TRUMP SUİKASTİ
VE
“SİYONİZM'İN” MEDYA MANİPÜLESİ
Biz, Yahudi güdümlü küresel medyada “Siyonist=Siyonizm” kelimelerinin neden ve hangi bahanelerle yasaklandığı? konusunu yazarken 13 Temmuz 2024 tarihinde, ABD Başkan adaylarından Donald Trump’a suikast haberleri konuşulmaya başlanmıştı. TV kanallarındaki ilk görüntülere ve ilgili haberlere bakınca bizim ilk aklımıza takılanlar şunlardı:
Trump’a yönelik suikastla ilgili videoları dikkatle izlediğimizde şu hususlar dikkatimizi çekiyordu:
FBI – Gizli Servis ajanı, yüksekçe bir çatıdan genç suikastçıyı görüyordu. Çünkü tam karşısında (140 m kadar uzağında) duruyordu… Ama onu etkisiz kılmak ve ateş etmeden devre dışı bırakmak için, nedense harekete geçmiyor ve bekliyordu!? Suikastçı Trump’ın tam kafasından (alnından) vurmak ve hayattan koparmak için nişan alıp ateş ediyordu… Ama o anda Trump’ın hafif bir baş hareketi sonucu, milimetrik sapma ile kurşun kulağını delip geçiyordu ve o kadar etkiliydi ki hemen arkasındaki kişinin beynini dağıtıyor, diğer iki kişi de ağır yaralanıyordu…
Buraya kadar gördüklerimiz, yorumlarımız o ki; asıl plan, önce Trump öldürülecek, sonra da resmi ajanlarca katil indirilecek ve Kennedy suikasti gibi bu olay komplo teorilerinin gündemine bırakılacaktı. Bu duruma göre; suikastçı genç, özel hazırlanmıştı ve 140 metreden hedefini vuracak kadar da nişancıydı… Ama artık hayatta olmadığına göre, bu girişimin bir muamma olarak kalması hesaplanmıştı.
Olayın görgü tanıklarından birisi: “Bulunduğumuz yerden rahatlıkla görebileceğimiz şekilde, silahlı bir adam tırmanıp çatıya çıktı. Bundan kuşkulanıp güvenlik güçlerini uyardık, ama kimse oralı olmadı!..” diyerek, bu olayın kasıtlı ve planlı olarak ayarlandığını açığa vurmuşlardı.
Öyle anlaşılıyor ki, ABD’de yaklaşan Başkanlık seçimlerini; “Bunak Biden mı, yoksa manyak Trump mı kazanacak?” tiyatro senaryolarına biraz ciddiyet ve gizem katmak üzere tezgâhlanmış bir kovboy filmi hazırlanmış, ama bunda bile çuvallamışlardı. Siyonist Baronların asıl amaçları; bu “Demokratik yarıştaki seçim heyecanını arttırmak!” ve halkı suni gündemlerle avutup oyalamak ve Amerika’nın katil ve terörist İsrail uşaklığını unutturmaktı…
Siyonist odakların, manyak Trump’tan ise bunak Biden’ı daha rahat kullanacağı aşikârdı… Ancak bunlar için, bir gecede piyasaya binlerce Biden ve Trump çıkarılırdı… Bunlardan birileri veya yüzlercesi suikasta uğramış, Amerikan toplumu karışmış, ülke ve dünya ekonomisi dumura uğramış… Umurlarında bile olmazdı. Kendi şeytani saltanatları ve Büyük İsrail hesapları uğruna, ellerinden gelen her alçaklığı yaparlardı; zaten Siyonist tıynetleri ve zihniyetleri buna göre kurgulanmıştı… Hatta bu karışıklık ve kargaşalardan ekonomik ve stratejik rantlar bile sağlarlardı.
Suikastin, acemi sayılacak bir gençle ve M16 otomatik eğitim tüfeğinin yarı otomatik cinsi sivil bir tüfekle yaptırılması ise, bu olayın: “Ciddi devlet istihbarat birimlerinin ve terör örgütlerinin değil, fanatik bir taraftarın basit bir girişimi” gibi algılanmasını sağlama hesaplı planlandığı sırıtmaktaydı.
“Siyonist” Kelimesinin Yasaklanması
Milli Çözüm Dergimizde İngilizce yayımlanan önemli yazıların, en son “Türkiye’yi Siyonist JP. Morgan’lar mı, Yoksa İslamist (!) RT. Erdoğan’lar mı Yönetiyorlardı?” başlıklı makalenin İngilizce aktarımının Facebook ve Instagram’ın çatı şirketi Meta tarafından sansüre tâbi tutulması, Siyonist ve terörist İsrail ve işbirlikçileri dışında, bütün gerçeklere ve dik duruş sergileyenlere karşı açılmış bir Medya savaşıydı. Evet, “Siyonizm” ve “Siyonist” sözcükleri, “Yahudi düşmanlığı” sayılarak yasaklanmıştı.
“Kuduz Netanyahu, Gazze saldırılarından bir ay kadar önce katıldığı BM Genel Kurulunda bir harita paylaşmıştı. Bu haritada, Gazze bölgesindeki bütün Filistinlilerin Sina Çölü’ne sürüleceği ve boşalttıkları bölgenin İsrail işgaline gireceği anlaşılmaktaydı. Zaten HAMAS bu Siyonist planın farkına vardığından dolayı İsrail’i durdurmak ve caydırmak amacıyla saldırılar başlatmıştı” tespitlerimiz bile sansüre takılmıştı. Oysa bu bilgiler ve belgeler BM kayıtlarında bile hâlâ durmaktaydı.
Bütün dünyadaki işgal ve sömürü girişimlerine “Demokratikleşme” kılıfı saran ABD ve Siyonist merkezlerin güdümündeki Medya şirketleri; “Madem öyle, Ukrayna’da Zelenskiy’nin seçimleri iptal ettirip kendisini ömür boyu Başkan ilan etmesine niye karşı çıkmadınız?” sorumuzu bile “Holokost=Yahudi düşmanlığı” şeklinde yorumlayıp çarpıtmışlardı. Aslında bu sahte özgürlük şövalyeleri, Siyonist Yahudi hayallerinin ve İsrail vahşetinin uşaklığını yapmaktalardı.
Meta’dan (Facebook) İsrail’e ‘Siyonizm’ Kalkanı
Facebook ve Instagram’ın çatı şirketi Meta, nefret söylemi politikasında önemli bir güncelleme yaptığını açıklamıştı. Şirket artık “Siyonizm” sözcüğünün İsrailli bireyler için kullanıldığı bahanesiyle bu tür paylaşımları yasaklayacaktı. Dünyanın en güçlü teknoloji şirketlerinden birinin “Siyonist” terimine yönelik yasağı genişleteceğini duyurmasının ardından, İsrail yanlısı ve Siyonist kafalı gruplar büyük bir zafer elde edilmesini memnuniyetle karşılamıştı. Meta Küresel Medya Şirketi, artık Facebook, Instagram ve Threads gibi platformlarından, bu terimi kullanan içerikleri kaldıracaktı. Şirket ayrıca “Siyonistlerin dünyayı yönettikleri veya medyayı kontrol ettikleri iddialarını” da yasaklayacaktı. Novara Media’ya konuşan antisemitizm uzmanı Brendan McGeever, bu kararı “sorunlu” olarak tanımlamış ve gerçek antisemitizme karşı mücadeleyi sekteye uğratacağını hatırlatmıştı.
“Siyonistler Dünyayı Yönetiyor” Gerçeğinden Rahatsız Oluyorlardı!..
Bu Şeytani karar, şirketin aylarca süren araştırmasının ve terimin tarihsel olarak nasıl kullanıldığı ve özellikle Gazze’deki savaş devam ederken sosyal medyada şu anda nasıl kullanıldığına ilişkin soruşturmasının ardından alınmıştı. Meta, karara varmak için dünyanın dört bir yanından 145’ten fazla tarihçi, insan hakları grubu, hukuk ve insan hakları uzmanı ve ifade özgürlüğü savunucusuyla görüştüğünü söylese de, hepsi kendi elemanlarıydı. Alınan bu karar, sosyal medya kullanıcılarının tepkisiyle karşılaşmıştı. Bir sosyal medya kullanıcısı X hesabından yaptığı paylaşımda, “Mark Zuckerberg’in, ‘Siyonistler dünyayı yönetiyor veya medyayı kontrol ediyor’ gibi iddiaların yasaklanması, açıkça şunu kanıtlamaktadır: ‘Evet, Siyonistler dünyayı yönetiyor, medyayı kontrol ediyor…’” diye yazmıştı. Bu arada Meta, Ortadoğu ile ilgili içerik moderasyon uygulamaları konusunda incelemelerle karşı karşıya kalmıştı. Eleştirmenler ve hak grupları, şirketi, özellikle bölgedeki son gerginlik ışığında, platformlarında Filistinlileri destekleyen içerikleri sansürlemekle suçlamışlardı.
ABD merkezli sosyal medya platformlarının Filistin konusunda İsrail yanlısı sansür uyguladığı ortaya çıkmıştı!
Siyonist güdümlü Küresel Medyada; Filistin, Gazze, Hamas, Kassam Tugayları ile ilgili içeriklerin dağıtımı, paylaşımı engellenirken, İsrail ya da İsrail yanlısı içerikler yaygınlaşmıştı. Büyük sosyal medya platformlarının önemli bir kısmının ABD ve Siyonizm merkezli olmasının İsrail-Filistin meselesinde bilgiye ulaşımı sınırladığı ve bu platformlarda İsrail yanlısı sansür uygulandığı ortaya çıkmıştı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Bayrakcı, AA muhabirine, ABD merkezli sosyal medya platformlarının İsrail-Filistin konusundaki tutumunu aktarmıştı. Bayrakcı, sosyal medya platformlarını yöneten kişilerin kişisel görüşlerinin şirket politikalarını etkileyebildiğini kaydederek, şunları vurgulamıştı:
“Meta şirketinin sahibi Mark Zuckerberg’in ve bu şirkete reklam verenlerin kişisel görüşlerini uygulamış olduğu politikalarda etkin şekilde görebiliyoruz. 7 Ekim’in hemen ardından Facebook’un bir ekip kurarak o bir haftalık süreçte yaklaşık 800 bin içeriği kaldırdığını biliyoruz. X’in sahibi Elon Musk’ın konuya taraf olduğuna dair açık bir beyanı olmasa da İsrail’i ziyaret etmesinden anlaşıldığı üzere, bir şekilde İsrail lobisi sosyal medya platformları üzerinde etkin konumdadır…”
Büyük sosyal medya platformlarının birçoğunun ABD merkezli olduklarını ve bunların sansür tartışmalarıyla gündeme taşındıklarını hatırlatan Bayrakcı, farklı coğrafyalarda merkezi olan sosyal medya platformlarının sayısının arttırılmasının temel bir ihtiyaç haline geldiğini anlatmıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün: “META, Filistin yanlısı paylaşımlara sansür uyguluyor!” uyarısı!
İnsan Hakları İzleme Örgütü; Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın sahibi Meta’nın içerik denetleme politikaları ve sistemlerinin, 7 Ekim’den bu yana devam eden İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından Instagram ve Facebook’ta Filistin’i destekleyen paylaşımları giderek daha fazla susturduğunu açıklamıştı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) yayımladığı “Meta’nın Tutulmayan Sözleri: Instagram ve Facebook’taki Filistin İçeriğinin Sistemli Sansürü” başlıklı 51 sayfalık raporda; Mark Zuckerberg’e ait Meta’nın, bünyesindeki sosyal medya platformlarındaki İsrail yanlısı tavırları kınanmıştı. Raporda, Meta platformlarında Filistin’i destekleyen barışçıl yaklaşım ve uyarıların ve Filistinlilerin insan haklarına ilişkin kamusal tartışmalar da dahil olmak üzere paylaşımlarının kaldırıldığı ve bastırıldığı vurgulanmıştı.
HRW, rapor çalışması çerçevesinde 60’tan fazla ülkeden 1050 sansür vakasını incelemeye almıştı.
“Her biri en az 100 kez tekrarlanan 6 temel sansür modelinin belirlendiğine” işaret edilen raporda, bunlar arasında içeriğin kaldırılması, hesapların askıya alınması, içerikle etkileşimde bulunulamaması, hesapları takip etmenin ve etiketleşimin zorlaştırılması, Instagram/Facebook Live kullanımının kısıtlanması ve bir kişinin gönderilerinin, hikâyelerinin veya hesabının bildirimde bulunulmadan görünürlüğüne engel olunması gibi sansürlerin yer aldığı aktarılmıştı. Filistin yanlısı içeriklerin kaldırılmasının ve bastırılmasının Meta’nın içerik denetleme politikalarından ve tutarsız uygulamasından kaynaklandığı belirtilerek 300’den fazla vakada, itiraz mekanizmasının “arızalanması” nedeniyle kullanıcıların içeriğe itiraz edemediği hatırlatılmıştı. Platformun, Filistinlilerin yaralanma ve ölümlerini belgeleyen haber değeri taşıyan onlarca içeriği kaldırarak tutarsız yaklaşımına devam ettiği vurgulanmıştı.
HRW’nin üst düzey yöneticilerinden Deborah Brown, “Meta’nın Filistin’i destekleyen içeriğine sansür uygulaması, tarif edilemez boyuttaki İsrail vahşet ve baskılarını masum Filistinlilerin feryadını kıstığı bir dönemde, acıları daha da yoğunlaştırmaktadır!” ifadesini kullanarak Meta’nın sansürünün Filistinlilerin dramını unutturmayı amaçladığı hatırlatılmıştı. Oysa “Meta, modası geçmiş özürler ve boş vaatler yerine, şeffaflık ve iyileştirme yönünde somut adımlar atarak Filistin ile ilgili sansürü tamamen kaldırma konusunda ciddi ve acil adımlar atmalıydı.”
Meta, ABD’nin belirlediği “terörist örgütler” listelerine göre davranmaktaydı!
Belgelenen yüzlerce vakada Meta, ABD’nin belirlediği “Tehlikeli Örgütler ve Bireyler” politikasına uygun davranmaktaydı. Meta’nın, bu listeleri, İsrail ile Filistinli silahlı gruplar arasındaki gerilimler hakkındaki meşru söylemi kısıtlamak için kapsamlı biçimde çarpıttığı anlaşılmıştı. HRW’nin raporu, Meta’ya yönelik ilk şikâyet de sanılmasındı. 2021 tarihli bir HRW raporunda da Facebook’un İsrail ve Filistin’le ilgili insan hakları sorunlarının tartışılmasına yönelik sansürü belgelenerek “Meta’nın, birçok insanı keyfi olarak ve açıklama yapmadan susturduğu” vurgulanmıştı.
YouTube, “Komplo Teorileri” diyerek Siyonist İsrail’le ilgili gerçekleri gizleme kararı almıştı!
YouTube, dünyanın en büyük video platformunda, kamuoyunda yapılan bazı yanlış adımların ardından yanlış bilgilendirmeyi engelleme isteğinin arttığını yansıtarak, komplo teorilerini ve yanlış bilgileri teşvik etmeyi önlemek bahanesiyle kullanıcılara yeni videolar öneren öneri algoritmasını yeniden düzenlediğini açıklamıştı. YouTube bir blog yazısında, şirket kurallarını ihlal etme sınırına “yaklaşan, ancak tam olarak aşmayan” içeriklerin yayılmasını nasıl azaltacağına “daha yakından baktığını” vurgulamıştı. YouTube kullanıcıları, meşru haberleri izlemeye başladıklarında bazı komplo teorilerine ve yanlış içeriklere yönlendirilmelerini güya eleştiriyorlardı.
Güya, şirketin öneri algoritmalarındaki değişiklik altı aylık bir teknik çabanın sonucu yapılacaktı. İlk başta küçük olacak -YouTube, sitenin içeriğinin %1’inden daha azına uygulanacak- ve yalnızca İngilizce videoları kapsayacaktı. Bu da istenmeyen birçok içeriğin hâlâ çatlaklardan sızacağı anlamını taşımaktaydı. Blog yazısında, “Bu değişimin, ifade özgürlüğü için bir platform sağlamak ile kullanıcılarımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek arasında bir denge kurmak amacı taşıdığı” yalanına sığınılmıştı. Asıl amaç, Siyonist Yahudilerin ve İsrail’in Şeytani plan ve projelerinin anlaşılmasına engel olmaktı. “Tarihsel olarak ifade özgürlüğü endişelerine geniş bir özgürlük tanıyan YouTube, komplo teorilerini veya diğer yanlış bilgi biçimlerini yasaklamaz. Şirket sadece nefret söylemini yasaklar, ancak onu, savunmasız gruplara yönelik şiddeti veya nefreti teşvik eden konuşma olarak oldukça dar bir şekilde tanımlar.” denilerek, “Siyonizm” kavramını ve Şeytani kapsamını saklama amacı taşımaktaydı.
Milyarlarca insanın aktif şekilde kullandığı sosyal medyanın önemli bir propaganda aracı olduğu hatırlatılarak, şu değerlendirmelerde bulunmuşlardı:
“Gazze olaylarını düşünürsek, İsrail’in sosyal medya platformlarını aktif şekilde kullanarak öncelikle kendi halkını ikna etmeye çalıştığını görüyoruz. Öte yandan bu yalan hikâyeleri geniş kitlelere yayarak destek almaya çalıştığını anlıyoruz. İsrail, hem ulusal hem uluslararası desteği arkasına alarak, tarafsız insanların manipüle edilen yanlış verilere erişimini sağlamaya çalışıyor. Burada üzerinde durulması gereken konu, bu platformların hem haber kaynağı, hem hikâye anlatısı hem de propaganda aracı olarak rol oynarken bu rolün dengesiz ve eşit olmadan kullanılmasıdır. Filistin, Gazze, Hamas, Kassam Tugayları ile ilgili içeriklerin dağıtımı, paylaşımı engellenirken İsrail ya da İsrail yanlısı içerikler yayılıyor. Bunun temel gerekçelerine baktığımızda da hem sosyal medya platformlarının ABD merkezli olması hem de İsrail Siber Birimlerinin sosyal medya platformlarında etkin gücünün olduğu ortaya çıkıyor.”
BBC ve New York Times gibi (Siyonist Sermaye güdümlü) geleneksel medya zaten sınıfta kalmıştı!
Sosyal medya platformlarının; hikâye anlatıcısı olarak kurgu-kurmaca yaptıkları, bağlamından koparılarak kullanılan manipülasyonları ve dezenformasyonları bırakıp, bu platformların şeffaflık ve nesnellik için taraflara eşit davranmaları yeterli olacaktı. Özellikle savaş zamanında hem geleneksel medya hem de sosyal medya için objektiflik daha bir önem taşımaktaydı. Maalesef bu süreçte BBC gibi, New York Times gibi geleneksel medya zaten sınıfta kalmıştı. Kullandıkları dil, takındıkları tutum ve duruş tamamen İsrail yanlısıydı. Gazze’ye karşı olan şeylere “operasyon” denilirken, İsrail’e karşı girişimlerin “saldırı” diye aktarılması, Gazzeli tutukluların “esir”, İsraillilerin “mahkûm” sayılması bu kasıtlı ve çifte standartlı tavrı yansıtmaktaydı. Bu savaşta asıl mağdur olan Filistin halkı iken ana akım medya İsrail’i mağdur gibi sunmaktalardı.
Filistin’e yönelik sansürün Hamas veya Kassam Tugayları’nın ötesinde, tüm Filistin’e karşı uygulandığı açıktı. Kişisel olarak Filistin veya ilgili etiketlere yapılan veya yapılmayan paylaşımlar arasında ciddi bir görüntüleme farkı vardı.
Filistin’e Sistematik bir sansür uygulanmaktaydı.
Sosyal medyada sansür için kullanılan birçok yöntem vardı: Birincisi attığınız postları, ‘story’leri, yorumları doğrudan silip kaldırarak, hesapları askıya alarak veya hesapları doğrudan kapatarak içeriklerle etkileşimde bulunamama, yani görülen bir içeriği beğenemeyip yasaklama gibi müdahaleler yapılmaktaydı. X’teki etiketlerdeki harflerin değiştirilerek içeriğin manipüle edildiğine rastlanmaktaydı. Gölge yasaklama (shadow banning) ile gönderilen içerikler hassas olarak işaretlenip tıklayarak gör uyarısı alınmaktaydı. ‘Bot’larla Filistin ya da Gazze lehine olan içeriklere doğrudan engel olunmaktaydı. Bu konuda Meta’nın kötü bir geçmişi vardı. Bu şekilde sistematik bir sansür uygulanmaktaydı. Sosyal medyada sansür tartışmalarına ilişkin sorunlar, “ifade özgürlüğü” ve “enformasyona erişim hakkı” gibi temel hakların sınırlandırılmasıyla alâkalıydı. Oysa bu platformların bir şirket olarak istediği gibi bilgi akışını durduramayacağını ve haber edinme hakkı sağlayan platformlar olarak Birleşmiş Milletler kurallarına tâbi olduklarını unutmamak lazımdı.
Facebook’un “Siyonizm kavramıyla ilgili” uygulamış olduğu sansürden kesinlikle sorumlu tutulması lazımdı.
Çünkü sansürün olduğu yerde sağlıklı kamuoyu araştırmaları ve tartışmaları yapılamazdı. Toplumun bir platformda uygulanan sansürlere karşın farklı platformdan veya haber kaynaklarından edinilen bilgilerle sansür karşısında tepki göstermesi kaçınılmazdı. Farklı yerlerde bu konuda protestolara başlanmıştı. Yerli ve milli olmasına bile gerek yok, farklı coğrafyalardaki sosyal medya platformu sayısının arttırılması çok ciddi anlamda temel bir ihtiyaç halini almıştı. Öte yandan bu gibi savaş dönemlerinde sosyal medya platformlarının sivil toplumla birlikte hareket etmeye açık olması şarttı.
Siyonist Sosyal Medya Devleri İsrail’in İnsanlık Suçunu Örtmeyi Başaramayacaktı!
İsrail kaynaklı resmi verilere göre Meta ve TikTok, Tel Aviv’den 8 binden fazla içeriğin kaldırılması için talep almıştı ve bu içeriklerin %94’ü kaldırılmıştı. ADEO Cyber Security şirketinde siber güvenlik uzmanı Ersin Çahmutoğlu, İsrail-Filistin meselesinde sosyal medya devlerinin tutumunu AA Analiz için kaleme almıştı.
“Dünyada milyarlarca insanın aktif olarak kullandığı sosyal medya uygulamaları, kimi zaman dünyanın bir ucunda olup bitenleri anlık olarak aktarma, kimi zaman ise ticari veya eğlence amaçlı içeriklerle platformu zenginleştirme çabalarıydı. Bunları yaparken de belirli algoritmalarla ve içerik üretim politikalarıyla kullanıcılara neyi, nasıl göstereceklerini de işin başında belirliyorlardı. Sosyal medya şirketlerinin belirlediği algoritmalar ve politikalar, kullanıcılarının dünya çapında yaşanan hangi olayları ve sonuçlarını görebileceğini de doğrudan etkileyen unsurlardı. Bu durum, sosyal medya devlerinin gündemi manipüle ettiğine dair tartışmaları doğurmaktaydı…”
Algoritmalar (özel tasarlanan ve çarpıtılan yollar ve yorumlar) ve sansür politikalarıyla gündem manipüle edilip saptırılmaktaydı!
Başta X, Meta, Google ve TikTok olmak üzere pek çok sosyal medya platformu, kullanıcıların görmek istedikleri gündemden ziyade, kendi kanaat ve algoritmalarının belirlediği gündemi yayma amacı taşımaktaydı. Bu konuda neredeyse bütün sosyal medya devleri benzer amaçlarla oluşturulan algoritmalar ve politikalarla hareket ediyorlardı. Konuyu daha iyi anlamak adına, X’in yayımladığı bir örneğe bakmakta fayda vardı. X şirketinin resmi açıklamalarında belirttiği üzere, şirket politikalarıyla dizayn edilen algoritmalar bize hangi içerikleri göstermek istiyorsa platformda onu görme şansımız vardı. Uygulama bu konuda seçimi bize bırakmıyor ve kendileri karar veriyorlardı. Bu politikalar sayesinde, platformda en çok tartışılan ve etkileşim alan konular ve içerikler, ilgili ülkedeki tüm kullanıcıların karşısına çıkarılıyorlardı.
Bu algoritmaların (çarpıtma ve saptırma operasyonlarının) nasıl belirlendiği ise tam bir muammaydı. Uzmanlara göre pek çok sosyal medya şirketi “kara kutu” adı verilen algoritmalar kullanıyorlardı. Bu ise algoritmaların iç işleyişinin kullanıcılardan gizli tutulduğu anlamını taşımaktaydı. Ve çoğunun beyni Siyonist odaklara bağlıydı. Zaten esas sorun da burada başlamaktaydı. Gizli algoritmalar, aslında bir anlamda gündemi manipüle ediyorlardı. Sosyal medya şirketleri, Twitter Files örneği gibi kimi zaman devletlerden aldıkları ve Siyonist merkezlerden talimatla, kimi zaman da şirketin ticari çıkarları gereği bu çarpıtmaları dizayn ediyorlardı. Bu konuda, özellikle son zamanlarda İsrail’in Filistin’deki insanlık suçunu adeta örtmeye çalışan sosyal medya devlerinin tutumları büyük tartışmalara yol açmışlardı.
İsrail-Filistin meselesinde sosyal medya devlerinin kasıtlı tavrı
Özellikle İsrail’in Filistin’deki soykırıma varan katliam ve tahribatlarının pek çok sosyal medya platformunda gündem olarak öne çıkamadığı, diğer bir deyişle sansüre uğradığı açığa çıkmıştır. Özellikle Meta’nın en büyük iki platformu olan Facebook ve Instagram’da, İsrail terörü ve zulmüne dair paylaşımlardan dolayı kullanıcıların hesaplarının askıya alınması, paylaşımların sansüre uğraması ve hatta tamamen kaldırılması gibi tutumlar, taraflı ve kasıtlı tavrın kanıtlarıdır. Bu konuda yayımlanan raporlar ve yapılan araştırmalar, Instagram ve Facebook’ta Filistin ile ilgili içeriklere uygulanan sansürün “sistemik ve küresel” olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca Meta’nın, anlaşma gereği doğrudan İsrail siber otoritesinden gelen “içerik kaldırma” taleplerini eksiksiz bir şekilde uyguladığı anlaşılmıştır.
Ayrıca, Meta’nın yanı sıra TikTok’un da İsrail hükümeti adına içerik denetimi yaptığına ve sansür politikası uyguladığına dair raporlar yayımlanmıştır. İsrail kaynaklı resmi verilere göre Meta ve TikTok, Tel Aviv’den 8 binden fazla içeriğin kaldırılması için talep almıştır ve bu içeriklerin %94’ünü kaldırmışlardır. TikTok’un, özellikle Filistin’i destekleyen ve dünyada çeşitli ülkelerden “soykırım” etiketiyle paylaşılan video klipleri herhangi bir gerekçe olmadan yasaklanmıştır. Google’ın İsrail hükümeti lehine tutum sergilemesi de tartışılan konular arasındadır. Şirketinin İsrail’deki faaliyetlerini eleştiren bir Google çalışanının işten kovulması ve Google’ın İsrail ordusuna yapay zekâ hizmetleri sağlamak için Project Nimbus adı verilen 1,2 milyar dolarlık anlaşma imzalaması, insanlığın beyninin nasıl yıkandığının, gerçeklere erişimin tıkandığının ve Milli Çözüm Dergisi İngilizce yayınlarının neden sansüre uğradığının yanıtları ve kanıtlarıdır.
Sonuç olarak; Google, Meta ve TikTok gibi sosyal medya şirketlerinin İsrail lehine tutumları resmi raporlarla kanıtlanmıştır. Filistin’deki insanlık dramına ve soykırıma varan eylemlere dikkat çekmek amaçlı çeşitli ülkelerden yapılan paylaşımlar sansüre uğramaktadır. Bu paylaşımları yapan bazı kullanıcılar ise geçici olarak veya tamamen platformdan yasaklanmaktadır. Sosyal medya devlerinin İsrail’in zulmüne sessiz kalmaları ve hatta Tel Aviv’in taleplerine göre davranacakları anlaşılmaktadır.
İsrail’in, Siyonist ve terörist tahribatlarının gizlenmesi imkânsızdı!
Sosyal medyanın dünyada kitleleri harekete geçirebildiği veya toplumlara yön verebildiği gerçeği, son yıllarda daha net biçimde ortaya çıkmıştır. Ancak bugün İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırıma varan saldırılarına dair dünyanın çeşitli yerlerindeki toplumların sosyal ağlardaki tepkileri oldukça düşük düzeyde kalmaktadır. Çünkü sosyal medya devlerinin belirli algoritmalar üzerinden uyguladığı sansür politikaları, dünya toplumlarının gerçeği görmesine engel olmaktadır.
Sosyal medya devleri; Filistin halkının maruz kaldığı zulmü ve dehşeti, herhangi bir sansür uygulamadan olduğu gibi yansıtsa ve İsrail’den yana değil de bombalı saldırılara hedef olan sivillerden yana tutum alınsa belki savaşın seyri değişmiş olacak ve barışa daha çabuk yaklaşılacaktır. Böyle bir ihtimalde, Batılı toplumlar da İsrail’e destek çıkan, hatta koşulsuz şartsız Tel Aviv hükümetinin yanında olan devlet başkanlarına sosyal medyadan organize olarak baskı uygulayacaklardır. Böylece ilgili Batılı devletlerin İsrail’e karşı politikaları da muhtemelen değişmek zorunda kalacaktır. Dolayısıyla başta X olmak üzere, Facebook, Instagram, YouTube ve TikTok gibi platformların bu yönde adım atması önemli bir girişim olacaktır. [1]
[1] Anadolu Ajansı – 16 Nisan 2024
Siyonizmin bu medya manipülasyonu olayında; “Cami duvarına işeyen itin ölümü yakındır” hakikatini görüyoruz.
Bu şeytaniler, siyonistler ve emperyalistler, mutlak sonları olan helaket ve felakete doğru hızla koşuyorlar. Bu çırpınışları ancak sonlarını hızlandırıyor.
İnşallah beklenen, özlenen ve ümitle gözlenen, bütün insanlığın huzur ve onur içinde insanca yaşayacağı Adil Düzen Medeniyetine çok yaklaşılmıştır. Bu olaylar, büyük doğumun sancıları niteliğindedir.
Milli Çözüm ve Üstad Ahmet AKGÜL Hocamız, Hak-Batıl mücadelesindeki perde arkası olaylarını, iman ve hikmet gözüyle bizlere damıtarak sunmakta ve bütün insanlığın uyanışına vesile olmaktadır elhamdülillah.
Milli Çözüm, insanlık tarihinin altınçağ olarak beklediği medeniyetin inşasında öncü rolü oynayacak, hakkın temsilcisi, hakikatin tercümanı konumundadır.
Rabbimiz; bu hidayet, feraset ve basiret menbaından bizleri mahrum etmesin. Amin.
Âl-i İmran 196
(Ey Nebim!) İnkâr edenlerin (ve zalimlerle işbirlikçilerin; bir müddet gurur ve şımarıklıkla) ülke ülke dönüp-dolaşmaları (ve güçleriyle her tarafa ulaşmaları) sakın Seni aldatmasın. (Mutsuzluğa ve umutsuzluğa kaptırmasın.)
(Çünkü bunlarınki) Az bir yararlanmadır. Sonra onların barınma yerleri cehennem olacaktır. O ne kötü bir yataktır (ne dayanılmaz azaptır)!
https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/197
Tarihin bütün dönemlerindeki zulüm ve sömürü düzenlerini oluşturan şu şeytan beşibirliği bozulmadan kurtuluş yoktur.
Bunlar:
-Faizci, rantiyeci ve tekelci sermaye; KARUN
-Despotik usuller veya demokratik hilelerle siyasi iktidarı ele geçiren, ama sömürü sermayesine hizmet eden; FİRAVUN
-Halkın içinden geldiği ve kendilerinden zannedildiği halde makam ve menfaat hatırına Karun ve Firavunlara hizmet eden bürokratlar; HAMAN
-“Bize Ahiret ve ibadet lazım, siyaset ve devlet Firavunlara kalsın” diyerek halkı zulüm düzenlerine boyun eğdiren münafık din adamı veya üniversite hocaları; BELAM
Toplumun kafasını karıştıran ve uyuşturan yayınlarıyla; haksızlık ve ahlaksızlığın reklamını yapan medya; FİRAVUNUN SİHİRBAZLARI yerindedir.
Yıllardır Milli Çözüm Dergisinde yayınlanan makalelerde bu Şeytanın beşibirliği zaten tanıtılmıştı.
Düne kadar bunlara komplo diyenlerin; FİRAVUNUN SİHİRBAZLARI olan medyanın bugünkü icraatlarını görüp şahit olduktan sonra hâlâ komplo demesi, ya cahilliklerinden yada hainliklerindendir.
Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.) İbrahim 46
ALLAH var
Kuran var
ve bunlara tercüman MİLLİ ÇÖZÜM var !!!
elhamdülillah
Siyonizm kendisine kuyruk olarak kukla ve piyon belirlerken, ha kafadan kontak Trump, ha beyin fonksiyonlarını yitirmiş Biden’ı seçecek. Çünkü her İkiside sonuçta Abd’yi yönetecek kapasitede olmadığı için, Siyonizm için ha kırmızı turp, ha bidon ne fark eder…
Serhat bey;
Milli Çözümün yıllardır yazdıkları hakikatler inkâr edilemez bir gerçeklilikken, önemli konularla ilgili makaleleri ve önemli mevzularda belirtilen haklı ve insanımızı bilinçlendirmeye yönelik çaba ve hayırlı girişimleri gündemden uzaklaştırmak için, birilerinin hedef saptırmak ve algı oluşturmak gayesiyle, komplo teorisi söylemlerini gündeme taşıyarak kasıtlı bir önyargı yaklaşımına yönelmeleri sıradan bir durum değildir. Bilinçli ve plânlı bir yaklaşımdır. Milli Çözümün önünü kesme amaçlı bu algı operasyonlarına kapılanlara bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Tam elli yıldır ülkemiz başta olmak üzere, dünya ve Siyasi arenadaki tüm yaşananlara en yüksek perdeden projektör tutan ve tüm insanlığı uyandırıp uyaran ve her konu ve meselede haklılığı tescillenmiş olan Milli Çözümü bir kez olsun anlayarak ve hakkını teslim ederek okuyup takip etmeye var mısınız?
Olayları doğru okumamızı anlamamızı ve sorumluluklarımızı kuşandırmaya hakkı hakikatı konuşmamıza – haykırmamıza yönelik ve Şeytanilerin (Siyonizmin) tuzaklarını planlarını ve projelerini doğru anlamamızı sağlayan bir makale kaleme alınmış. Kıymetli yazarımıza şükranlarımı arzediyorum…
Milli Çözüm’ün sadece ülkemizde değil dünyada da etkileşim sağladığı gerçeklere, makalede de ifade edilenlerden birkaçını yinelemek isterim:
İşte Asrımızın ve Kur’an’ın Tercümanı olan Milli Çözüm ve Şahsi Manevisi Üstad Ahmet AKGÜL’ün , Şeytanileri ilmen fikren çaresiz etkisiz kıldığı makaleleri – konferansları – kitaplarıyla ; hamdolsun bugünlere geldik ve Siyonistlerin çaresizliklerini görüldükçe insanlık alemi Ahmet Hocamızı çok daha iyi anlıyor ve kabulleniyor..
Ama Milli Çözüm’ün ve Ahmet Hocamızın şu muhteşem tespitlerini de yinelemeden geçemeyeceğim çünkü sadece bu tespit bile insanlığın uyanmasına vesile olacak yüksek bir hidayet ve feraset ile söylenmiş ve yazılmış olduğudur: Neydi o muhteşem tespit şuydu: “Koca Amerikan halkının “Bunak Biden’ı mı, manyak Trump’ı mı seçelim!” tercihine mecbur bırakılmasıdır.”
…Siyonist odakların, manyak Trump’tan ise bunak Biden’ı daha rahat kullanacağı aşikârdı… Ancak bunlar için, bir gecede piyasaya binlerce Biden ve Trump çıkarılırdı… Bunlardan birileri veya yüzlercesi suikasta uğramış, Amerikan toplumu karışmış, ülke ve dünya ekonomisi dumura uğramış… Umurlarında bile olmazdı. Kendi şeytani saltanatları ve Büyük İsrail hesapları uğruna, ellerinden gelen her alçaklığı yaparlardı; zaten Siyonist tıynetleri ve zihniyetleri buna göre kurgulanmıştı… Hatta bu karışıklık ve kargaşalardan ekonomik ve stratejik rantlar bile sağlarlardı.
…
İYİ Kİ VARSIN MİLLİ ÇÖZÜM .
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
(PROF. DR. NECMETTİN ERBAKAN)
İşte Aziz Erbakan Hocamızın 1980 de ihtilalden 5 ay önce söylediği bu söz ile ve elbette Milli Çözüm’ün gayretlerinden icraatlarından da görmekteyiz ki günümüzde, MİLLİ ÇÖZÜM; MİLLİ GÖRÜŞ’ÜN VE ERBAKAN’IN TEK TEMSİLCİSİDİR VE ERBAKAN’IN VE MİLLİ GÖRÜŞ’ÜN KENDİSİDİR.!!
ARTIK HİZMET DEVRANI VE ZAFER BAYRAMI MİLLİ ÇÖZÜMLEDİR!..
Siyonistlere – İşbirlikçilerine ve Münafık Kesimlere haykırıyor ve diyoruz ki:
Devran Milli Çözüm’ündür!
Çatlasanız da, patlasanız da, kin ve hasedinizden kıvranıp dursanız da… Beklenen ve müjdelenen zafer ve şeref MİLLİ ÇÖZÜM’e ait olacaktır!..
Bay Serhat!..
En azından okuduklarınızı anlama olgunluğuna ulaşın. Bu makalede, Trump’a yönelik suikastin göstermelik olsun diye değil, onu öldürmek üzere planlandığı, ama bunun santim şaşmasıyla başarılamadığı vurgulanmaktadır. Asıl komplo teorisi ise Koca Amerikan halkının “Bunak Biden’ı mı, manyak Trump’ı mı seçelim!” tercihine mecbur bırakılmasıdır. Ne var ki bu tavrınıza şaşırmamak lazım; çünkü tüm insanlık, tarihin en yoğun gafletiyle, bu Siyonist çarkın içinde beyinleri yamuklaştırılmış durumdadır.
Osman Eraydın
ÖZGÜL AĞIRLIK!
Dünya üzerinde siyaset genelde iki parti üzerinden yürümekte iken bizim ülkemizde biraz daha çorba düzeni var. Yaklaşık 20 parti iki zihniyet!
Hakk ve Bâtıl!
İmanın temel şartı Antiemperyalist olmaktır!
Yani bâtılın karşısında durmak..
Bâtılın karşısında Erbakan Hocamızın çizgisinden hiç ayrılmayan tek mercii
MİLLİ ÇÖZÜM’dür!
Erbakan Hocamızın ifade ettikleri gibi dünyada uygulanan demokrasi gerçekte demokratur’dur! İnsanlar kendileri seçtikleri zannettikleri lider ve partileri aslında Siyonistlerin yönlendirmesi ile seçiyorlar.
Şuan İsrail arkasına ABD ve Haçlı Birliğini alarak Lübnan, Suriye, İran ve Türkiye’ye saldırmak ve Büyük İsrail’i kurmak istiyor!
ABD halkını ve dünyayı oyalamak için senaryolar yazıyorlar ancak MİLLİ ÇÖZÜM, engeline takılıyorlar elhamdülillah!
Dün Biden hasta olduğu açıklamasını yaptı!
Bugün ise Newsmax’ın haberinde;
“ABD Başkanı Joe Biden, başkanlık yarışından çekilmeyi kabul etti.”
İfadelerini kullandı.
Siyonistler ne yaparlarsa yapsınlar, Bir Bunak bir manyak “ABD’nin kağıt gibi parçalanmasına sebep olacak!” Allah’ın izniyle…
Ayrıca dün gece Husi’ler iha saldırısı işe
Tel Aviv’i vurdu ve İsrail medyası İran ihaları ile vurulduğunu iddia ediyor!
Siyonistler ve işbirlikçileri hakkın üstünü örtmek için çalışıyor, ABD, halkından gerçekleri gizlemek için Tiktok’u yasaklıyor ve makalede geçtiği üzere bütün sosyal medya platformlarında çeşitli hileler yapıyorlar ancak;
Kalpleri ısındıran Allah’tır!
İçeride ki temizlik bittiği ve zihniyet değişimi yaşandığı gün, Şeytanilerin kabusları hiç olmadığı kadar artacaktır!
Milli Çözüm gerçekleri yazmaya devam edecek, Milli Çözüm İktidarı kurulacak!
Ve hiçbir güç bunun önüne geçemeyecektir!
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!
Türkiye komplo teoriler ülkesi
Şok olmamak mümkün değil. Yaşlı korkak ve deli inançsız bir adam Trump kalkıp diyecekki, bana ateş edin ve mermi kulağımı sıyırıp geçsin. Bu şekilde başkanlığı garantiye alayım. Yani Kimse kusura bakmasın ama tam komplo..
Makale insanlığın haber alma, haber verme özgürlüğünün önündeki vehameti çarpıcı bir şekilde, aritmetik verilerle ortaya koymuş.. Bu, Milli Çözüm bilincinin ve ekolünün olaylara ve dünyaya, bakış açısının bir sonucudur..!
Makalede dikkat çekici bir cümlede:
Sosyal medya devlerinin İsrail’in zulmüne sessiz kalmaları ve hatta Tel Aviv’in taleplerine göre davranacakları anlaşılmaktadır.
ifade edilmektedir
Prof Necmettin Erbakan Hocamızın yıllar öncesinden hatırlattığı gibi ;
İnsanlığın saadeti ve huzuru için bugünkü
Menfi Siyaset, Menfi Medya, Menfi Sermaye yerine Müspet Siyaset, Müspet medya, Müpset Sermaye yapılanmasını gerçekleştirmeliyiz..
Bunu sağlayacak yegane irade ise,
Milli Çözüm Akl’ının artık yeryüzünde etkin kılınmasıyla mümkün olacaktır.
Aziz Erbakan Hocamız çalışmalarda Milli Gazete üzerinde hassasiyetle durarak medyanın önemine ciddi anlamda vurgu yapıyorlardı. Muhterem Ahmet Hocamız ise bazen tatlı dilli hatırlatmalarla bazen sitemkâr ikazlarla ama sürekli, gerek Milli Çözüm makalelerinin gerekse kanallardaki videoların beğenilip altına yorum yapılması gerektiğini hatırlatıyorlardı. Bugün bir kez daha küresel çapta etkin bir medya gücüne sahip olmanın ne denli önemli olduğu kanıtlanmış oldu.
Evet Hamasın destanını ne yapsalar gizleyemeyecekler, evet Milli Çözüm hakikatini perdeleyemeyecekler ama tüm bunların engellenememesi bizlerin üzerindeki sorumluluğu hiçbir zaman ortadan kaldırmayacak. Bu yüzden zaman makalelere daha çok yorum yapma bir videomuz yayından kaldırıldıysa aynı azim ve heyecanla o hakikati farklı bir dilden anlatacak yeni bir video hazırlama zamanıdır.
Selam ve dua başta Muhterem Ahmet Hocamız olmak üzere tüm gayret ehli Milli Çözüm sadıklarına olsun…
Siyonizmin baş köpeği,
Onursuz alçak şebeği
Kaldı moruk uşaklara
Biri Bunak, biri Manyak!
Çizdiler kırmızı Turpu,
Verdiler ölümcül korku,
Uşaklık garanti oldu,
Biri Bunak, biri Manyak!
İnsanlık ateşe gider
Suyu keser, benzin döker
Sabahı görmeden geber
Biri Bunak, biri Manyak!
Bizimki pozisyon alır
Sanılmasın ki utanır
Şeytana yine bağlanır
Biri Bunak, biri Manyak!
Ey halkım, uyansan artık
Adil Düzen desen artık
Mazlumlara yetsen artık
Batıl çöplük, kurtuluş Hak!
Her şey (tüm sosyal medya vs) siyonistlerin ellerinde olmasına rağmen yine de engelleyemediler, israilin gerçek yüzünü tüm dünya gördü. Nasıl insanlar olduklarını herkes gördü anladı, yarın israil yerle bir edildiğinde hiç kimse üzülmeyecek.zaten hak etmişlerdi diyecek. Bütün Dünya bir şeyi daha gördü; Filistinililerin sahip olduğu imanın güzelliğini, Filistinli kardeşlerimizin ne muazzam bir imana ve ahlaka sahip olduklarını da gördüler. Batı ülkelerinde akın akın insanlar Filistinli Gazzeli kardeşlerimizin imanlarından etkilenerek İslam’a koştular, Müslüman oldular, kuranı kerimi incelemeye başladılar. TIPKI BUNUN GİBİ MİLLİ ÇÖZÜMÜ DE ENGELLEYEMEYECEKSİNİZ, MİLLİ ÇÖZÜM’ÜN SESİNİ TÜM DÜNYA DUYACAK, ANLAYACAK, VE GÖRECEK Kİ KURTULUŞUN ADRESİ MİLLİ ÇÖZÜM. Başaramadınız ve başaramayacaksınız. Ne yaparsanız yapın, elinizden geleni ardınıza koymayın, ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR. ADİL DÜZENE DAYALI YENİ BİR DÜNYA MUTLAKA KURULACAKTIR. VE İNŞALLAH BU ÜSTAD AHMET AKGÜL VE MİLLİ ÇÖZÜM ÖNCÜLÜĞÜNDE GERÇEKLEŞECEKTİR.
Saf 8
Onlar, Allah’ın nurunu ağızlarıyla (kuru laf kalabalığıyla) söndürmek istemektedirler. Oysa Allah, Kendi nurunu tamama (başarıya) eriştirecektir; kâfirler hoş görmese (ve engellese) bile (Kur’an’ın Adil Düzenini yerleştirip yürütecektir).
https://www.mealikerim.com/61/saf/8
Tevbe 32
(Zavallılar) Allah’ın nurunu, ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, (ama Allah buna asla fırsat vermeyecektir. Ahmaklar, üfürmekle Güneş’i karartmaya çalışıyorlar;) halbuki kâfirler
hoşlanmasa da, Allah mutlaka nurunu tamamlayıverecektir. (Çünkü Allah, dinini ve düzenini hâkim kılmayı murad etmiştir ve takdiri kesinleşmiştir. Bundan asla vazgeçmeyecek, Kur’an’ın hidayeti ve İslam’ın hakikatleri kıyamete kadar devam edecektir.)
https://www.mealikerim.com/9/tevbe/32
Tevbe 33
Velev müşrikler (ve münafık kesimler) kerih (çirkin ve tehlikeli) görüp (engel olmaya çalışsalar da), O (Allah) Dinini bütün (bâtıl düzen ve) dinlere üstün kılmak üzere, Elçisini hidayetle ve Hakk Din ile göndermiştir.
https://www.mealikerim.com/9/tevbe/33
ABD de seçimler var ve iki aday var. birisi BUNAK BİDEN-DİĞERİ MANYAK TRUMP. ister birinciyi seç ister ikinciyi. özgürsünüz güya. 330 milyonluk memlekette başka adam yok mu? bir bu ikisi kalmış gibi öne çıkarılan isimlere bakarmısınız. Halkta demiyor ki “ya biz kimlerin peşinden gidiyoruz memlekette başka adamı yok” diyende çıkmıyor. Bütün insanları demokratik köleler haline getirmişler, kimsenin sesi çıkmıyor.
ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZ muhteşem tespitle “ABD HALKI BUNAK BİDEN’A MI YOKSA MANYAK TRUMP’A MI oy verecek” tespitleri kitaplar dolusu gerçekleri bir cümleye sığdırmışlardır. Hocamız dünya siyasetine kimlerin nasıl yön verdiğini, kimlerin yönettiğini ortaya koyan HAKKIN HAKİKATİN TEK SESİ OLMUŞLARDIR. Dolayısıyla yeryüzüne saadet getirecek kurtuluş hareketinin merkezi de Milli Çözüm olacaktır. Üstad Ahmet Akgül Hocamız önderliğinde bütün insanlığın saadete ereceği Adil Düzen Medeniyeti yeryüzüne hakim kılınacaktır. 44 sene önce Erbakan Hocamız şöyle buyurmuşlardı;
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
TRT Basın Toplantısı, Yazarlar soruyor – Nisan 1980
BURADAN DA ANLIYORUZ Kİ ERBAKAN HOCAMIZ, HİZMET DEVRANI VE ZAFER BAYRAMININ MİLLİ ÇÖZÜM İLE OLACAĞININ MÜJDESİNİ VERMİŞTİR.
“Bunak Biden mı, yoksa manyak Trump mı kazanacak?” sözleri ile tarihi bir tespit yapan Üstad Ahmet Akgül Hocamız “tüm gücü eline geçiren zalim merkezlerin “demokrasi yalanlarını, medya (sosyal medya) güçleri vb imkanları sayesinde, toplumlarla artık alay ettiklerini de…” aşikâr etti.
İnsanların “Bunak mı, manyak mı” iki aptal tercihe mahkûm edildiği “Milli Çözüm” tarafından aşikâr edilince; toplumların gözü açılmasın, uyutulup, alay edilmesine devam edilsin diye bir kovboy filmi, tiyatro hazırlanmış, bunda bile çuvalladıkları makalemizde en net bir şekilde yazılmıştır.
Üstad Ahmet Akgül Hocamızın “etki gücü” nereden geliyor? anlamak adına şu ayeti kerimeyi de dikkatle okumak gerekir:
“Hayır, aksine; doğrusu Biz Hakkı Bâtılın tepesine fırlatırız, O da onun beynini parçalayarak mahvedip bitirir…” Enbiya 18
Üstad Ahmet Akgül Hocamız; özellikle gündemdeki olayları, Erbakanca/Milli Görüşçe değerlendiren tek adresidir!..
Erbakan Hocamızı ve davası Milli Görüş’ü anlamak için Üstad Ahmet Akgül Hocamızı anlamak mecburidir. Harici bakılacak her kişi/kurum Aziz Erbakan Hocamızı yanlış veya noksan tanımaya ve olaylar karşısında Erbakanca duruşun karşı cephesinde yer almaya (bilerek veya bilmeden) itecektir!..
Bundan dolayı Üstad Ahmet Akgül Hocamızı anlamadan günümüzde Milli Görüş duruşunu sergilemeyi boş verin, Aziz Erbakan Hocamızın bakış açısıyla olayları yorumlamaktan bile aciz kalındığına bin kere şahit oluyoruz.
Özellikle son 12 yıl göstermektedir ki “MİLLİ ÇÖZÜM, ERBAKAN’IN MİLLİ GÖRÜŞÜN KENDİSİDİR.”
Evet, zekâ her canlıda bulunurken, akıl ise imanla birlikte var olur ve imanın oranında artar. Tüm dünyadaki nice zeki bilim insanlarına, akademisyenlere, ilim erbabına rağmen, hedefe dosdoğru giden ok hükmündeki bu akıl=iman dolu tespitleri yapabilmek ancak ve ancak Üstad Ahmet Akgül Hocamızın ve Milli Çözüm’ün nasibidir. Milli Çözüm; aklın ve imanın zirvesidir! Son olarak, Ahmet Akgül Hocamızın şu sözlerini defaatle okuyup anlayıp beyinlerimize çivilememiz gerekmektedir.
“Dostlara Hatırlatma!
MİLLİ ÇÖZÜM; EN HAYIRLI VE EN KÂRLI
FİKRİ HİZMET SAHASIDIR
Hâlâ Milli Çözüm dışında, başka sahalardaki hizmetlere katılmak isteyen kardeşlerimize hatırlatalım ki; Aziz Erbakan Hocamız bizim Milli Çözüm dışında başka faaliyetlere girmemize asla razı olmamış, fırsat tanımamıştır. Şimdi Hocamızın ısrarla uyarmasına rağmen, her gün 3-5 sayfa Kur’an-ı Kerim ve Meal-i Şerif bile okumayan, sitedeki çok önemli yazılara ve rüyalara 3-5 satır bir yorum bile yazmayan, aile geçimi, mesleki görevi ve ibadetleri dışındaki boş vakitlerinde, ömründe bir kişiyi bile, üstelik ücretsiz olduğu halde, Milli Çözüm’le tanıştırıp abone yapmamış kardeşlerimizin, başka sahalardaki hizmetlere katılma hevesleri, Rahmani mi yoksa nefsani mi olduğunu anlamaya çalışmalıdır.
Hiç kimsenin ve hiçbir kesimin kınamasına ve saldırısına aldırmadan, gerçek İslam şuurunu ve örnek insanlık onurunu ve sorumluluğunu aşılamaya çalışan Milli Çözüm; Kur’ani kavramlarla çağdaş kurumları, İslami esaslarla insani ihtiyaçları kaynaştırma çabasındadır… Milli Görüş’le müspet milliyetçiliği, İslam’ın sosyal adaletiyle, cumhuriyetçi ve devrimci düşünceyi; akli, imani ve ahlâki prensipler etrafında kucaklaştırma amacıyla ilmi proje ve programlar hazırlamaktadır. Bütün bunların okunup anlaşılması, tüm kesimlere ulaştırılıp kalplerin uzlaştırılması yolunda samimi ve sürekli bir gayret içindeki sadıklar, artık başka işlere vakit bulamayacaktır.
Hakka ve Hayra; ancak Kur’an’ın ve Resulüllah’ın emrettiği ve Erbakan Hocamızın öğrettiği yol ve yöntemle ulaşılır!..”
Yazının tamamı için: https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/dostlara-hatirlatma-milli-cozum-en-hayirli-ve-en-karli-fikri-hizmet-sahasidir/
Bütün dünyadaki işgal ve sömürü girişimlerine “Demokratikleşme” kılıfı saran ABD ve Siyonist merkezlerin güdümündeki sahte özgürlük şövalyeleri olan Medya şirketleri, Siyonist Yahudi hayallerinin ve İsrail vahşetinin uşaklığını yapmaktalardı.
Milli Çözüm Dergisi, Siyonizm ve Siyonistlerle ilgili gerçekleri yazdıkça, “Siyonistler Dünyayı Yönetiyor” gerçeğini gizlemeye çalışan Yahudi güdümlü küresel medyada “Siyonist=Siyonizm” kelimelerini yasaklamıştı!
Siyonistlerin yönettiği bir dünyada demokrasi; Siyonist merkezlerin talimatıyla çalışan ve İsrail işbirlikçilerini iktidara taşımak için kullanılan bir tuzak ve tezgâhtı.
İşte Milli Çözüm, ABD’de yaklaşan Başkanlık seçimlerini; “Bunak Biden mı, yoksa manyak Trump mı kazanacak?” sorusu ile Siyonistlerin demokrasi adına kurdukları bütün tuzak ve tezgâhları tek bir cümle ile özetlemekteydi.
Siyonistler, ABD’de yaklaşan Başkanlık seçimlerini; “Bunak Biden mı, yoksa manyak Trump mı kazanacak?” tiyatro senaryolarına biraz ciddiyet ve gizem katmak üzere tezgâhlanmış bir kovboy filmi hazırlamış, ama bunda bile çuvallamışlardı.
Siyonist Baronların asıl amaçları; bu “Demokratik yarıştaki seçim heyecanını arttırmak!” ve halkı suni gündemlerle avutup oyalamak ve Amerika’nın katil ve terörist İsrail uşaklığını unutturmaktı…
Siyonistler, kendi şeytani saltanatları ve Büyük İsrail hesapları uğruna, ellerinden gelen her alçaklığı yaparlardı; zaten Siyonist tıynetleri ve zihniyetleri buna göre kurgulanmıştı… Hatta bu karışıklık ve kargaşalardan ekonomik ve stratejik rantlar bile sağlarlardı.
Evet, Milli Çözüm dik duruş sergileyerek Siyonizm ve Siyonistlerle ilgili gerçekleri gündeme getirdikçe, gizli ve kirli oluşumların ve küresel sömürü çarkının Siyonistler tarafından tezgâhlandığını gizleyebilmek adına; Siyonist ve terörist İsrail ve işbirlikçileri dışında, bütün gerçeklere ve dik duruş sergileyenlere karşı savaş açılmış, “Siyonizm” ve “Siyonist” sözcükleri, “Yahudi düşmanlığı” sayılarak yasaklanmıştır.
Milli Çözüm, Siyonist tuzak ve tezgâhları bozmaya devam etmektedir!
İsrail’in, Siyonist ve terörist tahribatlarının gizlenmesi imkânsızdır!
HAMAS kahramanları ve Milli Şuur Milli Çözüm fedakârları İsrail’i yıkacaktır!..
Öyle anlaşılıyor ki, ABD’de yaklaşan Başkanlık seçimlerini; “Bunak Biden mı, yoksa manyak Trump mı kazanacak?” tiyatro senaryolarına biraz ciddiyet ve gizem katmak üzere tezgâhlanmış bir kovboy filmi hazırlanmış, ama bunda bile çuvallamışlardı. Siyonist Baronların asıl amaçları; bu “Demokratik yarıştaki seçim heyecanını arttırmak!” ve halkı suni gündemlerle avutup oyalamak ve Amerika’nın katil ve terörist İsrail uşaklığını unutturmaktı…
Bu analizi Milli Çözüm haricinde kimse yapamaz.
Siyonizm Konusunda Erbakan Hoca’nın Haklılığı ve Milli Çözüm’ün Öncü Analizleri
Rahmetli Erbakan Hocamızın Siyonizm ve Siyonist kavramlarını literatüre kazandıran öncülüğünü bir kez daha ne kadar haklı olduğunu anlayarak takdir ediyoruz. Bu kavramları güncel tutan Milli Çözüm dergisi ve Ahmet Akgül Hocamız, bu konuda bizleri her zaman bilgilendirmeye devam etmektedir.
Milli Çözüm dergisinin bu makalesinde, öyle esrarengiz bilgilere yer verilmiştir ki, adeta bir gizli istihbarat raporu gibi ayrıntılı ve titizlikle sunulmuştur. Olaylara kimsenin bakmadığı açılardan bakarak bizleri aydınlatan Milli Çözüm dergisi ve Sayın Ahmet Akgül’e teşekkürlerimizi sunarız. Ahmet Akgül Hocamız ve Milli Çözüm dergisi, detaylı ve kapsamlı analizleriyle bir kez daha bizleri aydınlatmıştır.
Teşekkürler Ahmet Akgül, teşekkürler Milli Çözüm dergisi.
Aksa Tufanı ile HAMAS ın başlattığı bu kutlu eylem tüm insanlığın uyanışına dönüşmeye başlamıştı.. Şeytanın şaheseri siyonizm, bu durumu durdurmak ve tersine çevirmek için en güçlü silahlarından olan medya ve özellikle sosyal medya ile elinden geleni ardına koymamak kaydıyla Hakkı ve gereçekleri sansürleme ve manipüle etmek için tüm gücüyle saldırıya geçmiştir!.. Tüm insanlığın aleyhine olan şeytan organizasyonu “siyonizm” kelimesinin bile kontrollerindeki tüm sosyal medya kuruluşlarında yasaklanması, kendi çıkarlarına uygun olmayan içerikleri silmeleri, ya da o içerikleri yayınlayan hesapları kapatmaları ve sadece siyonizmin işine yarayacak içerikleri kullanıcıların önüne çıkartmak bu şeytanlıklarını açıkça ortaya koymaktaydı.. Ancak çok şükür ki Milli Çözüm Dergisi tüm bu gerçekleri en güzel şekilde ve çareleri ile birlikte ortaya koymaktadır.. Açıkca görülmektedir ki siyonistler batıl davalarına rağmen, başta teknoloji ve sosyal medya ile büyük israil hedefleri için hiç durmadan çalışmaktalar..
Enfal 60
Onlara (gizli, açık düşmanlara) karşı gücünüzün yettiği kadar (bütün imkânları kullanarak siyasi, askeri ve iktisadi her türlü) kuvvet ve bağlanıp beslenen atlar, (bugün ise üretilip devamlı bakımı yapılan uçaklar, füzeler ve tanklar) hazırlayın. Ki bunlarla Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve Allah’ın bildiği (ama) sizin bilmediğiniz diğer (gizli şer ve nifak odaklarını) korkutasınız (ve caydırıcılık gücüne sahip olasınız. Bu konuda cimrilik ve tedbirsizlik yapmayasınız). Allah yolunda (cihad uğrunda ve milli savunma amacıyla) her ne harcarsanız, (nasıl bir katkı sunarsanız, o ahirette) size tam olarak ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız. (Allah adalet sahibidir.)
https://www.mealikerim.com/8/enfal/60
İbrahim 46
Gerçek şu ki, onlar (zalimler ve hainler, mü’minlere ve İslami girişimlere karşı) hileli planlar kurdular (ve kuracaklardır). Oysa eğer onların (şeytani) hile ve hazırlıkları, dağları yerinden oynatıp kaydıracak (zelzeleler oluşturacak derecede bugün nükleer silahlara ve teknolojik imkânlara dayanmış) olsa bile, Allah katında da (kesinlikle onları boşa çıkaracak ve etkisiz kılacak kudret) planları ve programları vardır! (Allah zalim güçlerin mekir ve tuzaklarını kendi başlarına saracaktır.)
https://www.mealikerim.com/14/ibrahim/46