Yani: Din İstismarıyla, Zulme ve Dinsizliğe Destek Verenler!
“Artık bundan (Kur’an’dan ve Resulüllahtan) sonra kim Allah’a karşı (ve İslami esaslara aykırı olarak) yalan uydurup iftira düzerse, işte onlar, zalim olanlardır.”[1]
“Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin. Çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler.”[2]
“Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya O’nun ayetlerini (keyfine göre yorumlayıp çarpıtmak ve hükmünü uygulamadan kaldırmak suretiyle, Allah’ı) yalanlayandan daha zalim kimdir? Hiç şüphesiz o zalimler kurtuluşa eremezler.”[3]
“Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiç bir şey vahyolunmamışken “Bana da vahy geldi” iddia eden ve ‘Allah’ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim’ diyenden (yani, bilgiçlik ve ermişlik taslayarak, Yahudi ve Hıristiyanlarla işbirliğini mûbah; Hak nizam kurulsun diye cihadı günah gösterenden) daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün ‘şiddetli sarsıntıları’ sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: ‘Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah’a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O’nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık göreceksiniz’ (dediklerinde) bir görsen.”[4]
“Çocuklarını hiç bir bilgiye dayanmaksızın akılsızca öldürenler (kürtajla bebeklerini katledenler ve nesillerini ahlak ve maneviyatla terbiye etmeyenler) ile Allah’a karşı yalan yere iftira düzüp Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiklerini haram kılanlar elbette hüsrana uğramışlardır. Onlar, gerçekten şaşırıp sapmışlardır ve doğru yolu bulamamışlardır.”[5]
“Allah’a karşı yalan söyleyenden (Dine aykırı fetva verenden) ve kendisine geldiğinde doğruyu (Kur’an’ı) yalanlayıp yan çizenden daha zalim kimdir? Kâfirler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok?”[6]
“Kıyamet günü, Allah’a karşı yalan söyleyenlerin (nefsi ve şeytani heveslerini Dinin gereği gibi gösterenlerin) yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. (Allah’ın emirlerine uymayı nefsine yediremeyip) Büyüklenenler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok?”[7]
“Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? İşte bunlar (hesap günü), Rablerine sunulacaklar ve şahidler: ‘Rablerine karşı yalan söyleyenler (ve halkı aldatıp peşinden sürükleyenler) bunlardır’ diyeceklerdir. Haberiniz olsun; Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir.”[8]
“Öyleyse, Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Bunlar Kitap’tan kendilerine bir pay erişen (ama büyük bilgiç geçinerek, Kur’ani kuralları ve önem sıralarını bozup değiştiren) kimselerdir. Nihayet elçilerimiz, hayatlarına son vermek üzere kendilerine gittiklerinde onlara diyecekler ki: ‘Allah’tan başka taptıklarınız (süper güç sanıp tabi olduklarınız ve Tanrı yerine koyduklarınız) nerede?’ ‘Onlar bizi (yüzüstü) bırakıp-kayboldular’ diyecekler. (Böylelikle) Bunlar, gerçekten kâfirler olduklarına kendi aleyhlerinde şehadet ettiler.”[9]
“Hiç bir bilgiye (ve İslami temele) dayanmaksızın, insanları saptırmak için Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir!..”[10]
Münafıklar, İslami hizmet ve hareketin vahdetini bozmak ve kuvvetini dağıtmak için; “zarar mescit”leri ve “hıyanet teşekkülleri” oluşturmaktadır:
“(Bütün kâfirlerin ve şeytani çevrelerin ürktükleri ve aleyhinde ittifak ettikleri İslami oluşumu bozup) Zarar (ulaştırmak), küfür (cephesinin işini kolaylaştırmak), müminlerin arasını ayırıp (parçalamak) ve daha önce, Allah’a ve elçisine karşı savaşanlar(dan destek ve yardım) gözleyip durmak için (merkezi kontrol dışında ayrı) MESCİT (ve teşekküller) kuranlar ve (üstelik de hıyanet niyetlerini gizleyip saf insanları aldatmak üzere) “Biz iyilikten (hayır ve hizmetten) başka bir şey amaçlamadık” diye yemin edip duranlar (ve zalim kâfirlerle işbirliklerine bahane ve kılıf uyduranlar) var ya, Allah onların yalancı olduklarına şahitlik etmektedir.”
“Sen bunun (hıyanet ve tefrika kasıtlı oluşumların) içinde, hiçbir zaman bulunma (ve onlara katılma) daha ilk günden takva temeli üzerine kurulan MESCİT (ve teşkilat) senin (ibadet ve hizmet işlerini yürütmek üzere) bunda durmana daha uygundur. Çünkü orada, (dünyalık makam ve menfaat arayanlar değil Allah rızası için) kötülüklerden temizlenip arınmayı samimiyetle arzulayan adamlar vardır. Allah arınanları (çirkef işlerden ve çirkin niyetlerden sakınıp ruhi temizliğe ulaşanları) elbette sever.[11]
İmanı ve vicdanı olanlar, kendi nefislerini ve peşinden gittiklerini, şu Kur’an ayetlerinin şaşmaz terazisinde tartmalıdır:
(Not: “Bu ayetleri keyfince yorumlamışsın ve uygun olmayan şekilde manalandırmışsın” denilmesin diye, Fetullahçı ve Zaman Yazarı Ali Bulaç’ın hazırladığı Mealden aktarılmıştır)
Sadece cinlerden değil, insanlardan da şeytanlar vardır; ve bunların çoğu münafıktır:
“Böylece her peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla başbaşa bırak.”
“Bir de ahirete inanmayanların kalpleri ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve içi çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını (suçlarını ve sorumluluklarını) yüklenedursunlar.”[12]
Şeytan insanları saptırmak “dosdoğru yolda” (yani en haklı ve hayırlı hizmet ve hareketin ortasında) pusu kurup oturacaktır!
“(Şeytan) Dedi ki: ‘Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım.’ “
“’Sonra muhakkak onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Çoğunu şükredici bulmayacaksın.’”
“(Allah) Dedi: ‘Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım.’”[13]
Münafıklar: “Dünya hayatına ilişkin sözleri hoşa giden azılı düşmanlar”dır,
Hak davaya sırtını çevirip gitmeleriyle tanınırlar ve işbaşına geçince de yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcamaktadır:
“İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider ve kalbindekine rağmen Allah’ı şahid getirir; oysa o azılı bir düşmandır.”
“O, iş başına geçti mi (ya da sırtını çevirip gitti mi) yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculuğu sevmez.”
“Ona: ‘Allah’tan kork’ denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o.”[14]
Kendilerine Hak apaçık belli olduktan sonra, kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkâra döndürmek arzusunda olanlar
Kendilerine apaçık belgeler geldiği ve elçinin hak olduğuna şahid oldukları halde küfre sapanlar
Kendisine ‘dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan sonra, elçiye muhalefet edip, mü’minlerin yolundan başka bir yola uyanlar
Kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönüp sapıtanlar,
Kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra elçiye karşı gelip zorluk çıkaranlar; işte bunların tamamı münafıklardır:
“Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek (hak) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkâra döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah’ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve (onlara ne sözle, ne de eylemle) ilişmeyin. Hiç şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.”[15]
“Kendilerine apaçık belgeler geldiği ve elçinin hak olduğuna şahid oldukları halde, imanlarından sonra küfre sapan bir kavmi Allah nasıl hidayete erdirir? Allah, zulmeden bir kavmi hidayete erdirmez.”[16]
“Kim kendisine ‘dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan sonra, elçiye muhalefet ederse ve mü’minlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü şeyde bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir yataktır o!..”[17]
“Şüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönenleri, şeytan kışkırtmış ve uzun emellere kaptırmıştır.”[18]
“Şüphesiz inkâr edenler, Allah’ın yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra ‘elçiye karşı gelip zorluk çıkaranlar’, kesin olarak Allah’a hiç bir şeyle zarar veremezler. (Allah,) Onların amellerini boşa çıkaracaktır.”[19]
‘Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin’ denildiğinde senden kaçanlar ve ‘Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter’ diyenler de münafıktır:
“Onlara: ‘Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin’ (Kur’an ayetlerine ve sahih hadislere göre hüküm verin) denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını (türlü bahanelere sığındıklarını) görürsün.”[20]
“Onlara: ‘Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin’ denildiğinde, ‘Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter’ derler. (Yani Kur’an-ı ve Sünneti değil, “gelenek ve görenek dinini” ölçü edinirler. Peki,) Ya ataları bir şey bilmiyor ve hidayete ermiyor idilerse?”[21]
Dünya hayatını ahirete göre daha sevimli bulup imandan sonra gizli inkâra sapanlar, münafıktır
“Kim imanından sonra Allah’a (karşı) inkâra sapıp da, -kalbi imanla tatmin bulmuş olduğu halde baskı altında zorlanan hariç inkâra göğüs açarsa, işte onların üstünde Allah’tan bir gazab vardır ve büyük azab onlarındır.”
“Bu, onların dünya hayatını ahirete göre daha sevimli bulmalarından ve şüphesiz Allah’ın da inkâr eden bir topluluğu hidayete erdirmemesi nedeniyledir.”
“Onlar, Allah’ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar onların ta kendileridir.”
“Şüphesiz, onlar ahirette ziyana uğrayanlardır.”[22]
Yahudi ve Hıristiyanların hoşnut olduğu, tebrik ve teşekkürlerini bildirerek ödüller verdiği kimseler, yani; Yahudi ve Hıristiyanların dinlerine uyanlar:
“Sen onların (menfi) milletlerine (bozuk dinlerine ve batıl düzenlerine) uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olmazlar. De ki: ‘Şüphesiz (Haklı ve hayırlı olan) dosdoğru yol, Allah’ın (gösterdiği) yoludur.’ Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (istek ve arzu)larına uyacak olursan, senin için Allah’tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.”[23]
Kuvvet ve izzeti kâfirlerin yanında arayarak, mü’minleri bırakıp kâfirleri veliler (dost ve müttefik) edinenler
İman iddialarında samimi olmayıp, kendilerine kitap verilenlerden dinimizi alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kâfirleri dost ve müttefik edinenler
Allah’ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi dost ve müttefik edinerek ne bizden, ne de onlardan hayır ve destek görmeyenler
Allah’ın ve İman edenlerin düşmanı olanları dost ve müttefik edinenler ve onlara karşı sevgi besleyerek yolun ortasında şaşırıp sapmış hale gelenler
Din konusunda iman edenlerle savaşanları, iman edenleri yurtlarından sürüp-çıkaranları ve mazlum mü’minlere yönelik zulümlere destek olanları dost ve müttefik edinerek zalimler sınıfına girenler:
“Onlar, mü’minleri bırakıp kâfirleri dostlar (veliler) edinirler. ‘Kuvvet ve onuru (izzeti)’ onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, ‘bütün kuvvet ve onur,’ Allah’ındır.”[24]
“Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.”[25]
“Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kafirleri dostlar (veliler) edinmeyin. Ve eğer inanıyorsanız, Allah’tan korkup-sakının.”[26]
“Allah’ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar.”[27]
“Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkâr etmişler, Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (Hakkınız olan imkan ve makamlardan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur.”[28]
“Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan (Konum ve kurumlarınızdan) sürüp-çıkaranları ve sürülüp-çıkarılmanız için arka çıkanları dost (veli) edinmenizden sakındırır. Kim onları dost edinirse, artık onlar zalimlerin ta kendileridir.”[29]
Cihatsız İslam olmaz hakikatini inkâr edip İslam’dan cihadı çıkararak Kur’anı parça-parça kılıp işlerine gelen kısmına uyanlar
Dinlerini fırkalara ayırarak kendileri de parça parça olanlar, ellerindeki içinde “cihat” olmayan Dinin bir parçasıyla övünüp sevinenler
“Parça ayırıcılarına indirdiğimiz gibi,”
“Ki onlar Kur’anı parça-parça kıldılar.”[30]
“(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.”[31]
Sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden;
Allah, içinizden cihad edenleri belirtip-ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip-ayırdetmeden;
İçinizden cihad edenleri ve Allah’tan ve Resûlü’nden ve mü’minlerden başka sır-dostu edinmeyenleri Allah bilip (ortaya) dökmeden, bu imtihanı kazanacağını sananlar, münafıktır:
“Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü’minlerle; ‘Allah’ın yardımı ne zaman?’ diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah’ın yardımı pek yakındır.”[32]
“Yoksa siz, Allah, içinizden cihad edenleri belirtip-ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip-ayırdetmeden (ve herkesin gerçek ayarını kendisine ve aleme göstermeden) cennete gireceğinizi mi sandınız?”[33]
“Yoksa siz, içinizden cihad edenleri ve Allah’tan ve Resûlü’nden ve mü’minlerden başka sır-dostu edinmeyenleri Allah ‘bilip (ortaya) çıkarmadan’ bırakılıvereceğinizi (Yahudi, Hıristiyan ve Masonlarla muhabbet ve münasebetinizin münafıklık olduğunun gösterilmeyeceğini) mi sandınız? Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”[34]
Sizler, işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmemektedir.
İşte siz böylesiniz; dünya hayatında onları savundunuz. Peki, kıyamet günü onları Allah’a karşı savunacak kimdir?
Şu halde münafıklar konusunda ikiye bölünmeniz ne diye? Allah’ın saptırdığını hidayete erdirmek haddinize midir?
“Sizler, işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz Kitabın tümüne inanırsınız (Münafıklar ise işlerine gelmeyen ayetleri inkâra veya gereksiz saymaya kalkışır), onlar sizinle karşılaştıklarında ‘inandık’ derler, kendi başlarına kaldıklarında ise, size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. De ki: ‘Kin ve öfkenizle geberin!.’ Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.” [35]
“İşte siz böylesiniz (haydi marazlı münafıkları sahiplenip); dünya hayatında onları savundunuz (diyelim..) Peki, kıyamet günü onları Allah’a karşı savunacak kimdir? Ya da onlara vekil olacak kimdir?”[36]
“Şu halde münafıklar konusunda ikiye bölünmeniz ne diye? (İçinizden bazı gafillerin hala münafıkları saklama ve aklama gayreti hayret vericidir) Oysa Allah, onları kazandıkları (kötülük ve hıyanetleri) dolayısıyla tepe taklak etmiştir. Allah’ın saptırdığını hidayete erdirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, artık sen ona kesin olarak bir yol bulamazsın.”[37]
Kendi nefislerine ihanet edenleri savunma!
Kâfirlerle ve münafıklarla cihad et ve onlara karşı sert ve caydırıcı davran!
Kâfirlere ve münafıklara itaat etme ve onlara uyma!
Kâfirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma!
“Kendi nefislerine ihanet edenleri (İslam davasından ve Kur’an yolundan ayrılıp gidenleri) savunma. Hiç şüphesiz Allah, ihanette ilerlemiş günahkârı sevmez.”[38]
“Ey Peygamber, kâfirlerle ve münafıklarla cihad et ve onlara karşı sert ve caydırıcı davran. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yataktır o!..” [39]
“Ey Peygamber, Allah’tan sakın, kâfirlere ve münafıklara itaat etme. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”[40]
“Kâfirlere ve münafıklara itaat etme (onların ve güvendikleri şeytani odakların), eziyetlerine aldırma ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.”[41]
Allah’ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinenler, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah’ın taraftarlarıdır!
Mutlaka Allah galip gelecek ve elçileri de galip geleceklerdir!
Allah iman edenlere ve salih amallerde bulunanlara, kesin olarak ‘güç ve iktidar sahibi’ kılma vaadinde bulunmaktadır
“Kim Allah’ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah’ın taraftarlarıdır.”[42]
“Allah, yazmıştır: ‘Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de.’ Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır.”[43]
“Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va’detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl ‘güç ve iktidar sahibi’ kıldıysa, onları da yeryüzünde ‘güç ve iktidar sahibi’ kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkâr ederse, işte onlar fasıktır.”[44]
Allah’a ve Resulüne iman edip mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenlerin günahlarının bağışlanacağı, Cennetlere konulacakları ve Allah’tan yardım ve fetihle sevinecekleri müjdesi veriliyor
“Ey iman edenler, sizi acı bir azabdan kurtaracak bir ticareti haber vereyim mi?”
“Allah’a ve Resulü’ne iman edersiniz, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Bu, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.”
“O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte ‘büyük mutluluk ve kurtuluş’ budur.”
“Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah’tan ‘yardım ve zafer (nusret)’ ve yakın bir fetih. Mü’minleri müjdele.”[45]
Allah’ın iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara kesin olarak ‘güç ve iktidar sahibi’ kılma vaadine ve Allah’tan yardım ve fetih müjdesine inanmayıp; “şu fetih ne zamanmış”? diyerek iman edenlerle alay edenler
“Derler ki: ‘Eğer doğru söylüyor iseniz, şu fetih ne zamanmış?’”
“De ki: ‘Fetih günü, inkâr edenlere (o gün) inanmaları bir yarar sağlamaz ve onlara bir süre tanınmaz.“
“Öyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler.”[46]
“Onlara karşı apaçık ayetlerimiz (manası ve maksadı net ve kesin olarak) okunduğu zaman; Sen o (gizli) kafirlerin (Müslüman görünen münafık kimselerin) yüzlerindeki “münker”i (itiraz, isyan ve inkarı ferasetle sezip) tanıyabilirsin… Öyle ki, nerdeyse (kirli mahiyetlerini ve sinsi niyetlerini deşifre eden) ayetlerimizi kendilerine okuyanların üzerine saldırıp çullanacak (hale gelip hırçınlaşırlar)”[47]
[1] Âl-i İmrân: 94
[2] Nahl: 116
[3] En’âm: 21
[4] En’âm: 93
[5] En’âm: 140
[6] Zümer: 32
[7] Zümer: 60
[8] Hûd: 18
[9] A’râf: 37
[10] En’âm: 144
[11] Tevbe: 107-108
[12] En’am: 112- 113
[13] Araf: 16-17-18
[14] Bakara: 204-205-206
[15] Bakara: 109
[16] Âl-i İmrân: 86
[17] Nisâ: 115
[18] Muhammed: 25
[19] Muhammed: 32
[20] Nisâ: 61
[21] Mâide: 104
[22] Nahl: 106-107-108-109
[23] Bakara: 120
[24] Nisâ: 139
[25] Mâide: 51
[26] Mâide: 57
[27] Mücâdele: 14
[28] Mümtehine: 1
[29] Mümtehine: 9
[30] Hicr: 90- 91
[31] Rûm: 32
[32] Bakara: 214
[33] Âl-i İmrân: 142
[34] Tevbe: 16
[35] Âl-i İmrân: 119
[36] Nisâ: 109
[37] Nisâ: 88
[38] Nisâ: 107
[39] Tevbe: 73
[40] Ahzâb: 1
[41] Ahzâb: 48
[42] Mâide: 56
[43] Mücâdele: 21
[44] Nûr: 55
[45] Saff: 10-11-12-13
[46] Secde Suresi: 28-29-30
[47] Hacc:72

CÜBBELİ AHMET “BEL’AM”CIK’I VE MAHMUT EFENDİ YAKINLARINA UYARI!
FETULLAH GÜLEN DOSYASI
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
Dünyanın Fikri Değişimi Türkiye’den, FİİLİ DEĞİŞİMİ İSE FİLİSTİN’DEN BAŞLAMIŞTIR!
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
OĞUZHAN ASİLTÜRK’ÜN ERBAKAN’A İFTİRALARI
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
Özgür Özel, hapishanede bulunan İBB başkanı Ekrem İmamoğlunun yaptığı mitinglerle sesinini duyurmaya çalışıyormuş gibi görünürken…
"Başbakanlar, başbelasıdır bozuk düzende! Gizli gerçek hükümet, mason localarıdır Siyonist merkezler ise akıl hocalarıdır Amerika…
Sırtlanlar sadece, vergi yükler sırtlara BOP IMF görevlisidir, fatura hep yurttaşa Milli Görüş bereketle, zam…
Öyle anlaşılıyor ki hem CHP’de hem AKP’de hem de diğer muhalefet mahfillerinde, hâlâ en korkulan…
Bir toplumda iki sınıf vardır ki onlar bozulursa bütün toplumda ifsat olur bunlar yöneticiler ve…
"CHP’nin marazlı masonik takımı Kılıçdaroğlu’na karşıydı. Çünkü Kılıçdaroğlu, “Kirli, kiralık ve münafık cephenin” değil, “Milli ve duyarlı cephenin” yanındaydı.…
MİLLİ GÖRÜŞ - MİLLİ ÇÖZÜMDEN GAYRİSİ HAİM NAHUM DOKTRİNİN UYGULAYICISIDIRLAR. KİM DAHA İYİ UYGULAYACAKSA SİYONİZM…
Bugünlerde terörist başı bebek katili cani'nin ayağına gitmek için can atanların böylesine bir ihanete nasıl…
Anlaşılan amaç Özel'i bir şekilde aday yaptırıp tekrar kolaylıkla iktidarı sürdürmek. Tabi bu hizmet! falan…
Milli Çözüm, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, Kripto Yahudiler ve Pakraduniler” kitabında yakın siyaset tarihimizi doğrudan ve derinden…