KONAR İNŞALLAH!
(ŞİİR)

Bu şiir, umudumuzu taze tutmanın ve kurtuluş için inançla çalışmanın gerekliliğini vurgulayan içten bir davet. İmanımızın gücüyle, zorlukları aşacağımız ve hak ettiğimiz huzura kavuşacağımız günlere inancımızı yitirmemeliyiz. Her mısra, Rabbimizin lütfu ve adaletine olan sarsılmaz inancımızı yansıtırken, haksızlıkların ve zulmün karşısında durma kararlılığımızı da pekiştiriyor.

İnsanlık tarihinin çeşitli dönemlerinde maruz kaldığı acılar ve zulümler, bizlere adaletin ve merhametin ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Bu şiirin de ifade ettiği gibi, batılı dünyadan gelen illetlere karşı durarak, kendi değerlerimizi yaşatmak ve yaymak için mücadele etmeliyiz. Ümitsizlik ve gaflete kapılmamalı, zulümden, sahtekarlıktan ve adaletsizlikten arınarak birlik içinde hareket etmeliyiz.

Her dem aklımızda ve kalbimizde olan şu sözleri hatırlamakta fayda var: “Önce ahlak ve maneviyat” diyen Necmettin Erbakan’ın da dediği gibi, doğru yolda kararlılıkla yürüdüğümüzde, başarı muhakkak bizimle olacaktır. Bu yolda nice fidanlar kök salacak, nice çınarlar boy verecek.

İslamiyet’in nuruyla aydınlanan kalplerimizle yolumuza devam etmeli, sevgi ve adaletle tüm insanlığı kucaklamalıyız. Kudüs, Sincan ve Yemen’de gözyaşı döken kardeşlerimize umut olmalı, adaleti sağlamalıyız. Adil düzenin geleceği ve mazlumların huzura kavuşacağı günler için çalışmalı, bu uğurda birlik içinde hareket etmeliyiz.

Son olarak, kervanımızın sevdayla süreceğini, her din ve görüşün saygınlık kazanacağı günlerin yakın olduğunu bilerek, çocukların kol kola oynayacağı bir geleceği inşa etmek için hep birlikte çalışmalıyız. Umudumuz ve mücadelemiz asla tükenmesin.

Yüreklerimizdeki imanla, tüm zorlukları aşacağımıza olan inancımız, bizi daima ileriye taşayacak, Rabbim büyük lütfunu sunacak inşallah.

Kudüs Sincan Yemen, gözyaşı döker
Adil Düzen gelir, adilik çöker
Milli Çözüm; zulmün, dişini söker
Mazlumlar huzura, kanar inşallah…

Milli Çözüm gergef,6 kutlu bir örüş
Dava kervanını, sevdayla sürüş
Saygınlık kazansın, her din her görüş
Çocuklar kol kola, oynar inşallah…

Bozkırlarda açan, Akgül solmasın
Gayrı buruk canlar, matem dolmasın
Analar bacılar, saçın yolmasın
Ocakta mutluluk, kaynar inşallah

Rabbimiz zafer verdiğinde, bugüne kadar emperyalistlerin güdümüne girmiş, bir ömrü emperyalistlerin hedefleri doğrultusunda geçirmiş ve bunu da yaparken dinimizi yaptıkları işleri örten bir kılıf olarak kullanmış yöneticiler ve destekçileri Alah’a (c.c.) güvenmemelerinin ne demek olduğunu öyle anlayacaklardır ki; bu durum onların içlerinde ölünceye kadar bir acı olarak kalacaktır. Yine de tabii zafer öncesinde uyanmaları için dua ederiz. Bu merhametin gereği.
Bunun yanında Adil Düzen bir merhamet medeniyetidir. Gelişiyle tüm mazlumların güleceği, aynı zamanda her dinden her görüşten bütün insanlığın huzur ve barış içinde yaşayacağı bir sistemdir. Bu medeniyetin kurulması için çalışmak, bu yolda olmak ne büyük mutluluk ve huzur.

Yanlışı, yanlış olduğunu bilerek yapan kişinin, hatasından dönmesi, tövbe etmesi kolaydır.
Fakat, hatalı tavrının, doğru olduğuna inan bir kişinin, yanlışından dönmesi çok zor bir iştir. Hele birde hatalarına İslam’i kılıflar, referanslar geçiriyorsa durum vahimdir.

Şeytanın bu en sinsi oyunundan kurtulmanın tek yolu/son çare ise; İstikamet üzre olduğuna inandığın rehber şahsiyete tabi olmaktır.
Rehber şahsiyet; Kur’an’ı rehber edinmişse, asrın sahibi kutlu şahsiyeti (Aziz Erbakan Hocamızı) en iyi tanımış ve tabi olmuşsa aynı zamanda, Aziz Erbakan Hocamızın düşmanlarına karşı mücadele içerisine girmişse… yaşanan durumun düzeltilmesi için sunduğu ilacı içmek aklın yoldur.

Bu Kutlu, Bilge şahsiyet (Üstad Ahmet Akgül Hocamız) asrımızda, (zihnimizdeki) şeytani oyunu çözecek ve Kur’an ahlakını sergilememizi (Allah’ın izniyle) sağlayacak tek kişi ve son çaremizdir.

Buna rağmen Üstadın sunduğu ilacı içmiyor, gösterdiği yolda yürümüyor ve şu yol daha doğru, şu ilaç sunulmalı gibi hadsiz/bilgiç ve acemi düşünceler içerisine düşüyorsak maalesef ki, çaresizlik kapısını çalmışız demektir.

Fetö’ye, Oğuzhan’a, Fatih’e, Cübeliye… kanma seviyesinde olan bizler; Aziz Erbakan Hocamıza düşmanca hareket edenlere, senin gibi benim gibi HİÇ KANMAYAN, yetmez bunlara karşı ÇETİN BİR MÜCADELE İÇERİSİNE GİRİP, BATIL TAVIRLARINI DEŞİFRE eden Üstad Ahmet Akgül Hocamız karşısında çırak olduğumuzu fark edemediğimizde yani, hala daha bilgiçlik, hadsizlik, yol(ben) bilirlik tavrına düştüğümüzde maalesef çıkmaz/zarar yola girmiş oluruz.

Bu hastalığa da mazeretler üretmek, İslami kılıflar geçirmek, yanlış içerisindeyken “akıl oyunları ile” kendini doğru olduğuna ikna etmek ise kurtuluş değil, kurtuluş için son uzatılan eli de tutamamak demektir!

Basiret her şeye, ibretle bakar
Allah’ın nuruyla, görenler çakar
Hikmetler gönülden, gönüle akar
Çağlayana döner, pınar inşallah…

Cenabı Hakk, Hakka – Kur’an’a tercüman olan Milli Çözüm’ün aleyhinde bir hadiseye yol vermeyeceği kanaatini taşıyoruz ve şimdiye kadar da hep öyle oldu çok şükür…
Milli Çözüm; zulmün, dişini söker
Mazlumlar huzura, kanar inşallah…

Zor bir süreç geçiriliyor belki ama doğruyu iyiyi güzeli faydalıyı adil olanı görebilmek için yani hidayete nail olabilmek için gerçek iman etmek – her daim her şart altında hakkı üstün tutmak – devamlı surette nefsimizi terbiye etmek uğrunda; MEALİ KERİM – MİLLİ ÇÖZÜM MAKALELERİ – MİLLİ ÇÖZÜM ŞİİRLERİ – MİLLİ ÇÖZÜM VİDEO VE KONFERANSLARI YANİ MİLLİ ÇÖZÜM YAYINLARIYLA meşgul olmak kafamızı yormak hem imtihan sürecimizin zorluğunu kolaylar hem de İmanımızın olgunlaşmasına tam anlamıyla hidayete kavuşmamıza ve elbette basiretimizin ferasetimizin açılmasına neyin hakka neyin şerre hizmet ettiğini farkedebilme kabiliyetimizin artmasına şiirdede ifade edildiği üzere hiçbir hadisenin boş olmadığı herşeye ibretle bakabilmemizi sağlayarak dirayetle – yapılması gerekeni yapmamızı gayret ve çaba göstermemizi sağlar dolayısıyla dünya imtihanımızı başarıyla vermeye , geçerli puan kazanmamıza sebeb olur… Üstadımızın defaatle bunları hatırlatması bu yüzdendir…

Kader hiçbirzaman hata etmez… Yaşanması gerekeni yaşarız her zaman. Herşeye ibretle bakabilenlerden olabilmişsek – Allah’ın nuruyla görebilmek lütfuna erebilmenin gayretini çekiyorsak bugüne kadar teslimiyet ve itaat gösterenler olarak , bundan sonrada daha sıkı daha dikkatli rikkatli şekilde teslimiyet ve itaat göstermeliyiz samimiyetimizin ihlasınızın göstergesi budur… Bu sadakati teslimiyeti itaati göstermek için ne mahçubiyetler , ne mağduriyetler engel olmamalı… Teslimiyetin ve itaatin önemi : Nerdeyiz nerde duruyoruz, Kimin yanındayız ve NEDEN yanındayız?!!! Olayların bizzat içinde ve gerekeni yapanlardan mıyız yoksa flu durarak hele bir ortalık durulsun ben şurda bekleyeyim biraz deyip bir köşeye sinenlerden miyiz? Bir kısım olumsuz süreçler bizlere kimlerle hangi yola çıkılır, kim nerede nasıl durur ve ne yapar kime nekadar güvenilir bunları öğretir… ALLAH HER OLAYI HİKMETLE YARATIR … Hem intihan eder rabbimiz , hemde bizi bize tanıtır. Zaafiyetler ve menfaat kaygıları ile adalet ve hakkaniyet ölçüleri bu gibi süreçlerle hadiselerle ortaya çıkar…. Afedersiniz merkep yük altında insan mülk ( makam-menfaat-imtiyaz-itibar-hürmet) altında belli olur derler malum. Bunları elde etme uğraşısı veya elde ettiyse kaybetme kaygısı ve kişilerin bu uğurda yaptıkları onların ayarını belirler.Bize düşen sabırla asli rutin işlerimize ve sorumluluklarımıza samimiyetle devam edelim ki şiirin dörtlüğünde de ifade edildiği gibi HİKMETLER GÖNÜLDEN GÖNÜLE AKSIN , ÇAĞLAYANA DÖNSÜN PINAR İNŞAALLAH…

Bozkırlarda açan, Akgül solmasın
Gayrı buruk canlar, matem dolmasın
Analar bacılar, saçın yolmasın
Ocakta mutluluk, kaynar inşallah…

Eğer gökleri gezip, dünyanın üzerinde duran ışıklı çadırları görseydiniz,

Kaderin göklere bağlı olduğunu bilir, atomu kıyamet sebebi görmezdiniz.

Boşluk olarak gördüğünüz göklerin dünyadaki “Gizli İktidar”ını bilseydiniz,

Kâinatın o eşsiz mimarına titreyerek secde eder, nefsinizden geçerdiniz.



“Kendilerini Allah’a, Allah’ı kendilerine dost edebilmiş kişiler için âlemin bilinmezleri bilinmez değildir. Onlar dünyada görünselerde, göründükleri dünyadan çok, âlem içindeki âlemlerdedir.”

Bak: Siyasi Siyaset – Sh. 95

Aklı olan mü’min, gaflete dalmaz
Kalbini nefsani, dürtüye salmaz
Kimsenin ettiği, yanına kalmaz
Tüm zalim yürekler, yanar inşallah…

Çektiğim gayretim boşa gitmesin,
Makbul olsun kardeşlik duam inşallah
Fidanım boy versin, gülüm solmasın
Tam olsun, imtihan notum inşallah…

Düşmanım üzülsün, dostum sevinsin
Şeytan fitnesiyle yanmam inşallah
Adil Düzen önce kalbime gelsin
Haktan gayrısına dönmem inşallah…

Kudüs Sincan Yemen, gözyaşı döker
Adil Düzen gelir, adilik çöker
Milli Çözüm; zulmün, dişini söker
Mazlumlar huzura, kanar inşallah…

Saf 13
Ve (cihad ehli için; dünyada iken de beklediğiniz ve) seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah’tan ‘yardım ve zafer (nusret erişecek)‘ ve yakın bir fetih (mutlaka gelecektir. Gerçek mücahit) mü’minleri müjdele (ki sadece onlar tarafından, va’ad edilen bu mutlu ve kutlu netice beklenmektedir).

https://www.mealikerim.com/61/saf/13