YA MİLLİ ÇÖZÜM, YA KİRLİ DÜĞÜM
Bozar ittifakı, vicdanı çürük
Fesat ateşine, sıkıyor körük
Gelin Türk Kürt Arap, Göçmen ve Yörük
Baba oğul torun, hem gelin görüm
Hoş Milli Çözüm’dür, boş kirli düğüm!..
Akıl bilim tarih, vicdan ve Kur’an
Yararlı bulduğu, doğrudur her an
Kahpedir birliğe, hep karşı duran
Ayetler ilaçtır, hadisler begüm1
Seç Milli Çözüm’ü, geç kirli düğüm!..
Bırak sağ sol, boş laf; dinsiz, dincisi
Riyakâr münafık, hain kincisi
Kur’an Mealidir, kitap incisi
Okursam nurlanır, yerlerim göğüm
Gel Milli Çözüm’e, çöz kirli düğüm!..
Hayra hiç yanaşmaz, şerre bonkördür
Aslı bozuk diye, Hakka nankördür
Fırsat gâvurudur, siyon markördür2
Kur’an’dan gayrısı, Şeytani güdüm
Ya Milli Çözüm’dür, ya kirli düğüm!..
Milli Çözüm aşktır, peşin pazarsız
Bize buğzediyor, arsız ayarsız
Unutulup gider, kazançsız kârsız
Değişim yaşanır, hep bayram düğün
Milli Çözüm dışı, bir kirli düğüm!..
Atatürk talihtir, Erbakan rehber
Birlik dirlik olun, diyor Peygamber
Türkiye’m toprağım, bak miskü amber
Özümden ayrılsam, bozulur büyüm
Seç ya Milli Çözüm, ya kirli düğüm!..
Ayar bozuk ise, vefa aranmaz
Hainler ne sağa, sola yaranmaz
Nefse tapar; yetim, başı taranmaz
Ahkâmsız Din uydurur, bozuk bir kürüm3
Öz Milli Çözüm’de, çöz kirli düğüm!..
Cihadla günahlar, pâklaştı canlar
Şükür özler yüzler, aklaştı canlar
Sevinin ki devrim, yaklaştı canlar
Meal ilaç gibi, lazım her öğün
Gel Milli Çözüm’e, aç kirli düğüm!..
- Begüm: Doğu Türk-İslam prenslerinin annelerine ve kız kardeşlerine yönelik iltifat sözleri. Hanımefendi, erdemli ve edepli…
- Markör: İşaret kalemi.
- Kürüm: Şuursuz sürü, sıradan topluluk, kuru kalabalık.

Mealikerimi okuma,anlama ve gereğini yapma bilincinden kopuk olan, bir insanın veya zihniyetin, dünya problemlerini ve çözüm yollarını hakkıyla kavraması kesinlikle mümkün değildir..
Batılın insanlığa iğva ettiği, her türlü bozuk, yamuk, temelsiz, etkisiz yöntemlerle, kısacık dünya hayatında İslamcılık oynayan, kendi gölgesi ile savaşan tiplerin, hakikatin nurundan ve ruhundan bir paye edinmesi mümkün değildir…
Önümüzdeki rehberin kıymetini hakkıyla bilmemiz, hayatımızın en önemli dönüm noktasıdır.. Unutmayalım ki, gözü önündeki, yanıbaşındaki öncü ve rehber şahsiyetin farkına varmayanlar, Asrı saadet dönemine gönderilseler, Hz Resulü Ekremin farkına hiç varamayacaktır..!
Dünyasını değiştirmiş elçi ve önderlere biat ve itaat, bir müddet sonra duygusallık halini alır.
Yaşayan, Canlı rehbere bağlılık ise imani bir duyarlılıktır.
Bugün Erbakan Hocamızın muhabbetini, Onun marifet ve özelliklerini her yerde saymak ve konuşmak en kolay olandır.Ve istismarının önü açılmıştır!!
Lazım olan ise, Onun iman ve istikamet menbağından akan Millî Çözüm Ruhuna sahip olmak, tam bir teslimiyet ve cesaret örneği olacaktır.
Rabbimiz Rad Suresinde, Müminlere şöyle bir uyarı ve hatırlatma yapmaktadır.
Rahman ve Rahim Allahın Adıyla!
O, gökten bir su (yağmur) indirmekte, (ardından) vadiler (dereler) kendi miktarınca sel haline gelmekte, (o) sel ise yüze çıkan bir köpük yüklenip götürmektedir. Nitekim bir ziynet veya bir eşya yapmak amacıyla ateşte üzerini (körükleyip) yaktıkları şeylerden (madenlerden) de bunun gibi bir köpük (posa meydana gelir). İşte Allah, Hakk ile Bâtıl’ı böyle karşılaştırıp misal verir. Amma köpük (posa ve çöküntü) atılır gider. İnsanlara fayda verecek olan şeye (asıl cevhere) gelince, o yeryüzünde kalır. İşte Allah böylece misaller getirir. (Yani bâtıl, akarsuların üzerinde oluşan veya eritilen madenlerin üzerinde kaynaşan köpük misalidir. Hiçbir işe yaramamakta ve kısa bir zaman sonra kaybolup gitmektedir.)
Rad Suresi :17
Allah Yardımcımız Olsun…
Öyle bir meal hazırlandı ki;
Şeytaniler, İşbirlikçiler, Bel’am kılıklı din baronları hepsi şaşkın!
Zafere yaklaştığımız, imtihanın arttığı şu dönemde Meal her öğün lazım.
Allah nurunu tamamlayacak!..
http://www.mealikerim.com
Üstad Ahmet Akgül
Abdullah Akgül
“Allah’ın lütfettiği en büyük nimet; hidayet, istikamet ve Milli Çözüm yolunda yürüyerek, Milli Görüş davasının yeryüzünde hâkimiyeti için, bütün insanlığın kurtuluşu uğrunda gayret etmektir. Bu büyük nimetin farkında olmayan ve şükrünü eda etmeyen kimse, derin bir mahrumiyet içindedir.”
Peki bu hizmetler nereye kadar sürecek?
Ta ki yakîn (ölüm) gelinceye; yani gaybî olarak iman ettiğimiz hakikatler gözle görünür hâle gelinceye kadar… Azrail’i, kabir hayatını ve melekleri gözlerimizle görene dek ibadet ve hizmet üzerinde sabit kalmamız, Allah tarafından, Resûlullah’ın şahsında hepimize emredilmiştir.
(Ahmet Hocamızın sohbetinden)
Rabbimiz, içinde bulunduğumuz bu büyük nimetin farkında olmayı ve son nefesimize kadar bu hak davada sadakatle hizmet etmeyi ve gayret göstermeyi hepimize nasip eylesin. Âmin.
YA HAKKA TABİ OLACAĞIZ, MİLLİ ÇÖZÜMCÜ OLACAĞIZ ADİL DÜZENİ YERYÜZÜNDE HAKİM KILACAĞIZ,
YADA
BATILIN ELİNDE ONLARIN KİRLİ EMELLERİNİN PİYONU OLACAĞIZ,
YAP SEÇİMİNİ.
ELBETTE HAKKA TABİ OLACAĞIZ VE ADİL DÜZENE DAYALI YENİ BİR DÜNYAYI KURACAĞIZ.
AZİZ ERBAKAN HOCAMIZIN 1980 YILINDA BUYURDUKLARI GİBİ;
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki:
TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU;
Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması,
Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması
ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”
Prof. Dr. Necmettin Erbakan
(TRT Basın Toplantısı, Yazarlar soruyor – Nisan 1980)
ADİL DÜZENE DAYALI YENİ BİR DÜNYA YUKARIDAKİ SÖZÜN GERÇEKLEŞMESİ İLE OLACAKTIR İNŞALLAH VE O GÜNLER ÇOK YAKIN ALLAHIN İZNİ VE İNAYETİYLE. YA RABBİ BİZLERİ DE O KUTLU EKİBİN İÇİNDE YER ALAN MÜCAHİT MUTTAKİLERDEN OLMAYI NASİP EYLE ALLAH’IM.AMİN.
Ayar bozuk ise, vefa aranmaz
Hainler ne sağa, sola yaranmaz
Nefse tapar; yetim, başı taranmaz
Ahkâmsız Din uydurur, bozuk bir kürüm
Öz Milli Çözüm’de, çöz kirli düğüm!..
Bir kimsenin imanında, vicdanında ve ahlakında bozukluklar varsa yani; bu hayatta Allah’ın rızasına mı çabalamaktayız yoksa yaptıklarımız ettiklerimiz bizi Allah’ın gazabına mı yaklaştırmaktadır… Yetmez; insanları sevgimizde arkadaşlık ve dostluk ilişkilerimizde asıl maksat dünyalık çıkar vb. şeyler mi yoksa Cenabı Hakk mıdır?! Bütün bunların hakiki cevapları bizim ayarımızı ortaya koyacaktır. Eğer cevaplar menfi olanı işaretlememizi sağlayan cevaplar ise bizden sadakat – vefa – dürüstlük beklenemez aranamaz bilakis hainler sınıfına girmişiz de haberimiz yoktur maalesef. Hatta Haktan yanaymışız gibi davranış ve niyetlerde bulunuruzdur ama eylemlerimizin neticesine baktığımızda hem nefsimize tapmışızdır hem de mazlum ve mağdurlara bile sahip çıkamamışızdır.
Şiirin dizesinde diyor ki: ” … Ahkâmsız Din uydurur, bozuk bir kürüm “ Konuya dair şu ayetler aklımıza geldi:
TAHA SURESİ 95-96.AYETLERDE buyrulur ki:
” (Hz. Musa sorup) Dedi ki: “Ey Samiri, senin amacın nedir (bu sapkınlığa niçin kaydın)?”
(Samiri) Dedi ki: “Ben onların görmediklerini (manevi ve nurani görevlileri veya Dinin temel dengelerini) gördüm, böylece elçinin (vahiy getiren meleğin veya Musa Nebi’nin) izinden (öğretilerinden) bir avuç (bir miktar) alıp (içine) atıverince (veya; Elçinin tebliğ ettiği Dinin bir kısmını gereksiz görüp atıl hale getirince, Din özelliğini yitirmeye ve buzağı böğürüp ses vermeye başladı); böylelikle nefsim bana bunu hoşa giden (bir şey) gösterip (yaptırdı).”
(BAK: http://www.mealikerim.com/20/taha/95:96 )
Hz. Musa Samiri’ye bu sapkınlığa nasıl düştün deyince ; Samiri diyor ki: Vahiy getiren meleğin veya Musa Nebi’nin izinden öğretilerinden biraz aldım, biraz da kendimden kattım diyor…Yani ahkamsız yani Kur’an’dan alınan örneğin çarpıtılmasını sağlayarak ölçüsüz bir din anlayışı geliştirmek uydurma fikirler ortaya koymak…
Oysa ki; “Öz Milli Çözüm’de, çöz kirli düğüm!..” Hakikata Kur’an’a ve Asrımıza Tercüman olan milli ve ahlaki çizginin ve elbette Aziz Erbakan Hocamızın en Sadık takipçisi ve devamı olan Milli Çözüm’e tam anlamıyla tâbi ve taraf olup sadece söylenene yazılana sunulana itibar etmiş olsak her türlü yanlışlıklardan çirkinliklerden zararlılardan zulme ortak olmaktan vb. karışıklıklardan ve yozlaşmalardan da kurtulmuş olacağız…
Rabbimiz Milli Çözüm’ü kendisine rehber edinen ve bu minval üzere daim bulunabilmeyi cümlemize lütfeylesin. Yine Cenabı Hakk cümlemizi, Allah’ı, Peygamberi, Kur’an’ı, Ahireti, ölümü ve günahlarımızdan arınma gayreti göstermeyi UNUTMADAN yaşayabilmemizi, davamızdan, hizmetimizden, Milli Çözümcü olmaktan, İslam’ın Kur’an’ın katıksız talebesi bulunmaktan UTANMADAN gocunmadan yaşamayı yani onurlu yaşayabilmeyi ve UMUTLA kulluğumuza devam edebilmeyi, hem dünyada zafere, hem asıl ahirette cennetin fethine hazır olanlardan olmamızı lütfeylesin. AMİN.
Ne güzel dizeler:
“…Şükür özler yüzler, aklaştı canlar
Sevinin ki DEVRİM, yaklaştı canlar…”
(El Amin!)
İktidar toplumu kendine benzetmişti. Aklın, bilimin, tarihin, vicdanın ve Kuran’ın yararlı bulduğunu işine gelmediği için sürekli reddetmekte ve birliğe karşı durmaktaydı. Bu zihniyet toplumuda işine geldiğini kabul eder işine gelmediğini reddeder hale getirmişti. Hoş uyuşturulmuş olan toplum bu mihenk taşlarını ayrı ayrı da değerlendirmemekte okumamaktaydı… Milli Çözüm bizleri bu uyuşukluktan da korumaktadır. Allah ayağımızı kaydırmasın..
Akıl bilim tarih, vicdan ve Kur’an
Yararlı bulduğu, doğrudur her an
Kahpedir birliğe, hep karşı duran
Ayetler ilaçtır, hadisler begüm1
Seç Milli Çözüm’ü, geç kirli düğüm!..
Allah Meal’i Kerim’e aşkımızı, şevkimizi, disiplinimizi arttırsın. Okudukça imanımız, zafere olan inancımız güçlensin, şuurumuz artsın inşallah. Yüce Allah bu müjdelere layık olmayı bizlere nasip etsin.
Cihadla günahlar, pâklaştı canlar
Şükür özler yüzler, aklaştı canlar
Sevinin ki devrim, yaklaştı canlar
Meal ilaç gibi, lazım her öğün
Gel Milli Çözüm’e, aç kirli düğüm!..
Şehitlik makamı mı üstündür, sıddikiyyet makamı mı üstündür?
Nisâ 69
Her kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse (ve sonuna kadar İslam’da ve cihadda sebat gösterirse), işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar (Hakkı doğrulayan sadıklar), şehitler ve salihlerle beraberdirler. Bunlar arkadaş olarak; ne iyi ve ne güzel (kimseler)dir.
ayetinin lafzındaki tertibe binaen peygamberlerden sonra sıdıklerın sonra şehitlerin sonra da salihlerin geldiği belirtilir.(bk. İbn Kesir, Tefsiru’l Kur’ani’l Azim, I, 458; Razi, Tefsiru’l Kebir, X, 133)
Siyonizmin, şeytanın beynini darmadağın eden Milli Çözüm SADIKlarına selam olsun.
Secde 28
(Münkirler ve münafıklar zafer gecikti diye, mü’minlerle alay ederek ve boş hayal peşinde gittiklerini söyleyerek: Eğer bu inanç ve iddianızda) “Doğru iseniz bu (söylediğiniz ve beklediğiniz) fetih (zafer ve adalet dönemi) hani, ne zaman?” deyip durmaktadırlar!
https://www.mealikerim.com/32/secde/28
Secde 30
(Allah’ın va’adine ve fetih müjdesine inanmayanları bırak!) Artık Sen onlardan yüz çevir ve bekleyip gözle. Zaten onlar da (kuşku ve tedirginlik içinde) gözleyip beklemeye koyulmuşlardır. (Bir müddet daha şeytanlıkları ve şımarıklıkları ile baş başa bırak ki, oyalanıp avunsunlar; zira yakında tarihi bir inkılâpla küfür ve zulüm saltanatları yıkılacaktır!)
https://www.mealikerim.com/32/secde/30
Hakka ve Hayra; ancak Kur’an’ın ve Resulüllah’ın emrettiği ve Erbakan Hocamızın öğrettiği yol ve yöntemle ulaşılır!
Milli Çözüm’ün hazırladığı Meal-i Kerim huzur ve şuur kaynağıdır! Çünkü Milli Çözüm kulluk ve sorumluluk bilinci aşılamaktadır!
Yetmez “Meal-i Kerim…”, “Meal-i Kerim…”, “Meal-i Kerim…” diyoruz. Allah ile ve O’nun hükümleriyle meşgul olmayan beyin, şeytanla ve şeytani fikirlerle doluyor. Beyin neyle meşgulse, kalp onun için çarpıyor. Kalp ne için çarparsa, insanın yaşantısına ve diline o dökülüyor.
Akıl bilim tarih, vicdan ve Kur’an
Yararlı bulduğu, doğrudur her an
Kahpedir birliğe, hep karşı duran
Ayetler ilaçtır, hadisler begüm1
Seç Milli Çözüm’ü, geç kirli düğüm!..
ADİL DÜZEN;
1- Aklıselimin, 2- Müspet bilimin, 3- Tarihi tecrübe ve birikimin, 4- Vicdani kanaat ve tatminin, 5- Evrensel hukuk ve ahlâk kaidelerinin, 6- İlahi Din’in ve Kur’an-ı Kerim’in ortaklaşa ve ittifakla hayırlı, yararlı ve tutarlı buldukları DOĞRU’ları esas alarak… Ve yine bu altı temel ölçüye göre zararlı, kötü ve tahripkâr bulunan YANLIŞ’lardan sakınılarak hazırlanan İLMİ, İNSANİ ve İSLAMİ orijinal bir sistemdir ve insanlığın yegâne kurtuluş reçetesidir.
https://www.millicozum.com/mc/ozel-yazilar/ermeni-bilinen-pakraduni-yahudiler-ve-sinsi-siyonist-yontemleri-3/
Nisâ 45
(Halbuki) Allah sizin (gerçek dostlarınızı ve) düşmanlarınızı daha iyi Bilendir (ve bunun için Siyonist Yahudilerin, Haçlı ve dinsiz Hristiyan emperyalistlerin güdümüne girmenizi yasak etmiştir); oysa bir veli olarak (güvenip sığınılacak bir merci bakımından) Allah yeterlidir. Tam bir yardımcı ve zafere ulaştırıcı olarak da (yine) Allah kâfidir.
Ya Rabbi dostumuzu düşmanımızı bize göster, çünkü bizi aciz yarattın Senden gelecek her türlü hayra muhtacız ve bunlar içinden en önemlilerinden biriside dostu düşmanı bilemeyişimiz ve bunu bize Yüce Kitab’ından anlama ve kavrama ferasetimizi artırırak gösterip anlatmandır. Bunuda tek başımıza anlayıp kavramamız da çok zordur. Rabbimiz şevkat ve merhametinden dolayı üstün bilge ve âlim kulları eliyle bu gerçekleri arayanlara buldurmaktadır.
Bu ender ve bilge şahsiyeti eliyle şeytanın bütün oyunlarını ve planlarını deşifre edip, şeytanın beynini parçalamaktadır ve dostunun ve düşmanın derdini ve sıkıntısını çekenlere göstermektedir. İnsanın en büyük düşmanı ise nefsi ve şeytandır. Şeytanın en büyük oyunlarından biriside kardeşler arasına fitne fesat sokmaktır. Kendi şahsi heves ve planlarını Allah rızası, davanın ve ahiret hazırlığının üstünde tutup davasını ve kardeşlik olgusunu istismara kalkışma şeytanın en büyük oyunu ve tuzağıdır. İşte bu oyun ve planını anlayıp bu oyunu bozmakta şeytana atılacak en büyük kazıktır.