Bugün : 40135
Dün : 45549
Bu ay : 892859
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45296680
IP'niz : 216.73.216.128
AHMAKTAN VE ALÇAKTAN MÜ’MİN OLMAZ!
(Prof. Dr. Necmettin Erbakan)
Kuru kamış, ney sanır
At hırsızın, bey sanır
Vicdan terazi şaşmış
Kardeş malın, fey1 sanır!..
Dindar gibi, dil döker
İman temelin söker
Dostun malına çöker
Çaldığını, pay sanır!..
Riya cübbe sarığı
Haram, çanta çarığı
Basit sıva yarığı
Çatlak kendin, fay2 sanır!..
Sorsan, yanıtsız duvar
Kitap yüklü bir davar
Kancıklık özünde var
Ama kendin, bay sanır!..
Girmiş mü’min postuna
Düşmüş nefis kastına
Ok fırlatır dostuna
Söğüt dalın, yay sanır!..
Akıllı, nefsin coplar
Ayarsız, taraf toplar
Meydan boş bulmuş, hoplar
Horoz kendin, tay sanır!..
Hocam, öne koydurur
Fasit fetva uydurur
Milyonları soydurur
Kendin “Baki, Hay” sanır!..
Haddin bilmez, şımarmış
Oynadığı, kumarmış
Hak ettiği, şamarmış
Dökük ayna, ay sanır!..
Kof hayalle, sarhoştur
Koştur Allah’ım, koştur
Bilgiçlik taslar, boştur
Nil Fırat’ı, çay sanır!..
Hak suyun gülü solmaz
Boş küpe, derya dolmaz
Kurbağa, boğa olmaz
Bön;3 cihadı, zay4 sanır!..
- Fey: Düşmandan alınan ganimet.
- Fay: Deprem sebebi derin yer yarıkları.
- Bön: Ahmak, salak.
- Zayi: Boşa giden, zarar eden.
İNSAN VE İSLAM SORUMLULUĞU
Beşeriyet bünyesinde, irtibatlı bir zerreyim
Kimi kalbim kimi dilim, gözüm kulağım elimdir!
Bazen ayak tırnağıyım, bazen beyinde zirveyim
Bazı mü’min bazı kâfir, kimi de hain zalimdir!
Âdemle Havva’nın kanı, Habil’le1 Kabil’in2 geni
Kimi gafil kimi cahil, çok az bulursun ergeni
Kanserli hücrelerledir, mücadelem serüveni
Bu imtihan dünyasında, yaşam tamamen talimdir!
…
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/insan-ve-islam-sorumlulugu-siir/
Aziz Erbakan Hocamız bir konuşmasında şöyle buyurmuşlardı:
“Bilmemek; bilmemek değildir… Bilmediğini bilmemektir…”
Ahmaklık için de sosyal medyada yaygın olan şöyle bir deyiş vardır:
“Öldüğünüzde, ölü olduğunuzu bilmezsiniz; bu sadece başkaları için zordur. Aynı şey ahmak olduğunuzda da geçerlidir.” Ronald David Laing
İmam-ı Rabbani ise şöyle der:
“Dünyayı ele geçirmek için ahireti (dinini) vermek ahmaklıktır. Yaratıkların en ahmağı nefstir. Çünkü her isteği kendi aleyhinedir.”
Hz. Mevlâna “Mesnevi”sinde şöyle bir hikâye anlatır. (*)
Adamın biri bir gün Hz. İsa’nın hızla dağa doğru kaçtığını görüp sebebini merak etti ve ardından seslendi:
“Ardında kimse görmüyorum, bu kaçışın da kimden?”
Hz. İsa ona cevap vermek için bile durmadı ve koşmasını sürdürdü…
Beriki iyice merak etmişti; o da Hz. İsa’nın peşine takıldı:
“Allah rızası için söyle” dedi.
“Senin gibi korunmuş bir insanı bu kadar korkutan şey ne olabilir, kimden kaçıyorsun?”
Hz. İsa:
“Bir ahmaktan kaçıyorum.” cevabını verdi.
Adam şaşırdı:
“Allah Allah. Sen kutlu nefesinle körleri ve sağırları iyileştiren, ölüleri dirilten İsa değil misin? Çamurdan kuşlar bile Senin elinde can bulup uçmuşken bir ahmaktan kaçmak da neyin nesi?” diye sordu.
Hz. İsa buyurdu:
“Bütün bu söylediklerin doğru ama iş senin bildiğin gibi değil. Okuduğum İsm-i Azam duası köre ve sağıra tesir eder, ölüyü diriltir. Hatta dağa üflesem dağ bile parçalanır. Ama ahmaka yüz binlerce defa okudum yine de nefesim çare olmadı. Kuma ekilmiş tohum gibi emeğimden bir mahsul alamadım.”
-“Peki ama bunun sebebi nedir? Niçin ahmak diğer dertliler gibi şifaya kavuşmuyor?”
“Çünkü ahmaklık Hakk’ın bir kahrıdır. Halbuki diğer bütün hastalıklar kahır değil bir iptila ve imtihandır. Hastalara ve dertlilere acınır; ahmaklıksa düşmanın ta kendisidir. Ezelde vurulan o mühre çare eli ulaşmaz.”
Hz. Mevlâna şöyle devam eder:
“Hz. İsa nasıl kaçtıysa sen de ahmaktan kaç! Ahmakla sohbet, nice kanlar döktü!
Hava, suyu yavaş yavaş çeker alır ya; ahmak da dininizi böyle çalar, böyle alır işte.
Altına taş koymuş adamın harareti nasıl gider, o adam nasıl soğuk alırsa ahmak da sizden harareti, aşkı iştiyakı çalar, size soğukluk verir!
Hz. İsa’nın kaçışı korkudan değildi. O zaten emindi, fakat size öğretmek için kaçmıştı. Zemheri rüzgârları âlemi doldursa bile o parlayıp duran Güneş’e ne gam?”
(*) https://www.semazen.net/ahmaklardan-kacmak-gerek-filiz-konca/
—
Allah tüm sadık Milli Çözümlüleri “bilmediğini bilmeyen ahmakların” şerrinden korusun…
Şiir; Kendini yücelten benliklere, Hakikat aynasından ince bir yansıma olmuş.
RABBİM BİZİ BU YANLIŞLARA DÜŞMEKTEN, AYAKLARIMIZIN KAYMASINA SEBEBİYET VERECEK YANLIŞLARA DÜŞMEKTEN BİZLERİ KORUSUN.
Âl-i İmran 8
“Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra, bir daha kalplerimizi caydırma (ayaklarımızı kaydırma), bize katından rahmet ve inayet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen.”
https://www.mealikerim.com/3/ali-imran/8
HAK SUYUN GÜLÜ SOLMAZ!..
Ahmaklardan ve alçaklardan mü’min olmaz olamayacaktır.. Hiçbir canlıya vermediği sadece eşrefi mahluk olan insana verdiği nimetlerin en başında AKIL nimeti gelmekte malum. Bu akıl nimeti, şunlar doğru ise şunlar da doğrudur, bunlar yanlış ise bunlar da yanlıştır, şeklinde bir karşılaştırma ve makul karar alma duyarlılığı ve sorumluluğudur. İyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, doğru ile yanlışı, faydalı ile zararlıyı, adil olan ile zulmü birbirinden ayıramayan doğru tercih yeteneği bulunmayan insan Kur’an’a göre hayvan yerindedir. Okuyup öğrenmeyen ve kendini yetiştirmeyen, düşünüp değerlendirmeyen, doğru bilgiye ve gerçeğe önem vermeyen, ülkesini ve bölge sorunlarını dert ediyor görünüp kendinin reklamını yapan, sadece kendi “İşini, aşını, eşini, etiket ve şöhretini” hayatının tek ve kutsal gayesi haline getiren , yöneticilerin çelişkili söylem ve eylemlerinin farkına varamamak, onların kirli ve çetrefilli ilişkilerini SORGULAMAMAK, kuru kalabalıktan başka ve kendine bile faydası olmayandan ne beklenir ki… Milli Çözüm, insanın beynini kalbini kişiliğini doyuran, ve gözünün açılmasını sağlayan, ilim irfan bakımından hava gibi su gibidir. Havasız susuz hayat olmadığı gibi, Asrımıza ve Kur’an’a Tercümanlık eden Milli Çözüm’den kendimizi mahrum etmek hava ve sudan mahrum olmak gibidir, yürüyen cenazeden farksız konuma düşmek demektir…
Bir hikaye olarak anlatılır:
Hz.İsa (a.s.) sanki bir arslan kovalıyormuş gibi dağa doğru kaçıyordu.Birisi ardından koşup:
“Ey Peygamber.”dedi, “ hayrola, peşinde kimse yok, neden böyle kuş gibi kaçıyorsun?”
Hz.İsa ( a.s) öyle hızlı koşmaktaydı ki, acelesinden cevap bile veremedi.Adam da onun ardı sıra koşmaya başladı,arkadan bağırdı:
“Allah rızası için biraz dur da söyle, neden kaçıyorsun?Arkanda kovalayan yokken neden böyle yapıyorsun?”
“Bir ahmaktan kaçıyorum” dedi Hz.İsa.(a.s.) Benim yolumu kesme de kendimi kurtarayım”
“Körün gözlerini,sağırın kulağını açan sen değilmisin?”
“ Evet benim”
“ Ölüleri diriltmiyor musun?”
“ Evet”
“Topraktan canlı kuşlar yapan da sen değilmisin?”
“ Evet,benim”
“Öyleyse kimden korkuyorsun?”
“Allah’ın adına yemin olsun ki, İsm-i Azam’ı köre okudum gözleri açıldı,sağıra okudum duydu,ölüye okudum dirildi.Fakat ahmağın gönlüne yüzlerce okudum fayda vermedi.”
“Bunun hikmeti ne? Neden ahmağa tesir etmiyor?”
“Ahmaklık Allah’ın kahrıdır.Hastalık, körlük, sağırlık kahır değildir, bir iptiladır.İptila acınacak bir şeydir,ona Allah da kul da acır.Fakat ahmaklık ahmağa da ,onunla konuşana da zarar verir.Ahmağa çare bulmanın imkânı yok!”
Toprak suyu nasıl yavaş yavaş çekerse ahmak da insanın dinini böyle çalar.
***************************************
ŞU UNUTULMASIN Kİ; AHMAK OLMAK KİMSEYİ HESAP GÜNÜNDEN KURTARACAK DEĞİLDİR. AHMAKLIK DA BELLİ BİR ÇABAYLA ELDE EDİLEN BİR DURUMDUR.. ÇÜNKÜ AHMAKLIK, YUKARDA KALEME ALINMIŞ OLAN ŞİİRDE DE İFADE EDİLEN YANLIŞLIKLARI HAKSIZLIKLARI ÇİRKİNLİKLERİ ALÇAKLIKLARI AHLAKSIZLIKLARI AYARSIZLIKLARI KANCIKLIKLARI VİCDANSIZLIKLARI YAPMANIN NETİCESİNDE HAK EDİLEN ALLAH’IN BAĞIŞ, RAHMET VE MERHAMETİNDEN UZAK KALINAN BİR DURUMDUR. AHMAK İNSAN NASİHATTEN ANLAMAZMIŞ..
KİMSE AMA KİMSE HAK SUYUN GÜLÜNÜ SOLDURAMAZ… İNSAN NE EDERSE KENDİNE EDER…!
“Sözün doğru ve tam olması için, önce özün sağlam olması gerekir. Özünü düzeltmek yerine, sözünü güzelleştirmek ise ahmaklık ve riyakârlık alametidir.”
(Üstad Ahmet AKGÜL)
Şiir de çok güzel anlatılan bir gerçek var Nedir o kendisi boş olduğu halde bir altyapısı nefsini bilen bir hali olmadığı halde kendinde bir şey varmış gibi göstererek Böylece pek çok kimseyi kendi Reyine almayı taraftar bulmayı bir maharetmiş gibi saymakta hele kardeş malın Fey sanır diyor ya fey alınan karşılıksız ganimet manasına geliyor Oysa haksızlıkla anılan bir kardeşin malı ona günah olarak yeter İslam’ın temeli güzel ahlak olması lazım gelirken dindar gibi gözükerek çoğu insanın iman temelini söker yetmez bir de dostun malına çöküp ondan bir şey çalmakla onu kendisine bir hak imiş gibi görür ve fena ahlak
Dış kıyafetini bezeyip kendini takvalı gösterip cübbeyle sarıkla insanları aldatıp su istimal ederek menfaat döşeyen adam kendini Üstelik bir de bay sanır adam sanır işte şimdi en çok görülen hastalık istismarcılık bu tip Müslüman kalıplı istismarcılar meydanı boş bulup pek çok taraflar toplayabilir Lakin bu hiçbir şeye yaramaz horoz kendini Tay sanır
(Zavallılar) Allah’ın nurunu, ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, (ama Allah buna asla fırsat vermeyecektir. Ahmaklar, üfürmekle Güneş’i karartmaya çalışıyorlar;) halbuki kâfirler hoşlanmasa da, Allah mutlaka nurunu tamamlayıverecektir. (Çünkü Allah, dinini ve düzenini hâkim kılmayı murad etmiştir ve takdiri kesinleşmiştir. Bundan asla vazgeçmeyecek, Kur’an’ın hidayeti ve İslam’ın hakikatleri kıyamete kadar devam edecektir.)
(Tevbe Suresi 32)
“(Sizden ayrıldıklarına üzüldükleriniz,) Eğer sizinle (kalıp) birlikte (yola) çıksalardı, size kötülük ve zarardan başka (faydaları dokunmaz, zannettiğiniz gibi gücünüzü de) artırmazlardı ve kesinlikle aranıza fitne-fesat sokmaya uğraşırlardı. (Hâlâ) İçinizde onlara haber taşıyanlar (bile) vardır. Allah zalimleri (ve hainleri) Bilendir (ve oyunlarını bozuverecektir).” (Tevbe Suresi 47. ayet)
Mü’minûn 2
Onlar namazlarında (Hacclarında ve tüm dua ve niyazlarında) huşû (dikkat ve hürmet) halindedirler. (Mü’minler; Allah’a karşı ürken ve boyun büken bir saygı; derin bir edep, minnet ve mahcubiyet duygusu ve tevazu içindedirler. İbadetlerin, tebliğ görevlerinin ve cihad mesuliyetinin zahiri ve kalbi esaslarına dikkat ve riayet ederler. Zaten iman şuuruyla, kulluk borcuyla ve hesap korkusuyla devamlı huzur halindedirler. Çünkü namaz Allah’la “ahit”leşme ve “akit”leşmeyi tazelemektir; ayrıca namaz, “abid”leşmedir, yani kulluk görevidir ve Kur’an’ın tamamının sorumluluğunu üstlenme bilincidir.)
https://www.mealikerim.com/23/muminun/2
Mü’min özünde sözünde doğru olmalıdır… İlmiyle amel etmelidir. Kul hakkından korkmalıdır… Ve duyarlı olmalıdır..
Rabbimiz ilmiyle amel eden kulladından eylesin… Amiin
EL EMAN YA RABBÎÎ…
Nefs, şeytan atına binip, uçuruma yuvarlanmaktan sana sığınırız Ya Rabbii…
İman özüne eremeden, biribirine kenetlenmiş tuğlalar misali kardeş mü’min olamayıp kabukta kalmaktan sana sığınırız Ya Rabbii …
(Zariyat 10,11 )Ayetin ifadesiyle zan ve tahminle yalan kuruntularına uyup bilgiçlik taslayanlardan olmaktan sana sığınırız Ya Rabbii…
05.01.2023
TENBEL VE DUYARSIZ: YOLDA KALMAZ MI?
Kur’an meal oku, mü’mine farzdır1
Sadıklar gönlünü, aşka salmaz mı?..
Boş işle uğraşmak, sorumsuz tarzdır
Ömrün heba eden, pişman olmaz mı?..
Şiir yazı bakmaz, bir yorum yazmaz
Suya varmak ister, hiç kuyu kazmaz
Şuurlu kul ise, şaşırıp azmaz
Has maden arayan, altın bulmaz mı?..
…
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/tenbel-ve-duyarsiz-hayra-varamaz-siir/
AHMAKTAN VE ALÇAKTAN MÜ’MİN OLMAZ!
İslâm davası da, kalbi hasta, aklı eksik, ahlâkı ve ayarı bozuk insanlarla yürütülemez!
Her türlü ahmaklıktan ve alçaklıktan Allah’a sığınırız. Rabb’imiz bizlere, nefsimizi terbiye etmeyi, imani olgunluğa ulaşmayı, hakka tabi olup, gayret ehli olmayı, kardeşlik şuuruna varmayı ve iki cihanda huzura ve onura erişmeyi nasip eylesin.