YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
6920004f64076
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 7
Bugün : 5054
Dün : 45549
Bu ay : 857778
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45261599
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

RÜ'YA ÖZLEMİ

Lütfen mahrum, etme bizi
Müjdelerden, işaretten…
Galip buyur, hepimizi
Koru şirkten, hasaretten…

Rü’yalarla, teşrif buyur
Hikmet öğütlerin duyur
Yoksa kulun, gafil uyur
Bu manevi, meşveretten…

Dost varsa, yalnız kalınmaz
Gönül teşvişe, salınmaz
Kalbi körle, yol alınmaz
Uzak eyle, hakaretten…

Hainin dokunmaz hayrı
Kimsemiz yok, Senden gayrı
Bırakma, Kur’an’dan ayrı
Yoksun kılma, maharetten…

El âleme, bahar yazdı
Bize her gün, kış ayazdı
Lakin kalbimiz, beyazdı
Ruh kurtuldu, esaretten…

Neye yarar, boş riyalar
Umut olsun, tüm hülyalar
Kutlu haber, hak rüyalar
Ayırma hiç, basiretten…

İlham eyle, in’amını
Daim arttır, imanımı
Hayra çevir, gümanımı
Mağfur buyur, mazeretten…

Olgunlaştır, oldur bizi
Bu imanla, öldür bizi
Ya Rabb sonsuz, güldür bizi
Cennetinde, ziyaretten…

Bilirsin, nasıl özledim
Altmış yıl, yolun gözledim
Hasretle bağrım közledim
Yanıp bittim, hararetten…

Has kevser, fincanlarımla
Saf elmas, mercanlarımla
Milli Çözüm, canlarımla
Nasiptar et, mağfiretten… (Amiin, Amiin, Amiin)

5 2 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
18 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

İlham eyle, in’amını
Daim arttır, imanımı
Hayra çevir, gümanımı
Mağfur buyur, mazeretten

hak Teala’dan bize olan nimetlerini ve imanımızın artırmasını çok istiyoruz günahlarımızın ve mazeretlerimizin de affedilmesini Rabbimizden istirham ediyoruz ne olur bizi mağfiret Buyur Yarabbi

Hakikat mesajına son tercüman gibiydin..
Bu garip ruhumuza, taze güman gibiydin..
Münafıklara maraz, bize derman gibiydin..
Gönüllerin duası, gözlerin yaşı mıydın?
Ey şerefli şahsiyet, Sen sabır taşı mıydın?

 

Kesin olgunlaşmadan çıbanları deşmezdin.
Teşhis, tesbit olmadan, tedaviye geçmezdin
Hainlerin kurduğu, tuzaklara düşmezdin
Zalimlerin kâbusu, bilginler başı mıydın?
Bu ne soylu tavırdır, sen sabır taşı mıydın?  

 

Sen Hakka sevdalıydın, haksızı kayırmazdın
Ucuz kahramanlığa, tenezzül buyurmazdın
Uzun, ince hesaplar, şeytana duyurmazdın
Himmeti huzur veren, veliler şahı mıydın?
Yorulmaz ve yılmazdın, Sen sabır taşı mıydın?

 

Hiç bileğin bükülmez, devamlı dipdirisin
Sevgi bağın sökülmez, sadıkların pirisin
Sırrına akıl ermez, ulaşılmaz birisin
Dokunan cezbe alır, hikmet kumaşı mıydın?
Hiç acele etmezsin, Sen sabır taşı mıydın?

 

Siyonist canavarı, can evinden vuracak
Zulüm ve sömürüye, son verip durduracak
Türkiye eserinle, fermanlar buyuracak
Nebi, sıddıkların, salih yoldaşı mıydın?
Bu ne onurlu sebat, Sen sabır taşı mıydın?

 

Dünya değiştirmeye, soyunan adam Sendin
Bıkmadan mazlumları, savunan adam Sendin
Has gönülde sevilip, sayılan adam Sendin
Ters görene sormalı: Ya hu, sen şaşı mıydın?
Ey korkusuz kahraman, sen sabır taşı mıydın?

 

Zuhurat bekliyoruz, gayrı bitsin bu sancı
Nasibsiz nankörlerin, yüze vursun utancı
Sen Aziz Hocamızsın, başlarımızın tacı
Sohbetlerin sağaltır, ruhlara aşı mıydın?
O ne bitmez bereket, Sen sabır taşı mıydın?

 

Soruna ürkek değil, tam da bir erce bakardın
Saadet ikliminde, şimdi yüce Hakandın
Ey mutluluk müjdesi, çünkü sen Erbakan’dın
Sen Süleyman mührünün, o sırlı kaşı mıydın?
Bu ne büyük dirayet, Sen sabır taşı mıydın?

 

Göklere mi çekildin, gaybubet mi başladı
Bu ne acı haberdir, beyin yürek haşladı
Gafiller ölüm sanır, hayat yeni taçlandı
Mübarek vücudunla, nur beden naşı mıydın?
Aziz Asil Hocamız; Sen Sabır taşı mıydın?

Hani Allah, onları (düşman ordularını) Sana uykunda (sayıca) az gösteriyordu; eğer Sana (onları) çok gösterseydi, kesinlikle yılgınlığa kapılacaktınız ve (cihadla ilgili) işler konusunda gerçekten çekişmeye başlayacaktınız. Ancak Allah (mü’min mücahitlere) esenlik (kurtuluş) bağışladı (ve onları bu durumdan kurtardı). Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı duranı Bilendir.

Bilirsin, nasıl özledim
Altmış yıl, yolun gözledim
Hasretle bağrım közledim
Yanıp bittim, hararetten…

Has kevser, fincanlarımla
Saf elmas, mercanlarımla
Milli Çözüm, canlarımla
Nasiptar et, mağfiretten… (Amiin, Amiin, Amiin)

Lütfen mahrum, etme bizi
Müjdelerden, işaretten…
Galip buyur, hepimizi
Koru şirkten, hasaretten…

Rüyalara “Kur’an’a, Resul (Sav)’e” uygun bir bakış açısıyla bakan ve bu gerçeği makalelerle itiraz edilemez nitelikte izah edip tüm art niyetli kesimin marazını kurutan asrımızın Üstadı Ahmet Akgül Hocamızdı. Ve,
Manevi mesajlara en çok kıymet veren ve gelen mesajı anlayıp yapılması gerekeni hemen yerine getirme noktasında Ondan daha hassası yoktu!
Manevi mesajları anlam ve yorumlama noktasında ilmine, ferasetine yaklaşan olmadı.
Özellikle Aziz Erbakan Hocamızın görüldüğü rüyalar yolu ile gelen manevi mesajların şifresi sadece Üstad Ahmet Akgül Hocamızda bulunmaktaydı. (Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki Aziz Erbakan Hocamızı hayata dinlerken ne söylediği tam anlayamayan bizler (Fetö, Tsk, Atatürk, Adil Düzen, münafıklar… konusundaki sözlerini, tavırlarını tam manası ile anlayıp, gerektiği şekilde sorumlulukları kuşanamayan bizler) rüyalarını anlamaktan/yorumlamaktan/tevil etmekten aciz kaldığımız her halimizden belliydi. Hala daha İşin sahibinin, manevi müjdelerin vesilesinin, Üstad Ahmet Akgül Hocamız olduğunu anlamayanlar deli…     
Manevi mesajları anlama-anlatma noktasında ki cabası (Manevi mesajları dikkatle arşivleme, defaatle okuma ve uygun her kesimin anlatma yönünde) en öndeydi.
Manevi rüyalar ile yalan yanlış bilgiler doğrultusunda ki rüyaları “Kur’an, Resul (Sav), Aziz Erbakan Hocamız” süzgecinden geçirip sahtesini, yalan yanlış olanı da hayra yönlendirme noktasın da üstüne yoktu. Temel ölçülere uygun olmayan düşüncelerin Üstad Ahmet Akgül Hocamızın eliğinden geçmesi söz konu değildi.  
Olaylara Kur’an, Sünnet, Kıymetli zatlar ve Aziz Erbakan Hocamızın penceresinden hep baktığından ve Hayatı iman ve cihat olduğu için manevi müjdelerin muhatabı olmuştur.
Hakikate şaşı bakanlar mahrum, Haktan, elçisinden taraf olanlar “zafer, sevinç manevi müjdelerden” her daim nasipdar olacaklardır inşallah. 

KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABER

İnsan sevdiği ile beraberdir
Sadık; Davası, fikri izindedir
Şaşmaz yol Kur’an Kerimdir
Kalpten kalbe Ruh birleşiktir
Dostla rüyalar ayrı güzeldir!.

Önem öncelik sırası mühimdir
Bunu karıştırmamak gerektir
Rüyayı ilk saymak tehlikedir!
Aslolan hükümdür ayetlerdir
Rüyalar müminlere takviyedir

Ahirzaman’da rüya müjdedir!
Mümin gönüller için neşedir
Elbet manevi füze mermidir
Tek rüya ile amel tehlikelidir
Kıstaslara uymak mecburidir

Dost hayatının neresindedir? 
Zihninde mi kalbinde midir!.
Dilinde mi her zerrende midir
Onunla isen O hep seninledir
Rüyada Onu görmek sevinçtir

Bir oluşu özlemek, özlemini çektiğimiz Hakkın hakim olacağı Adil bir sistemi kurmak ve fethi mübine ulaşmak için çalışıp o günleri görüp yaşamak arzusu ile inşallah

Bilirsin, nasıl özledim
Altmış yıl, yolun gözledim
Hasretle bağrım közledim
Yanıp bittim, hararetten…
Has kevser, fincanlarımla
Saf elmas, mercanlarımla
Milli Çözüm, canlarımla
Nasiptar et, mağfiretten… (Amiin, Amiin, Amiin)

Kurt düşürme ağacıma
Aç yollarım Miracıma
Sağlamlık ver inancıma
Kat dergâhına Allah’ım…

Ne yazık kıymet bilmedim
Seferin keyfin sürmedim
Nefsin dolmuşuna geldim
Bağışla kulun Allah’ım…

Rü’yalarla, teşrif buyur
Hikmet öğütlerin duyur
Yoksa kulun, gafil uyur
Bu manevi, meşveretten…

Rüyalar, Misal Alemi ile Vücut Alemi arasında bir kısım ruha aktarılan kader çizgileri … Bu dünya vücut alemidir. Her şeyin vücut bulmuş şekli bu dünyada var. Misal alemi ise, çizgi film düşünelim. O çizgi filmin her bir karesini ayrı ayrı ayrı çiziliyor onları hızla ekrandan geçirince,  arka arkaya geldiği için biz onları sürekli yaşanıyor gibi görüyoruz. İşte bu dünyada yaşanan her bitkinin her hayvanın her insanın her olayın her hayatın , yangını depremi her neyse her birinin MİSAL ALEMİNDE çizilmiş özeti vardır. Ruh ekranına onlardan birkaç kare yansıyor. Ruya dediğimiz hadise bundan ibarettir.. Ruya budur. ONUN İÇİN RUYAYI YORUMLAMAK veya TE’VİL ETMEK İÇİN O MİSAL ALEMİNDEN HABERİ OLMAK LAZIMDIR. Çünkü o film şeklinde geçerse gerçek mahiyeti ortaya çıkıyor. Ama ondan birkaç kare yansırsa onun neye alamet olduğuna ancak misal aleminden veya hikmet ilminden haberi lazım ki onun manasını bilebilsin… Ama öyle rüyalarda vardır ki bizim yaşadığımız hayattan daha gerçekçi izaha gerek yok. Rüyaların çoğu Misal alemiyle Vücut Alemi arasında bir kısım ruha aktarılandır. Bu kaderinde ispatıdır. Misal Alemi demek kader çizgileri demektir. Allah bunu  planlamış çizmiş hazırlamış…. 

Sadık Rüyaların hayatımıza verdiği önemi ; Kur’an’ı – Hadisi Şerifleri anlamamızda bizlere kolaylık sağlaması…
Böylesi sadık rüyalara Milli Çözüm ehlinin sahipliği ASRIMIZA VE KUR’AN’A TERCÜMAN OLAN , AZİZ ERBAKAN HOCAMIZIN EN SADIK TALEBESİ TAKİPÇİSİ ZAMANIMIZIN BİLGE VE REHBER ŞAHSİYETİ ÜSTAD AHMET AKGÜL Hocamızın yüzüsuyu hürmetine olduğunu unutmadan her daim bu tür nimetlerin bu gerçek üzerine olduğunun farkında olarak istifade etmeye çalışır anlamaya çalışır uygulamaya çalışır isek bu nimetlere gark oluruz. Ama nefsimizden bilmeye başladığımız an işte tılsım o an bozulur ve cümleten o nimetlerden mahrum olur hatta minareden düşme gibi bir sonuçla hayatımız zehir olur. Rabbimiz cümlemizi böylesi bir sondan muhafaza buyursun… Amin.
Sözlerimi şairimizin şu muhteşem dizelerde geçen sözlere nail olabilmek için gayret ve çaba sarfedenlerden olabilmek duası ve temennisiyle bitirmek istiyorum:

Has kevser, fincanlarımla
Saf elmas, mercanlarımla
Milli Çözüm, canlarımla
Nasiptar et, mağfiretten… (Amiin, Amiin, Amiin)

Has kevser, fincanlarımla
Saf elmas, mercanlarımla
Milli Çözüm, canlarımla
Nasiptar et, mağfiretten… (Amiin, Amiin, Amiin)

O ne büyük bir sefkat ve merhamet nazarıdır ki yeri gelecek isim isim bedeni hastalıklarımızın şifa bulması için hangi tedavileri uygulamamız gerektiğini manevi hastalıklarımızın giderilmesi için yapmamız gerekenleri anlatacak, yeri gelecek haddimizi aşan hadsizliklerimizi hatırlatıp bizleri ikaz edecek. Kimi zaman saman alevi gibi yanıp sönüveren ateşimizi yeniden alevlendirecek müjdelerle teşrif edecek kimi zaman şimdiye kadar hiç duymadığımız sure tefsirleri ile hayret ve hayranlık içerisinde bırakacak.

Yarabbi gaflet uykusunda boğulan her anımıza tevbe ederiz sen bizi bu hakikatin sırrına erip böylesine muazzam hikmet ve nimet deryasında boğularak nefes almayı bilenlerden eyle (amin)

Âl-i İmran 193
Rabbimiz, gerçekten biz: “Rabbinize iman edin” diye imana çağrıda bulunan bir davetçiyi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik (ve ihsan) ehliyle birlikte öldür (iman ve istikamet üzerindeyken canımızı aldır).

https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/193

Âl-i İmran 194
Rabbimiz, elçilerin (vesilesiyle) va’ad ettiklerini bize de ver, (nimet ve nusretinden mahrum bırakma,) kıyamet gününde de bizi ‘hor ve aşağılık’ kılma. Şüphesiz Sen, asla va’adine muhalefet etmeyensin (Hakk sözünde duransın).

https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/194

Âl-i İmran 200
Ey iman edenler! (Din ve dava uğrundaki zorluklara, hayatın ve cihadın sıkıntılarına) Sabredin ve sabır üzerinde yarışın, (Allah’la, peygamberlerle, cihad emirinizle, Hakk yoldaki cemaatinizle) irtibatınızı koparmayın, kararlı ve sebatlı davranın (ve nöbet ve hizmet yerlerinizi terk edip ayrılmayın. Bu emirlere karşı gelmek hususunda) Allah’tan korkun. (Bu sayede) Umulur ki kurtuluşa ve başarıya (felaha) ulaşırsınız!..

https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/200

Ya Rabbi! İnayetinden ve hidayetinden mahrum etme bizleri.

Nefsimize ve şeytana karşı galip getir hepimizi. Her türlü şirkten, hasaretten ve hasetten koru bizleri.

Gaflet ve hadsizliklerimizden, hikmet ve manevi donanımla, tevbe ve istiğfarla uyandır bizleri.

Kalbi körlerden eyleme bizleri. Dost gönlünü yıkanlardan etme bizleri. Her türlü hakaretten ve hamasetten uzak eyle bizleri.

Dinimize, davamıza, elçine ve yüce zatına hain ve nankör etme bizleri.

Bizi kimsesiz ve sensiz bırakma. Kur’an’dan, hakikatten ve hayırdan ayırma.

Kışımızı bahara, hülyamızı umuda, rüyamızı kutlu sonuca ulaştır.

Her türlü esaretten arındır ruhlarımızı. Sadece sana döndür yüzümüzü ve gönlümüzü.

Riyadan, fitne ve fesattan uzak tut bizleri. Lütfeyle bize hidayeti, feraseti, basiret ve dirayeti.

İn’amını, ikramını, İlim ve irfanını ihsan eyle. Zalimlerin imhasını ve mazlumların ihyasını, Adil Düzen iktidarını ve kutlu medeniyet şahlanışını, Yüce şanını, İzzetini ve azametini izhar eyle.

İmanımızı, iz’anımızı ve vicdanımızı olgunlaştır. Özlerimizi, gözlerimizi, niyet ve özlemimizi sana döndür.

Dünyamızı ve ahiretimizi mamur eyle. Aziz Erbakan Hocamızın himmet ve şefaatini nasib eyle. Milli Çözümün ve Üstad Ahmet AKGÜL Hocamızın hakikatini ve kıymetini bilmeyi lütfeyle. Amin.

A’raf 155
Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam ayırıp seçti. (Ardından) Bunları da ‘(korkudan) dayanılmaz bir sarsıntı’ (deprem şaşkınlığı ve panik havası) tutuverince, dedi ki: “Rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından (ve yapmaları gerektiği halde yapmadıklarından) dolayı bizi helak mı edeceksin? (Gerçi) O da Senin deneme (fitne)nden başkası değildir. Onunla Sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin. Bizim Velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; çünkü bağışlayanların en hayırlısı Sensin (Allah’ım).”

Ey insanlar, eğer dilerse (Allah) sizi giderir (fırsatınızı ve iktidarınızı bitirir) ve (yerinize) başkalarını getirir. Allah, buna güç yetirendir. Nisa 133

Picture of Arzu ERAYDIN

Arzu ERAYDIN

YORUMLAR

Son Yorumlar
18
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...