Önümüzdeki yerel seçimler tarihi bir dönemeçtir. Çünkü insanlar seçimlerde, partileri değil, kendi geleceğini seçmektedir. Kişi sevdiği ve seçtiği ile beraberdir. Herkesin geleceği ve güvencesi, oy verip desteklediği zihniyetlerle belirlenecektir.
Oylarımızda sadece kendimizin ve yakın çevremizin değil, 70 milyon milletimizin ve hatta milyarlarca ezilenin hakkı vardır. Oy verdiğimiz partilerin bütün iyilik ve kötülüklerine ve bunların yan etkilerine ortak olunmaktadır.
Bu seçimler, yirmi parti arasında değil, iki zihniyet arasında yapılacaktır; sonunda 1- Ya Mili Görüşçüler 2- Ya IMF’ciler ve işbirlikçiler kazanacaktır.
IMF, faiz ve sömürü demektir.. Faiz ise, haksızlık ve ahlaksızlığın temel sebebidir. IMF’ciler, yani faizciler ve rantiyeciler; Hak’la ve halkla savaşan kimselerdir. IMF girdiği her ülkeye mutlaka zulüm ve zillet getirmiştir.
Milli Görüş dışındaki partiler, IMF reçetelerini uygulayacaklarını açıkça dile getirmekte, faizci ve rantiyeci olduklarını ilan etmektedir. Hepsi de, aynı yanlış görüşün farklı görüntüleridir.
DTP: IMF reçetelerine “ince ayar yapacaklarını” söylemektedir. Yani IMF’nin kalın kazıklarının ucunu sivriltecektir. Bunlar PKK’nın sivil ve siyasi temsilcisidir.
MHP: IMF reçetelerini “tartışmalı biçimde uygulayacaklarını” iddia etmektedir. Yani sözde IMF reçetelerine karşı çıkıyormuş edebiyatı yaparak, bütün emirlerini yerine getirecektir ve geçmişte hükümet olduklarında zaten IMF’ye boyun eğmişlerdir.
CHP: IMF’nin haciz komiseri Kemal Dervişlerin devamı niteliğindedir, zulüm ve sömürüye taşeronluk yapacakları kesindir. Süleyman Demirel gibi IMF’ci mason kafalardan ve eski kapitalist artıklarından medet umar hale gelmiştir.
Yani sağcı ve solcu işbirlikçilerin hepsi IMF’nin ABD ve AB’nin kıdemli hizmetçileridir.
AKP ise, IMF ve uluslararası Siyonist sermaye ile “düzenli ve düzeyli ilişkilerini sürdüreceklerini” ve de -nasıl olacaksa- Milli çıkarları gözeteceklerini ileri sürmektedir. Yani IMF zehirine yerli çikolata sürerek milletimize yedirmektedir. Bu bakımdan IMF’ci partilerin en tehlikelisidir. Çünkü kuzu postuna bürünmüş kurt yerindedir. Evet, “eğri”nin en tehlikelisi, “doğru”ya en yakın duran eğridir. Çünkü doğru ile karıştırılma ihtimali çok yüksektir.
Oysa, mikroptan ilaç yapıldığı, faizden fayda sağlandığı, IMF reçeteleriyle ülke kalkındığı hiç görülmemiştir. Bu nedenle IMF’ci partilere oy vermek, Amerikan dehşetini ve İsrail vahşetini desteklemekle aynı şeydir. Ve böyle vebale girenlerin vicdanları nasıl rahat edecektir?! Daha da beteri, ülkemiz kasıtlı ve planlı bir yıkılışa sürüklenmektedir ve IMF’ci hükümetler de buna alet edilmektedir. Ve hele yedi yıllık yamukluk ve yanlışlıklarından sonra, hala AKP’ye oy vermek, felaketi davet etmektedir. Bunların ucuz kahramanlık rolüne güvenilmemelidir.
Unutma, senin “oy”unda, aldatılan ve arka plana atılan başörtüsü mazlumlarının ve İmam-hatip okulu mağdurlarının hakkı vardır!
Çöplükten ekmek toplayanların ve çaresizlikten vücudunu satılığa çıkaranların hakkı vardır!..
Senin “oy”unda, bu ülkeyi bize vatan bırakan şehitlerimizin ve gelecek nesillerimizin hakkı vardır!..
Gazze’li gelinlerin, Afganlı gariplerin, Iraklı yetimlerin hakkı vardır!
Öyle ise, ne halktan kopuk Halk Partisine… Ne erkeklik satan ürkeklere… Ne de aslını inkar eden döneklere sakın oy atma!… Bu ülkeyi 30 yılda 3 kere felaketten ve iflas etmekten kurtaran Erbakan’ı unutma!.. Yapanlarla yıkanları, sadıklarla sahtekârları bir tutma! Refah-Yol hükümetinde ve Milli Görüş Belediyeciliğinde ekonominin düze çıkarıldığını, işçiye, memura, köylüye ve emekliye en iyi imkanların sağlandığını, fakir fukaraya sahip çıkıldığını hatırla!..
Kendini, bağrı yanıkların ve sistemin pençesinde kıvrananların bedduasına uğratma!..
Dünyanı ve ahretini karartma!… Saadet Partisi, Türkiye’nin garantisidir; desteksiz bırakma!
Şimdi soralım:
•1- Saadet’ten başka ahlaki ve manevi tahribatı dert edinen ve çare gösteren var mı?
•2- Saadet’ten başka, faizsiz, rantiyesiz, IMF’siz Milli ve yerli kalkınma projeleri üreten var mı?
•3- Saadet’ten başka, ABD ve AB emperyalizmine ve İsrail Siyonizm’ine karşı D-8’ler, İslam Birliği ve tüm ezilenlerin dirliği ile zalimleri ürküten var mı?
Öyle ise; “oy”larınla ya saadetini seçeceksin veya sefaletini…
Ya Milli Görüşü seçeceksin veya kirli bir zihniyeti..
Ya Refahını ve menfaatini seçeceksin veya felaketini….
Evet, “oy”unla, ya ülkemiz üzerindeki oyunları bozacaksın veya oyuna geleceksin…
Ve sakın unutma!
“İnsanların hayırlısı, insanlara faydası dokunandır.” En sevaplı ve en şerefli hizmet, haklı ve hayırlı bir zihniyetin iktidar olmasına katkıda bulunmaktır. Çünkü “bir saat adaletle hükmetmek, yetmiş yıl nafile ibadetten hayırlı” sayılmıştır.
Ve kesinlikle ümit var olmalıdır. Hele görelim, yarınlar neler doğuracaktır. Çünkü karanlığın en koyu olduğu an, sabaha en yakın olduğu zamandır.
Erbakan’ın D-8 oluşumu canlanıyor!
Gelişen Sekiz Ülke (D-8) sekretaryasının merkeziyle ilgili Ankara’da tarihi imza atıldı.
Türkiye ile Gelişen Sekiz Ülke (D-8) Sekreteryası arasında Merkez Anlaşması imzalandı. Anlaşmayla İstanbul’daki D-8 Sekretaryasının hukuki statüsüne resmiyet kazandırıldı.
Anlaşmayı, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti adına Müsteşar Ekonomik İşler Yardımcısı Büyükelçi Selim Kuneralp ile D-8 Sekreteryası adına Genel Sekreter Dr. Dipo Alam imzaladı.
Dışişleri Bakanlığındaki imza törenine, D-8 üyesi ülkeler olan Mısır, İran, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Pakistan ve Nijerya’nın Ankara Büyükelçileri katıldı.
Törende kısa bir konuşma yapan Büyükelçi Kuneralp, Türkiye’nin D-8 sekretaryasına verdiği önemden, ayrıca D-8’in tarihi ve amacından bahsetti. Büyükelçi Kuneralp, D-8 ülkeleri arasındaki coğrafi uzaklıklara rağmen, siyasi istekliliğin bu ülkeler arasındaki ticari ve ekonomik işbirliğini arttırdığını kaydetti.
D-8 Genel Sekreteri Dr. Dipo Alam da D-8’in Türkiye’nin girişimiyle hayata geçirilmiş olmasından dolayı Türkiye’ye teşekkür ederek ayrıca, D-8 Sekretaryasının resmi olarak İstanbul’da yer alacak olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.
İmzalanan Merkez Anlaşması, Türkiye’nin ev sahipliğini yaptığı D-8 Sekretaryasının görev ve faaliyetlerini etkin bir şekilde sürdürebilmesini teminen hukuki statüsünün belirlenmesi amacını taşıyor.
D-8 Nedir?
Erbakan Hoca’nın girişimiyle hayata geçirilen bir işbirliği platformu olan D-8’in kurulmasına yönelik olarak atılan ilk adımı, Türkiye’nin daveti üzerine Pakistan, İran, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya’nın katılımıyla 22 Ekim 1996’da İstanbul’da düzenlenen “Kalkınma İşbirliği Konferansı” başlatmıştı.
15 Haziran 1997 tarihinde İstanbul’da yapılan Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sonucunda D-8, İstanbul’da tesis edilen İcra Direktörlüğünü haiz bir yapıyla resmen kurularak faaliyetine başlamıştı.
Şimdiye kadar D-8 çerçevesinde İstanbul, Dakka, Kahire, Tahran, Bali ve Kuala Lumpur’da olmak üzere altı zirve, 11 bakanlar konseyi, 26 komisyon ve çok sayıda teknik toplantı yapıldı.
Güney-Güney diyaloğu çerçevesinde gelişme yolundaki ülkeler arasında oluşturulan işbirliği örneklerinden biri olan D-8’in amacı; kalkınma yolundaki ülkelerin dünya ekonomisi içindeki konumlarını sağlamlaştırmak, ticari ilişkilerini çeşitlendirmek ve ticaret alanında üye ülkelere yeni imkanlar yaratmak, uluslararası seviyede karar verme mekanizmalarına güçlü biçimde katılımlarını sağlamak ve halklarının yaşam seviyesini yükseltip çağdaş standartlara taşımaktı.
1997-2006 yılları arasında etkinliklerini İcra Direktörlüğü şeklinde sürdüren D-8, 9. Bakanlar Konseyi Toplantısında Genel Sekreterliğe dönüştürülmüştü. D-8’in, İstanbul’da yerleşik bir Sekretaryası bulunmaktaydı. Daha önce İstanbul’da KEİ binası içinde faaliyet gösteren D-8 Sekretaryası, Ağustos 2006’da İstanbul’da yeni bir ofise taşınmıştı.

CÜBBELİ AHMET “BEL’AM”CIK’I VE MAHMUT EFENDİ YAKINLARINA UYARI!
FETULLAH GÜLEN DOSYASI
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
Dünyanın Fikri Değişimi Türkiye’den, FİİLİ DEĞİŞİMİ İSE FİLİSTİN’DEN BAŞLAMIŞTIR!
FİLİSTİN’DE; BÜYÜK BAYRAMIN BÜYÜLÜ BAŞLANGICI VE ZEKİ GEÇKİL’İN ŞARLATANLIĞI
OĞUZHAN ASİLTÜRK’ÜN ERBAKAN’A İFTİRALARI
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
DİKKAT!? Soysuzların Soytarılığı!
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
KUR’AN’A TERCÜMAN, OLDUM KOVULDUM! (ŞİİR)
Anlaşılan amaç Özel'i bir şekilde aday yaptırıp tekrar kolaylıkla iktidarı sürdürmek. Tabi bu hizmet! falan…
Milli Çözüm, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, Kripto Yahudiler ve Pakraduniler” kitabında yakın siyaset tarihimizi doğrudan ve derinden…
Siyonizmi en iyi tanıyan ve tanıtan üstadımızdan sistemler değişse de güncelliğini asla yitirmemiş bir şiir.…
Sn. Kılıçdaroğlu'na önlem olarak getirilen Özgür Özel, CHP'nin Kılıçdaroğlu ile başlayan ve olumlu yönde gelişen…
Bu yüzyılda Hak davaya önderlik eden Necmettin Erbakan ve Onun Adil Düzen plan ve programlarıdır.Elbette…
Halkı yıllarca IMF ve AB uyum yasaları arasına sıkıştırılan güçlerin emrindeki yöneticiler ; canım ülkemi…
İSRA SURESİ 71. AYETİN HIŞMINA UĞRAMAMAK İÇİN ASRIMIZA VE KUR'AN'A TERCÜMAN OLAN MİLLİ ÇÖZÜM'E TÂBİ…
TUTARSIZLIK = KILIÇDAROĞLU KORKUSU!.. ÇÜNKÜ KILIÇDAROĞLU MİLLİ MUTABAKAT TARAFTARIYDI!... Özgür Özel CHP'sinde evet bir tutarsızlık…
Saf 8 يُر۪يدُونَ لِيُطْفِؤُ۫ا نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ Onlar, Allah'ın…
Tarihten günümüze hak davaya katılmış belli mevkilerde görev almış,farklı teşkilatlarda cemaatlerde bulunmuş olduklarını anlarken Hakkın…