YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL MENÜ

DERGİLER

Ay Seçiniz
category
691fec56a6510
0
0
6401,171,6356,117,28,27,170,98,3,144,26,4,145,113,17,6330,1,110,12
Loading....

TOPLAM ZİYARETÇİLERİMİZ

Our Visitor

2 0 8 9 4 7
Bugün : 4598
Dün : 45549
Bu ay : 857322
Geçen ay : 1371576
Toplam : 45261143
IP'niz : 216.73.216.128

SON YORUMLAR

Son Yorumlar

YENİ ÇIKACAK KİTAPLARIMIZ

ÖZEL YAZILAR

YENİ ÇIKAN KİTAPLARIMIZ

ADİL DÜNYA YAYINEVİ

Tel-Faks:

0212 438 40 40

0543 289 81 58

0532 660 12 79

DÜNYA “SAVAŞ”, İKTİDAR VE MUHALEFET
“PAYLAŞ!..” TELAŞINDAYDI…

5 12 votes
Değerlendirmeniz

Makale Paylaşım Sayısı: 

Picture of Ahmet AKGÜL

Ahmet AKGÜL

Subscribe
Bildir
20 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

CHP ile AKP’nin uzun yıllar sonra genel başkanlar düzeyinde görüşmesi; “Normalleşme” ve “Yumuşama” adı altında, aynı kirli emeller ve hıyanetler için birbirine “Yanaşma” ve halkı uyutma çabaları olduğu sırıtan, tipik bir olaydır.

Yıllardır Aziz Erbakan Hocamızın; AKP ile CHP’nin horoz dövüşü yaptığını söylemesi, Milli Çözümün de ısrarla buna vurgu yapması, bizleri bu konuda şaşırtmamıştır.

Hadiselere, Kur’an dürübünüyle ve Erbakan Hocamızın bakış açısıyla bakan Milli Çözüm, her zaman haklı çıkıyor elhamdülillah.

Siyasi, iktisadi, ictimai, yerel ve küresel çaptaki güncel bir çok olayı, Hidayet ve Feraset süzgecinden geçirip, en isabetli yorumlarla, başta bizlerin ve bütün insanlığın istifadesine sunan Milli Çözüme ve Üstad Ahmet AKGÜL Hocamıza şükranlarımızı sunuyoruz. İyi ki varsınız.

Aziz Erbakan Hocamız ne güzel demişlerdi. “AKP narkozla ameliyat yapar, CHP narkozsuz!”
Yeni CHP Genel Başkanı Özgür Özel, seçildiği kongrede İsrail’e selam çakmıştı. Yeryüzünde inançtan, milliyetten, sınıftan bağımsız insani kaygısı olan tüm kesimler kuduz israil’e tepki gösterirken, bizdeki muhalefet sözde hümanist ama özde tam bir yüzsüz tavırla Hamas’a tepki göstermekten utanmıyordu. Muhalefetin böyle olduğu ortamda iktidar ise toplumu yine kandırıp sözde ticareti bitiriyor ama Yunanistan üzerinden israil’e ticarete göz yumuyordu. Ülkenin geleceği, ümmetin geleceği, insanlığı geleceği meselelerine gelince; kimsenin umurunda olmuyordu!

Atın izi it izine karıştı
Sadık belli değil, hin belli değil!..
Diyalogcu Papa ile barıştı
Sevgi belli değil, kin belli değil!..
 
AB’ye girince, biter tasamız..(!)
Yahudi emrine girer kasamız
Brüksel’den gelir, anayasamız
Devlet belli değil, din belli değil!..
                                      
Başörtüsü batar, nursuz gözüne
İslam ters görünür, ruhsuz özüne
Kanma Kahbelerin, yalan sözüne
İnsan belli değil, cin belli değil!..
 
İslam= İrtica bir, tutan zındıktır
Gavur hakareti, yutan kancıktır
Sizi iktidara, taşıyan sandıktır
Türki belli değil, Çin belli değil
 
Herkes soygun vurdu, kaçıp toz oldu
Basiret körlendi, gözler buz oldu
Rakamlar laytlaştı, hesap bozuldu
Onbir belli değil, bin belli değil!..
 
Papazda keramet, velayet olsa..
Ülkem Avrupa’ya eyalet olsa..
Vatikan bizlere, diyanet olsa
Alman belli değil, Fin belli değil!.
25/11 /2006

Yoğun dezenformasyon bombardımlarıyla ZİHNİ KİRLETİLEN ülkemiz ve dünya insanlığına…Sağlam kaynaklardan,akıl ve vicdana uygun gerçekliklerden yola çıkarak… Gelişen olay ve olguların asıl içeriğini ,perde gerisini,müteharrik güçleri…vb İSPAT derecesinde bir netlikle açıklayan!.. Bunun yarı sıra ÇÖZÜM YOLLARI ve SORUMLULUKLARIMIZI’da hatırlatarak, gerçek anlamda Milli bir duyarlılık ortaya koyan Milli Çözüm Makaleleri, DÜNYANIN DÖNÜŞÜMÜ konusunda çok kilit bir rol üstlenmektedir!..

Pek çok çarpıcı tespitler ve orjinal yaklaşımlar içeren makalemizin aşağıda paylaşılan kısmı, günümüz gerçekliklerinin “tarihsel arka plan”la nasıl bir ilinti içinde olduğunu belgeleyen ve UMUT AŞILAYAN oldukça vurucu bir niteliğe sahiptir!!

…Asr-ı Saadet’ten günümüze; Şekil ve Kemiyet başkalaşsa da, Zihniyet ve Mahiyet aynıydı!

Hz. Peygamber Efendimizin Medine’ye hicretinden önce orada yerleşik EVS ve HAZREÇ isimli Arap kabileleri asırlardır birbirleriyle savaşmaktalardı. Bu savaşları asıl kızıştıran ve rantını toplayan ise Medine’deki Yahudi toplumlarıydı.

Hicret öncesi Medine’de 3 Yahudi kabilesi vardı:

1- Beni Kaynuka: Demircilik, kılıç ve ziraat aletleri yapımı (yani bir nevi sanat ve sanayicilikle) uğraşırlardı.

2- Beni Kureyza: Kuyumculuk mesleği, faizli kredi temini (iptidai bankacılık sistemi) ile uğraşırlardı.

3- Beni Nadir: Evs ve Hazreç gibi Arap kabileler arasındaki; silah satsınlar ve borca batırsınlar diye, Beni Kaynuka ve Beni Kureyza Yahudilerinin kışkırttığı savaşları güya yatıştırmak ve barıştırmak için devreye sokulurlardı. (Bugünkü BM ve yan kuruluşları gibi.)

O gün Resulüllah (SAV) ve bir avuç İslam kahramanı, azgın ve sapkın Yahudileri yetkisiz bıraktığı gibi, bugün de bir avuç HAMAS kahramanları ve Milli Şuur Milli Çözüm fedakârları İsrail’i yıkacaktır!…

Hizmet Devranı ve Zafer Bayramı Milli Çözümledir

1) Unutmadan Yaşayalım!!!

SADAKATSİZDEN ve CİDDİYETSİZDEN MİLLİ ÇÖZÜMCÜ OLMAZ!

ÜSTAD AHMET AKGÜL SAYESİNDE SP’NİN BAŞINA AKP’DEN BETER GÜL GELEMEMİŞTİR! UNUTMA! 

ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZ OLMASAYDI: MİLLİ GÖRÜŞCÜLERİN BİRÇOĞUNUN SIRTINDAN ZORLA İNDİRDİĞİ OĞUZHAN’DAN SONRA SİYONİZM GÜL’ü BİNDERECEKTİ, SENİN SIRTINA BE GAFİL!!! 

BİNLERCE ÖRNEĞİN YANINDA SADECE BU BİLE, ŞU GERÇEĞİ ANLAMAMIZA YETMELİYDİ “HAKİKATİN REHBERİ ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZ OLMAZSAYDI, KARANLIĞA GÖMÜLECEK, CIKIŞI OLMAYAN DEHLİZLERDE YOK OLACAKTIK” HALA ANLAMADIYSAK NE ZAVALLI ADAMIZ!  

2) Utanma: Davamızdan, düşüncemizden, dergimizden, hizmetimizden, Milli Çözüm’den, Kur’an’ın katıksız talebesi olmaktan utanmadan, gocunmadan yaşayalım. Onurla yaşamak BUNA denir. 

ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZIN ÖĞÜTLERİ, KURTULUŞUN TEK ADRESİ OLDUĞUNU NEZAMAN KAVARAYACAĞIZ! 

PEKİ, MİLLİ ÇÖZÜM NE? MİLLİ ÇÖZÜM, ERBAKAN’IN MİLLİ GÖRÜŞÜN KENDİSİDİR. 

3) Umutla yaşayalım. Dünyada zafere, ahirette asıl cennetin fethine hazır olalım.   

Kafirler, sadece ahireti inkar etmekle kafir olmuyorlar. Ahirete belki inanıyorlar.  Ama dünya hayatını ahiretten daha önemli daha öncelikli sayıyorlar. Ahiretten çok dünyayı seviyorlar. Bu durum çok tehlikeli bir durumdur. 

O gün Resulüllah (SAV) ve bir avuç İslam kahramanı, azgın ve sapkın Yahudileri yetkisiz bıraktığı gibi, bugün de bir avuç HAMAS kahramanları ve Milli Şuur Milli Çözüm fedakârları İsrail’i yıkacaktır!..

Bugün maalesef Filistin yaramızla ilgili, bir sürü doğru tespit ve temennilerden sonra, “Efendim İsrail mallarına, koka kolaya boykot uygulamalıyız!” diye bağlayanlar, yanılmakta ve toplumu aldatmaktadır. Oysa hem Türkiye’mizde hem İslam âleminde hem bütün yeryüzünde zirai veya sınai hemen bütün mallar Yahudi şirketlerin kontrolü altındadır. Unutmayınız bu iktidarın övündüğü TOGG’un elektrik motorunu satın aldığı Alman Bosch firması Yahudilerin malıdır. İHA’larınızın, SİHA’larınızın motorlarını satın aldığınız Kanada ve Ukrayna şirketleri Yahudilerin malıdır. Cumhurbaşkanı’nın, Bakanların makam arabaları Yahudi markasıdır. Yani Siyonizm’i çökertmeden onların elinden kurtulamazsınız. Bunun için de tek çare Erbakan’ın tarihi projelerine ve cesaretine sahip olmaktır. Tek çare İslam ülkelerinin, olmadı tek başına Türkiye’nin İsrail’e müdahale kararı almasıdır!

Söz ustası ve Millet sevdalısı siyasetçilerimizden Rahmetli Osman Bölükbaşı’nın da bulunduğu bir helikopter seyahatinde, Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Hanım, bir köyün üzerinde alçak uçuş yaparken, kendilerini seyreden köylüleri sevindirmek için biraz para atar… Bölükbaşı ona dönerek:  “Kızım, helikopterden para yerine Babanı at ki bütün Millet sevinsin!..”   esprisini patlatır. Şimdi, Filistinli kardeşlerimize iyilik yapmak ve İsrail’e engel olmak isteyenlerin, önce bu AKP iktidarına ve Cumhur İttifakı’na karşı çıkmaları lazımdı… Çünkü iktidarın resmi itiraflarıyla, Siyonistler; soykırım katliamları yetmiyormuş gibi, ekmek, su, ilaç ve gıda malzemeleri gibi en hayati ihtiyaçlarının Gazze’ye girişini yasaklarken, bunlar gizli-açık binlerce gemi dolusu malı Türkiye’den İsrail’e ulaştıran dindar kahramanlardı (!?)

***

TOPRAK AYAĞIMIZIN ALTINDAN KAYARKEN, ÜLKE ADIM ADIM İŞGALE DOĞRU GİDERKEN GEREK İKTİDAR GEREKSE MUHALEFETİN DERDİ HALA RANT, BENDE BİRŞEYLER KAPABİLİRMİYİM DERDİNDE. BU GERÇEKLERİ DE MİLLİ ÇÖZÜMDEN BAŞKA HAYKIRAN DİLE GETİREN KİMSE KALMADI, PEKİ NEDEN SADECE MİLLİ ÇÖZÜM DİLE GETİRİYOR, DİĞERLERİ GÖRMÜYOR YADA GÖRMEZDEN GELİYOR, KURTULUŞUN KAPISI MİLLİ ÇÖZÜM DE O SEBEPTEN, ERBAKAN HOCAMIZIN 1980 YILINDA DİLE GETİRDİĞİ GERÇEKLE BİTİRELİM.

“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki: TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”

TRT Basın Toplantısı, Yazarlar soruyor – Nisan 1980

https://youtube.com/shorts/yZk6nSkz5bU?si=1ivEtjvpMwfp93pt

Kalp gözünüzle bakın!
Siyonist işbirlikçisi olan ve birbirinden fakları bulunmayan iktidar ile muhalefetin yürüttükleri gizli ve kirli siyaset sonunda giderek yoksullaşan, perişan ve öfkeli hale gelen yurttaşları NARKOZLAMAK için; iktidar “NORMALLEŞME” muhalefet “YUMUŞAMA” ifadelerini kullanmaya başladı.
“Normalleşme ve yumuşama” arayışları iktidar ve muhalefetteki işbirlikçilerin ortaklaşa yürüttükleri suç ve soygun düzenini toplumdan gizlemek amaçlıdır.
Bu makale, “NORMALLEŞME” “YUMUŞAMA” denilerek kurulan Siyonist tezgâhı gözler önüne seriyor.

Siyonizm’in nasıl bir mikrop olduğunu  Aziz  Erbakan Hocamız hayatı boyunca anlattı. Yahudi batıl olan dünya hakimiyeti davasını gerçekleştirmek için nüfus ve toprak çoğunluğunu sağlayamadığından piyon olarak yıllarca İngiltere’yi seçmiş ardından 2.Dünya savaşı sonrası piyon değişikliğine giderek ABD’yi siyasi emelleri için kullanmış ve halen kullanmaktadır. Bu hususla birlikte faiz lobisini ve para piyasasını ellerinde bulunduran Yahudi, vadedilmiş topraklar olarak gördüğü Nil ile Fırat arasına yerleşme gayesiyle yaptığı zalimane mücadelede kendisine ses çıkartacak kim varsa ekonomik krizlerle, ihtilallerle, siyasi oyunlarla susturmuş ve batıl olan davası için mücadelesine devam etmiştir. 
   6 gün savaşlarıyla İslam dünyasının tamamen dağınık olduğunun farkına varan Siyonizm, arz-ı mev’ud diye adlandırılan vadedilmiş topraklara hakim olmak gayesiyle gün geçtikçe zulmünü arttırmış ve bugün geldiğimiz noktada dünyada teşkil edilmiş hiçbir kurum ve kuruluşu dikkate almayarak Gazze’de insanlık dışı bir katliama devam etmektedir. 
  Geçmişe bakarak ders çıkartan akabinde gayret ederek geleceğe yön verme düsturunu kendine dert edinmiş Millî Çözüm olarak bu yapıyla mücadelenin öncelikle Türkiye de Millî Çözüm e inanan bir Cumhurbaşkanı ve Milli Çözüm e inanan hükümetin kurulması ve tüm insanların huzur ve barış içinde yaşamını amaçlayan Adil Düzen projelerini hayata geçirmek ile  mümkün olur.
 Tüm dünyada buna inanan ve bu yönde hazırlığı olan Milli Çözüm den başka bir hareket ve ekipde bulunmamaktadır.
    Bu nimetin kıymetini bilmeyi Allah bizlere nasip etsin inşallah.
  

İran Cumhurbaşkanının uçağının düş(ürül)mesi, Trump Olayı, birbire yakınlaşıp saflarını sıklaştıran ve aynı şekilde aleni biçimde karşılıklı parmak sallayan ve tehdit savuran ülkeler ve tabi kimin eli kimin cebinde belli değil yetiş Müge Abla cinsinden ülkem siyaseti.

İşte bu hengame içerisinde bir taraftan siyonizmin tüm kirli planlarına karşı dimdik duran ve açıkça meydan okuyan kahraman Hamas Mücahitleri ve makalelerle şiirle konferanslarla her türlü kirli pazarlığı, ihanetleri, ve olayların perde arkasını en ince ayrıntısı ile deşifre eden Milli Çözüm ekibi…

Görünen köy kılavuz istemez “Adil Düzen Medeniyeti”nin ışıkları görünüyor. Allah bu vakte kadar hakikat yolunda canla başla çalışan, yorulan ve yoğrulan hiç bir abimizin, kardeşimizin nasibini kesmesin istikametten ayırmasın (Amin)

SESSİZ DİN(İ)DARLARIN DİLSİZLİĞİ!

7 Ekim sabahı ilk haberi aldığımızda içimizi büyük bir sevinç ve umut kapladı!

Hamas, 76 yıllık esaret ve zulme dur demek için büyük bir operasyon başlatmıştı. 6 Ekimi 7 Ekime bağlayan gecede biz uyurken, biz Müslümanlar… Gerçi ne zaman uyanık olmuştuk ki?

Hidayeti alınmış ve vicdanları kapkara kor bağlamış DİN(İ)DARLAR uyurken “Aksa Tufanı” harekâtı başlamıştı.

Şanlı ve bir o kadar şerefli…

İnanların; Yüz akı, umudu, sevinci oluvermişti.

Biz inanlar mutluyduk, heyecanlı idik. Mescid-i Aksa’mızın esaretten kurtulması için düğmeye basılmıştı.

Bu sadece Mescid-i Aksa’nın özgürlük meselesi değildi, Siyonizm tarafından 76 yıldır esaret altında olan, adeta açık hava hapishanesine dönüştürülmüş Filistin’in “Milli Mücadele” harekâtı idi…
Peki, biz o kadar mutlu ve heyecanlı iken; Korsan İsrail ile normalleşen, ticaretlerine gemilerine zeval getirmeyen, önce ticaret yok diyen, sonra kısıtladık diyen daha sonrasında ise tamamen kestik diyen yöneticiler, bizler gibi mutlu ve heyecanlı mıydı?

Gerçi ticarete kesilmiş değildi. Halen Mısır üzerinden rota değiştiren gemiler, İsrail’e yürümeye devam ediyordu.

Acı ve bir o kadar kahredici.

Müslüman kardeşlerimizin kanları ile bayram eden Siyonistlerin tedarikçisi DİN(İ)DAR MÜSLÜMANLARDI.

Evet dostlar, Aksa Tufanı başladığından bu güne biz mutlu, heyecanlı ve umutluyuz. İnanların inancında zafer İslam’ın olacak, biz buna inanmışız… Vaat sağlam kaynaktan verilmiş bizlere, Nurumu Tamamlayacağım demiş Rabbimiz. Biz onun gemisinde Filistinli kardeşlerimiz ile birlikte tüm inanlar, Cennet yurdunun yolunu tutmuşuz…

Peki, gemilerin rotalarını Mısır üzerinden Tel Aviv’e çeviren, İsrail ile normalleşen anormal Din(i) darlar, ebedi yurt ahirette nerenin yolunu tutacak?

Anlaşılan o ki; biz Peygambere komşuluk arzusu ile yanıp tutuşurken, onlar alevlerin arasında; Ariel Şaron, Şimon Peres ile komşu olup, Ebu Lehep ile volta atmanın derdindeler.

Ne diyelim Dostlar, dert var, dert var…

Şükredelim, secdelere varalım…

Böyle onurlu ve şerefli bir derdimiz var!

Rabbimiz, biz İnanların derdini daim ve mutabık kılsın.

Selam olsun, derdi mert kendisi net olan Müslümanlara…

ABD’de iki partili sistem vardı:

İktidar; bir dönem Cumhuriyetçiler, bir dönem Demokratlar arasında Siyonist sisteme ayarlı çark arasında dönüp duruyordu. Piyonlar aynıydı, başka olsa da bir şey değişmiyordu. Siyonist çark kim seçilirse seçilsin her durumda işliyordu.

Ama Türkiye’de durum biraz daha renkliydi. İttifaklarla ABD’deki iki partili sistem taklit edilmeye çalışılsa da, henüz sistem tam oturmamıştı. Bir iktidar ve sanki “birkaç” muhalefet partisi var gibi görünüyordu, ama çark yine aynı çarktı.

Hem ABD halkı, hem Türkiye halkı ve bilumum dünyadaki tüm halklar demokrasi masalıyla uyutulup, kendilerine dayatılan adayları güya kendileri seçip iktidara taşıyorlardı.

Dünyayı dolar organizasyonu ile sömüren Siyonist çete, ülkelerdeki seçim seremonisi bitince, hem iktidara taşınanlara hem muhalefette kalanlara, görevlerini layıkı ile yapmanın ödüllerini elbet veriyorlar, herkes payını alıyordu. Sonra onları aralarında anlaştırıyorlar, gerekirse birbirlerinin gizli dosyalarını örtbas ettiriyorlardı.

Halk ezilmiş, sömürülmüş, açlık sınırındaymış, dünya savaşı çıkmış, kıyamet kopmuş; bu edilgen piyonlar zaten bu ülkenin hayrına bir şey yapamazlar.

Aziz Hocamızın buyurduğu gibi: Ya dünyada ADİL DÜZEN’e geçeceğiz, ya da bir köyde bile hükmümüz geçmez.



Biz; Rabbimizin va’adi Hak’tır diye iman etmişiz… Ülkemizle birlikte tüm insanlığın kurtuluşu için beklemedeyiz. 

Makaleyi şu sözler çok güzel özetlemekte:


Söz ustası ve Millet sevdalısı siyasetçilerimizden Rahmetli Osman Bölükbaşı’nın da bulunduğu bir helikopter seyahatinde, Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Hanım, bir köyün üzerinde alçak uçuş yaparken, kendilerini seyreden köylüleri sevindirmek için biraz para atar… Bölükbaşı ona dönerek:  “Kızım, helikopterden para yerine Babanı at ki bütün Millet sevinsin!..”   esprisini patlatır. Şimdi, Filistinli kardeşlerimize iyilik yapmak ve İsrail’e engel olmak isteyenlerin, önce bu AKP iktidarına ve Cumhur İttifakı’na karşı çıkmaları lazımdı… Çünkü iktidarın resmi itiraflarıyla, Siyonistler; soykırım katliamları yetmiyormuş gibi, ekmek, su, ilaç ve gıda malzemeleri gibi en hayati ihtiyaçlarının Gazze’ye girişini yasaklarken, bunlar gizli-açık binlerce gemi dolusu malı Türkiye’den İsrail’e ulaştıran dindar kahramanlardı (!?)

Evet ülkemizin en büyük problemi AKP iktidarıdır. Önce kötüyü yanlışı çirkini zararlıyı zulmü oluşturan çanak tutanı etkisiz yetkisiz çaresiz bırakmalı ki ; iyi doğru güzel faydalı ve adil olanı hakim kılmak yeni adil bir dünya nizamını oluşturmak sonraki adım oluyor.

Şu an günümüzde tüm insanlığın kurtuluş çaresi aradığı ülke TÜRKİYE… Çünkü bu problemin üstesinden gelecek ve çözüm üretecek projeleri planları hazırlıkları sadece TÜRKİYE VE AZİZ ERBAKAN HOCAMIZLA BERABER ONUN DEVAMI OLAN MİLLİ ÇÖZÜM EHLİ ÜSTAD AHMET AKGÜL Hocamızda bulunmaktadır…

Önce Türkiye’de Milli Çözüm ‘e inanmış bir Cumhurbaşkanı’nın iş başına getirilmesi anahtarların teslim edilmesi, akabinde zulüm ve terör şebekesi kuduz İsrail’in ve işbirlikçi avanelerinin etkisiz çaresiz bırakılıp elebaşlarının en büyük ceza ile cezalandırılması ve akabinde inşaallah ADİL DÜZEN’İN İLANIYLA yeni bir devrin başlaması başlatılması ile insanlık kurtuluşa ulaşacaktır… İşte her türlü hazırlığı elinde bulunduran isteyen , bu hazırlıkları olgunlaştıran Milli Çözüm Üstad Ahmet AKGÜL Hocadan başka ikinci bir hareket ikinci bir şahsiyet bulunmadığından, sünnetullah genelde hep isteyene hazırlık yapana bu konuda gayret ve çaba gösterene olagelmiştir.

Evet devran Milli Çözüm’ündür!
Çatlasanız da, patlasanız da, kin ve hasedinizden kıvranıp dursanız da… Beklenen ve müjdelenen zafer ve şeref MİLLİ ÇÖZÜM’e ait olacaktır!.. İşte bizzat Aziz Erbakan Hocamızın o tarihi ve talihli hatırlatmaları:
“Bakın size kesinlikle ifade ediyorum ki; TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU; Milli Çözüm’e inanan bir Cumhurbaşkanı’nın o makama oturması, Milli Çözüm’e inanan bir Hükümet’in kurulması ve yeni bir devrin başlamasıyla mümkündür!”

Resulüllah (SAV) ve bir avuç İslam kahramanı, 
azgın ve sapkın Yahudileri yetkisiz bıraktığı gibi, 
Milli Şuur Milli Çözüm fedakârları ÜSTAD AHMET AKGÜL HOCAMIZIN öncülüğünde İsrail’i yıkacaktır!..

Hiçbir şeytan ve şeytan bozuntusu buna engele olamayacaktır!..

“Cumhurbaşkanı’nın, Bakanların makam arabaları Yahudi markasıdır. 
Yani Siyonizm’i çökertmeden onların elinden kurtulamazsınız. 
Bunun için de tek çare Erbakan’ın tarihi projelerine ve cesaretine sahip olmaktır. 
Tek çare İslam ülkelerinin, olmadı tek başına Türkiye’nin İsrail’e müdahale kararı almasıdır!”

Evet, Aziz Erbakan Hocamızın projelerine sahip olan Üstad Ahmet Akgül Hocamızdan başkası var mı??? Sahip olmayı boş verin anlayan, ahlatabilecek yok be kardeşim!..

Kaldı ki sadece cesaretle sahiplenmekte yetmiyor; Yukarıdaki makaleyi bu şekilde (sadece gerçekleri bir ucundan anlatmakla değil) tas tamam anlatabilen, yazan var mı? 

Hakikati tamda anlayacakları netlikte hedefi 12’den vurur gibi anlatan Üstad Ahmet AKGÜL Hocamız ancak “İsrail’e müdahale” kararı alabilir!.. 
Gerçekleri yazmaktan acizlerin, korkakların, höd deyince kaçan kancıkların işi olamaz bu şerefli ve onurlu kararı almak. 

Sonuç olarak;

Her konuda dışa bağımlılıktan kurtulmak üzere Milli atılımlar başlatan Atatürk’ten ve Erbakan Hocamızdan sonra onların tarihi projelerini ve eserlerini tahrip ve talan etme ve hedefine ulaşmamasına yönelik girişimlere destek verenlerin vebali de sizin ve desteklediğiniz parti ve hükümetlerin ve Milli Çözüm’e karşı girişim içerisinde olanların boynundadır. 

“Ey iman edenler, Allah’tan korkun (kendinize çekidüzen verin) ve (her konuda mutlaka) doğru ve uygun (anlaşılır, yararlı, ‘sedid’; çerçevesi sağlama alınmış, istismara kapalı) söz söyleyin.” (Ahzâb: 70)

Vaadedilmiş toprakları ele geçirip Dünya Krallığı kurma Siyonist Yahudilerin idealleridir.
Siyonist Yahudiler, kendilerine vaadedilmiş toprakları tamamen ele geçireceklerine ve Yahudi dünya hâkimiyetini sağlayıp Dünya Krallığı kuracaklarına inanmaktadırlar.
Vadedilmiş Topraklar; Mısır, Irak, Lübnan, Suudi Arabistan, İran’ın bir bölümü ve özellikle Türkiye’nin de doğu ve güneyini kapsamaktadır.
İsrail’in Hamas ile savaşının temelinde; vaadedilmiş toprakları ele geçirmek için, sınırlarını genişleterek Ortadoğu ve Anadolu’yu içine alan bir bölgeye hâkimiyet kurmak sevdası bulunmaktadır.
İsrail, HAMAS’ı savaşsız saf dışı etmek ve İsrail’i büyültmek için, bölgedeki işbirlikçi hain iktidarlar ile birlikte şeytanı planlar yapmaktadır.

İsrail ve ABD, İran’ı kışkırtmak ve bu ülkeye saldırmak üzere bahane hazırlamaktadır!

Siyonist İsrail’in varlığı Türkiye için açık bir tehdit ve tehlikedir!
Türkiye’ye yönelik Siyonist tehdit ve tehlikelerden habersiz, iktidar ve muhalefetin “PAYLAŞ” telaşları; biraz sonra boğazlanmak üzere kesimhaneye doğru götürülen başlarına geleceklerden habersiz, rastladıkları bir otu-çiçeği koparıp midelerine aktarmak, bir kısmı da rastladıkları dişilerini koklayıp atlamakla uğraşan TOSUNLARDAN farksızdır!

Asr-ı Saadet’ten günümüze; Şekil ve Kemiyet başkalaşsa da, Zihniyet ve Mahiyet aynıydı!
O gün Resulüllah (SAV) ve bir avuç İslam kahramanı, azgın ve sapkın Yahudileri yetkisiz bıraktığı gibi, bugün de bir avuç HAMAS kahramanları ve Milli Şuur Milli Çözüm fedakârları İsrail’i yıkacaktır!..

İsrail’i ve Yahudi sermayesini boykot etmeye, İsrail ile işbirliği yapan işbirlikçi iktidardan başlarsanız ve yerli-milli üretimi başarırsanız bunun bir anlamı ve yararı olacaktır.
Türkiye’mizde hem İslam âleminde hem bütün yeryüzünde zirai veya sınai hemen bütün mallar Yahudi şirketlerin kontrolü altındayken…
İnsanımızın ihtiyaç duyduğu zirai, sınai ve teknolojik mamulleri üretmek ve Milli geliri yükseltmek yerine, ülkeyi batıran ve Yahudi Bankalarından sürekli faizli dış borç alan…
Her konuda dışa bağımlılıktan kurtulmak üzere Milli atılımlar başlatan Atatürk’ten ve Erbakan Hocamızdan sonra onların tarihi projelerini ve eserlerini tahrip ve talan etme vicdansızlığını yapan…
İsrail işbirlikçisi iktidarın bütün vebaline ortak olan yandaşların “koka kolaya boykot” diye ortaya çıkması, sadece toplumu aldatmaktır.

Siyonizm’i çökertmeden onların elinden kurtulamazsınız.
Bunun için de tek çare Erbakan’ın tarihi projelerine ve cesaretine sahip olmaktır.
Tek çare İslam ülkelerinin, olmadı tek başına Türkiye’nin İsrail’e müdahale kararı almasıdır!

Last edited 1 yıl önce by Necati AKGÜL

Bizim davamız İslam’dır. Gayemiz Allah’ın rızasını kazanmaktır. Hedefimiz Hak nizamı hakim kılmaktır. Arzumuz tüm insanlığın saadetidir. Yolumuz cihattır. Yolumuz ikna metodudur. İnsanlığın kurtuluşu ancak İslam ile mümkündür. İslam ise Allah yapısıdır. Dolayısıyla mükemmeldir, eksiklik ve fazlalık kabul etmez. Bu dava için çalışmak herkese nasip olmaz. İster gecenizi gündüzünüze katıp bu hak dava için çalışın, ister yan gelip yatın. Bu hak davanın başarısını ne bir gün öne alabilirsiniz, ne bir gün geciktirebilirsiniz. Bütün mesele bu şerefli davada nasıl bir imtihan vereceğimizdir.

Dolayısıyla Allah bir kulunu severse onu davasına hizmet ettirir. Hayırla meşgul eder. Allah rızası öncelikli işler yapın ki Allah’ın yardımı gelsin. Allah’ın yardımı geldi mi o zaman kimse size galip gelemez. Siz galip gelirsiniz. Dünyanın düzelmesi Milli Görüşçülerin çalışmalarına bağlıdır. Birlik ve beraberliğinizi bozmayın.

Ey Milli Görüşçüler!

Şu söyleyeceklerime dikkat buyurun; tarih içerisin de, yaşadığımız şu kısa anların kıymetini belki bugün anlayamayabiliriz. Ama gün gelecek ne kadar mühim bir vazife ifa ettiğinizi, gelecek nesiller sizi anlatarak ortaya koyacaktır.

Bütün bu çalışmalar esnasında her zaman şu duayı yapmalıyız: “Ya Rabbi! Sen bize her zaman Hakk’ı, Hak olarak göster, bâtılı bâtıl olarak göster. Hakkı tutmayı nasip et. Bâtıldan muhafaza buyur.”

Sizlerin bu çalışmaları ve dünyanın bugünkü gidi- şatı karşısında hiç kimse İslam Birliği’nin kurulmasına mani olamayacaktır. Bu, kaçınılmaz bir zarurettir. İslam Birliği, mutlaka ama mutlaka kurulacaktır. İster Batı ister Doğu, hangi sistem olursa olsun ahir ömrünü yaşamaktadır. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi oyunları oynarlarsa oynasınlar, hepsi yok olup gidecektir.

Herkes bilsin ki Allah nurunu tamamlayacaktır.

Bütün bu önemli konuları tarih önünde ve milletimizin yüksek huzurlarında böylece ifade ettikten sonra son olarak şunları söylemek istiyorum:

Ben bu mücadeleyi ikbal, makam, şöhret veya seçimlerde bana oy versinler diye yapmadım.

Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım.

      Prof.Dr.NECMETTİN ERBAKAN

Tuzak kuranların en hayırlısı Allah’tır!

İneklerin çatlayıncaya kadar yem yediği gibi..
Haram yemekten çatlamak üzeresiniz!
Çok yakında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gücünü göreceksiniz!
“Değil o koltuğa oturduğunuza, ananızdan doğduğunuza pişman oluvereceksiniz!”

Güzel bir söz, Yanlış emsal doğru örnek olarak gösterilmez denir. AKP İktidarının geldiği günden bu güne kadar yaptıklarının çoğu yanlış ve yanlı olduğu her akıllı insanca bilinir görülmektedir. Hızlı bir şekilde İlçe belediye başkanlığından İstanbul Büyük şehir belediye başkanlığına halkın içinde yürüyerek göya taban çalışması ile gelen İmamoğlu, yanlış bir emsal almış ve aynı hızla devam etmektedir. Kendince belirlediği hedefe varmanın yolunu birilerinin eteğine tutunarak varmak olarak olduğunu zanneden zavallı bir anlayış. Kış aylarının karlı akşamlarında, yabancı elçilerle balık restoranlarına yapılan kulis yemeklerinin bu günlerde ne tür anlamlar kazandığı anlaşılmaktadır. Kimine göre yumuşama, kimine göre normalleşme, amma illede belli mahvillerden icazet alma el öpme etek öpmek, küresel siyonist güçlere biat etme günleri imiş. Zaten bu yumuşak normalleşme ile ilgili bazı hazır kıta yazarları, gazete köşelerinde ve TV. Programlarında Almanya’daki sol ve muhafazakârların büyük koalisyonlarını örnek göstererek bu yumuşak normalleşme ile ilgili yumurtlama folluğunu hazırlamaya başlamışlardı. Bu necip milletin anasına avradına sinkaf ve küfürde bulunan İtalya’nın eski azgın tekesi ile akrabalığı olan, bu beşli çete üyesinin eline tutunarak, yumuşak normalleşmenin geleceğine fener tutmaktadır. Anadolu da yaşlılar şimdiki gibi dişlerde implant ve gelişmiş dış tedavisi olmadığı için, gençlere evladım dişiniz keserken bolca yiyin derlerdi. Bu yumuşak normalleşmeciler bu sözü yanlış anlamışlar, onlar sofradaki yemeği kast ederlerdi, oysa bunlar Yahudi ortaklıkların içerisinde hem gelecek kaygısı ile uşaklığa hemde milletin malından çalışarak kurulan sofradan nekadar çalarsan kardır yumuşaklığı göstermiştirler. Gazzedeki katliamı ve soykırımı hazmedemeyen İsrail’e ticari anlaşması olan İzmir’li CHP li bir işadamı ne pahasına olursa olsun bu ticari anlaşmayı tek taraflı fesederek ben bu zulme ortak olmam demişti. Bu ülkede vatan severliği milliyetçiliği kimseye kaptırmayan nicelerine rağmen, insan azda olsa böyle CHP lileri görünce mutlu oluyor ama yumuşak normâlleşmecilerin yanında çok ama çok azınlıktalar. Anlaşılan odurki yumuşamacılarla, normalleşmecilerin kaderi aynı olacak. Neredenmi biliyorum çünkü, sabreden sadakat gösteren ve yaşayan muhakkak görecek neyimi? Milli çözüm’cü bir Cumhur Başkanı’nı ve milli çözüm’e inanmış kadroları. Zira her geçen gün bu ülkenin her insanından bu müjdeyi kulaklarımızla duyuyor ve görüyoruz. Bunlar faniler yani insanların itirafları, oysa yıllar önce Erbakan hocam müjdelemişti. O gün yakın ve çok yakında gerçekleşecek İnşaAllah. Her makalesinde hacimli bir kitapta bile zor anlatılan bir konuyu, bir kaç sayfada birden fazla çok ciddi olayları anlatma maharetine ve kabiliyetine sahip olan Ahmet hocam yine körün gözüne bile derman olacak bir makale hazırlamış eline sağlık, aslında geleceğin lider Ülkesinde nasıl bir yağma ve talan, peşkeş, hırsızlık var adeta bir şuç duyurusu yapmış. Yumuşak normalleşmecilerle ilgili. Denirya ya devlet başa, ya kuzgun leşe. Hz. Ali devletin dini adalettir der. Bu ciğer paresi ülkemde yiyecek ekmek bulamayan, başını sokacak bir dam bulamayan, milyonlarca insana rağmen, aksırıncaya, tıksırıncaya, kusuncaya kadar yiyen yumuşak normalleşmeciler, bu millet affeder ama asla unutmaz bir gün devletin dini adalettir gerçeği,hesap defterini önünüze muhakkak koyacaktır. Allah’a emanet olun, kalın sağlıcakla.

O gün Resulüllah (SAV) ve bir avuç İslam kahramanı, azgın ve sapkın Yahudileri yetkisiz bıraktığı gibi, bugün de bir avuç HAMAS kahramanları ve Milli Şuur Milli Çözüm fedakârları İsrail’i yıkacaktır!..

Siyonizm’i çökertmeden onların elinden kurtulamazsınız. Bunun için de tek çare Erbakan’ın tarihi projelerine ve cesaretine sahip olmaktır. Tek çare İslam ülkelerinin, olmadı tek başına Türkiye’nin İsrail’e müdahale kararı almasıdır!

Yarınlar İslam’a müjde, Siyonizm’e gazap,
“Karitas”ı unutan haça hüsran getirecek. 
Lanetli Sammael’in dostu kanlı Zelotlar Yarın bölükler halinde Gehenna’ya girecek.
 İsrail’in ananevi terörüne gölge olan Haç, Yarın Hristos’un eliyle çökecek. 
Ve çok şeye gebe olan yarın, zulmün yıkılmaz Sanılan paktlı kaleleri bir bir düşecek.

Ülkemizde işbirlikçi iktidar ve küçük ortakları mhp ve sözde muhalefet gerçekte özgür özelle yenilenmiş chp rant ortaklıkları, yandaş-candaş işbirlikleri.. zahirde başka gerçekte bambaşka niyet ve icraatlarını Milli Çözüm en doğru şekilde işin iç yüzünü anlatarak toplumu ve ilgilileri uyandırmaktaydı… Hele ki şeytanın şaheseri sayılan siyonizmi ve kirli ilişkilerini gerçek niyetlerini büyük israil planlarını en doğru şekilde analiz edip ortaya koymak yine Milli Çözüme nasib olmaktaydı.. şimdi en önemli konu şu olmaktaydı; nasıl ki işbirlikçiler içindeki menfaat ve rant çatışmaları artık, yeni dünya düzeni kurma iddiasında olan siyonistlerin de kendi aralarında anlaşmazlık ve uymsuzlukları ortaya çıkarmaktaydı.. ve içerdeki kokuşma ve tükeniş dışarda siyonist odaklarda da başgöstermekteydi.. yani Kaderi ilahide yazılı olan zalim siyonist yahudilerin ve işbirlikçilerinin sonları gelmiş.. fiili cihad HAMAS fikri cihad Milli Çözüm eliyle zalimlerin ve işbirlikçilerinin yokedilmesi ve tüm insanlığın barış ve huzura kavuşmasına ramak kalmıştı!..

ÖZEL YAZILAR

YORUMLAR

Son Yorumlar
20
0
Düşünceleriniz değerlidir, lütfen yorum yapın.x
Paylaş...