YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
68e5aff8709b7
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 7 8 9
Bugün : 1943
Dün : 50495
Bu ay : 315911
Geçen ay : 1355873
Toplam : 43348156
IP'niz : 216.73.216.15

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

TEBRİKLER SİNAN…
TEBRİKLER BÜTÜN EHL-İ VİCDAN!

Kuduz İsrail’in 2 yıldır sürdürdüğü soykırım katliamlarına karşı, ciddi cesaretli ve bu zulümden vazgeçirici hiçbir adım atmayan tüm dünya devletlerinin ve İslam ülkelerinin yapamadığını ortaya koyan uluslararası Aktivistlerin oluşturduğu SUMUD filosu içerisinde çok değerli ve gayretli kardeşimiz SİNAN AKILOTU’da vardı.

SUMUD Filosu; küresel İklim Değişikliği konularında farkındalık oluşturmaya yoğunlaşan, Siyonist ve masonik merkezlerle irtibatları saptanan… Hatta Trump tarafından bile bu bağlantıları ifşa ve itiraf olunan Greta Thunberg, Nelson mandela’nın torunu Mandla Mandela ve birkaç Avrupa Parlamentosu üyesinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 50 gemi ve 500 aktivistten oluşmaktaydı. Greta Thunberg’in Siyonist George Soros tarafından fonlandığı, PKK ve YPG’ye arka çıkıp Türkiye’yi suçladığı da unutulmamalıydı. Filo, sembolik miktarda insani yardım malzemesi taşımaktaydı. Daha sonra Kuduz İsrail Uluslararası sularda bu gemilere müdahale etmiş, 47’si Türk yüzlerce aktivisti yakalayıp tutuklamıştı. Bunların çoğu Greta Thunbeg’in sinsi irtibatlarından haberleri olmayan iyi niyetli ve gayret ehli şahıslardı. Bazı odaklar, kötü düşünceli ve istismar hedefli olarak başlatsalar da, Cenab-ı Hakk bu girişimleri kahpe İsrail’in aleyhine sonuçlandırmıştı…

Vurulmak, yaralanmak, alabora olup Akdeniz’de boğulmak, kuduz İsrail askerlerince tutuklanmak gibi her türlü tehlikeyi göze alarak, mazlum ve mağdur Gazze halkının sesini dünyaya duyurmak ve insanlığın dikkatini bu vahşete çevirmiş olmak için yola çıkan, hayatlarını ve rahatlarını hiçe sayan kahramanların en şuurlu ve onurlu katılımcılarından biri de kıymetli SİNAN’dı.

Katıldığı TV bağlantılarında:

1- Siyonist İsrail’in gerçek amacını ve ayarını…

2- İsrail’in asla laftan ve kuru şantajlardan anlamayacağını…

3- BM gibi aslında Siyonistlerin kurduğu ve kullandığı teşkilatlarla bu sorunun aşılamayacağını…

4- Öncelikle ve özellikle bölgemizin ve İslam ülkelerinin göbeğinde oluşturulan bu çıbanbaşı terör yapılanmasına fiili ve etkili bir müdahalenin dışında hiçbir çare kalmadığını…

5- İstanbul ve civarında 5 büyüklüğündeki bir depremin bile, nasıl halkımızın uykularını kaçırdığı ortada iken, 2 yıldır her gün ve her saat bu depremin yüz katı tahribatında saldırılarla Gazzeli Müslüman halkın nasıl bir panik ve perişanlık içerisinde kıvrandıklarını…

6- Ama bütün bunlara rağmen inançlarından ve cihat ruhu aşılandıklarından dolayı, bu felaketlerden yılmadıklarını, ümitsizliğe kapılmadıklarını ve asla takdire isyana ve itiraza kalkışmadıklarını…

7- Trump-Netanyahu Nemrutlarının hazırladığı… Batılı Haçlı Gâvurların sahip çıktığı… Ve işbirlikçi kiralıkların “kurtuluş reçetesi olarak” halklara sundukları “iki devletli çözüm programları ve Filistin’i tanıma palavraları” ile toplumların aldatılıp oyalandığını ve “İsrail var oldukça, Müslümanların ve tüm insanlığın asla huzur ve güven içinde olamayacağını” çok net ve mert biçimde ortaya koymuşlardı.

Çünkü Sinan Akılotu, Milli Görüş mektebinde ve Erbakan terbiyesinde yetişmiş bir insandı!

Sadece Müslümanların değil, haksızlığa uğrayan, açlık ve sefaletle boğuşan tüm insanların huzura kavuşmasını kendisine dert ve dava edinmiş bir ehli vicdandı.

Yeğenim Harun Akgül’ün Sinan’ın bu kutlu ve cesur yolculuğuyla alakalı, ibretli, hikmetli ve müjdeli rüyasını; zalim güçler ve işbirlikçiler, telaşlanmasın ve tedbir almasınlar diye aktarmayacağım!

Şimdilik sadece, davamızın tercümanı, insanlığın vicdanı ve Elâzığımızın yüzakı oldukları için tebrik ve takdirlerimi sunarım.

Arapçada “kararlılık, dayanıklılık” anlamına gelen SUMUD Filosu’na bağlı 11 metrelik Marinette teknesiyle Gazze’ye yaklaşan Sinan Akılotu’nun:

“Bizim çektiğimiz sıkıntı ve saldırılar, Gazzeli mazlum Müslümanların yaşadıkları vahşetin binde biri bile değildir. Katil Netanyahu BM Genel Kurulu’nda konuşurken salon boşalıvermişti, bu sonuçta zerre katkımız varsa şükrederiz. Ancak somut adımlar atılmadıkça ve İsrail’in anladığı dilden davranılmadıkça, her girişim etkisiz ve yetersizdir. İsrail’in bizi çiçeklerle karşılamayacağının bilincindeyiz… İslam dünyasının ve insanlığın dikkatini çekebildikse kendimizi bahtiyar hissederiz!” sözleri onun samimiyetini yansıtmaktaydı…

Gerçi Greta Thunberg gibi küreselci ve Siyonist merkezlerin dolaylı kürekleri olan kişi ve kuruluşların; kuduz İsrail’in vahşet ve dehşetine karşı: haklı nefret duyguları kabarmış ve vicdanları ayaklanmış milyarların gazını almak ve tüm işbirlikçilerin de ayıbını kapatmak amaçlı aktivitelerle bu zulmün ortadan kaldırılamayacağının ve Rahmetli Erbakan Hocamızın projeleri, cesaret ve dirayet isteyen önerileri dışında hiçbir çare kalmadığının bilincinde olsak bile, yine de iyi niyet ve gayretle bu girişime katılan ve çeşitli sıkıntılara katlanan herkesi kutlarız.

Aziz Erbakan Hocamız sıkça vurgulardı: “İslam, Halık-ı Taalaya (yüce Yaratıcıya) tazim ve hürmet, diğer bütün mahlûkata ise şefkat ve merhamet esaslıdır.”

Evet Din, ilahi bir kanundur. Bu kanunun inançlı toplumdaki sırrı, hukuktur. Hukukun sırrı, vicdan duygusudur. Vicdanın sırrı ise herkese şefkat ve saygı olgusudur. İşte bu nedenle mü’min insan yeryüzünde Allah’ın halifesi, hak ve adaletin temsilcisi olmuştur. Kuduz İsrail eşkıyasından, arkasındaki Amerika ve Avrupa gibi zalim güç odaklarından, hukuka, anlaşma kurallarına ve insan haklarına uymasını beklemek ise ahmaklık ve akıl tutulması durumudur.

Gerçek imanın izzeti ve asaleti odur ki; hizmet ve gayretlerinden dolayı başka insanlardan, övgü ve karşılık beklemekten arınmış olsun… Ancak şerefli ve özverili gayretlere tebrik ve teşekkür etmek ve iltifat göstermek te bizlerin vazifeleri arasındadır. Çünkü Allah yolunda ve insanlık uğrunda himmet ve hizmet edenler ve bu maksatla çeşitli tehdit ve tehlikelere göğüs gerenler, maneviyat ehline göre “nefsi emmaresini ve dünyalık heveslerini tepelemiş ve manen gazilik rütbesine ermiş insanlar” sayılmıştır.

Evet Hakkı bulmak için, Batılı bırakmak şarttır. Batıldan kurtulmak için de Hakka sarılmalıdır. Bunlar birbirinin devamı ve tamamlayıcısıdır. Kars ilimizde makamı bulunan mücahit evliyalardan Seyyid Ebul Hasan Harakani Hz.leri: “Niyazdan, yani her halde Allah’a muhtaç olduğunun farkında olarak, aciz ve çaresiz biçimde Allah’a yalvarıp yakarmaktan daha büyük ibadet yoktur!” buyurmuşlardı. Aziz Erbakan Hocamıza: “Tüm insanlığı huzura kavuşturmak ve yeryüzünde Adil bir düzen kurmak uğruna, tüm dünyayı ve zalim odakları karşınıza aldınız. Peki, bunu başaracak mısınız?” sorularına:

“Biz önce, bu kutlu hedef ve hizmetlerle, kendi nefsimizi sorumluluktan kurtarmak, başta masum ve mağdur Müslümanlar, tüm insanlığın huzura kavuşmasına vesile olup, böylece Allah’ın rızasına kavuşmak amacındayız!” şeklinde yanıtlamıştı.

Ama bu gerçekleri anlamak, bu huzuru yaşamak ve bu duyguları tatmak için, önce imani his ve heyecanları taşımak lazımdı. Çünkü: Nasıl ki göz, kulak, el, ayak gibi bir uzvu eksik olanın, haliyle bazı duyguları da eksik olacaktı! Bunun gibi; akli, vicdani, ahlâki ve itikadi yönden noksanlık ve çarpıkları bulunanların; şefkat, adalet ve insani gayret duyarlılıkları da körlenmiş durumdaydı!..

O gün, kazdıkları hendekle Medine’yi müşrik saldırılarından koruyan Efendimizin, bugün en sadık takipçilerinden HAMAS mücahitleri ve Gazze’nin yiğitleri, yer altına eştikleri tünellerle Mescid-i Aksa’nın izzetini ve Filistin’in haysiyetini koruyor ve tüm zalim odakların arka çıktığı kuduz İsrail’e kök söktürüyorlardı. 2 milyar şuursuz ve sorumsuz Müslümanın ve onları yöneten ucuz ve uyuz kahramanların yapamadığını, tek başına HAMAS başarmış, kuduz İsrail’i ve Haçlı Batılı Barbar güçleri barışa mecbur bırakmışlardı…

Bütün bu olayları ve Gazze’de yaşananları daha iyi anlamak için, Ahzâb Suresi 22-27 ayetleri üzerinde dikkatle durmamız lazımdı:

“22- (Sadık ve sağlam) Mü’minler ise (düşman) birliklerini gördükleri zaman (korkuya kapılmadan) dediler ki: “Bu, Allah’ın ve Resulü’nün bize va’ad ettiği (ve haber verdiği) şeydir (zalim ve güçlü saldırganları yenmek için bize manevi yardım edilecektir); Allah ve Resulü doğru söylemiştir.” Ve (bu tehdit ve tehlikeler) sadece onların imanlarını ve teslimiyetlerini artırmaktan (başka sonuç doğurmayacaktır).

23- Mü’minlerden öyle (mert ve metin) er kişiler vardır ki, Allah üzerine (O’nun rızası ve davası istikametinde) yaptıkları ahde (iman, itaat ve cihad sözlerine) sadakat gösterdiler; böylece onlardan kimi adağını gerçekleştirip (Hakk uğrunda canını vermiştir), kimi de (gönülden cenneti ve şehadeti umup) beklemektedirler. Onlar hiçbir vazgeçme ve yan çizme (bedel ve bahanesi) ile (Allah adına verdikleri sözlerini) değiştirmemişlerdir.

24- Çünkü Allah, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadıkları sadakatlerinden dolayı mükâfatlandıracak, münafıkları da dilerse azaplandıracak, veya tevbe (nasip edip dilek)lerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, çok Bağışlayandır, çok Esirgeyendir.

25- (Sonunda) Allah, (Hendek harbinde Medine’yi kuşatan) kâfirleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar (bu saldırılarında) hiçbir hayra (ve başarıya da) erişememişlerdi. Savaşta Allah (yardımcı ve tehlikelerden kurtarıcı olarak) mü’minlere yetti. (Bundan sonra da yetecektir.) Allah çok Güçlüdür, Üstün ve Galiptir.

26- (Hendek harbinde) Allah, Ehl-i Kitaptan (olup da) onlara (müşrik düşmanlara) yardım edip arka çıkanları da (korunaklı) kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürüverdi; siz onlardan bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz (ki bunlar Allah’ın sayesinde idi).

27- Ve (Allah) sizi (cihadınız ve sadakatınız sonucu) onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha (henüz) ayak basmadığınız yerlere (ve imkânlara) mirasçı kıldı (ve kılacaktır). Allah, her şeye güç yetirendir (Mutlak Kâdir olandır).”

4.7 12 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Abone ol
Bildir
2 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

SORMADAN DA OLMUYOR…

Her olayı; akıl, vicdan çerçevesinde değerlendirmek ve sonucunu hikmetle yorumlamak aklı selimin bakış açısıydı. Bütün işler ya bizzat, ya sonucu itibariyle hayırdı. SUMUD organizasyonu inşallah sonucu itibariyle daha hayırlara vesile olacaktı. Katılanlar da gayret ve özverili insanlardı. Zaten dualarımız da onlarlaydı.

Lakin bir değerlendirme de yaparsak Organizasyon;

AKP’ hükümetinin ABD’de Trump’la makuz bir görüşme ve sonuçlarının olduğu anda olması ya da denk getirilmesi rastlantı mıydı?!

SUMUD yolda olmasına rağmen bu konunun hatta GAZZE’nin gündeme gelmemesi sizce de anlamsız mıydı?!

Hamas’ın elindeki rehinelerin salınma kararı, tutuklanan SUMUD’lu aktivistlerin bırakılması karşılığı olma ihtimali var mıydı?!

Tutuklu aktivistlere; “Filistin-Gazze topraklarının İsrail’e ait olduğunu kabul ediyorum. İsrail topraklarına izinsiz girdim, deport edilmeyi kabul ediyorum.” yazısının altına atılan imzalar karşılığı bırakılan aktivistler, bu ifadenin altına imza atmayan bir kişinin hala tutuklu olduğu doğru muydu?!
Doğruysa AKP iktidarının suskun tavrı KABUL anlamı taşımış olmaz mıydı?!

Milli Çözümün yıllardır Konferans ve yazılarıyla dikkat çektiği çifte vatandaş kimliği taşıyan TÜRK BESLEMELİ İSRAİL canilerinin SUMUD’un karşısına çıkması ve Türk yetkililerin susması ne anlama gelmekteydi?! Bundan sonra meydanlara çıkarak “KAHROLSUN İSRAİL, KAHROLSUN bunları bilmelerine rağmen ses çıkarmayan hatta aynı saatlerde Türkiyeden çıkarak İSRAİL limanlarına yanaşan gemilerin sahiplerine ve sessiz kalan yetkililere!” tepki sıloganları haksız mıydı!?

Erdoğanın çocuklarının da aralarında bulundukları ve gelen aktivistlerle fotoğraf vermeleri… AKP’li belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının adet cinsinden protestoları devlet yetkisi de AKP hükümetindeyse ve hala KAHROLSUN İSRAİL diye de sılogan atılıyorsa sahi “Kurtla kuzuyu yiyip, çobanla yas tutmak!” ritüeli miydi?!

SİNAN AKILOTU Bey’in de tespitlerinden sonra son söz; artık anlaşılmıştır ki “Bu Savaş ne sahada ne masada değil; Hz. İsa’da bitecektir!”

Hareketin başlangıcı Soros destekli eşcinselliğe serbestlik yürüyüşlerinde hep ön sıralarda olan, PKK konusunda Türkiye’yi suçlayan açıklamalar yapan, küçük yaşta BM kürsülerinde konuşturulan proje bir tip olduğu herkesçe malum olan Greta Thunberg ve Mandela torunu gibi küreselci ve Siyonist merkezlerin dolaylı kürekleri olan kişi ve kuruluşların; kuduz İsrail’in vahşet ve dehşetine karşı: haklı nefret duyguları kabarmış ve vicdanları ayaklanmış milyarların gazını almak, siyonizme karşı yükselen uluslararası toplumun kinini soğutmak ve tüm işbirlikçilerin de ayıbını kapatmak amaçlı olduğu ortadadır. Makro plan sırıtıyordu.

Kaldı ki işbirlikçi Akp hükümeti sosyal medya fenomenlerinin havalimanında uçaktan iner inmez, Filistin’i ve Hamas’ı İsrail adına, Abd emriyle silahsızlandırmaya ikna etme görevlisi Akp’yi övmesi, kendilerinin ise nasıl cesaretle hareket ettiğini anlata anlata sanki Hamas zafer kazanmış hevasıyla gülücükler saçması yani Filistin davasını istismar etmeleri kurgunun mikro bacağında sırıtıyordu.

Erbakan Hocamızın buyurdukları gibi: İsrail ancak güçten anlar… Zamanı geldiğinde İsrail’e öyle bir tokat vuracağız ki hayatı Gazze şeridi gibi gözünün önünden geçecek.. ABD İsrail’i çok seviyorsa kuzeylerinde bunlara yer gösterip, yer versin. İsrail coğrafyadan söküp atılması gereken bir urdur. Ve tabi Allah niyetlerin karşılığını tam ve eksiksiz verendir.

“Güç kullanılmadan bu zulmün ortadan kaldırılamayacağının ve Rahmetli Erbakan Hocamızın projeleri, cesaret ve dirayet isteyen önerileri dışında hiçbir çare kalmadığının bilincinde olsak bile, yine de iyi niyet ve gayretle bu girişime katılan ve çeşitli sıkıntılara katlanan herkesi kutlarız.

Kuduz İsrail eşkıyasından, arkasındaki Amerika ve Avrupa gibi zalim güç odaklarından, hukuka, anlaşma kurallarına ve insan haklarına uymasını beklemek ise ahmaklık ve akıl tutulması durumudur”

“Kazdıkları hendekle Medine’yi müşrik saldırılarından koruyan Efendimizin, bugün en sadık takipçilerinden HAMAS mücahitleri ve Gazze’nin yiğitleri, yer altına eştikleri tünellerle Mescid-i Aksa’nın izzetini ve Filistin’in haysiyetini koruyor ve tüm zalim odakların arka çıktığı kuduz İsrail’e kök söktürüyorlardı.” Hamas’ın mücadelesinin sonrasını müjdeleyen Ahzab suresinin 26. ayetinin gerçekleşeceği, Hamas’ı silahsızlandırma görevi üstlenen işbirlikçilerinin kalelerinden Allah’ın inayetiyle indirileceği günleri sabır ve dua ile bekliyoruz.

Ahzab 26– (Hendek harbinde) Allah, Ehl-i Kitaptan (olup da) onlara (müşrik düşmanlara) yardım edip arka çıkanları da (korunaklı) kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürüverdi; siz onlardan bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz (ki bunlar Allah’ın sayesinde idi).

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
2
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...