YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
69210961b9b47
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 5 0
Bugün : 2152
Dün : 41199
Bu ay : 896075
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45299896
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

SİYONİZM’İN İBRAHİM ANLAŞMALARI
VE
ÜLKEMİZİN MİLLİ MUTABAKAT İHTİYACI

  1. 27.06.2025 – https://www.turkishpress.co.uk – M. Marap
  2. https://www.youtube.com/watch?v=uigrD8TxFU4
  3. (www.millicozum.com – Türkiye, Tarihin En Büyük Kuşatması Altındadır; ve ERBAKAN’IN PROJELERİNE ACİLEN İHTİYAÇ VARDIR! – 22 Aralık 2022)
5 2 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Subscribe
Bildir
11 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

SİNSİ PLANLAR!

ABD Başkanı Donald Trump’ın en önde yer aldığı afişte, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, Mısır Devlet Başkanı Sisi, Filistin Devlet Başkanı Abbas, Suriye Devlet Başkanı Ahmet Şara, Ürdün Kralı Abdullah, Kuduz Netanyahu, Umman Sultanı Heysem bin Tarık, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Bahreyn Devlet Başkanı Hamed bin İsa Âl-i Halife, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed El Nahyan… Bu afişte bulunan isimler, İsrail ve ABD’nin kendi güdümüne aldıkları adı İslam olan devletlerin Başkan ve Krallarını nasıl yönettiklerinin bir kanıtıydı.

İyi de; bu şahıslardan Trump, Selman, El Nahyan, Sisi ve Ahmet Şara ile yakın dostluğu bilinen Sn. Erdoğan’ın fotoğrafı niye bu tabloda yer almamıştı? Yoksa, “En sinsi ve en stratejik dostlar gizli kalmalıydı” prensibi mi uygulanmıştı? Sahi AKP iktidarı ve Cumhur İttifakı zaten İsrail’le normalleşme anlaşmasını imzalamamış mıydı? Oysa Yahudi ve Hristiyanların Şeytani oluşumlarına katılmak, Kur’an’ın pek çok ayetinde yasaklanmıştı:

“Ey iman edenler! Eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyup itaat edecek (ve boyun eğecek) olursanız, (unutmayın adım adım) sizi imanınızdan sonra tekrar küfre döndürürler (ve Hakk davadan dönekleştirirler).”

“Allah’ın ayetleri size okunup dururken, üstelik (sünneti ve sistemiyle) O’nun Peygamberi de aranızda bulunurken, siz (hâlâ) nasıl (imani gerçekleri ve İslami gerekleri) inkâr edersiniz? Artık her kim Allah(ın dinine) sımsıkı tutunursa, kesinlikle o, dosdoğru yola iletilmiş olacaktır.” (Âl-i İmrân: 100-101)”

24 yıldır BOP Eşbaşkanı olduklarını defalarca dile getirdiler fakat abd conileri ve arap münafık liderleri şimdilik gizleme gereği duydular çünkü dostluklarını ekranlardan ne kadar dile de getirseler hafızalarda bu foto da kalmak faydadan çok zarar getirirdi.. Ehh sizin planınız varsa elbette ki Allah’ın (CC)da planı vardı…

Yazıklar olsun müslüman ülkelerin başındakilere! Bu zulümler yakında sizin sonunuz olacak ve çok sevdiğiniz dünya size dar gelecek inşaAllah…

İbrahim Kalkanı Projesi Derken…

İbrahim Kalkanı Projesiyle;
öncelikli olarak HAMAS’ın etkisizleştirilmesiyle, hem İsrail’in güvenliği, hem yeni coğrafi şekillenme, hem de Ulus devletler lağvedilerek dünyada bölgesel yönetimlere mi geçilmekteydi?!

Bu bölgesel yönetimlerin başkanları da şimdiden belirlenmiş, ya da Eş Başkanlıklar gibi va’adde bulunulup şimdiden bu makamlar havuç olarak mı uzatılmaktaydı?!

Ortadoğu’da ve dünyanın diğer bölgelerine FETÖ vari din halifeliği yerine Eşbaşkanlar gibi parlatılarak Siyasi Valiler mi atanacaktı?!.. Bütün dünya nüfusu 1 Milyarın altına düşürülerek ve çiplenerek yönetilme aşamasına böyle mi geçilecekti?!

Varsın onlar öyle program yapsın ve oyalansınlar… Asrımızın dehası olarak 84 yıl yaşamış ve dünyanın gelecekteki haritasını Rahmani Merkez bağıyla oluşturmuş olan Prof. Dr. Mecmettin Erbakan Hocamız bir hitaplarında; “Allah teknolojiyi mü’minlerin emrine verdi!” diye buyurmuşlardı. İşte o yüksek teknolojiyi elinde bulunduran ve Siyonizimle nihayi hesaplaşmayı ve sonunda Adil bir Dünyayı kurma hesabı olan Erbakan Hocamızın elbette Milli Çözüm’lü bir hesabı vardı. Zaten Hocamızın en sonki Milli Görüşçü tarifini tekrar hatırlarsa “Ülkesini seven ve onun için fedakarlık yapan her kes Milli Görüşçüdür!” tanımlarıyla yeni bir döneme geçilmiş, Milli Mutabakatlı Çözüm süreci de başlamış olmaktaydı.

Selam Milli, onurlu cephede yer alanlara…

İbrahim Anlaşmaları, İsrail ile çeşitli Arap İslam Devletleri arasındaki ilişkileri normalleştirmek ve bu kiralık liderleri Siyonizm’e hizmet ettirmek için yapılan bir dizi anlaşmadır.
İbrahim Kalkanı Planı, her ne kadar İsrail’i korumak ve kollamak kılıfına sokulsa da, aslında Ortadoğu’da “Kürdistan Devleti”ni kurmak Siyonistlerin öncelikli görevlerinden birisi olmaktaydı.
İbrahim Kalkanı Planına ait afişte Siyonist işbirlikçileri belirtilmiş, ancak  “En sinsi ve en stratejik dostlar gizli kalmalıydı” prensibi gereği baş ve kıdemli işbirlikçiden hiç bahsedilmemişti.
İbrahim Kalkanı Planına ait afişte yer alan Şara, Siyonizm’in kuklası olduğuna yönelik Milli Çözüm iddialarını haklı çıkarmıştı.

Sahi İbrahim Anlaşmalarında yer alan “Dinler ve kültürler arası diyalog… Karşılıklı anlayış… Bir arada yaşama… Özgürlüklere saygı… Barışın korunması… İş birliği ve diyalog… Dostane ilişkiler… Kalıcı barış… İnsana karşı hoşgörü ve saygı… Radikalizmi ve çatışmayı sona erdirmek…” gibi tumturaklı lafları daha önce Siyonistler tarafından haksız olarak işgal edilen İslam ülkelerinde daha önce duymamışıydık.

Siyonistler daha önce haksız olarak işgal ettikleri İslam ülkelerinde;
Uçuk ve füzelerle göklerden mazlumlara “Demokrasi” yağdırmamış mıydı?
Tanklar ve zırhlı araçlarla mazlumların üzerinden “özgürlük” geçirilmemiş miydi?
Namlulardan mazlumların üzerine “insan hakları” atılmamış mıydı?

Siyonist Yahudilerin ve işbirlikçi hainlerin “Dinler ve kültürler arası diyalog… Karşılıklı anlayış… Bir arada yaşama… Özgürlüklere saygı… Barışın korunması… İş birliği ve diyalog… Dostane ilişkiler… Kalıcı barış… İnsana karşı hoşgörü ve saygı… Radikalizmi ve çatışmayı sona erdirmek…” gibi tumturaklı yalanlarına hala inanlara!
Kuduz İsrail’in Mazlum Filistin halkına yaptıklarını görmüyor musunuz?
İşbirlikçilerin Büyük İsrail Projesi’ne ajanlık yaptığını hala anlamıyor musunuz?

Son ve tek çare:
Erbakan Hocamızın Anlattığı “Gök Kubbe Projesi” Siyonist Emperyalistlerin Atom Başlıklı Füzelerini Etkisiz Kılacaktır!
“…(Bu Siyonist) Yahudiler, her ne zaman (ülkeleri vuruşturup zayıflatmak ve güdümüne sokmak üzere) savaş çıkarmak amacıyla bir fitne ateşini alevlendirmek isterlerse, Allah-u Teâlâ, onların yaktıkları ateşi (sonunda) söndürecektir (ve Siyonist Yahudiler, şeytani ve nihai amaçlarına erişemeyecektir.)…” (Maide: 64) ayetinin bir tezahürü daha yaşanacak, 1. ve 2. Dünya Savaşlarını çıkarıp milyonlarca insanın ölümüne ve ülkelerin tahribine yol açan bu şer şebekesinin 3. Dünya Savaşı’nı çıkarma ve yeryüzünü kendi hükümranlığına alma planları da, inşaallah kendi sonlarını hazırlayacaktır. Yani Allah onların tuzaklarını kendi başlarına dolayacaktır.
Aziz Erbakan Hocamızın harika teknolojilerine ve Adil Düzen projelerine inanan, sahip çıkan ve uygulayacak olan bir sadıklar ekibinin artık işbaşına geçeceği günler yakındır…

Rabbimiz’in inananlara en büyük lütuflarından olan (Erbakan imzalı) Teknoloji imkânlarını; Siyonizmin şer ve zulüm düzenini bertaraf edecek şekilde kullanıp Tüm İnsanlığın Saadeti için Adil Düzen in kurulmasını tesis edecek Milli Çözüm Devrimi çok yakındır inşallah.
Bu minvalde ülkemizin ve milletimizin Selameti için Millî Mutabakat ın sağlanması da çok önem arzetmektedir.

İnsanlığın barışı ve Saadeti kuvveti üstün tutan batının ve batılın eline bırakılamayacağını artık net olarak anlamış bulunmaktayız.

Kendilerine “Yeryüzünü ifsada sürüklemeyin” diye uyarıda bulunanlara, “hayır biz iyilikten yanayız asıl ifsadı siz yapıyorsunuz” diyerek karşılık veren bu şeytani şarlatanlar grühunun dağıtılması süreci çoktan gelip geçmektedir..

İnsanlığı ihya, dünyayı onarma ve bütün problemlere karşı Çözüm üretme iradesinin artık kimin elinde olduğu da net olarak anlaşılmaktadır ve anlaşılacaktır.

Ama bu sefer tarihi, kötüler değil iyiler yazacaktır.

Erbakan Hoca’nın harika teknolojilerine ve Adil Düzen projelerine inanan, sahip çıkan ve uygulayacak olan bir sadıklar ekibinin artık işbaşına geçeceği günler yakındır…

“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: 
 
TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; 
Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, 
Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması
ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
 
Prof. Dr. Necmettin Erbakan
(TRT Basın Toplantısı, Yazarlar soruyor – Nisan 1980)

Dünya ayakta, insanlık ses yükseltiyor ama Siyonist domuz İsrail görmezden geliyor, duymuyor ve dahada azgınlaşıp kuduruyor. Sizcede bu durumda ters giden birşeyler yok mu?!..

İnsanlık tıkanmıştır. Adil Düzen ihtiyaçtan çok bir mecburiyet halini almıştır.

Makalede de belirtildiği üzere, Erbakan Hocanın projelerini hazırlayarak sonuca ulaştırıp, şartlar olgunlaştığında kullanılmak üzere emin ellere teslim ettiği üstün teknolojik silahlar, yeni bir dünyanın kurulmasında etkili olacaktır.

Bunu da ancak; milli, vatansever, inançlı ve cesur eller gerçekleştirecektir.

Bu noktada Erbakan Hocanın şu sözünü hatırlamamak elde değildir:

“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
(Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN – TRT Basın Toplantısı, Yazarlar soruyor – Nisan 1980)

İbrahim Anlaşmaları, İsrail’in bölgedeki kontrolünü artırmak Filistin’i İslam dünyasında yanlızlaştırmak (satın alınan liderlerin etkisiyle)yani Filistin’i ötekileştirmek için yapılmıştır.Türkiye için de normalleşme ve ekonomik alış verişler için de durum aynıdır. Bu anlaşmalar Siyonizm açısından sadece diplomatik bir kazanım değil, ideolojik bir zafer olarak da görülebilir.Yahudiler biradım daha hedeflerine ulaşmanın verdiği sevinçle azgınlıkları artmaktadır.İsrail’in, Siyonist hedefleri doğrultusunda bölge ülkeleriyle barış görüntüsü vererek meşruiyet kazanması, Filistin’in köşeye sıkıştırılması amacıyladır.
Biran önce bu zulmü durduracak Türkiye merkezli dünya sorunlarına Milli Çözüm sunacak Milli mutabakat hükümetine acilen ihtiyaç vardır.

“Peki İsrail yönetimi tarafından caddelere asılan bu afişte kimler vardı?

ABD Başkanı Donald Trump’ın en önde yer aldığı afişte, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, Mısır Devlet Başkanı Sisi, Filistin Devlet Başkanı Abbas, Suriye Devlet Başkanı Ahmet Şara, Ürdün Kralı Abdullah, Kuduz Netanyahu, Umman Sultanı Heysem bin Tarık, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Bahreyn Devlet Başkanı Hamed bin İsa Âl-i Halife, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed El Nahyan… Bu afişte bulunan isimler, İsrail ve ABD’nin kendi güdümüne aldıkları adı İslam olan devletlerin Başkan ve Krallarını nasıl yönettiklerinin bir kanıtıydı.

İyi de; bu şahıslardan Trump, Selman, El Nahyan, Sisi ve Ahmet Şara ile yakın dostluğu bilinen Sn. Erdoğan’ın fotoğrafı niye bu tabloda yer almamıştı? Yoksa, “En sinsi ve en stratejik dostlar gizli kalmalıydı” prensibi mi uygulanmıştı? Sahi AKP iktidarı ve Cumhur İttifakı zaten İsrail’le normalleşme anlaşmasını imzalamamış mıydı?”

“Ahmet Şara da Koalisyonun Parçası Olarak Tanıtıldı!

Afişte yer alan görselde, Trump merkezde olmak üzere İbrahim Anlaşmaları’na imza atan ülkelerin liderleri eksiksiz biçimde yer almıştı. En dikkat çekici detaylardan biri ise Suriye’de Esad rejiminin yerine geçici yönetimin başına getirilen Ahmet el-Şara’nın da afişte bulunmasıydı. Bu detay, ABD-İsrail ekseninin Suriye’nin Tayyip Erdoğan destekli yeni lideri Şara’nın Siyonizm’in kuklası olduğuna yönelik Milli Çözüm iddialarını haklı çıkarmıştı.”

“Bütün ülkenin üzerine elektromanyetik bir kalkan oluşturulması gerekiyordu. Erbakan Hocamızı ziyarete gittiğimizde, “Bundan mutlaka yapılmalı ve yararlanılmalı”buyurmuştu. Kare biçiminde; içinde beyaz parçacıklardan oluşan bir ışık hüzmesi gökyüzüne çıkıyordu. “Hocam nedir bu?” diye sorulduğunda, “Buna sahip olanlar dünyadaki hâkimiyeti eline alır” diyerek şunları anlatıyordu: “Buradan çıkan gök kubbede bir noktaya geldiği zaman açılıyor ve dairesel olarak bir kalkan gibi yaygınlaşıyor. Yani bir çeşit gök kubbe oluşmuş oluyor. Bu açılıp dağılıyor ve her tarafı kaplıyor, bu bir zaman sonra uyduları bile etkisiz hale getiriyor. Şu anda mevcut olan tüm sistemler çöküyor. Sistemin çökmesi demek hiçbir silahınız artık çalışmıyor, hiçbir teknolojik aletiniz işe yaramıyor. Böylece tüm süper güç sanılan ülkeler tamamen teslime mecbur kalıyor. Ülkenizin üzerinde öyle bir çeşit kubbe oluşuyor ki buradan sinek dahi girse bu kubbeye, üzerindeki kılları sayılabiliyor. Bunun içerisinde yerden vereceğimiz akımla ve uzaktan kumanda yoluyla ister iletişimi; internet dahil, haberleşme dahil, elektrik de dahil, bütün her şeyi kendi hâkimiyetiniz altına alabiliyorsunuz. Aynı zamanda dışarıdan gelecek saldırılarda; yani bir uçak, bir füze girdiği an her ne olursa olsun onu kendi güdümünüze sokuyorsunuz. O, sistemin içine girdiği an dışarıdaki tüm akımlar kesildiği için o da tamamen sizin kontrolünüze geçiyor!” 

Şimdi bunu niye hatırlattık; düşünebiliyor musunuz, biz kuracağımız bu sistemle; elektrikten, enerjiden, internetten ve savunma sisteminden, düşmanların tüm saldırı hazırlıklarını kendi kontrolümüze almış olacağız. Ayrıca bir şey daha var, madde transferi!.. Maddeyi o enerji ağının içinde çok uzaklara aktarma imkânına kavuşacağız!.. Şimdi bir araba düşünelim, bu araba bir uygulamayla çok minik bir hale dönüştürülüyor. Sonra e-postalar veya kargolar gibi gönderdiğiniz yere maddesel olarak ulaşıyor. Enerji transferi gibi, madde transferi gibi ulaştığı yerde de, orada tekrar eski boyutu ve ölçüsüne hiçbir hasar ve çizik olmadan varmış oluyor. Ama taşırken yoğun enerji harcamaması için o madde önce küçültülüyor… Erbakan Hocamız; “Ve bunun öz maddesi ve şifresi bizdedir. Ve bu Litidyum’dur” buyurdu. Lityum mu? diye sorduk, “Hayır Litidyum evladım” dedi. Lityumu tabi duymuştuk, biliyoruz amalitidyum’un ne olduğuyla ilgili anlamaya çalıştığımda öğrendik ki lityumla ilgili çalışmalarla birlikte yan bir ürün idi, veyahut da dönüştürülmüş olan bir madde idi.

Yani, asıl burada belirtilen Lityum değil Litidyum’dur. Yani lityumla bağlantılı olarak elde edilecek olan stratejik bir maddedir. Dolayısıyla Hocamız buna sahip olanın dünyaya hükmedeceğini hatırlatmıştı. Burada da Siyonist ve emperyalist odaklar yaman bir çelişki içinde kıvranmaktadır. Çünkü şeytaniler dünyada kesin bir hâkimiyet kurmak istiyorlar. Ancak istedikleri bu hâkimiyetin anahtarı Müslümanların elinde ve İslam ülkeleri içinde de en güçlü olan Türkiye’de (ve tabi şimdilik deruni merkezin elinde) bulunmaktadır. 

Ve şurası çok önemli bir ayrıntıdır, Siyonist-Haçlı Batılıların ellerindeki tüm teknolojiyi yapabilecek imkâna ve zekâya hamdolsun sahip durumdayız ve gerekli her türlü madeni de sağlayacak proje ve formüller bizim elimiz altındadır. Şimdilik onları ürkütmemek için, onların gözü önünde bazı stratejik atılımları yapmamış olabiliriz. Ama kısa sürede daha iyisini yapacağımızı da yaptıklarımızdan dolayı biliyorlar ve çaresizlik içinde sağa-sola saldırıp duruyorlar…”[2]

Teknoloji Allah’ın biz Müslümanlara bağışladığı çok güçlü bir nimettir. İnşallah Şeytan’ın düzeni Erbakan Teknolojileriyle darmadağın edilecek, Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanının o makama oturup start vermesiyle Adil bir Dünya kurulacak ve mazlumların ahı yerde kalmayacaktır.. Ahmet Akgül Üstadımızın dediği gibi: “Tarihi bu sefer iyiler yazacaktır…”

Evet Siyonizm, bütün anlaşmaları olsun, gayret ve çabaları olsun, Türkiye Merkezli yapmakta ve Türkiye’yi yalnız ve güçsüz bırakma hedefiyle maksadına ulaşma gayretinde olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye’yi kıskaca veya kuşatma altına almaktalar .. Bu kuşatılma; Türkiye’deki Milli Aklın haricinde Siyonizmi etkisiz kılmak ve Adil Bir Düzen ve Yeni Bir Dünya hazırlığı olan ülke olmadığının da bir göstergesi ve tescilidir!.. Bir an önce Türkiye merkezli Milli Çözümlü MİLLİ MUTABAKAT İKTİDARIYLA mazlumlar huzura saadete kavuşturulmalı ve zalimler de etkisiz çaresiz bırakılıp halk ettiği verilmelidir.

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

AHMET AKGÜL KİMDİR?

INTRODUCTION OF USTADH AHMET AKGÜL

رسالة تعريفية لمعلمنا أحمد أكجول

قبل مؤتمر النظام العادل في جامعة قيرغيزستان أراباييف، والذي حضرناه، قدم أحد المحاضرين أستاذنا أحمد أكجول على النحو التالي: أحمد أكجول موجود في تركيا؛ إنه عالم ومثقف نادر جدًا يجمع بين المبادئ الإسلامية والمتطلبات الإنسانية، وفكر أتاتورك في التغيير والقومية الإيجابية والتوازن الاجتماعي. ألف حوالي 100 كتاب، بعضها في 3 مجلدات، وجميعها أعمال فريدة وأصيلة. 10 من الكتب؛ تمت ترجمته إلى الإنجليزية والروسية واليابانية والفارسية والفرنسية والعربية. البروفيسور الراحل، أحد رؤساء وزراء تركيا الأسطوريين. دكتور. ويعتبر من أكثر الطلاب المميزين وأتباع نجم الدين أربكان.
لقد حضر المؤتمرات العلمية في جميع أنحاء تركيا وأوروبا والجغرافيا الإسلامية منذ ما يقرب من 40 عامًا. إنه رجل حكيم تنبأ وشرح التطورات المهمة في تركيا ومنطقته والعالم قبل عقود، وتعرض للعديد من المشاكل والهجمات لهذا السبب، لكنه كان دائما على حق في النهاية. وهو رئيس تحرير مجلة الحل الوطني، التي يتابعها عن كثب كبار البيروقراطيين العسكريين والمدنيين، وأساتذة الجامعات، والكتاب والمعلقين المهمين، ومسؤولي الدولة في تركيا. ضد الأنظمة الرأسمالية والاشتراكية والليبرالية في العالم؛ فهو يحتوي على الجوانب الجيدة والمفيدة لجميعها، لكنه يترك الجوانب السيئة والضارة؛ سيدنا، الذي أعد ودافع عن برامج النظام العادل الأصلية القائمة على العقل والعلم والتاريخ والضمير والقرآن، يبلغ من العمر 74 عامًا وأب لخمسة أطفال. لا يتقاضى إتاوات أبدًا عن أي من كتبه أو مجلاته أو مقالاته أو مؤتمراته، ويعيش حياة متواضعة بعيدًا عن الترف والراحة، ويغطي نفقات كل ذلك بحوالي 40 من الرفاق المتطوعين والمخلصين في سبيل الله. المعلم الذي يدافع عن "حرمة التبشير بالعلم" وبالتالي لا يدين بالشكر لأي مركز أو حكومة. باستثناء ما يقرب من 105 من أعمال أستاذنا، حتى الأحزاب والحكومات تظل غير مبالية؛ الدين والأخلاق في المرحلة الابتدائية: 4-5، المرحلة المتوسطة: 1-2-3، المرحلة الثانوية: 1-2-3-4 والجامعة: 1-2-3، وفقاً للحقائق العلمية وجوهر الإسلام. ولكن بغض النظر عن أي طائفة، فقد أعد كتب العلم. خلال أحاديثهم المميزة جداً، كتلاميذه ومتابعيه المخلصين: "كيف أعددتم هذه (100) كتاباً يزيد عن مائة، كيف رتبتم وقتكم؟" أجاب أستاذنا أحمد أكجول على أسئلتنا كالتالي، ليكون قدوة وتشجيعًا لنا:



1- منذ ما يقرب من 60 عامًا، باستثناء الأمراض الخطيرة والصعوبات الكبيرة؛ ولم أؤجل عمل اليوم إلى الغد، كما أنني لم أحاول تأجيل عمل الصباح إلى الظهر أو عمل الظهر إلى المساء. لأنه لا ينبغي لي أن أضيع رأس مال حياتي المحدود في مساعي فارغة ومجانية يسميها القرآن الإلغاء ويحرمها

 

2- حتى لو كان شخصًا لديه معرفة وخبرة في موضوع ما، حتى لو كان أصغر منا كثيرًا... حتى لو كان شخصًا عاديًا وبسيطًا، فأنا لا أشعر بالإهانة أبدًا عند الاستماع إليه أو تعلم شيء ما، لأن أكبر عائق أمام التعلم والحصول على العلم هو الكبرياء والكبر

-3ما حصلنا عليه؛ حاولت أن أقرأ وأفهم كتابات وكتب الجميع، محليًا أو أجنبيًا، يساريًا أو يمينيًا، أعرفه أو لا أعرفه، أحبه أو أكرهه.
4- كنت أسجل المعلومات التي تعلمتها وأجد أهميتها منها أو مما سمعته في البرامج والمؤتمرات التليفزيونية، ولم أتردد قط في كتابتها ونقلها بذكر أصحابها
5- من خلال الوقوع في الرغبات والاعتراضات التعسفية من أقرب أقاربي ورفاقي وأعضاء الحزب وذوي المناصب ذات النفوذ والكفاءة... أو من منطلق حرصي على راحتي ومصالحي الشخصية، لم أخفي أبدًا الحقيقة التي قالها لي يجدها العقل والضمير نافعة ومفيدة، ولم أصعب فهمها بتغليفها بأغلفة مختلفة
6- كل الأشخاص الذين التقينا بهم في أي مناسبة وأصبحنا قريبين بما يكفي لتناول كوب من الشاي أو السفر لمدة ساعة على متن الطائرة؛ حاولت مساعدتهم على اكتساب وزيادة وعيهم الأخلاقي والضميري وكرامتهم، وخاصة سلامهم الروحي والعالمي. بمعنى آخر، كنت أهدف إلى أن أكون مفيداً له، وليس أن أستفيد من منصبه وفرصه ومجاملاته.
7- ولعل ذلك يعتبر ثمرة ومعجزة للأهداف والجهود المخلصة... وطبعا بفضل الله تعالى وفضله لا بد من قراءة كتاب ما يقارب 700 صفحة بسرعة في ساعة أو ساعتين. وتهنئة هذا الكتاب وانتقاده عمدا، والحمد لله أن إنتاج ملاحظات من 10 صفحات أصبح أسهل بالنسبة لنا.
أطيب التحيات…

YORUMLAR

Son Yorumlar
11
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...