dizi spontane gösteri düzenlendi ancak polis tarafından zorla dağıtıldı. Almanya bağış toplanmasını, Filistin bayrağının asılmasını ve kefiye giyilmesini de yasakladı. 22 Ekim’de Berlin’de Brandenburg Kapısı’nda İsrail yanlısı bir miting yapıldı. Gösteriye Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in yanı sıra Alman-İsrail Toplumu, ana akım siyasi partilerin çoğu, Almanya Protestan Kilisesi Konseyi, Alman Piskoposlar Konferansı, Almanya’daki Yahudilerin Merkez Konseyi, Alman Sanayi Federasyonu, Alman Sendikalar Konfederasyonu ve İsrail Büyükelçisi Ron Prosor katıldı.
Yunanistan: 12 Ekim’de 200 gösterici Atina’daki Sintagma Meydanı’nda Filistin’e dayanışma göstermek üzere toplandı. Bir gün sonra Filistinliler, Müslüman toplulukların üyeleri, sol ve anarşist gruplardan oluşan 2.000 protestocu İsrail Büyükelçiliği’ne doğru yürüyüşe geçti. 29 Ekim’de Atina’da 5.000 kişilik bir kalabalık “Gazze katliamına” son verilmesi çağrısında bulunarak gösteri yaptı.
İzlanda: Reykjavik’teki Austurvöllur’da Filistin yanlısı protestolar düzenlendi.
Birleşik Krallık (İngiltere): İsrail’in Gazze’ye yönelik karşı saldırılarının sürdüğü haftalarda, en büyüğü Londra’da olmak üzere Birleşik Krallık genelinde Filistin yanlısı bir dizi nöbet, miting ve yürüyüş yapıldı. Hukukçular, İsrail tarafından işlenen savaş suçlarına ilişkin endişelerini dile getirirken, sendikalar da hayır kurumları, kültür adamları ve dini liderler gibi ateşkes çağrılarına katıldı. İsrail’e silah tedarik eden şirketler, İsrail’i desteklediği düşünülen diğer şirketlerle birlikte boykotlar, protestolar ve ablukalarla hedef alındı.
İrlanda: İrlanda’nın Carlow, Cork, Dublin, Ennis, Galway ve Limerick gibi şehir ve kasabalarında binlerce kişi Filistin’e destek vermek ve İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ve Filistin’de devam eden işgale karşı çıkmışlardı.
İsveç: Filistin’e destek veren sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde yaklaşık 600 kişi, İsrail’in Stockholm Büyükelçiliği önünde toplandı. “İsrail’e boykot” ve “Soykırımı durdurun” yazılı pankartları açan göstericiler, “Filistin’e özgürlük!” sloganları attı.
İtalya: Filistin yanlısı binlerce gösterici Roma’da büyük bir Filistin bayrağı taşıyarak ve Filistin’i destekleyen sloganlar atarak yürüdü. 17 Kasım’da şehirde düzenlenen Filistin yanlısı bir protesto sırasında Pisa Kulesi’ne uzun bir Filistin bayrağı asıldı.
Hollanda: Bir grup öğrenci 13 Ekim’de Lahey’de Filistin’le dayanışma gösterisinde bulunmuş, bunu 15 Ekim’de Amsterdam’da düzenlenen 15.000 kişilik Filistin yanlısı protesto izlemiştir. 23 Ekim’de İsrail’in Gazze’deki eylemlerine karşı çıkan aktivistler, Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin girişini işgal ederek Binyamin Netanyahu hakkında savaş suçu işlediği iddiasıyla işlem yapılmasını talep ettiler.
Kuzey Makedonya: 20 Ekim’de Arnavut, Makedon, Türk, Boşnak ve Roman gibi farklı etnik kökenlerden vatandaşlar, Filistin halkına destek ve dayanışma göstermek amacıyla başkent Üsküp’ün eski kısmında “Katliama Sessiz Kalma!” sloganıyla bir protesto gösterisi düzenlediler.
Norveç: 14 Ekim’de binlerce Filistin yanlısı gösterici Oslo’daki Dışişleri Bakanlığı önünde protesto gösterisi düzenledi. 17 Ekim’de yaklaşık 100 Filistin yanlısı gösterici Oslo’daki İsrail Büyükelçiliği önünde “Allah-u Ekber” diye bağırarak protesto gösterisi düzenledi. 15 Ekim’de Oslo’da “Barış İçin İsrail’le” tarafından düzenlenen İsrail yanlısı gösteriye yaklaşık 500 kişi katıldı. Konuşmacılar arasında İlerleme Partisi lideri Sylvi Listhaug gibi siyasetçiler de vardı.
Portekiz: Lizbon, Portekiz’de Filistin yanlısı protesto, 29 Ekim’de yapıldı.
Romanya: 12 Ekim’de Bükreş’te Romanya Yahudi cemaati ve İsrail Büyükelçiliği tarafından İsrail yanlısı bir miting düzenlendi. Mitinge, aralarında Sağlık Bakanı Alexandru Rafila, eski Savunma Bakanı Vasile Dîncu ve muhalefet lideri George Simion’un da bulunduğu 600’den fazla kişi katıldı.
Rusya: Ekim 2023’ün sonlarında İsrail karşıtı bir güruh, Dağıstan’ın Mahaçkale kentindeki Uytaş Havaalanı’nı basarak Tel Aviv’den gelen ve içinde İsrail’den Dağıstan’a gelen Yahudi mültecilerin bulunduğunu iddia ettikleri bir uçağın inişini engellemeye çalıştı. Bu söylentiler Rus-Ukraynalı politikacı Ilya Ponomarev ile bağlantılı bir Telegram kanalı tarafından yayıldı.
Sırbistan: 13 Ekim’de Novi Pazar ve Novi Sad’da Filistin yanlısı protestolar yapıldı.
Slovenya: Ljubljana, Slovenya’da Filistin yanlısı protesto, 13 Ekim’de yaşandı.
İspanya: Filistin’e destek gösterilerine büyük katılım sağlandı. Madrid, Barselona, Bilbao, Valencia, Palencia, Toledo gibi şehirlerde düzenlenen gösterilerde İsrail, ABD ve Avrupa Birliği (AB) sert bir şekilde kınandı.
İsviçre: Filistin yanlısı göstericiler Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Ofisi önünde toplandı.
Ukrayna: Birçok Ukraynalı, 2023’te Hamas’ın İsrail’e yaptığı saldırıyı Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline benzeterek İsrail’e destek çıktı. Ukrayna’nın İsrail Büyükelçisi Mykhailo Brodskyy, Ukrayna’yı Avrupa’daki en İsrail yanlısı ülke olarak tanımladı ve Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle Ukrayna’da Kiev, Lviv, Odesa, Kharkiv ve Dnipro’da olduğu gibi toplantıların yasaklanmasına rağmen ülkede İsrail’i destekleyen mitingler ve toplantılar düzenlendiği anlaşıldı.
Buna rağmen 2 Kasım’da sol görüşlü Commons dergisi “Ukraynalı araştırmacılar, sanatçılar, siyasi ve emek aktivistleri, sivil toplum üyeleri”nin Filistinlilerle dayanışmalarını ifade eden ve İsrail’in Gazze’deki eylemlerini, İslamofobi ve antisemitizmi kınayan açık bir mektup yayımladı.
AFRİKA
Cezayir: Cezayir’de 19 Ekim’de düzenlenen protesto gösterilerinde ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail ile ilişkileri normalleştiren Arap ülkeleri, Gazze’deki şiddetin “suç ortağı” olmakla suçlandı.
Gana: Akra’da 2 Kasım’da binlerce kişinin katılımıyla Filistin için Ulusal Yürüyüş yapıldı.
Fas: 19 Kasım’da Tanca’da Filistin’i destekleyen ve Fas ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine son verilmesini talep eden protestolar yapıldı. Benzer bir protesto 26 Kasım’da Kazablanka’da da tekrarlandı.
Nijerya: Yaklaşık 50.000 protestocuyla 21 Ekim’de Lagos’taki Gani Fawehinmi Parkı’nda İslami Örgütler Konferansı tarafından düzenlenen, Filistin ile dayanışmayı ifade eden bir miting hazırlandı. Göstericiler Nijerya hükümetinden, iki devletli bir çözüme ulaşılana kadar İsrail ile diplomatik ilişkileri durdurması çağrısı yaptı.
Senegal: 4 Kasım’da Dakar’daki Büyük Cami önünde toplanan 200 protestocu Filistin bayrağı ve Gazze’deki soykırımı kınayan pankartlar taşıdı.
Güney Afrika: Cape Town’da 13 Ekim’de yüzlerce kişi İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını protesto etmek için yürüdü. Nelson Mandela’nın torunu Mandla Mandela, kalabalığa hitaben yaptığı konuşmada; Başkan Cyril Ramaphosa’yı BM Genel Kurulu’nda Filistin konusunda konuşmaya ve kriz konusunda harekete geçmeye çağırdı. 11 Kasım 2023’te Cape Town’da binlerce kişi İsrail Büyükelçisi’nin sınır dışı edilmesi ve İsrail Büyükelçiliği’nin kapatılması talebiyle yürüyüş yaptı.
Tunus: Tunus’taki Fransız Büyükelçiliği önünde toplanan binlerce kişi Batı’nın İsrail’e verdiği desteği protesto etti ve Filistinlilere karşı “Fransızlar ve Amerikalılar saldırıların ortağıdır!” şeklinde slogan attı.
ASYA
Azerbaycan’ın Duyarsızlığı!
11 Ocak 2023’te İsrail’e Büyükelçi atayan Azerbaycan, Hamas’a değil Siyonist Netanyahu’ya destek çıkmaktaydı. İsrail, Azerbaycan’ın ikinci en büyük petrol ithalatçısıdır. Hatta Azeri petrolünün İsrail’e ulaşmasında Aliyev’in gardaşı Erdoğan en büyük ve sadık aracıdır. Azerbaycan’daki CUHURA (Kafkas Yahudileri) ve Aşkenazi (Avrupa Yahudileri) Aliyev’in yakın danışmanlarıdır. 1905-1928 yıllarında kurulan PAOLEY SİON Teşkilatı, hâlâ Azerbaycan’ın derin odaklarıdır. Hayfa-Bakü Dostluk Derneği ve Aziz Azerbaycan-İsrail Cemiyeti, Azerbaycan’ın en etkin sivil kurumları arasındadır. Bunlar aynı zamanda ABD’deki Siyonist AIPAC ile irtibatlıdır. Bakü Devlet Üniversitesi’nde İBRANİCE bölümü açılmıştır. Sözün özü, Azerbaycan’ı Azerilerin değil, Hazerilerin (Yahudi asıllı hainlerin) yönettiği kesinlik kazanmıştır.
Aliyev, İsrail’le Azerbaycan ilişkilerinin görünen bu kısımlarından çok daha derin ve etkin ortaklıkları bulunduğunu açıklamıştır. İşte bu yüzden, ABD ve AB ülkelerinde ve hatta bazı Yahudiler bile İsrail aleyhine mitinglere katılırken, Azerbaycan’da İsrail’in vahşetini kınayan bir yürüyüşe rastlanmamıştır!
Afganistan: 13 Ekim’de Kabil’deki Iydgâh Camii’nde toplanan göstericiler Filistin’e desteklerini duyurmuşlardı.
Bangladeş: İslami Andolan Bangladesh aktivistleri, Dakka’daki Baitul Mukarram Ulusal Camii önünde İsrail’in Gazze’deki askeri eylemlerine karşı çıkmışlardı.
Hindistan: 13 Ekim’de üç şehirde Filistin yanlısı protestolar başladı. Haydarabad’da insanlar “Yaşasın Filistin!” ve “Gazze asla ölmeyecek!” gibi sloganlar atarken, olay yerine gelen polis, protestoyu dağıttı ve göstericileri olay yerinden uzaklaştırdı. Jammu ve Keşmir’in Budgam bölgesinde protestocular İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri aleyhine sloganlar atarken, bu sloganlardan biri de “Filistin’in yanındayız” oldu. Çok sayıda Filistin yanlısı gösterici de Delhi’de protesto gösterisi yapmak isterken gözaltına alındı. 26 Ekim’de Kerala’nın Kozhikode kentinde 200.000 kişinin katıldığı ve Hindistan Birlik Müslüman Ligi tarafından organize edilen Filistin yanlısı bir miting yapıldı.
Endonezya: 2002’deki Bali bombalamalarının zanlılarından biri olan Abu Bakar Ba’asyir Solo’daki protestolara katıldı. Filistin bayrakları taşıyan protestocularla birlikte yaptığı konuşmada “İsrail karşısında zayıf olamayız” dedi ve “Umarım bu gençler arasında (Filistin topraklarına) gönderilmeye hazır olanlar vardır” dedi. 20 Ekim’de Filistin ve Yemen Dayanışma Komitesi’nin yaklaşık 300 üyesi, Cakarta’daki ABD Büyükelçiliği önünde Filistin yanlısı bir protesto düzenledi ve daha sonra BM Ofisi’ne yürüdü. 12 Kasım’da Bekasi, Cimahi, Pekalongan, Surabaya ve Surakarta’da Filistin yanlısı mitingler yapıldı. Müslüman Dayanışma Cephesi 25 Kasım’da Bitung’da Filistin yanlısı bir miting düzenledi ve İsrail yanlısı Pasukan Manguni Makasiouw örgütü ile çatışmalara yol açtı.
Japonya: Japon Müslüman toplumu üyeleri, Tokyo’daki İsrail Büyükelçiliği önünde ellerinde pankartlarla “İsrail, teröristler!” ve “Özgür Filistin!” gibi sloganlar atarak gösteri yaptı. Kyoto’da da 19 Kasım’da gösteriler düzenlendi. 20 Kasım’da Tokyo’da yaklaşık 1.500 protestocu “Gazze’yi Kurtarmak” için ateşkes çağrısında bulunarak gösteri yaptı.
Kırgızistan: İslami bir yayınevi olan Islamskiy Zhurnal Umma tarafından finanse edilen Bişkek’teki Filistin toplumuna destek gösterilerine 300 kişi katıldı.
Malezya: İsrail’in Gazze’deki eylemlerine karşı protesto için 22 Ekim, Kuala Lumpur’da Cuma namazının ardından 1.000 Müslüman, Filistin’e destek için yürüyüşe katıldı.
Pakistan: 13 Ekim’de Cuma namazının ardından Filistin’e destek için halk toplantıları düzenlendi. Çeşitli siyasi ve dini gruplar Karaçi, Lahor, Peşaver ve Başkent İslamabad gibi büyük şehirlerde çok sayıda protesto gösterisi düzenledi. Gösterilerde Amerikan ve İsrail bayrakları yakıldı.
Filipinler: Mindanao’da, 10 Ekim’de Filistinlilerle dayanışma amacıyla Marawi’de protestolar düzenlendi. 16 Ekim’de Cotabato şehrinde düzenlenen Özgür Filistin için Bangsamoro Mitingi’ne 12.000-25.000 protestocu katıldı. Mitingde ayrıca komşu Arap ülkelerine, sınırlarını mültecilere açmaları ve ABD’ye bu konuda tarafsız bir tutum sergilemesi çağrısında bulunuldu. Marawi’deki çeşitli Moro gruplarının Gazze’deki hastane patlamasını kınadığı bir başka büyük dayanışma mitingi de 19 Ekim’de yapıldı.
Çeşitli kilise ve kuruluşlardan Filipinli Hristiyanlar, İsrail ve sivil kayıplarla dayanışma amacıyla Quezon City’deki Quezon Anıt Çemberi’nde bulunan Filipin-İsrail Dostluk İşareti’nde dua nöbeti başlattı. Filipinler Üniversitesi öğrencileri ise ateşkesi desteklemek için protesto gösterisine katıldı. Ateşkes ve İsrail’in Gazze’ye yönelik kuşatmasına son verilmesi çağrısında bulunmak üzere 25 Kasım’da Luneta’dan Manila’daki CCP Kompleksi’ne bir yürüyüş yapıldı.
Güney Kore: 17 Kasım’da Seul’deki sivil toplum grupları, Gazze, işgal altındaki Batı Şeria ve İsrail’de öldürülen masum sivillerin ölümlerini sembolize etmek üzere Bosingak Köşkü’nün önüne 2.000 çift ayakkabı bıraktı.
Sri Lanka: Protestocular “Filistin asla yalnız yürümeyeceksin!” yazılı pankartlar taşıdı.
ORTA DOĞU
Bahreyn: Duraz Camisinde ibadet edenler cuma namazı sırasında “İsrail’e ölüm!” ve “Amerika’ya ölüm!” diye haykırdı. Ardından düzenlenen yürüyüşte katılımcılar “Normalleşmeye hayır!” gibi, İsrail karşıtı sloganlar attı.
Mısır: 11 Ekim’de protestocular Filistin yanlısı sloganlar attı ve Gazeteciler Sendikası’nın Kahire’deki merkezinin önünde İsrail bayrakları yakıldı. 13 Ekim’de Cuma namazının ardından El-Ezher Camii’nde toplanan protestocular İsrail karşıtı sloganlar attı. 20 Ekim’de Refah yakınlarındaki Mısır-Gazze sınırında protestolar yapıldı. Kahire’de Tahrir Meydanı’nda düzenlenen izinsiz Filistin yanlısı gösteride 43 kişi tutuklandı. Yetkililer halkın öfke dalgasını kontrol altına almaya çalışırken on binlerce kişi Kahire ve diğer şehirlerde sokaklara taşındı.
İran: İsrail’in Gazze politikasına karşı protesto, 14 Ekim’de, Tahran’da Hamas’ı destekleyen ve İsrail’in Gazze’yi bombalamasına karşı çok sayıda miting yapıldı. Birçok gösterici, Filistin ve Hizbullah bayrakları taşıyarak İsrail karşıtı sloganlar attı. Devlet medyası bu mitingleri “Ortak bir acının çığlıkları… Siyonist rejimin (İsrail) insanlığı ayaklar altına almasının acısı” olarak sunmuşlardı.
Irak: 13 Ekim’de Bağdat’taki Kurtuluş Meydanı’nda toplanan binlerce kişi Filistin bayrakları sallayıp İsrail bayraklarını yakarken, İsrail ve Amerikan karşıtı sloganlar attı. Göstericiler ayrıca Yeşil Bölge’ye giden bir köprüde toplanırken, diğerleri Ürdün ile Trebil sınır kapısında oturma eylemi yaptı. Bağdat’taki göstericiler “Gazze’ye yardım göndermek için yollar açılana kadar” protestolarını sürdürme kararı aldı.
Ürdün: Çevik kuvvet polisi 13 Ekim’de Amman’ın dışındaki bir güvenlik kontrol noktasında Batı Şeria sınırına doğru ilerleyen Filistin yanlısı 500 göstericiyi dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı.
Lübnan: Ülke genelinde 13 Ekim’de başlayan gösterilerde protestocular Hizbullah, LCP ve SSNP bayrakları taşıyarak Filistin yanlısı sloganlar attı. El-Ehli Arap Hastanesi’ndeki patlamanın ardından göstericiler, ülkelerinin İsrail’e verdiği destek nedeniyle Beyrut’taki ABD ve Fransa Büyükelçiliklerinin önünde toplandı.
Umman: ABD diplomatik yetkilileri 19 ve 20 Ekim tarihlerinde Maskat’ta protesto çağrıları yapıldığını açıkladı.
Suriye: Şam’da, Yermuk kampındaki Filistinliler, Gazze’deki yurttaşlarına destek için bir araya toplandı.
Türkiye: Milli Görüşçülerin mitinginden sonra 13 Ekim’de binlerce gösterici Filistinlilerle dayanışmak için İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda toplandı. 6 Kasım’da Ankara’daki protestocular ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın ziyaretini protesto ederek “Katil Blinken, Türkiye’den defol!” ve “Soykırıma hayır!” yazılı pankartlar taşıdılar.
Yemen: Husilerin kontrolündeki Sana’da göstericiler hem Yemen hem de Filistin bayrakları sallayarak “Amerika’ya ölüm” ve “İsrail’e ölüm” sloganları attı.
KUZEY AMERİKA
Kanada: 28 Ekim’de Toronto’da Filistin’e destek mitingi yapıldı.
Hamas saldırısından üç gün sonra Toronto’da aralarında Milletvekili Melissa Lantsman ve Toronto Belediye Başkanı Olivia Chow’un da bulunduğu 15.000 kişinin katıldığı İsrail yanlısı büyük bir miting yapıldı. Ottawa, Montreal, Edmonton, Calgary, Toronto, Windsor ve Vancouver gibi büyük şehirlerde de Filistin yanlısı mitingler hazırlandı. 30 Ekim’de Independent Jewish Voices, aralarında Dışişleri Bakanı Melanie Joly’nin ofisinin de bulunduğu 17 Kanadalı siyasetçinin ofisinde ateşkes talebiyle oturma eylemi yapıldı. 12 Kasım’da Toronto’da düzenlenen İsrail yanlısı mitinge sade 2.000 kişilik küçük bir kalabalık katıldı. 15 Kasım’da protestocular Vancouver’daki bir restoranda Başbakan Justin Trudeau’ya “Elinizde kan var” diyerek sataştı. Saskatchewan Yasama Meclisi ateşkes çağrısında bulunan protestocular tarafından kesintiye uğratıldı.
Küba: 23 Kasım’da Havana’daki Paseo del Prado’da Filistin davasıyla dayanışma amacıyla düzenlenen yürüyüşe, etkinliğe kefiye giyerek katılan Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel, Başbakan Manuel Marrero, Dışişleri Bakanı Bruno Rodríguez Parrilla ve bir iş birliği programı kapsamında Küba’da bulunan birkaç Filistinli tıp öğrencisi de dahil olmak üzere binlerce kişi katıldı. Gösteriden önce José Martí Anıtı’na Filistin bayrağının renkleri yansıtıldı.
Meksika: Önce 15 Ekim’de Mexico City’de 3.000’den fazla kişi İsrail ile dayanışma için bir araya toplandı. Ardından Filistin destekçileri Mexico City’deki İsrail elçiliğinde toplandı. 5 Kasım’da binlerce kişi, Mexico City’de Bağımsızlık Meleği anıtından Zócalo’ya kadar “İsrail ile bağları kopar, kopar!” ve “Bu bir savaş değil, soykırımdır!” sloganları attı.
Avustralya: 9 Ekim gecesi Sydney’de düzenlenen Filistin yanlısı bir mitinge katılan yaklaşık 1.000 protestocu, Avustralya hükümetini İsrail’e verdiği desteği sona erdirmeye çağırdı. Protestocular, şehrin merkezi iş bölgesinden geçerek İsrail bayrağının renkleriyle ışıklandırılmış olan Sidney Opera Binası’na doğru yürüyüş yapmıştı. 11 Ekim’de binlerce kişi Sidney’de düzenlenen ve bazı hükümet yetkililerinin de katıldığı İsrail’e destek nöbetinde bir araya toplandı. 20 Ekim’de Filistin yanlısı göstericiler Pine Gap, Kuzey Bölgesi’ndeki ABD casus üssünün girişini kapatarak Gazze’de ateşkes çağrısında bulunmuşlardı.
Cook Adaları: 8 Kasım’da, 2023 Pasifik Adaları Forumu toplantısı sırasında Avarua’daki Ulusal Oditoryum’un dışında toplanan küçük bir protestocu grubu, Gazze’de Filistinli çocukların öldürülmesine son verilmesi çağrısında bulunmuşlardı.
Yeni Zelanda: 15 Ekim’de Auckland Savaş Anıtı Müzesi’nde, İsrail ve “terörist saldırılardan” etkilenen sivillerle dayanışmayı ifade etmek üzere İsrail bayrağı renklerinde bir ışık gösterisi yapıldı. Buna karşılık yaklaşık 100 Filistinli destekçi, müzenin dışında toplanarak ışıkları ceket ve bayraklarla kapattı. 29 Ekim’de İsrail yanlısı protestocular Yeni Zelanda genelinde mitingler ayarladı. Auckland’ın Aotea Meydanı’nda bir kalabalık, Gazze’deki İsrailli rehinelerin serbest bırakılması çağrısı yaptı. 11 Kasım’da yaklaşık 300 Filistinli dayanışma protestocusu Dunedin’deki Museum Reserve’den Octagon’a yürüdü. Bazı protestocular Filistin ve Tino Rangatiratanga bayrakları da taşıdı.
GÜNEY AMERİKA
Arjantin: Buenos Aires’te 9 Ekim tarihinde Belediye Başkanı Horacio Rodríguez Larreta ve Başkan Adayı Patricia Bullrich’in de katıldığı İsrail yanlısı bir miting yapılmıştı.
Brezilya: Gazze’deki savaşa karşı 10 Ekim’de, Filistin toplumu üyeleri Brasilia’daki Ulusal Müze önünde protesto gösterisi yaptı. 15 Ekim’de İsrail toplumu üyeleri Copacabana, Rio de Janeiro’da bir gösteri hazırladı.
Şili: Filistin topraklarındaki hastanelere bağış toplamak ve Gazze’deki sivillerle dayanışmayı ifade etmek amacıyla 25 Ekim’de Santiago’daki Padre Hurtado Parkı’nda bir yardım konseri yapıldı.
Uruguay: 10 Ekim günü Punta del Este’de yaklaşık bin kişi İsrail’e destek gösterisine katıldı. Gösteriye Maldonado Departmanı Başkanı Enrique Antía ve diğer dinlerin temsilcileri de katıldı. Ayrıca La Mano, İsrail bayrağının renkleriyle ışıklandırıldı. Uruguay Yahudi toplumunun farklı örgütleri tarafından “terörizme karşı” çağrısı yapılan mitinge, aralarında Başkan Yardımcısı Beatriz Argimón’un da bulunduğu çok sayıda hükümet yetkilisi katıldı.
Venezuela: Caracas’ta protestocular Filistin ile dayanışma göstermek için bir araya toplandı.

Firavun ve yardakçılarının çabaları, Dünyanın uyanışına engel olamamıştı!
Siyonistler; dünya üzerinde satın aldıkları ve işbaşına getirdikleri hükümetler, muhalefetler, medya, yazarlar, din adamları, iş insanları, sosyal medya trolleri vs vs ile İsrail propagandası yapmalarına, baskı politikaları uygulamalarına rağmen:
Vicdanlı vatandaşların: İsrail ve destekçilerinin; katil olduklarına, dünyanın başına dert olduklarına ve yeryüzünden temizlenmesi gerektikleri kanaatine varmalarına engel olamamışlardı!
Siyonistlerin, 300 yıllık dünya hakimiyetleri sona ermek üzereydi ve Siyonistlerin gerçek yüzünü bütün dünyaya gösteren, Siyonistleri ve uşaklarını Gazze’de, Han Yunus’ta kevgire çeviren, çaresiz bırakan bir avuç Hamas’lı mücahiddi!
İsrail, ABD ve AB Husilere karşı çaresiz kalmıştı!
Fakirlikle mücadele eden, daha yeni savaştan çıkmış olan Yemen’e dahi mani olamayan, savaşmak için asker dahi bulamayan sözde süper güçler; İran ve Türkiye’yi dize getirip Orta Doğu sınırlarını şekillendireceklermiş?!
Sadece Orta Doğu değil, bütün dünyayı değiştireceğiz!
Orta Doğu’nun sınırlarını değiştirip Büyük İsrail’i kurmak isteyenlerin askerleri, şuan Gazze ve Han Yunus’ta altlarına bez bağlamak zorunda kalmışlardı..
Gözü İran’a sonrasında asıl hedef olan Türkiye’ye dikenler, Hamas’ın kuruluşunda öncülük eden liderin teknoloji harikaları ile tanışmamışlardı!
Tarihte Türkiye ve ecdadı ile hiç savaşmamış olan İsrail ve ABD bütün Siyon-Haçlı Birliği ile namluyu Türkiye’ye çevirdikleri an, işbirlikçi ile birlikte kaçacak delik arayacak ve teslim olmaya mecbur kalacaklardı!
Ne kadar kalabalık olursanız, Zaferimiz o kadar büyük olacaktır!
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!
Tüm dünya halkları siyonist İşgalci İsrail’in ve onun işbirlikçilerinin gerçek yüzünü gördüler ve artık İsrail’in yeryüzünden silinmesi gerektiği kanaatine ulaştılar.
İnşallah inanıyoruz ki bu uyanışın ardından çok çok yakın bir gelecekte adil bir dünya düzeni (Adil Düzen) mutlaka kurulacak ve yeryüzünde zulüm ve sömürü saltanatı yerine adalete insan haklarına dayalı bir Saadet ve hoşgörü zamanı başlayacak.
Siyonizm için çöküşün başlangıcı “kendisini en güçlü zannettiği anda” başlamıştır!
“Andolsun, (peygamber ve Hakka rehber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir (tarafımızdan şu garantiyi vermişizdir): Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir. Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir.” (Sâffât Suresi 171-173 Ayetleri)
Siyonizm’in fikri çöküşü Erbakan Hocamızın başlattığı “Milli Görüş” harekâtı ile Türkiye’den başlamıştır!
“Hayır, doğrusu Biz Hakkı Bâtılın üstüne fırlatırız, O da onun beynini darmadağın-mahvedip bitirir. (Ardından) Bir de bakarsın ki, o (bâtıl ve barbar rejimler, zalimler ve işbirlikçiler yıkılıp) yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı; “sözünde durmaz, süper güçlerle başa çıkamaz” gibi zanlardan ve) nitelendirdiğiniz yakışıksız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size! [Not: Beyni parçalanan ve fikriyatı boşa çıkarılan bâtıl ve barbar sistemin, geri kalan görkemli gövdesinin çökmesi ve çözülmesi artık kolay ve kaçınılmaz olacaktır.]” (Enbiyâ Suresi 18. Ayet)
Siyonizm’in fiili çöküşü ise “Aksa Tufanı” ile Filistin’den başlamıştır!
“(Bundan böyle) Seyret (ve bekle ki, İlahi gazap ve tufanı) yakında göreceklerdir.” (Sâffât Suresi 179. Ayet)
Siyonist İsrail için sonun başlangıcını Hamas Mücahitleri ile başlamıştır; insanlık Siyonizm’e karşı uyanmaya başlamış, dünya genelinde Filistin’e destek yürüyüşleri yoğunlaşmıştır!
Netanyahu, İsrail’in yenilgiden yenilgiye uğradığının, stratejik yenilgiden taktiksel yenilgiye geçmeye başladığının ve Gazze’de kendi oluşturdukları bataklığa gittikçe daha çok saplandığının farkında bile olmadan “Bu uzun bir savaştır, Orta Doğu’yu yeniden şekillendirmeden bırakmayacağız!” diye hayaller kurup durmaktaydı.
Siyonizm’in hem fikri hem de fili çöküşü Ahmet AKGÜl Hoca “Milli Çözüm” ile tamamlanacak, bütün insanlık bünyesine kanser urları gibi yerleşen Siyonist çıbanlar deşilecektir!
“Allah’ın yardımı (ile zafer) ve fetih geldiği zaman (ki Allah’ın va’adi Hakk’tır.)
Ve (o güne kadar Hakk’tan kaçan) insanların dalga dalga Allah’ın dinine (ve adalet düzenine) girdiklerini gördüğün an (ne kutlu ve mutlu bir zamandır.)
(O halde) Hemen Rabbini hamd ile tesbih et (çünkü zafer Allah’tandır) ve O’ndan mağfiret dile (çünkü cihad ve itaat konusunda eksikleriniz vardır ve zaferi kendinizden bilme gafletinden Allah’a sığınmalıdır). Şüphesiz O, (pişmanlık ve istiğfarı çokça kabul buyuran) Tevvab olandır.” (Nasr Suresi 1-3 Ayetleri)
İsrail son çırpınışlarını vermekte idi, sarsılmaz zannedilen devin aslından kartondan bir oyuncak olduğu batılın sözde büyük devletlerinin desteğine rağmen Gazze tamamen bataklığa saplanmış ve sonu hazırlanmaya başlanmıştı.
Siyonizmin yeryüzündeki bütün planlarının temelinde Türkiye’ye sevr’i nasıl uygulatırımdı. Mustafa Kemal Afganistana o zamanki Türk dostu olan hükümeti desteklemek ve yardımcı olunması için bir askeri birlik gönderiyordu, Atatürk’ün yakınındakiler Atatürk’ün asker göndermesine karşı çıkarak “paşam askerimizin Afganistan’da ne işi var” diye soruyorlardı. Mustafa Kemal ise Anadolu topraklarının korunmasının oradan başlaması gerektiğini söylüyordu. Aynı şekilde Hamas Türkiye topraklarını koruyordu Gazze’de Hamas’ı ortadan kaldıramayan itrail arzı mevudu kuramazdı.
Daha rahat edebilmek için etrafında kendisine muhalif İslam ülkesi istemeyen itrail ve işbirlikçileri Yemeni zaten vuruyorlardı ama asıl hedef İran ve Türkiye idi, rahmetlik Erbakan Hocamız seneler öncesinden dediği sırasıyla önce Irak, Suriye ve İran’ın işgal edileceğini aslında asıl hedefin Türkiye olduğunu defalarca dinledik ve kaçınılmaz sonuna doğru siyonizm koşarak gidiyordu. Tarihin çöplüğündeki yerini alma zamanı geliyordu ve heyecanla beklemekte idik sadıkların başta olduğu bir Türkiye eliyle gereken cezasını vermek üzere bekliyordu ve beklemekte idik.
Sadece bizler beklemiyorduk bütün dünya üzerindeki mazlumların yanında duran topluluklarda son yaşanan Filistine destek yürüyüşleri ile Türkiye’nin yanında olacağını anlıyorduk.
İsrail yok olacak, ABD yıkılacak
Şeytanlar şeriatla, kafese tıkılacak
Halk ettiğin çekiyor, hayattan bıkılacak
“Azizün züntikam”dır, Allah alır intikam!
İşin Özü Özeti işte bu ayette…
MÜCADELE SURESİ 21. AYET
(Unutmayınız ki) Allah, “muhakkak Ben ve Elçilerim galip geleceğiz” diye yazmış (ve kararlaştırmış)tır. (Allah’ın partisi ve Kur’an’ın takipçisi olanlar mutlaka kazanacak ve başarıya ulaşacaklardır.) Gerçekten Allah, en büyük Kuvvet sahibidir, Güçlü ve Üstün olandır.
Cenabı Hakk, Elçisini en güzel şekilde donanım sağlayarak , işte Siyonizm düzenini yıkıp yerine ADİL DÜZEN projelerini olgunlaştırmasını sağlayarak, Siyonizmin gücünü kudretini tüm hazırlığını boşa çıkaracak SAVAŞ TEKNOLOJİ HARİKALARIYLA , İsrail ve avanesini tıkanmasına sebeb olmuştur, toplumun da bu Zalimlerin gerçek yüzlerini görmelerine anlamalarına olanak sağlayarak uyanışını sağlayarak, intikamını ve kahrını da alarak etkisiz kılmaktadır…
Yıllardır ve aylardır sürmekte olan zulümler karşısında tüm dünya liderleri sessizligini korurken insanlar uyanmıştı ve artık kangrenlesen bu beladan kurtulma zamanı gelmişti…inşaAllah çok yakında artık Tarih güzel gelişmeleri kayda geçecek…Bunu hepbirlikte göreceğiz….
♦️Cenabı Hakkın Batıl sistemler için intikamı, toplumları Hak ve Adalet arzusunda uyandırmasıyla da tecelli edermiş.
♦️Yine Cenabı Hakkın İslam toplumlarını ve yöneticilerini içinde bulundukları gaflet ve meskenetten utandırmak ve uyandırmak için, umulmadık toplumlardan umulmadık tepkileri ortaya koymasıyla da bir hikmeti olduğu anlaşılabilir…
♦️ Şüphesiz Cenabı Hak zaferlerin en güzelini sadık kullarına çok yakın bir gelecekte bahşedecektir…
Rahman ve Rahim Allahın Adıyla!
(Her çağda ve her koşulda) Bütün dinlerden (ve düzenlerden) üstün (ve hâkim) kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve Hakk Din ile gönderen O’dur. (Bu hükmünü gerçekleştirmek ve kullarının Hakk’tan mı bâtıldan mı taraf olduğunu imtihan edip seçmek üzere) Şahit (gözetleyici ve değerlendirici) olarak Allah (CC) yeterlidir.
Fetih Suresi :28
Umutla ve heyecanla bekleyin… 2024 yılının ilk yarısı bitmeden, Allah-u âlem İsrail’in burnu kırılmış olacaktır inşaallah…
.Şu Kur’an ayeti, Siyonist Yahudilerin ve Kuduz İsrail’le Haçlı Batı münasebetlerinin iç yüzünü ne güzel anlatmaktadır:
“Onlar, iyice korunmuş (sağlam tedbirler alınmış) şehirlerde veya surlar-kaleler gerisinde olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşa girişemezler (kendilerine güvenemezler. Müşriklerin ve münafık kesimlerin) kendi aralarındaki çarpışmaları (birbirlerine kin ve haset duyguları) ise pek daha şiddetlidir. Sen onların (zahiren) birlik ve dirlik (içerisinde olduklarını zan ve) hesap edersin; oysa onların kalpleri paramparça vaziyettedir (çıkarları ve ihtirasları uğrunda her an kapışmaya hazır haldedir). Bu, şüphesiz onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.” (Haşr Suresi: 14)
ABD’nin adım adım sinsi ve Siyonist Türkiye (asıl hedef Türkiye) planlarının işlediği ve hedeflerindeki son aşamaya gelmek üzere oldukları artık yazılır, çizilir medyada konuşulur oldu.
Aziz Erbakan Hocamız ve akabinde Üstad Ahmet Akgül Hocamız tarafından yarım asırdır Siyonizm ve işbirlikçilerin hıyanetlerini ve gelmek istedikleri nihai hedeflilerinin Türkiye olduğunu defalarca “en net, mert ve itiraz edilemez belgelerle” haykırmışlardı. Komploculukla, fitnecilikle… suçlanmış, iftiralara maruz kalmışlardı!
Bu haklı ve hayırlı girişimlere karşı “engeller çıkartanlar, olumsuz tavır alanlar, işbirlikçilerin tarafında yer alanlar” Siyonizm’in ülkemizde ve yeryüzünde yaptığı tahribatlara ortaktırlar.
İsrail’in başlattığı uluslararası hukuka aykırı ve insanlık suçlarıyla dolu yıkıcı saldırıları giderek artarken “liderler, toplumlar, cemaatler, devletler…” son imtihanlarını vermekte; İnsanlıktan mı yoksa vahşette, katliamdan, terörden mi yana olduklarını açık açık sergilemekteler.
Yeni Bir Dünya’nın kurulmasından önce dünya çapında böylesine bir ayrışma Üstad Ahmet Akgül Hocamızın müjdelediği “Adil Düzen”nin en gür ayak seslerinden biriydi inşallah.
Dünya halkları Siyonist vahşi İsrail’e karşı tek yumruk olmuş, artık İsrail kuduzundan kurtulmak gerektiğini yaşlısından gencine ilan etmiştir. Malesef bir takım Türki Cumhuriyet ve Arap ülkeleri İsrail’e açık ve dolaylı desteklerini esirgememişlerdir. Yaklaşıl 300 yıllık Siyonist dünya düzeni tabandan değil, tavandan bazı desteklerle varlığını ayakta tutmaya çalışmıştı. Yine bazı ülkeler İsrail’e sert ve net tavırlarını gösterirken Türkiye’de ki bazı MÜSİAD üyelerinin İsrail’e yardım sağladığı da medyaya yansımıştı. Yine bazı İSLAMİ CEMATlerin taht kavgaları İslam ümmetinin bekasının önüne geçmişti. Asıl mesele de kim nereden yemleniyor onun yansımasıydı.
Sonuç: İnsanlık Siyonist Dünya Düzenine konsensüsle isyan ederken HAK-BATIL mücadelesinde ZALİM YÖNETİMLER TİCARET ve SİYASET ÖRTÜSÜYLE asli görevlerine devam etmektelerdi. Tarih hiç bu kadar canlı olarak kayda geçmemiş ve saflar da bu denli açıktan ortaya çıkmamıştı. Halkların isyanı, Siyonist ve kuklaların inkılabına da zemin olacak ve İlahi intikam da yaşanacaktı.